Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş
1. Bir Antepli hayata "min min" durarak başlar.
Oyy gurban oliymm nasıl da min min(tay tay) duruy. Ammisi bak hele bak bak! Minminminmin.
2. "hamam öpüşü" nün ne kadar kıymetli bir şey olduğunu bilir.
Abooovv! Banyodan da yeni çıkmış ver bi hamam öpüşü hele!
3. 30 yaşına da gelse annesi tarafından pazar günü sabahın köründe "hele yekin" diye kaldırılır.
Türkçe karşılığı "hadi oğlum çabucak kalk" tır.
4. Şehir dışında yaşamaya başlamışsa bir Antepli "Bakırcılar Çarşısı" nı çok özler.
Dolma oyacağı, dolma daşı gibi Antep'e özgü malzemelerin alınabileceği muhteşem bir çarşıdır.
5. Bir Antep kızı küfde yoğurmaya bebekken başlar.
Hele anası bi küfde yoğur da yiyek!
6. Antepli kızarsa adeta bir "angry bird" e dönüşebilir. Pammık kıvamındaki bu insanın gafasının tası atmıştır ve karşındakini gebertebilir. :)
Yeen şecaadlenen bir Anteplinin ağzından çıkanı kulağı duymaz."Ganın içine aha", "Yiidiken yıhılasın", "Bedenee top değe", "Gara gara deert", "Dalıhan devrilesin"e kadar geniş bir yelpazede beddua edebilir. Ama beddua ederken de ince esprileriyle sizi güldürmekten vazgeçmezler.
7. Antepli haftanın altı günü çalışır. O, tüm çalıştığı parayı pazar günü "sahre" de yer.
Türkçesi pikniktir. Eğer evde ölü ya da hasta yoksa bir Antepliyi bazaar günü evde tutmak mimkin değildir. Dillere destan "Dülükbaba Ormanı" na gitmek için "Doğan görünümlü Şahin" arabasının arkasına erzağını doldurur ve pikniğini yapar. Hatta bir rivayete göre Turgut ÖzalDülükbaba'nın üzerinden helikopterle geçerken yangın var zannetmiş.
8. "Keşke Şeker Bayramı'ndan başka günlerde de sık sık yesek" denilen dadına doyum olmayan Antep yemeği yuvalamanın hayranıdır.
Antep avratlarının marifetli bi ürünü olarak literatüre geçmiş, bayram sabahı yenilmesi farz olan zahmetli bir yemektir yuvalama... Marifet bir yemek kaşığına 40 tane yuvalama sığdırabilmektir. "Usta bayram sabahı galkıcın, sabah namazından sonra yuvalamanı yiycin."
9. Antepli şu denklemi çok iyi bilir "Fiko = dırnaklı pide ile nohut dürümü"
Antepli bütün ergenlik zamanını nohut dürümü yiyerek geçirmiştir. Hele bir de okul vedershane çıkışları gidilen Fiko'nun yeri vardır ki, orada nohut dürümünün dadına doyulmaz.
10. Horantayı doyurmanın goley bişey olmadığını bilir. Yani kalabalık evlerin vazgeçilmezi açma ekmeğin müptelasıdır.
11. Hafta sonlarının en büyük sosyalleşme organizasyonu "gelinçi"ye gider.
Gelinçi'nin Türkçe karşılığı düğün törenidir. Yoldan geçerken hiç tanımadığın bir düğüne rastladığında bile, o insanlarla kol kola girip "haley seker", "yah çeker", "zılgıt çalar"sın. İşte böyle bir şeydir Antepli olmak.
12. Makarna, mantı vs. gibi zaten özünde hamur olan yemekleri ekmekle yemeyenlere hayretle bakar.
Antepli güççük bir çocuk ve anası tarlaya giderler, güççük çocuk acıhır ve anasına söyler. Anası ise sütün içine gevrek ekmek doğrar ve işine bahar. Gohuyu alan yılan gelir gafasını sağana(tabağa) daldırır ve yemeye başlar. Bunu gören çocuk elindeki kaşşıkla yılanın gafasına vurur ve şöyle der:
Ekmaanen ye ekmanen (ekmekle ye ekmekle)
13. Yemeğe eklenen "acı" nın sınırı yoktur. Acıyı dürüm eder de yer bir Antepli!
Acılı yemeğin üstüne serpmeye acı kırmızı biber ister bir Antepli. Mekan farketmez onun için imkasızı başarır çoğu zaman. Çünkü biberin olmadığı Mc Donalds'da bile acı sosun sayısını abartır ama bana mısın demez.
14. Bir Antepli, nenesinin işlediği kazaklarla büyür.
Bu kazakları hediye eden nene, "gadan garnıma, yükün sırtıma" diye sever torununu.
15. Kenarı sahre merkezi olan "Alleben Deresi"ni büyüklerinden şöyle dinler: Eskiden Alleben'de çüttepik yüzerdik.
Alleben'de çüttepik yüzmek: çift ayak vurarak yüzmektir.
16. Lahmacun dediğin sarımsaklı olur. Kimse soğanlı lahmacunu bir Antepliye "lahmacun" diye yutturmasın.
17. Paklava demek Antepli demektir.
Anteplicede paklava diye telafuz edilen bu olağanüstü tatlının yerken uyulması gereken bazı kuralları vardır. Ters çevirip yenmelidir. Bu sayede fıstığın lezzeti damağa gelir. Antepli olmayanlara yapılması gereken bir açıklama vardır bir de: Antep'te baklava evde yapılmaz. Baklava ustaları bu işe hayatını adamıştır.
18. Antepli bir kız çocuğunun çeyiz macerası tee bebekken başlar. "Antep İşi" olmayan kız çocuğuna uzaydan gelmiş gibi bakılır.
Her Antepli kızının çeyizinde bulunması farz olan, eğer olmazsa ayıplanmasına neden olan bir çeyiz unsurudur. Ancak ilginç olan emekle yapılmış bu çok pahalı örtü takımlarının Antep'te kimsenin evinde kullanılmamasıdır. Sadece gelin görmeye gidildiğinde, gösteriş olsun diye gelin evinin dört bir yanına serilir ve halka arz edilir. Sonrasında sandıkta kaderine terk edilen bu nakışların, büyük ihtimalle üzerine şeytanlar işer :)
19. Nasıl büyürse büyüsün bir Antepli anahtara "anaktar" demeyi sever.
20. Bunu gördüğünde ağzı gamışır!
Üzüm daha olmamışken böyle eşkiyken dünyanın en güzel bişeysini yapabilirsiniz. Gorukları(koruk) nefes almayacak bir kabın içine koyup kabın içine tuz, nane, biber koyarsınız ve sonra terleyene kadar sallarsınız. Bunu yemeyen Antepli değildir.
21. Tüm bu maddelerin ardından bir Antepli memleketini özler ve memleketi ile gurur duyar.
Eğer Antepli değilsen de bu muhteşem şehre doğru yol alma vakti gelmiş demektir. :)
)
