2009 Eylül Anneleri

kızlar size bir sorum var

kızımın burnundaki pislikleri nasıl temizleyebilirim??

dr bir solüsyon var onunla yıka dedi ama yıkayınca yetmiyor.

burun aspiratorleri (temizleme aleti var ya o) işe yarıyor mu?

ya da silmek mi lazım dikkatlice?
 
canım kulak çubuğunla temizle hafif ıslat ben ıızım doğduğundan beri onunla temizliyorum,
 
Selam kızlar,,

Biz hasta olduk maalesef (( Sabah 04:30'da hırıltılı bağırışlarıyla uyandık kuzumun burnunu temizlemeye çalıştım burun damlası ve aspiratörle...Sabah 08:30'da çok daha kötü halde uyandı öksürmekten ve hapşırmaktan uyuyamıyordu resmen gözler kapalı ama kıvrım kıvrım kıvranıyor öksürürken canım benim. Tabi hemen doktora gittik çok ciddi bir durum yokmuş henüz çok şükür "asist" isimli balgam söktürücü bir öksürük şurubu verdi henüz kullanmadım kullanıp kullanmama konusunda da kararsızım Özgecim siz nasıl geçirdiniz gribinizi???
 
canım kulak çubuğunla temizle hafif ıslat ben ıızım doğduğundan beri onunla temizliyorum,

tsk.ederim canim. işe yarıyor demek oyle yapayim bende.

dilekcim gecmis olsun. umarim gecer cabucak. cok dikkat etmemiz lazim ya havalar soguyor, salginlar artiyor.
 

ANNEYı TANIMAK
Kollarınızda yatan küçük güzel bebeğiniz geleli daha bir ay oldu ama siz şimdiden onsuz bir yaşamı düşünemiyorsunuz bile! Bebekler yaşamlarının bu ilk haftalarında sanki beslenme ve uyku dışında bir şey yapmıyormuş gibi görünür. Ama yeniden bakarsanız minik bebeğinizin aslında dünyasını tanımaya çalıştığını görürsünüz. Sizi her gün daha dikkatle inceliyor ve istemli hareketlerde bulunmak için minicik kasları üzerinde yavaş yavaş denetim sağlıyor. Dikkatle izlerseniz önünüzdeki birkaç hafta içinde gerçek bir gülümsemenin ilk izlerine bile rastlayabilirsiniz.
 
Bebeğiniz sakinleşmek için reflekslerini nasıl kullanır?

KENDı KENDıNE SAKıNLEŞMEYı ÖĞRENMEK

Bebekler bazı çok yararlı reflekslerle dünyaya gelir. Emme refleksi bunların en güçlülerinden biridir. Emmenin beslenme için ne kadar önemli olduğu ortadadır. Ayrıca emme yorgun ya da sinirli olduğunda bebeğinizi çok rahatlatan bir reflekstir. Bebeğinizin ellerini ağzına götürme refleksi daha şimdiden son derece güçlüdür; bu nedenle ilk haftalarda parmakları ve küçük yumrukları emmek bebeğinizin sık sık tercih edeceği rahatlama yollarından biridir. Bebeğinizin sizin serçe parmağınızı emdikçe sakinleştiğini fark edebilirsiniz; bu, bebeğinizi sakinleştirmek için hızlı bir yöntem aradığınızda çok işinize yarayabilir.

YARARLI ıPUÇLARI

Bebeğinizin bu yararlı emme becerilerini en iyi şekilde kullanabilmesi için ellerini açıkta bırakın (eldiven giydirmeyin) ya da bebeğinizi elleri yüzüne yaklaşacak şekilde sarıp sarmalayın. Bebeğinizi bir emzik yerine kendi parmaklarını emmeye cesaretlendirmenin birçok yararı vardır. Parmaklar her zaman emilmeye hazırdır, oysa emzik ağızdan kayar, bebeğinizin uzağına düşer, yere düşer ve sürekli temizlik gerektirir! Aslında ebeler ve emzirme uzmanları bebeğin beslenme amaçlı emme becerisini geliştirmesini etkiliyorsa, ilk ayda emzik kullanılmamasını öneriyor. Bebeğinize emzik vermeyi düşünüyorsanız, öncelikle bebeğinizin süt emmekte ustalaşmasını bekleyin ve emziğin olumlu ve olumsuz yanlarını kafanızda tartın. Parmakları emmek çok rahat olabilir ama sonradan emziği bırakmak daha kolay olacaktır. Ayrıca bütün bebeklerin birbirinden farklı olduğunu unutmamalısınız; sizin bebeğiniz de kendisini avutmak için kendi yöntemlerini seçecektir. Onun ne parmaklar ne de emzikle ilgilenmediğini, emmek istediği tek şeyin leziz, ılık süt veren bir şey olduğunu fark edebilirsiniz!
 
Bebeğinizin cildini korumak

GÜNEŞTEN KORUNMA

Güneş ışınları özellikle bebeğin hassas cildi için çok zararlı olduğundan, bebeğinizin başına mutlaka şapka takın ya da onu gölgede tutun. Cam morötesi ışınları yeterince süzmediğinden bebeğinizi evde ve arabada da güneşten korumanız gerekir. Bebeğiniz altı aylık olana kadar güneş kremini
rasgele sürmeyin. En iyisi güneş kremini yalnızca eller ve yüz gibi birkaç noktaya sürmektir.
 
Son düzenleme:


Ne zaman endişelenmelisiniz?

HASTALIK BELıRTıLERı

Bütün küçük bebekler gibi yenidoğanlar da vücutlarının henüz bir bağışıklık geliştirememiş olması nedeniyle virüs ve enfeksiyon kapmaya eğilimlidir. Bebeğinizi emziriyorsanız yaşamsal önem taşıyan antikorları sütünüzle bebeğinize sağlıyorsunuz demektir, ama minik bebeğiniz yaşamının ilk birkaç ayında en azından bir soğuk algınlığı geçirecektir. Yaygın olarak görülen burun akıntısı tek başına bir endişe kaynağı değildir. Ama bazı belirtiler çok küçük bebeklerde ortaya çıktığında mutlaka ciddiye alınmalıdır. Minik bebeğinizde aşağıdaki belirtilerden herhangi birini görürseniz mutlaka hekiminizi çağırın:

* Bebeğinizi serin tutarak düşüremediğiniz 38.5 derecenin üzerindeki ateş
* Bebeğinizi örtmekle yükseltemediğiniz 37.5 derecenin altındaki ateş
* Hızlı soluma
* Beslenmeyi reddetme
* Zorla uyandırılma, tepkisizlik ya da normalin dışında huysuzluk ve avunma güçlüğü
* Kusma (besleme sonrası görülen normal kusmadan farklı olarak)
* Bezin altı saat ya da daha uzun süre ıslanmaması ya da bebeğin idrarını yapmaması

Bebeğinizin hasta olduğunu düşünüyorsanız, ona doktorun önermediği herhangi bir ilaç vermeyin. Bir sorun olduğunu hissederseniz hekiminizi aramaktan kesinlikle çekinmeyin. Annelik içgüdülerinize güvenin, çünkü içgüdüleriniz genellikle doğruyu söyler.
 


Uyku saati etkinlikleri

BEBEĞIN UYKU DÜZENI
YATMA VAKTı GELDı

Anneliğin ilk ayını geride bıraktınız; artık kendinizi yaşamınızı yeniden düzene sokmaya hazır hissediyor olmalısınız. Bebeğinizin günlük yaşamına basit düzenleyici kurallar getirmenin zamanı geldi. Kural koymaya başlanacak noktalardan biri uyku vakti olabilir. Uyku vakti aranızdaki bağın güçlendirilmesi açısından özel bir zamandır ve bebeğinizin gece olduğunu sezmesine yardım eder. Konu yeme ve uyku olunca, bebeğinizin henüz gece ve gündüz arasında bir fark gözetmediğini unutmayın. Bebeğiniz bu farkı henüz bilmiyor ve ona yardım etmenin en iyi yolu yatma vaktinin geldiğini işaret eden güvenilir ipuçları vermek.

UYUSUN DA BÜYÜSÜN

Uyku öncesi dönem banyoyla başlayan planlı ve sakinleştirici etkinlikleri içermelidir. Bebeğinizi her gün aynı vakitte akşamın ilk saatlerinde yıkamaya çalışın. Bebeğinizi yıkayıp ona pijamalarını giydirdikten sonra besleyin. Yenidoğanların çoğu günün bu saatlerinde çok canlı görünür, bu yüzden aralıklı beslemeler, biraz "oyun", biraz da mızıltıyla dolu "yatma vakti" faaliyetleri sonunda birkaç saate yayılabilir. Ama üzülmeyin, bunlar çok normal; bebeğiniz yakında bu alışkanlıkları bırakacaktır. Uyku öncesi dönemde bebeğinizi fazla uyarmamaya ve onunla fazla etkileşimde bulunmamaya çalışın. Bebeğinizin uykuyla sessiz geçirilen anlar, sakin, rahat ortam arasında bir ilişki kurması gerek. Ona şarkı söyleyin, sakinleştirici bir müzik çalın ya da loş ışıkta yalnızca sallayın ya da pışpışlayın. Sonra da kendi kendine uykuya dalmayı öğrenmesi için tam olarak uykuya dalmadan önce onu yatağına bırakın.
 
Yaşasın yemek yemek

YıRMı DÖRT SAAT BESLEME

Birinci ayın sonunda bebeğiniz hâlâ birkaç saat arayla karnını doyurmaya ihtiyaç duyuyor olmalı; bu yüzden henüz bir beslenme düzeni yerleştirme konusunda endişelenmeyin. Sonuçta hazır olduklarında bütün bebekler doğal bir beslenme ve uyku düzenine girer. Bazıları daha ilk günden bu düzene alışır, bazıları ise birkaç aya gereksinim duyar. Kendinizi daha bu aşamada sıkı bir düzen uygulamaya zorlamayın. Bebeğiniz karnını doyurmak için her iki üç saatte bir uyanıyorsa, bunun nedeni karnının acıkmasıdır. Süt için ağlıyorsa onu geri çevirmek boşunadır. Bu hem sizi hem de bebeğinizi perişan eder. Bebeğinizin bir düzene uymaya başladığı ve akşamları uyku saati yaklaşırken uykuya hazırlık olarak çılgınca süt emdiği gün mutlaka gelecek. Söz konusu alışkanlıklar zamanla yerleşecek olan doğal bir düzenin başlangıcını işaret eder. Bu hoşunuza gider ya da gitmez, ama şu anda bebeğinizin 24 saat açık oda servisisiniz ve en iyi seçeneğiniz de onu her istediğinde beslemek.
 
Bebeğiniz siyah sever

HER ŞEY SıYAH BEYAZ

Bebeğinizin zihnini ve gözlerini uyarmak için siyah beyaz kartlar hazırlayın. Beyaz kartlara siyah kalın kalemlerle gülümseyen bir yüz, güneş, ay ya da bir ev çizerek kartları bebeğinizin yatağına koyun. Bebeğiniz onlara saatlerce bakacaktır... peki, en azından dakikalarca :)
 
Aile bağlarından en iyi şekilde yararlanmak

BÜYÜKANNE VE BÜYÜKBABALARI TANIMAK

Bebeğiniz doğduğu andan itibaren ailenizin diğer üyeleriyle yakınlaşmaya hazırdır. Evinize yeni bir bebek geldiğinde büyükanne ve büyükbabalar size çok yardımcı olabilir ve size çoktan hak ettiğiniz molayı verme fırsatını sunar. Çocuk bakımı konusundaki fikirleriniz her zaman uyuşmasa da ya da her şeyi onlar gibi yapmasanız da sizin gibi onlar da bebeğiniz için en iyisini istiyor. Yeni anne olduğunuzda bazen yarım saat için bile her şeyi oluruna bırakmak zordur. Ama onların uzun yıllara dayanan deneyimleri olduğunu ve torunlarına birçok durumda doğal olarak anne babalık içgüdüleriyle yaklaşacaklarını unutmayın. Yetişkinlerin kendi genlerini taşıyanları koruması doğanın kanunu, hayvansal bir içgüdüdür. Büyüklerinizin yardım önerilerini kabul edin, ama kendinizi her zaman onların isteklerini yerine getirmek zorunda hissetmeyin. Kendi yeteneklerinize ve seçimlerinize güvenin ve kendi fikirleriniz üzerinde ısrar edin. Bebeğinize doğru olduğunu düşündüğünüz şekilde bakın. Ama kendi büyüklerinize karşı sabırlı olmaya çalışın. Çünkü şimdi onlar da kendi "bebeklerinin" anne olduğu fikrine alışmaya çalışıyorlar!
 


Doğum sonrası duygu dalgalanmaları

KEYFıNıZ Mı YOK?

Annelik hem zihninizi hem de bedeninizi yorar; bu yüzden yeni yaşamınıza alışırken kendinizi bazen iyi bazen kötü hissetmeniz doğaldır. Annelerin çoğunun doğumdan birkaç gün sonra çeşitli "duygu dalgalanmaları" yaşadıkları bir dönem vardır. Yeni anne olan kadınların büyük çoğunluğunun zaman zaman hissettikleri keyifsizlik büyük bir sorun değildir. Ama henüz anne olan kadınların yaklaşık yüzde on beşi doğum sonrası depresyon geçirmektedir. Hafif ya da şiddetli biçimleri olan bu rahatsızlık 3 ila 12 ay sürebilir. Hafif depresyonda anne kendini aşırı bitkin, isteksiz ve ağlamaklı hissedebilir; şiddetli depresyonsa intihar düşünceleri uyandırabilir ve annenin bebeğe yakınlaşamamasına yol açabilir.

YARDIM ALIN!

Doğum sonrası depresyon kişinin kontrolü dışında gelişir ve tedavi gerektirir. Doğum sonrası depresyon geçiren annelerin her şeyden önce doktor, sağlık görevlisi ve yakınlarının yardımına ve desteğine ihtiyacı vardır. Duygularınız konusunda kaygılarınız varsa birisiyle konuşun. Bu durum geçici bir keyifsizlik olabilir, ama en iyisi bundan emin olmaktır. Sağlık çalışanları sorununuzun doğum sonrası depresyon mu yoksa yalnızca duygu dalgalanmaları mı olduğuna karar verip en iyi çözümü önerebilir. Bebeğinizin daha şimdiden gerilimli ve mutsuz olduğunuzu hissedebildiğini unutmayın; bu yüzden, sorunlarla başa çıkamadığınızı hissediyorsanız mutlaka yardım alın.

BELıRTıLER

Doğum sonrası depresyonun en yaygın belirtileri şunlardır:
* Ağlama
* Uykusuzluk
* ıştah durumunda değişiklik
* Değersiz hissetme
* Bitkinlik
* Dikkatini yoğunlaştıramama
* Dış görünüme dikkat etmeme
* Başkalarınca kabul görmeme duygusu
* Bebekle yakınlaşmada güçlük
* Kaygı
* Asabiyet
* Düşmanlık duyguları

Doğum sonrası depresyon geçiren bir kişide bu belirtilen hepsinin görülmesi beklenmez. Ama yukarıdaki belirtilerden herhangi birini kendinizde sık sık gözlemliyorsanız, mutlaka yardım almalısınız. Bu duygular sizi utandırmasın ya da suçlu hissettirmesin, çünkü onları kontrol etmeniz olanaksızdır. Bu durumu olduğu gibi, yani, bir hastalık olarak kabul edin. Hemen bir uzmanla görüşün. Özellikle erken teşhis edildiğinde doğum sonrası depresyonun çözümü için pek çok şey yapılabilir.
 
kızlar 5-10 dk. vaktiniz oldugunda yolladigim yazilari incelemenizi tavsiye ederim.

faydali bilgiler var gercekten.
 
tsk.ederim canim. işe yarıyor demek oyle yapayim bende.

dilekcim gecmis olsun. umarim gecer cabucak. cok dikkat etmemiz lazim ya havalar soguyor, salginlar artiyor.

Çok teşekkür ederim canım hem geçmiş olsun dileğin hemde yararlı bilgilerden ötürü..a.s.
 
Bebek Uyku Sorunları

Yeni doğan bebekler normal olarak genellikle daha uzun bir zamanı uykuda geçirirler. 1 haftalık bebeğiniz günün yaklaşık % 80'ini kısa aralıklarla yedi sekiz kez olmak üzere uyuyarak geçirir. Bebeğiniz 1 aylık olduğunda uyku zamanları günde üç ile dört kestirmeye ve 5-6 saatlik kesintisiz bir gece uykusuna dönüşerek azalabilir.
Yeni doğan bebeğin yalnızca toplam uyku süresi sizinkinden uzun olmakla kalmaz uyku türü de farklıdır. Yeni doğanlar hafif bir uykuya sahiptirler ve uzun süreli deliksiz uyuma yerine kısa sürelerle uyurlar.
Bebeklerin uyurken kaydedilen beyin dalgaları üzerinde yapılan araştırmalar yeni doğan bir bebeğin uyku süresinin en az yarısını huzursuz bir uykuyla ve % 20 ile 30'unu da derin uykuyla geçirdiğini ortaya çıkarmıştır. Bebek 8 aylık olduktan sonra derin uykuda geçen süre artmakta huzursuz uyku süresi azalmaktadır.
Çoğu uyku sorunları doğumu izleyen ilk dönemden sonra ortaya çıkar. Ancak aşağıdaki sorunlar yaşamın ilk birinci ayı içinde gelişebilir.
"Yatma zamanı geldiğinde huysuzlaşma" ortaya çıkabilir. Bazı bebekler gündüzleri iyi uyurlar ve tüm gece boyunca uyanık kalmayı isterler. Niçin bazı bebeklerin geceleri daha huysuz olduğu asla tam olarak anlaşılamamaktadır ancak bunun bir nedeni karın ağrısı olabilir.
Bebeğinizi geceleri uyutabilmek için birçok yol deneyebilirsiniz. Bir emzik işe yarayabilir. Bebeği yeterince geniş bir battaniye ile sarmayı deneyin. Bazı bebekler çocuk karyolası yerine bir beşik ya da sepet içinde yatmaktan daha çok hoşlanırlar. Bebek arabası ya da otomobil ile yapılacak bir gezinti bazı bebekleri yatma saatine hazırlayan en iyi yardımcı olabilmektedir (ancak bazı bebekler onları arabadan çıkardığınız anda uyanırlar). Bebeğin yatağına konacak sıcak su dolu bir şişe de yararlı olabilir (şişenin aşırı derecede sıcak olmadığını anlamak için önce bileğinizle kontrol etmelisiniz).
"Uykuya dalmada güçlük çekme" çok fazla uyarılmış olmaktan kaynaklanıyor olabilir. Bazı bebekler kendileri için garip gelen bir yerde ya da yabancılarla çevrilmiş bir ortamda normal süreden daha uzun süre uyanık kalmışlarsa gerginleşirler ve huysuzlaşırlar. Sonuçta uykuya dalma güçlüğü ortaya çıkabilir. Bazı bebekler uykuya dalmak için yalnızca ağlamaya gereksinme duyabilirler. Acemi ana babalar bunu genellikle uzun bir sürede ve güçlükle öğrenirler. Bebeği ağlar durumda yatağına koymak yerine gezdirmeye sallamaya veya beslemeye çalışırlar ki bu bebeğin genellikle daha çok ağlamasından başka bir işe yaramaz.
Ağlayan bebeğiniz normalden daha uzun bir süre uyanık kalmışsa memesini emmiş ya da mamasını yemişse ve altı da temizse uyumak istediğini düşünmelisiniz. Ağlayan bir bebeğin yatağına bırakılması yanlış değildir. Başlangıçta bebeğin ağlaması çoğalabilir ancak genellikle birkaç dakika sonra yavaş yavaş azalarak sonunda tamamen kesilir. Ne olursa olsun bebeğe uyumak için bir şans vermelisiniz. 15 ile 20 dakika gibi bir süre sonra bebek yine de şiddetle ağlamayı sürdürüyorsa onu yatağından alın.
"Kronik uyumama direnci" doğumu hemen izleyen dönemdeki olaylardan kaynaklanıyor olabilir ancak genellikle bebek 2 veya 3 aylık oluncaya kadar kendini göstermemektedir.
Bu sorunun geliştiği bebekler genellikle geçmişlerinde karın ağrısı sorunları yaşamışlardır. Ağrı nöbetleri nedeniyle anne veya baba tarafından kucağa alınarak veya sallanarak ortalama bir bebekten daha uzun süre uyanık kalmışlardır. Bir gün ana baba karın ağrısının yatıştığını ama bebeğin yine de geceleri ana babasının ilgisini beklediğini fark ederler. Sonuçta ana baba ile çocuk arasında gece savaşları başlar.
Ana babanın ne olduğunu fark etmesinden sonra yapabileceği tek şey çocuğu makul bir süre yatağına bırakmaktır. Bebeğin tepki göstermesini bekleyin. Bu tepki önce yüksek bir sesle gelecektir. 20 ile 30 dakikalık bir ağlama süresinden sonra çoğu bebek mücadeleyi bırakır ve uykuya dalar. Bazen bir bebeğin uyumayı seve seve kabul etmesi için bu senaryonun geceler boyu yinelenmesi gerekebilir.
Bazı uzmanlar bebek odasına girmeden önce bekleyeceğiniz sürenin sınırını kesin olarak belirlemenizi (diyelim 15 veya 20 dakika) bebeğe her şeyin yolunda olduğunu hissettirmenizi sonra bebe¬ği kucağınıza almadan tekrar yattığı yerde bırakmanızı ve ertesi gece bebeğin yanına 5 dakika daha geç girmenizi salık vermekteler.
 
slm kızlar nasılsınız...ya bişey sorcam benim kızım mama yedikten sonra veya beni emdikten sonra çogunlukla kusuyor...bide kakası sürekli isal..çok nadiren katı yapıyor kakasını...normalmi acaba...doktora daha kontrole gitmedik bi burdan sorayım dedim...
 

slm cnm.ağız dolusu fışkırtır tarzda 3 defadan fazla kusarsa önem arz ediyor.ağzının kenarından çıkan,ya da az kusulanlar normal.ishal demen için su gibi günde 5 kezden fazla,kokulu olması durumu.yenidoğan bebeklerin pütürtülü hardal sarısı ve cıvık şekilde yapmaları normal,mama alan bebeklerde rengi sarımtırak pütürtülü oluyor.
 

kakası sarı ve isal...su gibi...köpüklüde oluyo...dün ve öncesi gün çok fena kokuyodu ama bugun biraz düzeldi gibi...acaba mamasının bazen suyunu fazla koyuyorum ondan olurmuki.:uhm:
 
kızlar rezene çayı aldım milupanın...bunu nası kullancam bizim kızın yeni yeni gaz şikayetleri başladıda...
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…