Aldatan eşe şans verilmeli mi?

Itsourplanet

Üye
Kayıtlı Üye
4 Eylül 2016
4
4
33
Merhaba hanımlar :) Başlıktan da derdimi anlamışsınızdır -.-

Biz iki yıl önce evlendik eşimle. Çok sevdim, sevildim. Yaş farkı vardı aramızda, on yaş vardı ama hiçbir zaman sorun olmamıştı bu. Yirmi iki yaşında ailemden uzak bir şehirde üniversiteyi bitirince evlendim, hiç sorun yaşamadık ilk sene.

Evliliğimin ikinci yılı beni hayal kırıklığına uğrattı. Açıkçası bunu kendi ellerimle yaptım. Üzerime titreyen bir eşim, güzel bir evim, arkadaşlarım ve iyi bir mesleğim vardı. Onun yanındayken ne kadar mutlu olduğumu biliyordum. Geceleri uykusunda beni sevdiğini söyleyen, anlayışlı ve sevgi doluydu. Otuz beş yaşına rağmen benden dinamik, popüler, yakışıklı ve bir doktor... Hala onun gibi birisi bana asıl aşık oldu bilmiyorum. Yetimhanede büyümüştü, Fransa da olan halası dışında tanıdığım bir akrabası yok.

Hatırladıkça hala kendimden nefret ediyorum. Sürekli aynı anneden olmayan ama ortak babalara sahip olduğum abimin eşi ve annemin dolduruşuna geldim. Abimin eşi belki kıskanıyordu, ama annemin neden böyle davrandığına hala anlam veremiyorum. Birbirimize uzak şehirlerde oturuyoruz, ailem benim evime şuana kadar bir kez geldi. Ve o günden sonra başladı her şey. Annm eşime çok yumuşak davrandığımı, fazla güler yüzlü olduğumu ve kendimi hep ezdirdiğimi söyledi. Başta umursamadım. Ama her gün telefon sohbetlerimizin konusu bu olduğu için yavaş yavaş kafama girmeye başladı. Annem bir eşten çok hizmetçi olduğumu söyleyip duruyordu. İşten gelince yemek yapmamamı, evi temizlemememi, gömleklerini ütülemememi ve ona karşı biraz daha sert olup ipleri elime almam gerektiğini söylüyordu. Aptal kafam, maalesef buna inandım. Okumuş olmak bir işe yaramıyormuş hanımlar akıl büyümeyince.

Salaklığıma doymayım, onun ihtiyaçları beni ilgilendirmez gibi bir mantığıyla eskisi gibi olmayı bıraktım. Tabiki de eş olmak ev temizlemek veya yemek yağmak değildir. Ama bir yuvanın sıcaklığını bunlar kurar. Hem ben aşık olduğum adamı ellerimle besleyip, ütülediğim gömşeklerini kendim giydirmeyi neden yük saymalıydım da mutluluğumu bozmalıydım? Keşke zamanında da böyle düşünseydim ama işte aptallık bende.

Sen bir hizmetçi ve kukla değilsin, eski kızımı geri getir dedi bana. Kendisi gibi bir eş olmamı söylüyordu. O zaman fark etmemiştim ama şimdi görüyorum, babamla her zaman sadece çocukları için birlikte olan sevgisiz ve aşksız bir evlilikleri vardı. Annem babamı hep aşağılardı ve bir kere bile yüzüne gülümsemezdi. Neyse çok uzattım sanırım :) Velhasıl bende güya ipleri elime alıp evliliğimi ben yöneteceğim diye onun gibi bir kadın oldum çıktım. Gülümsemedim, evi iyice aksattım, her gece sırtımı dönüp uyudum, her lafına tersleyerek cevap verdim. O ise tüm bu değişime sesini çıkarmadı. Güler yüzünü hiç bozmadı. Normalde sabah uyanır, kahvaltıyı hazırlardım, birlikte güzel sohbetlerle kahvaltı yapardık. Anneme uyduğumdan beri o uyanması gereken saatte alarmıyla bile uyanamadı. Ben uyansamda öylece bekledim. Geç kaldığı zamanlarda bile uyuduğumu sanarken üstümü örtüp, beni öperek aceleyle işine giderdi. Akşam geldiğinde yorgunluğuna rağmen yemek yapardı, zaten bunları normalde de yapardı ama en yoğungünlerini bildiğimden ben yapardım. Bir bahane bulup masaya oturmazdım ve daha neleri... Akabinde annemle görüşmeyi sürdürüyordum. Haftalar böyle geçi. Eşim bir hafta sonu balkonda yanıma sokuldu, beni çok sevdiğini ve bu davranışımın sebebini sordu. Annemle çok görüştüğümü onların farkında olmadan beni soğutup soğutmadıklarını sordu. O sıra kavga ettik. Artık o kadar inanmıştım ki beni köle yapmaya çalıştığına, beni kendisinin hizmetçisi yapmak istediğini düşündükçe çıldırıyordum.

Kavgadan sonra o sinirle kapıyı vurup gitti. Annemse bunu boşanma alameti saydı. İşin içine diğer akrabalar karıştı. Babaannemle konuşunca düştü jeton. Bizim evimizdeki huzursuzluk, benim eşimden önce uzun yıllar dik başlı, asi ve problem yaratan birisi oluşum iyi bir aile yapısı olmadığını gösteriyordu. Bunları babaannemden her dinlediğimde yavaş yavaş ne kadar saçma şeyler yaptığımı farkediyordum. Bu arada tam dört ay olmuştu evimi kendi ellerimle cennetten cehenneme çevirmem. Pişman oldum ve üç gün boyunca eve gelmeyen eşimi arayıp konuşmak istediğimi söyledim. Eve geldiğinde sarıldım, barıştım... Yanı başımdaki adamı kendimden bu kadar uzaklaştırmama sinirlendim. Uzun bir süredir evliliğimi tekrar rayına oturttum ve eskisi kadar mutlu olduk birlikte. Fakat bundan bir hafta önce eşim utana sıkıla, evi bırakıp gittiği gece çok sarhoş olduğunu ve o gece bir kadınla birlikte olduğunu, itiraf ettiğini çünkü kendisinden çok utandığını söyledi. Dünya adeta başıma yıkıldı. Bu nasıl bir yıkım size anlatamam. Sinirlendim, öfkelendim ve gurur yaptım. Evi terkeden ben oldum bu kez. Şimdi bir hafta geçti evimden ayrı, eski ev arkadaşlarımla birlikteyim. Her gün af diliyor, yalvarıyor ve kapıda bekliyor. Ne yapmam gerektğini bilmiyorum.

Uzattım biraz kusura bakmayın. Ve lütfen suç sende deyip bana kızmayın. Anneme uymamın mantık dışı olduğunu bende biliyorum. Allah sizden uzak tutsun da, siz olsanız ne yapardınız? Tekrar söylüyorum, anneme uyduğum için beni suçlamayın. Zaten çok pişmanım ama bu aldatma sebebi olamaz.
 
Dediğiniz gibi bunların hiç biri aldatma sebebi olamaz. Anladığım kadarıyla siz aldatmış olmasında kendinize de bir pay biçmişsiniz. Dışardan bakıp konuşmak kolay olur benim için ayrılın derim bırakın derim mesela. Size tavsiyem içinizden ne geliyorsa onu yapın sonuçta ne kadar ayrıntılı anlatsanız da sizin yaşadıklarınız bunlar.
 
Evet haklısınız. Bunlardan nedense kendimi sorumlu tutuyorum. Evet, çok büyük bir aşk var ama aldatılmış olduğumu bilmek bir anda her şeyi siliyor. Bazende benim yüzümden olduğunu düşünüp kendime kızıyorum. Ne yapsam bilemedim. Kafayı yemek üzereyim...
 
Normalde şans verilmemeli derim. Ama senin hikayene birşey diyemiyorum.


Kalbin ne diyorsa onu yap.
 
Hepsini okudum ve anlattıklarınızı klasik bir aldatılan kadının kendini suçlaması olayından farklı görmüyorum. Olabilir hatalar yapmış olabilirsiniz, ki temizlik yapmamak kahvaltı hazırlamamak hata değildir, siz de çalışıyorsunuz ben annenize bir yere kadar hak bile verdim.Aldatılan kadınlar kendini suçlamaya başlayınca İbrahim Tatlıses gibi beynimden vurulmuşa dönüyor ve dizlerimi dövüyorum. Ya evle ilgilenmemiştir kadın, ya cinsel olarak yeterli değildir (yeterli ne demekse), ya bakımsızdır, ya kiloludur, ya blablabladır. Bunların hiçbiri aldatmayı meşru kılmaz. Ve siz suçlu değilsiniz bence hemen bu psikolojiden ayrılın.

Konuya net cevap olarak, aldatan insana şans mans verilmez. Karar sizin umarım mutlu olursunuz seçiminiz ne olursa olsun.
 
Çok teşekkür ederim, umarım sahiden mutlu olabilirim. Ki evet bende çalışıyorum. Ama onun işi benimkinden çok daha yoğundu, onun için söyledim. Ve aptal gibi hala, kendimden soğutmasaydım başka birisinin kollarına gitmezdi diyorum ama, seven kişi de ne olursa olsun bunu yapmaz. Bazen diyorum, o zaman her kavga ettiğimizde beni aldatsın, olur mu böyle şey?

Ayrılmak istesem hiçbir engelim yok Allah'a şükür. Kendim kazanır kendim yerim oldum olası, ama seviyorum da onu. Bu da affetmem için bir sebep deil ama... Amalar bitmz ki
 

Umarım içinizdeki sevgi soğur çünkü bana öyle geliyor ki kendinizi suçlu hissedip bir şans daha verirseniz, en ufak falsonuzda bunu yine yapmaya hak görebilir kendinde. Sonu gelmez bunların. Bir de siz yapsaydınız o şans verir miydi bunu da düşünün.
 
Zor bir karar gerçekten, ama ne bileyim pişman olmuş gibi de, tabi hiçbirşey yaptığını meşrulaştırmaz ama biraz zamana bırakın isterseniz. Hakkı'nızda hayırlısı olsun
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…