Cuma Zayıflama Yarışması 8. Takım

ASİTLENME NE DEMEK, NELERE YOL AÇIYOR
Vücudumuz kendini temizlemeye programlanmış bi mekanizmaya sahip. Doğumdan ölene dek bu sistem çalışmaya devam ediyor. Ama temizleme kapasitesi belli. Aldığımız gıdalarla, içtiğimiz sıvılarla aldığımız asitler vücudun kendini temizleme kapasitesinin üstüne çıkınca vücutta asitlenme başlıyor. Asitlenme bazı hayati organlar için büyük tehlike (özellikle damarlar için, bu yüzden kandaki asit seviyesi asla şaşmıyor) oluşturuyor. Bu tehlikenin önlenmesi için mekanizma asitleri şekerle birleştirerek yağ hücreleriyle sarıp sarmalayıp paketliyo. Bunu yapma nedeni, o asitlerin hücrelere, dokulara zarar vermesini önlemek. Yağla sarılan asit ve şeker –tregliserid- yağ hücrelerinin hacminin büyümesine sebep oluyo. Yağ hücreleri sayı olarak çoğalan hücreler değil. Sayıları sabit kalırken hacim olarak genişleyip büyümeye müsait hücreler olduğu için içine aldığı her asit ve şekerle birlikte yağlanmamız artıyo. Vücut bu asiti ve şekeri temizleyebilmek için sadece yağ hücrelerini kullanmıyor. Kemik ve kaslarımızdaki magnezyumu, kalsiyumu çalıp kullanmaya başlıyo. Bu durum yıllar içinde artarak devam ediyo. Asitli beslenmenin sonuçları:
- KİLO ALIMI, ÖZELLİKLE GÖBEK VE BASEN YAĞLANMASI
- İNSÜLİN DİRENCİ
- HER TÜR KANSER
- KARACİĞER-PANKREAS HASTALIKLARI
- KALP HASTALIKLARI
- BÖBREK TAŞLARI
- SPACTİK KOLON BAŞTA OLMAK ÜZERE Bİ ÇOK BARSAK HASTALIĞI
- REFLÜ VS MİDE HASTALIKLARI
- CİLT YAŞLANMASI
- DİŞ ÇÜRÜKLERİ, DİŞ ETİ ÇEKİLMELERİ
- FİBROMİYALJİ GİBİ KAS HASTALIKLARI
- KAS KEMİK ERİMESİ
Aslında daha bi çok hastalık ASİTLENMEye bağlı olarak ortaya çıkıyo.

ALKALİ NE DEMEK, NELER YAPIYO
Alkali asiti nötr hale getirir. Gıdalar ve içeceklerle aldığımız alkali miktarı asitle eşit miktardaysa asit vücut tarafından depolanmadan idrar, ter, dışkı, tükürük gibi yollarla atılır.
Asit alkaliden fazlaysa vücut asiti atmak için bir çok sistemi çok yorar, yukarıdaki hastalıkların temeli atılır. Bi yandan da atılamayan asit yağların içinde depolanır. Ve kilo alımı başlar.
Alkali asitten fazlaysa yenerek alınan asitler vücuttan kolayca atıldığı gibi yağların içinde hapsedilmiş olan asit-şeker birleşimi açığa çıkıp onlar da atılır. Bunun sonucunda yağ hücreleri küçülüp eski boyutuna yani sağlıklı ve fit bi vücutta olması gereken boyuta iner. Dolayısıyla hem kilo veririz, hem de cilt elastikiyeti artar ve sıkılaşırız.
 
BEDENİMİZ ASİT YÜKLÜMÜ, ALKALİ YÜKLÜMÜ
Bunu anlamak çok kolay. Ph ölçerlerle idrar ya da tükrük ph larından anlaşılabileceği gibi idrar rengini, kokusunu ve miktarını gözlemleyerekte anlayabiliriz. Renk su gibi ve kokusuzsa çok iyi. Alkali bi bedenimiz var demek. Tabi bu sabah ilk idrar için geçerli. Çünkü uykudayken böbrekler dünden kalan vücut artıklarını temizler. Bu da idrar renk ve kokusundan bi gün önce alkali mi olmuşuz, asitmi olmuşuz anlamamızı sağlar. Gün içindede idrar rengimiz koyulaşmaya başladıysa bol alkali su içip böbreğin yükünü temizlemek gerekiyor.
ASİT PH 7’nin altına ph seviyesi asit olduğunu gösterir. Rakam düştükçe asit oranı 10 ar kat artıyo demektir. Mesela colanın ph ı 2.8dir. Bu demektirki nötr ph seviyesinden (nötr yani asit ve alkali ph olarak eşit olduğu seviye 7 ph tır) tam 10.000 kat daha asitli demek olur. Bu da 1 bardak kolanın temizleyebilmek için vücudumuz tam 32 bardak suya eşit vücut suyu kullanmak zorundadır. Hadise bu şekilde daha iyi anlaşılabilir. Aynı şey alkali ph seviyeleri içinde geçerli. Mesela 9 ph alkali düzeydir. Nötr olan 7 ph tan 100 kat fazla alkalidir. Bu da vücudumuzdaki asitler üzerinde 7 ph olan su ile 9 seviyesindeki su arasında 100 kat temizleme farkı olduğunu gösterir. Ph en yüksek seviye 14 tür. İçme suyu limon damlaları, karbonat, alkali damlaları ile 11 ph seviyelerine getirilebilir. Bu da şu anlama gelir. Mesela 1 bardak alkali su içtiğimizde 6-7 bardak içme suyu ya da hazır su tüketmiş gibi oluruz. Bu durumda alkali suyun ve besinlerin vücudumuzdaki temizleme kapasitesi müthiştir.

NEDEN KARIN BÖLGESİNDEN YAĞLANIYORUZ VE KALORİ HESABIYLA YA DA SPORLA KİLO VERDİĞİMİZ HALDE NEDEN BELDEN İSTEDİĞİMİZ ŞEKİLDE İNCELEMİYORUZ.
Asitli beslenmeye bağlı olarak zaman içinde metabolik sendrom diye bişey gelişir. Bu durumun açılımı abartılı insülin ile yağların karın bölgesinde depolanmasıyla oluşan bir sendrom. Abartılı insülinin gelişmesi ise şöyle oluyo. Sindirim sistemimizde asitli beslenmeden en çok etkilenen organ pankreas. Çünkü pankreas sıvısı vücuttaki en alkali sıvıdır. Ve vücuda giren asitli gıdaları nötrleştirme görevi pankreasa ait. Bi de kan şekerimizi insülin düzenler. İnsülinde pankreasın beta hücrelerinden üretilir. Biz asitli beslendikçe pankreasın alkali sıvılarını tüketmeye başlarız. Pankreas asitli sıvıları nötürlemeye çalışırken kendi alkali sıvılarını yetiştirmek için aşırı çalışır. Fazla yorulur. Bu sefer insülin üretimine yetişemez. İnsülin salgılaması yavaşlar. Kan şekerine geç fakat aşırı insülin gitmeye başlar. İnsülini geç yetiştirdiğinden kanda zaten yeterince insülin olsa bile üstüne pankreasın geç üretebildiği insülin eklenir. İş öyle bi hal alır ki, biz diyet yaparak kalorisi düşük gıdalar tüketsek, hatta yoğun tempo spor yapsak bile insülin gereğinden fazla salgılandığı için metabolizmaya ‘kan da çok enerji var hemen bunları kandan temizle, enerjiyi yağ olarak depola’ sinyali gitmeye başlar. Bu durum metabolik sendrom dur. Bu sefer ne kadar kalorisi düşük beslensek, spor yapsak ta ‘su içsem kilo alıyorum’ denilen duruma düşeriz. Yani kilo veremeyiz hatta karın bölgesinden yağlanmamız artar. Çünkü abartılı insülin hayati organların zarar görmesini önlemek için en pankreasa en yakın olan bölgeye yani karın bölgesine yağ olarak depolanmaya gider. Kalçalarda bundan nasibini alır. Ve gittikçe daha kalın belli, dolgun kalçalı olmaya başlarız. Abartılı insülin başlamadan önce ise daha çok kalça, baldır, kollar gibi uzak bölgelerde yağ depolanır.
Burdan şu sonucu çıkarabiliriz. Bel kalınlaşması, göbek yağlanması başladıysa pankreasta sıkıntı başlamış demektir. Acilen bu durumu sağlığımız için düzeltmemiz gerekir.

PROTEİN DİYETLERİ
Protein diyetlerinde asitlenme çok fazla olur. Kilo veririz ama sanıldığı gibi tek başına yağdan değil. Kaslardaki protein, kemiklerdeki kalsiyum hayvansal proteinlerden kaynaklanan asitlerini yok etmek için kullanılır ve yaşımız ilerledikçe kemik erimesi, yakın dönemde fibromiyalji, kas tutulmaları, kramplar vs hastalıklar gelişir.
Hayvansal proteinler alınırken mutlaka alınan gıda dan 4 kat fazla alkali gıda ile birlikte tüketilmelidir ki vücut rezervlerinden kayıp olmasın. Proteini hayvansal değil mümkün olduğunca bitkilerden almak ta fayda var.
 
SU NEDEN ÖNEMLİ
Yeni doğmuş bebeğin vücudu yüzde 97 sudan, sağlıklı yetişkinin yüzde 75 i, yaşlıların yüzde 65i, beynimizin yüzde 75i, kemiklerimizin yüzde 22 si, diş minelerimizin bile yüzde 2si sudan oluşuyo. Su yoksa hayat yok. Bu yüzden çok su tüketmeliyiz. İçtiğimiz suyun alkali olmasına dikkat etmeliyiz. Herkes kilosuna göre içmesi gereken suyu belirleyebilir. Her 20 kiloda 1 litre su içilmesi gerekiyor. Yani mesela 60 kilo olan biri 3 litre, 80 kilo olan biri 4 litre su içmeli. Tabi daha fazla içmesinde zarar yok. Yalnız su içmenin de bi adabı olmalı. Sağlık için öyle 1 litre suyu bi seferde içersek böbrekler vücudu temizlemeye fırsat bulamadan suyu geldiği gibi çıkarır ve bi yandan da çok yorulur. O yüzden suyu yemeklerden mutlaka 1,5 -2 saat sonra içmeye başlayıp, azar azar içmeye devam etmek lazım. Bi de suyu ayakta değil oturarak içmeye gayret etmeli. Suyun midede vakit geçirerek emilmesi sağlanmalı.

GIDALAR
-Alkali yağlar içindeki en önemli yağ omega 3 tür. Omega 3 tablet olarak mutlaka alınmalı. Çünkü gıdalarımızdan yeterli miktarda alma şansımız yok. En büyük omega 3 balıkta bulunur. Balık yağı saf omega 3tür. Bi diğeride keten tohumudur. Keten tohumunda da yüksek miktarda omega 3 bulunur. Omega 3 takviye olarak alınıcaksa kesinlikle saf omega 3 alınmalı. İçinde omega 6 ve çeşit çeşit vitaminler bulunanlar yarar değil zarar getirir. Biz normal beslenmemizde zaten yeterince omega 6 alıyoruz. Fazlası omega 3 ün yararlarını yok eder…
-zeytinyağı mutlaka soğuk sıkma olarak tüketilmeli. Alkali yağlardandır.
-hindistan cevizi yağı alkali yağdır. Doymuş yağ olmasına rağmen vücut tarafından çok güzel kullanılır. Özellikle sebze sotelere acayip lezzet veriyo. Kızlar denedim tavsiye ederim.
-ayçicek yağı, mısırözü, fındık yağı gibi yağlar ısıl işlemden geçtiği için artık yararlı bi yanları kalmadığından kullanmamak ta yarar var.
-kalsiyum açısından hep peynir, süt yoğurt zengindir diye söylenir. Halbuki bu tür kalsiyum kaynağı sayılan hayvansal gıdalar alkali olmak için kalsiyum karbonat kullanır. Kalsiyum karbonatta kemiklerden çalınır. Yani kalsiyum almak için vücudumuzdaki kalsiyumdan feragat ederiz. Keçi sütü, peyniri, yoğurdu bu açıdan çok iyidir. Rahatlıkla tüketilebilir.
-Kalsiyum açısından zengin bi çok bitki var. Özellikle badem kalsiyum deposu ve yüksek alkalidir. Diğerleri:
Tarhana, kuru bamya, asma yaprağı, fındık, roka, mazdanoz, taze nane, susam, nohut,kurutulmuş patlıcan, kuru incir, ayçekirdeği, karalahana, kivi, ıspanak, mercimek ve kuru kayısı…. Bunları en çok kalsiyum içerenden en aza doğru yazdım.
-D vitamini çok önemli. Eğer D vitamini yeterince almazsak barsaklardaki kalsiyum emilimi azalır. Ve yine asitli gıdaların nötrleşmesi için vücudumuzun kendi kalsiyum rezervlerinden kalsiyum çalınır. D vitamini alkalidir. Eczanelerden d vitamini takviyesi alınmasında fayda vardır.
buğdayın -glütensiz olanı tavsiye ediliyor. Ben memleketten kendi buğdayımızdan bi çuval değirmende öğütülüp kepeği ayrılmadan göndermelerini istedim. Ekmeğimi ondan yapıcam. Bu durumda ruşeyni de içinde olucaktır. Lif bakımından da zengin olucaktır. Ölçülü tüketilirse ve yanında alkali gıdalar alınırsa hiç bi problem olmayacaktır diye düşünüyorum. Bu tamamen benim fikrim. Glütensiz un hem pahalı, hem de ekmek kalitesi düşük oluyo. Bunun yerine kara buğday tercih edilebilir. Kara buğday buğdayın doğadaki ilk halidir. Bozulmamıştır. O yüzden oldukça yararlıdır. Buğdaya göre daha çok protein içerir, lif bakımından çok zengindir.
-mayalı ve fermante olmuş besinlerin hemen hepsi asittir. Elma sirkesi hariç. Ben elma sirkemi kendim yapmıştım. 5 gün önce analandı. Süzdüm ve misss gibi onu içiyorum. Doğal va hazır diye satılanlara on basar. Oldukça keskin bi sirke oldu. Şu anda analanmasını beklediğim iki büyük kavanoz daha sirkem var. Onlarda olunca süzüp kullanmaya başlayacağım.
-beyaz etler aynen karatay diyetinde olduğu gibi serbest dolaşan özgür tavuk, hindi bulabilirseniz yiyin. Bunların kalorisi kırmızı ete göre düşük, protein miktarı kırmızı ete göre yüksek, yağ oranı da oldukça düşüktür. O yüzden daha sağlıklıdır.
-balıklardan özellikle somon, hamsi , sardalye, ton balığı ve uskumru çok tavsiye ediliyor. Ben ton balığı konservesi aldım dün. Bu gün öğle yemeğinde onu yemeyi düşünüyorum.
-yumurtanın beyazı alkali, sarısı asittir. Bu yüzden 4 beyaza 1 sarı tüketilmeli ki nötr olsun. Köy yumurtası tüketin. Ben öyle yapıyorum. Önceden bunlar nerden bulunurdu bilmezdim. Araştırınca bulunuyo. Trabzon gibi yerde doğal taze sağılmış keçi sütü bulabildiysem herkes herşeyi bulabilir. Trabzonda keçi besleyen yok denecek kadar az. O yüzden bunu söylüyorum.
-badem sütü süper alkali. Ben dün 1 bardak bademi süt yapmak için ıslattım. Biraz sonra yapıcam. Sonuçlarını yazarım. Haftada iki kez badem sütü tüketmek çok yararlı. İçindeki kalsiyum ve magnezyum sayesinde yüksek alkali yapabilme kapasitesi var.
-keten tohumu ishali olan öğüterek, kabızlığı olan tohumunu bi gece önceden 1 bardak sıcak suyla ıslatıp ertesi gün tohumlarıyla birlikte suyunu içerek tüketmeli. Yüksek oranda bitkisel protein içeriyor. Üstelik balık haricinde en yüksek omega 3 keten tohumunda var. Tabi bi de balıkta bulunabilecek ağır metaller keten tohumunda olmadığı için çok daha vazgeçilmez olmalı. Bi de lif kaynağıdır. Kan şekeri kontrolü ve yağ yakımı sağlar
-çiğ sebzelerin hepsi alkalidir. Yediğiniz asitli gıdaların yanında o gıdaların 4 katı çiğ sebze tüketirseniz asitlerini yok etmiş olursunuz.
-sebzeleri pişirerek yiyecekseniz mutlaka çok düşük ısıda, kendi buharıyla pişmelerini sağlayın. Bi de tam öldürmemeye gayret edin. Pişmiş sebzelerde alkalidir.
-çim suyu… buna kafayı takmış durumdayım. En kısa zamanda buğday alıp çimlendirip suyunu içmeyi deneyeceğim. Çimlendirmek çok kolay. Kısa sürede çimlenme sağlanıyo. Buğday, arpa çimi suyu süper gıda grubunda yer alıyo. Bu suda ihtayaç duyduğumuz her türlü besin mevcut. Tüm amino asitler, protein ve vitaminler çim suyunda mevcut. Mesela 5 gr çimde 114 gr çiğ ıspanaktan daha fazla protein ve lif var.
-tekrar elma sirkesine gelelim. Akşam yatarken içilecek 1 bardak doğal elma sirkeli su hem sabah idrarını alkali yapıyo hem de idrar yollarını temizliyo. Faydaları saymakla bitmez. Krampları önler, fibromiyalji gibi kas hastalıklarında iyileşmeyi sağlar, cildi saçları tırnakları güzelleştirir vs vs
-limon ve misket limonu alkali olmayı sağlayan en pratik yol. Kendisi asitli olan bu meyve yenildiğinde alkaliye dönüşüyo. Yüksek alkali yapabilme gücüne sahip.
-karbonatın enteresan bi durumu var. Kanımızda bikarbonat bulunur. Mutfakta kullandığımız karbonat hemen hemen kandakiyle aynı yapıdadır. Vücut için en temel alkali tamponu bikarbonattır. Kesinlikle içebilen karbonatla alkali edilmiş suyu içsin. Ölçüsü 1 lt suya yarım çay kaşığı eczaneden alınan saf İngiliz karbonatı…. Eğer bulamazsanız mutfakta kullandığınızı da kullanabilirsiniz.
 
PH
Sabahları eczanelerde satılan ph çubuklarıyla ilk idrarınızda ölçüm yaparak alkali ya da asit durumunu görebilirsiniz. Eğer idrar ph seviyesi 7 ve altıysa gün içinde alkali beslenmeyi arttırın. Eğer 7 nin üstündeyse alkalisiniz demektir.

TUZ
Kesinlikle hazır sofra tuzunu mutfağınızdan çıkarın. Bunun yerine kaya tuzu, deniz tuzu ya da en iyisi himalaya tuzu kullanmaya başlayın. Sofra tuzu doğal tuzun rafine edilerek içindeki 84 mineralden 82 i yok edilip sadece sodyum ve klorür kısmı bırakılarak yapılır. Bu da sağlık için çok zararlıdır. Doğal tuzlarda sodyum oranı yüksek klorür oranı düşük ve diğer 82 mineralde saf halde bulunur. Bu vücut için yararlıdır.

ORANLAMAYI ÖĞRENMEK
Gün içinde yediğimiz besinlerin dörtte üçü kesinlikle alkali besin olmalıdır. Kalan dörtte biri asitli olabilir. Dilediğinizi dilediğiniz kadar yiyebilirsiniz. Yeter ki orana riayet edin.

HIZLI KİLO VERMEK
Hızlı kilo vermenin ve belden incelmenin en kolay yolu, çiğ sebze tüketmektir. O yüzden özellikle akşamları en geç saat 7 gibi çiğ sebzelerden yapılmış salata yiyerek geçiştirirseniz direk belden incelmeye başlarsınız. Sonrasında yatana kadar sebze suyu tüketebilirsiniz. Bu arada sebzeler içinde kalite rengin açıktan koyuya geçişi ile orantılı olarak artar. Beyaz, kırmızı, yeşil ve mor… en üstün olanı mor dur…

KAÇAMAK YAPARSAK
Diyelim ki kaçamak yaptık. O zaman mutlaka peşinden alkali bi gıda tüketmeliyiz. Kaçamaklarımızı akşam yemeğinden sonraya bırakmamamız lazım. Gün içinde özellikle tatlı şeyler yeme isteğimiz geldiyse bastırmayın yiyin. Ama mutlaka peşinden alkali bişeyler tüketin. Özellikle böyle bi durumdan sonra sebze suyu içerseniz yediğiniz tatlının kilo yapacağı ya da sağlığınızı kötü yönde etkileyeceği gibi şeylere kafa yormanız gerekmez.

AZ ASİTLİ BESİNLER
Kuzu eti, hindi eti, tavuk eti, maden suyu, tereyağı.

ÇOK ASİTLİ BESİNLER
Ketçap, mayonez, hazır soslar, soya sosu, alkol, çay, kahve, kafein, çikolata, ekmeğe sürülen çikolataların hepsi, kızartmalar, kömürde pişirilmiş etler, işlenmiş etler, şekerli gıdalar, beyaz unlu gıdalar, bisküvi, cips, sofra tuzu, mayalı gıdalar, malt içecekler, kahvaltı gevrekleri, şekerli besinler, sofra şekeri, bal, bısır şekeri, meyve şekeri, basit karbonhidratlardaki şeker, mısır, beyaz piniç, beyaz un, inek sütü, inek peyniri, doymuş yağlar, kızartma yağları, etler, arpa, çavdar ve yulaf, fermante ürünler, mikrodalgaya girmiş bütün yiyecekler, tatlandırıcılar….

AKŞAM YEMEĞİNDE YERSEK KİLO ALDIRACAK YİYECEKLER
Tüm şeker içeren besinler ve içecekler, kolalı içecekler- özellikle diyet kola- baklagiller, süt, peynir, yoğurt, her tür süt ürünü, tohumlar, kuruyemişler, meyveler, kuru meyveler, alkol, un içeren herşey, çorbadaki un dahil…, pilav, patates, mayonez, ketçap, nar ekşisi, soya sosu, hardal gibi tüm soslar, kırmızı, sarı, turuncu renkli sebzeler… bu sayılanlar akşam yenirse kilo vermeyi engeller. Hatta kilo yapar. Akşam hi bir şekilde kanda insülin olmamalı. Kilo vermek isteniyorsa insülin salgılatacak her tür gıdadan uzak durulmalı. Tabi bu sadece akşam öğünü için geçerli.

DİNNER CANCELLİNG
Yani akşam yemeği iptali. Haftada bir akşam yemeği yemiyerek anti-aging uygulaması yapmak. Bu çok ciddi kilo vermeyi sağlar. 40-45 yaşından sonra akşam yemeğine vücudun ihtiyaı yoktur. Akşamları hiç karbonhidrat alınmazsa ve haftada bir gün de akşam yemeği atlanırsa bel bölgesi çok hızlı olarak incelir. Gündüz çok yemek yeseniz bile beliniz incecik kalır. Bu arada cildimiz tüm diğer sistemlerimiz gibi gece tamir edilir. Eğer kanda insülin varsa bu tamir başlamaz. Bu yüzden yaşlanma kırışıklık filan erken yaşta başlar.

HADİSENİN ÖZETİ
-Alkali olmak her hastalığın ilk çaresidir
-asitli beslenmenin sonuçları yıllar içinde ağırlaşarak görülmeye devam eder. Hasar gittikçe büyür. Mesela metabolik sendrom denilen insülin duyarsızlığı 8-10 yıl içinde şeker hastalığına dönüşebilir.
-asitlenme azar azar, tek tek bütün hücreleri tahrip ederek günden güne ilerler.
-alkali yaşarsak hastalıklar bizden uzak durur. Fit, ince, sağlıklı bir bedene, parlak ve taze bir cilde, sağlıklı beyne ve ruha sahip oluruz.


ARKADAŞLAR. BU BİLGİLERİ KİTAPTAN OKUYUP TA ANLADIĞIM KADARIYLA YAZDIM. ORADA HÜCRE BAZINDA GELİŞEN OLAYLAR ÇOK DETAYLI ANLATILIYO. ELİMDEN GELDİĞİNCE DETAYA GİRMEDEN YALIN Bİ ŞEKİLDE ANLATMAYA ÇALIŞTIM. İNŞALLAH FAYDASINI HEPİMİZ GÖRÜRÜZ.
 
Son düzenleme:
ASİTLENME NE DEMEK, NELERE YOL AÇIYOR
Vücudumuz kendini temizlemeye programlanmış bi mekanizmaya sahip. Doğumdan ölene dek bu sistem çalışmaya devam ediyor. Ama temizleme kapasitesi belli. Aldığımız gıdalarla, içtiğimiz sıvılarla aldığımız asitler vücudun kendini temizleme kapasitesinin üstüne çıkınca vücutta asitlenme başlıyor. Asitlenme bazı hayati organlar için büyük tehlike (özellikle damarlar için, bu yüzden kandaki asit seviyesi asla şaşmıyor) oluşturuyor. Bu tehlikenin önlenmesi için mekanizma asitleri şekerle birleştirerek yağ hücreleriyle sarıp sarmalayıp paketliyo. Bunu yapma nedeni, o asitlerin hücrelere, dokulara zarar vermesini önlemek. Yağla sarılan asit ve şeker –tregliserid- yağ hücrelerinin hacminin büyümesine sebep oluyo. Yağ hücreleri sayı olarak çoğalan hücreler değil. Sayıları sabit kalırken hacim olarak genişleyip büyümeye müsait hücreler olduğu için içine aldığı her asit ve şekerle birlikte yağlanmamız artıyo. Vücut bu asiti ve şekeri temizleyebilmek için sadece yağ hücrelerini kullanmıyor. Kemik ve kaslarımızdaki magnezyumu, kalsiyumu çalıp kullanmaya başlıyo. Bu durum yıllar içinde artarak devam ediyo. Asitli beslenmenin sonuçları:
- KİLO ALIMI, ÖZELLİKLE GÖBEK VE BASEN YAĞLANMASI
- İNSÜLİN DİRENCİ
- HER TÜR KANSER
- KARACİĞER-PANKREAS HASTALIKLARI
- KALP HASTALIKLARI
- BÖBREK TAŞLARI
- SPACTİK KOLON BAŞTA OLMAK ÜZERE Bİ ÇOK BARSAK HASTALIĞI
- REFLÜ VS MİDE HASTALIKLARI
- CİLT YAŞLANMASI
- DİŞ ÇÜRÜKLERİ, DİŞ ETİ ÇEKİLMELERİ
- FİBROMİYALJİ GİBİ KAS HASTALIKLARI
- KAS KEMİK ERİMESİ
Aslında daha bi çok hastalık ASİTLENMEye bağlı olarak ortaya çıkıyo.

ALKALİ NE DEMEK, NELER YAPIYO
Alkali asiti nötr hale getirir. Gıdalar ve içeceklerle aldığımız alkali miktarı asitle eşit miktardaysa asit vücut tarafından depolanmadan idrar, ter, dışkı, tükürük gibi yollarla atılır.
Asit alkaliden fazlaysa vücut asiti atmak için bir çok sistemi çok yorar, yukarıdaki hastalıkların temeli atılır. Bi yandan da atılamayan asit yağların içinde depolanır. Ve kilo alımı başlar.
Alkali asitten fazlaysa yenerek alınan asitler vücuttan kolayca atıldığı gibi yağların içinde hapsedilmiş olan asit-şeker birleşimi açığa çıkıp onlar da atılır. Bunun sonucunda yağ hücreleri küçülüp eski boyutuna yani sağlıklı ve fit bi vücutta olması gereken boyuta iner. Dolayısıyla hem kilo veririz, hem de cilt elastikiyeti artar ve sıkılaşırız.

BEDENİMİZ ASİT YÜKLÜMÜ, ALKALİ YÜKLÜMÜ
Bunu anlamak çok kolay. Ph ölçerlerle idrar ya da tükrük ph larından anlaşılabileceği gibi idrar rengini, kokusunu ve miktarını gözlemleyerekte anlayabiliriz. Renk su gibi ve kokusuzsa çok iyi. Alkali bi bedenimiz var demek. Tabi bu sabah ilk idrar için geçerli. Çünkü uykudayken böbrekler dünden kalan vücut artıklarını temizler. Bu da idrar renk ve kokusundan bi gün önce alkali mi olmuşuz, asitmi olmuşuz anlamamızı sağlar. Gün içindede idrar rengimiz koyulaşmaya başladıysa bol alkali su içip böbreğin yükünü temizlemek gerekiyor.
ASİT PH 7’nin altına ph seviyesi asit olduğunu gösterir. Rakam düştükçe asit oranı 10 ar kat artıyo demektir. Mesela colanın ph ı 2.8dir. Bu demektirki nötr ph seviyesinden (nötr yani asit ve alkali ph olarak eşit olduğu seviye 7 ph tır) tam 10.000 kat daha asitli demek olur. Bu da 1 bardak kolanın temizleyebilmek için vücudumuz tam 32 bardak suya eşit vücut suyu kullanmak zorundadır. Hadise bu şekilde daha iyi anlaşılabilir. Aynı şey alkali ph seviyeleri içinde geçerli. Mesela 9 ph alkali düzeydir. Nötr olan 7 ph tan 100 kat fazla alkalidir. Bu da vücudumuzdaki asitler üzerinde 7 ph olan su ile 9 seviyesindeki su arasında 100 kat temizleme farkı olduğunu gösterir. Ph en yüksek seviye 14 tür. İçme suyu limon damlaları, karbonat, alkali damlaları ile 11 ph seviyelerine getirilebilir. Bu da şu anlama gelir. Mesela 1 bardak alkali su içtiğimizde 6-7 bardak içme suyu ya da hazır su tüketmiş gibi oluruz. Bu durumda alkali suyun ve besinlerin vücudumuzdaki temizleme kapasitesi müthiştir.

NEDEN KARIN BÖLGESİNDEN YAĞLANIYORUZ VE KALORİ HESABIYLA YA DA SPORLA KİLO VERDİĞİMİZ HALDE NEDEN BELDEN İSTEDİĞİMİZ ŞEKİLDE İNCELEMİYORUZ.
Asitli beslenmeye bağlı olarak zaman içinde metabolik sendrom diye bişey gelişir. Bu durumun açılımı abartılı insülin ile yağların karın bölgesinde depolanmasıyla oluşan bir sendrom. Abartılı insülinin gelişmesi ise şöyle oluyo. Sindirim sistemimizde asitli beslenmeden en çok etkilenen organ pankreas. Çünkü pankreas sıvısı vücuttaki en alkali sıvıdır. Ve vücuda giren asitli gıdaları nötrleştirme görevi pankreasa ait. Bi de kan şekerimizi insülin düzenler. İnsülinde pankreasın beta hücrelerinden üretilir. Biz asitli beslendikçe pankreasın alkali sıvılarını tüketmeye başlarız. Pankreas asitli sıvıları nötürlemeye çalışırken kendi alkali sıvılarını yetiştirmek için aşırı çalışır. Fazla yorulur. Bu sefer insülin üretimine yetişemez. İnsülin salgılaması yavaşlar. Kan şekerine geç fakat aşırı insülin gitmeye başlar. İnsülini geç yetiştirdiğinden kanda zaten yeterince insülin olsa bile üstüne pankreasın geç üretebildiği insülin eklenir. İş öyle bi hal alır ki, biz diyet yaparak kalorisi düşük gıdalar tüketsek, hatta yoğun tempo spor yapsak bile insülin gereğinden fazla salgılandığı için metabolizmaya ‘kan da çok enerji var hemen bunları kandan temizle, enerjiyi yağ olarak depola’ sinyali gitmeye başlar. Bu durum metabolik sendrom dur. Bu sefer ne kadar kalorisi düşük beslensek, spor yapsak ta ‘su içsem kilo alıyorum’ denilen duruma düşeriz. Yani kilo veremeyiz hatta karın bölgesinden yağlanmamız artar. Çünkü abartılı insülin hayati organların zarar görmesini önlemek için en pankreasa en yakın olan bölgeye yani karın bölgesine yağ olarak depolanmaya gider. Kalçalarda bundan nasibini alır. Ve gittikçe daha kalın belli, dolgun kalçalı olmaya başlarız. Abartılı insülin başlamadan önce ise daha çok kalça, baldır, kollar gibi uzak bölgelerde yağ depolanır.
Burdan şu sonucu çıkarabiliriz. Bel kalınlaşması, göbek yağlanması başladıysa pankreasta sıkıntı başlamış demektir. Acilen bu durumu sağlığımız için düzeltmemiz gerekir.

PROTEİN DİYETLERİ
Protein diyetlerinde asitlenme çok fazla olur. Kilo veririz ama sanıldığı gibi tek başına yağdan değil. Kaslardaki protein, kemiklerdeki kalsiyum hayvansal proteinlerden kaynaklanan asitlerini yok etmek için kullanılır ve yaşımız ilerledikçe kemik erimesi, yakın dönemde fibromiyalji, kas tutulmaları, kramplar vs hastalıklar gelişir.
Hayvansal proteinler alınırken mutlaka alınan gıda dan 4 kat fazla alkali gıda ile birlikte tüketilmelidir ki vücut rezervlerinden kayıp olmasın. Proteini hayvansal değil mümkün olduğunca bitkilerden almak ta fayda var.

SU NEDEN ÖNEMLİ
Yeni doğmuş bebeğin vücudu yüzde 97 sudan, sağlıklı yetişkinin yüzde 75 i, yaşlıların yüzde 65i, beynimizin yüzde 75i, kemiklerimizin yüzde 22 si, diş minelerimizin bile yüzde 2si sudan oluşuyo. Su yoksa hayat yok. Bu yüzden çok su tüketmeliyiz. İçtiğimiz suyun alkali olmasına dikkat etmeliyiz. Herkes kilosuna göre içmesi gereken suyu belirleyebilir. Her 20 kiloda 1 litre su içilmesi gerekiyor. Yani mesela 60 kilo olan biri 3 litre, 80 kilo olan biri 4 litre su içmeli. Tabi daha fazla içmesinde zarar yok. Yalnız su içmenin de bi adabı olmalı. Sağlık için öyle 1 litre suyu bi seferde içersek böbrekler vücudu temizlemeye fırsat bulamadan suyu geldiği gibi çıkarır ve bi yandan da çok yorulur. O yüzden suyu yemeklerden mutlaka 1,5 -2 saat sonra içmeye başlayıp, azar azar içmeye devam etmek lazım. Bi de suyu ayakta değil oturarak içmeye gayret etmeli. Suyun midede vakit geçirerek emilmesi sağlanmalı.

GIDALAR
-Alkali yağlar içindeki en önemli yağ omega 3 tür. Omega 3 tablet olarak mutlaka alınmalı. Çünkü gıdalarımızdan yeterli miktarda alma şansımız yok. En büyük omega 3 balıkta bulunur. Balık yağı saf omega 3tür. Bi diğeride keten tohumudur. Keten tohumunda da yüksek miktarda omega 3 bulunur. Omega 3 takviye olarak alınıcaksa kesinlikle saf omega 3 alınmalı. İçinde omega 6 ve çeşit çeşit vitaminler bulunanlar yarar değil zarar getirir. Biz normal beslenmemizde zaten yeterince omega 6 alıyoruz. Fazlası omega 3 ün yararlarını yok eder…
-zeytinyağı mutlaka soğuk sıkma olarak tüketilmeli. Alkali yağlardandır.
-hindistan cevizi yağı alkali yağdır. Doymuş yağ olmasına rağmen vücut tarafından çok güzel kullanılır. Özellikle sebze sotelere acayip lezzet veriyo. Kızlar denedim tavsiye ederim.
-ayçicek yağı, mısırözü, fındık yağı gibi yağlar ısıl işlemden geçtiği için artık yararlı bi yanları kalmadığından kullanmamak ta yarar var.
-kalsiyum açısından hep peynir, süt yoğurt zengindir diye söylenir. Halbuki bu tür kalsiyum kaynağı sayılan hayvansal gıdalar alkali olmak için kalsiyum karbonat kullanır. Kalsiyum karbonatta kemiklerden çalınır. Yani kalsiyum almak için vücudumuzdaki kalsiyumdan feragat ederiz. Keçi sütü, peyniri, yoğurdu bu açıdan çok iyidir. Rahatlıkla tüketilebilir.
-Kalsiyum açısından zengin bi çok bitki var. Özellikle badem kalsiyum deposu ve yüksek alkalidir. Diğerleri:
Tarhana, kuru bamya, asma yaprağı, fındık, roka, mazdanoz, taze nane, susam, nohut,kurutulmuş patlıcan, kuru incir, ayçekirdeği, karalahana, kivi, ıspanak, mercimek ve kuru kayısı…. Bunları en çok kalsiyum içerenden en aza doğru yazdım.
-D vitamini çok önemli. Eğer D vitamini yeterince almazsak barsaklardaki kalsiyum emilimi azalır. Ve yine asitli gıdaların nötrleşmesi için vücudumuzun kendi kalsiyum rezervlerinden kalsiyum çalınır. D vitamini alkalidir. Eczanelerden d vitamini takviyesi alınmasında fayda vardır.
buğdayın -glütensiz olanı tavsiye ediliyor. Ben memleketten kendi buğdayımızdan bi çuval değirmende öğütülüp kepeği ayrılmadan göndermelerini istedim. Ekmeğimi ondan yapıcam. Bu durumda ruşeyni de içinde olucaktır. Lif bakımından da zengin olucaktır. Ölçülü tüketilirse ve yanında alkali gıdalar alınırsa hiç bi problem olmayacaktır diye düşünüyorum. Bu tamamen benim fikrim. Glütensiz un hem pahalı, hem de ekmek kalitesi düşük oluyo. Bunun yerine kara buğday tercih edilebilir. Kara buğday buğdayın doğadaki ilk halidir. Bozulmamıştır. O yüzden oldukça yararlıdır. Buğdaya göre daha çok protein içerir, lif bakımından çok zengindir.
-mayalı ve fermante olmuş besinlerin hemen hepsi asittir. Elma sirkesi hariç. Ben elma sirkemi kendim yapmıştım. 5 gün önce analandı. Süzdüm ve misss gibi onu içiyorum. Doğal va hazır diye satılanlara on basar. Oldukça keskin bi sirke oldu. Şu anda analanmasını beklediğim iki büyük kavanoz daha sirkem var. Onlarda olunca süzüp kullanmaya başlayacağım.
-beyaz etler aynen karatay diyetinde olduğu gibi serbest dolaşan özgür tavuk, hindi bulabilirseniz yiyin. Bunların kalorisi kırmızı ete göre düşük, protein miktarı kırmızı ete göre yüksek, yağ oranı da oldukça düşüktür. O yüzden daha sağlıklıdır.
-balıklardan özellikle somon, hamsi , sardalye, ton balığı ve uskumru çok tavsiye ediliyor. Ben ton balığı konservesi aldım dün. Bu gün öğle yemeğinde onu yemeyi düşünüyorum.
-yumurtanın beyazı alkali, sarısı asittir. Bu yüzden 4 beyaza 1 sarı tüketilmeli ki nötr olsun. Köy yumurtası tüketin. Ben öyle yapıyorum. Önceden bunlar nerden bulunurdu bilmezdim. Araştırınca bulunuyo. Trabzon gibi yerde doğal taze sağılmış keçi sütü bulabildiysem herkes herşeyi bulabilir. Trabzonda keçi besleyen yok denecek kadar az. O yüzden bunu söylüyorum.
-badem sütü süper alkali. Ben dün 1 bardak bademi süt yapmak için ıslattım. Biraz sonra yapıcam. Sonuçlarını yazarım. Haftada iki kez badem sütü tüketmek çok yararlı. İçindeki kalsiyum ve magnezyum sayesinde yüksek alkali yapabilme kapasitesi var.
-keten tohumu ishali olan öğüterek, kabızlığı olan tohumunu bi gece önceden 1 bardak sıcak suyla ıslatıp ertesi gün tohumlarıyla birlikte suyunu içerek tüketmeli. Yüksek oranda bitkisel protein içeriyor. Üstelik balık haricinde en yüksek omega 3 keten tohumunda var. Tabi bi de balıkta bulunabilecek ağır metaller keten tohumunda olmadığı için çok daha vazgeçilmez olmalı. Bi de lif kaynağıdır. Kan şekeri kontrolü ve yağ yakımı sağlar
-çiğ sebzelerin hepsi alkalidir. Yediğiniz asitli gıdaların yanında o gıdaların 4 katı çiğ sebze tüketirseniz asitlerini yok etmiş olursunuz.
-sebzeleri pişirerek yiyecekseniz mutlaka çok düşük ısıda, kendi buharıyla pişmelerini sağlayın. Bi de tam öldürmemeye gayret edin. Pişmiş sebzelerde alkalidir.
-çim suyu… buna kafayı takmış durumdayım. En kısa zamanda buğday alıp çimlendirip suyunu içmeyi deneyeceğim. Çimlendirmek çok kolay. Kısa sürede çimlenme sağlanıyo. Buğday, arpa çimi suyu süper gıda grubunda yer alıyo. Bu suda ihtayaç duyduğumuz her türlü besin mevcut. Tüm amino asitler, protein ve vitaminler çim suyunda mevcut. Mesela 5 gr çimde 114 gr çiğ ıspanaktan daha fazla protein ve lif var.
-tekrar elma sirkesine gelelim. Akşam yatarken içilecek 1 bardak doğal elma sirkeli su hem sabah idrarını alkali yapıyo hem de idrar yollarını temizliyo. Faydaları saymakla bitmez. Krampları önler, fibromiyalji gibi kas hastalıklarında iyileşmeyi sağlar, cildi saçları tırnakları güzelleştirir vs vs
-limon ve misket limonu alkali olmayı sağlayan en pratik yol. Kendisi asitli olan bu meyve yenildiğinde alkaliye dönüşüyo. Yüksek alkali yapabilme gücüne sahip.
-karbonatın enteresan bi durumu var. Kanımızda bikarbonat bulunur. Mutfakta kullandığımız karbonat hemen hemen kandakiyle aynı yapıdadır. Vücut için en temel alkali tamponu bikarbonattır. Kesinlikle içebilen karbonatla alkali edilmiş suyu içsin. Ölçüsü 1 lt suya yarım çay kaşığı eczaneden alınan saf İngiliz karbonatı…. Eğer bulamazsanız mutfakta kullandığınızı da kullanabilirsiniz.

PH
Sabahları eczanelerde satılan ph çubuklarıyla ilk idrarınızda ölçüm yaparak alkali ya da asit durumunu görebilirsiniz. Eğer idrar ph seviyesi 7 ve altıysa gün içinde alkali beslenmeyi arttırın. Eğer 7 nin üstündeyse alkalisiniz demektir.

TUZ
Kesinlikle hazır sofra tuzunu mutfağınızdan çıkarın. Bunun yerine kaya tuzu, deniz tuzu ya da en iyisi himalaya tuzu kullanmaya başlayın. Sofra tuzu doğal tuzun rafine edilerek içindeki 84 mineralden 82 i yok edilip sadece sodyum ve klorür kısmı bırakılarak yapılır. Bu da sağlık için çok zararlıdır. Doğal tuzlarda sodyum oranı yüksek klorür oranı düşük ve diğer 82 mineralde saf halde bulunur. Bu vücut için yararlıdır.

ORANLAMAYI ÖĞRENMEK
Gün içinde yediğimiz besinlerin dörtte üçü kesinlikle alkali besin olmalıdır. Kalan dörtte biri asitli olabilir. Dilediğinizi dilediğiniz kadar yiyebilirsiniz. Yeter ki orana riayet edin.

HIZLI KİLO VERMEK
Hızlı kilo vermenin ve belden incelmenin en kolay yolu, çiğ sebze tüketmektir. O yüzden özellikle akşamları en geç saat 7 gibi çiğ sebzelerden yapılmış salata yiyerek geçiştirirseniz direk belden incelmeye başlarsınız. Sonrasında yatana kadar sebze suyu tüketebilirsiniz. Bu arada sebzeler içinde kalite rengin açıktan koyuya geçişi ile orantılı olarak artar. Beyaz, kırmızı, yeşil ve mor… en üstün olanı mor dur…

KAÇAMAK YAPARSAK
Diyelim ki kaçamak yaptık. O zaman mutlaka peşinden alkali bi gıda tüketmeliyiz. Kaçamaklarımızı akşam yemeğinden sonraya bırakmamamız lazım. Gün içinde özellikle tatlı şeyler yeme isteğimiz geldiyse bastırmayın yiyin. Ama mutlaka peşinden alkali bişeyler tüketin. Özellikle böyle bi durumdan sonra sebze suyu içerseniz yediğiniz tatlının kilo yapacağı ya da sağlığınızı kötü yönde etkileyeceği gibi şeylere kafa yormanız gerekmez.

AZ ASİTLİ BESİNLER
Kuzu eti, hindi eti, tavuk eti, maden suyu, tereyağı.

ÇOK ASİTLİ BESİNLER
Ketçap, mayonez, hazır soslar, soya sosu, alkol, çay, kahve, kafein, çikolata, ekmeğe sürülen çikolataların hepsi, kızartmalar, kömürde pişirilmiş etler, işlenmiş etler, şekerli gıdalar, beyaz unlu gıdalar, bisküvi, cips, sofra tuzu, mayalı gıdalar, malt içecekler, kahvaltı gevrekleri, şekerli besinler, sofra şekeri, bal, bısır şekeri, meyve şekeri, basit karbonhidratlardaki şeker, mısır, beyaz piniç, beyaz un, inek sütü, inek peyniri, doymuş yağlar, kızartma yağları, etler, arpa, çavdar ve yulaf, fermante ürünler, mikrodalgaya girmiş bütün yiyecekler, tatlandırıcılar….

AKŞAM YEMEĞİNDE YERSEK KİLO ALDIRACAK YİYECEKLER
Tüm şeker içeren besinler ve içecekler, kolalı içecekler- özellikle diyet kola- baklagiller, süt, peynir, yoğurt, her tür süt ürünü, tohumlar, kuruyemişler, meyveler, kuru meyveler, alkol, un içeren herşey, çorbadaki un dahil…, pilav, patates, mayonez, ketçap, nar ekşisi, soya sosu, hardal gibi tüm soslar, kırmızı, sarı, turuncu renkli sebzeler… bu sayılanlar akşam yenirse kilo vermeyi engeller. Hatta kilo yapar. Akşam hi bir şekilde kanda insülin olmamalı. Kilo vermek isteniyorsa insülin salgılatacak her tür gıdadan uzak durulmalı. Tabi bu sadece akşam öğünü için geçerli.

DİNNER CANCELLİNG
Yani akşam yemeği iptali. Haftada bir akşam yemeği yemiyerek anti-aging uygulaması yapmak. Bu çok ciddi kilo vermeyi sağlar. 40-45 yaşından sonra akşam yemeğine vücudun ihtiyaı yoktur. Akşamları hiç karbonhidrat alınmazsa ve haftada bir gün de akşam yemeği atlanırsa bel bölgesi çok hızlı olarak incelir. Gündüz çok yemek yeseniz bile beliniz incecik kalır. Bu arada cildimiz tüm diğer sistemlerimiz gibi gece tamir edilir. Eğer kanda insülin varsa bu tamir başlamaz. Bu yüzden yaşlanma kırışıklık filan erken yaşta başlar.

HADİSENİN ÖZETİ
-Alkali olmak her hastalığın ilk çaresidir
-asitli beslenmenin sonuçları yıllar içinde ağırlaşarak görülmeye devam eder. Hasar gittikçe büyür. Mesela metabolik sendrom denilen insülin duyarsızlığı 8-10 yıl içinde şeker hastalığına dönüşebilir.
-asitlenme azar azar, tek tek bütün hücreleri tahrip ederek günden güne ilerler.
-alkali yaşarsak hastalıklar bizden uzak durur. Fit, ince, sağlıklı bir bedene, parlak ve taze bir cilde, sağlıklı beyne ve ruha sahip oluruz.


ARKADAŞLAR. BU BİLGİLERİ KİTAPTAN OKUYUP TA ANLADIĞIM KADARIYLA YAZDIM. ORADA HÜCRE BAZINDA GELİŞEN OLAYLAR ÇOK DETAYLI ANLATILIYO. ELİMDEN GELDİĞİNCE DETAYA GİRMEDEN YALIN Bİ ŞEKİLDE ANLATMAYA ÇALIŞTIM. İNŞALLAH FAYDASINI HEPİMİZ GÖRÜRÜZ.

elıne sağlık canm hepsını ayrı ayrı ıncelıcem once namazımı kılayım ve sporumu yapayımda sonra ırdeleye ırdeleye okurum
 
kılo bıldırımı yapmayan arkadaşlar en kısa zamanda bıldırımde bulunsun kızlar gecen haftakı gıbı sorunlar olmasın ınsallah :KK16:
 


Canım benim. Yaşadıkların senin yaşında biri için o kadar ağır ki.... İnan çok ama çok üzüldüm. Ve emin ol şu anki yaşadığın ikilemi çokkk iyi anlıyorum. Hayatım, ben sen bilirsin... Sonuçta senin ilişkin filan diyemiycem. Çünkü böyle başlayan bi ilişkinin ileride nelere maaal olduğunu çok iyi biliyorum. meselenin özünü kavraman lazım.... Tahminim erkek arkadaşın oldukça sosyal, girişken, konuşkan filan biri... Tam terside olabilir ama ben atılgan olduğu tahminiyle olayı açıklamaya çalışıcam. Aslında burdan da yola çıkmayayım... Kendi bireysel ortamında nasıl davranırsa davransın yaptığı hareketler kesinlikle kendine güveninin sıfır olduğunu gösteriyo. Bu arada kendisi de sütten çıkma ak kaşık değil. Bu tür davranışlara psikolojide yansıtma denir. Yani kendisi yapar, ya da düşünür, ya da hayal kurar ve karşısındaki bunları yapmış, düşünmüş ya da hayal etmiş gibi saldırır. Aslına bakarsan bu gün bi psikiatriste gitseniz büyük ihtimalle paranoyik kişilik bozukluğu tanısı konulacaktır. Yada paranoik şizofren.... Bu tipler toplumda çok sevilir, yani kendi ortamında... Durumlarını çok güzel gizlerler. En yakınları ancak bilirler asıl hallerini. Özellikle duygusal ilişkilerde sürekli gel gitleri olur. O kadar ki partneri ne zaman konuşup ne zaman susacağını, ne zaman oturup ne zaman kalkacağını hatta ne zaman ağlayıp ne zaman güleceğini bilemez hale gelir. Çünkü tutarlı değillerdir. Tutarsızlıkları yüzünden dün hoşlandığı şey için ertesi gün iğrenilesi bi şeymiş gibi davranabilir. Kesinlikle tedavisi yoktur diyebilirim. Daha doğrusu tedavi edilebilmesi için kendisinin hasta olduğunu kabul etmesi ve ömür boyu tedavi görmeyi kabul etmesi gerekir. Bu tür durumlarda psikologlar filan pek işe yaramaz. Çünkü psikoloğa karşı dürüst olmazlar. Aslında kimseye duyguları konusunda dürüst olmazlar. Duygu sömürüsü yapmayı çok iyi bilirler. Kendilerini affettirmeyi filan.... Böyle biriyle evleneceğine kendini gökdelenden aşağıya at daha iyidir. Evlilikte bu durumlar 10 kat, 100 kat artıcaktır. Çünkü artık sen kesin ona ait olmuş olacaksın. Bi zaman sonra çalışma diyecektir. Çalışırsan kendi işini yapamaz olur. Çünkü seni kollamaktan ve sağı solu da kesmekten :KK4::KK4::KK4: dolayı işine konsantre olamaz. Şu anda benim sana böyle akıllar verdiğimi bilse ne dinim, ne imanım, ne ölmüş anam kalır sövülmedik. Buna eminim. Evlilik hayatında çok sevilirsin, sevildiğini bi türlü hissedemezsin hayatım... Hakettiğin saygıyı göremezsin. Bi de üstüne aldatılırsın. Bunun senin güzelliğinle çirkirliğinle ilgisi yok. Tek nedeni senin ondan zeka ve duygusal olarak üstün olman. Bunu hayatı boyunca hazmedemeyecek. Sen pratik zekalı bi kızsın. Ayaklarının üstünde sağlam durabilen bi kız. O ise arkasını birilerine yaslamadan yaşayabilecek biri değil.

Benden sana abla nasihati... Seni annen elin ruh hastası ömür boyu eziyet etsin diye doğurmadı. Ki bunun sonu budur. Evlilik çocuk oyuncağı değil. Böyle biriyle evlilik yaparsan kendi ruh sağlığının bozulmasını at bi kenara olacak çocuklarınızında sağlıklı olması mümkün olmaz. Onların gelecekteki hayatlarınıda mahvedersiniz. Sen çok sevdiğini söylüyosun ya... Emin o hissettiğin şey sevgi değil. Bağımlılık. Ve tamamen hormonal. Onun sana bi tebessüm ettiğini görmek, elini tutması, saçını okşaması içini eritir. Ama emin ol, bu ilişkiyi bitirip kendini azat ettikten sonra aynen sigara bağımlılığı gibi ilk bir ay çok üzülüp, sonra biraz daha az, sonra daha az.... ve bi bakmışsın anılarda kalmış ve gerçekten sana değer veren, incitmekten sakınan, kız arkadaşıyla sosyal ortamda gurur duyan ve senin de böyle birine sahip olduğun için gurur duyacağın biri var yanında. Başta dediğim gibi o kadar gençsin ki... Sakın onun seviyorum vs tuzaklarına düşme. Ondan yana karar verirsen hayatın için baştan sonu belli bi kumar oynamış olucaksın. Buna değermi... Böyle biriyle yapacağın evlilik sadece seni, çocuklarını değil; anneni babanı da mahveder. Çok yanlız kalırsın... Ve şu ana kadar ağladıkların yalanmış gelir.... Ömrün ağlamakla geçer. Seni çok sevdim ablacığım. Kendi evladım olsa emin ol bunları söylerim. Bizler yaşadık ve gördük. Herkes bir olurmu deme.... Bu modeller aynıdır. Erkekler basit yaratılmıştır. Bi kaç tipi vardır. Sakin olanları, agrasif olanları, uyuz olanları ve ruh hastası olanları... Kadınlar daha karmaşıktır bu açıdan.... Yani seninki ruh hastası. Bundan emin olabilirsin. Hatta şu ana kadar yaşadıklarını kendin git bi psikoloğa anlat... Onun davranışlarını anlat. Paranoyak olduğundan şüphelendiğini söyle. Ve eğer evlenirsem nelerle karşılaşabilirim diye danış. Alacağın yanıtı ben biliyorum ama sen yine de bi yap. Ben ikna edemediysem eminim psikolog ikna edecektir seni... Kendini göz göre göre ateşe atmış olursun balımmmm. Sakın kendini yakma. Tekrar söylüyorum. Seni anneciğin elin ruh hastası mahvetsin, eziyet etsin diye doğurmadı.. bunu sakın aklından çıkarma. Bu dünyada senden daha değerli kimse yok. Bunu da aklından çıkarma...

Hatice abla o kadar guzel yazmissin ki.. Baslarda evlenme dusuncesi cok guzel gelirdi ozunde cidden cok iyi bi insan iyi oldugunda ondan iyisi yok ama kotu oldugunda.. Besiktasta bana kac kere bagardigini hatirliyorum veya sinirden boynumdaki kolyeyi kopardigini okulda bana sinirlenip duvara yumruk atip gocerttigini.. Bu sorun tam onu yansitiyo bu kadar okuyan ben farketmemistim bile zaman ilerledikce sinirim bozuluyo herkesin normalde yapabildigi seyleri yapinca havalara ucuyorum ben hep kendini hakli cikarmayi basariyo bisey oldugu an tansiyonu cikiyo kiyamiyorum.. Ama ben de sikildim artik hep iyiyken guzel kotuyken burnumdan getiriyo hem sinav stresi hem ailemin sinavla ilgili baskilari bi yandan okul en cok da onun baskisi siniri kavgasiyla bas ederek hazirlandim ben sinava.. 18 yasindayim 90 yasinfa hissediyorum bazen nefen ben niye hep benim karsima cikiyo boyleleri :KK14: birakirsam daha kotu olur en azindan bi zaman icinde olmali hem ozunde cok iyi bi insan :KK43: bi de kahretsin ki yengec burcuyum cok duygusalim bu konularda cok baglandim :KK43: her seferinde alttan almaktan begendigim bi tisortu dekoltesine kizar diye alamamaktan arkadaslarim bisey yapalim diyince eve donmem gerekiyo demekten bitim artik 18 yasindayim ya.. Bunlari soyleyince sadakatsizligim herseyim yok uyuzlugum kaliyo galba psikolog en iyi cozum bana gelmis en son 50 yasimda sen evde kalirsin ben motorla avrupayi gezerim diyo bu bile kalbimi kiriyo ben hayatimi onun bu hali icin harcamayi yediremiyorum dusununce.. Ben de insan evladiyim :KK14:

Kuzu sen hangi şehirde okuyosun ?

İstanbulda canim itüde tekstil muhendisligi okuyorum


** 8. TAKIM 359. ETAP **


Nice15 ( 62,4 /// % ) izine ayrıldı
burukcay (63,5 // /% )
sismanvemutsuz ( 96,7/ // % )
efsax ( 84/ 83,9 / 0,1 /% 0,12 )
fezaela (94,2/ / / %)
seval1349( 86,6 // / %)
hatioz(65,5 // / % - )
zygomatic ( 57,4 / / / %)

8. TAKIM ORTALAMASI : %





** 8. TAKIM 359. ETAP **


Nice15 ( 62,4 /// % ) izine ayrıldı
burukcay (63,5 // /% )
sismanvemutsuz ( 96,7/ // % )
efsax ( 84/ 83,9 / 0,1 /% 0,12)
fezaela (94,2/ / / %)
seval1349( 86,6 // / %)
hatioz(65,5 // / % - )
zygomatic ( 57,4 / / / %)
ameliaa ( 69,7/ 68,1 / 0,53 / % 0,76) ​yenı uye kılosu 3'e bolundu hedefı: 55

8. TAKIM ORTALAMASI : %

Kilom sabit bu hafta :KK14: bu strese allahtan almiyorum :KK14:
 
** 8. TAKIM 359. ETAP **


Nice15 ( 62,4 /// % ) izine ayrıldı
burukcay (63,5 / 63,5 / 0 /% 0 )kilosu sabit
sismanvemutsuz ( 96,7/96,7 /0/ %0 )kilosu sabit
efsax ( 84/ 83,9 / 0,1 /% 0,12 )
fezaela (94,2/ / / %)
seval1349( 86,6 // / %)
hatioz(65,5 / 63,1 / 2,4 / % 3,66 )
zygomatic ( 57,4 / / / %)

8. TAKIM ORTALAMASI : %





** 8. TAKIM 359. ETAP **


Nice15 ( 62,4 /// % ) izine ayrıldı
burukcay (63,5 / 63,5 / 0 /% 0 )kilosu sabit
sismanvemutsuz ( 96,7/ 96,7 / 0 / % 0)kilosu sabit
efsax ( 84/ 83,9 / 0,1 /% 0,12)
fezaela (94,2/ / / %)
seval1349( 86,6 // / %)
hatioz(65,5 / 63,1 / 2,4 / % 3,66 )
zygomatic ( 57,4 / / / %)
ameliaa ( 69,7/ 68,1 / 0,53 / % 0,76) ​yenı uye kılosu 3'e bolundu hedefı: 55

8. TAKIM ORTALAMASI : %
 
canım okudum yazdıklarınıda yenmemesı gereken o kadar cok besın varkı yenecek bısey bulamayacakmış gıbı geliyor ınsana ; gayet aydınlatıcı yazmışsın elıne sağlık en ıyısı en yakın zamanda kıtabı alıp bende bı okuyayım
 
Son düzenleme:
bu salatalıklı suyu cok zor tuketıyorum ben ya suya kabak tadı vermıs gıbı cok zor ıcılıyor :KK43:( aslında salatalık ve cılekle yapılması gerekıyormus cılek bulamadım bende tek salatalıkla yapaym dedım ama sımdıye on kere bıten surahıdekı su anca yarıladı daha:KK31:
 
EKSİK VERDİĞİM BİLGİLER VAR ONLARI TAMAMLAYAYIM DEDİM
ORANLAMA NASIL OLMALI?
Sabah ilk idrar ph ını ölçüldükten sonra sonuç;
-alkaliyse (ph ın 7 nin üstündeyse) o gün yiyeceğimiz yiceceklerin üçte ikisi alkali besinler olmalı
-idrar az asitliyse (6-7 arasıysa) o gün yiyeceğimiz yiyeceklerin üçte ikisi alkali besin olmalı ve 1 litre daha fazladan alkali su içmeliyiz.
-idrar çok asitliyse ki bu ciddi sorun var demektir yiyeceklerin dörtte üçü alkali besin olacak şekilde yemeliyiz.
-idrarımız alkaliyse yani idrar ph ı 7 nin üstündeyse sevdiğimiz besinlerden kaçamak yapabiliriz. Kaçamak saati öğle yemeğinden 2 saat sonrası, akşam yemeğinden 2 saat öncesidir. Yaptığımız kaçamağın üstüne hemen 2 bardak alkali su içmeliyiz. Kaçamakta kahve veya et olması daha iyidir. Şekerli gıdalardan uzak durmaya çalışmalıyız.
ALKALİ YAPAN BESİNLERDEN BAZILARI
Limon, yeşil limon, ıspanak, soğan, sarımsak, maydanoz, brokoli, kırmızı biber, salatalık, fasulye, tatlı patates, fındık, badem, susam, keten tohumu, hindistancevizi, hindistancevizi yağı, Hindistan cevizi suyu, zeytinyağı, balık yağı, nar çekirdeği yağı, üzüm çekirdeği yağı, akşam sefası çiçeği yağı, avokado, zerdeçal, kavun, incir, hurma, siyah turp, kurburnu, karpuz, kırmızı pancar, armut, siyah erik, elma, kuşkonmaz, karnabahar, şalgam, keçi sütü, pırasa dereotu, havuç, mercimek, kereviz, erik, bezelye, patlıcan, ceviz, kahverengi pirinç, karabuğday, darı, lor peyniri…
AKŞAM YEMEĞİNDE YA DA SONRASINDA EN UFAK PARÇA KARBONHİDRATLI, ŞEKERLİ BESİN YENİR İÇİLİRSE GECE UYKUDA YAŞLANIRIZ…
AKŞAM YEMEĞİNİ ALKALİ YAPARSAK, İNSÜLİNİ HAREKETLENDİRMEYECEK ŞEKİLDE YAPARSAK GECE UYKUDA GENÇLEŞİRİZ.
 
Hatice abla o kadar guzel yazmissin ki.. Baslarda evlenme dusuncesi cok guzel gelirdi ozunde cidden cok iyi bi insan iyi oldugunda ondan iyisi yok ama kotu oldugunda.. Besiktasta bana kac kere bagardigini hatirliyorum veya sinirden boynumdaki kolyeyi kopardigini okulda bana sinirlenip duvara yumruk atip gocerttigini.. Bu sorun tam onu yansitiyo bu kadar okuyan ben farketmemistim bile zaman ilerledikce sinirim bozuluyo herkesin normalde yapabildigi seyleri yapinca havalara ucuyorum ben hep kendini hakli cikarmayi basariyo bisey oldugu an tansiyonu cikiyo kiyamiyorum.. Ama ben de sikildim artik hep iyiyken guzel kotuyken burnumdan getiriyo hem sinav stresi hem ailemin sinavla ilgili baskilari bi yandan okul en cok da onun baskisi siniri kavgasiyla bas ederek hazirlandim ben sinava.. 18 yasindayim 90 yasinfa hissediyorum bazen nefen ben niye hep benim karsima cikiyo boyleleri :KK14: birakirsam daha kotu olur en azindan bi zaman icinde olmali hem ozunde cok iyi bi insan :KK43: bi de kahretsin ki yengec burcuyum cok duygusalim bu konularda cok baglandim :KK43: her seferinde alttan almaktan begendigim bi tisortu dekoltesine kizar diye alamamaktan arkadaslarim bisey yapalim diyince eve donmem gerekiyo demekten bitim artik 18 yasindayim ya.. Bunlari soyleyince sadakatsizligim herseyim yok uyuzlugum kaliyo galba psikolog en iyi cozum bana gelmis en son 50 yasimda sen evde kalirsin ben motorla avrupayi gezerim diyo bu bile kalbimi kiriyo ben hayatimi onun bu hali icin harcamayi yediremiyorum dusununce.. Ben de insan evladiyim :KK14:



İstanbulda canim itüde tekstil muhendisligi okuyorum




Kilom sabit bu hafta :KK14: bu strese allahtan almiyorum :KK14:

Canım benim. bir an evvel kararını ver. ver ki üstündeki yük kalksın. sen bu çocukla evlenmek ve bu şekilde ömrünü geçirmek istiyormusun. yoksa hayalindeki evlilik bu olmadığı için ayrılmak mı istiyorsun. kararını vermeden asla huzur bulamazsın. yaşadığın gelgitler seni yer bitirir. onu ise besler. ona bu kadar bağlı olman burcunla alakalı değil. neyle ilgili biliyomusun. seni kırıyo, bin parçaya bölüyo... o kadar ağır geliyo ki yaşadıkların kimseyle paylaşamıyosun. başını yaslayıp doya doya ağlayabileceğin kimsen yok. varsa da senin durumunu anlamaktan acizdirler muhakkak... bu sefer ne oluyo... seni kıranın kollarına sığınıyosun. onun tesellisinde huzur buluyosun. o seni teselli etmedikçe yüreğin parçalara ayrılmaya devam ediyo. ve sen onun omuzuna başını koyduğunda, ya da sana şöyle içten gele gele sarıldığında bütün hıncına, öfkene, kırgınlığına rağmen olanları unutacak noktaya geliyosun. bu durum sevgi değildir tatlım. yanlızlıktır. seni sadece kendine mecbur etmek için izole etti... şimdi ise gerçekten dertleşip huzur bulabileceğin kimsen kalmadı. anneyle babaylada paylaşılmaz bunlar.
yapman gereken ilk şey kimsenin omuzuna ihtiyacın olmadığına, kimsenin seni teselli etmesine muhtaç olmadığına, güçlü olduğuna inanıp başını dik tutman. ayrılık konuları gündeme geldiğinde tlf dan acaba arayacakmı, mesaj atacakmı huzursuzlukları yaşayacağına kendini deli gibi meşgul edecek bişeyler bulmak... acilen bi psikiatriste gidip ruhen seni güçlendirecek takviye bi tedaviye başlamak... ama sakın bunu uzun süreli tutma. karar aşamasına gelene dek biraz güçlen, sonra ayrılık aşamasının baskılarını atlat ve ilaçları bırakmak istediğini doktorunla paylaşarak bırak.
ayrılmaya karar vermeni kolaylaştıracak yollar vardır. mesela yaptığı her kırıcı harekette ben bunu mu seviyorum yaaaa de kendine. bunun içinmi göz yaşı döküyorum de.. onun sana elini uzatıp af dilemesine izin verme. yavaş yavaş bi duvar ör. o duvar senin ruh halinle paralel olarak güçlenecek. çok uzun sürmez bu durum. bu arada çok iyi zamanları olabilir. sana kendini müthiş hissettirecek şeyler yapabilir. bunları yaşarken bile yalan olduğunu, o anki huzurun, mutluluğun kalıcı olmadığını aklından çıkarma.
söylediğin bişey var. aslında o çok iyi biri diyosun. kesinlikle iyidir. en kötüsü de budur zaten. kötü olsa senin onunla ne işin olur dimi. iyi kalpli olduğu için ayrılmak zorlaşır. ama ne kadar iyi olursa olsun, yaptıklarının, söylediklerinin hatta yüz el kol mimiklerinin hareketlerinin seni ne kadar incittiğini iş işten geçtikten sonra farkedecek kadar ego sahibi biriyle ömür geçmez... hayatı boyunca sorumluluktan kaçar. yaptıklarının bedelini ödemek istemez. en yakınındakilere ödetir. aliye kızar gelir sana çatar, patronu ters bişey söyler işi bırakır. fatura ödenecektir elektrik, su kesildikten sonra devlete söver. faturayı ödememiş olması önemli değildir... devlet ona her koşulda hizmet vermeye devam etmelidir. bu durumda sen de onun bütün kötü hallerine rağmen en mükemmel partner olmaya devam etmek zorundasındır. ve bunu hayatı boyunca senden bekler. ve bu beklenti onun için çok doğaldır. kadın her zaman kadınlığını bilecek. kıyamet kopsa o asaletinden, zerafetinden, kıyafetinden, ağzından çıkan her kelimeden, bakışlarından, saç modelinden, kaşından-gözünden, oturmasından kalkmasından.........................( o kadar uzun ki liste) yani tüm bunları kadın ölüsü olsa dirisi olsa en mükemmel şekilde yapmaya devam edecek, dikkat edecek.... onun sevdiği kız herkesten mükemmel olucak. çünkü o tozdan bile kıskanır. çünkü o sıradan bi insan değildir. o normal insanlardan daha üstündür. bakış açısı çok daha iyidir. normal insanların düşünemediği nüansları çok iyi düşünür ve önemser. ve bunlarla gurur duyar. kendini özel hisseder. o yüzden bu halleri olduğunda takdir edilmek ister. edilmedimi karşısındaki gerizekalı olur, aptal olur, cahil olur... başka şeyler de olur ama onları söylemeyeyim...
tatlım bir an evvel karar ver. doktora git. bunlardan haberi olmasın. yavaş yavaş uzaklaşmaya, mesafe koymaya başla. ruhsal açıdan kendini güçlendir. senin bi sağ eli vururken sol elini uzatan birine hiç mi hiç ihtiyacın yok. onun ihtiyacı olan ise bi köy kızı... alsın mutlu mesut yaşasın. [/SIZE]
[/COLOR]
 
Bu resmi dün çekildim. gerçi boydan değil ama (niye boydan çekilmediysem artık... hiç aklıma gelmemiş) yine de omuzlardan belden anlaşılıyo kilom. haftaya yine bi resim çekilip yükleyeceğim. kıyaslarız. öncesi sonrası gibi filan olur. ben de daha çok gaza gelirim. bu arada leoparlı olan benim :KK9::KK9::KK9::KK9:
 

Eklentiler

  • $semoþ ve özlemle 3.jpg
    $semoþ ve özlemle 3.jpg
    81,1 KB · Görüntüleme: 60
bu salatalıklı suyu cok zor tuketıyorum ben ya suya kabak tadı vermıs gıbı cok zor ıcılıyor :KK43:( aslında salatalık ve cılekle yapılması gerekıyormus cılek bulamadım bende tek salatalıkla yapaym dedım ama sımdıye on kere bıten surahıdekı su anca yarıladı daha:KK31:

salatalıklı su hakkatten çiğ kabak tadı veriyo. o yüzden ben de salatalıklı bi dün yaptım. daha da yapmamaya karar verdim. ya da önce ki gün de mi yaptıydım unuttum. bi de acıktırıyo. seninle benim biraz damak zevkimiz benziyo gibi. dereotundan hoşlanmamamız, karbonat sevmememiz, maden suyu içemememiz ki zaten maden suyu asittir filan benziyo sanki. muhtemelen şimdi söyleyecek olduğum su hoşuna gidicektir.

bi sürahi suyun içine -benim sürahim 2 litre alıyo- yarım çubuk tarçın, 1 havucu, 2 dilim greyfurt -fazla koyunca suyu çok acılaştırıyo- 2-3 dilim yani bunlar halka dilimler- limon ve biraz limon sıkıyorum. bi 5 dakka sonra içmeye başlıyorum. sabah ilk işim sarmısaklı limon suyu içmek, arkasından bunu hazırlamak. bu suyu içtikçe içesim geliyo. ben suyu galiba yanlış hesaplıyorum. bunu şimdi farkettim. 2 sürahi haricinde neredeyse her sabah en az 2-3 bardak haricen su içiyorum. onun dışında çocuklardan su istesem çeşmeden koyup geliyolar. onlar da alıştı içine limon damlatıyolar.

Bu arada aslında yenecekler listesi epey uzun. netten araştırabilirsin. sebzelerin hepsi sağlıklı ve alkali... istediğin kadar yiyebilirsin. süt grubundan koyun ve keçi ürünlerini tercih etmek gerekiyo.
 
salatalıklı su hakkatten çiğ kabak tadı veriyo. o yüzden ben de salatalıklı bi dün yaptım. daha da yapmamaya karar verdim. ya da önce ki gün de mi yaptıydım unuttum. bi de acıktırıyo. seninle benim biraz damak zevkimiz benziyo gibi. dereotundan hoşlanmamamız, karbonat sevmememiz, maden suyu içemememiz ki zaten maden suyu asittir filan benziyo sanki. muhtemelen şimdi söyleyecek olduğum su hoşuna gidicektir.

bi sürahi suyun içine -benim sürahim 2 litre alıyo- yarım çubuk tarçın, 1 havucu, 2 dilim greyfurt -fazla koyunca suyu çok acılaştırıyo- 2-3 dilim yani bunlar halka dilimler- limon ve biraz limon sıkıyorum. bi 5 dakka sonra içmeye başlıyorum. sabah ilk işim sarmısaklı limon suyu içmek, arkasından bunu hazırlamak. bu suyu içtikçe içesim geliyo. ben suyu galiba yanlış hesaplıyorum. bunu şimdi farkettim. 2 sürahi haricinde neredeyse her sabah en az 2-3 bardak haricen su içiyorum. onun dışında çocuklardan su istesem çeşmeden koyup geliyolar. onlar da alıştı içine limon damlatıyolar.

Bu arada aslında yenecekler listesi epey uzun. netten araştırabilirsin. sebzelerin hepsi sağlıklı ve alkali... istediğin kadar yiyebilirsin. süt grubundan koyun ve keçi ürünlerini tercih etmek gerekiyo.

bı araştırayım baklım cnmm salatalıklı suyuda doktum daha fazla ıcemıcem mıdemı bulandırdı ya,bu senın yaptığını denıyeyım bakalım bıde cnm
 
bı araştırayım baklım cnmm salatalıklı suyuda doktum daha fazla ıcemıcem mıdemı bulandırdı ya,bu senın yaptığını denıyeyım bakalım bıde cnm

tamam hayatım. şimdi ben yenisini hazırladım. 3 dilim limon, 2 dilim greyfurt, biraz limon sıktım içine, yarım çubuk tarçın koydum. başladım içmeye...
 
BU GÜN NELER YEDİM

Sabah aç karna 1 küçük çay bardağı limon sarmısak kürü
1 bardak alkali su

KAHVALTI: 2 bardak şekersiz alkali damlatılmış çay
3 dilim ekmek
25 gr taze hindistan cevizini 3 kaşık tahin pekmeze rendeleyip karıştırdım, afiyetle yedim.
1 dilim keçi peyniri

ARA : 5 gr kadar goji üzümü
1 bardak badem sütü- kendim hazırladım. çok hafif bi süt oldu. badem tadı alınıyo. görüntüsü de bildiğiniz süt. hatta Bereni kandırıp 1 bardak ta ona içirdim.

ÖĞLE : Geç saatte öğle yemeği yedim. 1 küçük dardanel ton
7 yaprak mor kıvırcık marul
bi kaç sap semizotu
bunlardan hazırladığım salataya soğuk sıkma zeytinyağı, bol limon, zerdeçal, deniz tuzu koydum.
1 bardak kendi mayaladığım keçi yoğurdundan yaptığım ayran

ARA : 15 gr kadar taze hindistan cevizi yedim.


AKŞAM YEMEĞİ YEMEYECEĞİM. Saat 7 itibariyle 5 gr kadar kuru goji üzümü (kurt üzümü-tadı bademe benziyo. çok hoşuma gitti) ve 2 salatalık yavaş yavaş yiyip geçiştiricem.

Toplam kalori:1040 kcal
 
Canım benim. bir an evvel kararını ver. ver ki üstündeki yük kalksın. sen bu çocukla evlenmek ve bu şekilde ömrünü geçirmek istiyormusun. yoksa hayalindeki evlilik bu olmadığı için ayrılmak mı istiyorsun. kararını vermeden asla huzur bulamazsın. yaşadığın gelgitler seni yer bitirir. onu ise besler. ona bu kadar bağlı olman burcunla alakalı değil. neyle ilgili biliyomusun. seni kırıyo, bin parçaya bölüyo... o kadar ağır geliyo ki yaşadıkların kimseyle paylaşamıyosun. başını yaslayıp doya doya ağlayabileceğin kimsen yok. varsa da senin durumunu anlamaktan acizdirler muhakkak... bu sefer ne oluyo... seni kıranın kollarına sığınıyosun. onun tesellisinde huzur buluyosun. o seni teselli etmedikçe yüreğin parçalara ayrılmaya devam ediyo. ve sen onun omuzuna başını koyduğunda, ya da sana şöyle içten gele gele sarıldığında bütün hıncına, öfkene, kırgınlığına rağmen olanları unutacak noktaya geliyosun. bu durum sevgi değildir tatlım. yanlızlıktır. seni sadece kendine mecbur etmek için izole etti... şimdi ise gerçekten dertleşip huzur bulabileceğin kimsen kalmadı. anneyle babaylada paylaşılmaz bunlar.
yapman gereken ilk şey kimsenin omuzuna ihtiyacın olmadığına, kimsenin seni teselli etmesine muhtaç olmadığına, güçlü olduğuna inanıp başını dik tutman. ayrılık konuları gündeme geldiğinde tlf dan acaba arayacakmı, mesaj atacakmı huzursuzlukları yaşayacağına kendini deli gibi meşgul edecek bişeyler bulmak... acilen bi psikiatriste gidip ruhen seni güçlendirecek takviye bi tedaviye başlamak... ama sakın bunu uzun süreli tutma. karar aşamasına gelene dek biraz güçlen, sonra ayrılık aşamasının baskılarını atlat ve ilaçları bırakmak istediğini doktorunla paylaşarak bırak.
ayrılmaya karar vermeni kolaylaştıracak yollar vardır. mesela yaptığı her kırıcı harekette ben bunu mu seviyorum yaaaa de kendine. bunun içinmi göz yaşı döküyorum de.. onun sana elini uzatıp af dilemesine izin verme. yavaş yavaş bi duvar ör. o duvar senin ruh halinle paralel olarak güçlenecek. çok uzun sürmez bu durum. bu arada çok iyi zamanları olabilir. sana kendini müthiş hissettirecek şeyler yapabilir. bunları yaşarken bile yalan olduğunu, o anki huzurun, mutluluğun kalıcı olmadığını aklından çıkarma.
söylediğin bişey var. aslında o çok iyi biri diyosun. kesinlikle iyidir. en kötüsü de budur zaten. kötü olsa senin onunla ne işin olur dimi. iyi kalpli olduğu için ayrılmak zorlaşır. ama ne kadar iyi olursa olsun, yaptıklarının, söylediklerinin hatta yüz el kol mimiklerinin hareketlerinin seni ne kadar incittiğini iş işten geçtikten sonra farkedecek kadar ego sahibi biriyle ömür geçmez... hayatı boyunca sorumluluktan kaçar. yaptıklarının bedelini ödemek istemez. en yakınındakilere ödetir. aliye kızar gelir sana çatar, patronu ters bişey söyler işi bırakır. fatura ödenecektir elektrik, su kesildikten sonra devlete söver. faturayı ödememiş olması önemli değildir... devlet ona her koşulda hizmet vermeye devam etmelidir. bu durumda sen de onun bütün kötü hallerine rağmen en mükemmel partner olmaya devam etmek zorundasındır. ve bunu hayatı boyunca senden bekler. ve bu beklenti onun için çok doğaldır. kadın her zaman kadınlığını bilecek. kıyamet kopsa o asaletinden, zerafetinden, kıyafetinden, ağzından çıkan her kelimeden, bakışlarından, saç modelinden, kaşından-gözünden, oturmasından kalkmasından.........................( o kadar uzun ki liste) yani tüm bunları kadın ölüsü olsa dirisi olsa en mükemmel şekilde yapmaya devam edecek, dikkat edecek.... onun sevdiği kız herkesten mükemmel olucak. çünkü o tozdan bile kıskanır. çünkü o sıradan bi insan değildir. o normal insanlardan daha üstündür. bakış açısı çok daha iyidir. normal insanların düşünemediği nüansları çok iyi düşünür ve önemser. ve bunlarla gurur duyar. kendini özel hisseder. o yüzden bu halleri olduğunda takdir edilmek ister. edilmedimi karşısındaki gerizekalı olur, aptal olur, cahil olur... başka şeyler de olur ama onları söylemeyeyim...
tatlım bir an evvel karar ver. doktora git. bunlardan haberi olmasın. yavaş yavaş uzaklaşmaya, mesafe koymaya başla. ruhsal açıdan kendini güçlendir. senin bi sağ eli vururken sol elini uzatan birine hiç mi hiç ihtiyacın yok. onun ihtiyacı olan ise bi köy kızı... alsın mutlu mesut yaşasın. [/SIZE]
[/COLOR]


Cok haklisin abla 3 gundur aglamaktan gozlerim sisti hala da yapamiyorum.. Sanirim eylule kadar bejlicem cunku terapiste gidicek param yok ama cidden cok aci cekiyorum abla konuyu ayrilmaya getirince bile o uzulucek diye vazgeciyorum
 
Sabah kalkar kalmaz ;

1 bardak soğuk su
1 bardak sıcak su
1 bardak yesıl cay
1tane kuru kayısı

KAHVALTI ;

domates
salatalık
haşlanmış yumurta(baharatlı)
tam buğday unlu ekmek
süzme peynır
5 tane zeytın


ARA ;

1 tane probıyotık yoğurt


SPOR ;

40 dk Plates

SPOR SONRASI ;

açai roiboslu bitki çayı

AKŞAM ;

salatalık, domates, kırmızı bıber ve kuru soğandan oluşan lımonlu coban salata
1 kucuk kase yoğurt


SU: 2-3 lt
 
** 8. TAKIM 358. ETAP ** ALTINCISI :KK71::KK71::KK71::KK71::KK71:


Nice15 ( 62,4 /// % ) Bildirmde bulunmadı
burukcay (63,5 // /% )Bildirimde bulunmadı
sismanvemutsuz ( 97,5 /96,7/ 0,8/ % 0,82)
efsax ( 84,3 /84/0,3/% 0,36)
fezaela (94,2/ / / %) Bildirmde bulunmadı
seval1349( 88/ 86,6 /1,4 / %1,59 )
hatioz(65 /65,5 /-0,5 / % -0,77 )
zygomatic ( 57,4 / / / %) Bildirimde bulunmadı

8. TAKIM ORTALAMASI : 0,25%
 
X