Zaman Makinesi

Chocolita

Nirvana
Pro Üye
30 Ocak 2017
13.009
195.758
Gece olmuştu. Yorgundu kadın. Yine her gece yarısı olduğu gibi gözlerini diktiği noktadan uyanarak bir dilek tuttu.

"Çocukluğuma gitmek istiyorum"

Dileği kabul oldu ve bir anda üzerinde oturduğu koltuğun uzeri artık bomboştu.. Çünkü Cho artık bir zaman yolcusuydu.

Kapıyı açtı. Burası eski odasi. Küçücük bir kız şaşkınlıkla yüzüne bakıyordu. Simsiyah saçları minicik dudaklarıyla kalakalmisti. Bu oydu, bu küçük cho'. Henüz 7 yaşında

  • Siz kimsiniz?
  • Ben senin hayali arkadaşınım
  • Siz bana çok benziyorsunuz
  • Evet
  • Peki neden geldiniz?
  • Bana ihtiyacın olduğu için
  • Neden?
  • Çünkü üzüldüğünü biliyorum
  • Bunu nerden bilebilirsiniz

Cho, minik Cho'nun yanağını okşadı ve;
  • Ne kadar güzelsin
  • Ben güzel değilim
  • Neden
  • Çok şişmanim
  • Ama bu çirkin olduğun anlamina gelmez ki
  • Öğretmenim beni tembeller sırasına koydu

Küçük kızın elleri titriyordu. Oyuncak bebeğini yanına bıraktı. Cho;

  • Sen çok akıllı bir kızsın
  • Matematikten nefret ediyorum. Keşke hiç olmasaydı
  • Her dersi sevmemiz gerekmez. Bende matematiği hiç sevmiyorum
  • Matematik olmasaydı babam beni severdi
  • Seni sevmediğini mi düşünüyorsun?
  • Evet. İşlemler soruyor. Yanlış cevap vermemeliyim
  • Peki annen?
  • Onlar hep kavga ediyorlar. Birbirlerini hiç sevmiyorlar
  • Demek istediğim, annenle aranız nasıl?
  • İyi. O beni seviyor. Ama beni karanlıkta bırakıyor

Cho konuşmakta güçlük çekiyordu. Çünkü aslında sorduğu soruların cevaplarıyla yıllardır yuzlesiyordu. Küçük Cho;
  • Banyomuzda bir canavar var. Ama kimse bilmiyor. Karanlık olunca ortaya çıkıyor. Sen hiç canavar gördün mü?
  • Evet

Cho o günleri yeniden yeniden hatirladi. İçinden bu küçük kıza sarılıp kimsenin veremediği sevgiyi ölene kadar vermek geliyordu. Onu herkesten her şeyden korumak istiyordu. Ama yapamazdı.

Cho;

  • Ama annem beni seviyor demiştin?
  • Evet. Beni öpüyor. Bazen babamdan koruyor. Babama hep "Gidersem Cho'yu da götürürüm" diyor. Yani beni seviyor
  • Öyleyse neden karanlıkta bırakıyor seni
  • Okumaya geçemedigim için. Bu benim suçum. Çünkü bütün arkadaşlarım geçti. Ama ne yaptım biliyor musun?
  • Ne yaptın
  • Bugün okumam gereken yazıyı ezberledim ve okuyormuş gibi anneme söyledim. Annem öyle şaşırdı ki görmeliydin..
Hey, nereye gidiyorsun?

Cho kendi zamanina geri dönmüştü. Devam edebilecek gücü bulmaya çalışıyordu. Gidip bir sigara yaktı. Gözyaşlarinin oluşturduğu yarısi bulanık görüntüyle kül tablasıni seçmek ne kadar da zordu

Cho yeniden zamanda yolculuk yapabilecek gücü tam 6 yıl sonra buldu.
Bir gece yarısı..
  • Cho, ben geldim
  • Hayali arkadaşim! Nerelerdeydin
  • Sana harika bir haberim var
  • Nedir?
  • Büyüdüğün zaman incecik bir kız olacaksın
  • Gercekten mi?
  • Evet. Ama şimdi biraz sabırlı olmalısın
  • Buyuyene kadar bekleyemem. Sadece Ayşe benimle konuşuyor
  • Neden güzel yönlerinden bahsetmiyoruz? Türkçe dersin çok iyi değil mi?
  • Öyle ama..
  • Yazdığın kompozisyonlar alkış alıyor. Türkçe öğretmenin ne demişti hatirliyor musun?
  • Benim yazdığıma inanmamisti.
  • Ama sen yazdin değil mi?
  • Evet
  • Senin çok güzel bir hayal gücün var. Ayrıca çokta eglencelisin. Neden hiç arkadaşın olmadığını anlamiyorum.
  • Çünkü ben başımı kapattım
  • Türbanlısin. Bu çok guzel. Peki bunu neden yaptığını biliyor musun?
  • Elbette biliyorum. Allah rızası için
  • Peki neden kendini kötü hissediyorsun
  • Öğretmenlerim benimle hep bunu konuşuyor. Arkadaşlarım da dalga geçiyor. Annem heves etmem için boneme taşlar boncuklar işliyor. Güzel hissetmem için uğraşıyor. Saime çok beğeniyor
  • Demek ki senin gerçek arkadaşın Saime. O seni olduğun gibi kabul ediyor
  • Saime çalışkanlar sırasında. Onunla arkadaş olursam popüler olurum. Ama düşük notun varsa asla arkadaş olmazlar.
  • Allah'ı neden seviyorsun?
  • Çünkü ona her şeyi anlatabiliyorum. Annemlerin izin vermediği şeyleri ondan isteyebiliyorum. Annem neden dua etmemi istiyor anlamıyorum. Dua ettiğim zaman Allah izin veriyor. Annem bunu bilmiyor mu?

Cho gülümsedi;
  • Allah'i kimsenin baskısı olmadan sevebiliyorsun. Çünkü adil olduğuna inanıyorsun. Gördün mü Cho, sende kendi kararlarını verebiliyorsun
  • Evet.. Sanırım.

Cho yine kayboldu gözden. Çünkü kendi zamanında bakması gereken bir oğlu vardı. Bir başka çocuk. Yaşadıklarını yaşatmadığı bir çocuk.

Bir zaman sonra Cho yeniden yolculuk yapmak istedi.
Çünkü o gün gelmişti.
Kalbi çarpıyordu. Acele etmeliydi..

Okulun yanındaki sokakta açtı gözlerini. Cho koşuyordu.
- Cho! Buraya çabuk!

Cho nefes nefese kalmıştı;
  • Bana zarar verecek
  • Merak etme kimse sana zarar vermeyecek. Hemen eve gidip annene her şeyi anlat
  • Annem bana inanmıyor
  • Yine de anlat
  • Öğretmenim beni tehdit ediyor
  • Korktuğunu biliyorum. Henüz anlayamayacak kadar Küçüksün
Her şey düzelecek.
Ayrıca bugün karne alıyorsun?
  • Lütfen gitme. Karnemi saklayalım.
  • Ama..
  • Göstermek istemiyorum
  • Lütfen düşündüğün şeyi yapma
  • Karneyi saklamak mi?
  • Diğeri
  • Diğeri mi?
Cho neden söz ettiğini anlamamıştı. Ama yinede;

- Söz veriyorum

Küçük Cho eve koşarken, zaman yolcusu Cho bahçedeki parmaklıklara başını yasladi. Cho'nun sözünü tutamayacagini biliyordu. Çünkü geçmişi degistiremezdi.

Cho karnesini saklayamadi. Babasından tekrar şiddet gördü ve intihar etti.

Hayir, sadece kustu. Çünkü bütün hapları avucuna doldurup tek sefer de yutmayı denedi. Çünkü filmlerde öyle olurdu. Böylece yarısını yutarken yarısını çiğnedi ve sabaha kadar kustu

Zaman yolcusu Cho bütün geceyi minik Cho nun başında bekleyerek geçirdi. Onun için çok üzülüyordu ve yine de hiçbir şey yapamıyordu.
Cho uyandı ve hayali arkadaşını yanında görünce çok sevindi;
  • Lütfen gitme
  • Gitmeyeceğim
  • Sana bir şey söyleyeceğim
  • Biliyorum
  • Ben sözümü tutmadım
Birbirini çok iyi anlayabilen iki kadın.
26 ve 13 yaşında
İki aynı.

Sessizliği bozdu zaman yolcusu;
- Bugün yanında olmamın bir sebebi daha var. Birazdan ..


Derken Cho'nun annesi girdi içeri. Cho yu kaldırdı, saçlarını taradı ve örmeye başladı.

Cho o an da bilincini kaybetti

Gözlerini açtığında annesi panik içinde babasına telefon ediyordu. Çok korkmuştu.

- Hemen doktora gidiyoruz.

Doktor cho'yla yalnız konuşmak istedi;
  • Bütün değerlerin normal. Beyin filmi temiz. Kendini nasıl hissediyorsun?
  • Peki neden bayıldım?
  • Senin sorunun psikolojik.

P-Sİ-KO-LO-JİK

Zaman yolcusu Cho doktorun tam yanında duruyordu ve o kelime yeniden alıyordu canını

Psikolojik..

Cocukluğunu sonsuza kadar kaybetmenin tıptaki açıklamasıydi bu. Hiç çocuk olamayan bir çocuğun kendi başına halledemeyecegi derin bir uçuruma birakilmasiydi. Çünkü ailesi için "psikolojik" tanımınin hiçbir önemi yoktu. Kanser değildi.
Sadece psikolojikti

Günler geçti. Cho baş dönmeleri yüzünden kitap bile okuyamaz hale geldi. Sürekli her an bir şey olacakmış hissiyle kalbi yerinden çıkacak gibi çarpıyordu. Bu duygu her an onunlaydi. Artık daha az konuşuyordu. Daha çok yazıyordu. Çünkü en iyi olduğu şey buydu.

Zaman yolcusu oradaydı. Hep başını çevirip baktığı yerden küçük Cho'ya gülümsüyordu;
  • Bugün doktor günümüz
  • Korkuyorum
  • Korkarsan sadece bana bak

Doktor;
  • Hiç Psikologa gittin mi?
  • Hayır
  • Neden gitmedin?
  • Gerek duymadık. Barbie kasetleri aldık.
  • Seviyor musun peki?
  • Evet

Doktor gözlerini Cho'dan çevirdi ve;
  • Kaç yaşındaydın?
  • 13
Doktor bir reçete yazdi. Bir süre bekledi. Neden hemen vermediğini düşündü Cho..
Zaman yolcusu Cho'ya baktı.
Her zamanki gibi gülümsüyordu. Ve reçeteyi alip eve döndü. Ama doktorun reçeteyi uzatırken ki bakışlarını hiç unutmadi. Böylece ilk "psikolojik" ilacını almaya başlamıştı

Odasına kapanıp ağlamaya başladı;
  • Artık bunu istemiyorum!
  • Bunlari içmek zorunda değilsin
  • Yalancı! Artık seni görmek istemiyorum. Hep oradaydın ama benim için hiçbir şey yapmadın. Su halime bak! Bana bunların olmasına nasıl izin verdin!

Zaman yolcusu;
- Yillardir buraya gelip sana farklı bir hayat vermeyi diledim. Ama olanları degistiremiyorum. Ne kadar zor olduğunu biliyorum ama her şey düzelecek. Bu haplar olmadan da iyi olacaksın. Büyüyeceksin. Aşık olacaksın. İnsanlar arasında böyle değil su an fark edemediğin eğlenceli tarafınla taninacaksin
Türbanlı olduğun için arkadaşların tarafından itilmeyeceksin. Bir sürü arkadaşın olacak. Ve karanlık fobin sana bugünleri hatırlattığında sende çocukluğuna dönüp o küçük kıza sarılmak isteyeceksin. Yoksun olduğu bütün duyguları ona vermek, şefkat göstermek için.

Zaman yolcusu Cho, sımsıkı sarıldı küçük kıza.
Öptü ellerini, gözlerini, dizlerini. Saçlarını.. Kimsenin fark etmediği o minik gamzeyi.. Yüzündeki her zerreyi.


- Hadi şimdi iyileselim.


Ve gitti.
Bu küçük kızın zaman yolcusunu son görüşuydu. Pencereden dışarı baktı. İlaçlarını tek tek aşağı bıraktı

- Söz veriyorum
 
Son düzenleme:
(Çocukluğumdan..)

Gece yarısıydi. Yorgundu kadın. Yine bir gece yarısı gözlerini diktiği noktadan uyanarak bir dilek tuttu.

"Çocukluğuma gitmek istiyorum"

Dileği kabul oldu ve bir anda üzerinde oturduğu koltuğun uzeri artık bomboştu.. Çünkü Cho artık bir zaman yolcusuydu.

Kapıyı açtı. Burası eski odasi. Küçücük bir kız şaşkınlıkla yüzüne bakıyordu. Simsiyah saçları minicik dudaklarıyla kalakalmisti. Bu oydu, bu küçük cho'. Henüz 7 yaşında

- Siz kimsiniz?
- Ben senin hayali arkadaşınim. Benden kimseye bahsetmemelisin.
- Siz bana çok benziyorsunuz
- Evet..
- Peki neden geldiniz?
- Çünkü bana ihtiyacın var
- Neden?
- Çünkü üzüldüğünü biliyorum
- Bunu nerden bilebilirsiniz

Cho, minik Cho'nun yanağını okşadı ve;
- Ne kadar güzelsin
- Ben güzel değilim
- Neden
- Ben çok sismanim
- Ama bu çirkin olduğun anlamina gelmez ki
- Öğretmenim beni tembeller sırasına koydu. Bana kus beyinli diyor

Küçük kızın elleri titriyordu. Oyuncak bebeğini yanına bıraktı. Cho;

- Sen çok akıllı bir kızsın. Öğretmenin ne söylediğini bilmiyor. Bunların hepsi geçecek
- Matematikten nefret ediyorum. Keşke hiç olmasaydı
- Her dersi sevmemiz gerekmez. Bende matematiği hiç sevmiyorum
- Matematik olmasaydı babam beni severdi
- Seni sevmediğini mi düşünüyorsun?
- Evet. İşlemler soruyor. Yanlış cevap verirsem kemeriyle ..
- Peki annen?
- Onlar hep kavga ediyorlar. Birbirlerini hiç sevmiyorlar
- Demek istediğim, annenle aranız nasıl?
- İyi. O beni seviyor. Ama beni karanlıkta bırakıyor

Cho konuşmakta güçlük çekiyordu. Çünkü aslında sorduğu soruların cevaplarıyla yıllardır yuzlesiyordu.. Yine de sordu;

- Nasıl?
- Banyonun ışıklarını kapatıp beni kitliyor. Ben aglasam bile açmıyor. Saatler sürüyor. Daha kötüsü ne biliyor musun? Banyomuzda bir canavar var. Ama kimse bilmiyor. Karanlık olunca ortaya çıkıyor. Sen hiç canavar gördün mü?
- Evet..

Çocuk elini tuttu;

- Görürsen korkma. Güzel canavar ne kadar tatlısın de hiçbir şey yapmıyor

Cho o günleri yeniden yeniden hatirladi. İçinden bu küçük kıza sarılıp kimsenin veremediği sevgiyi ölene kadar vermek geliyordu. Onu herkesten her şeyden korumak istiyordu. Ama yapamazdı..

Cho;

- Ama annem beni seviyor demiştin?
- Evet. Beni öpüyor. Bazen babamdan koruyor. Babama hep "Gidersem Cho'yu da götürürüm" diyor. Yani beni seviyor
- Öyleyse neden karanlıkta bırakıyor seni
- Okumaya geçemedigim için. Bu benim suçum. Çünkü bütün arkadaşlarım geçti. Ama ne yaptım biliyor musun?
- Ne yaptın..
- Bugün okumam gereken yeri ezberledim ve okuyormuş gibi kitaba bakarak anneme söyledim. Annem öyle şaşırdı ki görmeliydin..
Hey, nereye gidiyorsun?

Cho kendi zamanina geri dönmüştü. Devam edebilecek gücü bulmaya çalışıyordu. Gidip bir sigara yaktı. Gözyaşlarinin oluşturduğu yarısi bulanık görüntüyle kül tablasıni seçmek ne kadar da zordu..

Cho yeniden zamanda yolculuk yapabilecek gücü tam 6 yıl sonra buldu.
Bir gece yarısı..

Küçük Cho dua ediyordu;
- Allah'ım Yengem bana çok guzel bir hediye almış. Ama bana olmayınca kendisi giymeye başladı. O benden çok büyük. Nasıl ona oldu ki
- Cho, ben geldim
- Hayali arkadaşim! Nerelerdeydin
- Sana harika bir haberim var
- Nedir?
- Büyüdüğün zaman incecik bir kız olacaksın
- Gercekten mi?
- Evet. Ama şimdi biraz sabırlı olmalısın
- Buyuyene kadar bekleyemem. Sadece Ayşe benimle konuşuyor
- Neden güzel yönlerinden bahsetmiyoruz? Sen harika bir sözelcisin.
- Sözelci nedir
- Yani Türkçe dersin muhteşem değil mi?
- Öyle ama..
- Yazdığın kompozisyonlar alkış alıyor. Türkçe öğretmenin ne demişti hatirliyor musun?
- Benim yazdığıma inanmamisti.
- Ama sen yazdin değil mi?
- Evet..
- Senin muhteşem bir hayal gücün var. Ve bunu kelimelere dökerken çok başarılısın. Ayrıca çokta eglencelisin. Neden hiç arkadaşın olmadığını anlayamiyorum
- Çünku ben başımı kapattım
- Türbanlısin. Bu çok güzel
- Annemle babam sordu. Bende olur dedim.
- Peki bunu neden yaptığını biliyor musun?
- Elbette biliyorum. Allah rızası için
- Peki neden kendini kötü hissediyorsun
- Öğretmenlerim benimle konuşuyor. Yaptığımın yanlış olduğunu söylüyor. Bana acır gibi bakıyorlar. Arkadaşlarım da dalga geçiyor. Annem heves etmem için boneme taşlar boncuklar işliyor. Güzel hissetmem için uğraşıyor. Saime çok beğeniyor
- Demek ki senin gerçek arkadaşın Saime. O seni olduğun gibi kabul ediyor
- Saime çalışkanlar sırasında. Onunla arkadaş olursam popüler olurum. Ama düşük notun varsa asla arkadaş olmazlar.
- Bu saçma sistemin hala devam ettiğine inanamıyorum.. Peki baban?
- Babam namaz kılmam için cok baskı yapiyor. Sürekli sırtıma vuruyor
- Peki sen kılmak istiyor musun?
- Hayir. Allah'ı seviyorum ama namaz kılmak istemiyorum. Odaya gidip kiliyormus gibi yapıyorum.
- O zaman sana bir güzel haber daha..
- Ne?
- Büyüdüğün zaman namazı kimsenin baskısı olmadan severek kilacaksin
- Seveceğimi sanmıyorum..
- Allah'ı neden seviyorsun?
- Çünkü ona her şeyi anlatabiliyorum. Annemlerin izin vermediği şeyleri ondan isteyebiliyorum. Annem neden dua etmemi istiyor anlamıyorum. Dua ettiğim zaman Allah izin veriyor. Annem bunu bilmiyor mu?

Cho gülümsedi;
- Allah'i kimsenin baskısı olmadan sevebiliyorsun. Çünkü adil olduğuna inanıyorsun. Gördün mü Cho? Kendi kararlarını verebiliyorsun
- Evet.. Sanırım.

Cho yine kayboldu gözden. Çünkü kendi zamanında bakması gereken bir oğlu vardı. Bir başka çocuk. Yaşadıklarını yaşatmadığı bir çocuk.

Sanslı cocuk..

Bir zaman sonra Cho yeniden yolculuk yapmak istedi.
Çünkü o gün gelmişti.
Kalbi çarpıyordu. Acele etmeliydi..

Okulun yanındaki sokakta açtı gözlerini. Cho koşuyordu.
- Cho! Buraya çabuk!

Cho nefes nefese kalmıştı;
- Biri bana zarar verecek
- Merak etme sana hicbir şey yapamaz
- Bana iğne yapti ama izin vermedim batırınca kactim
- Hemen eve git Cho. Annene bunu anlat
- Annem bana inanmıyor
- Yine de anlat
- Öğretmenim beni tehdit ediyor
- Korktuğunu biliyorum. Daha çok küçüksün. Bunu anlayamazsin.. Bunların hepsi geride kalacak. Ayrıca bugün karne alıyorsun.
- Lütfen gitme. Karnemi saklayalım
- Cho..
- Göstermek istemiyorum
- Lütfen düşündüğün şeyi yapma.
- Karneyi saklamak mi?
- Hayır, diğeri!
- Diğeri mi..
- Söz ver

Cho neden söz ettiğini anlamamıştı.

- Söz veriyorum
- Sana yalvarıyorum!
- ..
Söz!

Küçük Cho eve koşarken, zaman yolcusu Cho bahçedeki parmaklıklara başını yasladi ve;

- Sözünü tutmayacaksin..

Biliyordu. Çünkü geçmişi degistiremezdi.

Cho karnesini saklayamadi. Babasından tekrar şiddet gördü ve intihar etti.

Hayir, bir şey olmadı. Sadece kustu. Çünkü bütün hapları avucuna doldurdu ve tek sefer de yutmayı denedi. Çünkü filmlerde öyle olurdu.. Böylece yarısını yutarken yarısını çiğnedi ve sabaha kadar kustu.

Zaman yolcusu Cho bütün geceyi minik Cho nun başında bekleyerek geçirdi. Çünkü her yeri mosmor olmuştu. Onun için çok üzülüyordu ve yine de hiçbir şey yapamıyordu.
Cho uyandı ve hayali arkadaşını yanında görünce çok sevindi;
- Lütfen gitme
- Gitmeyeceğim
- Sana bir şey söyleyeceğim
- Biliyorum.
- Ben sözümü tutmadım

Sustular..
Birbirini çok iyi anlayabilen iki kadın.
Biri 26 diğeri 13 yaşında
İki aynı.

Sessizliği bozdu zaman yolcusu;
- Bugün yanında olmamın bir sebebi daha var. Birazdan annen..


Derken Cho'nun annesi girdi içeri. Cho yu kaldırdı, saçlarını taradı ve örmeye başladı.

Cho o an bilincini kaybetti

Gözlerini açtığında annesi panik içinde babasına telefon ediyordu. Çok korkmuştu. Cho uyuyakaldigini düşünüp;
- Anne?
- Korkma kızım. Şimdi hemen doktora gidiyoruz.

Doktor cho'yla yalnız konuşmak istedi;
- Bütün değerlerin normal çıktı. Beyin filminde de herhangi bir sorun yok. Kendini nasıl hissediyorsun?
- Neden bayıldım?
- Senin sorunun psikolojik.

P-Sİ-KO-LO-JİK

Zaman yolcusu Cho doktorun tam yanında duruyordu ve o kelime yeniden alıyordu canını

Psikolojik..

Cocukluğunu sonsuza kadar kaybetmenin tıptaki açıklamasıydi bu. Hiç çocuk olamayan bir çocuğun kendi başına halledemeyecegi derin bir uçuruma birakilmasiydi. Çünkü ailesi için "psikolojik" tanımınin hiçbir önemi yoktu. Kanser değildi.
Sadece psikolojikti

Günler geçti. Cho baş dönmeleri yüzünden kitap bile okuyamaz hale geldi. Sürekli her an bir şey olacakmış hissiyle kalbi yerinden çıkacak gibi çarpıyordu. Bu duygu her an onunlaydi. Artık daha az konuşuyordu. Daha çok yazıyordu. Tıpkı şuanda zaman yolcusu Cho'nun yazdığı gibi.. Çünkü en iyi olduğu şey buydu.

Zaman yolcusu oradaydı. Hep başını çevirip baktığı yerden küçük Cho'ya gülümsüyordu;
- Bugün doktor günümüz..
- Korkuyorum
- Korkarsan sadece bana bak

Doktor;
- Hiç destek aldın mı?
- Nasıl yani?
- Psikologa gittin mi?
- Hayır
- Neden gitmedin?
- Annemle babam gerek duymadı. Barbie kasetleri aldılar.
- Seviyor musun peki?
- Evet..

Doktor gözlerini Cho'dan çevirdi ve;
- Kaç yaşındaydın?
- 13
- 13..
Doktor bir reçete yazdi. Bir süre bekledi. Neden hemen vermediğini düşündü Cho..
Zaman yolcusu Cho'ya baktı.
Her zamanki gibi gülümsüyordu. Ve reçeteyi alip eve döndü. Ama doktorun reçeteyi uzatırken ki bakışlarını hiç unutamadi. Böylece ilk "psikolojik" ilacını almaya başlamıştı.

Odasına kapanıp ağlamaya başladı;
- Artık bunu istemiyorum!
- Bunlari içmek zorunda değilsin
- Yalancı! Artık seni görmek istemiyorum. Hep oradaydın ama benim için hiçbir şey yapmadın. Su halime bak! Bana bunların olmasına nasıl izin verdin!

Zaman yolcusu;
- Olanları değiştirmek istemediğim bir an bile olmadı. Ben yillardir "keşke" diyorum. Yillardir buraya gelip sana farklı bir hayat vermeyi diliyorum. Seni buldum. Ama olanları degistiremedim. Çünkü yapamam. Ama sana her şeyin sonunda yoluna gireceğini söylemek zorundayim. Bu hayata dayanabilmenin tek yolu bu. Bu gerçek. Bu senin gerçeğin. Hepsi gececek benim tatlı kızım. Bu haplar olmadan da iyi olacaksın. Annen ve baban yaptıklarından pişmanlık duyacak. Büyüyeceksin. Aşik olacaksın ve bir oğlun olacak. İnsanlar arasında suan fark edemediğin eğlenceli tarafınla taninacaksin.
Türbanlı olduğun için arkadaşların tarafından itilmeyeceksin. Açık ve türbanlı arkadaşların olacak. Ve karanlık fobin sana bugünleri hatırlattığında sende çocukluğuna dönüp o küçük kıza sarılmak isteyeceksin. Kimsenin onda goremedigi güzellikleri söylemek isteyeceksin. Yoksun olduğu bütün duyguları ona vermek..
Şefkat göstermek.. Bu tatlı kızı opmek.. Neden kimse yapmıyor ki

Zaman yolcusu Cho, sarıldı küçük kıza.
Sımsıkı sarıldı.
Öptü ellerini, gözlerini, dizlerini. Saçlarıni.. Kimsenin fark etmediği o minik gamzeyi.. Yüzündeki her zerreyi.


- Hadi iyileselim Cho


Ve gitti.
Bu küçük kızın zaman yolcusunu son görüşuydu. Pencereden dışarı baktı. İlaçlarını tek tek aşağı bıraktı;

- Söz veriyorum..
Fena değil
 
(Çocukluğumdan..)

Gece yarısıydi. Yorgundu kadın. Yine bir gece yarısı gözlerini diktiği noktadan uyanarak bir dilek tuttu.

"Çocukluğuma gitmek istiyorum"

Dileği kabul oldu ve bir anda üzerinde oturduğu koltuğun uzeri artık bomboştu.. Çünkü Cho artık bir zaman yolcusuydu.

Kapıyı açtı. Burası eski odasi. Küçücük bir kız şaşkınlıkla yüzüne bakıyordu. Simsiyah saçları minicik dudaklarıyla kalakalmisti. Bu oydu, bu küçük cho'. Henüz 7 yaşında

- Siz kimsiniz?
- Ben senin hayali arkadaşınim. Benden kimseye bahsetmemelisin.
- Siz bana çok benziyorsunuz
- Evet..
- Peki neden geldiniz?
- Çünkü bana ihtiyacın var
- Neden?
- Çünkü üzüldüğünü biliyorum
- Bunu nerden bilebilirsiniz

Cho, minik Cho'nun yanağını okşadı ve;
- Ne kadar güzelsin
- Ben güzel değilim
- Neden
- Ben çok sismanim
- Ama bu çirkin olduğun anlamina gelmez ki
- Öğretmenim beni tembeller sırasına koydu. Bana kus beyinli diyor

Küçük kızın elleri titriyordu. Oyuncak bebeğini yanına bıraktı. Cho;

- Sen çok akıllı bir kızsın. Öğretmenin ne söylediğini bilmiyor. Bunların hepsi geçecek
- Matematikten nefret ediyorum. Keşke hiç olmasaydı
- Her dersi sevmemiz gerekmez. Bende matematiği hiç sevmiyorum
- Matematik olmasaydı babam beni severdi
- Seni sevmediğini mi düşünüyorsun?
- Evet. İşlemler soruyor. Yanlış cevap verirsem kemeriyle ..
- Peki annen?
- Onlar hep kavga ediyorlar. Birbirlerini hiç sevmiyorlar
- Demek istediğim, annenle aranız nasıl?
- İyi. O beni seviyor. Ama beni karanlıkta bırakıyor

Cho konuşmakta güçlük çekiyordu. Çünkü aslında sorduğu soruların cevaplarıyla yıllardır yuzlesiyordu.. Yine de sordu;

- Nasıl?
- Banyonun ışıklarını kapatıp beni kitliyor. Ben aglasam bile açmıyor. Saatler sürüyor. Daha kötüsü ne biliyor musun? Banyomuzda bir canavar var. Ama kimse bilmiyor. Karanlık olunca ortaya çıkıyor. Sen hiç canavar gördün mü?
- Evet..

Çocuk elini tuttu;

- Görürsen korkma. Güzel canavar ne kadar tatlısın de hiçbir şey yapmıyor

Cho o günleri yeniden yeniden hatirladi. İçinden bu küçük kıza sarılıp kimsenin veremediği sevgiyi ölene kadar vermek geliyordu. Onu herkesten her şeyden korumak istiyordu. Ama yapamazdı..

Cho;

- Ama annem beni seviyor demiştin?
- Evet. Beni öpüyor. Bazen babamdan koruyor. Babama hep "Gidersem Cho'yu da götürürüm" diyor. Yani beni seviyor
- Öyleyse neden karanlıkta bırakıyor seni
- Okumaya geçemedigim için. Bu benim suçum. Çünkü bütün arkadaşlarım geçti. Ama ne yaptım biliyor musun?
- Ne yaptın..
- Bugün okumam gereken yeri ezberledim ve okuyormuş gibi kitaba bakarak anneme söyledim. Annem öyle şaşırdı ki görmeliydin..
Hey, nereye gidiyorsun?

Cho kendi zamanina geri dönmüştü. Devam edebilecek gücü bulmaya çalışıyordu. Gidip bir sigara yaktı. Gözyaşlarinin oluşturduğu yarısi bulanık görüntüyle kül tablasıni seçmek ne kadar da zordu..

Cho yeniden zamanda yolculuk yapabilecek gücü tam 6 yıl sonra buldu.
Bir gece yarısı..

Küçük Cho dua ediyordu;
- Allah'ım Yengem bana çok guzel bir hediye almış. Ama bana olmayınca kendisi giymeye başladı. O benden çok büyük. Nasıl ona oldu ki
- Cho, ben geldim
- Hayali arkadaşim! Nerelerdeydin
- Sana harika bir haberim var
- Nedir?
- Büyüdüğün zaman incecik bir kız olacaksın
- Gercekten mi?
- Evet. Ama şimdi biraz sabırlı olmalısın
- Buyuyene kadar bekleyemem. Sadece Ayşe benimle konuşuyor
- Neden güzel yönlerinden bahsetmiyoruz? Sen harika bir sözelcisin.
- Sözelci nedir
- Yani Türkçe dersin muhteşem değil mi?
- Öyle ama..
- Yazdığın kompozisyonlar alkış alıyor. Türkçe öğretmenin ne demişti hatirliyor musun?
- Benim yazdığıma inanmamisti.
- Ama sen yazdin değil mi?
- Evet..
- Senin muhteşem bir hayal gücün var. Ve bunu kelimelere dökerken çok başarılısın. Ayrıca çokta eglencelisin. Neden hiç arkadaşın olmadığını anlayamiyorum
- Çünku ben başımı kapattım
- Türbanlısin. Bu çok güzel
- Annemle babam sordu. Bende olur dedim.
- Peki bunu neden yaptığını biliyor musun?
- Elbette biliyorum. Allah rızası için
- Peki neden kendini kötü hissediyorsun
- Öğretmenlerim benimle konuşuyor. Yaptığımın yanlış olduğunu söylüyor. Bana acır gibi bakıyorlar. Arkadaşlarım da dalga geçiyor. Annem heves etmem için boneme taşlar boncuklar işliyor. Güzel hissetmem için uğraşıyor. Saime çok beğeniyor
- Demek ki senin gerçek arkadaşın Saime. O seni olduğun gibi kabul ediyor
- Saime çalışkanlar sırasında. Onunla arkadaş olursam popüler olurum. Ama düşük notun varsa asla arkadaş olmazlar.
- Bu saçma sistemin hala devam ettiğine inanamıyorum.. Peki baban?
- Babam namaz kılmam için cok baskı yapiyor. Sürekli sırtıma vuruyor
- Peki sen kılmak istiyor musun?
- Hayir. Allah'ı seviyorum ama namaz kılmak istemiyorum. Odaya gidip kiliyormus gibi yapıyorum.
- O zaman sana bir güzel haber daha..
- Ne?
- Büyüdüğün zaman namazı kimsenin baskısı olmadan severek kilacaksin
- Seveceğimi sanmıyorum..
- Allah'ı neden seviyorsun?
- Çünkü ona her şeyi anlatabiliyorum. Annemlerin izin vermediği şeyleri ondan isteyebiliyorum. Annem neden dua etmemi istiyor anlamıyorum. Dua ettiğim zaman Allah izin veriyor. Annem bunu bilmiyor mu?

Cho gülümsedi;
- Allah'i kimsenin baskısı olmadan sevebiliyorsun. Çünkü adil olduğuna inanıyorsun. Gördün mü Cho? Kendi kararlarını verebiliyorsun
- Evet.. Sanırım.

Cho yine kayboldu gözden. Çünkü kendi zamanında bakması gereken bir oğlu vardı. Bir başka çocuk. Yaşadıklarını yaşatmadığı bir çocuk.

Sanslı cocuk..

Bir zaman sonra Cho yeniden yolculuk yapmak istedi.
Çünkü o gün gelmişti.
Kalbi çarpıyordu. Acele etmeliydi..

Okulun yanındaki sokakta açtı gözlerini. Cho koşuyordu.
- Cho! Buraya çabuk!

Cho nefes nefese kalmıştı;
- Biri bana zarar verecek
- Merak etme sana hicbir şey yapamaz
- Bana iğne yapti ama izin vermedim batırınca kactim
- Hemen eve git Cho. Annene bunu anlat
- Annem bana inanmıyor
- Yine de anlat
- Öğretmenim beni tehdit ediyor
- Korktuğunu biliyorum. Daha çok küçüksün. Bunu anlayamazsin.. Bunların hepsi geride kalacak. Ayrıca bugün karne alıyorsun.
- Lütfen gitme. Karnemi saklayalım
- Cho..
- Göstermek istemiyorum
- Lütfen düşündüğün şeyi yapma.
- Karneyi saklamak mi?
- Hayır, diğeri!
- Diğeri mi..
- Söz ver

Cho neden söz ettiğini anlamamıştı.

- Söz veriyorum
- Sana yalvarıyorum!
- ..
Söz!

Küçük Cho eve koşarken, zaman yolcusu Cho bahçedeki parmaklıklara başını yasladi ve;

- Sözünü tutmayacaksin..

Biliyordu. Çünkü geçmişi degistiremezdi.

Cho karnesini saklayamadi. Babasından tekrar şiddet gördü ve intihar etti.

Hayir, bir şey olmadı. Sadece kustu. Çünkü bütün hapları avucuna doldurdu ve tek sefer de yutmayı denedi. Çünkü filmlerde öyle olurdu.. Böylece yarısını yutarken yarısını çiğnedi ve sabaha kadar kustu.

Zaman yolcusu Cho bütün geceyi minik Cho nun başında bekleyerek geçirdi. Çünkü her yeri mosmor olmuştu. Onun için çok üzülüyordu ve yine de hiçbir şey yapamıyordu.
Cho uyandı ve hayali arkadaşını yanında görünce çok sevindi;
- Lütfen gitme
- Gitmeyeceğim
- Sana bir şey söyleyeceğim
- Biliyorum.
- Ben sözümü tutmadım

Sustular..
Birbirini çok iyi anlayabilen iki kadın.
Biri 26 diğeri 13 yaşında
İki aynı.

Sessizliği bozdu zaman yolcusu;
- Bugün yanında olmamın bir sebebi daha var. Birazdan annen..


Derken Cho'nun annesi girdi içeri. Cho yu kaldırdı, saçlarını taradı ve örmeye başladı.

Cho o an bilincini kaybetti

Gözlerini açtığında annesi panik içinde babasına telefon ediyordu. Çok korkmuştu. Cho uyuyakaldigini düşünüp;
- Anne?
- Korkma kızım. Şimdi hemen doktora gidiyoruz.

Doktor cho'yla yalnız konuşmak istedi;
- Bütün değerlerin normal çıktı. Beyin filminde de herhangi bir sorun yok. Kendini nasıl hissediyorsun?
- Neden bayıldım?
- Senin sorunun psikolojik.

P-Sİ-KO-LO-JİK

Zaman yolcusu Cho doktorun tam yanında duruyordu ve o kelime yeniden alıyordu canını

Psikolojik..

Cocukluğunu sonsuza kadar kaybetmenin tıptaki açıklamasıydi bu. Hiç çocuk olamayan bir çocuğun kendi başına halledemeyecegi derin bir uçuruma birakilmasiydi. Çünkü ailesi için "psikolojik" tanımınin hiçbir önemi yoktu. Kanser değildi.
Sadece psikolojikti

Günler geçti. Cho baş dönmeleri yüzünden kitap bile okuyamaz hale geldi. Sürekli her an bir şey olacakmış hissiyle kalbi yerinden çıkacak gibi çarpıyordu. Bu duygu her an onunlaydi. Artık daha az konuşuyordu. Daha çok yazıyordu. Tıpkı şuanda zaman yolcusu Cho'nun yazdığı gibi.. Çünkü en iyi olduğu şey buydu.

Zaman yolcusu oradaydı. Hep başını çevirip baktığı yerden küçük Cho'ya gülümsüyordu;
- Bugün doktor günümüz..
- Korkuyorum
- Korkarsan sadece bana bak

Doktor;
- Hiç destek aldın mı?
- Nasıl yani?
- Psikologa gittin mi?
- Hayır
- Neden gitmedin?
- Annemle babam gerek duymadı. Barbie kasetleri aldılar.
- Seviyor musun peki?
- Evet..

Doktor gözlerini Cho'dan çevirdi ve;
- Kaç yaşındaydın?
- 13
- 13..
Doktor bir reçete yazdi. Bir süre bekledi. Neden hemen vermediğini düşündü Cho..
Zaman yolcusu Cho'ya baktı.
Her zamanki gibi gülümsüyordu. Ve reçeteyi alip eve döndü. Ama doktorun reçeteyi uzatırken ki bakışlarını hiç unutamadi. Böylece ilk "psikolojik" ilacını almaya başlamıştı.

Odasına kapanıp ağlamaya başladı;
- Artık bunu istemiyorum!
- Bunlari içmek zorunda değilsin
- Yalancı! Artık seni görmek istemiyorum. Hep oradaydın ama benim için hiçbir şey yapmadın. Su halime bak! Bana bunların olmasına nasıl izin verdin!

Zaman yolcusu;
- Olanları değiştirmek istemediğim bir an bile olmadı. Ben yillardir "keşke" diyorum. Yillardir buraya gelip sana farklı bir hayat vermeyi diliyorum. Seni buldum. Ama olanları degistiremedim. Çünkü yapamam. Ama sana her şeyin sonunda yoluna gireceğini söylemek zorundayim. Bu hayata dayanabilmenin tek yolu bu. Bu gerçek. Bu senin gerçeğin. Hepsi gececek benim tatlı kızım. Bu haplar olmadan da iyi olacaksın. Annen ve baban yaptıklarından pişmanlık duyacak. Büyüyeceksin. Aşik olacaksın ve bir oğlun olacak. İnsanlar arasında suan fark edemediğin eğlenceli tarafınla taninacaksin.
Türbanlı olduğun için arkadaşların tarafından itilmeyeceksin. Açık ve türbanlı arkadaşların olacak. Ve karanlık fobin sana bugünleri hatırlattığında sende çocukluğuna dönüp o küçük kıza sarılmak isteyeceksin. Kimsenin onda goremedigi güzellikleri söylemek isteyeceksin. Yoksun olduğu bütün duyguları ona vermek..
Şefkat göstermek.. Bu tatlı kızı opmek.. Neden kimse yapmıyor ki

Zaman yolcusu Cho, sarıldı küçük kıza.
Sımsıkı sarıldı.
Öptü ellerini, gözlerini, dizlerini. Saçlarıni.. Kimsenin fark etmediği o minik gamzeyi.. Yüzündeki her zerreyi.


- Hadi iyileselim Cho


Ve gitti.
Bu küçük kızın zaman yolcusunu son görüşuydu. Pencereden dışarı baktı. İlaçlarını tek tek aşağı bıraktı;

- Söz veriyorum..
Ciğerimiz kalmamıştır..!
 
Canımsın. 🥰
Bu olumsuz yaşanan şeyler aslında bi şekilde olumluya çevriliyor insanın hayatında. Mesela sen oğluna ne yapman yada yapmaman gerektiğini çok iyi biliyorsun. Çocukluğun kötü geçmiş, ama bu oğlunun çocukluğunun güzel geçmesine sebep olacak. 😇😇
Sen şanslı bi çocukluk geçirmemiş olsanda, oğluşun(sanırım Miraç’tı) çok şanslı senin gibi bi anneye sahip olduğu için 💓💓💓
 
Canımsın. 🥰
Bu olumsuz yaşanan şeyler aslında bi şekilde olumluya çevriliyor insanın hayatında. Mesela sen oğluna ne yapman yada yapmaman gerektiğini çok iyi biliyorsun. Çocukluğun kötü geçmiş, ama bu oğlunun çocukluğunun güzel geçmesine sebep olacak. 😇😇
Sen şanslı bi çocukluk geçirmemiş olsanda, oğluşun(sanırım Miraç’tı) çok şanslı senin gibi bi anneye sahip olduğu için 💓💓💓
Ne güzel konuştun ❤️ teşekkür ederim kürkmantolum. En iyi bildigim şey annelik yapmak. Allah çocuklarımıza sağlık versin ve olmayanlara da nasip etsin inşallah. Çocuklar Allah'ın emaneti. Yeterince iyi değilsek bile Allah rızası için iyi bakmalıyız çocuklarımıza
 
Ne güzel konuştun ❤️ teşekkür ederim kürkmantolum. En iyi bildigim şey annelik yapmak. Allah çocuklarımıza sağlık versin ve olmayanlara da nasip etsin inşallah. Çocuklar Allah'ın emaneti. Yeterince iyi değilsek bile Allah rızası için iyi bakmalıyız çocuklarımıza
Aynen öyle. Aminn inşallah rabbim kimseyi mahrum etmesin annelikten 😍
Hikaye tarzinda yazdığım için o şekilde düşünmüş olabilir. Bu yüzden de şiir bölümüne açtım konuyu. O yüzden sorun yok canım
Yok sorun diye yazmadım dikkatimi çekti sadece😌
 
Ne güzel konuştun ❤️ teşekkür ederim kürkmantolum. En iyi bildigim şey annelik yapmak. Allah çocuklarımıza sağlık versin ve olmayanlara da nasip etsin inşallah. Çocuklar Allah'ın emaneti. Yeterince iyi değilsek bile Allah rızası için iyi bakmalıyız çocuklarımıza
Yaa canım benim ❤
 
Kuzucum. ..
İşte hepimiz birseyler yaşıyoruz hangimizin hayatı istediği gibi ki tabi bu hayatlardan en önemlisi ve etkilisi çocukken yasadiklarimiz inanır misin bende anlatmaya kalksam bi dolu yazarım..
Ama işte sero nun da dediği gibi bisekilde hayatın bir yerine tutunmaliyiz
Kim bilir belki yasadiklarimizin da bir yerde mükafatı vardır. O çok şanslı yakisiklimizla ve yuvanla çok çok mutlu ol ❤ amin
Ve efso paylasimlarina devam et
Stalkerinim beybisi :p
 
Kuzucum. ..
İşte hepimiz birseyler yaşıyoruz hangimizin hayatı istediği gibi ki tabi bu hayatlardan en önemlisi ve etkilisi çocukken yasadiklarimiz inanır misin bende anlatmaya kalksam bi dolu yazarım..
Ama işte sero nun da dediği gibi bisekilde hayatın bir yerine tutunmaliyiz
Kim bilir belki yasadiklarimizin da bir yerde mükafatı vardır. O çok şanslı yakisiklimizla ve yuvanla çok çok mutlu ol ❤ amin
Ve efso paylasimlarina devam et
Stalkerinim beybisi :p
Yaa ne kadar incesin ❤️🥰 teşekkür ederim canım benim ❤️ Rabbim biliyor içimizi ❤️ çok şükür namazımı kıldım huzur doldu içim ☺️ şimdi de senin bu güzel sözlerin.. İyi ki varsın inşallah sende hayatının her evresinde mutlu olursun
 
Yaa ne kadar incesin ❤️🥰 teşekkür ederim canım benim ❤️ Rabbim biliyor içimizi ❤️ çok şükür namazımı kıldım huzur doldu içim ☺️ şimdi de senin bu güzel sözlerin.. İyi ki varsın inşallah sende hayatının her evresinde mutlu olursun
Canım benimmm ❤ sensin öyle. .
Ohh miss o zaman maddi manevi hep şifa olsun sana namazın,duan.
Sende iyi ki varsinn ❤❤❤ duamdasin güzel kalbinden 💋 💋💋:p
 
X