çok kötü evet ama yapıcak erkek arkadasımdan ayrıldım ve herseyi anneme anlattı yapmadım iftira diyorum inansada böyle iftirayı kabul edemem kızım kanıtla bana diyor ... napıcamı şaşırdım kaldım ... eger annem öğrenirse bütün hayatım biticek üni tlf net .... eve hapsedicek beni ....
evet öle adi insanlar var ben belki yanlış yaptım olabilir ama böle yapması gerekmezdi çok kötü evet teşekkür ederim inş yarın insaflı bir doktora denk gelirim.... yoksa belki de evimi terketmem gerekecek.....
inşallah canım..
yarın eve döndüğünde bana durumu bildirir misin özel mesajla falan?
üzüldüm çünkü senin için...merak ederim...
umarım düşündüğünden çok daha güzel olur herşey...
çok teşekkür ederim evet bildirmeye çalışıcam inş eve geldigimde kötü durumda olmazsam olursam da daha snra yazarım inş
:teselli:
bende bilmiyorum ama annenle bi konuş ben bakireliğimi yitirdim diyebilirsin
Ece Temelkuran'ın bir yazısı var bununla ilgili. Yılın araştırma yazısı ödülü aldı. Umarım okuyabilirsiniz. Size bunu yapmalarına izin vermeyin, kimsenin buna hakkı yok.
Yazıyı aynen kopyalıyorum, herkes okumalı.
Bu ülkede harita dairesine iş için başvuran, kafelerde garsonluk yapan genç kadınlara, eve yarım saat geç kalan, arkadaşıyla pastanede limonata içen çocuklara zorla bekaret testi yapıldı. Yapılacak da. Bu suçu işlemekten hiç çekinmediler, çekinmeyecekler! Siz kendinizi savunmaya bakın!
Büyük Türk Osman Durmuş, hassas bir insan hakları savunucusu olduğu için, sevişenleri eğitimsiz bırakma, aforoz etme meselesini düzenleyen "iffet" yönetmeliğini açıklığa kavuştururken şöyle buyurmuş:
"Savcılık ve mahkeme kararı olmadan kimse bekaret muayenesine gönderilemez."
Hayır efendim, öyle değil! Yargıç veya savcı, Osman Durmuş ya da babanız, en üst kurullar, en alt kurullar, cumhurbaşkanı dahil kimse ama hiç kimse sizi bekaret testi için o masaya yatıramaz. Ve bu yazı size bu işi yaptırmamanın, engellemenin, yapılsa bile onlarla nasıl savaşacağınızın açık taktiklerini verecek. Hayır, Osman Durmuş’la alay edilmeyecek, bekaret testini onaylayan kafaların ne mankafalar olduğundan da bahsedilmeyecek. Zira zaman kaybı. Onlar önümüzdeki elli yılda da değişmeyecek. Birileri hep sizi kulağınızdan tutup eliyle zarınızı yoklamak için o masaya yatırmaya çalışacak. Sakın bunun Güneydoğulu bahtsız kızların, sağlık meslek lisesi öğrencilerinin veya içkili yerlerde çalışan genç garson kadınların meselesi olduğunu da sanmayın. Her an sizin başınıza da gelebilir. O bakımdan, iyi öğrenin. Haklarınızı belleyin, çünkü haklarınıza sizden başka kimse sahip çıkmayacak. Devletiniz, babanız, kocanız durmadan o zarı yoklamaya çalışacak.
"Genelgecileri mahvedelim!"
Ankara Üniversitesi İdare Hukuk Profesörü Metin Günday’la telefonda konuşuyoruz. Aynen aktarıyorum:
"Sağlık meslek lisesindeki kızlardan bir tane cesaretli çıksa da bana gelse. Bu dava benim hayatımın en eğlenceli davası olur. Mahvederiz onları. (Gülüyor) ‘Bu genelge bana uygulanabilir olduğu için, haysiyetimi zedelemektedir’ diyecek, manevi tazminat davası açılacak. Dava sırasında da hükmün anayasaya aykırı olduğunu söyleyeceğiz. Şıp diye iptal ettireceğiz. O kadar basit ki!"
Dava açmaya cesaretiniz yok diyelim ki, olabilir. O zaman başınıza böyle bir şey geldiğinde, bütün mühim adamlar sıralanıp size zarınızı sorduğunda hiç korkmadan şöyle diyeceksiniz: (İyice ezberleyin!)
Bekaret testi yapmak suçtur!
"Beyler, yaptığınız şey yasalara, anayasaya, hukuka, çocuk haklarını korumaya ve kadınlara karşı ayrımcılığı önlemeye ilişkin uluslararası sözleşmelere aykırıdır. Başka bir deyişle, hiçbir halt edemezsiniz! Sayın müdür, ısrar edersiniz, hem bir disiplin hem de ceza hukukuna aykırı fiil işlemiş olursunuz. Ve ben size her iki nedenle de dava açarım. Üstelik emin olun kazanırım!"
Diyelim ki, müdür "Elimde genelgeden doğan yetki var. Hem Osman Durmuş öyle diyo!" falan demeye kalktı. O vakit yapıştıracaksınız lafı:
"Hayır efendim. Hukuka aykırı bir yetkidir ve bu yetkiyi size verenlere karşı da manevi tazminat hem de ceza davası açabilirim. Ve yine kesin kazanırım. Hadi bakalım!"
Ananız-babanıza karşı
Diyelim ki, ananız-babanız okul müdürüyle birlik oldu veya bağımsız iradeleriyle saçma sapan bir mevzudan sizi o masada test ettirmeye karar verdi. Yaptırmayacaksınız! 18 yaşından büyükseniz zaten adli bir olay dışında size kimse böyle bir şey yapamaz. O anda da ancak siz isterseniz, sizin paşa gönlünüz çekerse bunu yaptırırsınız. Yoksa yine kimse böyle bir şey yapamaz. Ama diyelim ki 18 yaşından küçüksünüz. Gençler dikkatle okuyunuz:
Hiç farketmez. Önemli olan akli dengenizin yerinde olmasıdır. Akli dengeniz yerindeyse testi reddedebilirsiniz.
Ama eğer sizi takmadılar, zorla sizi o masaya yatırdılar ve zarınızı ellediler, işte o zaman bunu yapan herkese karşı yanınıza rüştünü ispatlamış aklı başında birini alarak kendi babanıza karşı bile "müessir fiil" veya "kötü muameleden" dolayı ceza davası açabilirsiniz.
Doktora ne diyeceksiniz?
Kimse sizin "utanmadan bilmiş bilmiş konuşmalarınıza" itibar etmedi diyelim ki. Doktorla burun buruna geldiniz. Ona tam olarak şu cümleleri kuracaksınız:
"Eğer bana test yapmaya kalkarsanız sizi bağlı olduğunuz Türk Tabibler Birliği’ne şikayet ederim. Hakkınızda açılan soruşturma sonucu benim rızam dışında böyle bir şey yaptığınız için meslekten atılırsınız. Bir daha asla hekimlik yapamazsınız."
Diyelim ki, korktunuz ve babanızın zarınızla ilgili merakını gidermesine boyun eğdiniz. Doktor eğer ortada adli bir olay yoksa siz isteseniz bile bunu yapamaz. Yaparsa yine meslekten atılır.
Dikkat! Ortada adli bir olay olsa dahi yargıç veya savcı sizi böyle bir şeye zorlayamaz.
Bugünlerde üzerine konuşulan yönetmelik yeni değil. Durmuş’un yaptığı sadece yönetmelikte geçen "iffetsizlik" maddesini netleştirmek. Sizin ona karşı kendinizi korumayı öğrenmeniz gerekiyor. Zira Durmuş, ne bu işin muciti ne de zar peşinde olanların sonuncusu!
O yüzden bacaklarınızı kapatın! Hiç kimse size onları zorla veya korkutarak veya namussuzluk zannı altında bırakarak açtıramaz!
Böyle bir yasa yok!
Türkiye Cumhuriyeti yasalarında bir kadına bekaret testi yapılması gerektiğini düzenleyen bir madde yok! İşin kötü tarafı zorla bekaret testi yaptırma fiilini direkt olarak suç sayan bir yasa maddesi de yok. Bu da mağdur kadınların haklarını arayamamasına neden oluyor. Zira Ceza Hukuku ilkelerine göre yasada suç olarak sayılmayan bir fiil için kimse cezalandırılamaz. Ama bir fiilin suç olarak yasada yer almaması o fiili işleyenin hukuki sorumluluk taşımayacağı anlamına gelmez. Buna göre kadının rızası dışında yapılan bekaret testi Anayasa’nın "kişi dokunulmazlığını" düzenleyen 17. maddesine, Türkiye’nin de taraf olduğu Uluslararası İnsan Hakları Sözleşmesi’ne, Uluslararası Çocuk Hakları ve Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ne aykırıdır. Bu sözleşme maddeleri, Türkiye’de yasaların da üzerinde bir geçerlilik taşır.
Yaptırmayacaksın!
Bu zar meselesini başımıza tebelleş eden kişi İbni Sina’dır. Tarih MS 1000’i gösterirken açıklamıştır:
"Kadının içinde bir zar var!"
18. yüzyılda kadının üzerinde çeşitli ciddi kadavra çalışmalarıyla kesinlikle kanıtlanmıştır ki, zar var!
Bu şahane buluş tarih boyunca erkekler tarafından kadınları "kız" ve "kadın" olarak ikiye ayırmak için, onları cinsel olarak köleleştirmek için kullanıldı.
Bu mühim gerçeklik tek tanrılı dinlerin kitaplarından Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı Ödül ve Disiplin Yönetmeliği’ne kadar her düzeyde hak ettiği yeri aldı. Çocuklar intihar etti, kadınlar psikolojik tedavi gördü ama kimse, kadının zarını dikizlemekten vazgeçmedi.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?