Evlilik yıldönümü/Sorunlar/Bıkkınlık

Kadınların ilişkilerdeki en büyük hatası, adam beni sevsin beni görsün ilgi göstersin diye kavgalar etmek krizler geçirmek bağırmak çağırmak
Sonuç olarak adam daha da uzaklaşıyor
Eşiniz sizden soğumuş eskisi gibi sevmiyor çok belli kavga ile krizlerle sizi tekrar nasıl sevsin? Çözüm bu değil yani
İlk olarak o davete gitmeyin çok rahatsızım der kibarca reddettiniz
İkinci olarak eşinize karşı bu şekilde davranmak yerine ya kendinizi tamamen geri çekin çocuğunuz arkadaşlarınızla vakit geçirin biraz yok sayın hayatın merkezine kocanızı koymaktan vazgeçin yok yapamıyorsanız kocanızı alın konuşun ben aşkından ölüyorum bu şekilde ilgisiz davranmana katlanamıyorum diye açık açık konuşun
 
Eşinizin bunca olaydan sonra hala bi çabası olmamasına çok üzüldüm sizi de çok iyi anladım. Bende eşimle bazen ‘beni sevdiğini yeterince hissedemiyorum, bana verdiğin değeri hissedemiyorum’ diye tartışıyoruz ama sonrasında eşim hemen bi adım atıyor bişey yapıyor gönlümü alıyor hani beni o mutsuzluğumla başbaşa bırakmıyor mutlu olmam için uğraşıyor.
Sizin eşinizin bi adım atmaması en azından eve gelirken ne bileyim eline bi çiçek almaması veya küçük bi pasta alıp geç oldu ama kutlayalım hayatım gel pasta keselim falan diyebilirdi yani kendini hiç zorlamıyor buna çok üzüldüm. Çocuğu annenize bırakın bi akşam çıkın dışarıya alın karşınıza konuşun aynı bize anlattığınız gibi ona da anlatın bana verdiğin değeri görmek istiyorum maddi bi beklentim yok ama bi hoşluk yap sevildiğimi hissedeyim yoksa bu evliliğin gidişatı bana artık mutluluk vermiyor vs gibi kulağını açın. Lütfen içinize kapanıp onun anlamasını beklemeyin, açık açık konuşun kafanızdaki herşeyi. Umarım eşiniz hatalarının farkına varıp kendine çeki düzen verir..
Davete de ben olsam eşimle arayı düzeltmeden gitmezdim, başka bir tarihe ertelerdim. Davete giderseniz ister istemez üzerini örtmüş gibi olacaksınız, hiçbişey olmamış gibi davranacaksınız eşinizde tamam unuttu mesele bitti gözüyle bakacak. Bu mesele bu kadar büyümüşken sonunu istediğiniz gibi bağlamadan bititrmeyin, adamın biraz aklı başına gelsin.
 
yine ben ve yine bitmek bilmeyen dertlerim… uzun bir iç dökme olacak yine. Konudan konuya atlayacağım biraz.

Geçtiğimiz haftalarda hem babam hem de kp hastaneye yatırıldı. Birbirinden alakasız hastalıklar ama tesadüfen aynı döneme denk geldi. Çok şükür ikisi de sağlığına kavuştu ve taburcu edildiler. Evlilik yıldönümümüz de hastane sürecine denk geldi. Eşim o hafta gece çalışıyordu, geceden mesaj atmıştı kutlamak için. Hediye alamadığını ama telafi edeceğini falan da yazmış. Ben bunu sürpriz yapacağı için önden öyle yazıyor diye düşündüm. Çünkü ilk defa hediye alacak paramız vardı.

Biz evlendiğimiz günden beri hep borç ödedik. Çok sıkıntılar yaşadık. Hiç rahat bir nefes alamadık. Bebeğim çok küçükken işe dönmek zorunda kaldım, eşim işten atıldı, kredi borçları vs derken çok yıprandık. Sonra eşim yeniden çok iyi bir işe başladı. Ortak bir işi vardı oradan ayrılıp paramızı aldık, borçlarımızı ödedik. ilk defa bu evlilik yıldönümümüzde maddi sıkıntımız yoktu. Eşim istese minik bir şey yapabilirdi. Babasına kafası takıldığı için olduğunu varsayalım ama internetten bir şey sipariş edecek olsa son güne bırakmamış olacaktı ve babası hastaneye yatmadan önce çoktan almış olacaktı. Hadi unuttu bir şey almadı diyelim, bu durumda da o gün gidip bir buket çiçek alabilirdi. Aslında unutması da mümkün değil çünkü ben ona hediye aldım ve ihtiyacı olan bir şeydi o yüzden birkaç gün önce bekletmeden vermiştim.

Adamın babası hastaymış derdin bu mu diye düşünebilirsiniz ama babasının ciddi bir durumu yoktu. Önlem amaçlı birkaç gün yatırılıp çıkacağını biliyorduk. Eşimin kafasının takılacağı bir durum yoktu. Yıldönümümüzde hastaneye gidiyorduk mesela. O gün gitti babasını gördü gayet iyi her şey yolunda. Bunların hepsini geçelim ertesi gün babası taburcu oldu. Yine yapabilirdi.

Ben buna çok büyük anlam yüklemişim demek ki. Normalde öyle özel günlere çok anlam yükleyen, hediyeler bekleyen biri hiç değilim. Benim için sadece doğum günlerimiz ve yıldönümümüz önemlidir. Ki o günlerde de zaten hiçbir zaman paramız olmadı. Yine de o güne özel bir yemek yaptım ya da ne bileyim eşime küçük de olsa bir şey aldım hep. Ama o hep “borçlarımız bitince telafi edicem” diyordu. Yahu minicik bir şey aslında borçlar varken de olabilirdi ama anlamaya çalışıyordum. Bu defa parası varken böyle olunca çok üzüldüm.

Üzerine başka başka şeyler düşündüm tabi ki. Mesela şunu düşündüm. Flört ve nişanlılık dahil eşimin bana hiç hediye almamış olması. Ben hep çalışan biriydim. Bir ihtiyacım da yoktu ama hediye her zaman da ihtiyaç değildir zaten. Ki ben eşime hep hediyeler alan biriyim. En başından beri her doğumgününde hediye almışımdır mesela.

Çalıştığım için evlendikten sonra da hiç eşimden bir şey istemek aklıma gelmiyordu o da hiç almadı. Borçlar yüzünden diyeceğim çünkü eşim bana hep bunu empoze etti. Sürekli borçlar bitince diyip durdu. Çocuğum oldu ama ben yine küçücükken bırakıp işe dönmek zorunda kaldım. Taşın altına elimizi beraber soktuk neticede o borç öderken ben evde oturmadım. Ama dönüp bakıyorum da hiç değerim bilinmedi sanki. Mesela çevremde çalışmayan birkaç yakınım var. Gelirlerleri bizden az olan da var çok olan da var. Aynı olan da var. Ama bakıyorum ne güzel her istedikleri alınıyor, her yere gidiyorlar, tatillerini yapıyorlar. Kendime bakıyorum o kadar çalış didin ama yeri gelince bir gönül almayı bile eşin çok görsün. Asla başkasında olanı kıskanmak değil bu. Yani demek ki sadece erkek çalışınca da kadının ihtiyaçları tedarik edilebiliyor.

Mesela son günlerde eve birkaç şey almak istedim. Eşim hemen karşı çıktı. Şimdi değil biraz kafamı dinlemek istiyorum bilmem ne. Oysaki ben ödeyeceğim ondan para istemiyorum. Ama borçlar yeni bitti şimdi değil daha sonra diyip durdu. Ya insanlara bakıyorum çalışmadıkları halde her şey ayaklarına geliyor ben çalışıp didiniyorum ve kaç senedir gerçekten zor zamanlar yaşamışız. Şu an alacak durumumuz var. Bekliyorum ki eşim desin bu kız da çok yıprandı bunu haketti. Alayım mutlu olsun. Şunu düşünmek bu kadar zor olmasa gerek. Israrla biraz kafamı dinleyeceğim bir süre bir şey ödemek istemiyorum diyor. Yahu alacağım şey üç kuruşluk bir şey. İllaki kendi istediği zamanı bekliyor benim mutlu olmam ya da üzülmem umrunda bile değil.

Bu arada alacak olsam yine alırım mesele o değil. Eşimin tavrı. Ya da benim her şeye bozulup ağlayasım var bilemiyorum.

Bu arada asla ev hanımlarına yönelik bir sözüm yok. Bunu oraya bağlamayalım. Ne demek istediğimi anlatabilmişimdir umarım.

Şimdi bir hediyeyi buraya nasıl bağladın diye düşünebilirsiniz ama değil. Ben zaten uzun zamandır düşünüyordum bunu. Değerimin bilinmediğini. Sanki eşim her şeyi yapması gerektiği için yapıyormuş gibi hissediyorum. Bazı şeyleri beni mutlu etmek için değil de gereklilik olarak gördüğü için yapıyor gibi gelmeye başladı. Beni mutlu etmek gibi bir görevi de yok zaten. Ama karşılıklı olarak birbirimizin mutluluğuyla mutlu oluruz ya hani. Eşimde bu yok.

Bu hediye mevzusunu hiç açmayacaktım ama dayanamadım dün açtım. “Hata yaptım, aslında bir şey yapabilirdim ama yapmadım telafi edicem” diyor hala. Meselenin hediye olmadığını maddiyatla ilgisinin olmadığını da bir türlü anlatamadım. En başından beri paramız yokken de bir şeyler yapabilirdin ama madem parasızlığı bahane ediyordun şimdi paran vardı diyorum. Hastaneye gitmiş olmamızı bahane ediyor. Bakın babasının hastalığını değil, hastaneye gitmiş olmamızı. Çünkü babası gayet iyiydi. Baban iyiydi diyorum evet haklısın hata ettim diyor yine. Aslında sonu gelmeyen boş bir tartışmaydı. Sonra sinir oldum konuyu kapattım ama kırgındım. Bu meseleyi de mesajla tartıştık zaten evde değildi. Sonra eve gelince bir şey bekledim. Ne biliyim ya hassas bir dönemdeyim herhalde gelir bi gönlümü alır dedim yok.

Bugün dayanamadım ve dedim ki senin hiçbir şeyle ilgili pişmanlık yaşadığını düşünmüyorum. Sadece bazı şeyleri sözden kurtulmak için “mış gibi” yapıyorsun dedim. Bu sadece son konuyla ilgili değil aramızdaki tüm problemlerle ilgili genel bir tesbit. Akşama işe gideceğim şimdi mi bunu söylemek aklına geldi dedi. Ve benim tüm sinirim bozuldu çıktım odadan başka odaya geçtim. O kadar ağlamak geldi ki içimden. Zaten son günlerde aşırı doluyum biri nasılsın dese ağlayacağım o yüzden kimseyle de görüşmüyorum. Daha önceki konularımı bilenler vardır destek almaya da başladım. Ama kendime engel olamadım inanılmaz bi ağlama krizi. İçim içime sığmıyor kendime engel olamıyorum ellerim dizlerim falan titriyor. Bir ara yere yığıldım sanırım o ara oğlum görmüş korkmuş ağlamaya başlamış. Eşim de geldi hemen beni kaldırdı ve kendime geleyim diye tokat attı. O anları biliyorum. O kadar sert vurdu ki sanki tüm hıncını alır gibiydi. Nefret eder gibi davrandı. Kendimde değilim diye bunları farketmedim sanıyor oysaki farkediyordum ama tepki veremiyordum. Bu nedir bilmiyorum sinir krizi mi ağlama krizi mi artık her neyse son zamanlarda çok fazla olmaya başlamıştı ama oğlumun beni öyle görmesine çok üzüldüm. Eşim ona annenin eli acımış ondan ağlamış dedi üst kata anneme bıraktı geldi. Beni elimi yüzümü yıkamaya götürüyor ama o kadar sevgisiz ki. Sanki sürüklüyor gibi. İte kaka yüzümü yıkadı falan. Ben o kadar kötüyüm ki gerçekten dizlerim tutmuyordu bi yerlere tutunmasam düşeceğim havada uçuyor gibiydim. Bir taraftan midem bulanıyor, yere basıyorum ama sanki boşluğa basıyor gibiyim. O da banyoda duvara vurdu birkaç kez. Çok gerildi her an bana vuracak sandım ama duvara vurarak kendini sakinleştirdi herhalde. Vurma sesi duydum sadece kendisini görmedim. Daha önce hiç şiddet vs olmadı olamaz da zaten bana elini kaldırsa asıl ben onu döverim ama sanki bu akşam beni yerden yere vurmak istiyor gibiydi öyle hissettim. Zar zor tutunarak yatağıma geçip yattım sakinleşmeye çalıştım kendi kendime. Su isteyecek halim bile yoktu dilim dönmüyordu zaten.

Bir süre sonra işe gitme vakti yaklaşınca gidip annemlerden oğlumu aldı. Ben de daha iyiydim. Oğlumu yanıma aldım beraber yatarken uyudu bebeğim. Eşim de hazırlanıp işe gitti. Bu saat oldu daha nasıl oldun diye sormadı. Umrunda bile olmadı yani.

Bu arada hediye almadığı için sinir krizi geçirdiğimi falan düşünmeyin çünkü maalesef buradan bu anlamı çıkaracak arkadaşlar var biliyorum. Asla konu hediye değil. Çok mutsuzum, sevildiğimi hissetmiyorum. Değer görmediğimi düşünüyorum. Daha yaşadığım bir sürü sorun var. Hepsi bir araya gelince böyle zaman zaman ağlama krizlerim olmaya başladı. İnanın kontrol edemiyorum her yerim titriyor kulaklarım uğulduyor. Çevremdeki her şeyin de farkında oluyorum duyuyorum ama tepki veremiyorum.

Neyse tüm bunlardan sonra bir de şöyle bir şey oldu. Biz ne zaman eşimle tartışsak küssek mutlaka birileri bizi bir yere davet ediyor. İğrenç bir durum gerçekten. Eşimin kuzeni il dışında görev yapıyor. Kısa süreliğine ailesinin yanına geldi. Bizi yarın kuzen gitmeden çaya davet ettiler. Ama eşime asla bunu haber vermek istemiyorum. Aslında gitmek de istemiyorum. Gidip her şey normalmiş gibi davranmak istemiyorum. Ama pazartesi kuzeni tekrar il dışına gidecek, uzunca bir süre dönmeyecek. Yeni ev alıp buraya yerleştiler ve bizi evlerine davet ediyorlar. Gitmesek de ne bileyim. Hep böyle anlara denk geliyor.

Öncelikli sorum şu. Eşime nasıl davranayım? Ne söyleyeyim? Ben asla bir şeyleri akışına bırakan, bekleyip zamanı gelince taşı gediğine koyabilen, intikam alabilen bir insan değilim. Hep anlık tepkiler veriyorum parlayıp geçiyor. Sanırım bundan kaybediyorum. Eşim de bunu bildiği için ağlar ağlar geçer diyor herhalde. Ama bugün beni böyle bırakıp gittikten sonra hiç arayıp sormaması işin tuzu biberi oldu. Kırgınlıklarım giderek arttı ve artık bir şey yapmak istiyorum. Beklemeden hemen şimdi uzuuuun bi mesaj yazardım önceden olsa. Ama sanırım ciddiye almıyor beni. Yine de çok beklemeden anlık ne yapabilirim. Çok ağır bir söz ne bileyim iyi bir ders niteliğinde bir şey lazım. Lütfen buraya kadar okuyan olduysa bana yardımcı olun çünkü gerçekten çok sinirliyim ve bir şey yapmazsam uyuyamayacağım.

İkincisi şu daveti ne yapacağım? Eşime sadece mesajı iletsem? Hiç iletişim kurmak da istemiyorum. Kıza da eşimin gececi olduğunu, sabah iş çıkışı arabayı servise götüreceğini söyledim. Duruma göre haberleşiriz dedim.

Ben şimdi ne yapayım?
Hepsininokuyamadim valla ama ikiniz de evlendiniz sonucta siz kutlasaydinız ona sürpriz yapip. Kasmayın bu kadar
 
Kadınların ilişkilerdeki en büyük hatası, adam beni sevsin beni görsün ilgi göstersin diye kavgalar etmek krizler geçirmek bağırmak çağırmak
Sonuç olarak adam daha da uzaklaşıyor
Eşiniz sizden soğumuş eskisi gibi sevmiyor çok belli kavga ile krizlerle sizi tekrar nasıl sevsin? Çözüm bu değil yani
İlk olarak o davete gitmeyin çok rahatsızım der kibarca reddettiniz
İkinci olarak eşinize karşı bu şekilde davranmak yerine ya kendinizi tamamen geri çekin çocuğunuz arkadaşlarınızla vakit geçirin biraz yok sayın hayatın merkezine kocanızı koymaktan vazgeçin yok yapamıyorsanız kocanızı alın konuşun ben aşkından ölüyorum bu şekilde ilgisiz davranmana katlanamıyorum diye açık açık konuşun


Davet mesajını kendisine ilettim. Gitmek istersen aldığım ev hediyesi orada, istemezsen de haber verirsin dedim tamam yazdı o da. Yani gitmiyorum.

Evet benden soğudu farkındayım. Ama ben her dk birlikte vakit geçiren sürekli ondan ilgi bekleyen biri değildim. Ondaki eksikliği farkedince üzerine gittim. Söylediğiniz gibi kendimi geri çektiğim de oldu. O zaman kedi gibi dibimden ayrılmadı. Açık açık konuştuğum da oldu. Açıkça konuştuğum zamanlarda da maddi sıkıntılarımızı öne sürdü. Çok yıprandık kafamı toplayamıyorum tarzı şeyler söyledi durdu. Yani her iki yöntem de denendi.
 
Hepsininokuyamadim valla ama ikiniz de evlendiniz sonucta siz kutlasaydinız ona sürpriz yapip. Kasmayın bu kadar

Ben hediye bile aldım. İhtiyacı olan bir şey olduğu için birkaç gün önce verdim. Konuda da belirtim bunu. Bu zamana kadar da maddi sıkıntılarımız olduğu için her özel günde yemek pasta vs yaptım. Bir kere olsun eşimden bir şey bekleyemez miyim?
 
Ben hediye bile aldım. İhtiyacı olan bir şey olduğu için birkaç gün önce verdim. Konuda da belirtim bunu. Bu zamana kadar da maddi sıkıntılarımız olduğu için her özel günde yemek pasta vs yaptım. Bir kere olsun eşimden bir şey bekleyemez miyim?
Bekleyin de gelmiyor. Alın karşiniza konuşun ne yapalım
 
Eşinizin bunca olaydan sonra hala bi çabası olmamasına çok üzüldüm sizi de çok iyi anladım. Bende eşimle bazen ‘beni sevdiğini yeterince hissedemiyorum, bana verdiğin değeri hissedemiyorum’ diye tartışıyoruz ama sonrasında eşim hemen bi adım atıyor bişey yapıyor gönlümü alıyor hani beni o mutsuzluğumla başbaşa bırakmıyor mutlu olmam için uğraşıyor.
Sizin eşinizin bi adım atmaması en azından eve gelirken ne bileyim eline bi çiçek almaması veya küçük bi pasta alıp geç oldu ama kutlayalım hayatım gel pasta keselim falan diyebilirdi yani kendini hiç zorlamıyor buna çok üzüldüm. Çocuğu annenize bırakın bi akşam çıkın dışarıya alın karşınıza konuşun aynı bize anlattığınız gibi ona da anlatın bana verdiğin değeri görmek istiyorum maddi bi beklentim yok ama bi hoşluk yap sevildiğimi hissedeyim yoksa bu evliliğin gidişatı bana artık mutluluk vermiyor vs gibi kulağını açın. Lütfen içinize kapanıp onun anlamasını beklemeyin, açık açık konuşun kafanızdaki herşeyi. Umarım eşiniz hatalarının farkına varıp kendine çeki düzen verir..
Davete de ben olsam eşimle arayı düzeltmeden gitmezdim, başka bir tarihe ertelerdim. Davete giderseniz ister istemez üzerini örtmüş gibi olacaksınız, hiçbişey olmamış gibi davranacaksınız eşinizde tamam unuttu mesele bitti gözüyle bakacak. Bu mesele bu kadar büyümüşken sonunu istediğiniz gibi bağlamadan bititrmeyin, adamın biraz aklı başına gelsin.

Ben hiçbir şey anlatmadan anlaşılmayı bekleyen bir insan değilim. Buraya anlattığım gibi defalarca kendisine de anlattım. Gerek mesaj atarak gerek kahve yapıp içerken sohbet ederek. Uzun uzun anlattım. Bazen de kavga ederek anlattım. Evet anlattığım zaman güya anladı ve borçlardan dolayı yıprandık kafamı toplayamıyorum gibi şeyler söyledi hep.

Bazen kendimi geri çektim uzun süre iletişimi minimuma indirdim. Öyle zamanlarda kedi gibi evde varlığı yokluğu belli değil. Her zaman ev işlerini ortak yapıyoruz ama öyle zamanlarda daha bi her şeye koşuyor, bana aşırı anlayışlı oluyor. Yumuşacık ses tonuyla konuşuyor falan. Normalde de sesini yükselten biri değildir ben sorun çıkarmasam tartışmaz bile. Önceden bunu sabırlı olmak sanıyordum. Şimdiyse suya sabuna dokunmamak olarak görüyorum. Sorun çıkmasın her şey akışında ilerlesin diye her şeye tamam diyip söyleneni yapıyor.
 
Yani ilk kriz değil gibi geldi bana anlattıklarınız. Sanıyorum sık sık yaşadığı için artık inandırıcı gelmiyor ondan sert davranıyor.
Eğer sinirlenince sürekli ağlayıp krize varıyorsa o da size bu nedenle öfke duyuyor olabilir.
Beklentileriniz uymuyor evlilikte, bu normal. Beklentilerinizi ifade edip ona rağmen istediğinizi alamadığını için kırılmanız öfke duymanız da normal. Ama ağlama krizleri, öfke nöbetleri fln hele sık oluyorsa da insan da yorulur. Bilemedim. Benim çok rahatsız olduğum bir şeydir bu. İstediğim olmadığında ayılır bayılır, öfke krizi geçiririm gibi hissettiriyor bana nedense.
Sizin öyle olmasa dahi eşiniz de benim gibi bundan rahatsızlık duyabilir.
Size hediye almıyor, doğru düzgün kutlamıyor mu? Siz de kutlamayın hediye almayın, kendi dünyanıza çekilin. Beklentim yok diyin o hissetsin soğukluğu. Böyle ağlama krizleri bayılmalar insanı sinirlendiren şeyler. Açıkçası ben hiç hoşlanıyorum ufak tefek şeyler için bu kadar abartılı tepkileri.
Baktığım zamanda evet herkesin kızacağı bir şey ama o kadar da abartılacak bir şey değil.
Çocukta travma yarattığınıza değecek bir mevzu değil. Bilemedim
 
Sizin ki birikmişlik durumu olmuş artık. Önceki konularınızı hatırlıyorum. Hem pasif koruyamayan ailesinin menfaatini düşünemeyen hem de sevgisini bile gösteremeyen , hissettiremeyen bir herif... :KK43:
 
Senelerdir başbaşa biryere gittiğimizi bilmem tek gittiğimiz yer annesinin evi yakın olmasına rağmen gideriz üç gün fln kalırız sonra eve döneriz.Ne zaman birşeyler yapalım die adım atsam hep kendi ailesiyle birlikte olacağımız planlar yapar boşanmak istediğimi söyledim ortalık yangın yeri evde gram huzur yok adam bugün için piknik planı yapmış gelmiycem diyince iyi hafta gideriz diyor planlar yapılıyor en son benim haberim oluyor.Akrabaları bana karşı saygısızdı tek kelime ettirmez kavga eder beni savunur güya seviyor ama sevgi kavramı çok farklı ilgi ve zaman ayırmayı da gerektirir.
Rest çekin asla kabul etmeyin , ailesine falan gitmeyin bırakın tek gitsin, zaten boşanmaya kadar gelmişsiniz en kötü ne olabilir ki daha fazla ...
 
Yani ilk kriz değil gibi geldi bana anlattıklarınız. Sanıyorum sık sık yaşadığı için artık inandırıcı gelmiyor ondan sert davranıyor.
Eğer sinirlenince sürekli ağlayıp krize varıyorsa o da size bu nedenle öfke duyuyor olabilir.
Beklentileriniz uymuyor evlilikte, bu normal. Beklentilerinizi ifade edip ona rağmen istediğinizi alamadığını için kırılmanız öfke duymanız da normal. Ama ağlama krizleri, öfke nöbetleri fln hele sık oluyorsa da insan da yorulur. Bilemedim. Benim çok rahatsız olduğum bir şeydir bu. İstediğim olmadığında ayılır bayılır, öfke krizi geçiririm gibi hissettiriyor bana nedense.
Sizin öyle olmasa dahi eşiniz de benim gibi bundan rahatsızlık duyabilir.
Size hediye almıyor, doğru düzgün kutlamıyor mu? Siz de kutlamayın hediye almayın, kendi dünyanıza çekilin. Beklentim yok diyin o hissetsin soğukluğu. Böyle ağlama krizleri bayılmalar insanı sinirlendiren şeyler. Açıkçası ben hiç hoşlanıyorum ufak tefek şeyler için bu kadar abartılı tepkileri.
Baktığım zamanda evet herkesin kızacağı bir şey ama o kadar da abartılacak bir şey değil.
Çocukta travma yarattığınıza değecek bir mevzu değil. Bilemedim


Ben de sizin gibi düşünüyorum ama uygulayamıyorum. Çok iyi biliyorum ki ben beklentisiz bir şekilde devam etsem bir şeyler belki yoluna girecek ama böyle hesaplı kitaplı olmamın ne anlamı var ki. Beklediğim ilgiyi göremeyeceksem, küçücük bir şeyle gönlüm alınmayacaksa neden hayatımızı birlikte sürdürüyoruz. Evet küçük şeyler ama birikince bu hale geliyor. Ayılıp bayılmak benim tercihim değil yaşananlar sonucu geldiğim nokta. Bunu da isteyerek yapmıyorum. Bunu yapmamak için terapi alıyorum.

Bir şeyleri zamana bırakamıyorum işte. Hemen tepki vermek hemen sonuç almak istiyorum. Olumlu ya da olumsuz ama şu an bir şeyler olsun istiyorum. Gidip konuşayım desem, içinden diyecek ki bu konuşmaları çok yaptık değişen bir şey yok. He diyip geçecek. Etkili bir şey yapmak istiyorum ama nedir ben de bilmiyorum
 
Gözlerim doldu okurken…

Çok etkilendim yaşadıklarından...

Her zaman söylüyorum kötü evliliğin en büyük etkisini çocuklar görmüyor olan bizim sağlığımıza oluyor.

Giden gençliğimiz,kaybolan sağlığımız ve bozulan psikolojimiz…

Geç olmadan iyileşmek gerek.

Allahım güç kuvvet versin yardımcın olsun inşallah arkadaşım.
 
Bizim de birlikte sarılıp ağladığımız çok anlar oldu. Siz de bana onu hatırlattınız ve yine ağlıyorum. Ben böyle duygudan duyguya savrulurken onun umrunda bile değilim şu an.

Söylediklerinizde çok haklısınız ama insanın bunları kabullenip de harekete geçmesi bazen yıllarını alıyor. Söylediğiniz gibi erkenden kaçıp kurtulan kârlıdır belki de.

Şu an kendi kişisel problemlerim de olduğu için neyi doğru neyi yanlış yaptığımı bilmiyorum. Asla bazı şeyleri üzerime almayacağım tabi ki bu olanlar benden kaynaklı demiyorum ama benim de payım vardır elbette. Bu nedenle şu an terapi almaya başladım zaten. Bir süre kendimi iyileştirmeye çalışacağım.

Sonrasında da zaten kendisi böyle devam ederse tabi ki onu hayatımda tutup yeniden aynı şeyleri yaşamayacağım. Bunun kendisi de farkında.
Terapiye eşinizi de dahil edin ama yoksa çok faydası olamayabilir evlilik için...
 
Merhamet her durumda devam eden bir seydir, bu adam size dusman olmuş, siz o haldeyken duvarları yumruklamasinin sebebi yok, hatta basina is açtığıniz icin kendi de krize girmis resmen.
 
Rest çekin asla kabul etmeyin , ailesine falan gitmeyin bırakın tek gitsin, zaten boşanmaya kadar gelmişsiniz en kötü ne olabilir ki daha fazla ...
Bir aydır tavrım net zaten hiç bir yakınlık göstermiyorum çocuk dışında bir irtibatım yok ama kendi hiç bir sorunumuz yok gibi davranıyor Buda beni daha da öfkelendiriyor.
 
Evet sadece hediye değil sorun. Ailesiyle ilgili sorunlarımız, maddiyat, pasifliği, umursamazlığı.
Boşuna uğraşma canım biz geceden beri burda kafa yoruyoruz İnan ki onlar çok güzel neşeyle hayatlarına devam ediyorlar.Çünkü onlar sadece el iyisi.
 
Merhamet her durumda devam eden bir seydir, bu adam size dusman olmuş, siz o haldeyken duvarları yumruklamasinin sebebi yok, hatta basina is açtığıniz icin kendi de krize girmis resmen.


Evet tam olarak bu.

Şimdi ben ne yapmalıyım nasıl davranmalıyım peki?

Boşanma hemen bugün olacak bir şey değil çünkü. Ben şimdi bir şey yapmak istiyorum. İşten geldi uyudu mesela. Benim içim içimi yiyor.

Biraz geldi içerde oturdu. Belki yine her zamanki gibi konuşacağım falan sandı. Çünkü böyle anlardan sonra ben illaki bir konuşma yapıyordum. Ben konuşmadım. Sonra gitti yattı.
 
Evet tam olarak bu.

Şimdi ben ne yapmalıyım nasıl davranmalıyım peki?

Boşanma hemen bugün olacak bir şey değil çünkü. Ben şimdi bir şey yapmak istiyorum. İşten geldi uyudu mesela. Benim içim içimi yiyor.

Biraz geldi içerde oturdu. Belki yine her zamanki gibi konuşacağım falan sandı. Çünkü böyle anlardan sonra ben illaki bir konuşma yapıyordum. Ben konuşmadım. Sonra gitti yattı.
Eger yapabilirseniz, ben olsam gormezden gelirim.
kendime odaklanir, mutlu hissettiren seyleri yaparim.
Bu donemde tamamen kendinize dönün, kendinizde değiştirmek istediginiz şeyler icin calismalara baslayin.
Kilo mu vermek istiyorsunuz, ne bileyim almak mi istiyorsunuz, bedeninize odaklanin, kitap okuyun, dil ogrenmek de guzel olurdu, spora baslayin mesela, haftasonlari da alin cocugunuzu da gidin kahvenizi icin.
Sizin, onunla olan problemlerinizi artik takmadiginizi, kafanizda bitirdiginizi düşünmesini saglayin.
Sizden beklemedigi şeyleri yapip, bekledigi seyleri yapmayarak sasirtin.
 
X