Popüler Konu 40 yasından sonra anne olmaya cabalayanlar

Arkadaslar merhabalar,
Uzaktan takip ediyorum; ama cok detayli yazamiyorum bu aralar her ne kadar cok istesem de.
Oncelikle yeni katilan arkadaslara hosgeldiniz diyorum; ben de bu forumda cok eski sayilmam, daha kidemli arkadaslar var; ancak sanki yillardir birbirimizi taniyormus gibi olduk kimileriyle.

Dogurganlik konusu cok hasas bir konu. Ilk seferinde olmadigi takdirde iki veya 20 defa yapilmis olsa da hic farketmiyor. Icimizde actigi yaralar, umutlarin kirilmasi, psikolojik ve fizyolojik travmalar, ve daha bircok baslik var iliskilendirilebilecek. Erkek kadina gore daha kisisellestirebiliyor benim gordugum. Benim esim yabanci oldugu halde sperm testinin sonucunda sorunun ondan kaynaklanmadigini duymak cok mutlu etmisti kendisini. Kadin cok daha guclu aslinda bu surecte; farkinda olmadan da erkege cok fazla odun verebiliyor. Benim bu konuda oyleyebilecegim sey su: Vucut sizin, o kadar hormon ilacini siz aliyorsunuz, tutmadiginda ya da kurtaj vs gerektiginde operasyonalra siz giriyorsunuz, ve daha bunun gibi bircok surecten siz geciyorsunuz. O yuzden lutfen aklinizdan cikarmayin, erkege birazcik halt yemek duser bu surecte. Altyapi, kultur, yetistirilme farki gibi seyler yuzunden hayatlar farkli olabilir; ancak her erkege anladigi dilden bence bunu anlatmak veya acik acik olmasa da hissettirmek cok onemli diye dusunuyorum. Benim esim bu ise ilk giristigimizde tedavinin yasadigimiz yerde olmamasi, parasal yonu vs gibi bircok seyi bahane etmeye kalkmisti. Tabiri caizse agzini ilk actiginda kuvvetli bir sekilde kapattim ve sonrainda bir daha acamadi, pasa pasa ben neyi uygun gorduysem yapti. Sonucta kanser olma, rahminde hasar gorme vs gibi riskleri tasiyan benim ve bu konuda kendisine cok soz dusmez diye dusunuyorum. Tabi ki herkes kendi eseginin nalini cakmayi en iyi bilir.

Tedaviye hazirlik asamasi, merkez ve doktor secimi cok onemli. Bu isin bircok bileseni var. Yasi genc olanlar icin izlenmesi gereken yok ayri, 40 yas civari cok farkli. Her iki durumda da kadinin ve erkegin fizyolojik durumlari cok belirleyici olabiliyor. Ayrica doktor ile iliskiniz cok cok onemli; eger kimyaniz tutmadiysa piyasanin krali doktor dahi olsa isiniz rast gitmiyor bence. Ve en onemlisi dogru zaman, dogru yer dogru insan uclemesi. Yani hersey cikacak yumurtanin sagligina ve sonrasinda da bir miktar iyi dollenme ve laboratuvar sartlarina bagli oldugu icin, hangi ayda hangi merkezde hangi doktorun kesistigi cok onemli. Uc ay cok iyi merkezde deniyorsunuz, birsey cikmiyor; dorduncu ay burasi beceremiyor diye kosebasindaki adi duyulmadik bir merkezde ilk denemede tutabiliyor. Aslinda arka planda rol oynayan en onemli faktor o ayki cikan bir adet yumurtanizin tesadufen cok kaliteli ve saglikli olmasi; ama bunu asla bilemiyoruz ve merkeze veya doktora bagliyoruz. Aslina bakarsaniz, biraz da sans isi buna inanmak lazim ve tevekkul.
O yuzden onerebilecek tek bir formul yok bu iste.

Bilesen cok olunca, konusan da cok oluyor tabi ki. Herkesin tecrubesi farkli farkli. Benim de bilmedigim sorunlari yasayan o kadar arkadas tanidim ki... Insan hepsine yardimci olabilmek icin yaniyor ama elden birsey gelmiyor maalesef. O yuzden herkese bol bol dua ediyorum bir taraftan.

Su ara gordugum konusulan konulardaki fikrimi de soylemek istiyorum bu arada.

Oncelikle prp konusu...
Bu su anda secilmemis deneklerle uzun uzun arastirma yapilarak kanitlanmis bir metod degil. Lutfen bunu cok iyi anlayin. Yaptiracak olanlar, bu isi piyasaya sokan doktorlarin bilincsiz denegi oluyorlar. Eger bunu bilip isin icine girecekseniz, onden buyrun derim, en kotu ihtimalle sadece bilime bir katkiniz olur, fiziksel olarak bir hasar gormezseniz.
Ben olsam, hic yumurtam kalmadigini duyana kadar yaptirmam (ki o da cok dusunulecek bir durum). Kaldi ki prp yaptirdiktan sonra o zamana kadar dollenme sorunu olmadigi halde bunu yasayan, yumurta cikaramayan kadinlarla da tanistim. Yani cok buyuk bir risk aliniyor bence.
Ama yine de siz bilirsiniz.

Akabinde, DNA / yumurta hasari konusu...
Buyuk ihtimalle tesbihte hata oluyor genelde; fakat sunun altini cizmek istiyorum. DNA seviyesinde varolan hasarlar geri dondurulemez arkadaslar. O yuzden lutfen vitamin mineral veya baska tavkiyeler kullanarak yumurtalarinizin kalitesinin artacagina inanmayin, bunu soyleyen varsa da kosarak uzaklasin oradan. Bu bilimsel olarak mumkun degil.

Kadin yumurtalari daha kendisi ana rahmine dustugunde olusuyorlar. Erkek spermi gibi hayat boyu uretilen birsey degil. Dogurgan oldugumuz yillar boyunca (adet gormeye basladigimizdan menapoza kadar) vucut var olan yumurtalari folikul olarak birakiyor. Yani siz annenizin rahminde dollendiginiz sirada olusan rezervi kullaniyorsuniz. Hayatiniz boyunca yediginiz, ictiginiz seyler, maruz kaldiginiz sigara, alkol, deterjan, yiyeceklerdeki katki maddeleri vs toksik seyler yillar icerisinde var olan butun hicrelerinize zarar verdigi gibi yumurtalariniza da zarar veriyor. Ki yumurta hucreleri vucudumuzdaki en hassas hucrelerdir ve gelen zararin tamiri mumkun degildir.
Oyle olsa var olan bircok genetik hastalik geri dondurulebilirdi.
Bu demek degildir ki takviyelerin faydasi yok. Tabi ki var. Yaslandigimiz icin yumurtalarimiz (bir hucre olduklari icin) da yaslaniyor ve kaliteleri sadece zaman faktoru ile giderek azaliyor. Bu geri dondurulebilecek bir dongu degil. Bununla birlikte yasam sartlarimiz (yediklerimiz, ictiklerimiz, kullandigimiz kimyasallar, temizlik maddeleri, soludugumuz hava vs daha bir suru sey) da yumurta kalitelerini azaltiyor. Iste takviyeler, bilhassa antioksidanlar, bu ilave zarari onlemek icin faydali.
Takviyeleri kullandiginiz zaman ve ayrica yasam standartlarinizi saglikli bir seviyeye cektiginiz zaman, maruz kaldiginiz dis ektenleri en aza indirip, kalan saglikli hucrelerinizi koruyorsunuz.
Ama o zamana kadar verilmis olan zarari geri cevirebilecek henuz bilimsel bir yontem kesfedilmedi henuz.
Unutmayin ki yumurtalariniz, mayoz bolunmeyi bekleyen hucrelerdir (bu da dollenme sirasinda baslar) ve icerigini genetik olarak degistiremezsiniz. Bir yumurta hucresi zarar gormusse gormustur; bunun geri donusu yok.
Aksini iddia eden kim varsa bu piyasada, hipokrat yemininden suphe edin lutfen.

40 yasinda bir kadinin yumurtasiyla ayni yaslarda bir erkegin sperminden dollenen embryonun saglikli olma sansi bu sebeplerden dolayi 10% civaridir. Bu bende sigara ictigim icin daha da dusuktu, 5% ti oran. O yuzden nacizane tavsiyem, kalite artirma umut tacirlerine kanmayiniz ve var olan yumurtalarinizin kalitesini nasil koruyacaginizin pesine dusunuz. Bu da yuksek dozda antioksidan ve esansiyel yag ve vitaminlerle mumkun.

Bunlarin da tavsiye edilen dozajlari onemli. Baska maddeler olabilir; ben sadece buraya bildiklerimi ve sahsen kullandiklarimi listeliyorum.
Bunlardan omega ve ubiquinol u ben zaten normal hayatimda da kullanirdim, fakat tup bebek tedavisi icin ikisinin de miktarini artirdim.
Ayrica en onemli husus, tedaviye baslamadan once bir kan sayimi, onemli vitamin ve minerallerinize baktirmanizi tavsiye ederim. Lutfen ozellikle D3 ve diger vitamin testlerinizi yaptirip sonucunuzu ogrenmeden hicbir sey kullanmayin. Gerekirse bana sorun ben yine ne yapmak istediginiz ile ilgili fikrimi soylerim. Daha once burada kafasina gore D vitamini alip cok yuksek seviyelere firlatan arkadaslar oldu; aman boyle yapmayin rica ederim.

1. Gunde ortalama EPA+DHA seviyesi 3 - 3,5 gr olan bir Omega3. Aldiginiz urunun IFOS 5 yildizli olmasi onemli, yoksa piyasada cok balik yagi adi altinda satilan cop var. Ben normalde 1,5-2 gr kullanirdim, tup bebek tedavisi icin bu seviyeye cikardim. Bunun icin test yaptirmaniza gerek yok, esansiyel bir yag oldugu icin vucudumuza hergun azami 3-3,5 gr in hicbir zarari yoktur, her bunyenin de ihtiyaci vardir. Fazlasini almayin, Omega3 kani sulandirdigi icin tehlikeli olur. Ayrica baska bir kan sulandirici ile birlikte kullandiginizda da temkinli olmaniz gerekir.

2. Gunde 400-600 mg arasi Ubiquinol (Ubiquinone ya da koenzim degil dikkatinizi cekiyorum)- gun icinde bolusturulerek alin. Bu bizim yasimizda dogurganlik disinda da onemli oldugu icin hep kullanilmasi lazim aslinda. Vucudumuzdaki hucrelerimize hasar vererek bizim yaslanmamiza ve yangisal (inflammatory) hastaliklara sebep olan serbest radikallerin etkisiz hale getirilmesi icin gerekli. Vucudumuz bunu aslinda kendisi 25 yaina kadar uretiyor; ancak 25 yasindan sonra bunu uretememeye basliyor ve dolayisiyla biz de yaslanmaya basliyoruz. Cok kisa olarak faydasi boyle aciklanabilir. Sizi daha genc yapmaz ama yasin getirdigi yan etkileri bertaraf eder. Normalde gunde 100-200 arasi kullanirdim, tup bebek tedavisinde bu yuksek orana yukselttim.

3. D vitamini: kesinlikle seviyenizi olcun once, sonra gerekiyorsa takviyeye baslayin. D vitamini yuzyilimizin en onemli kesiflerinden biri. Eksikligi bircok yangisal hastaligin sebebi oldugu kanitlanmis, dogurganlikla da direk iliskilendirilmektedir. Bilim dunyasi optimal seviyeler hususunda ikiye bolunmus vaziyette; ben sahsi olarak kendi tecrube ettiklerimle seviyemi 80-100 arasinda tuttugumda optimal fayda elde ettigimi biliyorum. Benim seviyeme standart ekolden gelen cogu doktor toksik der, fakat benim takip ettigim ekol de aksini iddia ediyor. Bu oranin toksisitesi de kanitlanmis bir iddia degil. Misal, benim alerjilerim vardi bu sekilde gecti, ayrica cogunlukla hic hastalanmam (ya da cok hafif geciririm) insanlar gripten kirilirken falan yani cok faydasini gordum. Ama mutlaka once seviyenize baktirin. D vitamini almanin en uygun yolu guneslenmek, fakat gunesin Turkiye’ye D vitamini uretebilmek icin vucudumuza gerekli olan gelis acisi olan minimum 55 derece, mayis ve agustos aylari arasinda vurdugu icin, bu aylarin disinda takviye almak sart. Gunluk ideal doz da hicbir gunes gormeden kilo basina 100IU olarak oneriliyor. (Misal 50 kilo iseniz, 50 x 100 = 5000 IU gunde almak gereken doz). Ama tabi hem gunes gordugunuz bir zamandasiniz hem de takviye kullanacaksaniz, dengeyi kendiniz bulacaksiniz olcumlerle.

4. K2 vitamini: D vitamini benim gibi yuksek D vitamini kullanimi oldugunda, vucutta kalsiyum emilimi artiyor. Kalsiyumun damarlarda birikmemesi, bobreklerde tas yapmamasi, kemikler ve disler gibi gereken yerlere yonlendirilmesi icin K2 vitamini gerekiyor. Gunde 90 veya 100’luk tabletler kafidir. 200'e kadar cikarilabilir.

5. C vitamini: ben gunde 1000 mg kullaniyorum, vucut zaten ihtiyac fazlasini idrarla atiyor, o yuzden tereddut etmeye gerek yok. Biyolojik iyi bir marka kullanin.

6. B12: Mutlaka once kendi seviyenizi olcturun, ben 800-1000 pg/ml arasi tutuyorum seviyemi. Metilkobalamin en dogal formudur, kullanmaniz gerekirse bu formu olan dil alti tabletleri tercih edin.

7. Arisutu: dogal bir urun bulun, ben gunde 1000 mg kullanmistim. Aktarlardan degil, ekstrati yapilmis tablet/kapsul olanlari tercih edin. Iceriginde 10-DHA nin en az 2 veya 3% olmasi onemli. Lutfen icerigine dikkat edin, dolandirilmayin.

8. Ve tabi ki Folik asit: ben gunde 800 mcg aliyorum, 5mthfr formunda olani en iyisi ve dogal olani.

Bunun disinda yasam sartlarinizi degistirmeye calismak da faydali olabiliyor. Hepsini yapamasaniz da birkacini yapsaniz kardir.
Deterjan kullanmayin mesela; klasik zeytinyagli sabun, boraks, camasir sodasi ve sirke ile ben senelerdir camasir yikiyorum. Eger olmazsa biyolojik kimyasali en aza indirgenmis deterjanlar var.
Deodorant ayni sekilde senelerdir kullanmam; onun yerine bildiginiz Ingiliz karbonati kullaniyorum, Ayrica deodaranttan daha etkili koku onleme konusunda.
Turkiye'de ne kadar mumkun bilemiyorum tabi ama dogal yemeye ozen gosterin. Pakete girmis hicbir sey yemeyin ve icmeyin. Herseyin evde yapimi mumkun. Ilk baslarda zor; ancak imkansiz degil. Zaten alistiktan sonra ne disarida yemek yiyebiliyorsunuz ne de pakete girmis birsey.
Sadece soguk sikim szeytinyagi ve diger saglikli yaglari tercih edin yemek yaparken.
Yogurdunuzu evde kendiniz yapin.
Sekeri (ozellikle rafine edilmis olani) ve basit karbonhidratlari (patates, pirinc, pismis havuc, unlu mamuller, her turlu ekmek) hayatinizdan mumkun oldugunca cikarin. Cok zor birsey; ama imkansiz degil. Inanin rafine edilmis seker ve basit karbonhidratlar, sigara kadar zararli seyler vucudunuz icin.

Doktor ve merkeze gelince...
Eger ozellikle yas sebebiyle bu isin icindeyseniz, lutfen zamanin en onemli kriter oldugunu aklinizdan cikarmayin.
Doktorlar gerek yok dese de bence gerekli gereksiz tum testleri en basta yaptirin ki sonradan ay su da vardi bunun yuzunden tutmadi diye zaman kaybetmeyin aylarca. Bu yaslarda kaybedilen her saglikli yumurtaya cok cok yazik; cunku cok zor cikariliyor. Arkadaslar uzun uzun liste vermisler, ben de vermeyecegim o yuzden; ama tum genetik, pihtilasma, rahim durumu, kalinligi, bagisiklik, ayrica rahminizin gebelige elverisliligi ileride erken doguma meyilli mi vs ne varsa bence yaptirin hem kendinize hem esinize (yani saglikli gebelik elde edip sonradan 6. 7. aylarda sirf rahim bozuklugundan dusuren insanlar da oluyor Allah korusun). Sonra bunlarin yuzunden saglikli yumurtalar tutmazsa ya da ileriki zamanlarda dusuk yaparsaniz cok uzulursunuz.

Ve embryo genetigi...
Bu da cok kisisel bir durum; insan yasadigindan tecrube ediyor ve korkuyor dogal olarak. Ben ileriki aylarda kromozomal bozukluktan bebeklerimi kaybettigim icin bu benim korkulu ruyam olmustu. SSu anda da tavsiyem benim yasimda herkese bu olur. Genetiksiz transfer, kesinlikle risk almak bence. Yumurtaniz ciktigi muddetce genetigi yaptirin. Ama tabi isin maddi ve bir de fiziksel yonu var. Cok yumurtasi olmayan arkadaslar korkuyorlar ileri goturmeye bu kadar; fakat unutmayin ki hersey sayi degil. Ben 60'in uzerinde yumurta toplattim, 20 tane genetige gidebildi; anca 2 tanesi saglikli geldi. Ama uc bes yumurta gonderip yine iki uc tanesi saglikli gelenler de var. Yani sayi kesinlikle kistas degil. Bir de ben sigara ictim; lutfen icmeyin. En azindan tedavi boyunca birakin.

Cok konustum, kusura bakmayin. Aslinda daha anlatilacak cok sey var; ama yeri ve zamani geldikce ben yine dusururum cenemi.
Hepiniz saglicakla kalin, moralinizi hep yuksek tutmaya calisin ki bu da cok onemli unutmayin.

merhaba,

çok etkilenerek okudum bütün yazdıklarınızı..tabi önceki hikayenizi bilmiyorum ama bilgi olarak kat kat ilerdesiniz

öncelikle belki yanlış ama bu vitamin takviyeleri..vs onları yapabilme ihtimalim yokmuş gibi geliyor, çok karışık geliyor. ya da allah korusun insanın başına gelmeden akıllanmıyor bilmiyorum. bana her iki doktorum da ki prof'lar vermediler. ben kendi kendime sadece folik asit içmeyi becerebiliyorum. impryl almıştım bir de bir zamanlar. başka bir şey yapamıyorum. yazarken bile saçma geldi yapamıyor olmam ama vitamin olayına giremedim bir türlü :KK43: şöyleki bir avuç avuç hap/vitamin içme fikri kafamda oturmadı sanırım ya da korktum. ama yazdıklarınızdan Ubiquinol ve Omega 3 alsam mı diye de içimden geçirdim. çok anlamıyorum ama belirli bir marka var mı direk alıp çıkabileceğim?

PRP konusunda bir kaç şey söylemek istiyorum; çok haklısınız, ben galiba denek oldum :KK43: biraz pişmanım direk atladığım için bu olaya... olur da yumurta çıkmaya başlarsa zaten paylaşırım ama yaptırdığım ay sıfır yumurta olması beni biraz düşündürdü.. yumurtalıklara igne değmesi falan zaten çok hassas olan yumurtalıkları etkilemiş olabilir korkusundayım. neyse olan oldu bakıp görücez..

kendi adıma embriyo genetiği konusunda ise benim hiç sansım yok zaten zar zor yumurta çıkıyor bir de elimde sağlıklı az sayıda donmuş yumurta var.. artık deneyip görücez..siz o iki kaliteli testten gelen embriyoru transfer ettiniz mi? yoksa bekliyor musunuz? kusura bakmayın öncenizi bilmedğimden merak ettim süreci..

şu foruma katılmak en cok genetik test ve kan pıhtılaşması ile ilgili testleri yaptırmam açısından önemli bir farkındalık yarattı bende transferden önce.. direk buna odaklanıyorum şimdi :)

şans ve sabır hepimizin yanında olsun, bizim yaşadıklarımızı yaşayan herkes inşallah bir an önce güzel sonuçları alsın..
 
yani kafam hep şurada karışıyor anne ve babada genetik sorun yoksa zaten neden genetik teste gönderiliyor ki embriyolar? sırf yaş faktörümüz yüzünden mi?

neyse ben bu iki konuyla ilgili de aksiyon alıcam çok teşekkür ederim.

daha tabi transfer aşamalarına gelemediğimiz için şu an her şey bir toz bulutu gözümde..

sizin de inşallah çok rahat geçer hamilelik süreciniz bu arada, tebrik de etmemişim önceki yazışmalarda :) çok tebrik ediyorum, sağlıkla kucağınıza alırsınız bebeğinizi inşallah :emir_bebek:

Teşekkür ederim sağolun. En kısa sürede darısı başınıza inşallah.

Evet yaştan dolayı oluşan genetik hasar durumu var bi de.
Genetik bozukluğu aileden aktarımla taşıyıcılık durumuna kandaki genetik testle bakılıyor.
Ama yaştan dolayı üreme hücrelerinde hasar var mı yok mu durumu yumurta, sperm veya embriyo genetik incelemesinde belli oluyor.

Mesela ayrı ayrı anne baba hücresinde sorun olmayabilir ama bir araya gelince uyumsuzluk ve genetik dizilimde sorun çıkabiliyor. Bunu tüp bebek aşamasındaki genetik taramada anlayabiliyorlar.

O yüzden 40 yaş ve üzeri tüp bebek tedavisinde pgt önemli. Üreme hücrelerindeki hasar genellikle 40 yaş sonrası artıyor çünkü. Hem kadında hem erkekte.

Genetik bozukluk taşıyıcılığına o geni ayıklamak dışında çare bulunamaz ama yaş sebebiyle üreme hücrelerindeki yaşlanmayı yavaşlatmak, yenilenmelerini sağlamak mümkün olabiliyor. Sağlıklı ve doğal beslenme + d vitamini + koenzim q10 veya ek başka antioksidanlar + omega 3 düzenli kullanım ile hem genel sağlığa hem üreme sağlığına fayda sağlanabilir. Ben cildimden, enerjimden farkı görüyordum. Mutlaka faydası oluyor.
 
yani kafam hep şurada karışıyor anne ve babada genetik sorun yoksa zaten neden genetik teste gönderiliyor ki embriyolar? sırf yaş faktörümüz yüzünden mi?

neyse ben bu iki konuyla ilgili de aksiyon alıcam çok teşekkür ederim.

daha tabi transfer aşamalarına gelemediğimiz için şu an her şey bir toz bulutu gözümde..

sizin de inşallah çok rahat geçer hamilelik süreciniz bu arada, tebrik de etmemişim önceki yazışmalarda :) çok tebrik ediyorum, sağlıkla kucağınıza alırsınız bebeğinizi inşallah :emir_bebek:

Her saglikli insanin butun hucrelerinde 46 adet (23 cift) kromozomu vardir. Bunlarin yarisi annemizden diger yarisi da babamizdan gelir.

Dollenme sirasinda annenin hucresi olan yumurta ve babanin hucresi olan sperm, bolunur ve 46 kromozomun 23'unu olusacak bebek icin verir. Yani annenin yumurta hucresinin 46 adet olan kromozomlarinin yarisiyla babanin sperminin kromozomlarinin yarisi birleserek yeni bir hucre olustururlar. Buna mayoz bolunme deniyor. Bu, hucre olusumunun en onemli asamasi. (Cunku bu bolunme sirasinda bazen hatalar olusabiliyor. Bu hatalar genlere bagli olusan hatalar yuzunden oluyor genellikle. Yas faktoru onemli; cunku ileriki yaslarda hucrelerimiz yaslandiklari icin hasarlaniyorlar. Ama genc yaslarda da mumkun.)
Bu bolunme olustuktan sonra o bir adet olusan ilk hucre, zamanla kendini ikiye boluyor. Her bolunen hucre, otomatik olarak ilk hucreyi aynen kopyalamaya kodlanmistir. Buna da mitoz bolunme deniliyor. Fakat bu surecte de bazen hatalar olusabiliyor. Kimisi ilk gunlerde, kimisi sonraki haftalarda da olabiliyor. O zaman da bazi hucreler kopyalanirken yanlis kromozom sayisina bolunuyor, bazilari saglikli bolunmeye (46 kromozom olarak) devam ediyor. Iste bu duruma da mozaik deniliyor. Aslina bakarsaniz bolunmede olusan hatalar ne kadar gec baslarsa, olusan bebekteki hasar / kusur da o kadar az oluyor. Cunku bu hucreler organlara donusuyor zamanla.

Simdi anne ve baba saglikli oldugu durumda dahi yukarida anlattigim riskler mevcut. Bu doganin isleyisi.

Bir de anne veya babada kendi hucrelerinde bu kromozomal bozukluklar zaten var olmus oluyor. Kendileri saglikli, hicbir belirti yok; ancak bebek yaparken bu sorun ortaya cikabiliyor. Cunku zaten olmasi gereken butun hucrelerin 46 adet kromozomu olmasi; ancak bazilarinda bu olmasi gerektigi gibi degil. Iste bu durumda da kesinlikle pgt yapilmali; cunku dollenme sonucunda saglikli / sagliksiz seciminin yapilmai lazim.

Yani ilk durum sans isi, biraz da yasa bagli bir gereklilik. Ikinci durumda ise kesinlikle pgt secilmesi gerekilen bir yontem.
 
Teşekkür ederim sağolun. En kısa sürede darısı başınıza inşallah.

Evet yaştan dolayı oluşan genetik hasar durumu var bi de.
Genetik bozukluğu aileden aktarımla taşıyıcılık durumuna kandaki genetik testle bakılıyor.
Ama yaştan dolayı üreme hücrelerinde hasar var mı yok mu durumu yumurta, sperm veya embriyo genetik incelemesinde belli oluyor.

Mesela ayrı ayrı anne baba hücresinde sorun olmayabilir ama bir araya gelince uyumsuzluk ve genetik dizilimde sorun çıkabiliyor. Bunu tüp bebek aşamasındaki genetik taramada anlayabiliyorlar.

O yüzden 40 yaş ve üzeri tüp bebek tedavisinde pgt önemli. Üreme hücrelerindeki hasar genellikle 40 yaş sonrası artıyor çünkü. Hem kadında hem erkekte.

Genetik bozukluk taşıyıcılığına o geni ayıklamak dışında çare bulunamaz ama yaş sebebiyle üreme hücrelerindeki yaşlanmayı yavaşlatmak, yenilenmelerini sağlamak mümkün olabiliyor. Sağlıklı ve doğal beslenme + d vitamini + koenzim q10 veya ek başka antioksidanlar + omega 3 düzenli kullanım ile hem genel sağlığa hem üreme sağlığına fayda sağlanabilir. Ben cildimden, enerjimden farkı görüyordum. Mutlaka faydası oluyor.

Ya bu arada daldim muhabbetinize; ama bugun cenem dustu kusura bakmayin :)
 
Teşekkür ederim sağolun. En kısa sürede darısı başınıza inşallah.

Evet yaştan dolayı oluşan genetik hasar durumu var bi de.
Genetik bozukluğu aileden aktarımla taşıyıcılık durumuna kandaki genetik testle bakılıyor.
Ama yaştan dolayı üreme hücrelerinde hasar var mı yok mu durumu yumurta, sperm veya embriyo genetik incelemesinde belli oluyor.

Mesela ayrı ayrı anne baba hücresinde sorun olmayabilir ama bir araya gelince uyumsuzluk ve genetik dizilimde sorun çıkabiliyor. Bunu tüp bebek aşamasındaki genetik taramada anlayabiliyorlar.

O yüzden 40 yaş ve üzeri tüp bebek tedavisinde pgt önemli. Üreme hücrelerindeki hasar genellikle 40 yaş sonrası artıyor çünkü. Hem kadında hem erkekte.

Genetik bozukluk taşıyıcılığına o geni ayıklamak dışında çare bulunamaz ama yaş sebebiyle üreme hücrelerindeki yaşlanmayı yavaşlatmak, yenilenmelerini sağlamak mümkün olabiliyor. Sağlıklı ve doğal beslenme + d vitamini + koenzim q10 veya ek başka antioksidanlar + omega 3 düzenli kullanım ile hem genel sağlığa hem üreme sağlığına fayda sağlanabilir. Ben cildimden, enerjimden farkı görüyordum. Mutlaka faydası oluyor.

anladım, yaş pek çok şeyi etkiliyor :KK43: vitamin içmem gerektiğine de ikna oldum artık :)

amin güzel dilekleriniz için de inşallah burada isteyen herkesin başına en kısa zamanda
 
Kızlar bağışıklık testi nedir,?yaptirmak istiyorum,gerçi doktorum gerek yok dedi ama ben bir dahaki transfer öncesi yaptirayim diyorum,nerede ve hangi bölümde gidip yaptiravilirim
 
Arkadaslar merhabalar,
Uzaktan takip ediyorum; ama cok detayli yazamiyorum bu aralar her ne kadar cok istesem de.
Oncelikle yeni katilan arkadaslara hosgeldiniz diyorum; ben de bu forumda cok eski sayilmam, daha kidemli arkadaslar var; ancak sanki yillardir birbirimizi taniyormus gibi olduk kimileriyle.

Dogurganlik konusu cok hasas bir konu. Ilk seferinde olmadigi takdirde iki veya 20 defa yapilmis olsa da hic farketmiyor. Icimizde actigi yaralar, umutlarin kirilmasi, psikolojik ve fizyolojik travmalar, ve daha bircok baslik var iliskilendirilebilecek. Erkek kadina gore daha kisisellestirebiliyor benim gordugum. Benim esim yabanci oldugu halde sperm testinin sonucunda sorunun ondan kaynaklanmadigini duymak cok mutlu etmisti kendisini. Kadin cok daha guclu aslinda bu surecte; farkinda olmadan da erkege cok fazla odun verebiliyor. Benim bu konuda oyleyebilecegim sey su: Vucut sizin, o kadar hormon ilacini siz aliyorsunuz, tutmadiginda ya da kurtaj vs gerektiginde operasyonalra siz giriyorsunuz, ve daha bunun gibi bircok surecten siz geciyorsunuz. O yuzden lutfen aklinizdan cikarmayin, erkege birazcik halt yemek duser bu surecte. Altyapi, kultur, yetistirilme farki gibi seyler yuzunden hayatlar farkli olabilir; ancak her erkege anladigi dilden bence bunu anlatmak veya acik acik olmasa da hissettirmek cok onemli diye dusunuyorum. Benim esim bu ise ilk giristigimizde tedavinin yasadigimiz yerde olmamasi, parasal yonu vs gibi bircok seyi bahane etmeye kalkmisti. Tabiri caizse agzini ilk actiginda kuvvetli bir sekilde kapattim ve sonrainda bir daha acamadi, pasa pasa ben neyi uygun gorduysem yapti. Sonucta kanser olma, rahminde hasar gorme vs gibi riskleri tasiyan benim ve bu konuda kendisine cok soz dusmez diye dusunuyorum. Tabi ki herkes kendi eseginin nalini cakmayi en iyi bilir.

Tedaviye hazirlik asamasi, merkez ve doktor secimi cok onemli. Bu isin bircok bileseni var. Yasi genc olanlar icin izlenmesi gereken yok ayri, 40 yas civari cok farkli. Her iki durumda da kadinin ve erkegin fizyolojik durumlari cok belirleyici olabiliyor. Ayrica doktor ile iliskiniz cok cok onemli; eger kimyaniz tutmadiysa piyasanin krali doktor dahi olsa isiniz rast gitmiyor bence. Ve en onemlisi dogru zaman, dogru yer dogru insan uclemesi. Yani hersey cikacak yumurtanin sagligina ve sonrasinda da bir miktar iyi dollenme ve laboratuvar sartlarina bagli oldugu icin, hangi ayda hangi merkezde hangi doktorun kesistigi cok onemli. Uc ay cok iyi merkezde deniyorsunuz, birsey cikmiyor; dorduncu ay burasi beceremiyor diye kosebasindaki adi duyulmadik bir merkezde ilk denemede tutabiliyor. Aslinda arka planda rol oynayan en onemli faktor o ayki cikan bir adet yumurtanizin tesadufen cok kaliteli ve saglikli olmasi; ama bunu asla bilemiyoruz ve merkeze veya doktora bagliyoruz. Aslina bakarsaniz, biraz da sans isi buna inanmak lazim ve tevekkul.
O yuzden onerebilecek tek bir formul yok bu iste.

Bilesen cok olunca, konusan da cok oluyor tabi ki. Herkesin tecrubesi farkli farkli. Benim de bilmedigim sorunlari yasayan o kadar arkadas tanidim ki... Insan hepsine yardimci olabilmek icin yaniyor ama elden birsey gelmiyor maalesef. O yuzden herkese bol bol dua ediyorum bir taraftan.

Su ara gordugum konusulan konulardaki fikrimi de soylemek istiyorum bu arada.

Oncelikle prp konusu...
Bu su anda secilmemis deneklerle uzun uzun arastirma yapilarak kanitlanmis bir metod degil. Lutfen bunu cok iyi anlayin. Yaptiracak olanlar, bu isi piyasaya sokan doktorlarin bilincsiz denegi oluyorlar. Eger bunu bilip isin icine girecekseniz, onden buyrun derim, en kotu ihtimalle sadece bilime bir katkiniz olur, fiziksel olarak bir hasar gormezseniz.
Ben olsam, hic yumurtam kalmadigini duyana kadar yaptirmam (ki o da cok dusunulecek bir durum). Kaldi ki prp yaptirdiktan sonra o zamana kadar dollenme sorunu olmadigi halde bunu yasayan, yumurta cikaramayan kadinlarla da tanistim. Yani cok buyuk bir risk aliniyor bence.
Ama yine de siz bilirsiniz.

Akabinde, DNA / yumurta hasari konusu...
Buyuk ihtimalle tesbihte hata oluyor genelde; fakat sunun altini cizmek istiyorum. DNA seviyesinde varolan hasarlar geri dondurulemez arkadaslar. O yuzden lutfen vitamin mineral veya baska tavkiyeler kullanarak yumurtalarinizin kalitesinin artacagina inanmayin, bunu soyleyen varsa da kosarak uzaklasin oradan. Bu bilimsel olarak mumkun degil.

Kadin yumurtalari daha kendisi ana rahmine dustugunde olusuyorlar. Erkek spermi gibi hayat boyu uretilen birsey degil. Dogurgan oldugumuz yillar boyunca (adet gormeye basladigimizdan menapoza kadar) vucut var olan yumurtalari folikul olarak birakiyor. Yani siz annenizin rahminde dollendiginiz sirada olusan rezervi kullaniyorsuniz. Hayatiniz boyunca yediginiz, ictiginiz seyler, maruz kaldiginiz sigara, alkol, deterjan, yiyeceklerdeki katki maddeleri vs toksik seyler yillar icerisinde var olan butun hicrelerinize zarar verdigi gibi yumurtalariniza da zarar veriyor. Ki yumurta hucreleri vucudumuzdaki en hassas hucrelerdir ve gelen zararin tamiri mumkun degildir.
Oyle olsa var olan bircok genetik hastalik geri dondurulebilirdi.
Bu demek degildir ki takviyelerin faydasi yok. Tabi ki var. Yaslandigimiz icin yumurtalarimiz (bir hucre olduklari icin) da yaslaniyor ve kaliteleri sadece zaman faktoru ile giderek azaliyor. Bu geri dondurulebilecek bir dongu degil. Bununla birlikte yasam sartlarimiz (yediklerimiz, ictiklerimiz, kullandigimiz kimyasallar, temizlik maddeleri, soludugumuz hava vs daha bir suru sey) da yumurta kalitelerini azaltiyor. Iste takviyeler, bilhassa antioksidanlar, bu ilave zarari onlemek icin faydali.
Takviyeleri kullandiginiz zaman ve ayrica yasam standartlarinizi saglikli bir seviyeye cektiginiz zaman, maruz kaldiginiz dis ektenleri en aza indirip, kalan saglikli hucrelerinizi koruyorsunuz.
Ama o zamana kadar verilmis olan zarari geri cevirebilecek henuz bilimsel bir yontem kesfedilmedi henuz.
Unutmayin ki yumurtalariniz, mayoz bolunmeyi bekleyen hucrelerdir (bu da dollenme sirasinda baslar) ve icerigini genetik olarak degistiremezsiniz. Bir yumurta hucresi zarar gormusse gormustur; bunun geri donusu yok.
Aksini iddia eden kim varsa bu piyasada, hipokrat yemininden suphe edin lutfen.

40 yasinda bir kadinin yumurtasiyla ayni yaslarda bir erkegin sperminden dollenen embryonun saglikli olma sansi bu sebeplerden dolayi 10% civaridir. Bu bende sigara ictigim icin daha da dusuktu, 5% ti oran. O yuzden nacizane tavsiyem, kalite artirma umut tacirlerine kanmayiniz ve var olan yumurtalarinizin kalitesini nasil koruyacaginizin pesine dusunuz. Bu da yuksek dozda antioksidan ve esansiyel yag ve vitaminlerle mumkun.

Bunlarin da tavsiye edilen dozajlari onemli. Baska maddeler olabilir; ben sadece buraya bildiklerimi ve sahsen kullandiklarimi listeliyorum.
Bunlardan omega ve ubiquinol u ben zaten normal hayatimda da kullanirdim, fakat tup bebek tedavisi icin ikisinin de miktarini artirdim.
Ayrica en onemli husus, tedaviye baslamadan once bir kan sayimi, onemli vitamin ve minerallerinize baktirmanizi tavsiye ederim. Lutfen ozellikle D3 ve diger vitamin testlerinizi yaptirip sonucunuzu ogrenmeden hicbir sey kullanmayin. Gerekirse bana sorun ben yine ne yapmak istediginiz ile ilgili fikrimi soylerim. Daha once burada kafasina gore D vitamini alip cok yuksek seviyelere firlatan arkadaslar oldu; aman boyle yapmayin rica ederim.

1. Gunde ortalama EPA+DHA seviyesi 3 - 3,5 gr olan bir Omega3. Aldiginiz urunun IFOS 5 yildizli olmasi onemli, yoksa piyasada cok balik yagi adi altinda satilan cop var. Ben normalde 1,5-2 gr kullanirdim, tup bebek tedavisi icin bu seviyeye cikardim. Bunun icin test yaptirmaniza gerek yok, esansiyel bir yag oldugu icin vucudumuza hergun azami 3-3,5 gr in hicbir zarari yoktur, her bunyenin de ihtiyaci vardir. Fazlasini almayin, Omega3 kani sulandirdigi icin tehlikeli olur. Ayrica baska bir kan sulandirici ile birlikte kullandiginizda da temkinli olmaniz gerekir.

2. Gunde 400-600 mg arasi Ubiquinol (Ubiquinone ya da koenzim degil dikkatinizi cekiyorum)- gun icinde bolusturulerek alin. Bu bizim yasimizda dogurganlik disinda da onemli oldugu icin hep kullanilmasi lazim aslinda. Vucudumuzdaki hucrelerimize hasar vererek bizim yaslanmamiza ve yangisal (inflammatory) hastaliklara sebep olan serbest radikallerin etkisiz hale getirilmesi icin gerekli. Vucudumuz bunu aslinda kendisi 25 yaina kadar uretiyor; ancak 25 yasindan sonra bunu uretememeye basliyor ve dolayisiyla biz de yaslanmaya basliyoruz. Cok kisa olarak faydasi boyle aciklanabilir. Sizi daha genc yapmaz ama yasin getirdigi yan etkileri bertaraf eder. Normalde gunde 100-200 arasi kullanirdim, tup bebek tedavisinde bu yuksek orana yukselttim.

3. D vitamini: kesinlikle seviyenizi olcun once, sonra gerekiyorsa takviyeye baslayin. D vitamini yuzyilimizin en onemli kesiflerinden biri. Eksikligi bircok yangisal hastaligin sebebi oldugu kanitlanmis, dogurganlikla da direk iliskilendirilmektedir. Bilim dunyasi optimal seviyeler hususunda ikiye bolunmus vaziyette; ben sahsi olarak kendi tecrube ettiklerimle seviyemi 80-100 arasinda tuttugumda optimal fayda elde ettigimi biliyorum. Benim seviyeme standart ekolden gelen cogu doktor toksik der, fakat benim takip ettigim ekol de aksini iddia ediyor. Bu oranin toksisitesi de kanitlanmis bir iddia degil. Misal, benim alerjilerim vardi bu sekilde gecti, ayrica cogunlukla hic hastalanmam (ya da cok hafif geciririm) insanlar gripten kirilirken falan yani cok faydasini gordum. Ama mutlaka once seviyenize baktirin. D vitamini almanin en uygun yolu guneslenmek, fakat gunesin Turkiye’ye D vitamini uretebilmek icin vucudumuza gerekli olan gelis acisi olan minimum 55 derece, mayis ve agustos aylari arasinda vurdugu icin, bu aylarin disinda takviye almak sart. Gunluk ideal doz da hicbir gunes gormeden kilo basina 100IU olarak oneriliyor. (Misal 50 kilo iseniz, 50 x 100 = 5000 IU gunde almak gereken doz). Ama tabi hem gunes gordugunuz bir zamandasiniz hem de takviye kullanacaksaniz, dengeyi kendiniz bulacaksiniz olcumlerle.

4. K2 vitamini: D vitamini benim gibi yuksek D vitamini kullanimi oldugunda, vucutta kalsiyum emilimi artiyor. Kalsiyumun damarlarda birikmemesi, bobreklerde tas yapmamasi, kemikler ve disler gibi gereken yerlere yonlendirilmesi icin K2 vitamini gerekiyor. Gunde 90 veya 100’luk tabletler kafidir. 200'e kadar cikarilabilir.

5. C vitamini: ben gunde 1000 mg kullaniyorum, vucut zaten ihtiyac fazlasini idrarla atiyor, o yuzden tereddut etmeye gerek yok. Biyolojik iyi bir marka kullanin.

6. B12: Mutlaka once kendi seviyenizi olcturun, ben 800-1000 pg/ml arasi tutuyorum seviyemi. Metilkobalamin en dogal formudur, kullanmaniz gerekirse bu formu olan dil alti tabletleri tercih edin.

7. Arisutu: dogal bir urun bulun, ben gunde 1000 mg kullanmistim. Aktarlardan degil, ekstrati yapilmis tablet/kapsul olanlari tercih edin. Iceriginde 10-DHA nin en az 2 veya 3% olmasi onemli. Lutfen icerigine dikkat edin, dolandirilmayin.

8. Ve tabi ki Folik asit: ben gunde 800 mcg aliyorum, 5mthfr formunda olani en iyisi ve dogal olani.

Bunun disinda yasam sartlarinizi degistirmeye calismak da faydali olabiliyor. Hepsini yapamasaniz da birkacini yapsaniz kardir.
Deterjan kullanmayin mesela; klasik zeytinyagli sabun, boraks, camasir sodasi ve sirke ile ben senelerdir camasir yikiyorum. Eger olmazsa biyolojik kimyasali en aza indirgenmis deterjanlar var.
Deodorant ayni sekilde senelerdir kullanmam; onun yerine bildiginiz Ingiliz karbonati kullaniyorum, Ayrica deodaranttan daha etkili koku onleme konusunda.
Turkiye'de ne kadar mumkun bilemiyorum tabi ama dogal yemeye ozen gosterin. Pakete girmis hicbir sey yemeyin ve icmeyin. Herseyin evde yapimi mumkun. Ilk baslarda zor; ancak imkansiz degil. Zaten alistiktan sonra ne disarida yemek yiyebiliyorsunuz ne de pakete girmis birsey.
Sadece soguk sikim szeytinyagi ve diger saglikli yaglari tercih edin yemek yaparken.
Yogurdunuzu evde kendiniz yapin.
Sekeri (ozellikle rafine edilmis olani) ve basit karbonhidratlari (patates, pirinc, pismis havuc, unlu mamuller, her turlu ekmek) hayatinizdan mumkun oldugunca cikarin. Cok zor birsey; ama imkansiz degil. Inanin rafine edilmis seker ve basit karbonhidratlar, sigara kadar zararli seyler vucudunuz icin.

Doktor ve merkeze gelince...
Eger ozellikle yas sebebiyle bu isin icindeyseniz, lutfen zamanin en onemli kriter oldugunu aklinizdan cikarmayin.
Doktorlar gerek yok dese de bence gerekli gereksiz tum testleri en basta yaptirin ki sonradan ay su da vardi bunun yuzunden tutmadi diye zaman kaybetmeyin aylarca. Bu yaslarda kaybedilen her saglikli yumurtaya cok cok yazik; cunku cok zor cikariliyor. Arkadaslar uzun uzun liste vermisler, ben de vermeyecegim o yuzden; ama tum genetik, pihtilasma, rahim durumu, kalinligi, bagisiklik, ayrica rahminizin gebelige elverisliligi ileride erken doguma meyilli mi vs ne varsa bence yaptirin hem kendinize hem esinize (yani saglikli gebelik elde edip sonradan 6. 7. aylarda sirf rahim bozuklugundan dusuren insanlar da oluyor Allah korusun). Sonra bunlarin yuzunden saglikli yumurtalar tutmazsa ya da ileriki zamanlarda dusuk yaparsaniz cok uzulursunuz.

Ve embryo genetigi...
Bu da cok kisisel bir durum; insan yasadigindan tecrube ediyor ve korkuyor dogal olarak. Ben ileriki aylarda kromozomal bozukluktan bebeklerimi kaybettigim icin bu benim korkulu ruyam olmustu. SSu anda da tavsiyem benim yasimda herkese bu olur. Genetiksiz transfer, kesinlikle risk almak bence. Yumurtaniz ciktigi muddetce genetigi yaptirin. Ama tabi isin maddi ve bir de fiziksel yonu var. Cok yumurtasi olmayan arkadaslar korkuyorlar ileri goturmeye bu kadar; fakat unutmayin ki hersey sayi degil. Ben 60'in uzerinde yumurta toplattim, 20 tane genetige gidebildi; anca 2 tanesi saglikli geldi. Ama uc bes yumurta gonderip yine iki uc tanesi saglikli gelenler de var. Yani sayi kesinlikle kistas degil. Bir de ben sigara ictim; lutfen icmeyin. En azindan tedavi boyunca birakin.

Cok konustum, kusura bakmayin. Aslinda daha anlatilacak cok sey var; ama yeri ve zamani geldikce ben yine dusururum cenemi.
Hepiniz saglicakla kalin, moralinizi hep yuksek tutmaya calisin ki bu da cok onemli unutmayin.
O kadar detaylı ve guzel anlatmissinizki bizler için çok değerli fikirler mesela ben aylarca boşuna folik asit almışım,ve B12 bunların formları çok daha onemliymis yeni yeni sizlerin mesajlariyla öğreniyoruz. Simdiye kadar hiç K vitamini almadım onu da listeme ekleyeyim.

Beslenme hakkında geçenlerde bir makale okudum diyorki " vücut sağlıksız beslenmeye başladığında (paketlenmiş gıda,sigara,alkol, aşırı karbonhidrat vs.) İlk etkilenen üreme hücreleri olurmuş,vücut kendine bakamiyor doğacak bebege nasıl baksın gibi bir mantıkla ureme fonksiyonları en aza indirgermis,aşırı zayıflama veya aşırı kilo alişida buna dahil,tam tersi sağlıklı beslenme,doğru dozlarda ve doğru formlarda vitaminler kullanılması da üreme fonksiyonlarını iyileştirici özelliğe sahip o nedenle doğru beslenmek çok önemli.

Bu arada prp ile ilgili çoğu forumda yazdım burda da yazayım,Şubat ayında biz de Bülent hocayla görüştük ve direk yumurtan bitmiş prp yapmamız lazim dedi,adamın günahını da almayayim ama sırf yaptırmamiz için durumumuzun ne kadar kötü oldugunu anlatıp durdu hatta hiç unutmuyorum" senin tek yumurtan var bu diğer aylarda 4-5 olmaz " dedi,nihayetinde geçen ay 5 yumurtam toplandı 4 tane 5. Güne gitti, demem o ki düşünenler mutlaka başka hekimlere de danissinlar öyle karar versinler.
 
Her saglikli insanin butun hucrelerinde 46 adet (23 cift) kromozomu vardir. Bunlarin yarisi annemizden diger yarisi da babamizdan gelir.

Dollenme sirasinda annenin hucresi olan yumurta ve babanin hucresi olan sperm, bolunur ve 46 kromozomun 23'unu olusacak bebek icin verir. Yani annenin yumurta hucresinin 46 adet olan kromozomlarinin yarisiyla babanin sperminin kromozomlarinin yarisi birleserek yeni bir hucre olustururlar. Buna mayoz bolunme deniyor. Bu, hucre olusumunun en onemli asamasi. (Cunku bu bolunme sirasinda bazen hatalar olusabiliyor. Bu hatalar genlere bagli olusan hatalar yuzunden oluyor genellikle. Yas faktoru onemli; cunku ileriki yaslarda hucrelerimiz yaslandiklari icin hasarlaniyorlar. Ama genc yaslarda da mumkun.)
Bu bolunme olustuktan sonra o bir adet olusan ilk hucre, zamanla kendini ikiye boluyor. Her bolunen hucre, otomatik olarak ilk hucreyi aynen kopyalamaya kodlanmistir. Buna da mitoz bolunme deniliyor. Fakat bu surecte de bazen hatalar olusabiliyor. Kimisi ilk gunlerde, kimisi sonraki haftalarda da olabiliyor. O zaman da bazi hucreler kopyalanirken yanlis kromozom sayisina bolunuyor, bazilari saglikli bolunmeye (46 kromozom olarak) devam ediyor. Iste bu duruma da mozaik deniliyor. Aslina bakarsaniz bolunmede olusan hatalar ne kadar gec baslarsa, olusan bebekteki hasar / kusur da o kadar az oluyor. Cunku bu hucreler organlara donusuyor zamanla.

Simdi anne ve baba saglikli oldugu durumda dahi yukarida anlattigim riskler mevcut. Bu doganin isleyisi.

Bir de anne veya babada kendi hucrelerinde bu kromozomal bozukluklar zaten var olmus oluyor. Kendileri saglikli, hicbir belirti yok; ancak bebek yaparken bu sorun ortaya cikabiliyor. Cunku zaten olmasi gereken butun hucrelerin 46 adet kromozomu olmasi; ancak bazilarinda bu olmasi gerektigi gibi degil. Iste bu durumda da kesinlikle pgt yapilmali; cunku dollenme sonucunda saglikli / sagliksiz seciminin yapilmai lazim.

Yani ilk durum sans isi, biraz da yasa bagli bir gereklilik. Ikinci durumda ise kesinlikle pgt secilmesi gerekilen bir yontem.

bu durumda pgt yapılmamış ama hasarlı emriyolar da zaten tutunamamış oluyor..mesela benim 3.gün emriyom 4 hücreli. doktor aslında kalitesi fragmantasyonu çok iyi ama yavaş geliştiği için orta kalite diyorum, 6 ya da 8 hücreli olmasını tercih ederdim dedi. Ame kaliteli ve umutlu olduğum bir emriyo dedi..

yani muhtemelen 5.güne zaten bu gitmeyecekti dondurmasalardı bile..PGT zaten yapılamayacaktı.. transfer edildiğinde de şansı yavaş olduğundan mükemmel değil..

hayırlısı tabi de benim işim gerçekten şansa kalmış sanırım :)


bakalım hayırlısı, şu aşamada
 
O kadar detaylı ve guzel anlatmissinizki bizler için çok değerli fikirler mesela ben aylarca boşuna folik asit almışım,ve B12 bunların formları çok daha onemliymis yeni yeni sizlerin mesajlariyla öğreniyoruz. Simdiye kadar hiç K vitamini almadım onu da listeme ekleyeyim.

Beslenme hakkında geçenlerde bir makale okudum diyorki " vücut sağlıksız beslenmeye başladığında (paketlenmiş gıda,sigara,alkol, aşırı karbonhidrat vs.) İlk etkilenen üreme hücreleri olurmuş,vücut kendine bakamiyor doğacak bebege nasıl baksın gibi bir mantıkla ureme fonksiyonları en aza indirgermis,aşırı zayıflama veya aşırı kilo alişida buna dahil,tam tersi sağlıklı beslenme,doğru dozlarda ve doğru formlarda vitaminler kullanılması da üreme fonksiyonlarını iyileştirici özelliğe sahip o nedenle doğru beslenmek çok önemli.

Bu arada prp ile ilgili çoğu forumda yazdım burda da yazayım,Şubat ayında biz de Bülent hocayla görüştük ve direk yumurtan bitmiş prp yapmamız lazim dedi,adamın günahını da almayayim ama sırf yaptırmamiz için durumumuzun ne kadar kötü oldugunu anlatıp durdu hatta hiç unutmuyorum" senin tek yumurtan var bu diğer aylarda 4-5 olmaz " dedi,nihayetinde geçen ay 5 yumurtam toplandı 4 tane 5. Güne gitti, demem o ki düşünenler mutlaka başka hekimlere de danissinlar öyle karar versinler.
selam,

PRP konusunu ben anlamadım. yaptırdınız değil mi sonuç olarak? ve sonra 4-5 tane çıktı yumurta?

peki kaçıncı ay çıktı?
 
O kadar detaylı ve guzel anlatmissinizki bizler için çok değerli fikirler mesela ben aylarca boşuna folik asit almışım,ve B12 bunların formları çok daha onemliymis yeni yeni sizlerin mesajlariyla öğreniyoruz. Simdiye kadar hiç K vitamini almadım onu da listeme ekleyeyim.

Beslenme hakkında geçenlerde bir makale okudum diyorki " vücut sağlıksız beslenmeye başladığında (paketlenmiş gıda,sigara,alkol, aşırı karbonhidrat vs.) İlk etkilenen üreme hücreleri olurmuş,vücut kendine bakamiyor doğacak bebege nasıl baksın gibi bir mantıkla ureme fonksiyonları en aza indirgermis,aşırı zayıflama veya aşırı kilo alişida buna dahil,tam tersi sağlıklı beslenme,doğru dozlarda ve doğru formlarda vitaminler kullanılması da üreme fonksiyonlarını iyileştirici özelliğe sahip o nedenle doğru beslenmek çok önemli.

Bu arada prp ile ilgili çoğu forumda yazdım burda da yazayım,Şubat ayında biz de Bülent hocayla görüştük ve direk yumurtan bitmiş prp yapmamız lazim dedi,adamın günahını da almayayim ama sırf yaptırmamiz için durumumuzun ne kadar kötü oldugunu anlatıp durdu hatta hiç unutmuyorum" senin tek yumurtan var bu diğer aylarda 4-5 olmaz " dedi,nihayetinde geçen ay 5 yumurtam toplandı 4 tane 5. Güne gitti, demem o ki düşünenler mutlaka başka hekimlere de danissinlar öyle karar versinler.

Hem d hem k2 vitamini bir arada olan venatura marka damlayı tavsiye ederim. n11'den alabilirsiniz. Ben memnun kaldım. 1 ayda 23'ten 35'e çıkmıştı d vitaminim. Değeri arttırmak için 10 kilo başına 2 damla kullanacaksınız.
50 kiloysanız günde 10 damla. 60 kiloysanız 12 damla. 70 kiloysanız 14 damla.
 
merhaba,

çok etkilenerek okudum bütün yazdıklarınızı..tabi önceki hikayenizi bilmiyorum ama bilgi olarak kat kat ilerdesiniz

öncelikle belki yanlış ama bu vitamin takviyeleri..vs onları yapabilme ihtimalim yokmuş gibi geliyor, çok karışık geliyor. ya da allah korusun insanın başına gelmeden akıllanmıyor bilmiyorum. bana her iki doktorum da ki prof'lar vermediler. ben kendi kendime sadece folik asit içmeyi becerebiliyorum. impryl almıştım bir de bir zamanlar. başka bir şey yapamıyorum. yazarken bile saçma geldi yapamıyor olmam ama vitamin olayına giremedim bir türlü :KK43: şöyleki bir avuç avuç hap/vitamin içme fikri kafamda oturmadı sanırım ya da korktum. ama yazdıklarınızdan Ubiquinol ve Omega 3 alsam mı diye de içimden geçirdim. çok anlamıyorum ama belirli bir marka var mı direk alıp çıkabileceğim?

PRP konusunda bir kaç şey söylemek istiyorum; çok haklısınız, ben galiba denek oldum :KK43: biraz pişmanım direk atladığım için bu olaya... olur da yumurta çıkmaya başlarsa zaten paylaşırım ama yaptırdığım ay sıfır yumurta olması beni biraz düşündürdü.. yumurtalıklara igne değmesi falan zaten çok hassas olan yumurtalıkları etkilemiş olabilir korkusundayım. neyse olan oldu bakıp görücez..

kendi adıma embriyo genetiği konusunda ise benim hiç sansım yok zaten zar zor yumurta çıkıyor bir de elimde sağlıklı az sayıda donmuş yumurta var.. artık deneyip görücez..siz o iki kaliteli testten gelen embriyoru transfer ettiniz mi? yoksa bekliyor musunuz? kusura bakmayın öncenizi bilmedğimden merak ettim süreci..

şu foruma katılmak en cok genetik test ve kan pıhtılaşması ile ilgili testleri yaptırmam açısından önemli bir farkındalık yarattı bende transferden önce.. direk buna odaklanıyorum şimdi :)

şans ve sabır hepimizin yanında olsun, bizim yaşadıklarımızı yaşayan herkes inşallah bir an önce güzel sonuçları alsın..

Turkiye'de benim anladigim cok fazla urun yok benim belirttigim standartlarda Omega3 veren; ama su ikisini tavsiye edebilirim. Kullanan arkadaslar da vardir sanirim.

Omega3 icin, su urunden gunde 3-4 tane:
EFA One - Yüksek Doz Omega 3 - New Life
EFA One - Yüksek Doz Omega 3 ile ilgili detaylı bilgi edinmek için bizimle ile irtibata geçiniz.
www.newlife.com.tr

www.newlife.com.tr
Ubiquinol, su urunden gunde 4 tane;
CoEnz QH - Aktif KoEnzimQ10 - New Life
CoEnz QH - Aktif KoEnzimQ10 ile ilgili detaylı bilgi edinmek için bizimle ile irtibata geçiniz.
www.newlife.com.tr

www.newlife.com.tr

Prp konusuna da cok takilmayin artik; dediginiz gibi olan olmus. Degistiremeyeceginiz seyler icin uzulmenin anlami yok su asamada. Umarim ki hasarsiz bir sekilde atlatmissinizdir ve daha cok umarim ki aslinda bu yonem kanitlansin ve kadinlara bir faydasi olsun. Sadece su asamada bence insanlara temkinli yaklasmayi salik vermek en dogrusu...

Embryo genetigi de oyle dusundugunuz gibi sayiyla veya embryo kalitesiyle ilgili degil kesinlikle. Bakin benim gecen sefer tutan 5AA kalitesinde embryomda bebeklerim down sendromlu cikti (bu test olmadan yaptirdigim transferdi). Teste gonderdigim iki embryomdan biri 5BC embryom saglikli geldi, digeri 5AB. Yani o kalite dedikleri sey, embryo genetik testi icat edilmeden once cok onemliydi. Su anda yine bir gosterge eger pgt yaptirmiyorsaniz; ama pgt yapilan embryoda cok da farketmiyor benim anladigim. Ben bu sefer birini transfer ettirdim; cok sukur hamileyim. Zaten test yapilinca iki tane transfer ettirmeyin, cok buyuk ihtimalle ikiz oluyor; o da cok sagliksiz bir durum. Kulaga hos geliyor ikisi bir arada olayi; ama komplikasyonlari gercekten cok, lutfen ozenmeyin.

Hangi yolu secerseniz secin, insallah tutar bu sefer ve bebeginizi kucaginiza alirsiniz.
 
O kadar detaylı ve guzel anlatmissinizki bizler için çok değerli fikirler mesela ben aylarca boşuna folik asit almışım,ve B12 bunların formları çok daha onemliymis yeni yeni sizlerin mesajlariyla öğreniyoruz. Simdiye kadar hiç K vitamini almadım onu da listeme ekleyeyim.

Beslenme hakkında geçenlerde bir makale okudum diyorki " vücut sağlıksız beslenmeye başladığında (paketlenmiş gıda,sigara,alkol, aşırı karbonhidrat vs.) İlk etkilenen üreme hücreleri olurmuş,vücut kendine bakamiyor doğacak bebege nasıl baksın gibi bir mantıkla ureme fonksiyonları en aza indirgermis,aşırı zayıflama veya aşırı kilo alişida buna dahil,tam tersi sağlıklı beslenme,doğru dozlarda ve doğru formlarda vitaminler kullanılması da üreme fonksiyonlarını iyileştirici özelliğe sahip o nedenle doğru beslenmek çok önemli.

Bu arada prp ile ilgili çoğu forumda yazdım burda da yazayım,Şubat ayında biz de Bülent hocayla görüştük ve direk yumurtan bitmiş prp yapmamız lazim dedi,adamın günahını da almayayim ama sırf yaptırmamiz için durumumuzun ne kadar kötü oldugunu anlatıp durdu hatta hiç unutmuyorum" senin tek yumurtan var bu diğer aylarda 4-5 olmaz " dedi,nihayetinde geçen ay 5 yumurtam toplandı 4 tane 5. Güne gitti, demem o ki düşünenler mutlaka başka hekimlere de danissinlar öyle karar versinler.

Beslenme konusu gercekten dediginiz gibi cok onemli. Maalesef doktorlarimiz koruyucu hekimlik konusunda cok egitimli degiller. Benim dusunceme gore en iyi doktor, hasta olmayi onlemeye calisan doktordur. Surekli kimyasal maddelerle sebep yerine sonuclari ekarte etmeye calisan degil...

Bulent Hoca icin ben de cok fazla konusmak istemiyorum; ama oyle seyler duyuyorum ki bana da ayni izlenimi uyandiriyor. Yani iki yumurtasi da ciksa 20 yumurtasi da ciksa, her onune gelene prp oneriyor. Bu da bana biraz kotu koku veriyor... Birkac hekimle gorusmeden gercekten bir karar vermek cok tehlikeli... Sonucta gercekten yumurtaliklara girip mudahale ediliyor; cok riskli bir olay...
 
Son düzenleme:
bu durumda pgt yapılmamış ama hasarlı emriyolar da zaten tutunamamış oluyor..mesela benim 3.gün emriyom 4 hücreli. doktor aslında kalitesi fragmantasyonu çok iyi ama yavaş geliştiği için orta kalite diyorum, 6 ya da 8 hücreli olmasını tercih ederdim dedi. Ame kaliteli ve umutlu olduğum bir emriyo dedi..

yani muhtemelen 5.güne zaten bu gitmeyecekti dondurmasalardı bile..PGT zaten yapılamayacaktı.. transfer edildiğinde de şansı yavaş olduğundan mükemmel değil..

hayırlısı tabi de benim işim gerçekten şansa kalmış sanırım :)


bakalım hayırlısı, şu aşamada

O hic belli olmaz. Yani demin yazdigim gibi 5AA kromozomal hata tasiyor olabilir; ama 5CC saglikli gelebilir. Bunu test yapmadan ya da yasayip gormeden goremiyorsunuz. O yuzden kac hucreli oldugu da kromozomal dogrulukla ilgili garanti degil.

Bir de su risk var ki sakin gozardi etmeyin: Bir embryo sagliksiz oldugu halde tutabilir ve ilerleyebilir; cunku yasamla bagdasan kromozomal sorunlar var (Down, Edward sendromlari gibi). Bu olmasi muhtemel en kotu senaryo aslinda. Dusunenize, transferiniz tutuyor, uc dort ay geciyor; sonra genetik testte bebeginiz down sendromlu cikiyor.
Tanri kimseye boyle bir sey yasatmasin dilerim. Insan nasil karar verir?
 
selam,

PRP konusunu ben anlamadım. yaptırdınız değil mi sonuç olarak? ve sonra 4-5 tane çıktı yumurta?

peki kaçıncı ay çıktı?
Hayır yaptirmadim,eşim başka doktorların fikirlerini alıp öyle yapalım dedi,biz de bahçeci ve memorialle görüştüm nihayetinde memorialde başlamaya karar verdik.
Benim zaten en az 2-3 ortalama 4-5 yumurta görülüyordu ama Bülent hoca tek yunurtan var dedi,adamin günahını almak istemem ama belki de prp yaptıralım diye bu kadar olumsuz konustu.
 
Hem d hem k2 vitamini bir arada olan venatura marka damlayı tavsiye ederim. n11'den alabilirsiniz. Ben memnun kaldım. 1 ayda 23'ten 35'e çıkmıştı d vitaminim. Değeri arttırmak için 10 kilo başına 2 damla kullanacaksınız.
50 kiloysanız günde 10 damla. 60 kiloysanız 12 damla. 70 kiloysanız 14 damla.
Çok teşekkür ederim bu markayı biliyorum mutlaka deniycem:))
 
Hayır yaptirmadim,eşim başka doktorların fikirlerini alıp öyle yapalım dedi,biz de bahçeci ve memorialle görüştüm nihayetinde memorialde başlamaya karar verdik.
Benim zaten en az 2-3 ortalama 4-5 yumurta görülüyordu ama Bülent hoca tek yunurtan var dedi,adamin günahını almak istemem ama belki de prp yaptıralım diye bu kadar olumsuz konustu.

Iki merkez de prp konusunda olumlu gorus belirtmezler beni bildigim zaten.
Sen bir de bagisiklik testini sormustun demin, bulamadim; ama Bahceci yapiyordu bu testi hatirladigim kadariyla. Bazi kadinlarda dogustan gelen hucreler var, bunlar rahimde olusan embryoyu yabanci olarak algiliyor ve oldurmeye calisiyor. Bunlara 'natural killer cells' diyorlar. Iste bunlarin olup olmadigini anlamak icin yapiliyor bu test. Adini hatirlamiyorum; ama bir sor merkeze.
Eger daha once tutup ilerleyen hamileliklerin varsa bence gerekli degil; benim doktorum gereksiz demisti. Saniyorum bu hucreler direk tutunmayi engelliyor embryoyu oldurdukleri icin...
Yani tabi yanlis hatirlamiyorsam ya da baska birseyle karistirmiyorsam boyleydi...
 
Iki merkez de prp konusunda olumlu gorus belirtmezler beni bildigim zaten.
Sen bir de bagisiklik testini sormustun demin, bulamadim; ama Bahceci yapiyordu bu testi hatirladigim kadariyla. Bazi kadinlarda dogustan gelen hucreler var, bunlar rahimde olusan embryoyu yabanci olarak algiliyor ve oldurmeye calisiyor. Bunlara 'natural killer cells' diyorlar. Iste bunlarin olup olmadigini anlamak icin yapiliyor bu test. Adini hatirlamiyorum; ama bir sor merkeze.
Eger daha once tutup ilerleyen hamileliklerin varsa bence gerekli degil; benim doktorum gereksiz demisti. Saniyorum bu hucreler direk tutunmayi engelliyor embryoyu oldurdukleri icin...
Yani tabi yanlis hatirlamiyorsam ya da baska birseyle karistirmiyorsam boyleydi...
Daha önce gebeliğim olmuştu 9. Haftaya kadar,belkide ondan gerek gorulmedi.
Evet bahçeci de guvenc beyle gorusmemde prp sormuştum,etkinliğine inanmadigini söylemişti ama ne hikmetse iki ay sonra kendileri de yapmaya basladilar,yani çok garip insan inanmadigi şeyi neden hastalarına uygular ki bunda bir kaç sebep görüyorum;
1. Belki de ise yarayacak deneyelim ne kaybederiz.
2 ticari kaygilar
3 hastaların istemesi

Umarım yaptıranlar çok güzel sonuçlar alırlar.
 
Daha önce gebeliğim olmuştu 9. Haftaya kadar,belkide ondan gerek gorulmedi.
Evet bahçeci de guvenc beyle gorusmemde prp sormuştum,etkinliğine inanmadigini söylemişti ama ne hikmetse iki ay sonra kendileri de yapmaya basladilar,yani çok garip insan inanmadigi şeyi neden hastalarına uygular ki bunda bir kaç sebep görüyorum;
1. Belki de ise yarayacak deneyelim ne kaybederiz.
2 ticari kaygilar
3 hastaların istemesi

Umarım yaptıranlar çok güzel sonuçlar alırlar.

Bahceci benim anladigim kadariyla ticari kaygilardan basladi; o kadar cok sorup yapmadiklarini ogrenince baska klinige giden var ki... onlari da anliyorum, en nihayetinde bir ticarethane orasi. O sebeple her klinigin ya da doktorun her onerdigine hemen atlamamak lazim.
Ama Guvenc Bey su anda bile yapmaz eminim; zaten o sebeple ben kendisine cok guvenirim; klinik, politika geregi onerse bile bazi seyleri yapmiyor kendi inisiyatifiyle dogru bulmadigi icin. Isterseniz gidin bir sorun hocam bana prp yapar misiniz diye ☺
 
X