Canım o dünyanın en sakin adamıydı, ben de çabuk sinirlenen ve sinirlendiğinde ne dediğini bilmeyen bir insanım. Askere gitmesine bir buçuk ay falan kala ben iki günde bir tartışma çıkarmaya başladım, aptal aptal sebepler yüzünden küsüyorum, bir gün boyunca hiç konuşmuyorum falan. Her seferinde, "aşkım konuşarak halledebiliriz, sen benim karım olacaksın, lütfen böyle davranma, beni çok üzüyorsun" diyordu, ben de bağırıp çağırıp odaya kapatıyordum kendimi. Tam bir deli gibi davranıyordum. Whatsapp'tan sürekli bana birileri bir şeyler yazıyordu, o da haliyle kıskanıyordu. Sorun ediyordu bu durumu. "Ben sana güvenmek istiyorum, ama bu insanlar kim dediğimde bana net cevaplar veremiyorsun, ben yakında askere gideceğim, benim ihtiyacım olan şey sensin, senin vereceğin huzura, sana güvenmeye ihtiyacım var" diyordu. Ben de o yazan gereksiz insanları engellemek yerine "sen bana ne demeye çalışıyorsun, bana güvenmiyor musun" diye çıkışıp olayı kavgaya çeviriyordum. Bu ve buna benzer onlarca olay yaşandı. Ben her tartışmada "ben pişman oldum, keşke nişanlanmasaydık, ben sanırım evlenmek istemiyorum, hayal kırıklığına uğradım" diyordum, inanabiliyor musun? Bunları istediğimden falan değil, neden böyle şeyler söylediğimi ben bile bilmiyorum. O kadar çok söyledim ki bunları. "Bu yüzükler bizi tutan şeyler değil, ilerde evlenip boşanmaktan daha iyidir, ayrılalım" gibi saçma sapan şeylerle bir yerden sonra onun da aklını allak bullak ettim. Zaten adam askere gidecek, sayılı günler kalmış, kafasında bunca soru işaretiyle nasıl gidebilirdi ki... En sonunda ayrılmak istediğini söyledi. "Askerden döndükten sonra oturup konuşuruz, ama beni beklemeni istemiyorum, askerdeyken de seni aramayacağım, çünkü duygularım hala çok yoğun ve derin, ikimizin de kafası karışsın istemiyorum" dedi. Sarıldık, saçlarımı kokladı, ben otobüse binip giderken ağladı ve bitti işte... Bir daha ne bir telefon ne bir haber... Çok üzgünüm ve deli gibi pişmanım...