• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

6 bin tl çok değil mi ya?

Arkadaşlar ben de devlet okulunda öğretmenim, öğretmenin neden böyle bir şey istediğini az çok anlayabiliyorum. Sadece toplantıda fikir alsaydı daha iyi olurmuş. Sınıfımda bilgisayar, projeksiyon, fotokopi makinesi yoktu. Sıraların yarısı eksik olduğu için 4 kişi oturdu çocuklar. Bunları devlet karşılamıyor arkadaşlar, keşke karşılasa ama olmuyor. Evdeki bilgisayarı 3 vesait okula getirsem fotokopi makinesini nerden bulacağız? Ödev vermemek en iyisi der geçeriz ama veliler bu sefer de neden ödev yok diyor. Kaynak kitap aldırmak artık yasak. Çantalarında taşımasınlar diye kitapları yerde çöp poşetinde muhafaza ettik 3 yıldır. Bir veli de bir dolap yaptıralım hıcam demedi. Keşke devlet yaptırsa ama öyle birşey yok. Projeksiyon olunca çocuklar kalıcı olarak öğreniyor.
En sonunda geçen sene, kapı kapı tabiri caizse dilenip, konu komşudan toplayarak, kendim de 2 bin lira katarak sınıfta her şeyi tamamladım. Peki ben mecbur muyum bunu yapmaya? Tabi ki değilim ama böylesi eksik, verimsiz sınıfta öylesine öğretmenlik yapıpı, çocuklara verebileceğimden eksik bilgi vermek içime sinmedi. Adım dilenciye çıktı ayrı konu. Şimdi diğer sınıflar fotokopiyi bende çekiyor, dolap için izin istiyorlar, kilitli dolabı bırakın sınıflarda dolap yok. Kim alıcak, öğretmenler mi? Ben veli olsam çocuğumun önceki sınıfta değil, tam teşekküllü bir sınıfta öğrenim görmesini isterim. Ha diyeceksiniz ki yaptın da ne oldu? 5 er lira hikaye parası istedim, olay çıktı, hikaye setlerini de cebimden aldım, almasam olur muydu? Olurdu ama içime sinmezdi. Eğitime harcanan para resmen göze batıyor, oysa en çok bu gerekli. 2 gömlek parasının o okulda 4 sene çocuğa o sınıfın katabileceklerini düşünsek böyle olmaz.
 
Hayır. Ne okul idaresi ne öğretmen okul açıldığından bu yana tanışma hariç toplantı yapmadı zaten.
Biz size söylemiştik dedikleri tanışma günü ayak üstü konuşulan şeyler, karar verilme, onay alma vsyok.
Bizde de sadece tanışma günü konuşuldu, zaten defaatle konuşulmaz ki işte bir kere dendi bitti. Bunlar bunlar ihtiyaç, itiraz eden var mı dendi bizde, kimse itiraz etmedi hatta çok doğru vs konuşuldu. Bağış yapmak isteyen olursa özel görüşebiliriz dedi öğretmenimiz bir de. (çoğumuza kalsa sıraları bile yeniletme taraftarıydık daha yumuşak, rahat, yeni sıralarla 100lira daha verip ama bir kişi bile istemezse olmaz dediler, o yüzden olmadı) yani bunlar konuşulur zaten ilk tanışmada. Keşke siz de gidebilseydiniz, orada sorunca açıklanırdı büyük ihtimalle... Tamamen normal hatta gerekli bir şey çocuklarımızın evden çok okulda vakit geçirdiği, eğitim hayatının temellerinin ilkokulda atıldığını düşününc. Ne kadar rahat eder, kaliteli eğitim alır ve okulu severlerse o kadar da güzel bir gelecekleri olacağına inanıyorum...

Bir de durumu olmayan, ödeyemeyecek olan varsa zaten öğretmenle özel görüşüp izah eder. Bir hayırsever onunkini de öder, bunlar dillendirilmez ki herkesin içinde. Ödeyemeyen ne olacak diye bir argümanı da kabul edemiyorum ben.
 
Yaşadığım şehirde bütün ilkokullarda bu para toplandı. Devlet okulu bu arada. 1. Sınıfa başlayan herkesten istediler.Sınıf mevcudumuz 39 ve 300 tl para toplandı. Yazıcı + laptop+ projeksiyon + perde masa örtüsü vs sınıfın her türlü gideri için toplandı. Ve hatta bazı okullarda temizlik görevlisi yokmuş kadın ayarlayıp sınıfı aylık 120 tl ye temizleteceklermiş. Valla bu sene sistem böyle devlet bize ödenek vermiyor diyor öğretmen..
 
Arkadaşlar ben de devlet okulunda öğretmenim, öğretmenin neden böyle bir şey istediğini az çok anlayabiliyorum. Sadece toplantıda fikir alsaydı daha iyi olurmuş. Sınıfımda bilgisayar, projeksiyon, fotokopi makinesi yoktu. Sıraların yarısı eksik olduğu için 4 kişi oturdu çocuklar. Bunları devlet karşılamıyor arkadaşlar, keşke karşılasa ama olmuyor. Evdeki bilgisayarı 3 vesait okula getirsem fotokopi makinesini nerden bulacağız? Ödev vermemek en iyisi der geçeriz ama veliler bu sefer de neden ödev yok diyor. Kaynak kitap aldırmak artık yasak. Çantalarında taşımasınlar diye kitapları yerde çöp poşetinde muhafaza ettik 3 yıldır. Bir veli de bir dolap yaptıralım hıcam demedi. Keşke devlet yaptırsa ama öyle birşey yok. Projeksiyon olunca çocuklar kalıcı olarak öğreniyor.
En sonunda geçen sene, kapı kapı tabiri caizse dilenip, konu komşudan toplayarak, kendim de 2 bin lira katarak sınıfta her şeyi tamamladım. Peki ben mecbur muyum bunu yapmaya? Tabi ki değilim ama böylesi eksik, verimsiz sınıfta öylesine öğretmenlik yapıpı, çocuklara verebileceğimden eksik bilgi vermek içime sinmedi. Adım dilenciye çıktı ayrı konu. Şimdi diğer sınıflar fotokopiyi bende çekiyor, dolap için izin istiyorlar, kilitli dolabı bırakın sınıflarda dolap yok. Kim alıcak, öğretmenler mi? Ben veli olsam çocuğumun önceki sınıfta değil, tam teşekküllü bir sınıfta öğrenim görmesini isterim. Ha diyeceksiniz ki yaptın da ne oldu? 5 er lira hikaye parası istedim, olay çıktı, hikaye setlerini de cebimden aldım, almasam olur muydu? Olurdu ama içime sinmezdi. Eğitime harcanan para resmen göze batıyor, oysa en çok bu gerekli. 2 gömlek parasının o okulda 4 sene çocuğa o sınıfın katabileceklerini düşünsek böyle olmaz.
Allah razı olsun hocam. Miniklerinize daha kaliteli bir eğitim vermek için neler yapmışsınız. Malesef öğretmenlerin cebinden çok çıkıyor böyle üstünü tamamlama veya tamamen alma şeklinde...
 
benim evimin karsisinda ilkokul var.bahcesinde de 5 yas grubu icin anaokulu.kayit zamani ellerine listeler vermisler.anaokulundan 500 lira istemisler velilerden.sanirim bircok yerde bu uygulama var.evet olmamasi gerek.ilce milli egitime sikayet edin isterseniz.sonuc cikar mi bilmiyorum ama bu konudaki rahatsizlik resmi yerlere ulasir en azindan.
Anaokulunun aylık aidatı var tabi ki , ücretsiz değil. Yıllık 540 tl .olmaması gerek olmaması gerek . Ama var yani sistem bu.
 
İşleyici ayrıntılı bilmiyorum ama öğretmeninizin tavırları çok itici, kendi bilgisayarımı kullanmak zorunda değilim , dolap yoksa çocuklarınız çantalarını taşır hergün gibi cümleler, öğretmenliği de insanlığa sığmaz. E o zaman öğretmenliğe de zorunda değilsin, git evinde otur.
 
İşleyici ayrıntılı bilmiyorum ama öğretmeninizin tavırları çok itici, kendi bilgisayarımı kullanmak zorunda değilim , dolap yoksa çocuklarınız çantalarını taşır hergün gibi cümleler, öğretmenliği de insanlığa sığmaz. E o zaman öğretmenliğe de zorunda değilsin, git evinde otur.
Yani.
Zor geliyorsa öğretmenlik yapmaya da mecbur değil.
 
Evet bunlar olursa guzel olur. Haklisiniz. Herkes ister bunlari sinifinda. Ama velinin bunlari yapmasi uygun degil devlet okulunda. Her turlu sikayete de acik bir durum. Adam yapmiyorum derse sikayet ederse mesela ogretmeni o zaman ne olacak? Neden bu duruma gelinsin ki? Sirf sinifina sira masa projeksiyon alinsin diye turlu cesit insanla muhattap olmak zor degil mi? Herkese kendini tek tek ifade etmek falan. Zor hocam zor. Veliyle muhatap olmak bu meslekteki en zor sey. Cocuklar bu meslegin en tatli tarafi. Aci olan veliler.
Fotokopi icin ekstra para toplayip kirtasiyeden cikti alinabilir hocam. Yazici isine gelince bence her ogretmenin elinin altinda bir yazici olmali. Sira beklemek iskence cunku. Ben aksamdan evde yazicidan aliyordum, bossa okulda cektiriyordum forokopiyi cok sira varsa kirtasiyeye veriyordum mesela. Simdiki okulumda cikti sirasi yok. 5 ogretmenli bir anaokulundayim. Herkese verilmis bir saat araligi var. Ciktimizi oyle aliyoruz mesela. Ama bu imkanim yokken de ben evimde cikarip kirtasiyede cogaltiyordum. Ne gerek var onca saat sira beklemeye diyordum yani.
Projeksiyon olayina gelince de yine cok gerekli diyemiyorum. Belki de henuz derslerimde kullanmadigimdan. Tadina baksak severiz belki biz de 😁
Bana o yuzden bunlar cok elzem gorunmuyor. Ama kullanana da asla kotu ogretmen demedim. Hicbir yorumumda.

Forum boyunca yorumlarınızı okudum. Aslında sizde devletin eğitime ayırdığı bütçe konusunda şikayetçisiniz. Evet bende aynı şeyi düşünüyorum. Ama devlet eğitim için gerekli meteryalleri sağlamıyorsa bunun muhattabı öğretmen değil. "Veli bunu yapmak zorunda değil" demişsiniz, evet bence de öyle. Ama devlet yapmıyor işte ve bugün Avrupa ülkelerinde bunlar neredeyse her okula temin ediliyor. Eğer bende 4 senede bir kez yüklü görünen bu parayı ödeyip, bu imkanları alabileceksem neden almayayım. Keşke Finlandiya modeli bir eğitim sistemi olsa, ama yok işte. Doğu'da öğretmenlik yapmışsınız, pekde güzel şeyler yapmışsınız. Tebrikler ve teşekkürler.

Ama anaokulu eğitimi ile ilkokul, ortaokul, lise eğitimi aynı değildir. Siz anaokulu öğretmenisiniz, tabi ki kaynak kitaba ihtiyaç duymazsınız. Hiç bir branş öğretmenleriyle MEB kitaplarının yeterliliği hakkında konuştunuz mu? Konuların bir iki sayfa ile resmen geçiştirildiği hakkında fikriniz var mı? Bu kitapta verilen bilgilerle, ortak sınavlarda ki soruların çeliştiğini ve o ortak sınavların çocuklarımızın hayatlarını etkileyecek sınavlar olduğunu. Buralara girersek işin içinden çıkamayız.
Ayrıca anaokulu öğretmeni iseniz, çocukların işitsel, görsel, deneyimleyerek öğrenme farklılıkları hakkında da fikriniz vardır. Buna rağmen görsel ve işitsel öğrenmeyi destekleyen pc, projeksiyonu nasıl gereksiz görürsünüz. Çok gezen mi, çok okuyan mı diye bir söz var. Çok gezenin aklında kalır, çünkü bilgiyi görsel ve işitsel olarakta hafızasına kazımıştır. İnanın buraya "hemen öğretmeni şikayet edin, asın kesin" diyenlerin bir çoğu maniküründen, marka çantasından, otel tatilinden geri kalan tipler değildir. Ama malesef insan olarak adaletli olup muhakeme yeteneğimizi geliştirmek yerine "hüüüloğğ" psikolojisine girmek, düşünmekten daha kolay geliyor. Okullarda yönetim her toplantıda çocuklarınız okula telefon getirmesin getirecekse de tuşlu telefon getirsin diyor. Demek ki ortaokul, ilkokul seviyesinde ki çocukların bile ellinde akıllı telefonlar var ki bu uyarı yapılıyor.

Çocuğuna marka ayakkabı, lisanslı çanta al, full özellikte akıllı telefonu eline ver, avm ler her haftasonu tıka basa dolsun. Ama iş eğitime gelince öğretmen pc istemiş, hadi taşlayalım. Her işin iyisi kötüsü vardır. Uslübunu, tarzını beğenmediğimiz insanlar her meslekte var. Burdaki yorumlarda bile, resmen öğretmene nefret kusan, mahalle ağzıyla konuşan tipler var. Çünkü yapıları bu, araştırmadan, bilmeden, kendine kusur bulmadan karşı tarafa saldırmayı seçerler. "Ne akıllı tahtası, öğretmen totosunu kaldırsın bi zahmet" diye bir yorum bile okudum. Ne çirkin bir üslup. Sanki araştırmış, gereksizliğini emin olmuşta böyle bir yorum yapmayı kendisine hak görüyor. Akıllı tahta denilince aklına, öğretmenin oturduğu yerden telapati yöntemiyle yazdığını falan sanıyor heralde. :)))

Ben Batı'da yaşıyorum Doğu'da değil. Eşimde bende üniversite mezunuyuz. Çocuklarımızın geleceği ile ilgili hedeflerimiz var ve bunları çocuğuna aşılamaya çalışan ebeveynleriz. Eğitimleri için vaktimden, maddiyatımdan, sosyalliğimden fedakarlıklar yapıyorum. Doğu'da ki çocukların projeksiyonumu var, benimkide yetinsin işte kafasında olmadım hiç bir zaman. Mümkün olduğunca çocuğum için şartları iyileştirmeye çabaladım. Bir yardım kampanyası varsa, orada ki çocuk içinde elimden geleni yaptım. Hatta bize 4.senenin sonunda öğretmenimiz, eşyaları ne yapalım diye sordu, oylama yaptı . Buradaki velilerin şartları daha iyi, onlar da kendilerine yeniden yapsınlar diyerek Doğu'da bir okula gönderdik.

Kısacası bir sıra bir kuru tahta dönemi bitti artık. İşimize gelince milletin aya gönderdiği uyduyu alkışlayıp, biz de niye yok diyoruz. Ama 70-80-90 lı yılların eğitim tarzını 2019'a uyarlamaya çalışyoruz. O zaman evlerinizde ki internete tık diye bağlanan lcd tv lerinizi kaldırıp, tüplü tv leri koyun samimiyetiniz inandırıcı olsun. Üzerimize giydiğimiz kıyafetler, saç baş modası bile değişiyor. Teknoloji, bilim sürekli yenileniyor. Velhasıl devletin eğitime sağladığı imkan değişmiyor, bu konuda şikayeti olan gitsin oraya yapsın şikayetini. Günde 30-40 çocukla uğraşan öğretmenleri rahat bırakın mesleğine odaklansın. Çocuğu eğiten o ileride övünen siz olmayacak mısınız?
 
Benim vaktim olmadığı için gidemedim. Komşum gitti konuştu. Aynı şeyler söylenmiş. Eskidi, sınıftan sınıfa taşırken yıprandı vs demişler. Her sınıfa dolap yapılıyorsa niye taşınıyor çözemedim.
Zaten beni sinirlendiren bu emir verici, kaale almama tavrı.
Hem toplantıya gitmiyorsunuz hem de kulaktan dolma laflarla yok çantayı yıl boyunca taşır demiş diye laf ediyosunuz. Kendiniz tüm görevlerinizi düzgün yaptınız mı? Birinci sınıfa giden çocuğun toplantısına mutlaka gidilmeli. Öğretmenle konuşmadan şikayet filan etmeyin . Eğer veremiyecek durumdaysanız bildirin.
 
Aylık sigara masrafı bile, 300-500 olan bir adam kaynak kitaba şikayet ediyorsa, ben onun ebevenliğini sorgularım. Milyoner değilim ama her şey çocuklarımın geleceğine planlı. LGS -TYT- AYT gibi ortak sınavlarda devletin verdiği kitaplar yeterli olmuyor. Her gün 100 soru çözüyor oğlum, okulu bırak eve bile alıyorum, bir çok yayınevinin kitaplarını, her soru çeşidine aşina olsun diye. O adam hiç düşünmemiş mi, bu kitabın faydası ne öğretmene ne müdüre, benim çocuğuma diye. Herşeye muhalefet olan kişilere tavrım ve bakış açım bu yönde.

Diğer yanda,
Asgari ücret alan biri için çok zor inanırım, Allah yardımcıları olsun, ama okullar alamayan ailelere yardımcı olmaya çalışıyor. Bizim sınıfın giderleri için toplanan paradan bir kaç öğrencinin bu ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyorduk. İki ucu pis değnek ama sistem bu. Ve bu sistemin muhattabı öğretmen yada yönetim değil. Onlar aracı sadece.

Konu sahibinin bahsettiği öğretmenin tavrı hoş değil evet, bir toplantı talep edip açıklama yapabilirdi. Ama senelerdir çocuklarım eğitim hayatının içinde kimi soruşturma korkusu, kimi kişiliğinden dolayı bu şekilde davranan öğretmene rastlamadım. Tam tersi normal toplantılarda bile, okul aidatlarının gerekliliğini okul aile birliği yada müdür gelir açıklar. Öğretmenlerimiz girmez devreye.
devlet okulu adı üzerinden devletin olan bir şey parasız olmalı .
 
Hem toplantıya gitmiyorsunuz hem de kulaktan dolma laflarla yok çantayı yıl boyunca taşır demiş diye laf ediyosunuz. Kendiniz tüm görevlerinizi düzgün yaptınız mı? Birinci sınıfa giden çocuğun toplantısına mutlaka gidilmeli. Öğretmenle konuşmadan şikayet filan etmeyin . Eğer veremiyecek durumdaysanız bildirin.
Öncelikle okuduklarınızı doğru anlayın.
Tanışma dışında toplantı yapılmadı, bilgi verilmedi diye yazdım.
Tanışma toplantısına elbette katıldım her veli gibi. Çünkü öğretmeni tanımam gerekir.
Toplantıda bunlar konuşulsaydı neden şok olayım ki?
Evet bazı ihtiyaclar var denildi ama ücret ve ürünler konusuna hiç girilmedi.
Birkaç veli detay öğrenmek için gitti ama ödenecek, yoksa çocuklarınız cahil kalır dendi.
Ne fatura ne makbuz hiçbir bilgi verilmiyor bize
 
Öncelikle okuduklarınızı doğru anlayın.
Tanışma dışında toplantı yapılmadı, bilgi verilmedi diye yazdım.
Tanışma toplantısına elbette katıldım her veli gibi. Çünkü öğretmeni tanımam gerekir.
Toplantıda bunlar konuşulsaydı neden şok olayım ki?
Evet bazı ihtiyaclar var denildi ama ücret ve ürünler konusuna hiç girilmedi.
Birkaç veli detay öğrenmek için gitti ama ödenecek, yoksa çocuklarınız cahil kalır dendi.
Ne fatura ne makbuz hiçbir bilgi verilmiyor bize

Bence detay öğrenmek için giden velilerde, ortalığı karıştırmış biraz. Neden siz gidip konuşmadınız?
Hayatta aldığım en önemli derslerden biri, kimsenin ağzıyla değil, bireysel hareket edeceksin. Gidin öğrenin ikna olun. Tavsiyemi kulak ardı etmeyin, okul çıkışı bahçede, cafede vs. gördüğünüz veli topluluğundan uzak durun. Muhattabından öğrenin, değerlendirin.
 
Bence detay öğrenmek için giden velilerde, ortalığı karıştırmış biraz. Neden siz gidip konuşmadınız?
Hayatta aldığım en önemli derslerden biri, kimsenin ağzıyla değil, bireysel hareket edeceksin. Gidin öğrenin ikna olun. Tavsiyemi kulak ardı etmeyin, okul çıkışı bahçede, cafede vs. gördüğünüz veli topluluğundan uzak durun. Muhattabından öğrenin, değerlendirin.
Başta öyle düşündüm ama gerekirse borç alır öderim diyenler dahil tüm veliler ödemeyi yapınca karışmama kararı aldım.
Bazı veliler kraldan çok kralcı.
 
Forum boyunca yorumlarınızı okudum. Aslında sizde devletin eğitime ayırdığı bütçe konusunda şikayetçisiniz. Evet bende aynı şeyi düşünüyorum. Ama devlet eğitim için gerekli meteryalleri sağlamıyorsa bunun muhattabı öğretmen değil. "Veli bunu yapmak zorunda değil" demişsiniz, evet bence de öyle. Ama devlet yapmıyor işte ve bugün Avrupa ülkelerinde bunlar neredeyse her okula temin ediliyor. Eğer bende 4 senede bir kez yüklü görünen bu parayı ödeyip, bu imkanları alabileceksem neden almayayım. Keşke Finlandiya modeli bir eğitim sistemi olsa, ama yok işte. Doğu'da öğretmenlik yapmışsınız, pekde güzel şeyler yapmışsınız. Tebrikler ve teşekkürler.

Ama anaokulu eğitimi ile ilkokul, ortaokul, lise eğitimi aynı değildir. Siz anaokulu öğretmenisiniz, tabi ki kaynak kitaba ihtiyaç duymazsınız. Hiç bir branş öğretmenleriyle MEB kitaplarının yeterliliği hakkında konuştunuz mu? Konuların bir iki sayfa ile resmen geçiştirildiği hakkında fikriniz var mı? Bu kitapta verilen bilgilerle, ortak sınavlarda ki soruların çeliştiğini ve o ortak sınavların çocuklarımızın hayatlarını etkileyecek sınavlar olduğunu. Buralara girersek işin içinden çıkamayız.
Ayrıca anaokulu öğretmeni iseniz, çocukların işitsel, görsel, deneyimleyerek öğrenme farklılıkları hakkında da fikriniz vardır. Buna rağmen görsel ve işitsel öğrenmeyi destekleyen pc, projeksiyonu nasıl gereksiz görürsünüz. Çok gezen mi, çok okuyan mı diye bir söz var. Çok gezenin aklında kalır, çünkü bilgiyi görsel ve işitsel olarakta hafızasına kazımıştır. İnanın buraya "hemen öğretmeni şikayet edin, asın kesin" diyenlerin bir çoğu maniküründen, marka çantasından, otel tatilinden geri kalan tipler değildir. Ama malesef insan olarak adaletli olup muhakeme yeteneğimizi geliştirmek yerine "hüüüloğğ" psikolojisine girmek, düşünmekten daha kolay geliyor. Okullarda yönetim her toplantıda çocuklarınız okula telefon getirmesin getirecekse de tuşlu telefon getirsin diyor. Demek ki ortaokul, ilkokul seviyesinde ki çocukların bile ellinde akıllı telefonlar var ki bu uyarı yapılıyor.

Çocuğuna marka ayakkabı, lisanslı çanta al, full özellikte akıllı telefonu eline ver, avm ler her haftasonu tıka basa dolsun. Ama iş eğitime gelince öğretmen pc istemiş, hadi taşlayalım. Her işin iyisi kötüsü vardır. Uslübunu, tarzını beğenmediğimiz insanlar her meslekte var. Burdaki yorumlarda bile, resmen öğretmene nefret kusan, mahalle ağzıyla konuşan tipler var. Çünkü yapıları bu, araştırmadan, bilmeden, kendine kusur bulmadan karşı tarafa saldırmayı seçerler. "Ne akıllı tahtası, öğretmen totosunu kaldırsın bi zahmet" diye bir yorum bile okudum. Ne çirkin bir üslup. Sanki araştırmış, gereksizliğini emin olmuşta böyle bir yorum yapmayı kendisine hak görüyor. Akıllı tahta denilince aklına, öğretmenin oturduğu yerden telapati yöntemiyle yazdığını falan sanıyor heralde. :)))

Ben Batı'da yaşıyorum Doğu'da değil. Eşimde bende üniversite mezunuyuz. Çocuklarımızın geleceği ile ilgili hedeflerimiz var ve bunları çocuğuna aşılamaya çalışan ebeveynleriz. Eğitimleri için vaktimden, maddiyatımdan, sosyalliğimden fedakarlıklar yapıyorum. Doğu'da ki çocukların projeksiyonumu var, benimkide yetinsin işte kafasında olmadım hiç bir zaman. Mümkün olduğunca çocuğum için şartları iyileştirmeye çabaladım. Bir yardım kampanyası varsa, orada ki çocuk içinde elimden geleni yaptım. Hatta bize 4.senenin sonunda öğretmenimiz, eşyaları ne yapalım diye sordu, oylama yaptı . Buradaki velilerin şartları daha iyi, onlar da kendilerine yeniden yapsınlar diyerek Doğu'da bir okula gönderdik.

Kısacası bir sıra bir kuru tahta dönemi bitti artık. İşimize gelince milletin aya gönderdiği uyduyu alkışlayıp, biz de niye yok diyoruz. Ama 70-80-90 lı yılların eğitim tarzını 2019'a uyarlamaya çalışyoruz. O zaman evlerinizde ki internete tık diye bağlanan lcd tv lerinizi kaldırıp, tüplü tv leri koyun samimiyetiniz inandırıcı olsun. Üzerimize giydiğimiz kıyafetler, saç baş modası bile değişiyor. Teknoloji, bilim sürekli yenileniyor. Velhasıl devletin eğitime sağladığı imkan değişmiyor, bu konuda şikayeti olan gitsin oraya yapsın şikayetini. Günde 30-40 çocukla uğraşan
rahat bırakın mesleğine odaklansın. Çocuğu eğiten o ileride övünen siz olmayacak mısınız?

Ögretmeni yerenleri kiziyorsun da, kendin pek farkli degilsin. "Yok yerenler full manikür, marka giyiyorlar" "Yok onlar tüplü tv ile tv'ye baksinlar"...

Sanki kötü ögretmenler yok, pozisyonunu istismar eden yok. Burda en basit bir konu okumustum, ögretmenler gününde verilen hediye üzerine. Millet ne pahali hediyeler aliyordu, hatta bazen ögretmenin inisiyatifinde. Bilezikler, takilar,.. Ha tabiki böyle tür hediye istemeyen ögretmenlerde var.

Meslegini sevgi ile yapan ögretmenler var fakat kabul et, son yillarda kalite iyicene azildi. Kpss'de sözlü mülakat ile torpil girla dönüyor. Ögretmenligi iyi bir meslek, tatili bol diye isteyen cok.

Ve evet devlet karslamali okullarin maddi ihtiyaclarini, ancak simdi kim devleti sikayet edebilir? Öyle yigitler kalmadi. Zaten burdaki sorun sadece para istenilmesi degil. Sekildir, tavirdir. Hicbir kanit, makbuz olmadan, para istemek ne kadar etik? Onca olay dönerken, insan bir mesaj ile sak! 300 lira isteyen ögretmene niye güvensin?

Ve bu para konularin hasas oldugunu bilmeyen, ebeveynleri bir toplanti yapacak kadar degerli görmeyen, onlar sanki yürüyen atm' mis gibi davranan bir kisi olgun degildir. Iyi bir ögretmen oldugunu sanmiyorum acikcasi.
 
Son düzenleme:
İsteyene sivrisinek saz, istemeyene davul zurna az, demişler. :) Onca yorumu okumadınız mı? :işsiz:Bence de parasız olmalı hemşirem, ama bunu git devlete söyle, öğretmene değil.
valla düzen böyle deyip geçip oturulmamalı .
bir öğretmen olacak haklı taraflarınız var katılıyorum
 
Ögretmeni yerenleri kiziyorsun da, kendin pek farkli degilsin. "Yok yerenler full manikür, marka giyiyorlar" "Yok onlar tüplü tv ile tv'ye baksinlar"...

Sanki kötü ögretmenler yok, pozisyonunu istismar eden yok. Burda en basit bir konu okumustum, ögretmenler gününde verilen hediye üzerine. Millet ne pahali hediyeler aliyordu, hatta bazen ögretmenin inisiyatifinde. Bilezikler, takilar,.. Ha tabiki böyle tür hediye istemeyen ögretmenlerde var.

Meslegini sevgi ile yapan ögretmenler var fakat kabul et, son yillarda kalite iyicene azildi. Kpss'de sözlü mülakat ile torpil girla dönüyor. Ögretmenligi iyi bir meslek, tatili bol diye isteyen cok.

Ve evet devlet karsimali okullari ancak simdi kim devleti sikayet edebilir? Öyle yigitler kalmadi. Zaten burdaki sorun sadece para istenilmesi degil. Sekildir, tavirdir. Hicbir kanit, makbuz olmadan, para istemek ne kadar etik? Onca olay dönerken, insan bir mesaj ile sak! 300 lira isteyen ögretmene niye güvensin?

Ve bu para konularin hasas oldugunu bilmeyen, ebeveynleri bir toplanti yapacak kadar degerli görmeyen, onlar sanki yürüyen atm' mis gibi davranan bir kisi olgun degildir. Iyi bir ögretmen oldugunu sanmiyorum acikcasi.
Klavyene sağlık.
 
Bizden de istendi 200 TL ayriyetten rulo peçete ,sıvı sabun ,ıslak mendil ,A4 kağıdı verdik .🤷
 
Ögretmeni yerenleri kiziyorsun da, kendin pek farkli degilsin. "Yok yerenler full manikür, marka giyiyorlar" "Yok onlar tüplü tv ile tv'ye baksinlar"...

Sanki kötü ögretmenler yok, pozisyonunu istismar eden yok. Burda en basit bir konu okumustum, ögretmenler gününde verilen hediye üzerine. Millet ne pahali hediyeler aliyordu, hatta bazen ögretmenin inisiyatifinde. Bilezikler, takilar,.. Ha tabiki böyle tür hediye istemeyen ögretmenlerde var.

Meslegini sevgi ile yapan ögretmenler var fakat kabul et, son yillarda kalite iyicene azildi. Kpss'de sözlü mülakat ile torpil girla dönüyor. Ögretmenligi iyi bir meslek, tatili bol diye isteyen cok.

Ve evet devlet karsimali okullari ancak simdi kim devleti sikayet edebilir? Öyle yigitler kalmadi. Zaten burdaki sorun sadece para istenilmesi degil. Sekildir, tavirdir. Hicbir kanit, makbuz olmadan, para istemek ne kadar etik? Onca olay dönerken, insan bir mesaj ile sak! 300 lira isteyen ögretmene niye güvensin?

Ve bu para konularin hasas oldugunu bilmeyen, ebeveynleri bir toplanti yapacak kadar degerli görmeyen, onlar sanki yürüyen atm' mis gibi davranan bir kisi olgun degildir. Iyi bir ögretmen oldugunu sanmiyorum acikcasi.

Görevini kötü yapan her yerde her meslekte var. Bu foruma en az 5-6 yorum yaptım hangisinde bu üslubu alkışladım ki. Geçen sene bir haber okumuş, dehşete kapılmıştım. Bir köyde öğretmen kız çocuklarını senelerce taciz ediyor. O kızlar büyüyor, çocuklarını bile taciz ediyor pislik. Bu olayı yine bir öğretmen ortaya çıkarıyor. Bütün köyle konuşup şikayetçi olmalarını sağlıyor. Kötü eskiden de vardı, şimdi de var. Ne yapalım dünyaya mı küselim, yada hepsine tü kaka mı diyelim. Ben yaşadığım. bildiğimi yazdım. taraf tutmadan. Tekrar okuyun bence, benzer şeyleri düşündüğümüz yerler var.
 
Back