- 6 Ekim 2008
- 2.603
- 10.609
-
- Konu Sahibi akideciknane
- #68.341
O hic belli olmaz. Yani demin yazdigim gibi 5AA kromozomal hata tasiyor olabilir; ama 5CC saglikli gelebilir. Bunu test yapmadan ya da yasayip gormeden goremiyorsunuz. O yuzden kac hucreli oldugu da kromozomal dogrulukla ilgili garanti degil.
Bir de su risk var ki sakin gozardi etmeyin: Bir embryo sagliksiz oldugu halde tutabilir ve ilerleyebilir; cunku yasamla bagdasan kromozomal sorunlar var (Down, Edward sendromlari gibi). Bu olmasi muhtemel en kotu senaryo aslinda. Dusunenize, transferiniz tutuyor, uc dort ay geciyor; sonra genetik testte bebeginiz down sendromlu cikiyor.
Tanri kimseye boyle bir sey yasatmasin dilerim. Insan nasil karar verir?
Evet güvenç bey pozitif işine hakim,bilgili birine benziyordu herhangi bir olumsuzluk hissetmedim,Bahceci benim anladigim kadariyla ticari kaygilardan basladi; o kadar cok sorup yapmadiklarini ogrenince baska klinige giden var ki... onlari da anliyorum, en nihayetinde bir ticarethane orasi. O sebeple her klinigin ya da doktorun her onerdigine hemen atlamamak lazim.
Ama Guvenc Bey su anda bile yapmaz eminim; zaten o sebeple ben kendisine cok guvenirim; klinik, politika geregi onerse bile bazi seyleri yapmiyor kendi inisiyatifiyle dogru bulmadigi icin. Isterseniz gidin bir sorun hocam bana prp yapar misiniz diye ☺
Çok doğru şeyler yazmışsınız. Benim korkulu rüyam da bu.
Yığınla keyfi testler tahliller yaptırdık, bilinen bi sağlık problemimiz yok, 1 yıldır çocuk istiyoruz, düşük geçmişi yok, ilk tüp bebek denemesi ve 38 yaşındayım diye ngs yapmayalım kararı aldık tüp bebek doktorumla.
5 yumurta toplandı, 2'si olgundu, 2'si de döllendi. 2'si de 3.gün hücre sayısı ve yapı olarak kaliteliydi. Biri 4.gün sonunda intihar etti. Diğeri 6.güne kadar yavaş yavaş bölünmeye devam etti ve 6.gün donduruldu. Kalitesi 5cc idi ama doktorum ısrarla tutacağını, umut vaad ettiğini, 5cc ile sağlıklı bebek sahibi olan kişilerin de olduğunu söyledi. Embriyonun skoru her şey demek değildir dedi. Neticede transferin 7.günü gayet iyi bi hcg değeri ile tuttuğunu gördük, inanamadım ben. Şu ana kadar hiçbir problem yaşanmadı. Laboratuvarda yavaş ilerleyen embriyo rahme girdiği günden beri hızlı gelişim göstermeye başladı. Gelişimi bir hafta önden gidiyor. Dün ikili testte, ölçümlerde, organ gelişiminde bi problem görülmedi ama bayram sonrası bi de kanda genetik tarama testi yaptıracağım. Bana kalsa amniyosentez bile yaptırırım da hem tüp bebek doktorum hem kadın doğum doktorum şu an böyle bir şeye kesinlikle gerek yok diyor.
Ben bi de özel eğitim öğretmeniyim. İşim özel çocuklara eğitim vermek. Meslekten dolayı da kaygım çok yüksek. Doğuma kadar endişeden kafayı yemezsem iyi.
Ama bildiğim bir şey var. Embriyo kalitesi yüksek olunca tutacak ve bebek sağlıklı olacak, düşük olunca tutmayacak veya bebek sağlıksız olacak diye bi şey yok.
Supersiniz cok guzel bilgiler vermis ve cok dogru yazmissiniz, vakit ayirdiginiz ve paylastiginiz icin cok tesekkurler, burdan o kadar sey ogrendim ki, en basta bu yasadigimiz durumun sadece benim basima gelmedigini gordum, benim sikintilarimi acilarimi yasayan bir cok bayan arkadaşımın oldugunu benim esim yaninda ayni durumda olan esler olduğunu gordum, burasi iyi ki var, moral oldu bana ve eminim burdaki bir çok arkadasa hem de yol gosterici üstelik...sizin de desteginiz katkiniz büyük cok tesekkurler tekrardan....Arkadaslar merhabalar,
Uzaktan takip ediyorum; ama cok detayli yazamiyorum bu aralar her ne kadar cok istesem de.
Oncelikle yeni katilan arkadaslara hosgeldiniz diyorum; ben de bu forumda cok eski sayilmam, daha kidemli arkadaslar var; ancak sanki yillardir birbirimizi taniyormus gibi olduk kimileriyle.
Dogurganlik konusu cok hasas bir konu. Ilk seferinde olmadigi takdirde iki veya 20 defa yapilmis olsa da hic farketmiyor. Icimizde actigi yaralar, umutlarin kirilmasi, psikolojik ve fizyolojik travmalar, ve daha bircok baslik var iliskilendirilebilecek. Erkek kadina gore daha kisisellestirebiliyor benim gordugum. Benim esim yabanci oldugu halde sperm testinin sonucunda sorunun ondan kaynaklanmadigini duymak cok mutlu etmisti kendisini. Kadin cok daha guclu aslinda bu surecte; farkinda olmadan da erkege cok fazla odun verebiliyor. Benim bu konuda oyleyebilecegim sey su: Vucut sizin, o kadar hormon ilacini siz aliyorsunuz, tutmadiginda ya da kurtaj vs gerektiginde operasyonalra siz giriyorsunuz, ve daha bunun gibi bircok surecten siz geciyorsunuz. O yuzden lutfen aklinizdan cikarmayin, erkege birazcik halt yemek duser bu surecte. Altyapi, kultur, yetistirilme farki gibi seyler yuzunden hayatlar farkli olabilir; ancak her erkege anladigi dilden bence bunu anlatmak veya acik acik olmasa da hissettirmek cok onemli diye dusunuyorum. Benim esim bu ise ilk giristigimizde tedavinin yasadigimiz yerde olmamasi, parasal yonu vs gibi bircok seyi bahane etmeye kalkmisti. Tabiri caizse agzini ilk actiginda kuvvetli bir sekilde kapattim ve sonrainda bir daha acamadi, pasa pasa ben neyi uygun gorduysem yapti. Sonucta kanser olma, rahminde hasar gorme vs gibi riskleri tasiyan benim ve bu konuda kendisine cok soz dusmez diye dusunuyorum. Tabi ki herkes kendi eseginin nalini cakmayi en iyi bilir.
Tedaviye hazirlik asamasi, merkez ve doktor secimi cok onemli. Bu isin bircok bileseni var. Yasi genc olanlar icin izlenmesi gereken yok ayri, 40 yas civari cok farkli. Her iki durumda da kadinin ve erkegin fizyolojik durumlari cok belirleyici olabiliyor. Ayrica doktor ile iliskiniz cok cok onemli; eger kimyaniz tutmadiysa piyasanin krali doktor dahi olsa isiniz rast gitmiyor bence. Ve en onemlisi dogru zaman, dogru yer dogru insan uclemesi. Yani hersey cikacak yumurtanin sagligina ve sonrasinda da bir miktar iyi dollenme ve laboratuvar sartlarina bagli oldugu icin, hangi ayda hangi merkezde hangi doktorun kesistigi cok onemli. Uc ay cok iyi merkezde deniyorsunuz, birsey cikmiyor; dorduncu ay burasi beceremiyor diye kosebasindaki adi duyulmadik bir merkezde ilk denemede tutabiliyor. Aslinda arka planda rol oynayan en onemli faktor o ayki cikan bir adet yumurtanizin tesadufen cok kaliteli ve saglikli olmasi; ama bunu asla bilemiyoruz ve merkeze veya doktora bagliyoruz. Aslina bakarsaniz, biraz da sans isi buna inanmak lazim ve tevekkul.
O yuzden onerebilecek tek bir formul yok bu iste.
Bilesen cok olunca, konusan da cok oluyor tabi ki. Herkesin tecrubesi farkli farkli. Benim de bilmedigim sorunlari yasayan o kadar arkadas tanidim ki... Insan hepsine yardimci olabilmek icin yaniyor ama elden birsey gelmiyor maalesef. O yuzden herkese bol bol dua ediyorum bir taraftan.
Su ara gordugum konusulan konulardaki fikrimi de soylemek istiyorum bu arada.
Oncelikle prp konusu...
Bu su anda secilmemis deneklerle uzun uzun arastirma yapilarak kanitlanmis bir metod degil. Lutfen bunu cok iyi anlayin. Yaptiracak olanlar, bu isi piyasaya sokan doktorlarin bilincsiz denegi oluyorlar. Eger bunu bilip isin icine girecekseniz, onden buyrun derim, en kotu ihtimalle sadece bilime bir katkiniz olur, fiziksel olarak bir hasar gormezseniz.
Ben olsam, hic yumurtam kalmadigini duyana kadar yaptirmam (ki o da cok dusunulecek bir durum). Kaldi ki prp yaptirdiktan sonra o zamana kadar dollenme sorunu olmadigi halde bunu yasayan, yumurta cikaramayan kadinlarla da tanistim. Yani cok buyuk bir risk aliniyor bence.
Ama yine de siz bilirsiniz.
Akabinde, DNA / yumurta hasari konusu...
Buyuk ihtimalle tesbihte hata oluyor genelde; fakat sunun altini cizmek istiyorum. DNA seviyesinde varolan hasarlar geri dondurulemez arkadaslar. O yuzden lutfen vitamin mineral veya baska tavkiyeler kullanarak yumurtalarinizin kalitesinin artacagina inanmayin, bunu soyleyen varsa da kosarak uzaklasin oradan. Bu bilimsel olarak mumkun degil.
Kadin yumurtalari daha kendisi ana rahmine dustugunde olusuyorlar. Erkek spermi gibi hayat boyu uretilen birsey degil. Dogurgan oldugumuz yillar boyunca (adet gormeye basladigimizdan menapoza kadar) vucut var olan yumurtalari folikul olarak birakiyor. Yani siz annenizin rahminde dollendiginiz sirada olusan rezervi kullaniyorsuniz. Hayatiniz boyunca yediginiz, ictiginiz seyler, maruz kaldiginiz sigara, alkol, deterjan, yiyeceklerdeki katki maddeleri vs toksik seyler yillar icerisinde var olan butun hicrelerinize zarar verdigi gibi yumurtalariniza da zarar veriyor. Ki yumurta hucreleri vucudumuzdaki en hassas hucrelerdir ve gelen zararin tamiri mumkun degildir.
Oyle olsa var olan bircok genetik hastalik geri dondurulebilirdi.
Bu demek degildir ki takviyelerin faydasi yok. Tabi ki var. Yaslandigimiz icin yumurtalarimiz (bir hucre olduklari icin) da yaslaniyor ve kaliteleri sadece zaman faktoru ile giderek azaliyor. Bu geri dondurulebilecek bir dongu degil. Bununla birlikte yasam sartlarimiz (yediklerimiz, ictiklerimiz, kullandigimiz kimyasallar, temizlik maddeleri, soludugumuz hava vs daha bir suru sey) da yumurta kalitelerini azaltiyor. Iste takviyeler, bilhassa antioksidanlar, bu ilave zarari onlemek icin faydali.
Takviyeleri kullandiginiz zaman ve ayrica yasam standartlarinizi saglikli bir seviyeye cektiginiz zaman, maruz kaldiginiz dis ektenleri en aza indirip, kalan saglikli hucrelerinizi koruyorsunuz.
Ama o zamana kadar verilmis olan zarari geri cevirebilecek henuz bilimsel bir yontem kesfedilmedi henuz.
Unutmayin ki yumurtalariniz, mayoz bolunmeyi bekleyen hucrelerdir (bu da dollenme sirasinda baslar) ve icerigini genetik olarak degistiremezsiniz. Bir yumurta hucresi zarar gormusse gormustur; bunun geri donusu yok.
Aksini iddia eden kim varsa bu piyasada, hipokrat yemininden suphe edin lutfen.
40 yasinda bir kadinin yumurtasiyla ayni yaslarda bir erkegin sperminden dollenen embryonun saglikli olma sansi bu sebeplerden dolayi 10% civaridir. Bu bende sigara ictigim icin daha da dusuktu, 5% ti oran. O yuzden nacizane tavsiyem, kalite artirma umut tacirlerine kanmayiniz ve var olan yumurtalarinizin kalitesini nasil koruyacaginizin pesine dusunuz. Bu da yuksek dozda antioksidan ve esansiyel yag ve vitaminlerle mumkun.
Bunlarin da tavsiye edilen dozajlari onemli. Baska maddeler olabilir; ben sadece buraya bildiklerimi ve sahsen kullandiklarimi listeliyorum.
Bunlardan omega ve ubiquinol u ben zaten normal hayatimda da kullanirdim, fakat tup bebek tedavisi icin ikisinin de miktarini artirdim.
Ayrica en onemli husus, tedaviye baslamadan once bir kan sayimi, onemli vitamin ve minerallerinize baktirmanizi tavsiye ederim. Lutfen ozellikle D3 ve diger vitamin testlerinizi yaptirip sonucunuzu ogrenmeden hicbir sey kullanmayin. Gerekirse bana sorun ben yine ne yapmak istediginiz ile ilgili fikrimi soylerim. Daha once burada kafasina gore D vitamini alip cok yuksek seviyelere firlatan arkadaslar oldu; aman boyle yapmayin rica ederim.
1. Gunde ortalama EPA+DHA seviyesi 3 - 3,5 gr olan bir Omega3. Aldiginiz urunun IFOS 5 yildizli olmasi onemli, yoksa piyasada cok balik yagi adi altinda satilan cop var. Ben normalde 1,5-2 gr kullanirdim, tup bebek tedavisi icin bu seviyeye cikardim. Bunun icin test yaptirmaniza gerek yok, esansiyel bir yag oldugu icin vucudumuza hergun azami 3-3,5 gr in hicbir zarari yoktur, her bunyenin de ihtiyaci vardir. Fazlasini almayin, Omega3 kani sulandirdigi icin tehlikeli olur. Ayrica baska bir kan sulandirici ile birlikte kullandiginizda da temkinli olmaniz gerekir.
2. Gunde 400-600 mg arasi Ubiquinol (Ubiquinone ya da koenzim degil dikkatinizi cekiyorum)- gun icinde bolusturulerek alin. Bu bizim yasimizda dogurganlik disinda da onemli oldugu icin hep kullanilmasi lazim aslinda. Vucudumuzdaki hucrelerimize hasar vererek bizim yaslanmamiza ve yangisal (inflammatory) hastaliklara sebep olan serbest radikallerin etkisiz hale getirilmesi icin gerekli. Vucudumuz bunu aslinda kendisi 25 yaina kadar uretiyor; ancak 25 yasindan sonra bunu uretememeye basliyor ve dolayisiyla biz de yaslanmaya basliyoruz. Cok kisa olarak faydasi boyle aciklanabilir. Sizi daha genc yapmaz ama yasin getirdigi yan etkileri bertaraf eder. Normalde gunde 100-200 arasi kullanirdim, tup bebek tedavisinde bu yuksek orana yukselttim.
3. D vitamini: kesinlikle seviyenizi olcun once, sonra gerekiyorsa takviyeye baslayin. D vitamini yuzyilimizin en onemli kesiflerinden biri. Eksikligi bircok yangisal hastaligin sebebi oldugu kanitlanmis, dogurganlikla da direk iliskilendirilmektedir. Bilim dunyasi optimal seviyeler hususunda ikiye bolunmus vaziyette; ben sahsi olarak kendi tecrube ettiklerimle seviyemi 80-100 arasinda tuttugumda optimal fayda elde ettigimi biliyorum. Benim seviyeme standart ekolden gelen cogu doktor toksik der, fakat benim takip ettigim ekol de aksini iddia ediyor. Bu oranin toksisitesi de kanitlanmis bir iddia degil. Misal, benim alerjilerim vardi bu sekilde gecti, ayrica cogunlukla hic hastalanmam (ya da cok hafif geciririm) insanlar gripten kirilirken falan yani cok faydasini gordum. Ama mutlaka once seviyenize baktirin. D vitamini almanin en uygun yolu guneslenmek, fakat gunesin Turkiye’ye D vitamini uretebilmek icin vucudumuza gerekli olan gelis acisi olan minimum 55 derece, mayis ve agustos aylari arasinda vurdugu icin, bu aylarin disinda takviye almak sart. Gunluk ideal doz da hicbir gunes gormeden kilo basina 100IU olarak oneriliyor. (Misal 50 kilo iseniz, 50 x 100 = 5000 IU gunde almak gereken doz). Ama tabi hem gunes gordugunuz bir zamandasiniz hem de takviye kullanacaksaniz, dengeyi kendiniz bulacaksiniz olcumlerle.
4. K2 vitamini: D vitamini benim gibi yuksek D vitamini kullanimi oldugunda, vucutta kalsiyum emilimi artiyor. Kalsiyumun damarlarda birikmemesi, bobreklerde tas yapmamasi, kemikler ve disler gibi gereken yerlere yonlendirilmesi icin K2 vitamini gerekiyor. Gunde 90 veya 100’luk tabletler kafidir. 200'e kadar cikarilabilir.
5. C vitamini: ben gunde 1000 mg kullaniyorum, vucut zaten ihtiyac fazlasini idrarla atiyor, o yuzden tereddut etmeye gerek yok. Biyolojik iyi bir marka kullanin.
6. B12: Mutlaka once kendi seviyenizi olcturun, ben 800-1000 pg/ml arasi tutuyorum seviyemi. Metilkobalamin en dogal formudur, kullanmaniz gerekirse bu formu olan dil alti tabletleri tercih edin.
7. Arisutu: dogal bir urun bulun, ben gunde 1000 mg kullanmistim. Aktarlardan degil, ekstrati yapilmis tablet/kapsul olanlari tercih edin. Iceriginde 10-DHA nin en az 2 veya 3% olmasi onemli. Lutfen icerigine dikkat edin, dolandirilmayin.
8. Ve tabi ki Folik asit: ben gunde 800 mcg aliyorum, 5mthfr formunda olani en iyisi ve dogal olani.
Bunun disinda yasam sartlarinizi degistirmeye calismak da faydali olabiliyor. Hepsini yapamasaniz da birkacini yapsaniz kardir.
Deterjan kullanmayin mesela; klasik zeytinyagli sabun, boraks, camasir sodasi ve sirke ile ben senelerdir camasir yikiyorum. Eger olmazsa biyolojik kimyasali en aza indirgenmis deterjanlar var.
Deodorant ayni sekilde senelerdir kullanmam; onun yerine bildiginiz Ingiliz karbonati kullaniyorum, Ayrica deodaranttan daha etkili koku onleme konusunda.
Turkiye'de ne kadar mumkun bilemiyorum tabi ama dogal yemeye ozen gosterin. Pakete girmis hicbir sey yemeyin ve icmeyin. Herseyin evde yapimi mumkun. Ilk baslarda zor; ancak imkansiz degil. Zaten alistiktan sonra ne disarida yemek yiyebiliyorsunuz ne de pakete girmis birsey.
Sadece soguk sikim szeytinyagi ve diger saglikli yaglari tercih edin yemek yaparken.
Yogurdunuzu evde kendiniz yapin.
Sekeri (ozellikle rafine edilmis olani) ve basit karbonhidratlari (patates, pirinc, pismis havuc, unlu mamuller, her turlu ekmek) hayatinizdan mumkun oldugunca cikarin. Cok zor birsey; ama imkansiz degil. Inanin rafine edilmis seker ve basit karbonhidratlar, sigara kadar zararli seyler vucudunuz icin.
Doktor ve merkeze gelince...
Eger ozellikle yas sebebiyle bu isin icindeyseniz, lutfen zamanin en onemli kriter oldugunu aklinizdan cikarmayin.
Doktorlar gerek yok dese de bence gerekli gereksiz tum testleri en basta yaptirin ki sonradan ay su da vardi bunun yuzunden tutmadi diye zaman kaybetmeyin aylarca. Bu yaslarda kaybedilen her saglikli yumurtaya cok cok yazik; cunku cok zor cikariliyor. Arkadaslar uzun uzun liste vermisler, ben de vermeyecegim o yuzden; ama tum genetik, pihtilasma, rahim durumu, kalinligi, bagisiklik, ayrica rahminizin gebelige elverisliligi ileride erken doguma meyilli mi vs ne varsa bence yaptirin hem kendinize hem esinize (yani saglikli gebelik elde edip sonradan 6. 7. aylarda sirf rahim bozuklugundan dusuren insanlar da oluyor Allah korusun). Sonra bunlarin yuzunden saglikli yumurtalar tutmazsa ya da ileriki zamanlarda dusuk yaparsaniz cok uzulursunuz.
Ve embryo genetigi...
Bu da cok kisisel bir durum; insan yasadigindan tecrube ediyor ve korkuyor dogal olarak. Ben ileriki aylarda kromozomal bozukluktan bebeklerimi kaybettigim icin bu benim korkulu ruyam olmustu. SSu anda da tavsiyem benim yasimda herkese bu olur. Genetiksiz transfer, kesinlikle risk almak bence. Yumurtaniz ciktigi muddetce genetigi yaptirin. Ama tabi isin maddi ve bir de fiziksel yonu var. Cok yumurtasi olmayan arkadaslar korkuyorlar ileri goturmeye bu kadar; fakat unutmayin ki hersey sayi degil. Ben 60'in uzerinde yumurta toplattim, 20 tane genetige gidebildi; anca 2 tanesi saglikli geldi. Ama uc bes yumurta gonderip yine iki uc tanesi saglikli gelenler de var. Yani sayi kesinlikle kistas degil. Bir de ben sigara ictim; lutfen icmeyin. En azindan tedavi boyunca birakin.
Cok konustum, kusura bakmayin. Aslinda daha anlatilacak cok sey var; ama yeri ve zamani geldikce ben yine dusururum cenemi.
Hepiniz saglicakla kalin, moralinizi hep yuksek tutmaya calisin ki bu da cok onemli unutmayin.
Allah razı olsun rabbim gönlünün muradını versin inşallah. Hakkını helal et çok güzel bilgiler paylasmıssın sagolasın.Arkadaslar merhabalar,
Uzaktan takip ediyorum; ama cok detayli yazamiyorum bu aralar her ne kadar cok istesem de.
Oncelikle yeni katilan arkadaslara hosgeldiniz diyorum; ben de bu forumda cok eski sayilmam, daha kidemli arkadaslar var; ancak sanki yillardir birbirimizi taniyormus gibi olduk kimileriyle.
Dogurganlik konusu cok hasas bir konu. Ilk seferinde olmadigi takdirde iki veya 20 defa yapilmis olsa da hic farketmiyor. Icimizde actigi yaralar, umutlarin kirilmasi, psikolojik ve fizyolojik travmalar, ve daha bircok baslik var iliskilendirilebilecek. Erkek kadina gore daha kisisellestirebiliyor benim gordugum. Benim esim yabanci oldugu halde sperm testinin sonucunda sorunun ondan kaynaklanmadigini duymak cok mutlu etmisti kendisini. Kadin cok daha guclu aslinda bu surecte; farkinda olmadan da erkege cok fazla odun verebiliyor. Benim bu konuda oyleyebilecegim sey su: Vucut sizin, o kadar hormon ilacini siz aliyorsunuz, tutmadiginda ya da kurtaj vs gerektiginde operasyonalra siz giriyorsunuz, ve daha bunun gibi bircok surecten siz geciyorsunuz. O yuzden lutfen aklinizdan cikarmayin, erkege birazcik halt yemek duser bu surecte. Altyapi, kultur, yetistirilme farki gibi seyler yuzunden hayatlar farkli olabilir; ancak her erkege anladigi dilden bence bunu anlatmak veya acik acik olmasa da hissettirmek cok onemli diye dusunuyorum. Benim esim bu ise ilk giristigimizde tedavinin yasadigimiz yerde olmamasi, parasal yonu vs gibi bircok seyi bahane etmeye kalkmisti. Tabiri caizse agzini ilk actiginda kuvvetli bir sekilde kapattim ve sonrainda bir daha acamadi, pasa pasa ben neyi uygun gorduysem yapti. Sonucta kanser olma, rahminde hasar gorme vs gibi riskleri tasiyan benim ve bu konuda kendisine cok soz dusmez diye dusunuyorum. Tabi ki herkes kendi eseginin nalini cakmayi en iyi bilir.
Tedaviye hazirlik asamasi, merkez ve doktor secimi cok onemli. Bu isin bircok bileseni var. Yasi genc olanlar icin izlenmesi gereken yok ayri, 40 yas civari cok farkli. Her iki durumda da kadinin ve erkegin fizyolojik durumlari cok belirleyici olabiliyor. Ayrica doktor ile iliskiniz cok cok onemli; eger kimyaniz tutmadiysa piyasanin krali doktor dahi olsa isiniz rast gitmiyor bence. Ve en onemlisi dogru zaman, dogru yer dogru insan uclemesi. Yani hersey cikacak yumurtanin sagligina ve sonrasinda da bir miktar iyi dollenme ve laboratuvar sartlarina bagli oldugu icin, hangi ayda hangi merkezde hangi doktorun kesistigi cok onemli. Uc ay cok iyi merkezde deniyorsunuz, birsey cikmiyor; dorduncu ay burasi beceremiyor diye kosebasindaki adi duyulmadik bir merkezde ilk denemede tutabiliyor. Aslinda arka planda rol oynayan en onemli faktor o ayki cikan bir adet yumurtanizin tesadufen cok kaliteli ve saglikli olmasi; ama bunu asla bilemiyoruz ve merkeze veya doktora bagliyoruz. Aslina bakarsaniz, biraz da sans isi buna inanmak lazim ve tevekkul.
O yuzden onerebilecek tek bir formul yok bu iste.
Bilesen cok olunca, konusan da cok oluyor tabi ki. Herkesin tecrubesi farkli farkli. Benim de bilmedigim sorunlari yasayan o kadar arkadas tanidim ki... Insan hepsine yardimci olabilmek icin yaniyor ama elden birsey gelmiyor maalesef. O yuzden herkese bol bol dua ediyorum bir taraftan.
Su ara gordugum konusulan konulardaki fikrimi de soylemek istiyorum bu arada.
Oncelikle prp konusu...
Bu su anda secilmemis deneklerle uzun uzun arastirma yapilarak kanitlanmis bir metod degil. Lutfen bunu cok iyi anlayin. Yaptiracak olanlar, bu isi piyasaya sokan doktorlarin bilincsiz denegi oluyorlar. Eger bunu bilip isin icine girecekseniz, onden buyrun derim, en kotu ihtimalle sadece bilime bir katkiniz olur, fiziksel olarak bir hasar gormezseniz.
Ben olsam, hic yumurtam kalmadigini duyana kadar yaptirmam (ki o da cok dusunulecek bir durum). Kaldi ki prp yaptirdiktan sonra o zamana kadar dollenme sorunu olmadigi halde bunu yasayan, yumurta cikaramayan kadinlarla da tanistim. Yani cok buyuk bir risk aliniyor bence.
Ama yine de siz bilirsiniz.
Akabinde, DNA / yumurta hasari konusu...
Buyuk ihtimalle tesbihte hata oluyor genelde; fakat sunun altini cizmek istiyorum. DNA seviyesinde varolan hasarlar geri dondurulemez arkadaslar. O yuzden lutfen vitamin mineral veya baska tavkiyeler kullanarak yumurtalarinizin kalitesinin artacagina inanmayin, bunu soyleyen varsa da kosarak uzaklasin oradan. Bu bilimsel olarak mumkun degil.
Kadin yumurtalari daha kendisi ana rahmine dustugunde olusuyorlar. Erkek spermi gibi hayat boyu uretilen birsey degil. Dogurgan oldugumuz yillar boyunca (adet gormeye basladigimizdan menapoza kadar) vucut var olan yumurtalari folikul olarak birakiyor. Yani siz annenizin rahminde dollendiginiz sirada olusan rezervi kullaniyorsuniz. Hayatiniz boyunca yediginiz, ictiginiz seyler, maruz kaldiginiz sigara, alkol, deterjan, yiyeceklerdeki katki maddeleri vs toksik seyler yillar icerisinde var olan butun hicrelerinize zarar verdigi gibi yumurtalariniza da zarar veriyor. Ki yumurta hucreleri vucudumuzdaki en hassas hucrelerdir ve gelen zararin tamiri mumkun degildir.
Oyle olsa var olan bircok genetik hastalik geri dondurulebilirdi.
Bu demek degildir ki takviyelerin faydasi yok. Tabi ki var. Yaslandigimiz icin yumurtalarimiz (bir hucre olduklari icin) da yaslaniyor ve kaliteleri sadece zaman faktoru ile giderek azaliyor. Bu geri dondurulebilecek bir dongu degil. Bununla birlikte yasam sartlarimiz (yediklerimiz, ictiklerimiz, kullandigimiz kimyasallar, temizlik maddeleri, soludugumuz hava vs daha bir suru sey) da yumurta kalitelerini azaltiyor. Iste takviyeler, bilhassa antioksidanlar, bu ilave zarari onlemek icin faydali.
Takviyeleri kullandiginiz zaman ve ayrica yasam standartlarinizi saglikli bir seviyeye cektiginiz zaman, maruz kaldiginiz dis ektenleri en aza indirip, kalan saglikli hucrelerinizi koruyorsunuz.
Ama o zamana kadar verilmis olan zarari geri cevirebilecek henuz bilimsel bir yontem kesfedilmedi henuz.
Unutmayin ki yumurtalariniz, mayoz bolunmeyi bekleyen hucrelerdir (bu da dollenme sirasinda baslar) ve icerigini genetik olarak degistiremezsiniz. Bir yumurta hucresi zarar gormusse gormustur; bunun geri donusu yok.
Aksini iddia eden kim varsa bu piyasada, hipokrat yemininden suphe edin lutfen.
40 yasinda bir kadinin yumurtasiyla ayni yaslarda bir erkegin sperminden dollenen embryonun saglikli olma sansi bu sebeplerden dolayi 10% civaridir. Bu bende sigara ictigim icin daha da dusuktu, 5% ti oran. O yuzden nacizane tavsiyem, kalite artirma umut tacirlerine kanmayiniz ve var olan yumurtalarinizin kalitesini nasil koruyacaginizin pesine dusunuz. Bu da yuksek dozda antioksidan ve esansiyel yag ve vitaminlerle mumkun.
Bunlarin da tavsiye edilen dozajlari onemli. Baska maddeler olabilir; ben sadece buraya bildiklerimi ve sahsen kullandiklarimi listeliyorum.
Bunlardan omega ve ubiquinol u ben zaten normal hayatimda da kullanirdim, fakat tup bebek tedavisi icin ikisinin de miktarini artirdim.
Ayrica en onemli husus, tedaviye baslamadan once bir kan sayimi, onemli vitamin ve minerallerinize baktirmanizi tavsiye ederim. Lutfen ozellikle D3 ve diger vitamin testlerinizi yaptirip sonucunuzu ogrenmeden hicbir sey kullanmayin. Gerekirse bana sorun ben yine ne yapmak istediginiz ile ilgili fikrimi soylerim. Daha once burada kafasina gore D vitamini alip cok yuksek seviyelere firlatan arkadaslar oldu; aman boyle yapmayin rica ederim.
1. Gunde ortalama EPA+DHA seviyesi 3 - 3,5 gr olan bir Omega3. Aldiginiz urunun IFOS 5 yildizli olmasi onemli, yoksa piyasada cok balik yagi adi altinda satilan cop var. Ben normalde 1,5-2 gr kullanirdim, tup bebek tedavisi icin bu seviyeye cikardim. Bunun icin test yaptirmaniza gerek yok, esansiyel bir yag oldugu icin vucudumuza hergun azami 3-3,5 gr in hicbir zarari yoktur, her bunyenin de ihtiyaci vardir. Fazlasini almayin, Omega3 kani sulandirdigi icin tehlikeli olur. Ayrica baska bir kan sulandirici ile birlikte kullandiginizda da temkinli olmaniz gerekir.
2. Gunde 400-600 mg arasi Ubiquinol (Ubiquinone ya da koenzim degil dikkatinizi cekiyorum)- gun icinde bolusturulerek alin. Bu bizim yasimizda dogurganlik disinda da onemli oldugu icin hep kullanilmasi lazim aslinda. Vucudumuzdaki hucrelerimize hasar vererek bizim yaslanmamiza ve yangisal (inflammatory) hastaliklara sebep olan serbest radikallerin etkisiz hale getirilmesi icin gerekli. Vucudumuz bunu aslinda kendisi 25 yaina kadar uretiyor; ancak 25 yasindan sonra bunu uretememeye basliyor ve dolayisiyla biz de yaslanmaya basliyoruz. Cok kisa olarak faydasi boyle aciklanabilir. Sizi daha genc yapmaz ama yasin getirdigi yan etkileri bertaraf eder. Normalde gunde 100-200 arasi kullanirdim, tup bebek tedavisinde bu yuksek orana yukselttim.
3. D vitamini: kesinlikle seviyenizi olcun once, sonra gerekiyorsa takviyeye baslayin. D vitamini yuzyilimizin en onemli kesiflerinden biri. Eksikligi bircok yangisal hastaligin sebebi oldugu kanitlanmis, dogurganlikla da direk iliskilendirilmektedir. Bilim dunyasi optimal seviyeler hususunda ikiye bolunmus vaziyette; ben sahsi olarak kendi tecrube ettiklerimle seviyemi 80-100 arasinda tuttugumda optimal fayda elde ettigimi biliyorum. Benim seviyeme standart ekolden gelen cogu doktor toksik der, fakat benim takip ettigim ekol de aksini iddia ediyor. Bu oranin toksisitesi de kanitlanmis bir iddia degil. Misal, benim alerjilerim vardi bu sekilde gecti, ayrica cogunlukla hic hastalanmam (ya da cok hafif geciririm) insanlar gripten kirilirken falan yani cok faydasini gordum. Ama mutlaka once seviyenize baktirin. D vitamini almanin en uygun yolu guneslenmek, fakat gunesin Turkiye’ye D vitamini uretebilmek icin vucudumuza gerekli olan gelis acisi olan minimum 55 derece, mayis ve agustos aylari arasinda vurdugu icin, bu aylarin disinda takviye almak sart. Gunluk ideal doz da hicbir gunes gormeden kilo basina 100IU olarak oneriliyor. (Misal 50 kilo iseniz, 50 x 100 = 5000 IU gunde almak gereken doz). Ama tabi hem gunes gordugunuz bir zamandasiniz hem de takviye kullanacaksaniz, dengeyi kendiniz bulacaksiniz olcumlerle.
4. K2 vitamini: D vitamini benim gibi yuksek D vitamini kullanimi oldugunda, vucutta kalsiyum emilimi artiyor. Kalsiyumun damarlarda birikmemesi, bobreklerde tas yapmamasi, kemikler ve disler gibi gereken yerlere yonlendirilmesi icin K2 vitamini gerekiyor. Gunde 90 veya 100’luk tabletler kafidir. 200'e kadar cikarilabilir.
5. C vitamini: ben gunde 1000 mg kullaniyorum, vucut zaten ihtiyac fazlasini idrarla atiyor, o yuzden tereddut etmeye gerek yok. Biyolojik iyi bir marka kullanin.
6. B12: Mutlaka once kendi seviyenizi olcturun, ben 800-1000 pg/ml arasi tutuyorum seviyemi. Metilkobalamin en dogal formudur, kullanmaniz gerekirse bu formu olan dil alti tabletleri tercih edin.
7. Arisutu: dogal bir urun bulun, ben gunde 1000 mg kullanmistim. Aktarlardan degil, ekstrati yapilmis tablet/kapsul olanlari tercih edin. Iceriginde 10-DHA nin en az 2 veya 3% olmasi onemli. Lutfen icerigine dikkat edin, dolandirilmayin.
8. Ve tabi ki Folik asit: ben gunde 800 mcg aliyorum, 5mthfr formunda olani en iyisi ve dogal olani.
Bunun disinda yasam sartlarinizi degistirmeye calismak da faydali olabiliyor. Hepsini yapamasaniz da birkacini yapsaniz kardir.
Deterjan kullanmayin mesela; klasik zeytinyagli sabun, boraks, camasir sodasi ve sirke ile ben senelerdir camasir yikiyorum. Eger olmazsa biyolojik kimyasali en aza indirgenmis deterjanlar var.
Deodorant ayni sekilde senelerdir kullanmam; onun yerine bildiginiz Ingiliz karbonati kullaniyorum, Ayrica deodaranttan daha etkili koku onleme konusunda.
Turkiye'de ne kadar mumkun bilemiyorum tabi ama dogal yemeye ozen gosterin. Pakete girmis hicbir sey yemeyin ve icmeyin. Herseyin evde yapimi mumkun. Ilk baslarda zor; ancak imkansiz degil. Zaten alistiktan sonra ne disarida yemek yiyebiliyorsunuz ne de pakete girmis birsey.
Sadece soguk sikim szeytinyagi ve diger saglikli yaglari tercih edin yemek yaparken.
Yogurdunuzu evde kendiniz yapin.
Sekeri (ozellikle rafine edilmis olani) ve basit karbonhidratlari (patates, pirinc, pismis havuc, unlu mamuller, her turlu ekmek) hayatinizdan mumkun oldugunca cikarin. Cok zor birsey; ama imkansiz degil. Inanin rafine edilmis seker ve basit karbonhidratlar, sigara kadar zararli seyler vucudunuz icin.
Doktor ve merkeze gelince...
Eger ozellikle yas sebebiyle bu isin icindeyseniz, lutfen zamanin en onemli kriter oldugunu aklinizdan cikarmayin.
Doktorlar gerek yok dese de bence gerekli gereksiz tum testleri en basta yaptirin ki sonradan ay su da vardi bunun yuzunden tutmadi diye zaman kaybetmeyin aylarca. Bu yaslarda kaybedilen her saglikli yumurtaya cok cok yazik; cunku cok zor cikariliyor. Arkadaslar uzun uzun liste vermisler, ben de vermeyecegim o yuzden; ama tum genetik, pihtilasma, rahim durumu, kalinligi, bagisiklik, ayrica rahminizin gebelige elverisliligi ileride erken doguma meyilli mi vs ne varsa bence yaptirin hem kendinize hem esinize (yani saglikli gebelik elde edip sonradan 6. 7. aylarda sirf rahim bozuklugundan dusuren insanlar da oluyor Allah korusun). Sonra bunlarin yuzunden saglikli yumurtalar tutmazsa ya da ileriki zamanlarda dusuk yaparsaniz cok uzulursunuz.
Ve embryo genetigi...
Bu da cok kisisel bir durum; insan yasadigindan tecrube ediyor ve korkuyor dogal olarak. Ben ileriki aylarda kromozomal bozukluktan bebeklerimi kaybettigim icin bu benim korkulu ruyam olmustu. SSu anda da tavsiyem benim yasimda herkese bu olur. Genetiksiz transfer, kesinlikle risk almak bence. Yumurtaniz ciktigi muddetce genetigi yaptirin. Ama tabi isin maddi ve bir de fiziksel yonu var. Cok yumurtasi olmayan arkadaslar korkuyorlar ileri goturmeye bu kadar; fakat unutmayin ki hersey sayi degil. Ben 60'in uzerinde yumurta toplattim, 20 tane genetige gidebildi; anca 2 tanesi saglikli geldi. Ama uc bes yumurta gonderip yine iki uc tanesi saglikli gelenler de var. Yani sayi kesinlikle kistas degil. Bir de ben sigara ictim; lutfen icmeyin. En azindan tedavi boyunca birakin.
Cok konustum, kusura bakmayin. Aslinda daha anlatilacak cok sey var; ama yeri ve zamani geldikce ben yine dusururum cenemi.
Hepiniz saglicakla kalin, moralinizi hep yuksek tutmaya calisin ki bu da cok onemli unutmayin.
Çok teşekkürler ilaçlar içinTurkiye'de benim anladigim cok fazla urun yok benim belirttigim standartlarda Omega3 veren; ama su ikisini tavsiye edebilirim. Kullanan arkadaslar da vardir sanirim.
Omega3 icin, su urunden gunde 3-4 tane:
EFA One - Yüksek Doz Omega 3 - New Life
EFA One - Yüksek Doz Omega 3 ile ilgili detaylı bilgi edinmek için bizimle ile irtibata geçiniz.
www.newlife.com.tr
Ubiquinol, su urunden gunde 4 tane;
CoEnz QH - Aktif KoEnzimQ10 - New Life
CoEnz QH - Aktif KoEnzimQ10 ile ilgili detaylı bilgi edinmek için bizimle ile irtibata geçiniz.
www.newlife.com.tr
Prp konusuna da cok takilmayin artik; dediginiz gibi olan olmus. Degistiremeyeceginiz seyler icin uzulmenin anlami yok su asamada. Umarim ki hasarsiz bir sekilde atlatmissinizdir ve daha cok umarim ki aslinda bu yonem kanitlansin ve kadinlara bir faydasi olsun. Sadece su asamada bence insanlara temkinli yaklasmayi salik vermek en dogrusu...
Embryo genetigi de oyle dusundugunuz gibi sayiyla veya embryo kalitesiyle ilgili degil kesinlikle. Bakin benim gecen sefer tutan 5AA kalitesinde embryomda bebeklerim down sendromlu cikti (bu test olmadan yaptirdigim transferdi). Teste gonderdigim iki embryomdan biri 5BC embryom saglikli geldi, digeri 5AB. Yani o kalite dedikleri sey, embryo genetik testi icat edilmeden once cok onemliydi. Su anda yine bir gosterge eger pgt yaptirmiyorsaniz; ama pgt yapilan embryoda cok da farketmiyor benim anladigim. Ben bu sefer birini transfer ettirdim; cok sukur hamileyim. Zaten test yapilinca iki tane transfer ettirmeyin, cok buyuk ihtimalle ikiz oluyor; o da cok sagliksiz bir durum. Kulaga hos geliyor ikisi bir arada olayi; ama komplikasyonlari gercekten cok, lutfen ozenmeyin.
Hangi yolu secerseniz secin, insallah tutar bu sefer ve bebeginizi kucaginiza alirsiniz.
Evet bu en korkunc ve uzucu senaryoO hic belli olmaz. Yani demin yazdigim gibi 5AA kromozomal hata tasiyor olabilir; ama 5CC saglikli gelebilir. Bunu test yapmadan ya da yasayip gormeden goremiyorsunuz. O yuzden kac hucreli oldugu da kromozomal dogrulukla ilgili garanti degil.
Bir de su risk var ki sakin gozardi etmeyin: Bir embryo sagliksiz oldugu halde tutabilir ve ilerleyebilir; cunku yasamla bagdasan kromozomal sorunlar var (Down, Edward sendromlari gibi). Bu olmasi muhtemel en kotu senaryo aslinda. Dusunenize, transferiniz tutuyor, uc dort ay geciyor; sonra genetik testte bebeginiz down sendromlu cikiyor.
Tanri kimseye boyle bir sey yasatmasin dilerim. Insan nasil karar verir?
Benim PRP ye gitmem zaten 2-3 yumurta gorunsun diye oldu. Ya bir ya sifir cunku gorunenHayır yaptirmadim,eşim başka doktorların fikirlerini alıp öyle yapalım dedi,biz de bahçeci ve memorialle görüştüm nihayetinde memorialde başlamaya karar verdik.
Benim zaten en az 2-3 ortalama 4-5 yumurta görülüyordu ama Bülent hoca tek yunurtan var dedi,adamin günahını almak istemem ama belki de prp yaptıralım diye bu kadar olumsuz konustu.
Bu arada ben de ilk bulent tiras instagram hesabinda prp hakkinda yazinca kendi doktoruma sormustum. O da daha kanitlanmis bir sey yok dedi ama sonra kendi tavsiye edip yapti. Ben doktoruma gercekten cok guveniyorum ve seviyorum bu arada o yuzden direk tamam dedim. Ama iste gecen ayki sifir yumurta olan tablo beni mahvettiDaha önce gebeliğim olmuştu 9. Haftaya kadar,belkide ondan gerek gorulmedi.
Evet bahçeci de guvenc beyle gorusmemde prp sormuştum,etkinliğine inanmadigini söylemişti ama ne hikmetse iki ay sonra kendileri de yapmaya basladilar,yani çok garip insan inanmadigi şeyi neden hastalarına uygular ki bunda bir kaç sebep görüyorum;
1. Belki de ise yarayacak deneyelim ne kaybederiz.
2 ticari kaygilar
3 hastaların istemesi
Umarım yaptıranlar çok güzel sonuçlar alırlar.
Bahceci benim anladigim kadariyla ticari kaygilardan basladi; o kadar cok sorup yapmadiklarini ogrenince baska klinige giden var ki... onlari da anliyorum, en nihayetinde bir ticarethane orasi. O sebeple her klinigin ya da doktorun her onerdigine hemen atlamamak lazim.
Ama Guvenc Bey su anda bile yapmaz eminim; zaten o sebeple ben kendisine cok guvenirim; klinik, politika geregi onerse bile bazi seyleri yapmiyor kendi inisiyatifiyle dogru bulmadigi icin. Isterseniz gidin bir sorun hocam bana prp yapar misiniz diye ☺
Evet ne guzel yazmissiniz benim de icim birazcik rahatladiÇok doğru şeyler yazmışsınız. Benim korkulu rüyam da bu.
Yığınla keyfi testler tahliller yaptırdık, bilinen bi sağlık problemimiz yok, 1 yıldır çocuk istiyoruz, düşük geçmişi yok, ilk tüp bebek denemesi ve 38 yaşındayım diye ngs yapmayalım kararı aldık tüp bebek doktorumla.
5 yumurta toplandı, 2'si olgundu, 2'si de döllendi. 2'si de 3.gün hücre sayısı ve yapı olarak kaliteliydi. Biri 4.gün sonunda intihar etti. Diğeri 6.güne kadar yavaş yavaş bölünmeye devam etti ve 6.gün donduruldu. Kalitesi 5cc idi ama doktorum ısrarla tutacağını, umut vaad ettiğini, 5cc ile sağlıklı bebek sahibi olan kişilerin de olduğunu söyledi. Embriyonun skoru her şey demek değildir dedi. Neticede transferin 7.günü gayet iyi bi hcg değeri ile tuttuğunu gördük, inanamadım ben. Şu ana kadar hiçbir problem yaşanmadı. Laboratuvarda yavaş ilerleyen embriyo rahme girdiği günden beri hızlı gelişim göstermeye başladı. Gelişimi bir hafta önden gidiyor. Dün ikili testte, ölçümlerde, organ gelişiminde bi problem görülmedi ama bayram sonrası bi de kanda genetik tarama testi yaptıracağım. Bana kalsa amniyosentez bile yaptırırım da hem tüp bebek doktorum hem kadın doğum doktorum şu an böyle bir şeye kesinlikle gerek yok diyor.
Ben bi de özel eğitim öğretmeniyim. İşim özel çocuklara eğitim vermek. Meslekten dolayı da kaygım çok yüksek. Doğuma kadar endişeden kafayı yemezsem iyi.
Ama bildiğim bir şey var. Embriyo kalitesi yüksek olunca tutacak ve bebek sağlıklı olacak, düşük olunca tutmayacak veya bebek sağlıksız olacak diye bi şey yok.
Hemen etki etmemis olabilir bence biraz daha sabır,hem çok güzel sonuç alanlar var kötü olanı düşünmeyin,benim tepkim prp için değildi aslinda doktorun tavrı guvenimi sarstı o kadar,ve yaptırmayı düşünenler icin mutlaka başka hekimlere danissinlar diye tavsiyede bulundum, insallah güzel sonuçlar alırsınız.Bu arada ben de ilk bulent tiras instagram hesabinda prp hakkinda yazinca kendi doktoruma sormustum. O da daha kanitlanmis bir sey yok dedi ama sonra kendi tavsiye edip yapti. Ben doktoruma gercekten cok guveniyorum ve seviyorum bu arada o yuzden direk tamam dedim. Ama iste gecen ayki sifir yumurta olan tablo beni mahvetti ☹
Bu arada benim gittigim yerde efsane hikayeler var gercekten de zaten ben de ondan ikna olmustum. Bir bayanla da birebir tabistim konustum. Bakin sizinle ayni durumda diye tanistirmislardi. Onda 4 tane cikmis hic cikmazken ya da bir tane cikarken. O noktada zaten muthis ikna olmustum. O bayan da iste tedavi surecindeydi o da cok sasirmisti. Onda ise yaradi bende yaramadi belki iste. Bekleyip gorucem bu ay sonu anlasilir durum
Evet bu en korkunc ve uzucu senaryo ☹ Ama bu test konusunda iste ben o kadar gune gidemeyenlerden oluyorum embriyo icin. Siz benim yerimde olsaniz yine de yaptirir miydiniz testi? Ben mi yanlis dusunuyorum diye sormak istedim. Yani elinizde 4 yumurta var su anda da zar zor 2-3 ayda bir sadece bir tane yumurta belki cikarabiliyosunuz. Ve bu bir taneyi bile daha ne kadar cikarabilirsiniz belli degil. Durum buyken max 3-4 embriyo olacak denemenizde ve devami muhtemelen yok. 5.gune gidebilir miydiniz?
3.gunde transfer edilip saglikli olmasi fikrini iste ben dua ediyorum mecbur
Evet ben de ileriki aylari bekleyip oyle durumu degerlendireyim diyorum, direk ilk ayda olumsuz yargi yapmamaya calisiyorum ama bir soru isareti oldu su asamada tabi.Hemen etki etmemis olabilir bence biraz daha sabır,hem çok güzel sonuç alanlar var kötü olanı düşünmeyin,benim tepkim prp için değildi aslinda doktorun tavrı guvenimi sarstı o kadar,ve yaptırmayı düşünenler icin mutlaka başka hekimlere danissinlar diye tavsiyede bulundum, insallah güzel sonuçlar alırsınız.
Bu arada bir tane bile çıksa kaliteye odaklanmak en mantiklisi,bu nedenle özellikle arı sutunu ihmal etmeyin,esinizde problem olmada bile ona da bir şeyler yedirin icirin,tek yumurtayla hamile kalan çok.
Esimde allahtan ki hic sorun yok. O kisimda rahatiz neyseki. Havuz da yapamiyorum cikmadigi icin. Allah korusun sizin yasadiginizi da kimseye yasatmasin her isteyene saglikla bu duyguyu yasama sansi versinEn basta da soyledigim gibi, insan bu tip kararlar alirken kendi tecrubelerine dayaniyor. Ben o senaryoyu daha once yasadigim icin bir daha travma riskini goze alamazdim sanirim. Yani testsiz transfer yaptirmazdim kesinlikle.
Yalniz herkeste oyle cok yumurta cikmiyor; ama baska yontemler var. havuz yapmak gibi... burada yaptiran arkadaslar var baska. Ben de havuz yaptim zaten, benimki cok olmasina ragmen korktugum gibi cok az saglikli geldi.
Tabi besinci gune gidememe ayri bir olay. Orada spermin etkili oldugunu soyluyorlar genelde; cunku ucuncu gunden sonra gelisip gelismemesi sperm kalitesiyle ilgiliymis. Bence esinize de takviye kullandirin boyle bir durum varsa.
Amh FSH değerleriniz nasil? Bir de Instagram'da c life diye bir macun var incelemenizi tavsiye ederimEvet ben de ileriki aylari bekleyip oyle durumu degerlendireyim diyorum, direk ilk ayda olumsuz yargi yapmamaya calisiyorum ama bir soru isareti oldu su asamada tabi.
Benim istanbulda bilindik isimlerden neredeyse gitmedigim kalmadi. Artik bir ikiye eleyip devam ediyorum. Durum malesef cok degismiyor ama en azindan diktorla olan iliski cok onemli.. bulent bey dedigim gibi beni pek de istememisti
Insallah tek yumurtayla hamile kalan bir hikayem olur benim deCok tesekkur ederim
Arkadaşlar hepinize merhabalar, şimdiden bayramınızı kutluyorum
Kısa bir süre önce keşfettim sizleri ve çok memnun oldum.
Ben hayatı geç yakalayanlardanım, eşimi 43 yaşımda tanıdım, aşık oldum ve 44 yaşında evlendim. İkimizde aynı yaştayız. Tabiki hemen çocuk sahibi olmak için çalışmalara başladık. Şu an 46 yaşındayım, 2 yıldır tüp bebek tedavisi için uğraşıyoruz. Yazdıklarınızın, yaşadıklarınızın bazılarını bende yaşadım, okudukça kendimi gördüm sizlerde.
Nacizane bende bir kaç tecrübemi paylaşmak istiyorum sizlerle.
Tedaviye ilk başladığım merkezde gittiğim doktor çok ünlü bir prof.dü. Senin yaşında çocuk sahibi olmanı tavsiye etmem ama istiyorsan yaparız gibi hoş olmayan sözler etmişti bana. Sonra yaş nedeniyle pgt yaptırmam konusunda ısrarcı olmuş ve bende çok ikna olmuştum, çünkü hiç bilgim yoktu, araştırmadan balıklama dalmıştım olaya. Hatrısayılır yumurta sayımda vardı o zamanlar, hamile olursam travma yaşamak istemiyordum, ki hala korkuyorum ne yalan söyleyeyim. Bir yıla yakın bi süre sürekli en az 3er yumurta toplandı, hepsi döllendi gelişti ve pgt yapıldı hepsine, sonuç hep olumsuz geldi, bunalıma girmiştim, kendimi çok suçluyordum. Ne yapabilirim, nasıl bi yol izlemeliyim hiç yol gösteren olmuyordu. Maddi olarakda çok sarsmaya başlamıştı bizi, sonuçta merkez değiştirmeye karar verdik.
Şimdiki doktorumla ilk görüşmemizde yaşadıklarımızı anlattım, ne hissettiğimi ne düşündüğümü ağlaya ağlaya anlattım kendisine. Doktorum beni dinledi ve tüm endişelerimle ilgili tek tek açıklama yaptı. Tek dezavantajımın yaşım olduğunu söyledi. Önceki merkezde benden ısrarla söylememe rağmen HSG bile istenmediğini söylediğimde çok kızmıştı. İlk iş benden HSG ve geniş bir kan tahlili, eşimden gerekli tüm testleri ve ikimizden genetik test istedi.
Embriyolar için pgt istemeyeceğini, en iyi laboratuvarın anne rahmi olduğunu, kötü denilen embriyoları bile tamir edebileceğini söylediğinde şaşırmıştım. Neden böyle düşündüğünü detaylı bir şekilde anlattı. 100 tanede göndersen seninin belki 1 tane uygun embriyon gelir onunda tutup tutmayacağı garanti değil, ben gereksiz görüyorum pgtyi demişti. Zaten sorunlu olan embriyolar tutunmaz için rahat olsun, etrafına bir bak senin yaşında doğurupda down sendromlu çocuğu olan kaç kişi var, genç yaşlarda doğuranlarda daha çok görürsün, çünkü ileri yaştakiler daha bilinçli ve kontrol altında tutarlar kendilerini ve artık ileri gebelik haftasına ulaşmadan yapılan testlerle sorunlar erkenden tespit ediliyor demişti.
Tedaviye başladıktan sonra bende multivitamin ve sağlıklı beslenme yoluna girdim. Eşime keçiboynuzu kürü ve çinko ile takviye yaptım.
Ne eşimde nede bende herhangi bi problem yok, yani çocuk olmaması için yaşımızdan başka sorunumuz yok. Doktorum hala keşke 40 yaşında gelseydin bana der.
Şimdi 3. Tüp bebek transferini yaptırdım, 7.günüm,sabırla 12 gün olmasını bekliyorum. Dualarınız eksik etmeyin, Rabbim hepimizin gönlündekini hakkında hayırlı, hakkında hayırlı olanıda gönlüne razı eylesin.
Yaşadıklarımı geniş hatlarıyla kabaca anlatmaya çalıştım, hepimizde biliyoruzki yaşadıklarımız anlatmakla bitmez.