2012 Kpss ders çalışma günlüğüm:) bana katılabilirsiniz...


aYNEN DENEMEM. AÖF BAŞLAYACAĞIM AMA 2 DERSİMİN KÖTÜ GELMESİ BENİ HAYATTAN SOĞUTTU RESMEN. BAŞIMA BELA ETTİM KEŞKE KAYDOLMASAYDIM. BAŞARAMICAKMIŞIM GİBİ DÜŞÜNMEME SEBEB OLDU. ...HİÇ İÇİMDEN GELMİYOR ONA ÇALIŞMAK
 

anlıyorum seni iniversitedeyken ben de kpss ye hazırlanmak istiyordum ama dersler çok yoğundu ağırdı. Birde kaldığım bir ders vardı son sınıfta aldığım dersi zaten sevmiyordum bir de ona vakit ayırmak çalışmak işkence gibi geliyordu tam bi baş belasıydı. İnsan bi kere başarısız olunca korkuyor hemen ya yine çalışıp başarısız olursam diye. Ama başladın bi kere öyle düşünme. MEsela ben günde 5-6 saati dinlenmeye ayırıyorum koskoca gün var sabah 8 de kalkıyorum mesela akşam 12 ye kadar 16 saatimiz var yemek falan filan ihtiyacı derken günde 6 saat ders çalışıyorum yani aslında bir gün cidden çok uzun bu sitede de vakit geçiriyoruz baya günde 3-4 saat aöf 3-4 saat kpss yapabilirsin çok raha böylece ikisine de bakmış olursun. Gerçi öyle de insan bölünüyor gibi oluyor yani bende öyle oluyor çalıştı mı sadece bir derse odaklanayım istiyorum. Sende öyle isen bir gün aöf bir gün kpss yapabilirsin mesela.

KAramsar düşünme bi dahaki finallere daha çok çalışıp halledersin canım.
 
canım 55 alsan geçiyorsun onlardan o yüzden canını sıkma yetmiş almak zorunda da olabilirdin. alabiliriz bu ellibeşi.
 
ha onun dışında ben bin pişmanım aöf kayıt olduğuma çünkü daha kpss konularının bitmesine epey var pek bilgim oturmadı netlerim çok az aöf ye vakit ayırıyorum çok vicdan azabı çekiyorum ve aöf işime yaramayacak anladım çünkü seneye mezun olsamda a grubundan girip o derslere çalışmak istemiyorum ben. yaş mevzusuda var benim. neyse fazla düşünüp canımı sıkmak istemiyorum gidip iş v s g hukuku çalışacağım bugün bitireceğim onu çünkü beş altı günde bir ders bitireceğim son üç günde soru çözerim inşallah geçeriz harç parasına yazık emeklerimize de.
 

canım 55 alsan geçiyorsun onlardan o yüzden canını sıkma yetmiş almak zorunda da olabilirdin. alabiliriz bu ellibeşi.

iNŞALLAH CANLARIM. HAYIRLISIYLA BİR BAŞLASAYDIM
 

bENDE ÇOK PİŞMANIM NEYE YARAYACAKSA ARTIK NAPALIM BENDE YARIN TVS BAŞLAYACAĞIM SONRA FİNANS SONRA DİĞERLERİ.
NETTEN DERS NOTU İNDİRDİM ÇOK GÜZELLER İSTERSEN SENDE BAK.
O NOTLARLA 2 GÜNDE BİLE BİTER BİR DERS. NOT TUTMAYACAM FAZLA ÇOK ZAMAN ALIYOR
 
yok canım ben de not tutmayacağım tvs den özet çıkararak çalışmıştım elli almışım. boşver. canım seneye hem alan hem gk gy hem de işletme dördü yapamayacağımı anladım ben. yaş sınırım dolmadan bir hakkım olsun diye böyle birşeye başvurmuştum ama yapamayacağım bugün ben de moralsizim galiba bu yüzden bilmiyorum biraz çıkıp yürüyüş yapacağım işte bu yüzden kursa gitmek istiyorum evde mutsuz hissediyorum. seneye tekrar mı yazılsam ne erken kayıtla. evden çıkmış iki insan yüzü görmüş oluyorum. neyse biraz gezeyim geleyim kendime gelirim. benim hukuk bittide netten eöğrenmeden de sorulara bakayım diyordum açılmadı. sonra artık. grş canım iyi akşamlar. sıkmayalım canımızı Allahım emeklerimizi boşa çıkarmasın hayra çevirsin inşallah avantajımız olsun.
 
Geometri konusunu ne yaptınız kızlar?
Sınavda 3-5 tane çıkıyor, çalışacak mısınız?
Ben geometriyi hiç bilmiyorum, dil çıkışlıyım liseden.
Tek başıma öğrenebilir miyim? Bana bir akıl verin lütfen.
 
kızlar nasılsınız ? 3 gündür doğru düzgün çaalışamadım .pazar tatil vermiştim kendime pzt misafir vardı 40 coğ 30 türkçe çözebildim bugünde arkadaşlarım vardı 18 coğ çözdm 30 türkçe çözücem.arkadaşlarımın gelmesi çok iyi geldi valla hayattan kopmuşum bide hamilee arkadaşım aaman bi sevdimm bi sevdimm ahh bu gelmelerinden daha iyi geldi nese kızlar türkçeden 25 net yaptm sanırım artıyor netim eksik olduğum konulara çalışmıştm aslında 2 soruyu yanlış okumuşum o yüzden yanlıştı nese coğ danda genelde ya 15 ya 14 yapıyorm 18 soruda.tarih tekrar ediyorm sonra çözücem çünkü diğer dersleri yetiştireym dye çok soru çözememiştim.vat kitap okur gibi okucam zaten senelerdir hukuk gördüğümden ondan korkmuyorm 2- 4 doğru çıkarıyorm .mat ahh o mat daha başlamadım bile ama yılmak yok tutcam ucundan.size sorum netlerim cokmu düşük :26:
 
Son düzenleme:

Amin canım
Bende bugün başlayacaktım hiç içimden gelmedi başlayamadım.
Ben 40 aldığım derslerden sadece çıkmış soru çözdüm. Aslında hepsi çıkmış soruydu ama hastaydım o zaman oturamıyordum malum yerden son güne bırakmıştım.
İkiside aynı gündü işte.
İnş geççek kadar not alalım da umrumda değil yüksek puan.
Rabbim Kpss de yüzümü güldürsün yeter bana aöf bi şekilde geçilir.
 

Gayet iyi canım zaman var daha oturtursun iyice.
Matematikten keyifli mat. kitabını alabilirsin çok güzel...
 
Gayet iyi canım zaman var daha oturtursun iyice.
Matematikten keyifli mat. kitabını alabilirsin çok güzel...

gerçekten mii çok sağ ol canım ya .insan kendi içindeki durumu değerlendiremiyor ,dışardan birinin demesi motive ediyor daha çok .mat için alıcam onu karar verdm .tekrar tşk cnm.inşallah artar ya .
 
gerçekten mii çok sağ ol canım ya .insan kendi içindeki durumu değerlendiremiyor ,dışardan birinin demesi motive ediyor daha çok .mat için alıcam onu karar verdm .tekrar tşk cnm.inşallah artar ya .

Sen istikrarlı ol, çalış olmayacak olan birşey yok insanlar nasıl 1. olabiliyorlar demekki isteyince oluyor.
Mat için bende alacağım inşallah. Sorunum sadece problemler ama olsun zafere giden yolda para feda olsun.
Şu kpss sonuçlarında 91 puanını göreyim Rabbimden başka hiçbişey istemiyorum.
Bir işim bir maaşım bana yeter.
Rabbim bu topikteki arkadaşlarımın, benim ve tüm isteyenlerin gönlündekini nasip eylesin inşaALLAH...
 

Amin cnm..
Ne kadar güzel bi dua.
 
mrb kızlar. sormak istediğim bi konu var. sözelciyim araştırdım. sözelciler için matematik kitapları genelde kpssyle ilgili. o sınavada girmek istiyorum ancak, bnm asıl girmek istediğim sınav ygs. kpss,ygs den daha kolaysa. bu durumda kpss kitaplarından matematiğe çalışmamın bi anlamı olmaz değil mi?
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Amin, Rabbim yüzümüzü kara çıkarmasın canım.
Bu sefer inanıyorum ben, olacak...

İnşallah cnm..
Rabbim emeklerimizin karşılığını kat kat veriyor.
Ama hayırlısı olsun önemli olan bu..
bu hikayeyi çok beğendim okumanı isterim.

Gün gelecek Allah’a bana yaşattığı bu sıkıntılar için şükredeceğimi biliyorum” demişti bir arkadaşım. Belki de hayatının en zor günlerini yaşıyordu. Zorlukların insana ne kadar büyük dersler verdiğini uzun uzun konuşmuştuk. Bir acının öğrettiğini bin kahkahanın öğretemeyeceği üzerine birçok örnekler vermiştik o konuşmamızda.

Aradan iki yıla yakın bir zaman geçince arkadaşımın haklı çıktığını gördük. O günlerin acı görünen olaylarının, kendisine ne kadar büyük kapılar açtığını gördükçe “verdiğin acılar için sana şükürler olsun Allah’ım!” demeye başladı.

Gündüzleri fırsat buldukça bir araya geldiğimiz arkadaşıma o günlerde aşağıdaki hikayeyi yollamıştım. “Strese girenin imanından şüphe ederim!” başlıklı yazımı anlamayan ve/veya yanlış anlayan arkadaşlar umarım bu sefer beni doğru anlarlar.

Yaşlı kadın, bir antika dükkanından aldığı yüzyıllık fincanı özenle salon vitrinine yerleştirdi. Fincanın biçimi, üzerindeki işlemeler, renkler onun bir sanat eseri olduğunu söylüyordu. Ödediği fiyatı hatırladı; hayır, hiç de pahalıya almamıştı.

Hayranlıkla fincanı seyretmeye devam etti. Derken, birden fincan dile geldi ve kadına şöyle dedi;
“Bana hayranlıkla baktığının farkındayım. Ama bilmelisin ki, ben hep böyle değildim. Yaşadığım sıkıntılar beni bu hale getirdi.

kadın şimdi hayret içindeydi. Önündeki kahve fincanı konuşuyordu!

Kekeleyerek: “Nasıl? Anlayamadım?” diyebildi yaşlı kadın.
“Demek istiyorum ki, ben bir zamanlar çamurdan ibarettim ve bir sanatkâr geldi. Beni eline aldı, ezdi, dövdü, yoğurdu. Çektiğim sıkıntılara dayanamayıp:

“Yeter! Lütfen dur artık!” diye bağırmak zorunda kaldım.
Ama usta sadece gülümsedi ve; “Daha değil!” diye cevapladı beni.

“Sonra beni alıp bir tahtanın üzerine koydu. Burada döndüm, döndüm, döndüm. Döndükçe başım da döndü. Sonunda yine haykırdım:
“Lütfen beni bu şeyin üzerinden kurtar. Artık dönmek istemiyorum!”
Ama usta bana bakıp gülümsüyordu:
“Henüz değil!”
“Derken beni aldı ve fırına koydu. Kapıyı kapayıp ısıyı arttırdı. Onu şimdi fırının penceresinden görebiliyordum. Fırın gitgide ısınıyordu. Aklımdan şöyle geçiyordu: Beni yakarak öldürecek”
Fırının duvarlarına vurmaya başladım. Bir taraftan da bağırıyordum:
“Usta usta! Lütfen izin ver buradan çıkayım!”
“Pencereden onun yüzünü görebiliyordum. Hala gülümsüyor ve “Daha değil!” diyordu.
“Bir saat kadar sonra, fırını açtı ve beni çıkardı. Şimdi rahat nefes alabiliyordum, fırının yakıcı sıcaklığından kurtulmuştum. Beni masanın üstüne koydu ve biraz boyayla bir fırça getirdi.
“Boyalı fırçayla bana hafif hafif dokunmaya başladı. Fırça her tarafımda geziniyor ve bu arada ben gıdıklanıyordum.
“Lütfen usta! Yapma, gıdıklanıyorum!” dedim. Onun cevabı ise aynıydı: “Henüz değil!”
“Sonra beni nazikçe tutup yine fırına doğru yürümeye başladı. Korkudan ölecektim. “Hayır! Beni yine fırına sokma, lütfeeen!” diye bağırdım.
Fırını açıp beni içeri iteleyip kapağı kapattı. Isıyı bir öncekinin iki katına çıkardı. “Bu sefer beni gerçekten yakıp kavuracak!” diye düşündüm. Pencereden bakıp ona yine yalvardım, ama o yine “Daha değil!” diyordu. Ancak bu defa ustanın yanaklarından bir damla gözyaşının yuvarlandığını gördüm.
“Tam son nefesimi vermek üzere olduğumu düşünüyordum ki, kapak açıldı ve ustanın nazik eli beni çekip dışarı çıkardı. Derin bir nefes aldım, hasret kaldığım serinliğe kavuşmuştum. Beni yüksekçe bir rafa koydu ve usta şöyle dedi:
“Şimdi tam istediğim gibi oldun. Kendine bir bakmak ister misin?”
Ona “Evet” dedim.
Bir ayna getirip önüme koydu. Gördüğüme inanamıyordum. Aynaya tekrar tekrar baktım ve “Bu ben değilim. Ben sadece bir çamur parçasıydım.”
“Evet bu sensin!” dedi usta. Senin acı ve sıkıntı diye gördüğün şeyler sayesinde böyle mükemmel bir fincan haline geldin.
Eğer seni bir çamur parçası iken üzerinde çalışmasaydım, kuruyup gidecektin.
Döner tezgahın üstüne koymasaydım, ufalanıp toz olacaktın.
Sıcak fırına sokmasaydım, çatlayacaktın.
Boyamasaydım, hayatında renk olmayacaktı.
Ama sana asıl güç ve kuvveti veren ikinci fırın oldu.
Şimdi arzu ettiğim her şey var üzerinde.”

Ve ben kahve fincanı, şu sözlerin ağzımdan çıktığını hayretle fark ettim:
“Ustam! Sana güvenmediğim için beni affet!
Bana zarar vereceğini düşündüm.
Beni benden fazla sevip iyilik yapacağını fark edemedim.
Bakışım kısaydı, ama şimdi beni harika bir sanat eseri yaptığını görüyorum.
Benim sıkıntı ve acı diye gördüğüm şeyleri bana verdiğin için teşekkür ederim…
Teşekkür ederim.”
Usta fincanı, yaratıcı insanı şekillendirir. Yeter ki acı da ki hikmeti görelim.
Kahrın da hoş, lûtfun da hoş demesini bir öğrenebilsek
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…