• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Yurt dışına gidenler hangi yolla gittiniz ?

Her yerde öyle değil. 12 senedir bir Avrupa ülkesinde yaşıyorum ve geçici bir süreliğine şimdi Singapur'dayım. Ben İsviçre'ye gittiğim günden beri ekmeğin hatta marketlerde satılan tüm gıdaların fiyatı aynı. Hatta bu 12 sene içerisinde toplu taşımaya bir ya da iki kez zam yapıldı. O da kuruş hesabı. Yani 3.50 birim fiyatı olan 3.60 oldu gibi. Sadece yiyecek içecek değil nerdeyse herşeyin fiyatı her sene aynı buralarda çünkü enflasyon yok. Hatta yatırım amaçlı bankaya para yatırmak isterseniz eksi faiz veriyorlar. Avrupa gibi Singapur'da da durum aynı.
Aaaa ben sizi 4-5 sene öncesinden hatırlarım forumda, çok yol yordam gösterici yorumlarınız okurdu severek okurdum. Geri dönmüşsünüz pek sevindim hoşgeldiniz :))
 
avrupada asgari ücretle geçinenler zaten orada olan insanlar
1-evleri var (kiralık da olabilir sorun değil)
2-yetmediği yerde devlet destek oluyor

siz buradan asgari ücretle zaten iş bulamazsınız- çünkü vizenize sponsor olamaz kimse. bunun bazı limitleri var. mesela almanyada ayda 3 bin euro filandı galiba. bunun altında kazanacağınız işle buradan çalışma vizesi alıp gidemiyorsunuz. (not almanyada asgari ücret aylık değil saatlik ama asgari ücret 1300 euroya filan denk gelir ortalama, yani asgari ücret x2 filan alacağınız bir iş olması gerekiyor)

hadi diyelim asgai de olsa bir iş buldunuz (tanıdığınız sizi kuaför ya da eşinizi inşaatçı filan gösterdi diyelim, bir takım usulsüz yollar kısacası) o zaman da destek alamazsınız.

bu neden büyük sorun çünkü:

şu anda avrupada büyük sıkıntı ev bulmak. ben de eylülde tekrar gidecem gibi, kesinlik kazanmadı. kısa sürede kesinleştirmezsem ev bulamam adım gibi biliyorum. maaş bordrosu olmayan, olsa da asgari gibi olan, yeni gelmiş, yabancı birine avrupalı ev sahibi ev vermek istemiyor. onu geçtim çoğu yerde zaten ev yok. özellikle de iş piyasası yüksek olan büyük şehirlerde.

ha ama dil kursu, master ,mesleki bir program şu bu bir şekilde gittiniz diyelim, bir süre yurt murt idare eder, sonra da iş bulur kalırsınız mesela. o zaman şirketin size sponsor olması şart olmuyor. ev de bir süre orada kaldıktan sonra daha rahat bulunuyor.

evliyseniz ve çocuk da varsa. size iş-ev-okul- eşe iş bunların hepsini birden ayarlayabilmek, önceden böyle bir tecrübesi olmayan kişiler için gerçekten büyük olay olur. parçalı düşünmek daha iyi gibi.
Almanya mavi kart için minimum yillik brut 56k€ isteniyor, doktor ve mühendis isen 44k€. Ama ingilterenin skilled worker visa si icin ab den cikildigi icin farkli, minimum asgari ücrete yakin bir sey deniyor. Yani minimum 25k$£ bi is icin sponsorship alabilirsiniz ingilterede teknik olarak.

Ev durumu icin konuşmak istiorum gercekten arkadasin dedigi gibi cok sikinti bisey. Londrada ev sahipleri kiraci secio zaten sen ev secemiosun. Mulakata gidiosun begenilmen lazim :) Biz nasi suriyelilere vermek istemiosak evi onlar da bize vermek istemio kredi gecmisin olmadigi icin, minimum 6ay yada 1yillik kirayi pesin istiolar falan. Burdaki ankara anlasmalilarin %90i cok kotu kosullarda yasiyor. 6 odali bir evde 6 aile kaliolar misal. Ortak banyo mutfak. Odada yasiolar yani anne baba cocuk sadece bir odada. Sahte fatura kesebilme adina asgari ucretin altina baska bi ankara anlasmalinin yaninda kebapçıda calisio mesela 12 saat falan sonra aldigi kuş kadar parayi naylon faturaya verince vergiden gidiyor hatri sayilir kısmı. Adina yurtdisinda yasamak deyip avunuolar da cogu turkiyede guzel yerlerde olan insanlar zaten böyle bi salakligi yapmaya hic gerek yok turkiyede hapse atilmamak icin falan iltica etmediysen, anlamis degilim. Cogu dayanamayip geri dönüyor nihayetinde.
 
Paran varsa her yerde kolaylıkla yaşayabiliyorsun
Hukuk sistemi de çoğunlukla güçlü olanın yanında oluyor
O yüzden endişe etmeyin
Adalet ülkemizde belli bir kesimin destekleyecisi olanlarin lehinde. Öyle paraya pula değil de siyasi olarak neye yakın olduğunla alakalı.
Hoş zaten biz de çok paralı insanlar değiliz nihayetinde maaşlı çalışanlarız, sadece bir kesimden daha yüksek maaş alıyoruz.
 
Çok yakın bir akrabam, karı koca Ab vatandaşı. Yaşları da 26-27 gibi bir şey. Bizdeki lise eğitimine denk eğitimleri var öyle üniversite falan okumadılar. Ne iş yaptıklarını da hiç anlamadım, ne bulurlarsa sanırım. Bazen kasiyerlik bazen güvenlik görevlisi gibi. Ankaradan han gibi bir ev aldılar yakın zamanda, şimdi de ikinciye bakıyorlarmış. Ben 36 yaşında yüksek lisans mezunuyum. Bit kadar bir şehirde aldığım sıradan bir apartman dairesinin kredisini sekiz yıldır ödüyorum hala bitmedi. Kimse bana memleket güzellemesi yapmasın. Belki ben yine şanslıyım çoğuna göre, işim var, borçlu da olsam evim var. İnsanlar resmen sürünüyor
 
Benim düşünceme göre, yeni gelenlerin kendilerinden daha eğitimli ve lisan bilmeleri onları rahatsız ediyor. Çünkü kendileri 40 senedir orada olup ta 40 kelime bilmemeyi öğrenmemeyi marifet saymışlar. Lisan bilmedikleri ve topluma karışmayıp kendi mahallelerinden çıkmadıkları için yeni gelenlerin çabuk dostluk kurup her ortama adapte olabilmelerine hasetleniyorlar. Zamanında kendileri asla bir araya gelmek istemedikleri yerli halkla kaynaşmamışlar bu yüzden dışlanmışlar ama şimdiki nesil hemen kabul görüyor, heryere davet ediliyor, iki taraf birbirine önyargısız yaklaşıyor. Bunlar da hasetlenmesinler de napsınlar?
Farklı bir bakış açısı, mantıklı aslında hiç bu tarafını düşünmemiştim
 
Ciddi anlamda düşünüyorsanız Almanya'yı eleyin. Orada çok fazla akrabam var.

Hele bir tane eşimin yeğeni oraya gelin gitti. Kayınvalidesi ile birlikte oturuyordu. Ayrı eve çıkmak istediler. Ama alman hükümeti buna hemen izin vermiyor gerekçelerinin sağlam olması gerekiyor. Ve yetkili birinin karşısında kocası "eşimle annem anlaşamıyor sürekli kavga ediyorlar diyerek" ağlamış. Eşimin yeğeni bunu bize anlatırken gülme krizine girmişti resmen orada ağlamayan ayrı eve çıkamaz demişti...

Ve orada ev almak imkansız gibi bişey. İsmini yazdırıyormuşsun aynı buradaki TOKİ gibi düşünün artık ne zamana çıkar Allah bilir ...

Eşimin yeğeni Almanya'da çalışıyor ben çalışmasam zor geçiniriz diyor.

Ama şöyle bir cümle kurmuştu geçenlerde orada da geçim zor. Ama ben 5 yıl izin hakkımı kullanmadan burdan istediğim evi alırım demişti.

Ve en son ki geldiğinde orasıda aynı burası gibi orta gelirli kalmadı ya fakirsin yada zengin ortası yok demişti...

Diğer akrabalarım ise amcam. Amcam bekarken gidiyor karısını burdan gelin götürüyor 4 tane kızı var. Ama kızlarından sadece bir tanesinin galerisi var diğerleri sürünüyoruz diyorlar.

Kuzenimin biri de mühendisi İngiltere'ye gitti ordan bir yabancı uyruklu bir kadınla evlendi. Gümüş dükkanı açtı şimdi Türkiye'ye dönecem diyor.

Alman hükümeti buna hemen izin vermiyor kısmını anlamadım. Yani gelin ve damat sizinle bu evde yaşayacak ayrı eve çıkmalarına izin veremeyiz mi demişler? Bunu kendi kulaklarımla duymak isterdim açıkçası. Mümkün değil tam tersi ev herkese yetecek büyüklükte değilse vize veya oturum vermiyor. Yani şöyle, mesela eşim bizim için başvuru yaptığında izin hemen çıksın diye rastgele arkadaşına ait 1+1 ev kiralamıştı. Siz gelene kadar ben daha iyi bir yer bulurum dedi. İzni çabuk çıkarmak istemesinin nedeni de çocuğu kreşe yazdırabilmek içindi. Kendisine söylenen, "iki çocuk ve siz bu evde yaşayamazsınız yeterli değil". Çocuklar için en az bir oda olmak zorunda, lütfen uygun bir ev bulun.

Gelin ayrı eve çıkamadığı için etrafına mahçup olmamak için böyle bir şey uydurmuş. Almanların kitabında kanununda evlenip eşinin ailesiyle aynı evde yaşamak diye bir şey yok. Bazı küçük köylerdeki çiftliklerde var ama oralarda zaten kalabalık olunması gerek ve çiftlik evleri çok büyük olur. Kimin kiminle yaşadığı onları ilgilendirmez sadece gelecek olan kişinin masrafları maddi olarak karşılansın devlete yük olmasın. Ayrıca her şey yazışmalarla olur. Yani gidip te memurların karşısında ağlanmaz. Sizi bir mektupla yeterince bilgilendirir ve neler yapılması gerektiğini yazarlar. Bu gelin bu konuda aynı şeyi söylemekte ısrar ederse lütfen sorun, kendisinde bununla ilgili bir evrak var mıymış. Ya kendisini ayakta uyutmuşlar lisan bilmediği için ya da kendisi de durumu biliyor ama yediremediği için size bu şekilde anlatıyor.
 
Çok yakın bir akrabam, karı koca Ab vatandaşı. Yaşları da 26-27 gibi bir şey. Bizdeki lise eğitimine denk eğitimleri var öyle üniversite falan okumadılar. Ne iş yaptıklarını da hiç anlamadım, ne bulurlarsa sanırım. Bazen kasiyerlik bazen güvenlik görevlisi gibi. Ankaradan han gibi bir ev aldılar yakın zamanda, şimdi de ikinciye bakıyorlarmış. Ben 36 yaşında yüksek lisans mezunuyum. Bit kadar bir şehirde aldığım sıradan bir apartman dairesinin kredisini sekiz yıldır ödüyorum hala bitmedi. Kimse bana memleket güzellemesi yapmasın. Belki ben yine şanslıyım çoğuna göre, işim var, borçlu da olsam evim var. İnsanlar resmen sürünüyor
Ben üniversite mezunuyum ve depoda çalışan hiç bir eğitim almamış biriyle nerdeyse aynı maaşı alıyorum yada 4-5 çocuklu hiç çalışmamış sürekli sosyal maaşı , nafaka vs ile geçinen biriyle aynı para elime geçiyor. Bazı noktalarda haksızlık olduğunu düşünmüyorum desem yalan olur . Örnegin çalışmayan biri neden benim kadar para (yardım) alıyor diye, sanki sen çalışma yat biz sana bakarız diye teşvik ediliyormus gibi. Sanırım böyle gelmiş böyle gidecek bu düzen.
 
Alman hükümeti buna hemen izin vermiyor kısmını anlamadım. Yani gelin ve damat sizinle bu evde yaşayacak ayrı eve çıkmalarına izin veremeyiz mi demişler? Bunu kendi kulaklarımla duymak isterdim açıkçası. Mümkün değil tam tersi ev herkese yetecek büyüklükte değilse vize veya oturum vermiyor. Yani şöyle, mesela eşim bizim için başvuru yaptığında izin hemen çıksın diye rastgele arkadaşına ait 1+1 ev kiralamıştı. Siz gelene kadar ben daha iyi bir yer bulurum dedi. İzni çabuk çıkarmak istemesinin nedeni de çocuğu kreşe yazdırabilmek içindi. Kendisine söylenen, "iki çocuk ve siz bu evde yaşayamazsınız yeterli değil". Çocuklar için en az bir oda olmak zorunda, lütfen uygun bir ev bulun.

Gelin ayrı eve çıkamadığı için etrafına mahçup olmamak için böyle bir şey uydurmuş. Almanların kitabında kanununda evlenip eşinin ailesiyle aynı evde yaşamak diye bir şey yok. Bazı küçük köylerdeki çiftliklerde var ama oralarda zaten kalabalık olunması gerek ve çiftlik evleri çok büyük olur. Kimin kiminle yaşadığı onları ilgilendirmez sadece gelecek olan kişinin masrafları maddi olarak karşılansın devlete yük olmasın. Ayrıca her şey yazışmalarla olur. Yani gidip te memurların karşısında ağlanmaz. Sizi bir mektupla yeterince bilgilendirir ve neler yapılması gerektiğini yazarlar. Bu gelin bu konuda aynı şeyi söylemekte ısrar ederse lütfen sorun, kendisinde bununla ilgili bir evrak var mıymış. Ya kendisini ayakta uyutmuşlar lisan bilmediği için ya da kendisi de durumu biliyor ama yediremediği için size bu şekilde anlatıyor.

benim tahminim, devletten kira yardimi alinan sosyal evlerde oturuyorlar, devlet de ikinci evi vermiyor,
yoksa param var ev tutacagim diyene devlet neden hayir tutamazsin desin ki, dunyanin hic bir yerinde olmaz boyle bir sey.
 
Ben unvdede 2 ay londra da kalmistim. Dondugumde havaalaninda agladim resmen 😂 tabi o zaman sene 2012 durumlar bu kadar kotu degil. Yurtdisi cok rahat gercekten donla bile gez kimse donup bakmiyor bile o kadar guvenli 😂 ama bi kosede bayilip kalsanda sanmiyorum kimse donup bakmaz. Insanlar kendi halinde kimse kimseyle muhattap olmuyor, havasi hep kapali, yiyecekler bir tuhaf ve en onemlisi evler igrenc cok eski ve pis bir koku var rutubet kokusu. Bizim memleketimiz gercekten en guzeli ama nerde ot cop var doldurdular. Simdi herkes gitmek istiyor. Hepimiz birakip gidince nolucak ulkemize cok uzuluyorum. Bari kurtulus savasinda bu kadar insan ölmeseydi ataturk bile ulkeyle ugrasmaktan gencecik yasinda vefat etti. Bosa bu kadar insan heba oldu herkes gitme derdinde. Burasida suriyelilerle afganlara yeni ulke olur artik bakalim o zaman gezmeye de gelebilcezmi memlekete sokucaklarmi bizi.
Aslında durumun iyi olsa zengin olsam
Yurtdışında şirket kurar buradan çalışır yatırım yapardım bence uzun süre yurtdışında yaşamışkişilrr bu yolları düşünmeli hem ülkeye sermaye gelmedi açısından da güzel olur
 
Al işte mühendislik kazanıp okuyan biri bile istediği şartlarda yaşayamıyorsa, geleceğinden bu kadar umutsuzsa nasıl refah seviyesine ulaşsın bu ülke.
Belki içinde olmayana basit gelir ama kızı iki sene üniversiteye hazırlanan bir anne olarak bir mühendis olmak için istenen sıralamayı, harcanan emeği, verilen dershane soru bankası paralarını, sınav psikolojisini en iyi bilenlerdenim.
Bunca engeli aştıysan neden hiç emek vermeyi okumayı seçmeyen biriyle aynı standartları isteyesin. Ne mantığa ne vicdana sığar.
Kendin için en iyi olanı yapmak istiyorsan çoğunluktan farklı olmak zorundasın. Çoğunluktan farkı olmak için farklı olanı düşünmek zorundasın. Kendini sorgulama kulaklarını tıka ve yoluna bak.

Kızımın bu yaz work&travel programı ile yurtdışına çıkacak. Yaz boyu orada bir tatil köyü benzeri bir yerde çalışıp dilini geliştirme amacı ile gidiyor. Daha okuduğu bölüm için 4 senesi var, bu sene hazırlık öğrencisiydi. Bana geçende “anne oradamı kalsam, bir cafede 8 saat çalışsam bu kadar kazanıyorum. Bölümü bitirsem iş bulacağım bile garanti değil” dedi. Genç cahil gözüyle bakılan çocukta ki endişeye bakarmısın. Hayal ettiği mesleği kazanmış okuyor ama gelecek endişesinden yurtdışında cafede çalışmayı seçenek olarak görebiliyor.
Benimde inşaat mühendisi kuzenim geçende ya tekrar kurslara gidip güzellik salonu falan açacağım ya da dilimi geliştirip yurtdışına giderim diyordu
Yurtdışında ne iş yapacaksın dedim
Garson olurum yapacak iş bulurum diyordu.
Düşünün bırada o kadar sınava gir emek ver mühendis ol
Yurtdışında garson olurum diye git yani ona bile razı ol
İçler acısı ama yapacak bir şey yok
Keşke okumak kar etseydi hiç bir şey değilse bile
Artık o da yok
Eskiden sadece işletme iktisat mezunlarına iş bulma sorunu var o bölümü yazma derlerdi.
Şimdi her bölümde var
 
Yani bence giden insanin dönüp zengin olma gibi bi hayali olmamali. Artik hayata orda devam etme kararin varsa gitmelisin. Pound kazanmanin burda bi avantaji yok pound harcadiktan sonra :)
Tatile geldiğimde zenginim anlamında kastettim
Yani orada senelerce çalıştıktan sonra buraya dönmek mantıklı olmaz
Anca emeklilikte ya da yazları falan işte
 
Yengeç pintisin falan ama şu şikayet etmek yerine hep çözüm odaklı olman öyle büyük erdem ki, farkında değilsen ol lütfen :)) ve de önerdiğin yöntem için de çok çok çok teşekkür ederim kendi adıma, bilmiyordum bunu. Ve de konuyu okumanın en büyük kazanımı bu mesajın oldu benim için :))
Yengeç pinti değil ya tutumlu kız ve de fırsatları değerlendirmesini biliyor 😂
 
Direk ırkçılık olmadı ama dolaylı olarak oldu, ikinci sınıf insan psikolojisine itildim diyebilirim.
Mesela hic saf Avusturyalı arkadaşım olmadı, belki de az olduklarindandir bilemiyorum.
Mesela resmi kurumlarda Almanca kendimi ifade ettiğimde yabancı olduğumu bildikleri halde çok hızlı konuşup anlamadığımda tercümanla gel demişlerdi, ingilizce konustugumda ise saygı duyduklarını hissettim bu yüzden Almanca kullanmayı bile bırakmıştım çoğu yerde.
Saf Avusturyalılar genelde şehrinin belli bölgelerindeler ve o muhitten yabancıların ev kiralayabilmesi pek mümkün değil ve o bölgenin okulları göçmen bölgelerinden çok daha kaliteli.
Öğretmenler doğrudan belli etmese de ön yargılı, tamamen kendi hazırladığım hatta yardım bile alamadığım çoğu ödevin kopya olduğunu iddia ettiler, randevu alıp saatlerce sorularına maruz kalarak artı aldım derslerden ama sıradan bir Avusturyalının bunu yaşadığını görmedim.
Bunun gibi şeyler dolaylı bir ırkçılığın olduğundan eminim ama ispatlayamam :)
Şimdi gidersek biz saygın meslek grubunda olacağımız için eminim böyle şeylere maruz kalmayacağız ama bu defa da kızımdan yana korkularım, ya göçmen okuluna giderse, ya dil bilmediği için dışlanır ve içine kapanırsa gibi şeyler...
İyi ki sordunuz valla kaygılarımı anlatmaya yer atıyormuşum :halay:
Mesleğiniz nedir ?
 
Alman hükümeti buna hemen izin vermiyor kısmını anlamadım. Yani gelin ve damat sizinle bu evde yaşayacak ayrı eve çıkmalarına izin veremeyiz mi demişler? Bunu kendi kulaklarımla duymak isterdim açıkçası. Mümkün değil tam tersi ev herkese yetecek büyüklükte değilse vize veya oturum vermiyor. Yani şöyle, mesela eşim bizim için başvuru yaptığında izin hemen çıksın diye rastgele arkadaşına ait 1+1 ev kiralamıştı. Siz gelene kadar ben daha iyi bir yer bulurum dedi. İzni çabuk çıkarmak istemesinin nedeni de çocuğu kreşe yazdırabilmek içindi. Kendisine söylenen, "iki çocuk ve siz bu evde yaşayamazsınız yeterli değil". Çocuklar için en az bir oda olmak zorunda, lütfen uygun bir ev bulun.

Gelin ayrı eve çıkamadığı için etrafına mahçup olmamak için böyle bir şey uydurmuş. Almanların kitabında kanununda evlenip eşinin ailesiyle aynı evde yaşamak diye bir şey yok. Bazı küçük köylerdeki çiftliklerde var ama oralarda zaten kalabalık olunması gerek ve çiftlik evleri çok büyük olur. Kimin kiminle yaşadığı onları ilgilendirmez sadece gelecek olan kişinin masrafları maddi olarak karşılansın devlete yük olmasın. Ayrıca her şey yazışmalarla olur. Yani gidip te memurların karşısında ağlanmaz. Sizi bir mektupla yeterince bilgilendirir ve neler yapılması gerektiğini yazarlar. Bu gelin bu konuda aynı şeyi söylemekte ısrar ederse lütfen sorun, kendisinde bununla ilgili bir evrak var mıymış. Ya kendisini ayakta uyutmuşlar lisan bilmediği için ya da kendisi de durumu biliyor ama yediremediği için size bu şekilde anlatıyor.
Evleneceği kişiyi doğup büyüdüğü ülkede tanışarak bulmaktan aciz, Türkiye'nin köyüne gidip gözü açılmamış ,dil iz bilmeyen kızı ailesinden koparip kilometrelerce uzakta,kaynana evinde yaşatmaya niyet etmiş ,maasina da göz dikmiş insanlar.
Genellemenin dibine vuracağım ama bence;
Bunlar Almanya da görse, Amsterdam'in göbeğinde de yaşasa hala 1960 Yozgat zihniyetinden çıkamamışlar. Muhtemelen türk Mahallesi'nde yaşayıp türk berberine saç kestirip , türk lokantasına gidip türk kahvesinde sosyallesiyorlardir. Doğru düzgün bir isleri, oranın yerlisiyle üç cümle konuşacak ortak paydası, kent kültürü yoktur.
Peşpeşe birkaç çocuk yapıp devletten para alip onu da çocuğa harcamayan insanlardır.
Ev hikayesi de sosyal yardım evleridir. Tabii ki devlet ona bedavadan biraz pahalı ev versin diye dilenci gibi ağlar. Normal bir ev alacak olsaydı parasını verir,ev sahibiyle anlasirdi. Başka ülkelerden gelen Nice öğrenci bir sekilde yurtlarda kalıp ortamı koklayıp ilk senesinden eve cikiyor da doğma büyüme oralı adam mı devletten izin alacak?
Yine de iki ağlayınca bedavadan az pahalı evlerde oturuyorlar,ne güzel. Biz bizim dağ başındaki tokilere yazilsak bile (ki gelirinin düşük olması, aileden kimsenin evinin olmaması falan filan, fakir insana çıkması amaçlanan evelr) başvuru sayısı aşırı fazla olduğu için kura çıkmıyor,kimseye aglayamiyoruz da. Çıksa bile (daha bugün konu açan kızın verdiği bilgiye dayanarak) iki artı bir 65-85 m2 kucucuk ev için 150bin peşin veriyorsun, yıllarca 4,500 lira da taksit.
Yani fakirlere konut imkanı olan daire bu🙈🙈
Diğerlerini siz düşünün
 
Ödevin sizin tarafınızdan yapılmadığını ima etmesi veya en iyi ihtimalle hissettirmesi evet ırkçılık fakat avrupalılarla ilgili şu çok söylenen arkadaş olmuyorlar savını oldum olası anlayamadım. Neden aralarına, konfor alanlarına sizi alsınlar ki? Veya siz neden girmek isteyesiniz? Anadiliniz farklı, değer yargılarınız, sevdiğiniz, sevmediğiniz, güldüğünüz her şey farklı. Dinlediğiniz müzik, yediğiniz yemek, yemekten aldığınız tat farklı. Arkadaş olup ne yapacaksınız ki?

Bu aralarına almama meselesi ırkçılık değil bence, kısa bir süre oldu avrupadayım. Sevmiyor değilim yaşadığım yeri ve insanlarını seviyorum elbet ama hiç arkadaş olmalıyım diye yaklaşmadım yerlilere. Expatlar kendi arasında takılıyor zaten. Biz tepeden tırnağa farklı frekanstayız, zorlamaya gerek var mı?

Onu geçtim illa ırkçı bir pencereden bakacaksak eğer bir türk suriyeli ile arkadaş oluyor mu? Aynı hesap işte.
Kafa dengi olup ortak noktada buluştuktan sonra Suriyeli ile de arkadaş olursun da burada mesele o değil

Belki onlarda avrupada bizler varken neden memleketinde kalmayıp biz Türklere iş veriyorlar. Bizde insan mı bitti diye düşünüyorlardır.
 
Yok hayır ben daha 2021de geldim turkiyedeki işimi buraya taşıdım tasi taragi bile satıp investor visa yla geldim. Hos satilacak bi donumuz kalmisti en son pandemide verilmeyen yardimlar sagolsun maaşları hep cepten ödüyordum. Yani ulkeye dair umudum kalmadigi için geldim. Ve tabi insanlara. Ne gibi bi is yapmak var kafanda müşavirlik değil diyosun saniorum? burda muhasebeciler de güzel kazanio aslinda cok straightforward bi sistem var turkiyedekine benzemese de ogrenince portfoyune kattigin duzenli firmalarla baya güzel ve kolay kazaniosun.
Onu duymuştum
Acca belgesi almaya çalışıyorum
İngilterede mesleğimin karşılığı bir nevi
Sonra iş arama sürecim daha kolay olur diye tahmin ediyorum
Orada sistem nasıl ?
Özelden de yazabilirsiniz.
 
Çok teşekkür ederim. Valla aklımdasın eşimle uzun zamandır gitsek mi kalsak mi kararsısız. Biraz çocuğun ırkçılığa maruz kalmasından yana çekindiğimden biraz da yalnızlıktan korktuğumdan inatla hayır diyorum ama yanlış mı yapıyorum diye de hep aklımda soru işaretleri. Ekonomik sıkıntımız yok ama zaten beyin göçünün sebebi ekonomik kaygılar değil...
Çocuğunuz ırkçılığa maruz kalmaz. Ben gittiğimde biri 2,5 yaşında diğeri 6 aylıktı. 20 Şubatta gittim, 1 Martta çocuk kreşe başladı. Önce kendi dilini konuşsun, konuşma geriliği yaşar yapma etme dediler ama ben doktora danışarak hareket ettim. Herkes böyle konularda ordinaryus profesör oluyor nedense. 1 Martta kreşe başladı ve Temmuz ayında kreşte doğum günü kutlaması yapıldı kızıma. Kreş yöneticisi bize "çocuğunuz herhangi bir yerli çocuk gibi dili konuşuyor" dedi. Ayrıca çocuğu kreşe bırakıp alırken şahit olduklarım neticesinde Avrupalı çocukların neden sakin ve uyumlu olduklarını da öğrenmiş oldum.

Aileden yeterli ilgi, sevgi, bakım görmeyen çocuklar hırçın oluyorlar. Ne okulda ne sokakta oynarken kimseyle anlaşamıyorlar. Malesef yurtdışında bizim toplum kendileri olmak istemedikleri gibi çocuklarını da diğer çocuklarla adapte etmiyorlar. Bu nedenle ırkçılık değil de dışlanmaya maruz kalıyorlar. Mutlaka her çocuğun gittiği bir kurs vardır. Müzik aleti, yüzme, dans... sayılamayacak kadar. Bizimkiler orada da her şeyi devletten bekliyor. Zorunlu değilse hiç bulaşmıyorlar kültür aktivitelerine. Çocukları hafta sonu saatlerce sokaklarda oynayıp eve girmezler.

Yabancı çocukların ailelerinin mutlaka bir planı programı olur. Evde ya da dışarıda bir aktivite yaparlar. Çocukları da hem bedenen hem de ruhen sağlıklı kalıyor. Bir kaç aile beraber plan yapıp çoluk çocuk göle ormana yürüyüşe kampa giderler. Yine bir grup oluşturup bisiklet turu yaparlar. Çocuğun yaşından bağımsız, isterse iki haftalık bebekleri de olsun, bisikletin arkasına gerekli aparatları takıp hep beraber giderler. Bizim tayfa orada da kaynana görümce elti amca dayı hala.... ev gezmesi yapar çocukları da kendilerini rahatsız etmesinler diye sokağa salarlar. Bu çocuklar da uyum sorunu yaşadıkları için kavga çıkarıp her yerden dışlanırlar. Bize ırkçılık yapıyorlar gibi geliyor ama mesela eski Yugoslavya'nın dağılması daha sonra da Bosna savaşı neticesinde gelmiş ailelerin çocukları da hemen hemen aynı durumda. Çok kavgacılar ve aileler hep aynı yerde oturduğu için çocukları çeteleşiyorlar hatta.
 
avrupada asgari ücretle geçinenler zaten orada olan insanlar
1-evleri var (kiralık da olabilir sorun değil)
2-yetmediği yerde devlet destek oluyor

siz buradan asgari ücretle zaten iş bulamazsınız- çünkü vizenize sponsor olamaz kimse. bunun bazı limitleri var. mesela almanyada ayda 3 bin euro filandı galiba. bunun altında kazanacağınız işle buradan çalışma vizesi alıp gidemiyorsunuz. (not almanyada asgari ücret aylık değil saatlik ama asgari ücret 1300 euroya filan denk gelir ortalama, yani asgari ücret x2 filan alacağınız bir iş olması gerekiyor)

hadi diyelim asgai de olsa bir iş buldunuz (tanıdığınız sizi kuaför ya da eşinizi inşaatçı filan gösterdi diyelim, bir takım usulsüz yollar kısacası) o zaman da destek alamazsınız.

bu neden büyük sorun çünkü:

şu anda avrupada büyük sıkıntı ev bulmak. ben de eylülde tekrar gidecem gibi, kesinlik kazanmadı. kısa sürede kesinleştirmezsem ev bulamam adım gibi biliyorum. maaş bordrosu olmayan, olsa da asgari gibi olan, yeni gelmiş, yabancı birine avrupalı ev sahibi ev vermek istemiyor. onu geçtim çoğu yerde zaten ev yok. özellikle de iş piyasası yüksek olan büyük şehirlerde.

ha ama dil kursu, master ,mesleki bir program şu bu bir şekilde gittiniz diyelim, bir süre yurt murt idare eder, sonra da iş bulur kalırsınız mesela. o zaman şirketin size sponsor olması şart olmuyor. ev de bir süre orada kaldıktan sonra daha rahat bulunuyor.

evliyseniz ve çocuk da varsa. size iş-ev-okul- eşe iş bunların hepsini birden ayarlayabilmek, önceden böyle bir tecrübesi olmayan kişiler için gerçekten büyük olay olur. parçalı düşünmek daha iyi gibi.
O zaman 2 senelik bir master programı ve aynı zamanda iş arama süreci derken sanki iş o yolla biraz daha kolay gibi
Ya da 2-3 senelik bir Ünv programı
Almanya’da meslek yapma gibi imkanlar varmış sanırım
O nasıl oluyor tam olarak bilmiyorum ama okulla falan bir şekilde kapak atınca gerisi geliyor sanki
 
Back