- 11 Kasım 2021
- 613
- 569
- 34
Bide ben yıllaaaar yıllarrr önce uçtum:) 13 yıl oldu. Şimdi 30 yaşındayım.Evet ama bu çocuğa zarar bence. Sonuçta bir gün öyle ya da böyle yuvadan uçacak bu evlatlar.
Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
Bide ben yıllaaaar yıllarrr önce uçtum:) 13 yıl oldu. Şimdi 30 yaşındayım.Evet ama bu çocuğa zarar bence. Sonuçta bir gün öyle ya da böyle yuvadan uçacak bu evlatlar.
Aynısi bizde de var. Yasliliktan bence. Takmayin ben takmıyorum. Cevap verip uzmüyirum da.Ben gurbetteyim ve şu an için ailemi görmeye gitme imkanım yok - son birkaç aydır -. Zaten 13 yıldır okuldu, işti vs derken hiç onların olduğu şehirde yaşamadım, 17 yaşından beri gurbet kızıyım.
Annem hep işte ' lahana sardım buzluğa attım senin için' , 'çilek bulduk buzluğa attım senin için' falan diyor konuşmalarımızda. Geleceğim gün için planlar yapıyor, bir şeyler alırsa saklıyor falan. Arkadaşlarım var 3 yıldan uzun süredir ülkesine gidememiş ama bu duygusal ağırlığı yaşamıyor, yaşatmıyorlar. Oysaki ben daha 3 ay önce oradaydım. Onlarla sıkça telefonda ya da görüntülü konuşuyorum. Zatende yıllardır onlardan ayrı yaşıyorum. Ama bana sıkça verdikleri bu duygusallık ağır geliyor. Evet sevildiğini bilmek güzel ama o böyle yaptıkça bende bir şey yerken falan boğazıma tıkanıyor. Her telefonda konuştuğumda üstüme bir duygusallık yüklüyor. Hele babam daha da beter, her gün konuşsam da sanki ağlıyormuş gibi bir ses tonuyla ve acınaklı üzüntülü bir halde konuşuyor. Artık aramıyorum. Normal giden hayatımı (ki onlarınkide normal gidiyor), durduk yere ortada bir şey yokken kötü etkiliyorlar. Birgün güzelce, şarkılar söyleyerek uyanıyorum ama birkaç saat sonra onlarla konuşuyorum telefonda ve günüme bir kasvet yükleniyor, artık günün geri kalanı göz yaşım pıt diye düştü düşecek modunda geçiriyorum.
Bana mutlu olmak için alan bırakmıyorlar. Bıktım bu duygusallıktan. Ayrı hayatlar yaşayabileceğimiz gerçeğini kabullenip, güçlü duramıyorlar asla. Hiç durmadılar. İlk yurtdışına çıkışımda - ki ben burslu ve master için çıktım, annemin göğsünü kabartıp dik durmasını beklerdim- daha modern bir aile olsa öyle yapardı, ama o yatak döşek üzüntüden hasta olmuştu. İlk gelişimde, 'kafama s.çıyım niye geldim ben buraya ben dünyanın en kötü evladıyım' modundaydım aylarca, bende onun yüzünden çok etkilendim.
Hoş ben TR deyken de çok görüşemiyorduk ki.. Ondan öncede onlarda ayrı şehirde yaşıyordum, yılda iki kez falan gidebildiğim zamanlar oldu, onlar o zamanlar daha gençti, evde yer olsada gelmeye bile gerek duymuyorlardı, o zamanlar tepkileri daha iyiydi. Ama ne zaman yurtdışına taşındım (ki 4 yıl oldu), onların duygusallıkları başladı. Bir sorunları cidden yok , oralarda kuşlarım var bana haber getiren zaten.
Gurbette olup, benim gibi hisseden var mı? Vallaha her gün her gün üstüme verdikleri şu ağırlık beni çok yıprattı, ilaç kullanmaya başladım psikolojim için, geçen yıl daha beterdim, bir ara alkole çok vurmuştum kendimi içip içip her gece onlar için ağlıyordum. Bu yıl azcık daha toparladım. Nankör gibi görünmemişimdir umarım ve beni anlayıp nasıl çözebileceğime dair çözüm önerileri verebilirsiniz.
Modern aile ile ne ilgisi var bu durumun. Duygusal olup çocuğuna düşkün bir aileniz var. Başınıza bir şey gelir diye korkuyorlar. Bende üniversiteye gittiğimde annem çok ağlamıştı gün aşırı arardı evet biz hayatımıza reset attığımız için bi huzur yükleniyor, yeniden başlıyoruz ama onlar kaldığı yerden bizleri özleyerek devam ediyor. Zaman zaman kızsamda hak veriyordum sadece kendimi onun yerine koyuyordum. Sizde onlar ağladığında neşelendirecek bir şeyler söyleyin. Başarılarınızdan bahsedin. Gerekirse böyle konuşmalarının sizi üzdüğünü söyleyin. Ama modern aile de böyle oluyor yeter ki aile bağı olsun :)Ben gurbetteyim ve şu an için ailemi görmeye gitme imkanım yok - son birkaç aydır -. Zaten 13 yıldır okuldu, işti vs derken hiç onların olduğu şehirde yaşamadım, 17 yaşından beri gurbet kızıyım.
Annem hep işte ' lahana sardım buzluğa attım senin için' , 'çilek bulduk buzluğa attım senin için' falan diyor konuşmalarımızda. Geleceğim gün için planlar yapıyor, bir şeyler alırsa saklıyor falan. Arkadaşlarım var 3 yıldan uzun süredir ülkesine gidememiş ama bu duygusal ağırlığı yaşamıyor, yaşatmıyorlar. Oysaki ben daha 3 ay önce oradaydım. Onlarla sıkça telefonda ya da görüntülü konuşuyorum. Zatende yıllardır onlardan ayrı yaşıyorum. Ama bana sıkça verdikleri bu duygusallık ağır geliyor. Evet sevildiğini bilmek güzel ama o böyle yaptıkça bende bir şey yerken falan boğazıma tıkanıyor. Her telefonda konuştuğumda üstüme bir duygusallık yüklüyor. Hele babam daha da beter, her gün konuşsam da sanki ağlıyormuş gibi bir ses tonuyla ve acınaklı üzüntülü bir halde konuşuyor. Artık aramıyorum. Normal giden hayatımı (ki onlarınkide normal gidiyor), durduk yere ortada bir şey yokken kötü etkiliyorlar. Birgün güzelce, şarkılar söyleyerek uyanıyorum ama birkaç saat sonra onlarla konuşuyorum telefonda ve günüme bir kasvet yükleniyor, artık günün geri kalanı göz yaşım pıt diye düştü düşecek modunda geçiriyorum.
Bana mutlu olmak için alan bırakmıyorlar. Bıktım bu duygusallıktan. Ayrı hayatlar yaşayabileceğimiz gerçeğini kabullenip, güçlü duramıyorlar asla. Hiç durmadılar. İlk yurtdışına çıkışımda - ki ben burslu ve master için çıktım, annemin göğsünü kabartıp dik durmasını beklerdim- daha modern bir aile olsa öyle yapardı, ama o yatak döşek üzüntüden hasta olmuştu. İlk gelişimde, 'kafama s.çıyım niye geldim ben buraya ben dünyanın en kötü evladıyım' modundaydım aylarca, bende onun yüzünden çok etkilendim.
Hoş ben TR deyken de çok görüşemiyorduk ki.. Ondan öncede onlarda ayrı şehirde yaşıyordum, yılda iki kez falan gidebildiğim zamanlar oldu, onlar o zamanlar daha gençti, evde yer olsada gelmeye bile gerek duymuyorlardı, o zamanlar tepkileri daha iyiydi. Ama ne zaman yurtdışına taşındım (ki 4 yıl oldu), onların duygusallıkları başladı. Bir sorunları cidden yok , oralarda kuşlarım var bana haber getiren zaten.
Gurbette olup, benim gibi hisseden var mı? Vallaha her gün her gün üstüme verdikleri şu ağırlık beni çok yıprattı, ilaç kullanmaya başladım psikolojim için, geçen yıl daha beterdim, bir ara alkole çok vurmuştum kendimi içip içip her gece onlar için ağlıyordum. Bu yıl azcık daha toparladım. Nankör gibi görünmemişimdir umarım ve beni anlayıp nasıl çözebileceğime dair çözüm önerileri verebilirsiniz.
bu benYorumları okuyunca anladım ben. Anneannem böyle yapardı rahmetli. Ben bi kaç defa şahit oldum. Her şey normal güzelken (benle oturup sohbet edip gülerken) şehir dışından oğlu aradığında hemen sesi titrer modu düşük, hasta ya da üzgün gibi konuşurdu telefonda. Dayım bi kaç defa kalkıp geldi anne hasta mısın birşeyin mi var diye mesela.
Eskiden babama ankaradan çok iyi bir iş teklifi gelmiş. Babaannem gidersen hakkımı helal etmem dediği için gidememiş. Hala pişmanlığını belirtir. Bence böyle şeyler çok yanlış ya.Yorumları okuyunca anladım ben. Anneannem böyle yapardı rahmetli. Ben bi kaç defa şahit oldum. Her şey normal güzelken (benle oturup sohbet edip gülerken) şehir dışından oğlu aradığında hemen sesi titrer modu düşük, hasta ya da üzgün gibi konuşurdu telefonda. Dayım bi kaç defa kalkıp geldi anne hasta mısın birşeyin mi var diye mesela.
Anne olmadan , bunu anlamak zor . Ana sağ göz baba sol göz . Nankör olduğunu düşünmüyorum . Ama aşırı sevgiden , sıkıldığını ve şımardığını söyleyebilirim. Bunun için psikolojini bozmak biraz show olmuş. Kaybedince de ; ah keşke vakit geçirseydim, ah keşke şöyle olsaydı böyle olsaydı deme ihtimalin %100. O yüzden her ihtimali düşünBen gurbetteyim ve şu an için ailemi görmeye gitme imkanım yok - son birkaç aydır -. Zaten 13 yıldır okuldu, işti vs derken hiç onların olduğu şehirde yaşamadım, 17 yaşından beri gurbet kızıyım.
Annem hep işte ' lahana sardım buzluğa attım senin için' , 'çilek bulduk buzluğa attım senin için' falan diyor konuşmalarımızda. Geleceğim gün için planlar yapıyor, bir şeyler alırsa saklıyor falan. Arkadaşlarım var 3 yıldan uzun süredir ülkesine gidememiş ama bu duygusal ağırlığı yaşamıyor, yaşatmıyorlar. Oysaki ben daha 3 ay önce oradaydım. Onlarla sıkça telefonda ya da görüntülü konuşuyorum. Zatende yıllardır onlardan ayrı yaşıyorum. Ama bana sıkça verdikleri bu duygusallık ağır geliyor. Evet sevildiğini bilmek güzel ama o böyle yaptıkça bende bir şey yerken falan boğazıma tıkanıyor. Her telefonda konuştuğumda üstüme bir duygusallık yüklüyor. Hele babam daha da beter, her gün konuşsam da sanki ağlıyormuş gibi bir ses tonuyla ve acınaklı üzüntülü bir halde konuşuyor. Artık aramıyorum. Normal giden hayatımı (ki onlarınkide normal gidiyor), durduk yere ortada bir şey yokken kötü etkiliyorlar. Birgün güzelce, şarkılar söyleyerek uyanıyorum ama birkaç saat sonra onlarla konuşuyorum telefonda ve günüme bir kasvet yükleniyor, artık günün geri kalanı göz yaşım pıt diye düştü düşecek modunda geçiriyorum.
Bana mutlu olmak için alan bırakmıyorlar. Bıktım bu duygusallıktan. Ayrı hayatlar yaşayabileceğimiz gerçeğini kabullenip, güçlü duramıyorlar asla. Hiç durmadılar. İlk yurtdışına çıkışımda - ki ben burslu ve master için çıktım, annemin göğsünü kabartıp dik durmasını beklerdim- daha modern bir aile olsa öyle yapardı, ama o yatak döşek üzüntüden hasta olmuştu. İlk gelişimde, 'kafama s.çıyım niye geldim ben buraya ben dünyanın en kötü evladıyım' modundaydım aylarca, bende onun yüzünden çok etkilendim.
Hoş ben TR deyken de çok görüşemiyorduk ki.. Ondan öncede onlarda ayrı şehirde yaşıyordum, yılda iki kez falan gidebildiğim zamanlar oldu, onlar o zamanlar daha gençti, evde yer olsada gelmeye bile gerek duymuyorlardı, o zamanlar tepkileri daha iyiydi. Ama ne zaman yurtdışına taşındım (ki 4 yıl oldu), onların duygusallıkları başladı. Bir sorunları cidden yok , oralarda kuşlarım var bana haber getiren zaten.
Gurbette olup, benim gibi hisseden var mı? Vallaha her gün her gün üstüme verdikleri şu ağırlık beni çok yıprattı, ilaç kullanmaya başladım psikolojim için, geçen yıl daha beterdim, bir ara alkole çok vurmuştum kendimi içip içip her gece onlar için ağlıyordum. Bu yıl azcık daha toparladım. Nankör gibi görünmemişimdir umarım ve beni anlayıp nasıl çözebileceğime dair çözüm önerileri verebilirsiniz.
Tek cocukmusunuz acaba. Tek evlat olduğunuzdan mi acaba diye aklıma geldiah ah, aslında ye gitsin. O bana öyle yapınca sonra günün geri kalanı bende bişey yiyemiyorum. Lahana yapıp sakladığını dün dedi telefonda. Dünde çok istediğim bir işi aldım nasıl mutluydum size anlatamam, havada uçuyorum. Anneme müjdemi vermeye aramıştım, ağlamaklı ağlamaklı lahanayı söyledi. Telefonu kapattıktan sonra bende iyi ağladım ama böğüre böğüre, dışarda bir kafedeydim. Üstüme ağırlık geldi dahada sevincimi falan unuttum
ilgi bekliyorlar o zaman, biraz nazlayin, espiri falan yapinbu ben
28 yasında ilk kez çıktım yurtdısına. Dramatize eden taraf benim. Annem sabret kızım modlarında. O öyle diyince bende pek dert yanmıyorum.Ben gurbetteyim ve şu an için ailemi görmeye gitme imkanım yok - son birkaç aydır -. Zaten 13 yıldır okuldu, işti vs derken hiç onların olduğu şehirde yaşamadım, 17 yaşından beri gurbet kızıyım.
Annem hep işte ' lahana sardım buzluğa attım senin için' , 'çilek bulduk buzluğa attım senin için' falan diyor konuşmalarımızda. Geleceğim gün için planlar yapıyor, bir şeyler alırsa saklıyor falan. Arkadaşlarım var 3 yıldan uzun süredir ülkesine gidememiş ama bu duygusal ağırlığı yaşamıyor, yaşatmıyorlar. Oysaki ben daha 3 ay önce oradaydım. Onlarla sıkça telefonda ya da görüntülü konuşuyorum. Zatende yıllardır onlardan ayrı yaşıyorum. Ama bana sıkça verdikleri bu duygusallık ağır geliyor. Evet sevildiğini bilmek güzel ama o böyle yaptıkça bende bir şey yerken falan boğazıma tıkanıyor. Her telefonda konuştuğumda üstüme bir duygusallık yüklüyor. Hele babam daha da beter, her gün konuşsam da sanki ağlıyormuş gibi bir ses tonuyla ve acınaklı üzüntülü bir halde konuşuyor. Artık aramıyorum. Normal giden hayatımı (ki onlarınkide normal gidiyor), durduk yere ortada bir şey yokken kötü etkiliyorlar. Birgün güzelce, şarkılar söyleyerek uyanıyorum ama birkaç saat sonra onlarla konuşuyorum telefonda ve günüme bir kasvet yükleniyor, artık günün geri kalanı göz yaşım pıt diye düştü düşecek modunda geçiriyorum.
Bana mutlu olmak için alan bırakmıyorlar. Bıktım bu duygusallıktan. Ayrı hayatlar yaşayabileceğimiz gerçeğini kabullenip, güçlü duramıyorlar asla. Hiç durmadılar. İlk yurtdışına çıkışımda - ki ben burslu ve master için çıktım, annemin göğsünü kabartıp dik durmasını beklerdim- daha modern bir aile olsa öyle yapardı, ama o yatak döşek üzüntüden hasta olmuştu. İlk gelişimde, 'kafama s.çıyım niye geldim ben buraya ben dünyanın en kötü evladıyım' modundaydım aylarca, bende onun yüzünden çok etkilendim.
Hoş ben TR deyken de çok görüşemiyorduk ki.. Ondan öncede onlarda ayrı şehirde yaşıyordum, yılda iki kez falan gidebildiğim zamanlar oldu, onlar o zamanlar daha gençti, evde yer olsada gelmeye bile gerek duymuyorlardı, o zamanlar tepkileri daha iyiydi. Ama ne zaman yurtdışına taşındım (ki 4 yıl oldu), onların duygusallıkları başladı. Bir sorunları cidden yok , oralarda kuşlarım var bana haber getiren zaten.
Gurbette olup, benim gibi hisseden var mı? Vallaha her gün her gün üstüme verdikleri şu ağırlık beni çok yıprattı, ilaç kullanmaya başladım psikolojim için, geçen yıl daha beterdim, bir ara alkole çok vurmuştum kendimi içip içip her gece onlar için ağlıyordum. Bu yıl azcık daha toparladım. Nankör gibi görünmemişimdir umarım ve beni anlayıp nasıl çözebileceğime dair çözüm önerileri verebilirsiniz.