Yıllarca neler gördüğümü anlatsam konu nerelere gelir:))) Kız meslek liselerinde yapılan veli toplantılarında "kızınız çantasında okul kitabı yerine ruj saç düzleştirici getiriyor, çıkışlarda arkadaşlarından zorla para alıyor" diye bilgilendirilen velilerin öğretmenlerin üzerine yürüyüşü mü dersin, düşük notlar ve devamsızlıktan dolayı sınıfta kalacak olan çocuğun babasını çağırıp baba-oğul müdire hanımın boğazına bıçak dayaması mı dersin.
Velhasıl Okul-Veli-Öğretmen-Öğrenci denkleminde öğretmenlere fatura kesilmemeli, işini layıkıyla yapmayanlar var ama en azından kendi çevremde gerek kendi eğitim hayatımda, gerek kızımın eğitim hayatında iç içe olduğum öğretmenlerin geneli özverili, dürüst, çocuklar için didinen insanlardı.
Buradaki velileri tenzih ederim, lakin ben öyle veliler biliyorum ki, aslında bilmiyorum demem yerinde olacak, çocuğu ilk ve ortaokul olmak üzere 8 yıl aynı okulda okuyup bir sefer dahi veli toplantısına gelmeyen ama çocuğuyla herşeye yazılı itiraz mesajı yollayan. Kendi kulaklarımla duyardım okullar açılsa da başımdan gitse diyen anneleri.
Yanlışsam yanlış düşünüyorsun diyen arkadaşlarım düzeltsin lütfen, okul veli-öğretmen-okul idaresinin işbirliğiyle gerçek bir eğitim yuvası olabilir.
Ortaokul öğretmenlerimden olan bir beyefendiyi sevgiyle anmak isterim, üstünden başından bilirdim ki yokluklarla okumuş öğretmen olmuş biriydi, zira kış mevsiminde yıkayıp yıkayıp giydiği tek bir takım elbisesi, rengi solmuş bir paltosu, yaz mevsiminde de giydiği tek bir takım elbisesi vardı, yüzü solgun bir adamcağızdı, ki yine anlardım aldığı maaş anca ev kirasına, faturalarına yetiyor, parmağında bir alyansı vardı evliydi belli, belki 2-3 çocuğu vardı, kıt kanaat onları okutmaya çalışıyordu, o kadar sessiz bir adamdı ki aç olsa açlığını bilmezdiniz, kaç yıldır evlidir, kaç çocuğu vardır, maddi imkansızlıkları onu ne kadar zorluyor bilmezdiniz, sefer tasıyla gelirdi okula, belki bir tas çorba taşıyordu kim bilir, o adamcağız okul ihtiyaçları için para toplamak durumunda kalsa kimsenin gık demeye hakkı yoktu çünkü topladığı her kuruşu yine çocuklara harcardı, ben böyle öğretmenler tanıdığımdan olsa gerek seviyorum öğretmenleri, kötü anılmaları üzüyor.
Ben enstitü mezunu, bir mantoyu birkaç arkadaş ortaklaşa giyen, yokluklarla okuyan öğretmenler tarafından okutuldum, bana okumayı-yazmayı, fen, matematik, coğrafyayı öğretirken, oturduğumuz sıraları temiz tutmayı, bizden sonra okuyacak çocuklarında o sıralarda hakkı olduğunu, okulumuzun evimiz, öğretmenlerimizin anne babalarımız kadar değerli olduğunu öğrettiler, düştük canımız mı acıdı öğretmenimiz koşardı imdadımıza.
Resim kabiliyeti olmayan bir çocuktum hala öyleyim, kulakları çınlasın inşaallah yaşıyordur resim öğretmenim kötü resimler çizip düşük not alacağım diye endişelendiğimde her çocuğun farklı bir kabiliyeti olduğunu anlatır, benim çizemediğim resime yardım eder, şiirleri çok sevdiğimi bildiğinden şiir okurdu, okulda yalnızca kitap eğitimi almadım, anne baba şefkatiyle hayat eğitimi de aldım, yeteneklerimi, ilgi alanlarımı ortaya çıkarıp yüreklendiren, yetersiz kaldığım noktalarda yardım eden eğitimcilerle okudum, kişisel temizliklerimiz kadar okulumuzu da evimiz gibi tertemiz bırakmanın önemli olduğunu öğrendik.
Valla kaynak kitap konusunda fikrim sabit, kitaba harcanan paraya acımam.
Ayrıca yaşı bana denkler bilir bizim zamanımızda test usulü sınav yoktu, yazılı sınav olurduk biz, aslında yazılı sınav daha iyi bilgiler ömürlük kalıyor aklınızda ama o zamanlar ilkokul 5. sınıfta kolej imtihanları olurdu, şimdiki gibi dershane vb test kitapçıkları yoktu, o imtihanlar test usulüydü, öğretmenimiz bizi kolej sınavlarına hazırlamak için 1. sınıfın 2. döneminden itibaren hem ansiklopedi hem koleje hazırlık kitapları aldırırdı, biz test çözmeyi öğretmenimiz sayesinde öğrendik, hazırlamasa hepimiz kolej sınavlarında o kağıtlara bunlar ne diye bakardık, kolej sınavlarına sayısal ağırlıkta hazırlanalım diye de kolejlerde okutulan matematik derslerini verir, hafızadan havuz problemleri çözdürürdü, şimdi var mı havuz problemleri:)))
Kim ne derse desin ben öğrencilik zamanımdaki eğitimin çok doyurucu ve bilgiye dayalı iyi bir eğitim sistemi olduğuna inanıyorum, 3 gün önce öğrendiğimizi unutmuyorduk, öğretmenler çocuklarını kapasitesini zorluyordu ama biliyorlardı ki verilen her eğitimi sünger gibi emiyor unutmuyorlardı.