Merhabalar. 25 yaşındayım ve eşimle iki yıllık birlikteliğin ardından altı ay önce severek evlendik. Eşim tek çocuk, ben üç kardeşim. üniversitede tanıştık ve görüşmeye başladık. Eşim flört döneminde bana düşkündü güzel sözler söylerdi, hediyeler alırdı, beni beğendiğini ve sevdiğini hissettirirdi. Biraz dediğim dedikti ama ben hep alttan aldığımdan önemli sorunlar yaşamadık. Düğün kararı verilip hazırlıklara başlamamızla eşim değişmeye başladı. Her şeyi ikimiz yapalım, aileleri karıştırmayalım, avrupai olsun diye tutturdu. Annemin bana hazırladığı çeyizlere laf etti. Annemle bir gün dışardayken yol üstünde bir düğün salonu vardı.internette görüp beğenmiştim. Anneme oraya gidelim mi dedim yanından geçiyorduk zaten. Gittik ve ben çok beğendim. Daha sonra eşimi götürdüm o da beğendi ve tuttuk. Ama o benim oraya annemle gitmemden çok rahatsız oldu ve başıma kaktı. Bunun gibi ufak şeyleri sorun etti. Kendisi beni bekarken oturduğu evine gelin olarak getirebileceğini, yeni eşya alamayacağını, imkânlarının şu an için buna müsait olduğunu söyledi. Ben ve ailem kabul ettik, mutlu olmak eşyadan daha önemli dedik. Bir kere bile lafını edip onu üzmemeye çalıştık. Neyse evlendik. Eşimin ailesi şehir dışında yaşıyor. Bizi her gün günde üç kere her biri 15-20 şer dakikalık olacak şekilde görüntülü aramaya başladılar. Ve bana "biz normalde oğlumuzu zırt pırt ararız ama yeni evlisiniz diye seyrek arıyoruz" dediler. Her gün bir saat kayınvalidem ve kayınpederim ile görüntülü konuşmak beni sıkıyordu. Güler yüzlü olup konuşmaya çalışsam da bir süre sonra modum düşüyordu. Kendi ailemle de telefonda hal hatır sorarız, farklı bir şey olmuşsa onu konuşuruz ve kapatırız. Ama eşimin ailesi her gün eski hatıralardan, eşimin çocukluğundan, çaydanlığın sapından, kekin içindeki sütten ne bilim her şeyden konuşuyorlar. Bazen bu konuşmalar iki saate uzuyor. 1-2 aylık evliyken Eşim benim telefonda onlar gibi konuşmadığımdan, surat yaptığımdan şikayet etti. Onların bana çok değer verdiğini ama benim bu değeri hak etmediğimi, bencil olduğumu söyledi. Ben de ona konuşmaların çok uzun sürdüğünü, buna alışık olmadığımı, zamanla alışacağımı söyledim. Sen istediğin kadar konuş, ben daha az konuşsam ne olur dedim. O bunu kabul etmedi, ailesine saygısızlık ve onları dışlamak olarak algıladı. Tüm bunlar olurken benim anneme, kardeşime, akrabalarıma kusurlar buldu, onların arkalarından konuştu. Benimse ona dediğim şey " sevmek zorunda değilsin ama bana bunları söylemen beni üzüyor ", tabi ki de bu ona hiçbir şey ifade etmedi. Annemin aldığı çeyizleri beğenmeyip her seferinde yenisini almayı teklif etti. Meyve bıçağı almamış annem, onu söyleyip durdu. Bunlara kırıldığımı söylediğimde beni annecilikle suçladı. Annemi onun önüne geçirdiğimi söyledi. Dört aylık evliyken yine ailesine karşı yeterince sevgi dolu olmadığım için ayrılalım dedi. Ben yapı olarak daha sessiz, içine kapanık biriyim. Onlarla az konuşmam onları sevmediğimden değil, konuşkan biri olmadığımdan. Ki zaten kendi annemle paylaştığımdan daha fazla şeyi onlarla paylaştım. Annemle üç günde bir filan konuşurken onlarla her gün bir saat konuştum. Ayrılalım dediğinde artık ben de çok yorulduğumdan tamam dedim, valizimi topladım ve ağlayarak evden ayrıldım. Ertesi gün eşim avukatla görüşmüş ve beni aradı, böyle böyle görüştüm, bir an önce bitsin dedi. Ben de birkaç gün beklesek, ben şu an çok kötüyüm dedim. Bir hafta doldu, eşimi çok özledim ayrılık çok zor geldi. " Ben daha çok fedakarlık yapmak, daha çok emek vermek, senle yuva kurmak istiyorum, seni kaybetmek istemiyorum " vs dedim. Sadece Sen bilirsin dedi. Babam da eşim için "bir gelsin konuşalım" dedi. Eşim gelmedi, konuşacak bir şey yok dedi. Babam beni eşimle oturduğumuz eve bıraktı. Bu, babama da bana da çok ağır geldi, gururumuz incindi. Yine de babam bir şey demedi, siz mutlu olun yeter dedi. Ben de sesimi çıkarmadım ve evime döndüm. Döndükten sonra İki ay kadar elimden geleni yapmaya çalıştım, onu sevdim, şefkat gösterdim, evimi temiz düzenli tuttum, yemekler tatlılar yaptım. Ailesi ile yine her gün bir saat görüntülü konuştum. Bir gün yine aramızda bir meseleden tartıştık. Annesine söylemiş, annesi beni aradı noldu vs diye. Ben de anlattım. Annesi beni haklı buldu, biraz konuştuk vs. Akşam annesi kayınpederime anlatmış, bir de kp im beni aradı. Kp im bana bağırdı çağırdı kapattı telefonu. Ben ağlamaya başladım, neden bana böyle yapıyorsunuz, ben size ne yaptım vs dedim. (Evlenmeden önce eşim, çocuklarımız olduktan sonra ailesi ile birlikte yaşamak istediğini söylemişti. Ben de aynı evde zor olur, karşı komşu olacak şekilde daire tutsak demiştim, kabul etmemişti. Onu çok sevdiğimden bunu göze aldım ve teklifini kabul ettim. Evlendikten sonra telefonda bile güler yüzlü olmadın diye benden ayrılmaya kalktığını görünce aynı evde yaşama fikri beni iyice korkuttu. Kayınvalideme de bunu uygun bir dille anlatmaya çalışmıştım, istemediğimi söylemiştim. Kv m de biz zaten sizin yanınıza yerleşmeyi düşünmüyoruz demişti. ) Kv m bizim kavgamız üzerine eşime " X , verdiği sözden pişmanmış " demiş. Eşim bunu duyunca çılgına döndü ve benimle bu nedenle evlendiğini söyledi, o zaman ayrılalım dedi. Artık benim onun için pek bir değer ifade etmediğime iyice kanaat getirmiştim. Valizimi alıp gidecektim ama o bütün her şeyimi topladı, tek seferde git, ikinci kez gelme dedi. Tabak çanak, tencereler, yastıklar, çeyiz olarak getirdiğim ne varsa topladı ve beni ailemin evine bıraktı. Gururum çok incindi, onu çok seviyordum, ama sanırım o beni o kadar sevmiyor. Boşanma sürecindeyiz şu an, eski günlerimizi çok özlüyorum, kendimi sürekli sorguya çekiyorum nerde hata yaptım diye. Yazamadığım pek çok şey yaşandı, eşim beni hep kontrolüne almaya çalıştı, beni kafasında oluşturduğu bir şekle sokmaya, beni değiştirmeye çalıştı. Ve benim isteklerimin hiçbirini önemsemedi. Hep kendi istediği olsun istedi. Çok yorgunum, çok kırgınım, kendimi çok değersiz hissediyorum. ;(