Aileler çocuklarına çok fazla duygusal ağırlık vermiyor mu sizce de?

Türk ailesi maalesef bu şekilde. Sağlıklı bağlanmayı bilmiyoruz. Tabii bu istemsiz bütün ilişkilerimize yansıyor.
Benim annem de toksik. Herhangi bir kararımın öncelikle onu tatmin etmesi gerekiyor. İstediğim bir şey olmayınca, mesela şartları kötüyse "zaten ben istemezdim en başta" diyor. İstemediği bir şey yaptığımda genelde huzurumu kaçırıyor ve genelde her şeyi kendisine danışmamı bekliyor (24 yaşındayım, 4 sene yurt dışında okudum, yaklaşık 2 senedir çalışıyorum). Aramızda bazı durumlar yaşandı, e ona bağlı olarak da daha kötü oldu. Bir ülkeden konuştuğum biri olmuştu ve başka bir konuda yazdığım gibi, o ülkeyle alakalı her şeye gıcık.
Bu olaydan önce de bağımlı gibi davranırdı. Anneannemleri her pazar aramamı isterdi, aramayınca da "hiç değerimiz yokmuş" moduna girerdi. Anneler gününde akşam aradım diye trip atıp suratıma telefon kapatmıştı. Yahu ben oraya sizin baskınızdan kaçmışım, iğrenç şeyler yaşadım evet ama siz de kaçırmasaydınız :)
Benim annem de aynı @yenGEnC in annesine benziyor. Geçen sene yurt dışı turuna katıldım, ilk gün 2 saatte bir "Neredesin" "ne yapıyorsun" "nasıl oralar" "bana tur programını at" "telefonun neden çekmiyor". Kendisine de söyledim "biraz benim sana gelmeme izin ver." Yukarıda yazdığım durumlardan dolayı bir güven kırıklığı olabilir ama eğer öyle bir güven kırıklığı varsa tatile de göndermeyecek... neyse turdan döndüm, gecenin üçünde sorduğu soru "Seni neden X ülkeden (o gıcık olduğu ülke) insanlar takip ediyor? Onu geçtim sen niye onları takip ediyorsun?" Yani mutluyum biraz izin ver, değil mi? İnsan sabahı bekler, yemin ediyorum yurt dışından dönerken havaalanında stresten midem bulandı :KK43:
Maalesef yapılacak çok bir şey yok. Kendinizi suçlamayın. Bizde "bağlılık" yok "bağımlılık" var :KK43:
buda başka bir konu, benimkilerde yapıyor. Normalde beni 5-10 kez aramazken, eğer o gün seyahat ediyorsam, taşınıyorsam falan ekstra bir panik hali oluyor. Defalarca arayıp mesaj atıyorlar, ve aslında yolculuktaydam yada taşınıyorsam benim en yoğun ve zahmetli günüm, ellerim dolu oluyor bir sürü işim oluyor, onlarda beni daha çok geriyor arayıp arayıp. Başka ülkeye gidiyorum, ulan internet bulamıyorum onlara haber verecek, onlarsa sanki ölmüşüm gibi panikler ilk internet bulduğum yerde wifi açtığımda. Bide onlarla uğraşıyorum. Taşınıcak oluyorum yüklerim var organizasyonu doğru yönetmeye çalışıyorum, her an her dakika arıyorlar, 1 olan stresimi 5 e çıkarıyorlar - aramızda binlerce kilometre var ama bunu nasıl yapıyorlar bilmiyorum. 30 yaşındayım yıllardır yalnız yaşıyorum. Hiçbir sürecimde destek olamadılar, her şeyi kendim yönetip hallettim hayatımda. Onların tek yaptığı panik olup bana stres vermek. Öyle günlerde bana destek olacak güçleri yok. Anca bir sürü aramalar mesajlar 'naptın, naptın, naptın?' Ne yaptıysam yaptım. Durumu yönettim yada yönetemedim, hayat bu... Niye stresime stres katıyorsunuz?

Gerçekten ancak cahil aileden çıkan kişi, cahil yaşarsa mutlu olur. Ama bir adım öteye gidersen ancak size daha fazla stres veriyorlar başka bir şey değil. Onları çok seviyorum, çok şükür, ama bazen güçlü, akıllı, modern ailelere özeniyorum. Çocuklarına ya destek olup sorunlarını çözecek şekilde durumu yönetiyorlar, yada en azından tavsiye veriyorlar, çok cahilse sen ne yaparsan yap her şey de daha fazla korku ve stres veriyorlar.
 
Sinir oluyorum bazen, bana ağlamaklı ağlamaklı özlemiş gibi beni arayıp konuşuyorlar, ama baksan annem her ay kendine bir altın bilezik alıyor, güzel mi diye de bana fotoğraf atıyor, dirseklerine kadar altın bilezik doldu, kafasına taktı, takı almaları son yıllarda, ne parası olsa bilezik yüzük falan alıyor.

Beni ise sanki ailemi terkedip gitmişim gibi strese sokuyorlar, oysaki şuan için onları görmeye gitmeye cidden imkanım yok, ne param var ne de oturum izni şeylerinden ülkeyi terkedemem şuan, birkaç aya daha ihtiyacım var. Hiç ama hiç o altın bileziğin parası ile buraya gelmeyi beni görmeyi düşünemiyor, hep yükü bana yüklüyorlar, AMA imkanım yok yok yok.. Gidemem şu an. O lahanayı buraya bana getirebilir, beni ve buraları görebilirdi aldığı bileziklerin sadece birinin parası ile
 
cidden o telefonda ağlak ağlak konuşan kadın, sanki beni özlemiş gibi, ve gitmek için imkanım olmadığınıda biliyor; gitmiş kendine mardin işi altın şahmaran almış yüksek bir paraya dün. Gelsene buraya o parayla, sadece vize ve uçak parası sadece, benim evim var burada kalacak.. Çocuğunun imkanı yok senin var.. Niye bilezik alıyor beni görmeye gelmiyorsun. Ankarada okudum 4 yıl, 1 kez geldiler sadece, 3 yıl izmirde çalıştım 1 kez geldiler sadece. Yurtdışına çıktımi benim çok imkanım olamadı ama onların hep vardı, hiç gelmediler. Ağlayor sızlıyorlar, hiç akıllarına bana gelmeyi akıl edemiyorlar. İllaki ben küçüğüm diye ben gitmeliyim. Ama benimde o derece imkanım yok her zaman
 
Kendinizi ilerde annenizin yaptiklarini yaparken bulmayin.Çünkü gercekten yaşamadan bilinmiyor Ayrica ben babamin hastaligi yüzünden degil şehri ,semti terk edememis bir insan olarak yaziyorum.Pişman degilim son gününe kadar yaninda oldum.Mutlaka farkli biyerlerde yasayabilirdim firsat olsaydi.Siz yurt disina cikmişsiniz ,gitme kal burda dur dememişler.Birakin da o kadar olsun artık.Hoş görün,gormeye çalışin.Gurbet ana baba için kolay değil.Yaşi ilerledikçe insanlar duygusallasiyor ve hatta daha ilerledikçe çocuklasiyor malesef.
 
Bir gün dedim zaten; anne güzelmiş bileziğin güle güle kullan kaça aldın?, ben senin yerinde olsam bu parayla ya seyahat eder ya evladımı görmeye giderdim. Lafı geçiştirdi

Her konusmada telefonda dudak titreten biri eline geçen ilk parayla yaniniza koşardi. 😬
Burdaki yorumlari da okuyunca diyebiliriz ki coğunluk anneliği boyle drama ve evlat darlamak olarak goruyor. Aksi durumda aile bağlari yok deniyor.
Belki ailenizde de böyle kodlanmiş bir goruş vardir ve o şekilde davranmadiklarinda, neşeli ve normal olduklarinda sizi umursamiyor gibi gozukeceklerini dusunup oyle olmasi gerektigi için o şekilde davraniyor olabilirler aslinda. 🙄 Bilinc altinda yani
 
Bir anneye kızı demiş ki:
-Anne 1 yıldır kaşar peyniri yemedim burda.
Annenin bana dediği kaşar peyniri yiyemiyorum o günden beri o peynir bana zebani oldu...

Anneniz bu yüzden her yiyemediğinizi düşündüğü şeyi size stokluyor.

Bunu duygusal baskı görmek yerine beni benden düşünen bir annem var çok şükür demeyi onu kaybedince anlayacaksınız..
 
Bir gün dedim zaten; anne güzelmiş bileziğin güle güle kullan kaça aldın?, ben senin yerinde olsam bu parayla ya seyahat eder ya evladımı görmeye giderdim. Lafı geçiştirdi
Bunları ilk mesajda anlatsaydınız keşke. Size yazdığım mesajı geri aldım. Özür dilerim.
 
Bir anneye kızı demiş ki:
-Anne 1 yıldır kaşar peyniri yemedim burda.
Annenin bana dediği kaşar peyniri yiyemiyorum o günden beri o peynir bana zebani oldu...

Anneniz bu yüzden her yiyemediğinizi düşündüğü şeyi size stokluyor.

Bunu duygusal baskı görmek yerine beni benden düşünen bir annem var çok şükür demeyi onu kaybedince anlayacaksınız..
Hayatımda bir yıl oldu ekonomik olarak çok zorluk çektim. 1 yıl ağzıma bir pasta, tatlı tadı değmedi. Kremanın tadını unutmuştum, evde kış günü yorganım yoktu, kendime bir yeni kıyafet/ayakkabı alamadım, eski püskü son ayakkabımı giydim. Şikayetlenip, ağlayıp bu duruma dövünmek yerine bana yardım edebilirlerdi. Bir şekilde ederlerdi. Bana bir şey stoklamasına gerek yok. Ama etmediler. Bense daha çok güçlendim, çalıştım kazandım eksiğimi aldım, normale oturttum. Dahada ağlamasınlar
 
Hayatımda bir yıl oldu ekonomik olarak çok zorluk çektim. 1 yıl ağzıma bir pasta, tatlı tadı değmedi. Kremanın tadını unutmuştum, evde kış günü yorganım yoktu, kendime bir yeni kıyafet/ayakkabı alamadım, eski püskü son ayakkabımı giydim. Şikayetlenip, ağlayıp bu duruma dövünmek yerine bana yardım edebilirlerdi. Bir şekilde ederlerdi. Bana bir şey stoklamasına gerek yok. Ama etmediler. Bense daha çok güçlendim, çalıştım kazandım eksiğimi aldım, normale oturttum. Dahada ağlamasınlar
İyide baştan söylemediniz ki bunları.Değişik bir aile yapısı.Ne denir bilmiyorum.Vicdanlarıni bu şekilde tazeliyorlar belkide bilemiyorum
 
Hayatımda bir yıl oldu ekonomik olarak çok zorluk çektim. 1 yıl ağzıma bir pasta, tatlı tadı değmedi. Kremanın tadını unutmuştum, evde kış günü yorganım yoktu, kendime bir yeni kıyafet/ayakkabı alamadım, eski püskü son ayakkabımı giydim. Şikayetlenip, ağlayıp bu duruma dövünmek yerine bana yardım edebilirlerdi. Bir şekilde ederlerdi. Bana bir şey stoklamasına gerek yok. Ama etmediler. Bense daha çok güçlendim, çalıştım kazandım eksiğimi aldım, normale oturttum. Dahada ağlamasınlar
Konunuzun o gelişme bölümüne bunu eklemezseniz herkes benim gibi düşünecek ve tek tek açıklamak zorunda kalacaksınız!
Ve tam da bunu ailenize demelisiniz..
 
Size çok hak verdim. Size maddi olarak destek olmuyorlarsa manevi olarak arkanızda olduklarini hissterirmeleri lazim. Siz orada kendinizi ispat ediyorsunuz ve belki de tek duymak istediğiniz sey "aferim kızım, bunu başarabilirsin sana inanıyoruz " olmalıyken belki bu sırt sıvazlamayı bir kere bile yaşayamadınız. Aileniz yersiz ve altı boş duygusallıklar ile size köstek oluyor. Bence hayatınız hakkında fazla detay vermeyip arama sıklığınızı azaltın. Ben böyle duygu gösterilerinden hiç hoşlanmam, sizin yerinize kendimi koyamadım bile tahammül edemedim o kadar.
 
Aileniz nasıl duygusalsa siz de öylesiniz. Yoksa bu kadar etkilenip ilaca falan başlamazdınız. Yaşlanınca siz de muhtemelen onlar gibi olacaksınız. Bu durumu üstünüzden atmak sizin elinizde. Telefonu kapatın ve “ailem sağlıklı, orada hayatlarına devam ediyorlar bana ihtiyaçları olmadan çok şükür” diyerek kendinize telkin verin. Türkiyedeyim ama ben de ailemden ayrı şehirde yaşıyorum.
 
cidden o telefonda ağlak ağlak konuşan kadın, sanki beni özlemiş gibi, ve gitmek için imkanım olmadığınıda biliyor; gitmiş kendine mardin işi altın şahmaran almış yüksek bir paraya dün. Gelsene buraya o parayla, sadece vize ve uçak parası sadece, benim evim var burada kalacak.. Çocuğunun imkanı yok senin var.. Niye bilezik alıyor beni görmeye gelmiyorsun. Ankarada okudum 4 yıl, 1 kez geldiler sadece, 3 yıl izmirde çalıştım 1 kez geldiler sadece. Yurtdışına çıktımi benim çok imkanım olamadı ama onların hep vardı, hiç gelmediler. Ağlayor sızlıyorlar, hiç akıllarına bana gelmeyi akıl edemiyorlar. İllaki ben küçüğüm diye ben gitmeliyim. Ama benimde o derece imkanım yok her zaman
Tamam işte sen de her telefondan sonra duygusala bağlama, kapatınca gününe devam et. Benim ailem de böyledir, aman yorulmayalım kıçımızı kaldırmayalım düzenimiz bozulmasın. He de geç sen de bozma keyfini
 
bana hiç beni sevip özlediklerini gelmemi istediklerini söylemezler. Hoş ben hepsini biliyorum söylemelerine gerek yok orada sorun yok. Ama neden hiç neşeli bir ses tonu duyamıyorum, neden benle konuşurken hep çok mutsuz her an ağlayacak gibiler anlamıyorum. Babam geçen yıl bir ara şeye takmıştı 'ben ölünce maaşım sana kalacak biliyorsun dimi bu kadar çok çalışmana gerek kalmayacak o zaman rahat edeceksin biraz dinlenirsin'. Oysaki bende her insanoğlu kadar çalışıp, bir çoğuna nazaranda daha fazla karşılığını alan biriyim. Daha hiç onlara şikayetlenmedim, bir derdim olsa anlatmadım, yaşadığım hayatta mutluyum, bunu sesimden, gönderdiğim fotoğraflardan onlarla görüştüğümdeki halimdende görüyorlar. Biliyorum babamın o konuşmaları birçok kişiye ne düşünceli güzel gelebilir, öyle de aslında. Ailemi kötülemiyorum zaten burada farkındaysanız. Ama ben o konuşmalardan sonra çok tedirgin oldum üzüldüm, hiç imkanım yokken imkan yaratıp hemen iki haftaya türkiyeye gittim, bişey varda benmi bilmiyorum diye. Çok iyilerdi. Hiç o telefonda konuştuğum üzgün ağlak insanlar karşımda yoktu.
Onlarda aslında sosyal, geçen kuzenim videolar falan gönderdi hatta, sülalecek dışarı yemeğe gitmiş, dans etmişler falan, herkes mutlu. Bende çok sevindim, ama o gün ve ertesi gün annem babam telefonda hiç de mutlu gibi değillerdi. Keşke banada ara sıra öyle neşeli olsalar da benimde günüm güzelleşse
Sizin yerinizde olsam açık açık ailemle konuşurdum. Bu durumun sizi etkilediginden oradaki hayatınızı etkilediğinden bahsederdim. Yada ailenize yakın sürekli görüştüğü bir tanıdığımdan onlarla ilgili kısa bilgiler alırdım. En azından sağlıklı olduklarını iyi olduklarını ogrenirdim. Çünkü anne babaniz sizle telefonlasirken sanki acidan beslenir gibi bir halleri olduğunu düşündüm şuan. Bazen bende ananemle yanına gider görüşürüm telefonlasirim. Ama negatif şeylerden çok konuşursa bir süre gitmek istemiyorum eski çektiklerinden yaşadıklarindan uzuntulerden çok bahsederse aşırı etkileniyorum ve kötü hissediyorum. Sizinki de buna benziyor oldukların daha farklı bir şekilde size lanse etmeleri sizi kötü etkiliuor halbuki tam tersi belki de sizden daha mutlu ve sosyal bir hayatlari var
 
Ben sizi anladım benim annem de yapıyor çünkü ama sizinki gibi değil.
Bahçesinde envai çeşit meyve var hatta bir tanesi sadece bir ay oluyor ve marketlerde bile bulamıyorum onu. Senin hakkını ayırdım buzluğa attım 3 poşet diyor mesela.
Ama sizin anlattığınız gibi ağlamaklı Ahh seni düşünerek topladım güzelce yıkadım keşke burda olsa da beraber yeseydik dizimin dibinde ben yiyemem de artık tavrında olsa idi sözleri ve sesi ben de kötü olurdum mesela.
Yoksa çoğu annenin yapacağı veya söyleyeceği şeyler bunlar ama hissettirilen ayrı işte.
Belki aileniz de bu durumun farkında değil o an sesinizi duymanın verdiği özlemle öyle bir konuşma şekline bürünüyorlar veya çok duygusallar.
Ki siz de öyle gibisiniz ve sizi de aileniz yetiştirmiş onlardan almış olabilirsiniz bu özelliği.
Onları değiştirmek zor bu yaştan sonra sizin bir şeyleri değiştirmeniz gerek.
Belki o lahanayı dolaba atarken bir saat özlem çekiyorlar veya sizle konuşurken on dakika arşa çıkıyor bu duyguları ama sonra günlük yaşamlarına geri dönüyorlar diye düşünmeniz ve bilmeniz gerek.
Çünkü öyle oluyordur yani.
Ama Türkiye'de çalıştığı zaman içerisinde de öyle içiçe sürekli görüşmeleri yokmus ki. Bence anlık duygu dalgalanmasi başka birşey degil
 
X