38 Yaş Üstü Genç Hanımlar Buraya


aynen öyle valla,,,senin a...tın nasıl oluyordu,,,,,:çok üzgünüm:halaa ağrıyor oturduğum zaman daha fazla,,,,,,yumurta kolilerinin üstüne oturursam öyle olur tabiii:roflol:
 
herkese selam... arkadaşlar bi süredir sizleri takip ediyorum.. ben de 38 lik çıtırlardanım.. iki gün önce aşılama oldum..... 14 şubat test günüm.. aşağıdaki alıntıyı sizlerle paylaşmak istedim..

alıntı....

arkadasların paylastıklarını ben de sızınle paylasıyordum.ben cok faydasını gordum .okuyan arkadaslarım da gorduklerını soylemıslerdı.umarım yenı uyelerımıze de faydalı olur bu konu .tekrar edıyorum ben baska bır arkadasın agzından anlatıyorum o suan hamlıe allah saglıkla kucagına almak nasıb etsın.
"Tüp bebek işlemi sizin yumurtalarınızın kaltesini artırmaz, sadece daha fazla yumurta üretmenizi sağlar, böylece içlerinden kaliteli bir taneye rastlama ihtimali artsın. Tabii bir de tutunma konusu var ki o zaten tıbbın çözememiş olduğu birşey. O sebeple tüp bebek işleminden önce de kendinizi çok iyi hazırlamalısınız diyordu. Vücudunuzu, rahminizi, zihninizi hazırlamalısınız.
Bu konuyla uğraşmaktan hepinizin yorgun olduğunu biliyorum. Zaman zaman kendinizi ne kadar kötü çaresiz hissettiğinizi, biraz ondan biraz bundan sürekli birşeyler denediğinizi, ama sonuç alamayınca nasıl moralinizin bozulduğunu.




Ancak ben size en çabuk çözümü anlatamayacağım. Sadece bildiğim en garantili çözümü öğrendiğim bilgiler ışığında size ileteceğim. Bu çözüme ulaşmak 4,5 yılımı, onu anlamak 1 yılımı, uygulayıp sonuç almak ise 6 ayımı aldı. Sizin için bu süre belki daha az belki de daha uzun olabilir.

Öncelikle süreyi kısaltmak, süre ne kadar uzun olursa olsun yumurtalarınız bitene dek uğraşma kararını ne kadar erken verdiğinize bağlı. Çelişkili bir ifade gibi görünse de değil. Başka bir şekilde açıklamaya çalışayım: Siz bu işten ne kadar sabırsız bir şekilde kurtulmaya çalışırsanız, çabalarınız o kadar yarım yamalak aceleci olacak ve işe yaramaktan uzaklaşacaktır. Çünkü her denemeyle ümitlenişinizde ya bu seferde hamile kalamazsam endişesini irlikte taşımaktasınız. Bu büyük bir yük. Herşeyden önce bu yükten kurtulmanız gerekiyor.

Dingin, ne yaptığını bilen, başaracağına inanan, her başasısız denemeden bir şey öğrenmeye kararlı bir şekilde, adeta Edison tavrıyla bu işe yaklaşmaya başlamak zorundasınız.

Bunu yapabilir misiniz? Kendinize sorun. Belki de ilk defa en büyük ciddiyetinizle içinize önün ve sorun: Hamile kalmak için son derece kararlı olup vazgeçmemeye karar vererek, ama aynı zamanda da hiçbir zaman hamile kalamayabilecek olmanız ihtimalini de tevekkülle kucaklayabilir misiniz?

Aslında şöyle bir düşünürseniz, size asıl stres veren şeyin duygusal baskılar olduğunu anlarsınz. Çünkü çocuğunuz yok diye hayatınızda gerçek anlamda günlük olarak bir zarar yaşamıyorsunuz. Ya çocuk yaparsın ya da...diye bir tehdit altında değilsiniz. Çocuğunuz yok diye hapse girme tehlikeniz söz konusu değil. Yani hamile kalamamanın hayatınızı kötü yaptığına karar vermiş olan sizsiniz. Bu sadece sizin gerçeğe ait bir algılamanız, bir yorumunuz. Herkes ne derse desin. Hayatı yaşayan sizsiniz.

Şu an hamile değilsiniz ve sizin gerçeğiniz bu. Yakın zamana dek benim olduğu gibi. Bunu olgunlukla kabul edip hayatınızın şükredebileceğiniz bir çok güsel yönünü ön plana çıkartmalısınız. Çocuk sahbi olmak sizin için hayatınızın en büyük projesi. Ama sizi şöyle düşünmeye davet ediyorum: Benim hayatım şu an kötü değil. Çocuk sahibi olamazsam daha kötüye gimeyecek. Sadece çocuğum olursa daha iyiye gidecek. Bunun için elimden geleni yapacağım. Ama elimden gelen herşeyi yaptıktan sonra Allah bana yine evlat sahbi olmayı takdir etmediyse, o zaman da ya br evlat edineceğim ya da çocuksuz hayatın tadını çıkartacağım.

Bunu yapabilir misiniz? Bence yapabilirsiniz ve yapmalısınız da.

Korkularınızdan arındığınız anda, bu yükten kurtulup kendinizi yeniden sevmeye başladığınız anda mucizeler, bilgiler, fırsatlar, harika insanlar önünüze serilmeye başlıyor.

Bunu yapablir misiniz? Bence yapabilirsiniz ve yapmalısınız da. Çünkü başka zaten şansınız yok.

İşte gerçek sebepleri ben internet vasıtasıyla Dr.Randine Lewis'in The Infertility Cure (Kısırlık Tedavisi) adlı kitabında buldum. Bence siz de bunu yapmalısınız. Deli gibi sonu gelmez tüpbebekler yapmadan önce sebebinizi öğrenmeli teşhisinizi koymalısınız.

İngilizce bilmiyor musunuz? Sorun değil. Çocuk sahibi olmayı ne kadar istediğinize bağlı. Demek ki ingilizce bilen birinden yardım istemek zorundasınız. Hani hiçbir şeyin sizi yolunuzdan döndürmeyeceğine karar vermiştiniz ya (umarım veridiniz). O zaman ingilizce bilmemenin sizi durdurmasına izin vermeyin. Odaklanın, çözümü bulun ve uygulayın.

Dr.Randine kendisi de bizim gibi zorlukları yaşayıp Geleneksel Çin Tıbbı ile bunu aşmış bir kişi. Sonra eğitim alıp uzmanlaşıyor ve diğer kadınlara yardım etmeye başlıyor. Keşfettiği şey şu: Anatomik bozukluğu olmayan herkes hamile kalıp sağlıklı çocuklara sahip olabilir. Hamile kalamayanlar kısır değildir, sadece dengeleri bozulmuştur.
İşte bu cümle benim için dönüm noktasıydı. Geri dönüşü olmayan bir iyileşme sürecinin başlaması bununla oldu.

Sonra anlatıyor, kadın vücudunun ne kadar hassas olduğunu, en ufak bir hormonal dengesizlikte adet düzeninin bozulduğunu, kötü beslenmenin stresin etkilerini vb vb. Talihsizlik, batı tıbbının bu dengesizlikleri tespit edememesinde. Halledilebilecek bir işlev bozukluğu işte bu şekilde çözümsüz bir hastalığa dönüştürülmüş durumda.

Dolasısıyla ben küçük not defterime şunu yazdım: Ben infertil değilim, sadece dengem bozulmuş. Vücudum doğurgan olmayı yeniden hatırlayacak. Bunu başaracağım ve herkese göstereceğim.
(Kısır kelimesini özellike kullanmıyorum, çünkü benim için özellikle negatf anlam taşıyor. İnfertil daha belirsiz, ne demek istendiğini anlatıyor ama zihnime negatif çağrışımlar yapmıyor.) Bu cümleyi sürekli okudum, benim hedefimdi bu. Ona odaklandım. Onu pekiştirecek, zenginleştirecek başka ifadeler aradım. Mesela: Sadece tek bir tane sağlıklı yumurtaya ihtiyacım var. Sadece bir tane. O da tek bir adet sağlıklı spermle buluşacak. Ondan işim bitti. Harka bir çocuğum olacak ve bir daha bunu yapmam gerekmeyecek. Eğer mucizeye ihtiyacım varsa, bu direk olarak Allah'tan gelecek.
Kısacası bu işi başaracağıma kesin olarak, hiç bir şüpheye yer bırakmayacak şekilde kendimi inandırmam gerekiyordu. Bakın ben inançlı bir insanım, kapalı falan değilim. Bazılarınız benimle tanıştı. Ama Kur'an benim için en önemli kaynaklardan biri oldu. Örneğin, Ali İmran suresi, 47.ayette diyor ki: "...İşte Allah dilediğini böyle yaratır. O birşeyin olmasını dilrse, ona "OL" der, o da hemen oluverir." İte ben Allah'ın OL dediği anda hazır olmalıydım.

İnşirah suresi, 5-6: "Bir güçlükle beraber muhakkak bir kolaylık vardır.Gerçekten bir güçlükle beraber bir kolaylık vardır." Dikkat edin, bir güçlükten sonra kolaylık vardır demiyor, beraber diyor. Demek ki benim henüz göremediğim birşeyler var.
Son örnek, Lokman suresi, 20: "Görmüyor musunuz ki, Allah göklerde ve yerde ne varsa hepsini sizin emrinize vermiştir. Açık ve gizli olarak bütün nimetlerini üzerinize yağdırmıştır." İşte ben o gizli nimetleri yani bu işi çözecek bilgileri araştırıp bulmaya talip oldum arkadaşlar.

Bir tane de Edison'an örnek vereyim. Beni çok motive eder. Edison elektriği bulmadan önce bir rivayete göre 999, bir rivayete göre de 9999 deneme yapmış. Ve her denemeden sonra dermiş ki, ampulü yakamamanın bir yolunu daha elemiş olduk. Ne harika bir bakış açısı değil mi? Zaten Edison tamamen hayal dünyasında yaşarmış. Sadece elektrik değil, başka birçok icatları da böyle yapmış.

Evet, işte bence halletmeniz gereken ilk konu zihinlerini temizlemek, endişelerden, şüphelerden, korkulardan arındımak. Temiz akıllı bir şekilde çözüme odaklanmak.

Size sabır değil, sebat tavsiye ediyorum.

Ne demiş Atatürk: "Zafer, zafer benimdir diyebilenindir."

bugunluk bu kadar canlar yarın yıne devam ederım daha cok sey var paylsılacak...


"stresı hafife almayın. Stres, 1 numarlı doğurganlık öldürücü. O sebeple zaten benim Dr.Randine'in kitabından öğrendiğim iyileşme programının 5 başlığından biri gevşeme, stresten uzaklaşma. Zihni temizledikten sonra hemen o geliyor. Çin tıbbına göre stresin vücudumuza ve üreme sistemimize yaptığı sey su: Herhangi bir sebeple, infertilite sorunumuz dışında bir sebeple strese girince (ör.borçlar, işyeri sorunları, akraba anlaşmazlıkları vb.), ve uzun süre de stres durumu devam ettiğinde, vücuttaki kan dolaşımı dengesini yitirip kan beyne hücum etmeye başlıyor. Gerginlikten en çok etkilenen rahim ve rahme kan gitmemeye başlayına soğumaya başlıyor. Bazılarımızın ayaklarının sürekli üşümesi ve karnının sürekli soğuk olması bundan (ben de öyleydinm). O zaman da yani stres olunca vücut diyor ki; hmm şimdi alarm durumundayız, bir bebek için huzurlu, sağlıklı ortam oluşturamayız. Hop, fsh (folikül yani yumurta taslağı harekete geçirme hormonu) fırlıyor, çünkü rahim ve yumurtalıklar soğudu, üretim uyarılarına cevap veremiyor. Hani kışın çok soğukta araba motorları çalışmada zorlanır ya. Biraz onun gibi. Neyse, teşbihte hata olmazmış. Bunu tıp nasıl ölçebilir? Tabii ki ölçemiyor. Zaten bu ayki üretilen yumurta 150 gün önceki uyarı ile hazırlanmaya başlıyormuş. Yani hemen bu ay fsh uyarısı gitti, sıradaki yumurta hemen regl bitiminden 15 gün olgunlaşmaya başladı değil.

İlginç bilgiler değil mi? Ben Dr.Randine'in yalancısıyım. Ama bana çok mantıklı geliyor. Peki ne olması lazım? Nasıl iyileşir? Bir kere embryonun tutunması için rahmin son derece rahat, gevşemiş, ideal sıcaklığına ulaşmış, bir bebeğe 9 ay boyunca yuvalık yapmay hazır hale gelmesi lazım. Zaten tüp bebeğin embryo kaliteli olsa da tutmaması bundan işte. Onun için kitaptaki başlıca öneriler şöyle: Özellikle ovulasyon dönemlerinde akşam yatarken karnınıza termofor koymak. Haftada en azından üç defa yürüyüş yaparak kan dolaşımını harekete geçirmek. Ayakları sabah-akşam sıcak suya batırıp çıkarıp şoklamak. Bir de femoral masaj diye bir masaj var.( DİKKAT ÖNEMLİ: Yukarıda bahsettiğim FEMORAL MASAJI yapmamanız gereken durumlar var: Hamile olma ihtimaliniz varsa yani ovulasyon dönemi bittikten sonra veya tüp bebekte transfer işleminden sonra YAPMAMANIZ gerekir. Yani hamile olduğunuzdan şüpheleniyorsanız yapmayacaksınız. Yine yüksek tansiyonunuz varsa, kalp hastalığınız, dolaşım bozukluklarınız varsa, ya da geçmişte felç geçirdiyseniz veya retinanızda yırtılma gibi bir sorun olduysa bu tekniği uygulamayın)Yine sabah akşam kasıklardan rahme giden iki ana kan damarı var, onları 30-45 sn.boyunca elinizle bastırıp gelen kanı bloke etmek ve bırakmak, kanın elinizin arkasında birikip sonra boca olmasını sağlamak. Bunu her iki tarafa üçer kez dönüşümlü olarak uyguluyorsun. Çok basit ve zararsız. Kısacası üreme sistemini ısıtıyorsunuz, kan dolaşımının gerektiği şekilde üreme sistemine de geri dönmesini sağlıyorsunuz.

Tabii kan dolaşımı dengesinin bozulmasının bir sebebi de kötü beslenme. Ama alışkanlığınız yoksa acılen bol su içmeye başlamanızı öneririm. Harika bir temizleyici ve tıkanıklık açıcı.

İşte böyle. Çok temel olarak bahsettim. Ama bu tarz bilgiler nasıl insanı rahatlatıyor ve güçlendiriyor değil mi?
 

sağol canım bizde bunu düşünerek teselli oluyoruz.tutsunda bir tane yeter.iyi ki bu site var yoksa biz kime mızmızlanacağız.kim bizi bu kadar dinler ki.aynı dert ortaklarını nerde bulabiliriz ki.hepiniz sagolun varolunnnnnn.herkes inşallah istedigine kavuşur.zaman ve sabır .sevgilerim hepinize.
 
aynen öyle valla,,,senin a...tın nasıl oluyordu,,,,,:çok üzgünüm:halaa ağrıyor oturduğum zaman daha fazla,,,,,,yumurta kolilerinin üstüne oturursam öyle olur tabiii:roflol:

Catlatma ignesini yaptıklarında görcem ben seniiii.:1shok:Saka bir yana,yürürken bazen tiz sancılar girerdi.Dr.u aradıgımda normal oldugunu söylemisti.Benim agrı esigim cok yüksek,hissettigim agrıdan ziyade yumurtalıklarımı sıkıyorlarmıs gibiydi.Dayanılmayacak gibi degil ama rahatsız edici bi tecrübe.Kolay gelsin canikom,kır dizini otur evinde :mymeka:
 
ümitim yazını okudum çok bilgilendirici sagol.ben yatmam gerekirken sürekli ayaktayım.ilk denemem gibi yataga baglanmak gelmiyor içimden.ilk transfer günü hariç gezip duruyorum ortalıkta .belki bu da yaşadıgım stres sonucudur bilmiyorum.böyle yazıları okuyup biraz nemalanmak istiyorum.inşallah başarırım.yazın için tekrara teşekkürler.arkadaşından alıntı olsa da bunu bizlere ulaştırdıgın için de teşekkürler.
 
rica ederim araycım.. hepimiz bu yolda uğraş veriyoruz...dilerim emeklerimizin karşılığını alırız..
 
ümitim hoşgeldin,,,paylaşımın için teşk,,,,eğer dikkat ettiysen baştan beri senin yazdıklarınla örtüşen şekilde desteklerimiz vardı,,,,,ama arkadaşlarımız kimi bayan polyanna diye güldü geçti,,kimi nasihat dedi,,,,,olsun ama demekki doğru bişeyler yapmışım:içelim:,,,,,,,,sevgiler canım
 
roniyamcim haklisin bana bir arkadasim 6. gunu testte silik cizgi gordum dedi ve ben meslegime ragmen bugun yaptim bu testi tabiki negatif ve zaten icim pir pir korkuyorum morlaim yerlerde resmenbenim adet olacak gibi sancim gerginligim var ama goguslerimde hicbirsey yok
 

defnecim senin transferinin kaçıncı günü .bak bebitoda yapmıştı ve çok üzülmüştü ama kan testinde sevindirici sonucu aldı canını sıkma .idrar testini yaptırdın merakını gidermek için ama biliyorsun ki önemli olan kan.
 
rica ederim araycım.. hepimiz bu yolda uğraş veriyoruz...dilerim emeklerimizin karşılığını alırız..
sevgili umit paylasimin icin cok tesekkurler..yazida kendimi gorur gibi oldum...mesleki stresim okadar cokki aynen yazidaki gibi belkide hamile kalamama sebebimdir..evlendigimde balayi donusu hamile kalmistim stressiz mutlu gunlerdi:)sonra yaz tatiline gittigimizde donunce hamile kalmistim gerci ikiside devam etmedi ama...bunu nasil basaracagiz bilemiyorum ..ama pozitif dusunmek hayatin her bolumu icin gerekli sanirim..hepimize bol sanslar:)
 
aynen öyle valla,,,senin a...tın nasıl oluyordu,,,,,:çok üzgünüm:halaa ağrıyor oturduğum zaman daha fazla,,,,,,yumurta kolilerinin üstüne oturursam öyle olur tabiii:roflol:
monetacim ya ben mi atladim sen tedavine basladinmi canim?ay kusurabakma bu hengamede bunu farketmediysemhangi dozda ilacla basladin canim?kacinci gunun?hadi hayirli olsun:)
 
canim peki bilgin varmi eslerde kromozom anomalisi yoksa bu taramanin yapilmasina da gerek yoktur degilmi?yani biz kromozom analizine gondermistik hersey normaldi pihtilasma prob sebep goruldu..sizde oyle bir test daha once yapildimi?(eger daha once yazmissan da ben atlamisim kusurabakma:)
 
evet canim bende katiliyorum:)hergece birbirimize dua edelim:)gercekten bu cok onemli:)
 
evet canim haklisin pazartesi transfer gunumdu bugun 6 mi 7 mi sayiliyor bilmiyorum ama onumuzdeki cmrtesiyi test gunu olarak verdiler...sen test yapmayi dusunmuyormusun?
 
monetacim ya ben mi atladim sen tedavine basladinmi canim?ay kusurabakma bu hengamede bunu farketmediysemhangi dozda ilacla basladin canim?kacinci gunun?hadi hayirli olsun:)

olurmu hiç kusura bakma falan ,,,,,, canım sen rahat ol bu daha önemli,,,,,elini karnına koy ve konuş '' sıkı sıkı tutunun ''de onlar senin pozitif duygularını alsın hissettir defnecim,,,kendinde korkulardan stresten uzak dur ne olur,,,,,,
ben zaten hengame ye gelen bir hatunum:roflol::roflol:,,onun için rahat ol ,,,ben kırılırsam çok farklı şeylere kırılırım,,,,,ince ince aşkım,,,,,,,,sen bebişlere ne alacağını?ne öreceğini?nasıl doğum yapacağını??DÜŞÜN ,,,,,,sözmü? sööözzzzzz klava:
 

cannnn ben şimdiden her taraftan çatladım,,,,mümkünse hemen hamilelik programına alsınlar beniiiiiii,,,,,birakın doğüraceğimmmm,,,,,tutmayiiinnnnn,,,doğirasimmmmm varrrr:roflol::roflol:,,,,,,kendimi semiz tavuk kimin hissediyorumm,,,,,,valla bak yaaaa -tatlicadiarzu-
ay ben iyimiyim fazla pozitiflik bünyeme dokundu en sonunda,,,doktor kızım ilk önce bakırköye bi görün ondan sonra gel diycekkaydirigubbakcemile2kaydirigubbakcemile2
 
“İNSAN NEYİ DÜŞÜNÜRSE BAŞINA O GELİR!!!!”

Neye inanırsanız onu yaşarsınız. Çünkü bilinçaltınızda titreşimler yaratarak Çekim Yasası'nı devreye sokan inançlar, hayat boyu size yön bulmada yardımcı olur.
Bilinçaltı her zaman mıknatıs gibidir. Kabul etmesek de, yaşamda bizi zorlayan koşullardan her fırsatta etkilenir ve hiç ummadığımız anda korkularımızla yüzleşiriz. Korkular, endişeler ve yaşanan gerginlikler mutlaka yüzeye çıkacak bir yol bulur kendine... Bilinçaltı, aynı zamanda kendi inançlarını yansıtan olayları da çeker. Açıkçası, bilinçaltımızdaki düşünceler belli titreşimler yaratır. Bu enerji ile birlikte bilinçaltına yansıyan olaylar ve kişiler bir çekim yaşanmasını sağlar. Buna "Evrensel Titreşim" ve "Çekim Yasası" denir. Nasıl Yerçekimi Yasası varsa Çekim Yasası da vardır. Bu yasa insanoğlunun hayatını etkiler. Evren yasalarla yönetilir. Başarı, yasa ile sağlanır. Sizin bilinçaltınız da yasa ile oluşmaktadır. Bilinçaltımızın yasası, inanç yasasıdır. Her zaman kafamızda oluşan soru işaretleri vardır. "Ya şansız doğduysam...", "Başarılı olmak kaderimde yoksa..." gibi sorularla kendimizi zorlarız. Eğer bilinçaltınız hayatın zor geçeceğine inanırsa, gerçekten zorlu bir yaşam sürersiniz. Karşılaşacağınız olaylar ve insanlar hayatınızı zorlaştıracaktır.

Evrensel Titreşim
Bilinçaltınız paranın zor kazanılacağına inanırsa, para zor kazanılır. Maddi sıkıntı yaşıyorsanız bilin ki; bilinçaltınızda paranın kolay kazanılmadığına dair düşünce hakim olduğu içindir. Böyle bir durumda karşınıza çıkan fırsatları paraya çevirmek için insan üstü çaba göstermeniz gerekecektir. Sıkıntılı geçen hayatınızla ilgili hiç kimseyi suçlamanıza gerek ve neden yoktur; çünkü 'sizin gerçeklerinizi yine sizin bilinçaltınız yaratır'. Hayatta başarılı olabilmek için kişinin anlaması gereken en önemli söz de budur. İnsanlar bilincinin gücünü bir fikri kavramak için, bilinçaltının gücünü ise sonuca ulaşmak için kullanır. Birçok kişi bunun tersini yapar. Bilinçlerini neticeye ulaşmak için kullanır. Bu da genellikle stres ve endişe yaratır. İşte, bilinç gücümüzle, bilinçaltı gücümüzün kullanımındaki fark budur.

Bilgisayar Hard Diski
Bilinçaltınız bilgisayarınızın hard diski gibidir. Ekranda gördüğünüz ise sizin gerçeğiniz veya yaşantınızdır. Ekrandaki bilginin nereden geldiğini kendinize bir sorun! İnançlar değişince, yeni insanlar ve yeni işlere karşı Çekim Yasası devreye girecektir.
 
OLUMLU DÜŞÜNÜN, ÇEKİM YASASI SİZE ÇALIŞSIN!

Hayatınızda başınıza gelen ve gelecek her şeyin sebebinin kendiniz olduğunu söylesem beni "tuhaf" ilan eder misiniz?

Ben, bu riski göze alıyor ve sizi Çekim Yasası ile tanışmaya çağırıyorum. Ve Nil Gün�ü böyle şahane bir kitap yazdığı için tebrik ediyorum.

İçimize dönüp hayatın manevi tarafıyla ilgilenmeye başladıkça, bu konulardan konuşanlar arasında sıkça duyduğumuz bazı kelimeler ve kelime grupları olduğunu fark ederiz: Enerji, negatif ve pozitif enerji, olumlu düşünce, iyiliği çağırmak gibi...

Bu düşünce kalıplarından biri de "hayatta nasıl düşünürsen onu hayatına çekeceğin" ya da "istemesini bil, olsun" şeklinde özetleyebileceğim evren yasasıdır. "Sağlık, haz, para, kariyer, sevgi, huzur, mutluluk, doyumlu ilişki..."

Bu sözleri, "iste-olsun" prensibini formüle eden, nasıl işlediğini anlatan pek çok kişisel gelişim kitabının yazarı Nil Gün imzalı "Hayatın Büyük Sırrı: Çekim Yasası" adlı kitaptan aldım. Çünkü hayatınızda başınıza gelen "küçük sürprizler" ya da "tesadüfler"in artmasını istiyorum!

Her şey enerjidir

Tam bir kişiyi düşünürken o kişiden telefon aldığınız oldu mu?

Doğru zamanda doğru yerde oldunuz mu?

Hayatınızda tesadüflerin yeri çok mu?

Tekrar tekrar aynı hataları yapıyor musunuz?

Çekim Yasası istenileni de istenmeyeni de hayatımıza çeker. Bunu bilmeseniz bile şu kavramları bilirsiniz: Şans/şanssızlık, kader, tesadüf, karma, denk düşmek, yürekten istedim oldu, her şeyin rast gitmesi...

Bu kitap, bu kavramların ne anlama geldiğini ve Çekim Yasası�nı bilinçli olarak nasıl kullanacağınızı gösteriyor.

Çekim Yasası, enerji yasasıdır. Ve biz enerji kelimesini hayatımızda sık sık kullanırız; "Bu kişinin enerjisi iyi. Enerjimiz uydu"...

Kendimizi mutlu, heyecanlı, başarılı hissettiğimizde etrafa pozitif enerji yayarız. Oysa kendimizi üzgün, kızgın, yalnız, incinmiş hissettiğimizde etrafımıza da negatif enerji yayarız. Gözlerimizdeki ışık söner. Bu ruh hali uzun sürerse hayatımızda her şeyin ters gitmesinden yakınırız.

Hayatınızı değiştirmek elinizde

Nil Gün, kitabında önemli bir gerçeği vurguluyor: Dünyada henüz çok az sayıda insan, Çekim Yasası�nın gücüne uyanmış ve bu gücü bilinçli kullanmayı seçiyor. Bu insanlar kendi realitelerinde bir nevi cenneti yaratırken, biz onlara şaşkınlıkla bakıyoruz. Onlara "şanslı" diyoruz.

Spiritüel öğretilere burun kıvırıyor çoğumuz. Gerçek spiritüellik, evrenin yasalarını bilerek onlara uygun yaşamak ve hayatın realitesinin yaratıcısının kendin olduğunun idrakına varmaktır.

"Artık uyananların sayısı artıyor" diyor Nil Gün. Hayatı gerçek anlamda doyumlu yaşayan, istediği her şeyi kolaylıkla elde ediyor görünen çok az sayıda "şanslı" insanla, "sorumluluklarını" yerine getirmek adına nefret ettikleri işte çalışan, istemedikleri hayatı yaşayan ve bir gün mutlu olmayı umut eden çoğunluk arasındaki fark nedir?

Fark, bu insanların amaçlarını ve ne istediklerini, neden amaçlarını gerçekleştirmek zorunda olduklarını bilmesinde ve hayallerini gerçek kılana kadar durmak bilmemelerinde yatıyor. Onların "sorumluluk" tanımı çoğunluktan farklı. Onlar özsorumluluğu ve şimdi de yaşamayı biliyor...

Çekim Yasası düşüncenin yaratıcı gücünün kullanımıyla ilgili. Bu yasa, dikkatinizi neye yöneltirseniz, onu kendinize çekeceğinizi ifade ediyor. Bilincimizde ve bilinçaltımızda ne tür düşünceler ve inançlar varsa bu inançlara uygun deneyimleri hayatımıza çekiyoruz.

Unutmayın...

Düşüncelerimizden sorumluyuz

Her şikayet evrene verilmiş bir emirdir

İnançlar bağlandığımız düşüncelerdir

Dünkü düşüncelerimizle bugünümüzü inşa ettik

Bilinçli afirmasyon (doğrulama) düşünce eğitimidir

Nil Gün, çok doğru bir tespitte de bulunuyor: "Zihin Bilimi, okullarda bize öğretilmiyor. Yaşam Okulu eğitimlerimizde verdiğimiz eğitim, Zihin Bilimi eğitiminin ta kendisi. Bu eğitimin, yarının toplumunda tüm okulların müfredatında yer alacağına inanıyorum. Okullarda meslek eğitiminin yanı sıra Yaşam Sanatı öğretilirse meslekler de hayat da daha doyumlu hale gelir."

Peki Çekim Yasasını nasıl kullanacağız? "Çekim Yasası, üç temel yasanın bileşimidir"

Etki-Tepki yasası (karşılıklılık yasası)

Şükran

Sevgi
İstediğiniz şeyleri tespit edin, vibrasyonunuzu yükseltin (olumlu düşünceyle), izin verin, aksiyona geçin.
 
inanmamak için herşeyimi verirdim. ama 1,5 senedir çok ciddi bir şekilde uyguluyorum düşünüyorum hemen hemen tüm dinamik yöntemlerini çözdüm ve maalesef doğru... ve mükemmelliği pozitifliği kadar ürkütücü,, yaptığımız en ufak bir harekette dahi çekim yasası işliyor bundan emin olun en iyi bildiğimniz en başarılı olduğunuz alanlarda bile o konu hakkında başarısız olabileceğiniz düşüncesi aklınızdan geçmediği için başarıyosunuz iyi olduğunuz ve sahibi olduğunuz şeyleri dert etmeyip sakin ve kararlılıkla yaklaşıp olmaması taktirinde telafi yöntemlerini arkanıza aldığınız için sahipsiniz. ve en ufak bir enerji ve düşünce kaybıyla herşeyinizi kaybedebilirsiniz. gerçekliğinden adım gibi eminim. yanlız daha iyi daha dinamik ele alınması gerekli herkezin kolay kavrayacağı türden yayınlar yok ortada. çoğu okurun okuyupta dalga geçmesi normaldir çoğu insanlar hala tabuları ve alışkanlıklarıyla yaşıyor. toplum olarak çok paranoyağız her çıkan akımda her çıkan düşünce ve fikirde birileri insanları zombileştirmek istiyor, din elden gidiyo emperyalizm geliyo gibi takıntıları dile getiriyoruz ama aslında kimsenin öyle bi derdi yok bu yasanın da bununla bir ilgisi yok. tüm dünya kendi hayatını yaşıyor
 
çekim yasası.,
Peki, nedir bu yasa?
Çekim yasası, titreşim yasasıdır. Titreşim seviyenizi yükselterek, kendi frekansınıza uygun insanları, olayları, durumları hayatınıza çekmek demektir. Çekim yasası insanların öz benlikleriyle ilişkiye girme yasasıdır aslında. Açgözlülükle değil gerçekten istemekle yaşam kalitesini artırabilir insanlar.


Çekim yasası nasıl uygulanır,?
Bir kere ‘çekim yasası’ denilen şey, temelinde ‘insan olma sanatı’dır. Sen iyiysen, doğruysan ve en önemlisi herkesin iyiliğini istiyorsan, olumlu düşünüyorsan yasa senin lehine işler. Çekim yasasını bilen ve bilinçle uygulayan biri dürüst bir insandır, dürüst bir yaşam sürer. Bu yasa hayatta zorluklar olmayacak anlamına gelmiyor. Aksine zorluklara karşı içindeki gücü ortaya çıkarır. Işık bir engele çarptığında ortaya çıkar. İçimizdeki güç de engeller sayesinde görünür hale gelir.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…