Ben de çok severdim okulda.
Halen de çok severim.
Bu bence beyin yapısıyla alakalı.
Benim de sözelim iyi değildi.
Halen öyle.
Gidip bu kafayla AÖF edebiyat okudum.
Ama nasıl?
İşte mantıkla, benzetmelerle felan.
Neden edebiyat?
Cünkü sayısalcı da olsam sözelden Türkçe, Edebiyatım ve coğrafyam hep yüksekti.
Bir de ben matematiğe matematik olarak bakmadım hiç.
Hep bulmaca çözüyor hissiyle çözdüm.
Üniversite sınavına hazırlanırken akşam yatmadan önce muhakkak matematik, geometri çalışırdım.
Çünkü çözemediklerimi rüyamda uğraşırdım ve sabah ilk işim kalkıp soruya bakıp çözümünü bulmak olurdu.
Eee bu kafayla da matematiği hiç sevmeyen çocuğumu anlamıyorum.
Yardım da edemiyorum.
Çünkü istemiyor.
Yeni nesil sorular da dahil (bazıları zorluyor az çalışsam yaparım da) yardımcı olurum ama istemiyor evlat.
Ağlamak istiyorum.
Kardeşi de onun tam tersi.
İkinci sınıfta sürekli matematik çözmek istiyor.
Tamamen beyin yapısı ve istekle olan birşeymiş anladım.
Çalışarak da en asgari matematik olur ama ben yapamıyorumu kabul etmiyorum.
Sadece farklı yöntemlerle ve belki biraz daha çok özveriyle olmayacak iş değil.