Aileler çocuklarına çok fazla duygusal ağırlık vermiyor mu sizce de?

anne olunca maalesef anliyoruz sanirim bazı şeyleri, yemek yemek istemezken pesimde tabakla koşmasina kizardim.
disari cikardim zirt pirt arardı vs vs.
ama öyle oluyormuş kızmayin ha duygularini bu kadar yogun yaşadıklarını size belli etmeseler daha iyi sizide uzmemek adina ama yapamiyorlar demek ki.
ben whatsap grubunda kizimin sinifinin bahceye ciktigini gorup, terlemistir diye bir kosu sırtina havlu yetistirime moduna girip kendimi dizginliyorum, tek yemek yesinde ne isterse pisireyim modunda geziyorum, acıktım dese günüm güzelleşiyo demek ki olmuyo yani anne olunca aklın yarısı çocukta kalıyor.
eminim ailenizde bu yüzden böyle davraniyordur çocuklar özleniyor kaç yasina gelirse gelsin nerede olursa olsun ☺️
 
Konu sahibi ben sizi anlıyorum ama sizin tepkileriniz de abartı. Sanırım hep bu şekilde duygu yoğunluğuyla büyütülmüşsünüz.
Şöyle bir örnek vereyim. Biz eşimle memleketten farklı uzak bir yerde yaşıyoruz. Eşimin annesi her aramada "çok özledim ne zaman geleceksiniz? İki günlüğüne gelin, ne olacak sanki özledim vs sürekli bu modda. Yola yaptığımız masrafı iki gün için yorulmamızı falan hiç düşünmüyor. Ben annemi aradığımda ise annem "özledim ama nasıl uygunsa öyle yapın, siz iyi olun da diğer ay görüşürüz gibi şeyler söylüyor. Belki ben sevgisini açıkça gösteremeyen bi anneyle büyüdüğüm için normal geliyordur bana. Ama eşm de aynı sizin gibi üzülüyor ve dert ediyor. Anneler babalar elbette çocuklarını özler ama herkesin kendi hayatı var ve o denge kurulabilir diye düşünüyorum.
 
Ben gurbetteyim ve şu an için ailemi görmeye gitme imkanım yok - son birkaç aydır -. Zaten 13 yıldır okuldu, işti vs derken hiç onların olduğu şehirde yaşamadım, 17 yaşından beri gurbet kızıyım.

Annem hep işte ' lahana sardım buzluğa attım senin için' , 'çilek bulduk buzluğa attım senin için' falan diyor konuşmalarımızda. Geleceğim gün için planlar yapıyor, bir şeyler alırsa saklıyor falan. Arkadaşlarım var 3 yıldan uzun süredir ülkesine gidememiş ama bu duygusal ağırlığı yaşamıyor, yaşatmıyorlar. Oysaki ben daha 3 ay önce oradaydım. Onlarla sıkça telefonda ya da görüntülü konuşuyorum. Zatende yıllardır onlardan ayrı yaşıyorum. Ama bana sıkça verdikleri bu duygusallık ağır geliyor. Evet sevildiğini bilmek güzel ama o böyle yaptıkça bende bir şey yerken falan boğazıma tıkanıyor. Her telefonda konuştuğumda üstüme bir duygusallık yüklüyor. Hele babam daha da beter, her gün konuşsam da sanki ağlıyormuş gibi bir ses tonuyla ve acınaklı üzüntülü bir halde konuşuyor. Artık aramıyorum. Normal giden hayatımı (ki onlarınkide normal gidiyor), durduk yere ortada bir şey yokken kötü etkiliyorlar. Birgün güzelce, şarkılar söyleyerek uyanıyorum ama birkaç saat sonra onlarla konuşuyorum telefonda ve günüme bir kasvet yükleniyor, artık günün geri kalanı göz yaşım pıt diye düştü düşecek modunda geçiriyorum.

Bana mutlu olmak için alan bırakmıyorlar. Bıktım bu duygusallıktan. Ayrı hayatlar yaşayabileceğimiz gerçeğini kabullenip, güçlü duramıyorlar asla. Hiç durmadılar. İlk yurtdışına çıkışımda - ki ben burslu ve master için çıktım, annemin göğsünü kabartıp dik durmasını beklerdim- daha modern bir aile olsa öyle yapardı, ama o yatak döşek üzüntüden hasta olmuştu. İlk gelişimde, 'kafama s.çıyım niye geldim ben buraya ben dünyanın en kötü evladıyım' modundaydım aylarca, bende onun yüzünden çok etkilendim.

Hoş ben TR deyken de çok görüşemiyorduk ki.. Ondan öncede onlarda ayrı şehirde yaşıyordum, yılda iki kez falan gidebildiğim zamanlar oldu, onlar o zamanlar daha gençti, evde yer olsada gelmeye bile gerek duymuyorlardı, o zamanlar tepkileri daha iyiydi. Ama ne zaman yurtdışına taşındım (ki 4 yıl oldu), onların duygusallıkları başladı. Bir sorunları cidden yok , oralarda kuşlarım var bana haber getiren zaten.

Gurbette olup, benim gibi hisseden var mı? Vallaha her gün her gün üstüme verdikleri şu ağırlık beni çok yıprattı, ilaç kullanmaya başladım psikolojim için, geçen yıl daha beterdim, bir ara alkole çok vurmuştum kendimi içip içip her gece onlar için ağlıyordum. Bu yıl azcık daha toparladım. Nankör gibi görünmemişimdir umarım ve beni anlayıp nasıl çözebileceğime dair çözüm önerileri verebilirsiniz.

Siz karşı özlem duymaları, bunu dile getirmeleri çok normal. Ama sizin bu halde olmanız büyük ihtimal başka bir şeyden kaynaklanıyordur. Zaten yüz yüze görüşmediğiniz ailenizin size bu kadar ağır psikolojik etkisinin olması mantıksız. İçip içip onlar için neden ağlıyorsunuz.
 
ah ah, aslında ye gitsin. O bana öyle yapınca sonra günün geri kalanı bende bişey yiyemiyorum. Lahana yapıp sakladığını dün dedi telefonda. Dünde çok istediğim bir işi aldım nasıl mutluydum size anlatamam, havada uçuyorum. Anneme müjdemi vermeye aramıştım, ağlamaklı ağlamaklı lahanayı söyledi. Telefonu kapattıktan sonra bende iyi ağladım ama böğüre böğüre, dışarda bir kafedeydim. Üstüme ağırlık geldi dahada sevincimi falan unuttum 😄
Ben sizi çok ama çok iyi anladım.
Benim annemde böyle duygu baskısı yapıyor.
Herşeyimi hayatta etkiledi şu an ben ne istediğim üniversite yo okudum ne bölümü nede isim var.hep evde onun yanında oturmami ev işi yapıp ona yardım etmemi istedi.
Aslında hep bunları kendi için yaptı.
Bütün kardeşlerim evli hepimize aynı duygusal baskıyı yapıyor.
Telde bile bunu yapıp sizinki gibi psikolojimi yoruyor.
Halbuki sizinki gibi beni kızım arasa çok iyi bir başarı kazansa telde nekadar sevindigimi soyelr onuda çok mutlu ederim
 
Konu sahibi ben sizi anlıyorum ama sizin tepkileriniz de abartı. Sanırım hep bu şekilde duygu yoğunluğuyla büyütülmüşsünüz.
Şöyle bir örnek vereyim. Biz eşimle memleketten farklı uzak bir yerde yaşıyoruz. Eşimin annesi her aramada "çok özledim ne zaman geleceksiniz? İki günlüğüne gelin, ne olacak sanki özledim vs sürekli bu modda. Yola yaptığımız masrafı iki gün için yorulmamızı falan hiç düşünmüyor. Ben annemi aradığımda ise annem "özledim ama nasıl uygunsa öyle yapın, siz iyi olun da diğer ay görüşürüz gibi şeyler söylüyor. Belki ben sevgisini açıkça gösteremeyen bi anneyle büyüdüğüm için normal geliyordur bana. Ama eşm de aynı sizin gibi üzülüyor ve dert ediyor. Anneler babalar elbette çocuklarını özler ama herkesin kendi hayatı var ve o denge kurulabilir diye düşünüyorum.
bana hiç beni sevip özlediklerini gelmemi istediklerini söylemezler. Hoş ben hepsini biliyorum söylemelerine gerek yok orada sorun yok. Ama neden hiç neşeli bir ses tonu duyamıyorum, neden benle konuşurken hep çok mutsuz her an ağlayacak gibiler anlamıyorum. Babam geçen yıl bir ara şeye takmıştı 'ben ölünce maaşım sana kalacak biliyorsun dimi bu kadar çok çalışmana gerek kalmayacak o zaman rahat edeceksin biraz dinlenirsin'. Oysaki bende her insanoğlu kadar çalışıp, bir çoğuna nazaranda daha fazla karşılığını alan biriyim. Daha hiç onlara şikayetlenmedim, bir derdim olsa anlatmadım, yaşadığım hayatta mutluyum, bunu sesimden, gönderdiğim fotoğraflardan onlarla görüştüğümdeki halimdende görüyorlar. Biliyorum babamın o konuşmaları birçok kişiye ne düşünceli güzel gelebilir, öyle de aslında. Ailemi kötülemiyorum zaten burada farkındaysanız. Ama ben o konuşmalardan sonra çok tedirgin oldum üzüldüm, hiç imkanım yokken imkan yaratıp hemen iki haftaya türkiyeye gittim, bişey varda benmi bilmiyorum diye. Çok iyilerdi. Hiç o telefonda konuştuğum üzgün ağlak insanlar karşımda yoktu.
Onlarda aslında sosyal, geçen kuzenim videolar falan gönderdi hatta, sülalecek dışarı yemeğe gitmiş, dans etmişler falan, herkes mutlu. Bende çok sevindim, ama o gün ve ertesi gün annem babam telefonda hiç de mutlu gibi değillerdi. Keşke banada ara sıra öyle neşeli olsalar da benimde günüm güzelleşse
 
Ailesinin konu sahibini dusunup dolaba sarma, çilek vs koymalari soylemeleri bence de tatli bir durum. Boyle dusununce Aurora çok tepki veriyor gibi izlenim oluşuyor ama bakin şunu yaparsa aile 👇
her gün konuşsam da sanki ağlıyormuş gibi bir ses tonuyla ve acınaklı üzüntülü bir halde konuşuyor
Böyle bir konuşmadan sonra kimin günü iyi geçebilir. Ne soylediklerinden ziyade telefonda ağlayan anne babanin sesini duyup telefonu kapatip bir şey olmamiş gibi normal hayata dönmek için baya umursamamak lazim. 🙄 Ailesi konuşurken biraz neşeli veya normal olsa en azindan ağlama, uzuntulu hal olmasa boyle etkilenmezdi.

Mesela annem aramişti geçen uyuyordum telefonu actim biyandan esneyip bi yandan telefona cevap verince sesim agliyor gibi cikmiş. Annemin hemen sesi degisti agliyorum sanmiş korktu kadin.

Uzaklik varken boyle durduk yere aglamali vs şeyler yapilmaz yani. Anne olmakla alakasi yok bunun bu kadar drama etmemek lazim.
 
Ben gurbetteyim ve şu an için ailemi görmeye gitme imkanım yok - son birkaç aydır -. Zaten 13 yıldır okuldu, işti vs derken hiç onların olduğu şehirde yaşamadım, 17 yaşından beri gurbet kızıyım.

Annem hep işte ' lahana sardım buzluğa attım senin için' , 'çilek bulduk buzluğa attım senin için' falan diyor konuşmalarımızda. Geleceğim gün için planlar yapıyor, bir şeyler alırsa saklıyor falan. Arkadaşlarım var 3 yıldan uzun süredir ülkesine gidememiş ama bu duygusal ağırlığı yaşamıyor, yaşatmıyorlar. Oysaki ben daha 3 ay önce oradaydım. Onlarla sıkça telefonda ya da görüntülü konuşuyorum. Zatende yıllardır onlardan ayrı yaşıyorum. Ama bana sıkça verdikleri bu duygusallık ağır geliyor. Evet sevildiğini bilmek güzel ama o böyle yaptıkça bende bir şey yerken falan boğazıma tıkanıyor. Her telefonda konuştuğumda üstüme bir duygusallık yüklüyor. Hele babam daha da beter, her gün konuşsam da sanki ağlıyormuş gibi bir ses tonuyla ve acınaklı üzüntülü bir halde konuşuyor. Artık aramıyorum. Normal giden hayatımı (ki onlarınkide normal gidiyor), durduk yere ortada bir şey yokken kötü etkiliyorlar. Birgün güzelce, şarkılar söyleyerek uyanıyorum ama birkaç saat sonra onlarla konuşuyorum telefonda ve günüme bir kasvet yükleniyor, artık günün geri kalanı göz yaşım pıt diye düştü düşecek modunda geçiriyorum.

Bana mutlu olmak için alan bırakmıyorlar. Bıktım bu duygusallıktan. Ayrı hayatlar yaşayabileceğimiz gerçeğini kabullenip, güçlü duramıyorlar asla. Hiç durmadılar. İlk yurtdışına çıkışımda - ki ben burslu ve master için çıktım, annemin göğsünü kabartıp dik durmasını beklerdim- daha modern bir aile olsa öyle yapardı, ama o yatak döşek üzüntüden hasta olmuştu. İlk gelişimde, 'kafama s.çıyım niye geldim ben buraya ben dünyanın en kötü evladıyım' modundaydım aylarca, bende onun yüzünden çok etkilendim.

Hoş ben TR deyken de çok görüşemiyorduk ki.. Ondan öncede onlarda ayrı şehirde yaşıyordum, yılda iki kez falan gidebildiğim zamanlar oldu, onlar o zamanlar daha gençti, evde yer olsada gelmeye bile gerek duymuyorlardı, o zamanlar tepkileri daha iyiydi. Ama ne zaman yurtdışına taşındım (ki 4 yıl oldu), onların duygusallıkları başladı. Bir sorunları cidden yok , oralarda kuşlarım var bana haber getiren zaten.

Gurbette olup, benim gibi hisseden var mı? Vallaha her gün her gün üstüme verdikleri şu ağırlık beni çok yıprattı, ilaç kullanmaya başladım psikolojim için, geçen yıl daha beterdim, bir ara alkole çok vurmuştum kendimi içip içip her gece onlar için ağlıyordum. Bu yıl azcık daha toparladım. Nankör gibi görünmemişimdir umarım ve beni anlayıp nasıl çözebileceğime dair çözüm önerileri verebilirsiniz.
Ben seni çok iyi anladım arkadaşım ,hemen linçlemişler nankör diyen olmuş kıymetini bil diyen olmuş siz zaten ailenizin kıymetini biliyorsunuz bu ülkede anne babanın yanlışını söylemek ne kadar büyük bi tabu böyle . Ha deyince gidemiyorsunuz ama sürekli bi ağlamaklı aile var siz bebek değilsiniz kendi hayatınız var bunu kabullenmeleri gerekiyor
 
bana hiç beni sevip özlediklerini gelmemi istediklerini söylemezler. Hoş ben hepsini biliyorum söylemelerine gerek yok orada sorun yok. Ama neden hiç neşeli bir ses tonu duyamıyorum, neden benle konuşurken hep çok mutsuz her an ağlayacak gibiler anlamıyorum. Babam geçen yıl bir ara şeye takmıştı 'ben ölünce maaşım sana kalacak biliyorsun dimi bu kadar çok çalışmana gerek kalmayacak o zaman rahat edeceksin biraz dinlenirsin'. Oysaki bende her insanoğlu kadar çalışıp, bir çoğuna nazaranda daha fazla karşılığını alan biriyim. Daha hiç onlara şikayetlenmedim, bir derdim olsa anlatmadım, yaşadığım hayatta mutluyum, bunu sesimden, gönderdiğim fotoğraflardan onlarla görüştüğümdeki halimdende görüyorlar. Biliyorum babamın o konuşmaları birçok kişiye ne düşünceli güzel gelebilir, öyle de aslında. Ailemi kötülemiyorum zaten burada farkındaysanız. Ama ben o konuşmalardan sonra çok tedirgin oldum üzüldüm, hiç imkanım yokken imkan yaratıp hemen iki haftaya türkiyeye gittim, bişey varda benmi bilmiyorum diye. Çok iyilerdi. Hiç o telefonda konuştuğum üzgün ağlak insanlar karşımda yoktu.
Onlarda aslında sosyal, geçen kuzenim videolar falan gönderdi hatta, sülalecek dışarı yemeğe gitmiş, dans etmişler falan, herkes mutlu. Bende çok sevindim, ama o gün ve ertesi gün annem babam telefonda hiç de mutlu gibi değillerdi. Keşke banada ara sıra öyle neşeli olsalar da benimde günüm güzelleşse
Ben anlıyor ve size hak veriyorum bi şekilde orda size kendinizi kötü hissettiriyorlar. Bunun sevgi göstermekle çocuğuna düşkün olmakla alakası yok bence. Acaba siz orada yalnızsınız burada aileniz siz olmadan mutlu diye üzülürsünüz diye mi düşünüyorlar. Hani sizin "şuna bak ben gurbetteyim bensiz ne güzel eğleniyorlar, mutlular" diye düşünmenizi mi istemiyorlar
 
Ailesinin konu sahibini dusunup dolaba sarma, çilek vs koymalari soylemeleri bence de tatli bir durum. Boyle dusununce Aurora çok tepki veriyor gibi izlenim oluşuyor ama bakin şunu yaparsa aile 👇

Böyle bir konuşmadan sonra kimin günü iyi geçebilir. Ne soylediklerinden ziyade telefonda ağlayan anne babanin sesini duyup telefonu kapatip bir şey olmamiş gibi normal hayata dönmek için baya umursamamak lazim. 🙄 Ailesi konuşurken biraz neşeli veya normal olsa en azindan ağlama, uzuntulu hal olmasa boyle etkilenmezdi.

Mesela annem aramişti geçen uyuyordum telefonu actim biyandan esneyip bi yandan telefona cevap verince sesim agliyor gibi cikmiş. Annemin hemen sesi degisti agliyorum sanmiş korktu kadin.

Uzaklik varken boyle aglamali vs şeyler yapilmaz yani. Anne olmakla alakasi yok bunun.
Aynen öyle. Benim annem de der dolaba şunu koydum bunu koydum ama sesi ağlamaklı olsa benim de içime oturur. Kim olsa modu düşer
 
Ben gurbetteyim ve şu an için ailemi görmeye gitme imkanım yok - son birkaç aydır -. Zaten 13 yıldır okuldu, işti vs derken hiç onların olduğu şehirde yaşamadım, 17 yaşından beri gurbet kızıyım.

Annem hep işte ' lahana sardım buzluğa attım senin için' , 'çilek bulduk buzluğa attım senin için' falan diyor konuşmalarımızda. Geleceğim gün için planlar yapıyor, bir şeyler alırsa saklıyor falan. Arkadaşlarım var 3 yıldan uzun süredir ülkesine gidememiş ama bu duygusal ağırlığı yaşamıyor, yaşatmıyorlar. Oysaki ben daha 3 ay önce oradaydım. Onlarla sıkça telefonda ya da görüntülü konuşuyorum. Zatende yıllardır onlardan ayrı yaşıyorum. Ama bana sıkça verdikleri bu duygusallık ağır geliyor. Evet sevildiğini bilmek güzel ama o böyle yaptıkça bende bir şey yerken falan boğazıma tıkanıyor. Her telefonda konuştuğumda üstüme bir duygusallık yüklüyor. Hele babam daha da beter, her gün konuşsam da sanki ağlıyormuş gibi bir ses tonuyla ve acınaklı üzüntülü bir halde konuşuyor. Artık aramıyorum. Normal giden hayatımı (ki onlarınkide normal gidiyor), durduk yere ortada bir şey yokken kötü etkiliyorlar. Birgün güzelce, şarkılar söyleyerek uyanıyorum ama birkaç saat sonra onlarla konuşuyorum telefonda ve günüme bir kasvet yükleniyor, artık günün geri kalanı göz yaşım pıt diye düştü düşecek modunda geçiriyorum.

Bana mutlu olmak için alan bırakmıyorlar. Bıktım bu duygusallıktan. Ayrı hayatlar yaşayabileceğimiz gerçeğini kabullenip, güçlü duramıyorlar asla. Hiç durmadılar. İlk yurtdışına çıkışımda - ki ben burslu ve master için çıktım, annemin göğsünü kabartıp dik durmasını beklerdim- daha modern bir aile olsa öyle yapardı, ama o yatak döşek üzüntüden hasta olmuştu. İlk gelişimde, 'kafama s.çıyım niye geldim ben buraya ben dünyanın en kötü evladıyım' modundaydım aylarca, bende onun yüzünden çok etkilendim.

Hoş ben TR deyken de çok görüşemiyorduk ki.. Ondan öncede onlarda ayrı şehirde yaşıyordum, yılda iki kez falan gidebildiğim zamanlar oldu, onlar o zamanlar daha gençti, evde yer olsada gelmeye bile gerek duymuyorlardı, o zamanlar tepkileri daha iyiydi. Ama ne zaman yurtdışına taşındım (ki 4 yıl oldu), onların duygusallıkları başladı. Bir sorunları cidden yok , oralarda kuşlarım var bana haber getiren zaten.

Gurbette olup, benim gibi hisseden var mı? Vallaha her gün her gün üstüme verdikleri şu ağırlık beni çok yıprattı, ilaç kullanmaya başladım psikolojim için, geçen yıl daha beterdim, bir ara alkole çok vurmuştum kendimi içip içip her gece onlar için ağlıyordum. Bu yıl azcık daha toparladım. Nankör gibi görünmemişimdir umarım ve beni anlayıp nasıl çözebileceğime dair çözüm önerileri verebilirsiniz.
Yani size hasret kalmışlar demekki anlamak lazım. Uzaklık zor gelmiş.
 
Ben gurbetteyim ve şu an için ailemi görmeye gitme imkanım yok - son birkaç aydır -. Zaten 13 yıldır okuldu, işti vs derken hiç onların olduğu şehirde yaşamadım, 17 yaşından beri gurbet kızıyım.

Annem hep işte ' lahana sardım buzluğa attım senin için' , 'çilek bulduk buzluğa attım senin için' falan diyor konuşmalarımızda. Geleceğim gün için planlar yapıyor, bir şeyler alırsa saklıyor falan. Arkadaşlarım var 3 yıldan uzun süredir ülkesine gidememiş ama bu duygusal ağırlığı yaşamıyor, yaşatmıyorlar. Oysaki ben daha 3 ay önce oradaydım. Onlarla sıkça telefonda ya da görüntülü konuşuyorum. Zatende yıllardır onlardan ayrı yaşıyorum. Ama bana sıkça verdikleri bu duygusallık ağır geliyor. Evet sevildiğini bilmek güzel ama o böyle yaptıkça bende bir şey yerken falan boğazıma tıkanıyor. Her telefonda konuştuğumda üstüme bir duygusallık yüklüyor. Hele babam daha da beter, her gün konuşsam da sanki ağlıyormuş gibi bir ses tonuyla ve acınaklı üzüntülü bir halde konuşuyor. Artık aramıyorum. Normal giden hayatımı (ki onlarınkide normal gidiyor), durduk yere ortada bir şey yokken kötü etkiliyorlar. Birgün güzelce, şarkılar söyleyerek uyanıyorum ama birkaç saat sonra onlarla konuşuyorum telefonda ve günüme bir kasvet yükleniyor, artık günün geri kalanı göz yaşım pıt diye düştü düşecek modunda geçiriyorum.

Bana mutlu olmak için alan bırakmıyorlar. Bıktım bu duygusallıktan. Ayrı hayatlar yaşayabileceğimiz gerçeğini kabullenip, güçlü duramıyorlar asla. Hiç durmadılar. İlk yurtdışına çıkışımda - ki ben burslu ve master için çıktım, annemin göğsünü kabartıp dik durmasını beklerdim- daha modern bir aile olsa öyle yapardı, ama o yatak döşek üzüntüden hasta olmuştu. İlk gelişimde, 'kafama s.çıyım niye geldim ben buraya ben dünyanın en kötü evladıyım' modundaydım aylarca, bende onun yüzünden çok etkilendim.

Hoş ben TR deyken de çok görüşemiyorduk ki.. Ondan öncede onlarda ayrı şehirde yaşıyordum, yılda iki kez falan gidebildiğim zamanlar oldu, onlar o zamanlar daha gençti, evde yer olsada gelmeye bile gerek duymuyorlardı, o zamanlar tepkileri daha iyiydi. Ama ne zaman yurtdışına taşındım (ki 4 yıl oldu), onların duygusallıkları başladı. Bir sorunları cidden yok , oralarda kuşlarım var bana haber getiren zaten.

Gurbette olup, benim gibi hisseden var mı? Vallaha her gün her gün üstüme verdikleri şu ağırlık beni çok yıprattı, ilaç kullanmaya başladım psikolojim için, geçen yıl daha beterdim, bir ara alkole çok vurmuştum kendimi içip içip her gece onlar için ağlıyordum. Bu yıl azcık daha toparladım. Nankör gibi görünmemişimdir umarım ve beni anlayıp nasıl çözebileceğime dair çözüm önerileri verebilirsiniz.
gurbette cocugu olan her aile oyle, en buyuk nedeni de cevre. sen istersen harvarddan derece al nobel odulu kazan, yine komsular akrabalar "bah gonderdin kizini gurbete iyi mi oldu, ne guzel yaninda olsaydi" vs diye beyninin etini yerlerdi.

senin yapman gereken sey oncelikle

1) neden onlari uzgun gormek beni cok etkiliyor diye dusun. yani onlar da senle konustuktan sonra gezmeye konusmaya gulmeye yemeye icmeye devam ediyor, sen niye bu kadar uzuldugunu bul. kotu evlat gibi mi hissediyorsun vs gibi

2) annen baban senin nazini niyazini cekmis, biraz gonul almanin zarari yoktur bence. onlar oyle deyince anacim ben de yemeklerini ozledim, insallah kavusur hemen vs diye beylik bi seyler soyle hoslarina gitsin

3) imkanin varsa yurtdisina getir onlari, seni ziyaret etsinler. gidip geldikce onlar da alisir, cevre edinir, hem de senin psikolojine de faydali. eve gelince evde sicak yemek olur, aksam beraber film izlersin, diger turk ailelerle tanisirsin vs
 
Ailesinin konu sahibini dusunup dolaba sarma, çilek vs koymalari soylemeleri bence de tatli bir durum. Boyle dusununce Aurora çok tepki veriyor gibi izlenim oluşuyor ama bakin şunu yaparsa aile 👇

Böyle bir konuşmadan sonra kimin günü iyi geçebilir. Ne soylediklerinden ziyade telefonda ağlayan anne babanin sesini duyup telefonu kapatip bir şey olmamiş gibi normal hayata dönmek için baya umursamamak lazim. 🙄 Ailesi konuşurken biraz neşeli veya normal olsa en azindan ağlama, uzuntulu hal olmasa boyle etkilenmezdi.

Mesela annem aramişti geçen uyuyordum telefonu actim biyandan esneyip bi yandan telefona cevap verince sesim agliyor gibi cikmiş. Annemin hemen sesi degisti agliyorum sanmiş korktu kadin.

Uzaklik varken boyle durduk yere aglamali vs şeyler yapilmaz yani. Anne olmakla alakasi yok bunun bu kadar drama etmemek lazim.
Cidden dediğiniz gibi, yaptığı çok tatlı düşünceli. Ben ailemi kötülemiyorum zaten. Ama dediğim gibi, hiç neşeli olamıyorlar telefonda. Ha, hergün konuşmayıncada panik oluyorlar, ertesi gün konuştuğumda daha beter bir hal almış oluyorlar. O yüzden bende tırsıp hergün arıyorum - ilk müsait olduğum an ben arıyorum ki, daha sonra onlar arar falanda duymazsam paniklemesinler diye-.
Dediğim gibi bu halleri bana özellikle geçen yıl çok ağırlık verdi, bir kaç kez korkup şüphelenip türkiyeye gittim aniden hatta. Ama iyilerdi onları yüz yüze gördüğümde. Sonra biraz psikolojik destek aldım, abarttığımı falan düşünüyordum. Bir süre göz ardı etmeyi öğrendim. Ama bu ara hayatımda güzel şeyler oluyor, bir türlü mutlu olamıyorum ya, ne zaman müjde versem neden ağlamak? Anlıyorum duygusallar, bende duygusalım tabi - onlardan çıkan çocuktan farklı birşey beklenemez- ama mutlu olmak ve gülmek için bir saniye rica ediyorum lütfen, ağlamak falan istemiyorum. Dünde müjdeli bir gündü; anneme müjde vermeye sevinçlice aradım, ağlamak üzere bir şekilde dolaptaki lahanadan çilekten bahsetti, çenesi titriyordu hissettim. Bir şekilde durumu yönetip telefonu gülerek kapatmaya çalıştım. Ama çok ağladım. Valla mutluluğumu falan unuttum cidden -dün ne olmuştu da ben mutluydum?-.... üstümden atamadım
 
gurbette cocugu olan her aile oyle, en buyuk nedeni de cevre. sen istersen harvarddan derece al nobel odulu kazan, yine komsular akrabalar "bah gonderdin kizini gurbete iyi mi oldu, ne guzel yaninda olsaydi" vs diye beyninin etini yerlerdi.

senin yapman gereken sey oncelikle

1) neden onlari uzgun gormek beni cok etkiliyor diye dusun. yani onlar da senle konustuktan sonra gezmeye konusmaya gulmeye yemeye icmeye devam ediyor, sen niye bu kadar uzuldugunu bul. kotu evlat gibi mi hissediyorsun vs gibi

2) annen baban senin nazini niyazini cekmis, biraz gonul almanin zarari yoktur bence. onlar oyle deyince anacim ben de yemeklerini ozledim, insallah kavusur hemen vs diye beylik bi seyler soyle hoslarina gitsin

3) imkanin varsa yurtdisina getir onlari, seni ziyaret etsinler. gidip geldikce onlar da alisir, cevre edinir, hem de senin psikolojine de faydali. eve gelince evde sicak yemek olur, aksam beraber film izlersin, diger turk ailelerle tanisirsin vs
benimkisi 1. madde. Kendimi sıkça kötü evlat gibi hissediyorum. Herşeyi, tüm çabalarımı bırakıp, herşeyden vazgeçip, TR de onların dizinin dibinde oturayım, bakayım destek olayım, hepimiz -daha çok da onlar- o zaman mutlu oluruz belki düşüncesine çokça kapılıyorum. Hep ikilemde kalıyorum. Sonra bir şekilde kendimi dizginliyorum, emeklerimi çöpe atmamak için.
Keşke imkanım olsada her ay 2-3 günlüğüne gidebilsem yada onları getirebilsem ama hem iş var, hemde oldukça masraflı; henüz o durumda değilim.

Gerçi onlarda bana dön ihtiyacımız var yada kal destekliyoruz falan demiyorlar.
Dönsem 1 aydan sonra belki mutlu bile olmazlar, garip gelir onlarada evde beni öyle uzun süre görmek, yada herşeyden vazgeçip artık amip gibi onlarla yaşamam bu yaşta. Hem o elalem onuda der ' Eeee kızın 30 yaşında çalışmıyorda evde öyle yatıyor sizle, evlenmiyor mu artık bu evde kalık'
 
Telefonda sürekli gel, özledik, dayanamıyoruz, sensiz mutlu değiliz falan mı diyorlar?

Böyle bir baskı oluşuyorsa haklılık payınız var.
Ama sizi sevip özledikleri ve düşündükleri için kızıyor musunuz cidden?
Sabah konuşunca gününüz kötü geçiyorsa akşam yatmadan konuşun hem gününüzün nasıl geçtiğini paylaşırsınız. Belki de telefonda kamerada mutlu olmadığınıza dair bir imaj veriyorsunuzdur. Onlar da üzüldüğünden sizinle modları düşük şekilde konuşuyordur. Orada mutlu olduğunuza inandırın
 
bir gün annemin evinde masayı topluyordum
evde işleri genelde hızlı hızlı yaparız biz, kardeşim var atom karınca gibidir.
karşı komşunun çok yaşlı olan annesi, başladı "sen evden gidince annen seni çok arar, hep seni özler, ahhh ahhh"

la teyze ben 14 yaşından beri evden ayrıyım zaten (o bilmiyor tabii), annem de elden ayaktan düşmedi çok şükür, allah uzun ömür versin beni 40 kere cebinden çıkarır ev işinde, annem üzülmesin diye masa toplamak için sonsuza kadar onunla evde mi kalacam? kadın bilmiyor ben 35 yaşındayım o zaman (küçük gösteriyorum) onun kafasındaki 20 bilemedin 25 yaşında "evlenip yuvadan uçacak kız" zamanım bile çoktaaaan geçmiş. kafasında bir model var. sadece onu konuşuyor.

böyle bir toplumuz biz. ruhumuz arabesk. kalıplarımız standart.

benim ailem de böyleydi.
hala ben y.dışından bir yerlerden eve döneyim babam "geçmiş olsun" der :KK70:
oralarda eziyet çekiyorum ya eve geldim, hastalıktan askerlikten döner gibi. 40 yaşındayım ben! kelimelere çok hassasım esasen ama takmiyorum artık böyle şeyleri.

benim ailem de böyleydi ama benim mutlu olduğumu biliyorlar. arabeske ben izin vermiyorum. sadece bunu öğrenmem, benim de kendi arabesk yanlarımı bırakmam (e ben de bu toplumdan çıktım yahu) zaman aldı.

aileniz yanınıza gelsin gitsin.
siz onlara ulaşamayınca onlar size ulaşamayınca panik olmayın. panik bir halinizi yansıtmayın.
orada kendinize ait bir hayatınız olduğunu, mutlu olduğunuzu, mutlu sağlıklı bir birey olduğunuzu kabul edin ve ettirmeye çalışın.

benim biraz zaman aldı. çok da mücadele ettim (ailemin kişiliğinden değil, sosyokültürel yapıdan gelen kemik sorunlar yüzünden yoksa karakter olarak bizimkiler biraz daha yönetilebilir aslında, ama aşmamız gereken çoook şey oldu bizim.) umarım sizin daha kolay olur.
 
X