kopya söz konusu olduğunda 6 ay uzaklaştırma cezası verilir ve o sınavdan kalır kopya çeken kişi.
bursla okuyan kişiler ise belirli bir not ortalamasını tutturmak zorundadır, bir sınavdan kaldıkları zaman bursları kesilir. bu durumda da kaldıkları ve disiplin suçu işledikleri için bursları kesilir. eğer maddi durumu yeterliyse burssuz bir şekilde okumaya devam edebilir. ancak anlaşılan buradaki arkadaşın maddi durumu yeterli değil ve okulu bırakmak zorunda kalıcak.
Lullabycim amacım kendimi haklı çıkarmak yada kimseye saldırmak değil. Tek amacım bu olayla daha sonra tekrar karşılaşanlar olursa bunları okuyup biraz bilgi edinmeleridir. Söylemekten çekiniyorum ama bilmeden konuşuyorsun ve insanları yanlış bilgilendiriyorsun. Özellikle Bilkent Yeditepe ve Bahçeşehir üniversitelerinde artık okuldan atmak ve burs kesmek olayı kaldırıldı. Belli bir ortalama tutturmak zorunluluğu yoktur. Sınavdan kalman da ne bursunu etkiler ne de okulda eğitimine devam etmeni. Yani tüm derslerinin ortalaması 4 üzerinden 0 dahi olsa, okula Yök bursu ile girmişsen 7 sene boyunca
BURSLU okuma hakkın mevcuttur.
Tabi ki bir dersten kalınca bursun kesileceğini sanıyorsan kopyadan dolayı bursun kesilmesini çok normal karşılamanı anlayabiliyorum. Bir dersten kalınca bile kesilen burs kopya gibi bir suçtan dolayı niçin kesilmesin, bu ceza hafif bile, okuldan atılmalı diyorsun. Anlıyorum....
Ama dediğim gibi artık ancak başarı durumuna göre bursun devamlılığının sağlanmasını özel üniversitelerin çoğu bu sebepten ötürü tercih edilmedikleri için terk etti.
Dolayısıyla geçmiş bir uygulamaya dayanaraktan konuya yorum yapıyorsun ve maalesef bu yüzden yanlış yorumlayıp insanları yanlış bilgilendiriyorsun.
Son olarak tekrarlıyorum, her suçun o suça orantılı cezası olur. Kopya çeken bir insana tabi ki ceza verilir, ama öğrenim hayatını sona erdirip 4 senesini çöpe atacak kadar ağır bir ceza vermek insanlığa da yakışmaz. Kaldı ki bu okulda asistanların sınavda xxxxx şahsının kızı olduğu için öğrenciye soruların cevaplarını sınav esnasında fısıldadığı , ayaklarının altına kitabı açıp kopya çektiği halde yalnızca sınavının geçersiz sayıldığı öğrencileri ben kendi gözlerimle GÖRDÜM.
Siz bu durumun kendi başınıza gelmemiş olsa da ilerde çocuğunuzun yahut bir akrabanızın da başına gelebileceğini ve anlık bir hata yapabileceğini de hesaba katarak kendi vicdanınızda muhasebesini yapın diyorum.
Kaldı ki bu devletin başında olan insanlar, kopyayı en organize şekliyle çeken ve çektiren, profesörlük ünvanını bile başkalarının tezinden copy- paste yapan, Ösym'de şifreli soruları bir takım çevrelere dağıtan insanlardır.. Madem kopya suçsa devlet en büyük suçu işledi güzel kardeşim..
Böyle bir ülkede birkaç kişiyi yakalayıp günah keçisi ilan edip de hayatını karartmak çok kolaydır. Ama bana asıl üzücü gelen olayı değerlendirmeden körlemesine vurun kellesini diyen anlayışa sahip olan diğerleridir..
Bana üzülmediğini ve acımadığını yazmışsın, bunları kimsenin üzülmesine yahut acımasına ihtiyacım olduğu için yazmadım. Sadece olayı ilk yazan arkadaşın kendisine teselli ve destek beklerken üzgün olan bir insanı daha da sert bir şekilde eleştirip daha çok üzüp depresyona sevketme hakkına sahip olduğunuza inanmanızı çok yanlış buldum. Ve biraz empati kurabilin diye yazdım.
İnsanların işini profesyonelce yapması gerektiğini düşüncenizi takdir ediyorum. Ancak hiçbir insan ömrünü hatasız geçiremez. Geçiriyorsa o insan olma yetisini kaybetmiştir zaten. Bir gün gelir de o profesyonelliğin çok küçük bir hatayla kırıldığını ve hayatınızın gidişatının değiştiğini görürseniz umarım beni hatırlarsınız.