KIZLAAAR nolursunus göztepe medikal park ile ilgili bişey biliosanız yazarmısınıs babamın dr. oraya gitmiş nasıl bir yer
canım hastane konusunda bişey bilmiyorum ama benim takip ettiğim bir dr orada çalışıyormuş
dr un adı yalçın karakoca
internetten bayağı güzel şeyler okudum onun hakkında
farklı bir buluşuyla kanser hastalarını rahatlatıyormuş
ama hastane fiyatlarıyla ilgili bilgim yok arayıp sormadım henüz
bu arada internertten tesadüfen bir yazı buldum paylaşmak istiyorum sizlerle
yeri burası mı bilmiyorum, olmazsa başka yere aktarılabilir yazı
aynen kopyalıyorum
lütfen hasta yakınları ısırgan tohumu konusunda dikkatli olsun
faydalı olucaz diye zarar vermiyelim hastalarımıza
ben de çok iyi şeyler okumuştum ısırgan hakkında ama özellikle kemoterapi esnasında kullanmak iyi değilmiş
KANSER HASTALARININ BESLENMESİNDE ALTERNATİF TIBBIN ÖNEMİ
Uzm.Dr. Emel Üçgül Çavuşoğlu
Bayındır Hastanesi Tıbbi Onkoloji Ünitesi
KANSER HASTALARI NEDEN ALTERNATİF TIBBA GEREK DUYARLAR?
Sadece kanser hastaları değil tıbbın belli bir evreden sonra çaresiz kaldığı tüm hastalıklarda insanlar alternatif tıp yöntemlerine başvurmaktadırlar.
Maalesef yurt içi ve yurt dışında bu yöntemlerle genelde kar amacı güden tıp ya da benzeri eğitimi olmayan kişiler uğraşmaktadır. Kayıt dışı uygulanan bu yöntemlerin takibi zor olsa da ekonomiye çok büyük maliyetler getirdiği açıktır.
Bu yöntemler genelde total sağkalımı artırmamakta ve kost efektif olmamaktadırlar.
Bu nedenle onkoloji ile uğraşan hekimin akılcı bir yaklaşım benimseyip bu yöntemlerden haberdar olması, büsbütün reddetmemesi, hastayı korkutup kullandığı yöntemleri açıklamaktan kaçınıcı bir davranışa sürüklememesi gerekmektedir.
KANSER HASTALARI NEDEN ALTERNATİF TIBBA GEREK DUYARLAR?
Hasta- hekim iletişiminde sorun olmadığı zaman, hastalar çevreleri tarafından önerilen alternatif tıp yöntemlerinin doğruluğunu doktorlarına soracaktır.
Bitkisel ajanlar alternatif ve tamamlayıcı tıpta en çok kullanılan ürünlerdendir.
Ancak bazı bitkiler toksiktir. Bu nedenle onkoloji ile uğraşan herkesin sık kullanılan bitkiler hakkında bilgi sahibi olması gerekmektedir.
Bu sunumun amacı sık kullanılan alternatif tıp ürünleri hakkında bilgi vermektir ve bu ürünlerin kanser hastalarının beslenmesindeki rolünü belirlemektir.
EN SIK KULLANILAN ALTERNATİF TIP ÜRÜNLERİ
Aloe Vera
Arı poleni
Brokoli
Çörek otu
Eccinecea
Isırgan
Kefir
Selenyum
Sarımsak
Shark Cartilage
Shark Liver Oil
Zakkum
ALOE VERA
Halk arasında sarı sabır otu olarak bilinmektedir. Ana vatanı Afrika’dır, Türkiye’de Demre civarında bulunmaktadır.
Oral kullanımdan ziyade topikal kullanım için uygundur. Yanıklar, iyileşmeyen deri lezyonları, sedef hastalığı, radyasyon dermatitinin önlenmesinde ve tedavisinde etkindir.
Topikal olarak kozmetik sanayiinde de kullanılmaktadır.
Türkiye’de oral sıvı formu bir Alman ve bir Amerikan firması tarafından özellikle kanser hastalarına mağaza dışı mümessillerle pazarlama yöntemi ile satılmaktadır.
Kemoterapi esnasında kesinlikle alınmaması gerektiği bizzat Alman firması yetkililerince belirtilmiştir.
Bulantı, kusma, ishal sonucunda potasyum kaybı ve dermatit gibi yan etkileri vardır.
ARI POLENİ
Çiçek poleni ve nektar kombinasyonu olarak arılar tarafından beslenme amacıyla üretilmektedir.
Polisakkaritler, protein, aminoasitlar, mineraller, karbonhidratlar, lipitler ve alfa linolenik asitten oluşur.
Arı zehri, bal ve kasımpatı alerjisi olanlarda polen alerjisi de vardır.
Kanserde kullanımın yararlı olduğuna dair bir veri yoktur.
İştahın artırılmasında, bazı alerjilerde, BPH’da, kışın dayanıklılığın artırılmasında yararlıdır.
Özellikle kemoterapi ve başka nedenlerle ilgili anorekside kullanılabilir.
BROKOLİ
Kabak ve hardal ailesine bağlı karnabaharımsı denilen sebze grubundandır.
Haftada en az 3 kez tüketilmesinin kolorektal, mesane ve prostat kanserine karşı koruyucu olduğu bulunmuştur.
Çiğ olarak salata şeklinde tüketilmesi pişirilmesine göre daha iyidir.
Ayrıca brokoli filizlerinde bulunan sulphorane adlı madde de kansere karşı koruyucudur.
Brokolide bulunan indole-3-carbinol adlı madde de saflaştırılarak meme kanseri hücre kültürlerine uygulanmış ve tümör hücrelerinin büyümesini durdurduğu saptanmıştır.
Brokoli ve karnabahar, karalahana, brüksel lahanası, kırmızı turp, şalgam ve su teresi gibi karnabaharımsı bitkiler özellikle risk gruplarında profilaksi amacıyla güvenle tüketilebilirler.
ÇÖREK OTU
Daha çok çörek, börek, pide yapımında lezzet vermek amacıyla kullanılan çörek otu Hipokrat ve Galen zamanından beri bilinmekte, enerji verici olarak ve karaciğer ve sindirim sistemi hastalıklarında kullanılmıştır.
Antibakteriel etkisi olan bu madde enfeksiyonlarda lökosit artışı yaparak ve bazı antibiyotiklerle additif etki yaparak immün sistemi desteklemektedir.
Fare deneylerinde antitümör etkisi saptansa da insan karsinomlarında ancak kemoterapi esnasında immün destekleyici olarak verilebilir.
Tadı acı olduğundan yağı veya tohumlarının balla karıştırılarak yenmesi önerilir.
İştah açıcı etkisi özellikle kemoterapi ve diğer nedenlere bağlı anorekside önemli olabilir.
ECHİNACEA
Mor koni çiçeği olarak bilinen bu bitkinin ana vatanı Kuzey Amerika’dır. Genelde köklerinden elden edilen ekstre tablet veya kapsül formatında satılmaktadır. Avrupa’da ise oral sıvı formu daha yaygındır.
Soğuk algınlığı ve gribe karşı özellikle kış aylarında immün stimulan olarak kullanılmaktadır.
İn vitro ve vivo çalışmalarda, echinaceanın fagositozu stimüle ettiği, lökosit mobilitesini artırdığı, makrofaj ve lenfositlerden IL-1 salınımını artırdığı bulunmuştur.
Başka bir çalışmada echinaceanın non-spesifik bir immün stimulan olduğu ve doğal öldürücü hücre aktivitesi dahil tüm lenfositik seriyi uyardığı bulunmuştur.
Kanser oluşumunu önlediğine dair delil yoktur.
Kemoterapi ve enfeksiyonlar sırasında 8 haftalık kürler halinde immün destekleyici olarak verilebilir.
ISIRGAN
Türkiye’de kanser hastaları samimi bir şekilde sorgulandığında ısırgan otu kullanmayan çok az hastanın olduğu görülür.
Deneysel bir çalışmada ısırgan otu özellikle prostat kanseri hücre kültürlerinde antiproliferatif etki yapmıştır ancak bu etki insanlarda kanıtlanmamıştır.
BPH’de de etkili olduğu söylense de kanıtlanmamıştır.
Aktarlarda ısırgan tohumu satılmakta ve bunun bala karıştırılarak tüketilmesi önerilmektedir.
Ayrıca taze yaprakları kaynatılıp oluşan su da içilmektedir.
Fazla miktarlarda tüketilmesi özellikle kemoterapi ile birlikte bulantı kusmada artışa ve hatta karaciğer toksisitesine neden olmaktadır.
Trombositopeni de nadir olarak görülebilmektedir.
Özellikle kemoterapi sırasında ısırgan otu alınmamalıdır.Hastalar ısırgan otunu kullanmamaya özendirilmeli ancak başarılı olunmazsa, ısırgan özü ekstresinden 150-300 mg/gün, kurutulmuş yapraklardan ise 4-12 gr/gün kullanmaları önerilmelidir.
KEFİR
Sakkaromyces kefir, steotoccoccus cremoris ve betabacterium caucasum gibi bazı yararlı mantar ve bakteri karışımlarından oluşan inci tanesi gibi bir mayanın süte karıştırılması ile oluşan bir içecektir.
Fare deneylerinde antitümoral ve özellikle gram pozitif kok ve basiller ve shigella ve salmonella türlerine karşı antibakterial etki gösterilmiştir.
Duodenal ve mide ülserlerinde tedavi edici etkisi vardır.
Antibiyotik tedavisi sonucunda değişen bağırsak florasının düzeltilmesinde kullanılır.
Kefirin kanser tedavisinde antitümoral olarak değil de daha çok immün sistemin güçlendirilmesinde ve antibiyoterapiye ek olarak yeri olabilir.
SARIMSAK
Sarımsakla ilgili tıp literatüründe son 50 yılda binlerce makale yayınlanmıştır.
Vazodilatasyon yaparak kan basıncı düşürülmesi, kolesterolü düşürmesi ve trombosit agregasyonunun inhibisyonu gibi bir çok kardiak olumlu etkisi vardır.
Meme, kolon, esofagus, prostat, melanom ve mide kanserinde ise hayvan deneylerinde tümörün oluşmasını ve büyümesini engellemiştir.
Sarımsağın aktif bileşenlerinden diallil disülfid gibi kokulu maddeler hem tümör oluşumunu hem gelişimini engellerken, s-allil sistein bileşiği ise sadece tümör oluşumunu engellemektedir.
Sık sarımsak ve soğan tüketen populasyonlarda kanserden ölüm hızları daha düşüktür.
Sık sarımsak tüketimi baş-boyun ve kolon kanserine karşı koruma sağlayabilir.
SELENYUM
Selenyum glutatyon peroksidaz yolu için gereken bir eser element ve en önemli antioksidanlardan biridir.
Brokoli, lahana ve soğan-sarımsakta, susamda ve tahinde bulunur. Günde 200 mcg selenyum alanlarda akciğer, prostat ve kolorektal kanserler oluşumu riskinde azalmalar saptanmıştır.
Hayvan çalışmalarında ise kolon, pankreas, prostat, meme, karaciğer ve cilt kanserinin büyümesini durdurduğu saptanmıştır.
Yüksek dozda alınımı karaciğer toksisitesi yapabilir bu nedenle 200 mcg/gün dozu korunmada en güvenli dozdur. Genelde ise 55mcg/gün dozu yeterli olacaktır.
Selenyum daha çok kemoterapi yan etkilerinin bertaraf edilmesi ve dört kanser türünün risk gruplarında profilaktik olarak kullanılabilir.
SHARK CARTİLAGE
(KÖPEKBALIĞI KIKIRDAĞI)
Köpekbalığı kıkırdağı özleri in vitro ve hayvan modellerinde güçlü antianjiyogenik ve antitümör aktivite gösterirler.
Kıkırdak avasküler bir doku olduğundan vaskülarizyon inhibitörleri yönünden zengin olduğu düşünülmektedir.
Ancak preparatların biyoyararlanım sorunu nedeniyle faz 1 ve 2 çalışmaların sonuçları çelişkili çıkmıştır.
Ouebec’te faaliyet gösteren bir laboratuara ait preparatın etkili olabileceği düşünülmektedir.
Neovastat adlı bu preparat,meme kanseri, glioblastom,prostat ve over kanserinde anjiogenez inhibitörü olarak etkili olabilir.
Ancak JCO’da yayınlanan bir makalede köpekbalığı kıkırdağının bir yararı gösterilememiştir.
Hastalara rutinde önermemekle birlikte kullanan hastaları da kullanmaktan tümüyle men etmemek gerekmektedir.
Mide bulantısı, kusma kabızlık, iştahsızlık, hipoglisemi yaparsa kesilmeli, karaciğer fonksiyon testleri açısından dikkatli olunmalıdır.
SHARK LİVER OIL (KÖPEKBALIĞI KARACİĞER YAĞI)
Etken maddesi skualamin olup dikenli köpekbalığının karaciğer dokusundan üretilmektedir.
Diğer bir etken madde olan alkilgliseroller protein kinaz C aktivitesini bloke ederek hücre proliferasyonunu inhibe etmektedir. Ayrıca makrofaj aktivasyonu da yapmaktadır.
Skualamin ise endotelyal hücre göçünü bloke ederek anjiyogenezi inhibe etmektedir. Meme karsinomlarında cisplatin, siklofosfamid ve paklitakselle beraber verildiğinde tümör büyümesini 2.5 kat azaltmaktadır. Skualamine tek başına sitostatik olmayıp sitostatik ajanların etkinliğini artırmaktadır.
Günde 3 kez 100 mg alınmalıdır.
IV skualamine çalışmaları halen devam etmektedir.
ZAKKUM
N Olander bitkisinin yapraklarından elde edilen bir sıcak su özütüdür.
Anzirvel adlı özüt ABD’de faz 1 çalışmalar boyutunda toksisite nedeni ile yasaklanmıştır.
Ancak Dr. Ziya Özel adlı bir cerrah tarafından bu özüt kanser, AIDS, hepatit C ve psoriazis tedavisinde SC yolla kullanılmaktadır.
Kardiak gliokozitler içeren bu özüt dijitallerle beraber alınırsa ölümcül olabilir.
Yan etki olarak bulantı, kusma, karın ağrısı, siyanoz, hipotansiyon, yüksek ateş, anksiyete nadir görülmemektedir. Hiper-hipokalsemisi, hipokalemisi, bradikardik veya KKY olan hastalarda ölüme sebep olabilir.
İlacın yüzdeki bir osteosarkoma enjekte edilmesi sonucu yaygın doku nekrozu olmuştur.
Hastaların herhangi bir nedenle bu ekstreyi kullanması mutlaka engellenmelidir.