Madem bu ülkede demokrasi var... Birileri başbakanı ve hükümeti desteklemek için perde ve kefen giyebiliyorsa, birileri de yolsuzluk ve ayakkabı kutusundan çıkan paralar için tepki gösterip, ayakkabı kutuları ile eylem yaptığında neden para cezası alıyor?
Gezicilere yapılan polis müdahalesi alkışlanırken, ikramiye verilirken, kahraman polisimiz derken; yolsuzluk operasyonu için neden Başbakan sinirli?
Ya da diğer bir deyişle, başbakan gezi eylemlerinde bir sürü insanı tweetleri yüzünden gözaltına alınmalarını alkışlarken, kendi oğlunu neden ifade vermemesi için kaçırıyor?
Ha bir de olayın ülke dindar başbakan istiyor durumu vardı... Bir hadis vardır zannedersem bilmeyen de yoktur:
'Kişinin namazı ibadeti sakın sizi aldatmasın. Siz onun dirhem ve dinarla olan münasebetine bakın.'
Buna bakarak gene de kendi kıstaslarımıza göre dindar bir başbakan seçebiliriz...
bu ülkede göstermelik bir demokrasi olduğunu şuraya kadar eklediğim manşetleri okuyan herkes anlar, bide bunun 1996 öncesi var. düşünün yani. sorunda zaten gerçek demokrasiye ulaşmak istediğimiz için çıkıyor.Ergün Diler'in bir sözü var "Türkiye kendi haline bırakılamyacak kadar değerli." şu anda Erdoğan ın gitmesini isteyenler onu dindar olduğu için göndermek istemiyorlar. hem dindar , hem vatansever olduğu için, ülkesini bağımsızlaştırmaya çalıştığı için, milletini muaasır medeniyetler seviyesine çıkarmaya uğraştığı için göndermek istiyorlar.
Cemaat için aslolan seccadeni serip namaz kılabileceğin her yer vatandır. cemaatçiler global düşünür. bu yüzden cemaat kimseyle restleşmek istemiyor, mümkünse dini ihtiyaçlara karışmasın. şu anda millet tarafından takdir görüp onlarla da çatışmayacak birisni bulsalar amenna ama bulmıyolar. geriye Sarıgül kalıyor. Abd ile cemaatin anlaşması tıpkı DSP hükümeti zamanında olduğu gibi budur. sen benim kadroloşmama karışma, dini inançlarıma karışma ben de sana destek vereyim.
Sarıgül neden CHP ye dönüş yaptı? Chp den ayrılışını anımsıyorsunuz değil mi ?
unutanlara
ne oldu da bu adam birden umut oldu? Kılıçdaroğlu mezhep çatışmasını körüklemek için getirldi, Sarıgül cemaate yakın diye getirildi. ortaya karışık, herkese hitap eden bir parti olsun. olsun da oyları bölelim.40 BİNADA YOLSUZLUK ÇIKTI
Raporun "değerlendirme" ve "sonuç" bölümleri ile ayrıca yayımlanan "rüşvet belgeleri" kitapcığında ise toplam 40 binada imar yolsuzluğu yapıldığı tespitine yer verilerek birbirinden çarpıcı iddialar işte şöyle sıralanıyor:
RÜŞVET ÇARKI
Rüşvet var mı? Var. Nerede? Şişli Belediyesi'nde. Belgesi var mı? Somut olarak rüşveti kanıtlayan dört belge var. Hem de yok denilen yapı kullanma izin belgesiyle birlikte rüşvetin belgelerinin tamamı bulundu. Örneğin, belgelerin birinde kaçak 7 kata ruhsat için 300 bin dolar alındığı yazıyor. Kim kimden almış? Şişli Belediyesi Başkan Vekili Rauf Akçay iş sahibinin yakını Çetin Uğurlu'dan almış. 300 bin dolar ne için alınmış? Yedi kat kaçak yapının ruhsatını imzalamak için. Ruhsat imzalanmış mı? Evet. 25 Aralık 2001'de 300 bin dolar alındıktan iki gün sonra 27 Aralık'ta imzalanmış.
BABALAR BU İYİLİĞİ YAPMAZ
Evraklar detaylıca irdelendiğinde görülüyor ki, açıkça yasalar ihlal edilmiş, tahrifatlar yapılmış, usulsüzlükler diz boyu olmuştur. Hemen akla şu soru geliyor; milyar dolarlarla ifade edilen rant temin eden bu usulsüz ve yasalara aykırı işlemleri Şişli Belediyesi'nde görevli kamu görevlileri neden yapmışlar ve yapmaya devam ediyorlar? Babalar evlatlarına böyle iyilik yapmazlar, onun için iyilik diyemeyiz. Ayrıca yasalara aykırı iyilik olur mu?
MAFYAYLA İŞBİRLİĞİ: İnşaat mafyasıyla işbirliği yapmışlar, tevdi raporunda görüleceği üzere rüşvet karşılığı inşaat sahiplerine olağanüstü rantlar temin etmişlerdir.
Akşam
yani anlayacağınız mesele sadece din değil!
Son düzenleme: