Zeki çocuklar yetiştirmenin püf noktası.

ekrkebkafk

Nirvana
Kayıtlı Üye
21 Nisan 2007
703
4
Zeki çocuklar yetiştirmenin püf noktası.

Zeki insanların doğuştan getirdikleri bir sırları var mıdır?

Bir insan doğuştan zeki olduğu için okulda ve hayatta daha başarılı olur mu?

Yapılan bir araştırmaya göre insanların %95’i orta bir zekaya sahiptir. Geriye kalan % 2.5’i ileri zekalı, % 2.5’i geri zekalıdır.

Şu anda bu yazıyı okuyan / okuyabilen hiç kimse geri zekalı değildir. Geri zekalı olsaydı bu yazıyı okumaz / okuyamazdınız.

Hepimiz ya orta bir zekaya sahibiz ya da ileri bir zekaya…

Zekanın derecesi değil benim bu yazı da sizlere anlatmak istediğim asıl mesele.

Bugün sizlere, zeki çocuklar yetiştirmenin çok basit bir “püf” noktasından bahsetmek istiyorum.


* * * * * * *

Zeki çocukları yetiştirmenin “püf noktasını” anlatmadan önce sizlerle “püf noktası” deyiminin hikayesini paylaşayım.

Püf Noktası

Vaktiyle testi ve çanak-çömlek imal edilen kasabalardan birinde, uzun yıllar bu meslekte çalışan bir çırak, kalfa olup artık kendi başına bir dükkan açmayı arzu eder olmuş. Ne yazık ki her defasında ustası ona:

“Sen daha bu işin püf noktasını bilmiyorsun, biraz daha emek vermen gerekiyor” dermiş.

Ustasının bu sonu gelmez nasihatlerinden sıkılan kalfa, artık dayanamaz ve gidip bir dükkan açar. Açar açmasına da yeni dükkanında güzel güzel yaptığı testiler, küpler, vazolar, sürahiler onca titizliğe ve emeğe rağmen orasından burasından yarılmaya, yer yer çatlamaya başlar. Kalfa bir türlü bu çatlamaların önüne geçemez. Nihayet ustasına gider ve durumu anlatır.

Usta, “Sana demedim mi evladım; sen bu işin püf noktasını henüz öğrenmedin. Bu sanatın bir püf noktası vardır” demiş.

Usta bunun üzerine tezgaha bir miktar çamur koyar ve, “Haydi” der, “geç bakalım tezgahın başına da bir testi çıkar. Ben de sana püf noktasını göstereyim.”

Eski çırak ayağıyla merdaneyi döndürüp çamura şekil vermeye başladığında usta önünde dönen çanağa arada sırada "püf!" diye üfleyerek zamanla testiyi çatlatacak olan bazı küçük hava kabarcıklarını patlatıp giderir. Böylece çırak da bu sanatın “püf!” denilen noktasını öğrenmiş olur.

Her sanatın incelik gereken nazik kısmına da o günden sonra “püf noktası!” denilmeye başlanır.

Onca emeğe rağmen küçük ve basit görülen hava kabarcıklarını patlatmayı ihmal etmek tüm emekleri yok ediyor. Basit fakat etkili bir yöntemle tüm emek zayi olmaktan kurtuluyor.

* * * * * * *

Çok daha zeki çocuklar yetiştirmenin sade ve basit bir sırrını vereyim sizlere. Anne veya baba çocuklarına hitap ederken, onlarla konuşup onları severken sürekli “Benim oğlum çok akıllı!”, “Benim kızım çok zeki!” diye onları severse çocuklar daha zeki oluyorlar.

“Bu kadar basit mi yani?” diye düşünebilirsiniz.

Ancak kendinizi, henüz okula başlamamış, küçük bir çocuğun yerine koyun. O çocuk için bu dünyada her şeyin en iyisini ve en doğrusunu bilen sadece iki tane insan vardır. Biri annesi diğeri babası…

Bu iki insan ne derse doğrudur. Hiç kimse bir çocuğa anne ve babasının söylediklerinin aksini kabul ettiremez.

Tam aksi ifadelerin çocuk üzerindeki etkisini de düşünebilirsiniz.

“Sen ne kadar aptal bir çocuksun” sözünü, annesinden sürekli duyarak büyüyen bir çocuk içinden, “Annem bana aptal diyorsa mutlaka bir hikmeti vardır!” diye düşünmez mi?

Sürekli babasından “sen ne kadar geri zekalısın!” sözünü duyan bir çocuk, “babam bana geri zekalı olduğumu söylüyorsa mutlaka bir bildiği vardır” diye düşünmez mi?

Bu yaklaşım tarzına “kendini doğrulayan kehanet!” deniyor. Psikolojik kavramlar içerisinde en çok sevdiğim kavramlardan bir tanesidir.

Çocuklarınızın daha zeki olmasını istiyorsanız onlara bunu sürekli söyleyin. Sizin her dediğinizi mutlaka inanırlar.

Onları zeki olduklarına inandırın yeter.


SAİD ÇAMLICA
 
teşekkürler arkadaşım gerçekten doğru bir şey sonuçta çocuk adı üstünde tazecik beyin nasıl işlersen öyle gelişir
 
Ben de böyle düşünüyorum. Çok doğru bir söz var "MARİFET İLTİFATA TAABİ"
Bir de "Bir şeyi kırk kere söylersen olur" derler bunu da yabana atmamak lazım.
 
yazılanlar cok doğru gercektende cocuk bu yaaa ne görürse ne duyarsa onu yapmaya calışıyo..kötü davranılırsa oda sinirli oluyo,,iii davranılırsa oyun oynamak istiyo konuşuyo vs..ne ekersek onu biçiyoruz valla.
 
çok saol ya benimde kardeşim var ama çocuğum ols okadar sevemem belki ben öyle düşünüyorum onun için en iyisini istiyorum çokk saol gerçekten
 
arkadaşlar biliyormusunuz hiç alakası yok bence çoçuklar dogarken karakterleriyle doğuyorlar ve öyle devam ediyorlar 12 yaşındaki kızım küçükkende sesiz bir çoçuktuagar başlı bir yapıya sahipti ve 12 yaşında halen öyle 3 yaşındaki kızım doğduğundada son derece hareketliydi ve şimdi 3 yaşında 3 katıda arttı hareketliliği yetişemiyorum hiper aktivmidir diye götürdüm ama degilmiş son derece akılı senle oturup yetişkin gibi konuşur zaten sohpet edenler onla hayret ediyorlar ben ona benim kızım çok akıllı annesini üzmez diyorum ama malesef akla hayale gelmeyen şeyler yapıyor:):)
 
arkadaşlar bir çocuğada sürekli böyle iltifatlar yağdırırsak bence pek doğru olmaz.sürekli düşünsenize benim kızım çok güzel benim oğlum çok akıllı şöyle böyle .çocuk ya sıkılır yada ileride ukala bir kişilik oluşabilir.bunun yerine daha çok yaptığı olumlu davranışa yönelip takdir edilirse daha başarılı ve kendine güvenen kişilikler oluştururuz gibi geliyor.
 
Amac cocuga sürekli akili demek degil galiba burda, cocugu akili oldugna inandirmak...a.s

Zaten herseyin basi inancdir, inancla insanlarin olanüstü seyler yaptigini görüyor ve duyuyoruz!!:nazar:

Hem bence bir sübyana100 defa akili demek 1 defa geri zekali aptal demekten iyidir...:kahve:
 
elbetteki yetiştirme şekli çok öenmli unutmayalım ki 3 yaşına kadar beyin gelişimini tamamlıyor,0-3 yaş arasında bebeğimizi dengeli beslemeli , beyin gücünü artırıcı faaliyetlerde bulunmalıyız,ama şuda bir gercek ki genetik etkenlerde oldukça önemli,çocuğumuzun yaşı kaç olursa olsun,onun beynini en işlevsel şekilde nasıl kullanabilir bunun yollarını ona öğretmeliyiz çok basit bazı kurallarla bunu yapabiliriz özellikle DR.MELİK DUYAR ın çalışmalarını takip eden bir anne olarak, oğlumun derslerindeki başarısını etkilediğimi düşünüyorum,oğlumla beraber pencereden dışarda yağan yağmuru izlerken bile oğluma beyin jimnastiği yaptırıyorum mesela; senden bir ev projesi hazırlaman istenseydi nasıl bir ev yapardın? veya oturma odasını sen dizayn etseydin nasıl yerleştirirdin? , sence dünyadaki en büyük eksiklik nedir? gibi örneklerini çoğaltabileceğimiz o anda eğlenceli vakit geçirmemizi sağlayacak sorularla azda olsa düşünme becerisini geliştiriyorum..yerimseniben
yerimseniben
 
gerçektende doğru yazılanlar.çocuklarda tıpkı çırağın önündeki çamur gibi nasıl yoğurursan öyle şekil alıyor.tşkler paylaşımın için.
 
ben bebeklikten beri öyle sewrim öyelede ninni söylerim.
çok tatlı oğlum benim
akıllı oğlum benim
hem tatlıdır hem ballı
akıllı oğlum benim.

oğlum benim uyuyacak
uyuyupta büyüyecek.
tıpış tıpış yürüyecek.
okullara gidecek
büyük adam olacak
herkes onu çok sevecek.

bu şekilde beynine yer etmesini sağlıyorum.inşallah faydası olur.o onu bir ninni gibi algılıyor ama inşallah benliğine yerleşir.
herkes onu çok sevecek
 
X