Gel bi sarılalım. Ben de 27 yaşına girmeden önce gülüyordum öyle şey mi olur hahah diye ama şu an, adeta döne döne kriz girdabı içinde geziniyorum. Yaşın 30a yakındır, elde var sıfır stresi.
Ben boşanma aşamasındayım üstüne. Bu yaştan sağlam çıkarsam, "sana karada ölüm yok anka" diyorum resmen haha
Benim de yıllarca görüştüğüm, can ciğer olduğum sevgili dostum(!) geçtiğimiz günlerde arayıp, üzerine vazife olmayan konularda kendince tavsiye verdi, kendisini ve kocasını övdü en sonunda inş cinim yia tavrıyla telefonu kapattı. Boşanma olayından dolayı mutsuz ve depresyonda olduğum konusunda uzunca beni ikna etmeye çalıştı. Israrla ben çok iyiyim 1 sene oldu neredeyse sadece iş konusunda endişeliyim dedikçe; yaaağğğğğğnnniiiiğğğ evet iyisindir de sonuçta boşanıyorsun demeye devam etti.
Valla öyle böyle değil, çatır çatır boşanıyorum hem de. İnsanlar karasinekler gibi ellerini ovuştura ovuştura kendilerinden daha mutsuz insan yaratma derdine düşmüşler.
Kariyerime eğileceğim dediğimde, yalnız mı kalacaksın ömür boyu? Evlenirsin diyenleri mi ararsın (hala boşanmaya çalışıyorum bak, altını çiziyorum. Kadın bana evlilik diyor ciddi ciddi), çoluk çocuk düşünmüyorum dediğimde yarım kadın muamelesi çeken mi ararsın fiyuuuu.
Bak bir de, "biz neler çektik, şimdiki kızlarda hiç sabır yok" diyerek beni süzerek laf sokan bir kaç tanıdık var. Sen benim çektiğimi çekmedin sendromu koydum adını. En son, "banane bana mı çektin? Çektin de madalya mı verdiler? Hani?" dedim de sustu.
Tek kaygım geleceğim, iş durumum, kariyerim. Kendime ait evim olsun dileklerim.
Kaygılarıma dokunmadıkları sürece insanları umursamamayı öğrendim. Dokunanları umursamamayı öğrenmeye çalışıyorum. Hayat çok kısa, yaşamamız lazım.