-
Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.
Almanya'da yaayan Trklerin yaamsal sorunlar,sorular (hayatn iinden)
- Konu Sahibi merdilhan
- Başlangıç Tarihi
- 15 Mart 2007
- 285
- 23
- 318
100 bin Türk'ü korku sardı
Hollanda devletine yaptığı "hizmet" sonucu binlerce Hollanda'da yaşayıp da geliri düşük olduğu için sosyal yardım alan Türkler'i yakan şirketin Almanya'ya yönelmesi, Türkler arasında tedirginliğe yol açtı. Türkiye merkezli şirketin "Size isimleri verelim" teklifinin kabul görmesi halinde, yaklaşık 100 bin Türk, Türkiye'de malvarlığı olduğu tespit edilmesi halinde hem evini satmak zorunda kalacağı gibi, sosyal yardımı da kuruşuna kadar geri ödemekle karşı karşıya kalacak.
YILLAR önce Hollanda devleti adına yaptığı çalışmalarla sosyal yardım alan Türkler'in Türkiye'de malvarlığına sahip olup olmadığını araştıran ve Türkiye'deki mülk sahiplerini Hollanda devletine ihbar eden şirket, Almanya'da yaşayıp da sosyal yardım alan sayısı yaklaşık 100 bin Türk'ün korkulu rüyası haline geldi.
Binlerce işsiz var
Türk şirketinin Alman eyalet hükümetlerine yaptığı "çirkin teklif", Almanya'da yaşayan Türkler'in büyük tepkisine yol açarken, şirketin teklifinin bazı eyaletlerde ilgili komisyonlara havale edilmesi, endişeye yol açtı.
Teklif kabul edilir de şirketin nasıl elde ettiği belli olmayan gizli bilgileri Almanlar'a para karşılığında satması halinde, bu olaydan 100 bine yakın Türk etkilenecek. Almanya'da Türk işsiz sayısının 170 bin olduğu ve bunların 50 bininin yaşlı işsizler olduğu düşünülürse, etkilenecek insan sayısının en az 100 bin olduğu göze çarpıyor.
İşsizlik yardımının çok az olmasının dışında, emekli Türkler de bundan etkilenecek. Çünkü Alman makamları, emeklilerin de durumunu inceleyecek ve yıllar önce sosyal yardım alanların isimlerini belirleyerek, emeklilerden de para geri isteyecek. Bu durumda, mağdur sayısı çok daha fazla olacak.
Hollanda'da mağdurlar
Almanya'da işsiz olduğu için geçinemeyen ve bu nedenle sosyal yardım alan Türkler, Türkiye'de sahip oldukları arsa, ev ya da daireyi ilerde satışa zorlanmamak için bildirmemişse, bu mülkleri satmak zorunda kalacak.
Sözkonusu şirket, yıllar önce de Hollanda adına yaptığı araştırmadan sonra isimleri Den Bosch belediyesine teslim etmiş, belediye de sınırları içinde yaşayan Türkler'e, "Sosyal yardımı geri öde" diyerek, Ankaralı bir ailenin dairesini sattırmıştı. Onlarca aile, bu uygulamadan ötürü mağdur kalmış, insanlar sosyal yardım paralarını geriye ödeyemediği için malvarlığını satmak zorunda kalmışlardı.
Bazıları ise, sosyal yardımın dışında bir gelire sahip olmadığı için sosyal yardımın ödenmeye devam etmesi için evini satıp parasıyla bir süre geçindikten sonra, yeniden yardım almaya mecbur kalmıştı.
Merkezi Türkiye'de olan şirket yetkilileri ise, konu hakkında pek bilgiye sahip olmadıklarını, ancak böyle bir talimat vermediklerini belirtti. "Biz bu konuyu bugün öğrendik" diyen şirket yetkilisi, "Biz oradaki ofisimize böyle bir talimat vermedik ve böyle bir yönlendirmede bulunmadık. Bu oradaki personelin bir tür pazarlama refleksiyle davrandığını gösterir" dedi.
Süreç nasıl işleyebilir?
Türkiye'deki şirket, yıllar önce Hollanda devleti adına Hollanda'da yaşayıp da Türkler'in tapu kayıtlarını incelemiş ve bunun sonucunda Türkiye'de evi olduğu halde sosyal yardım alan Türkler'in isimlerini tek tek bildirmişti.
Almanya'daki eyalet hükümetlerinin şirketin getirdiği teklifi kabul etmesi halinde, örneğin Hessen Eyaleti'nde yaşayıp da sosyal yardım alan bir Türk şöyle bir süreç yaşayabilir:
- Sosyal yardım dairesi ya da belediye, Türkler'in isimlerini şirkete bildirecek.
- Şirket, "ihbar" edeceği kişi başına belirli bir ücrete anlaşıp, bu kişiler hakkında araştırma yapacak.
- Ardından şirket, özel bilgilerin gizliliği esasına rağmen tapu dairelerindeki adamları sayesinde gizli bilgilere ulaşacak ve bu bilgileri Almanya'ya aktaracak.
- Almanya kendisine bildirilen isimlerin nerede nasıl bir malvarlığına sahip olduğunu görecek.
- Malvarlığı olan isimlere birer mektup yazıp, bu konudaki savunmasını isteyecek.
- Vatandaşların cevabını bekleyen Almanlar, aynı zamanda da bu kişinin kaç yıldır, ne kadar yardım aldığını hesaplayacak.
- Belediye ardından, "7 yıldır haksız yere sosyal yardım aldığınız tespit edildi. 7 yıl içinde toplam geri ödemeniz gereken miktar 42 bin Euro" şeklinde bir mektupla, verdiği parayı faiziyle birlikte geri isteyecek.
- Belediye bu sürecin ardından bir de suç duyurusunda bulunup bu kişiler hakkında "sosyal yardım dolandırıcılığı" iddiasıyla şikayetçi olacak.
Muhbir şirkete tepki yağdı
Avrupalı Türkler, Türkiye merkezli bir şirketin Alman hükümetine, "Bize sosyal yardım alanların isimlerini bildirin, biz de size Türkiye'de evi olup olmadığını bildirelim" teklifini götürmesine büyük tepki gösterdiler. Vatandaşlar, "Özel bilgiler nasıl olur da para karşılığında verilebilir" dediler.
Kaynak: Hürriyet-Avrupa
Hollanda devletine yaptığı "hizmet" sonucu binlerce Hollanda'da yaşayıp da geliri düşük olduğu için sosyal yardım alan Türkler'i yakan şirketin Almanya'ya yönelmesi, Türkler arasında tedirginliğe yol açtı. Türkiye merkezli şirketin "Size isimleri verelim" teklifinin kabul görmesi halinde, yaklaşık 100 bin Türk, Türkiye'de malvarlığı olduğu tespit edilmesi halinde hem evini satmak zorunda kalacağı gibi, sosyal yardımı da kuruşuna kadar geri ödemekle karşı karşıya kalacak.
YILLAR önce Hollanda devleti adına yaptığı çalışmalarla sosyal yardım alan Türkler'in Türkiye'de malvarlığına sahip olup olmadığını araştıran ve Türkiye'deki mülk sahiplerini Hollanda devletine ihbar eden şirket, Almanya'da yaşayıp da sosyal yardım alan sayısı yaklaşık 100 bin Türk'ün korkulu rüyası haline geldi.
Binlerce işsiz var
Türk şirketinin Alman eyalet hükümetlerine yaptığı "çirkin teklif", Almanya'da yaşayan Türkler'in büyük tepkisine yol açarken, şirketin teklifinin bazı eyaletlerde ilgili komisyonlara havale edilmesi, endişeye yol açtı.
Teklif kabul edilir de şirketin nasıl elde ettiği belli olmayan gizli bilgileri Almanlar'a para karşılığında satması halinde, bu olaydan 100 bine yakın Türk etkilenecek. Almanya'da Türk işsiz sayısının 170 bin olduğu ve bunların 50 bininin yaşlı işsizler olduğu düşünülürse, etkilenecek insan sayısının en az 100 bin olduğu göze çarpıyor.
İşsizlik yardımının çok az olmasının dışında, emekli Türkler de bundan etkilenecek. Çünkü Alman makamları, emeklilerin de durumunu inceleyecek ve yıllar önce sosyal yardım alanların isimlerini belirleyerek, emeklilerden de para geri isteyecek. Bu durumda, mağdur sayısı çok daha fazla olacak.
Hollanda'da mağdurlar
Almanya'da işsiz olduğu için geçinemeyen ve bu nedenle sosyal yardım alan Türkler, Türkiye'de sahip oldukları arsa, ev ya da daireyi ilerde satışa zorlanmamak için bildirmemişse, bu mülkleri satmak zorunda kalacak.
Sözkonusu şirket, yıllar önce de Hollanda adına yaptığı araştırmadan sonra isimleri Den Bosch belediyesine teslim etmiş, belediye de sınırları içinde yaşayan Türkler'e, "Sosyal yardımı geri öde" diyerek, Ankaralı bir ailenin dairesini sattırmıştı. Onlarca aile, bu uygulamadan ötürü mağdur kalmış, insanlar sosyal yardım paralarını geriye ödeyemediği için malvarlığını satmak zorunda kalmışlardı.
Bazıları ise, sosyal yardımın dışında bir gelire sahip olmadığı için sosyal yardımın ödenmeye devam etmesi için evini satıp parasıyla bir süre geçindikten sonra, yeniden yardım almaya mecbur kalmıştı.
Merkezi Türkiye'de olan şirket yetkilileri ise, konu hakkında pek bilgiye sahip olmadıklarını, ancak böyle bir talimat vermediklerini belirtti. "Biz bu konuyu bugün öğrendik" diyen şirket yetkilisi, "Biz oradaki ofisimize böyle bir talimat vermedik ve böyle bir yönlendirmede bulunmadık. Bu oradaki personelin bir tür pazarlama refleksiyle davrandığını gösterir" dedi.
Süreç nasıl işleyebilir?
Türkiye'deki şirket, yıllar önce Hollanda devleti adına Hollanda'da yaşayıp da Türkler'in tapu kayıtlarını incelemiş ve bunun sonucunda Türkiye'de evi olduğu halde sosyal yardım alan Türkler'in isimlerini tek tek bildirmişti.
Almanya'daki eyalet hükümetlerinin şirketin getirdiği teklifi kabul etmesi halinde, örneğin Hessen Eyaleti'nde yaşayıp da sosyal yardım alan bir Türk şöyle bir süreç yaşayabilir:
- Sosyal yardım dairesi ya da belediye, Türkler'in isimlerini şirkete bildirecek.
- Şirket, "ihbar" edeceği kişi başına belirli bir ücrete anlaşıp, bu kişiler hakkında araştırma yapacak.
- Ardından şirket, özel bilgilerin gizliliği esasına rağmen tapu dairelerindeki adamları sayesinde gizli bilgilere ulaşacak ve bu bilgileri Almanya'ya aktaracak.
- Almanya kendisine bildirilen isimlerin nerede nasıl bir malvarlığına sahip olduğunu görecek.
- Malvarlığı olan isimlere birer mektup yazıp, bu konudaki savunmasını isteyecek.
- Vatandaşların cevabını bekleyen Almanlar, aynı zamanda da bu kişinin kaç yıldır, ne kadar yardım aldığını hesaplayacak.
- Belediye ardından, "7 yıldır haksız yere sosyal yardım aldığınız tespit edildi. 7 yıl içinde toplam geri ödemeniz gereken miktar 42 bin Euro" şeklinde bir mektupla, verdiği parayı faiziyle birlikte geri isteyecek.
- Belediye bu sürecin ardından bir de suç duyurusunda bulunup bu kişiler hakkında "sosyal yardım dolandırıcılığı" iddiasıyla şikayetçi olacak.
Muhbir şirkete tepki yağdı
Avrupalı Türkler, Türkiye merkezli bir şirketin Alman hükümetine, "Bize sosyal yardım alanların isimlerini bildirin, biz de size Türkiye'de evi olup olmadığını bildirelim" teklifini götürmesine büyük tepki gösterdiler. Vatandaşlar, "Özel bilgiler nasıl olur da para karşılığında verilebilir" dediler.
Kaynak: Hürriyet-Avrupa
cnm benim cok saol walla ya peki orda dogmus olasmadmı gecerliymis bu cnm ilgine cok tsl ler cnm ya
E
EU1
Ziyaretçi
canim sanirim baban ordaysa seni alabilirmis bende sordum babanla iletisim kurman gerekli
almanyada kiralar pahali. burada yasam standardtinin düsmemesini istiyosan esin en az 1500 euro maas almasi lazim.burda mobilyali evler yok tutmak istedigin evlerin hepsi mobilyasiz.benim bildigim ve gördügüm kadariyla. ha eger tutmak istedigin evin önceki kiracisi mobilyasini sana birakmak isterse o ayri mesele.mutfaginida kendin alman lazim türkiyedeki gibi hazir mutfak yok burda. dogum konusunda icin rahat olsun emin ellerdesin burda. cok iyi davraniyolar.cocugun hem alman hem türk vatandasi olur.2002 den itibaren dogan cocuklar otomatik olarak aliyolar. umarim bi yardimim dokunmustur.
ne bilim cok hosuma gitti yani calisan ailenin ne sucu var esim vergisini son kurusuna kadar odesin birileri yan gelip yatsin tabi bide soyle bi gercek var alman devletinin verdigi parayla herhalde tr de ev alacak kimse yok o para o kadar buyukte diil babasindan annesinden yada baska bi yolla almistir evi dicem o zamanda haksizlik olmazmi yani tamam calismiyo yan gelip yatiyo ama ailedne miras kalmissa ev adam ne yapsin saka bi yana alman hukumeti bu issizlik parasini bi sekilde kaldiracak az kaldi.
tsk arkadaslar
HanimAgacim tam gün okul’lari hakinda benim düsüncem biraz daha farkli.
Bence tabii, güvenilir bir aile icinde büyüyen cocuklar icinde bu gereksiz…fakat Almanyada ögleden sonralari cocuklarina güvenilir bir sosyal yasami kac aile cocuguna sagliyabiliyor ki.
Sosyo ekonomik güclü kesim ya bir cocuk sahibi oluyor ,ya hic cocuk dogurmuyor veya gidip ücüncü bir dünya ülkesinden evlatlik ediniyor.
Fakirin ekmegi cocuk’tur Almanya’da bu kendini gösteriyor…verilen cocuk paralari ekonomik gücsüz bir kesim icin gecim kaynagi oluyor.Yapilan arastirmalarda bunu gösteriyor…bilhassa Ghetto dilberlerinin nasil bir tutum sergiledigini televisionda ögleden sonra programlarda izliyebiliyorsun. Cocugun babasi kim oldugunu bile bilmiyorlar…hamile olunca devletten aldiklari yardimlarla gecinip egitimlerini bitiremedikleri icin tekrar egitim kurumlarinda cocuklarinin sayesinde faydalanabiliyorlar.
Parasi ve bir cocuga verebilecek imkanlari olanlar cocuk sahibi olmuyorki.
Gelecekte, düsük cocuk sayisinin ne gibi sorunlar cikartabilecegini yavas yavas herkez anlamaya basladi. HaztzIV bunada bir tepki oldu büyük bir kitle tarafindan bazi yasalarin istismar edildigi anlasilinca...sosyal yardimlar kisitlanmaya baslanildi.
Eskiden camasirmakinesi, television hersey veriliyordu simdi ise evleri ariyorlar baskasinla yasiyormusun diye.
Okul’larin tam gün olmasinin baska nedenlerinden biri de Haupt, Real, Gymnasium sisteminin daha cok bilincli Aile modelleri icin olup...birey anlayisina göre yasamiyan ailelerin cocuklarinin siniflar arasi sosyal göc’ü engelemsesi.
Bu sistem sadece aile cocugun tüm ihtiyaclarin’la ilgilenebiliyorsa ise yariyor...Saglik’li aile modelinde büyüyemiyenler icin frenleyici. Varlik yozlasmasinda...veya Ghetto'larda assosyal’lerin cocuklari bu sistemde düsüyorlar.
En basiti burda yasan türklerin cocuklari arasinda yapilan bir arastirmada sadece 7% Abitur yapabiliyor. Bunlarinda cogunlugu kiz, erkelerin sayisi daha az. ( Bu tabii cok daha baska sorunlarin göstergesi) Yani bu kadar büyük bir kitlenin bu kadar az ünüversiteye girme hakkina sahip olabilmesi korkunc. Ama bir gercek.
Hanimagacim sen, ben ve bu satirlari okuyan bircok arkadasimiz icin bu uygulama cok gereksizdir...fakat bizim gibi birey anlayisini benimseyip cocuklarinin sorumlulugunu tasiyabilenlerin sayisi demekki cok az ki böyle bir istatistik ortaya cikiyor...bu da bizim ufak bir azinllik oldumuzun göstergesidir.
Onun icin burda yapilmak istelenin aslinda iyi sartlar altinda büyüyemiyen cocuklari bir nevi egitmenlerin himayasine verip...gereksiz basibos sokaklarda, veya televisionun önünde vakitlerini öldürmeleri önlenilmeye calisiliyor.
Pisa enstütüsünün yaptigi arastirmada yer yerinden oynadi...neden bizim cocuklarimiz brinciler arasinda degildi diye.( Bu arada türkiye cok daha gerilerdeydi ama mediada hic bir aciklamay yapmadi)
Tam gün okullarinin arkasindaki amac hem dünya standarlarina uymak... baska ülkelerde 12. yil egitimdi...okullari tam gün yaparakta birincilige girmek amaclaniyor.
Kisacasi kurunun yaninda yasda yaniyor...Cünki hem almanlar arasinda hem kendi türk vatandaslarimizda birey anlayisi bir türlü gelistirilemiyor...
Ben burda 36 yildir yasiyorum, üc yasimda geldim.Cok sey kendi gözümle gördüm.
Türkiyede okul tatili üc ay diye, ilk okulda ne ögrenecek’ki deyip cocukla üc ay türkiye’ye gidenleri bile gördüm.
Okula gönderilmiyen cocuklar icin artik para cezasi var...eger ögretmen senin imzana güveniyorsa sorusturma baslatmiyor...isterse baslatabilir ...cocuk okuldan kacarsa bile bu cezayi ödemek mecburiyetinde kalabiliyorsun...neden cocuguna okula gitmenin ne kadar önemli oldugunu ögretemedigin icin. Bu yasalar burda yasayan yabanci bir ailenin yaptigindan sonra cikartildi...pes pese cocuk dogurup evdeki kizlari göndermiyorlarmis kardeslerine baksinlar diye. Böyle ailelerin cocuklarini önceden korumak icin artik bizler nerdeyse rapor almamiz gerekiyor.Herkez bizim gibi olsa bu derece radikal cözümlere gerek kalmaz.
Senin dedigine katiliyorum bizim gibiler icin bu bir cezalandirma oluyor...cünki ben anneligimi cok güzel yasiyabilmistim okulun yarim gün olmasindan dolayi...cocuklar zaten bir cirpida büyüyor ...kizimla benim bir cok güzel paylasimim var...simdiki annelerin’de böyle bir paylasim yasamalari biraz daha zor olacak, cocuklarin cünki posa’lari cikmis bir vaziyette eve gelecekler. Ögeleden sonra artik sende dua edeceksin cünki eskisi gibi cocugun üzerinde söz hakkin kisitlanmis olacak. Kendi cocugunla iletisimin bile daha zor olabilecek...cünki cocugunla güzel bir iletisim kurma imkanin kisitlanmis olacak.
Fakat degisiklik yapilabilecegini sanmiyorum ...sorunlar cok büyük, Ghetto'lardaki yozlasmayi bir türlü durduramadilar...Irkci radikal partiler seslerini cikarmaya basladi. Gecenlerde Stern dergisinde bir makale yazildi ...sok gecirdim kizima sordum…evet dedi sen bilsen dedi Ghetto okulundan atilanlar bizim okul’da neler yapiyor...annenin babanin umrunda degil cocuk ne yapiyor ne ediyor... sosyo ekonomik güclü kesimin cocuklari masum toz pembe dünyalarda yasarken...Ghetto’lardaki cocuklar yozlasmis bir durumda bu seferde cagreyi ya esrar'da ariyor yada suc isliyor'lar, veya vucudunu pazarliyor. Karni ac okula gelenler var ücüncü dünya ülkesi olsa neyse. Ama Almanyanin göbeginde yasayip vitamin eksikliginden karni sis olan cocuklar bile var...Ben bunu bir türk ailede bile gördüm ...inanamadim valla.
Biz burda istedigimizi yazip cizelim ... yinede ulasamadigimiz büyük bir kesim var...10. sene okula gidip, hala okuma yazma bilmiyenler var, burda dogdugu halde Almanca bilmeyen gencler dolu,türkcelerinde düzgün degil.
Kabullenmesi zor seyler cok, fakat bu noktada bu cocuklar icin bu bir kurtulus olabilir.
Cünki sen el bebek gül bebek büyüt …ondan sonrada ayni haklara sahip büyümiyen bir cocuk gelsin senin cocuguna ya esrar satsin veya ne üdügü belirsiz bir tarikata soksun veya sacma sapan ideoliji'lerle beynini yikayip suc islemesine tesvik etsin. Bunlar cok kolay olabilen seyler.Bir yerde hepimiz birmbrimize bagimliyiz.
Bunun ben daha genis bir acidan bakilmasini daha saglikli buluyorum arkadasim.:sm_confused:
HanimAgacim tam gün okul’lari hakinda benim düsüncem biraz daha farkli.
Bence tabii, güvenilir bir aile icinde büyüyen cocuklar icinde bu gereksiz…fakat Almanyada ögleden sonralari cocuklarina güvenilir bir sosyal yasami kac aile cocuguna sagliyabiliyor ki.
Sosyo ekonomik güclü kesim ya bir cocuk sahibi oluyor ,ya hic cocuk dogurmuyor veya gidip ücüncü bir dünya ülkesinden evlatlik ediniyor.
Fakirin ekmegi cocuk’tur Almanya’da bu kendini gösteriyor…verilen cocuk paralari ekonomik gücsüz bir kesim icin gecim kaynagi oluyor.Yapilan arastirmalarda bunu gösteriyor…bilhassa Ghetto dilberlerinin nasil bir tutum sergiledigini televisionda ögleden sonra programlarda izliyebiliyorsun. Cocugun babasi kim oldugunu bile bilmiyorlar…hamile olunca devletten aldiklari yardimlarla gecinip egitimlerini bitiremedikleri icin tekrar egitim kurumlarinda cocuklarinin sayesinde faydalanabiliyorlar.
Parasi ve bir cocuga verebilecek imkanlari olanlar cocuk sahibi olmuyorki.
Gelecekte, düsük cocuk sayisinin ne gibi sorunlar cikartabilecegini yavas yavas herkez anlamaya basladi. HaztzIV bunada bir tepki oldu büyük bir kitle tarafindan bazi yasalarin istismar edildigi anlasilinca...sosyal yardimlar kisitlanmaya baslanildi.
Eskiden camasirmakinesi, television hersey veriliyordu simdi ise evleri ariyorlar baskasinla yasiyormusun diye.
Okul’larin tam gün olmasinin baska nedenlerinden biri de Haupt, Real, Gymnasium sisteminin daha cok bilincli Aile modelleri icin olup...birey anlayisina göre yasamiyan ailelerin cocuklarinin siniflar arasi sosyal göc’ü engelemsesi.
Bu sistem sadece aile cocugun tüm ihtiyaclarin’la ilgilenebiliyorsa ise yariyor...Saglik’li aile modelinde büyüyemiyenler icin frenleyici. Varlik yozlasmasinda...veya Ghetto'larda assosyal’lerin cocuklari bu sistemde düsüyorlar.
En basiti burda yasan türklerin cocuklari arasinda yapilan bir arastirmada sadece 7% Abitur yapabiliyor. Bunlarinda cogunlugu kiz, erkelerin sayisi daha az. ( Bu tabii cok daha baska sorunlarin göstergesi) Yani bu kadar büyük bir kitlenin bu kadar az ünüversiteye girme hakkina sahip olabilmesi korkunc. Ama bir gercek.
Hanimagacim sen, ben ve bu satirlari okuyan bircok arkadasimiz icin bu uygulama cok gereksizdir...fakat bizim gibi birey anlayisini benimseyip cocuklarinin sorumlulugunu tasiyabilenlerin sayisi demekki cok az ki böyle bir istatistik ortaya cikiyor...bu da bizim ufak bir azinllik oldumuzun göstergesidir.
Onun icin burda yapilmak istelenin aslinda iyi sartlar altinda büyüyemiyen cocuklari bir nevi egitmenlerin himayasine verip...gereksiz basibos sokaklarda, veya televisionun önünde vakitlerini öldürmeleri önlenilmeye calisiliyor.
Pisa enstütüsünün yaptigi arastirmada yer yerinden oynadi...neden bizim cocuklarimiz brinciler arasinda degildi diye.( Bu arada türkiye cok daha gerilerdeydi ama mediada hic bir aciklamay yapmadi)
Tam gün okullarinin arkasindaki amac hem dünya standarlarina uymak... baska ülkelerde 12. yil egitimdi...okullari tam gün yaparakta birincilige girmek amaclaniyor.
Kisacasi kurunun yaninda yasda yaniyor...Cünki hem almanlar arasinda hem kendi türk vatandaslarimizda birey anlayisi bir türlü gelistirilemiyor...
Ben burda 36 yildir yasiyorum, üc yasimda geldim.Cok sey kendi gözümle gördüm.
Türkiyede okul tatili üc ay diye, ilk okulda ne ögrenecek’ki deyip cocukla üc ay türkiye’ye gidenleri bile gördüm.
Okula gönderilmiyen cocuklar icin artik para cezasi var...eger ögretmen senin imzana güveniyorsa sorusturma baslatmiyor...isterse baslatabilir ...cocuk okuldan kacarsa bile bu cezayi ödemek mecburiyetinde kalabiliyorsun...neden cocuguna okula gitmenin ne kadar önemli oldugunu ögretemedigin icin. Bu yasalar burda yasayan yabanci bir ailenin yaptigindan sonra cikartildi...pes pese cocuk dogurup evdeki kizlari göndermiyorlarmis kardeslerine baksinlar diye. Böyle ailelerin cocuklarini önceden korumak icin artik bizler nerdeyse rapor almamiz gerekiyor.Herkez bizim gibi olsa bu derece radikal cözümlere gerek kalmaz.
Senin dedigine katiliyorum bizim gibiler icin bu bir cezalandirma oluyor...cünki ben anneligimi cok güzel yasiyabilmistim okulun yarim gün olmasindan dolayi...cocuklar zaten bir cirpida büyüyor ...kizimla benim bir cok güzel paylasimim var...simdiki annelerin’de böyle bir paylasim yasamalari biraz daha zor olacak, cocuklarin cünki posa’lari cikmis bir vaziyette eve gelecekler. Ögeleden sonra artik sende dua edeceksin cünki eskisi gibi cocugun üzerinde söz hakkin kisitlanmis olacak. Kendi cocugunla iletisimin bile daha zor olabilecek...cünki cocugunla güzel bir iletisim kurma imkanin kisitlanmis olacak.
Fakat degisiklik yapilabilecegini sanmiyorum ...sorunlar cok büyük, Ghetto'lardaki yozlasmayi bir türlü durduramadilar...Irkci radikal partiler seslerini cikarmaya basladi. Gecenlerde Stern dergisinde bir makale yazildi ...sok gecirdim kizima sordum…evet dedi sen bilsen dedi Ghetto okulundan atilanlar bizim okul’da neler yapiyor...annenin babanin umrunda degil cocuk ne yapiyor ne ediyor... sosyo ekonomik güclü kesimin cocuklari masum toz pembe dünyalarda yasarken...Ghetto’lardaki cocuklar yozlasmis bir durumda bu seferde cagreyi ya esrar'da ariyor yada suc isliyor'lar, veya vucudunu pazarliyor. Karni ac okula gelenler var ücüncü dünya ülkesi olsa neyse. Ama Almanyanin göbeginde yasayip vitamin eksikliginden karni sis olan cocuklar bile var...Ben bunu bir türk ailede bile gördüm ...inanamadim valla.
Biz burda istedigimizi yazip cizelim ... yinede ulasamadigimiz büyük bir kesim var...10. sene okula gidip, hala okuma yazma bilmiyenler var, burda dogdugu halde Almanca bilmeyen gencler dolu,türkcelerinde düzgün degil.
Kabullenmesi zor seyler cok, fakat bu noktada bu cocuklar icin bu bir kurtulus olabilir.
Cünki sen el bebek gül bebek büyüt …ondan sonrada ayni haklara sahip büyümiyen bir cocuk gelsin senin cocuguna ya esrar satsin veya ne üdügü belirsiz bir tarikata soksun veya sacma sapan ideoliji'lerle beynini yikayip suc islemesine tesvik etsin. Bunlar cok kolay olabilen seyler.Bir yerde hepimiz birmbrimize bagimliyiz.
Bunun ben daha genis bir acidan bakilmasini daha saglikli buluyorum arkadasim.:sm_confused:
bana gore öger türk tur cok iyi hem uygun fiyat!! Pegasusla bu yaz biz turkiyeye gidip geldik bir daha da tövbe binmem o firmanin ucaklarina!!!
Birsuru olay geldi basimiza!!
Turkiyeye gidiste gayet normaldi! Geri almanyaya donecegiz havaalanina geldik Sonra duyduk ki ucak antalyadan gelirken arizalanmis,1 saat rötar yapti saat oglen 11 de kalkacak iyi normal dedik bekleriz!! Valizleri vermek icin siradayiz ayni ucaga 3 tane sira var valiz vermek icin bizim siradaki bilgisayar bozuldu,biz bekledik diger siradaki yolcularin hepsi valizini verdi tam bize sira geldi ve ne dediler bize biliyormusunuz!! UCAK DOLDU YER YOK!!!
7 kisi ucaga binemedik sonra bizi aldilar lufthansa diye bir alman firmasiyla gondereceklerdi tamam dedik ne yapalim!! Ama nasil sinirli herkes!! Ama ucak saati aksamustu 4.30da kalkacakti bizi bir hotele goturduler bedava yedik ictik dinlendik sonra gene havaalanina!! Bizim biletler stuttgarta direkt gidisti.Ucak firmasi bize dediki 3 aktarma gidiceksiniz biz OHA falan olduk.Neyse bindik ucaga munihe geldik,ucaktan indik kosa kosa frankfurt ucagina bindik sonra gene ucaktan indik stuttgart ucagina bindik ve gece 12 de anca ucaktan indik!! 11 aylik bebegimiz de vardi,anlaycaginiz mahvolduk,o yuzden pegasus hic iyi degil organize diye birsey yok!!!
Birsuru olay geldi basimiza!!
Turkiyeye gidiste gayet normaldi! Geri almanyaya donecegiz havaalanina geldik Sonra duyduk ki ucak antalyadan gelirken arizalanmis,1 saat rötar yapti saat oglen 11 de kalkacak iyi normal dedik bekleriz!! Valizleri vermek icin siradayiz ayni ucaga 3 tane sira var valiz vermek icin bizim siradaki bilgisayar bozuldu,biz bekledik diger siradaki yolcularin hepsi valizini verdi tam bize sira geldi ve ne dediler bize biliyormusunuz!! UCAK DOLDU YER YOK!!!
7 kisi ucaga binemedik sonra bizi aldilar lufthansa diye bir alman firmasiyla gondereceklerdi tamam dedik ne yapalim!! Ama nasil sinirli herkes!! Ama ucak saati aksamustu 4.30da kalkacakti bizi bir hotele goturduler bedava yedik ictik dinlendik sonra gene havaalanina!! Bizim biletler stuttgarta direkt gidisti.Ucak firmasi bize dediki 3 aktarma gidiceksiniz biz OHA falan olduk.Neyse bindik ucaga munihe geldik,ucaktan indik kosa kosa frankfurt ucagina bindik sonra gene ucaktan indik stuttgart ucagina bindik ve gece 12 de anca ucaktan indik!! 11 aylik bebegimiz de vardi,anlaycaginiz mahvolduk,o yuzden pegasus hic iyi degil organize diye birsey yok!!!