Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
ayyy rowina yaaa çıldıracağımmm ne gerizekalı insanlar var.o aileyide böyle taciz etmelerine iyice sinir oldum.allah kahretsin böyle insanları...
görümcem de aynen lithuril kullanıyor daha bir sürü ilaç hatırladığım ilaçlardan sadece isim olarak bu ve şuan yine hastanede yatıyor üçgün iyi dördüncü gün yine aynı kolları bacakları tutmuyor hiç hali kalmıyor iş miş hiçbirşey yapamıyor birgün muhakkak iyi günlerde gelecek metanetli olpapatya40, aysevi, yosunnnn kendime güvenmememin ve hak ettğimi düşünmememin nedeni aslında ortada gerçek bir sorun yokken benim bebekten vazgeçmem oldu. O süreci sizlerle paylaşmak istedim (efsune zaten biliyor).
Çocuk isteğiyle ilaç bırakma yine girişimim oldu. Diğer girişimlerimde hep kendimi kötü hissettim. Belki sinirli, üzgün, hiç birşeyden zevk almayan bir durumdaydım amaaa 3. bırakma girişiminde yaşadıklarımı ilk kez yaşadım. Korkunçtu daha önce yaşadıklarımla karşılaştırılamazdı. Mide kanaması geçirdiğimde çektiğim ağrıyı bile tercih edeceğim bir durumdu. Hayatımda ilk kez ciddi anlamda hayatıma son vermeyi düşündüm. Hayatımda ilk defa daha önce adını bile duymadığım ilaçlar kullanmaya başlıyacaktım.
İlacı bıraktığım ilk 2 ay herşey yolundaydı. Hafif sinirliydim ama idare ediyordum. Ne olduysa ilişkimiz olduktan sonraki ay kahverengi lekelenmeler gelmesiyle oldu. Lekeleri ilk gördüğümde bu ay olmadı neyse dedim. Ama arkası gelmedi. İçimde yoğun bir sıkıntı hissetmeye başladım. Neden kanama gelmemişti. İdrar testi yaptım negatif. Sonra araştırmaya başladım neden kanama az gelir ya da gelmez. Rahim yapışıklığında böyle durumlar oluyormuş ve ben yıllar önce rahim operasyonu geçirdiğim için kesin olarak böyle bir durum olduğunu düşündüm. Bayram olduğu için acil gidebileceğim bir kadın doğumcu yoktu. Internetten okudukça iyice dehşete kapılmaya başladım. Bu yapışıklıklar ameliyatla giderilebiliyormuş ama eğer çok ilerlemişse tedavisi yokmuş. Ayrıca yapışıklık geliştikten sonra çok uzun zaman geçerse yayılıp tedavi edilemez duruma gelebiliyomuş. Bunları öğrenince doktora gitmeden %100 teşhisi koydum. Çocuğum olmayacaktı. Devlet hastanesinden psikiyatrik ilaç raporum olduğu için de evlat da edinemeyecektim (tabii ki bunu da sormadan varsayıyorum). Herşey bitmişti, hiç çıkar yol yoktu. Ben çocuğum olmadan nasıl yaşayacaktım??? Gençliğimden beri her zaman çocuğum olmasını istedim (biyolojik ya da evlar edinerek fark etmez). Bu düşünceler sürekli kafamın içinde dönüp beynimi işgal etmişken çok tuhaf birşey hissetmeye başladım. Yerimde sabit durduğumda huzursuzluğum artıyordu ama bir uzvumu sürekli hareket ettirdiğimde sıkıntım az da olsa hafifliyordu. O günü böyle geçirdim. Ertesi gün bir arkadaşım kandan test yaptırmamı idrarla erken dönemde çıkmadığını söyledi. Bir hastanenin aciline gidip baktırdık ve hamileydim (hala bayram). Acildeki doktora sordum kanama neden olur diye o da düşük tehdidi var yatın dinlenin dedi.
Eve geldim o günü biraz rahatlamış geçirdim ama bu kez kafamda neden düşük tehdidi olabilir diye kurmaya başladım. Ertesi gün Internetten düşük tehdidini araştırmaya başladım. Bu sefer de düşük sebepleri arasında kromozom anomalileri olduğunu gördüm ve hemen teşhisimi koydum. Kromozom anomalisi var, aslında düşmesi gerekiyor ama düşmüyor bu çocuk zihinsel engelli olacak. Yine iç sıkıntılarım başladı. Karnıma, boğazıma yumrular oturdu. Hareket etme isteği de başladı. Sonra daha önce hamilelik geçirmiş arkadaşlarımı aradım ve amniyosentezin down sendromunu %100 belirlediğini diğer anomalilerin yok denecek kadar az olduğunu öğrendim. Neyse biraz rahatladım ama tam değil.
Bayram bitti doktora gittik. Bana Elevit diye bir vitamin verdi. Vitaminin prospektüsünde 3 ay önceden kullanılmaya başlanması, içindeki folic asidin nöral tüp defektini önleyeceği yazıyordu. Haydaaaa nöral tüp defekti çıktı şimdi de. Tabii yine araştırma. Döllenmeden sonraki 10-28. günde sinir sistemi gelişiyormuş, folic asit eksikliği olduğunda sinirleri kaplayan tüp tam kapanmıyormuş ve 28. günden sonra folic asit almak da bir işe yaramıyomuş. Eee benim zamanım geçti. Folic asit falan kullanmadım, beslenmem de düzensiz hamile kalmadan önce folic asit seviyeme de baktırmadım. Kesin felçli doğacak bu çocuk diye kafaya taktım. Pazar günü doktora gidemiyorum. Muayene olduğum doktor bana cep telefonunu da vermedi. Arayabileceğim bir psikiyatrist de yok. Hiçbir şekilde ne kocam ne annem beni sakinletiremiyor. Eşim artık benimle uğraşmayı bırakmış kendi işleriyle ilgileniyor, annemin yanına gidiyorum hiç etkisi olmuyor. Bu arada o sürekli hareket etme isteği o kadar arttı ki artık yerimde oturamıyordum. İçimdeki huzursuzluk korkunç bir hal aldı ve artık beynimdeki düşünceler birbirine girmeye başladı. Çocuk felç, annem öldü, eşim beni bıraktı, karmakarışık düşünceler artık bulanık halde. Evden çıktım etrafta yürümeye başladım (yürürken sürekli kendime "sen iyi olursan herşey iyi olacak, düşüncelerinin bir dayanağı yok" diye tekrar edip duruyordum ama işe yaramıyordu), biraz yürüyüp eve gelip oturmaya ya da yatmaya çalışıyordum olmuyordu. Boğucu bir huzursuzluk beni yerimden kaldırıyor evin için de bir o yana bir bu yana yürüyüp duruyor sonra tekrar dışarı çıkıp evin çevresinde yürüyor ordan eve gelip evde yürüyor yürüyordum. Artık yorgunluktan bayılacak gibiydim ama bir türlü bayılmıyordum bu şekilde 10 saat falan yürüdüm. Eşim artık bu böyle olmayacak acile gidelim iğne yapsınlar, bu şekilde çocuk yapamazsın dedi. Gittik Diazemi vurdular. Ertesi gün kadın doğumcuya durumu anlattım ve tabii ki alındı. Alındıktan sonra yine kötüydüm ama ilaç kullanmamak için direndim. Belki atlatırsam yeniden denerim 2 ay sonra diye. Ama sıkıntım geçmedi aksine daha da arttı (bu arada raporluyum hep evdeyim yani). Çocuğu kaybettiğim için suçluluk bir yandan, bir daha olmayacak mı acaba düşünceleri diğer yandan. Yine başladı büyük huzursuzluk ama doktora gitmek istemiyorum artık hamile değilim nasılsa dayanırım, hormonlar düşünce geçer ilaç kullanmamalıyım diyorum. Elbette daha da kötüleşip yine 10-12 saat yürüdükten sonra acile Diazem vurulmaya. Bu sefer Diazem de işe yaramadı artık dayanacak gücüm kalmadı bacaklarım beni taşımıyordu ama yerimde de duramıyordum. O geceyi hastanelerde acil psikiyatri servisi arayarak geçirdik. Ben arabada sürekli ayağımı sallıyorum, vücudumu sallıyorum hareket etmeden duramıyorum, boğuluyorum artık nefes alamıyorum. Gerçekten artık ölüp bu işkencenin bitmesini istiyorum. Ertesi gün koşa koşa psikiyatriste. Ben artık konuşacak durumda değilim zaten. Yani bana ne oldu derdin ne diye sormadı bile. Annem anlattı. Sonra ilaçlar. Ativan, Norodol, Efexor. Ativanı alınca uyuyacağımı söyledi. Eve gittik hemen aldım ilaçları. Ama yok hiç geçmiyo. Hala evin içinde volta atıyorum artık kesicem bileklerimi ya da atıcam kendimi camdan yeteeerrrrrrr. İlaçlar da bir işe yaramıyo huzursuzluğum geçmiyor. Hemen cepten doktor arandı. Ativanı Xanaxla değiştirelim dedi. Bu arada ben yorgunluktan sızıp uyuduğum 1 saat dışında sürekli yürüyorum (15 günde 5 kilo falan verdim). Gözümü açıyorum hiçbir şey değişmemiş yine yerimde duramıyorum yine volta. Yine doktoru aradık gelin göreyim dedi. Gittik ben adama dedim ki ya siz bu şey neyse bunu bitirin bitiremicekseniz ben bitiricem artık. Benimle hiç konuşmadı anneme başa çıkamayacak gibiyseniz hastaneye alayım dedi (Hacettepede prof). Annem istemedi. Ben yalvarıyorum artık beni uyutsunlar diye. İlaçlar yine değişti Norodol yerine Serequel, Xanax ve Efexor devam. Bu kombinasyonla bir miktar sakinleştim ama 1 hafta sonra aynı sıkıntılar yeniden başladı. Aradık doktoru Xanaxı ve Serequeli kesti yerine Lithuril, Rivotril ve Efexor devam. Sonunda beni uyutmayı başaran Rivotril oldu. Daha sonra baktım anksiyolitik ve anti epileptikmiş. Eroin ve alkol bağımlılarının tedavisinde falan da kullanılıyormuş. Oldukça kuvvetli bir ilaç. Tabii bağımlılık riski yüksek bir ilaçmış. O yüzden kendimi toparladıktan kısa bir süre sonra doktor Rivotrili kesti. Şimdi günde 225 mg Efexor ve 600 mg Lithuril kullanıyorum.
Günaydın kızlarrrr
Didem
Vallhi çok kızdım sana .Yosuna da kızdımdı da kızcağız apar topar Kıbrıs yollarına düşmüştü bu sefer de zamanından önce mi teteikledik acaba dedim ittim diye onu pişman oldum ama inşallah seni de Kıbrıs a şimdi değil de Kıbrıs yoluna doğru itekleriz. En azından şu ' ben haketmiyorum' düşüncesini çıkartıp atsan kafandan bu bile bizim için bir kazanç olur. Ben de bazen çok zayıflığımın nedenini diğer yoksul insanlara karşı dysuğum suçluluk duygusuna bağlıyorum O yüzden mümkün mertebe o sana çok acıklı gelecek hikayelerden kaç. Yap yine yardımını insanoğluna ama diğer türlü acı acı acı nereye kadar Hatta bir ara da gençken sırf acıdığım için biir duygusal ilişkim bile olmuştu düşün ne kadar zarar verici bir hal alıyor bu acıma ve kendini değersiz bulma duygusu Ah anneler ah anneler ( babalar da) Sana diyeceğim tek bir cümle var ' lütfen kendini daha fazla sever misin ? Sen değerlisin ve istediğin herşeyi hakedebilirsin Varoluşun sadece populasyon kalabalığı olsun diye değil.
didemcim.. inşallah hepsi geçecek.. bahsettiklerin kadar olmasada biraz farklı olarak önceden bende yaşadım bunların bir kısmını.. ve bahsettiğin ilaçlardan iki tanesini ve yanında başka isimli ama muhtemelen içerik olarak benzer olanları 2.5 yıl kadar düzenli olarak kullandım.. zor, çok zor bir dönem.. ama bitmeyecek diye birşey yok.. dün gece okan bayugende psikiyatrlar vardı.. doğru zamanlama, doğru teşhis, doğru ilaç kombinasyonu ile düzeliyor çoğu şey.. sendeki probemlemin de düzeleceğine inanıyorum ben.. ilk başta güveneceğin bir doktor bulmaktan geçiyor sanırım herşey.. başta efsune ve biz tüm desteğimizle yanındayız.. yeterki kendinden vazgeçme.. bak buradayız hepimiz:)
asla böyle düşünme gerçi ben sana lise diplomamla ne kadar yardımcı olabilirim ki belki bilgiler veremem ama en azında hastalığın gidişatında ve ne durumda olduğunda ancak manevi destek verebilirim zaten bebeği ne sebepten dolayı niçin olmuyor gibi sorunlarla burada olabiliriz en azından iyi dileklerde bulunuruz asla maydanoz olarak düşünme sende bizim için hep göz önünde olan şeylere sahipsin bunları görüyoruz ve sende bunu yaşayanlardan birisin güzel günler olacakMerhaba rowina,
İyi dileklerin için çok teşekkür ederim. Ben ilaç kullanırken çok iyiyim de işte bırakınca sapıtıyorum. efsunenin dediğini ciddi ciddi düşünmeye başladım, yoksa ben ilaç kullanmayı mı seviyorum içten içe. Yani fiziksel bağımlılıktan çok psikolojik bağımlılığım mı var acaba ilaçlara?? Ben biraz değişik bir konumdayım evet. Daha önce forumun ansiyete bölümünde yazıyordum ama çok ısınamadım oraya. Forumdaki psikiyatrik bozukluklar, tüp bebek ve evlat edinme konularında dolandım, okudum. Buradaki arkadaşları hem sıcak hem de kafa dengi bulduğum için yazmak istedim. Ankarada grup terapi yapan bir yer aradım bulamadım. Forumları keşfettiğimde büyük bir grup terapi alanı olduğunu gördüm. Ben sizin grup için maydonoz eleman sayılırım ama beni kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Yengene de acil şifalar dilerim. Durumunun ne kadar zor olduğunu anlayabiliyorum.
papatyacım, mimozacım... canım çok üzüldüm böyle düşünmene.. ben pişman değilim sen üzülme.. maddi manevi birz ağır bir tecrübe oldu belki ama yinede tecrübe oldu.. halletmem gereken şeyler varmış kafamda.. onları düzeltip daha iyi bir şekilde gidip alacağım bebeklerimi inşallah:)
arkadasım cevabın ıcın tesekkurler .......................(bu benım gercegım) demıssın ordan sonra soylenecek bır sey yok...ben genel olarak boyledır dusuncesıne onay veremem.benımde bır gercegım var ama burada tabıkıı paylasamam ama bunlarla hıc ılgısı yok........benımde cocuklugum cok guzel ve mutlu gecmedı ama hıcbır zaman cocuk ıstememek gıbı bır dusuncem olmadı ......evcılık oynarken bıle hep ben anne olurdummmmmmmm...ortaokulda bıle cocukları toplar oyun oynardım ve yıne anne olurdum....yanı annelık ve cocuk sahıbı olmak ve de tabııkı dogurmak benım en buyuk ıstegımdıııı.....bırcok kez tup bebek denedım.....sonunda evlat edınmeye karar verdım.aslında esım uzun yıllardır soyluyordu ama ben kabullenemıyordum.ama negatıf sonuclar alınca vede yasım kelmale erınce (benım ıcın degılde bıyolojık olarak) 2009 sonunda basvuruda bulunduk.ama yasım geregı bana kucuk cocuk veremedıler 4-5 yas olacaktı tabıı bır de bekleme suresı var....yanı sıran ne zaman gelırse o zamankı bulundugun yasına gore cocuk verılıyor.bu yuzden hem evlatlıga hemde koruyucu aıle ıcın basvuruda bulundum.2010 mayıs ayında kızıma kavustum.cok guzel bır duygu ama yınede allah herkesın kendıne versın dıyorum.sevgli leylakbaby,
şüphe götürmeyecek şekilde herşeyden önce çocukları deli gibi sevdiğinizden eminim. Yıllarca bunu dilediğinizden de. Acısını çektiğinizden de ve üzütüsünün sizi yaraladığından da eminim...bu bir oyun değil.. Gerçek hayat taaa kendisi... 25 yıl dile kolay.
Kabullenmesi sindirmesi tek başına zor bir olay..
Aslında sana sorum buna neden bu kadar hararetle cevap verme isteği duydun ? Tam tersi bizde deme ihtiyacın neden oldu??
Bu aslında çok hassas bir noktana dokunduğunu gösteriyor.. Içerde bir yerde farklı bir duygun olmalı derim.
şunu bilki ne canımızı yakıyor ne bizde öfkeye neden oluyorsa orada bir dur işareti vardır...
Yaa sadece yalın katı gerçekliktir baş etmek zorunda kaldığımız yada öyle zor geliyordurki o konumla baş etmek farklı bir görüş veya saptama tüm isyanımız ortaya döker..
Yazdığım benim gerçeğim ve çok acılı bir psikoterapi sürecinden sonra ulaştığım bir nokta..sizlerle paylaştım. Ve böyle çok örnekte var..
-ailelerin ilk çocuklarına çok sorumluluk verilir o da artık bir fazla sorumluluk olan çocuk konusunu sürüncemede bırakır..
-yada ailede anne şiddete uğrar çocukları için kocayı terk edemez ve çocuklara bunu yükler .. çocukta yanlış bir kanıya kapılır derdki benim çocuğumda olursa kocam döverse ayrılamam onun için çocuk yapmamayım..
-evde çok iş yaptırılan kız çocuklarıda çocuk sahibi olursa evde iş yapmak zorunda kalacaklardır
-erkek annesi tarafından ailenin kurtarıcısı (kurbanlık,damızlık) ilan edilince yük ağır gelir kendi çocuğu olmasın diye sperm üretmez.
-erkek ödipal çatışmadan zararlı çıkmıştır çocuk isteyemez çünkü anneyi almak demektir buda ensest zaten yasak
-kız çocuğu tacie uğrar ve kadınlığını yok eder bir daha bu tehlike kapısını çalmasın diye
-kız çok güzeldir annesi onu bebek güzelliği ile övünür. Bu güzellik bozulmasın diye çocuk doğurmaz hep anneis onu sevsin diye..
-örnekler yığınlarca..
Ve doğaldırki senin gerçeğin farklı olabilir. Bu heyecanın belkide bu gerçeğin enerjik dışa vurumudur..
Koruyucu anne olmana çok evindim bize bilgi verebilrimisin nasıl bir süreç?
Sevgiyel kal..
asla böyle düşünme gerçi ben sana lise diplomamla ne kadar yardımcı olabilirim ki belki bilgiler veremem ama en azında hastalığın gidişatında ve ne durumda olduğunda ancak manevi destek verebilirim zaten bebeği ne sebepten dolayı niçin olmuyor gibi sorunlarla burada olabiliriz en azından iyi dileklerde bulunuruz asla maydanoz olarak düşünme sende bizim için hep göz önünde olan şeylere sahipsin bunları görüyoruz ve sende bunu yaşayanlardan birisin güzel günler olacak
Kızlar kızlar Ben işyerine geçtim TV yi kaçırdım ama işte arada acenta olmayınca böyle suistimaller oluyor. Kadını ( biyolojik anneyi görmedim ama ) para sızdırmak isteyenler olabilir
O yüzden aile ile tanışmadan ya acenta ya da devlet kanalıyla yapılmalı böyle şeyler. Bazen de pişman olunup para gözetmeksizin geri almak isteyebilir insanoğlu çiğ süt emmiş.
Yosuncuğum cidden suçluluk duydum ama inşallah geride kalsın bunlar .Sen Efsune ile konuş ya da iletişimde ol beni boşver işin profesyoneli o. Durumunu sen ve o değerlendirsin tabii o da uygun görürse. Ben buradayım ancak işte amatörce Rowina nın dediği gibi.
Didem arkadaşım sen üzülme biz burada mümkün olduğunca sohbet etmeye çalışıyoruz. Biraz panik ataksın galiba keşke birazcık rahatlayabilsen. Diğer arkadaşların dediği gibi kendi bebeğinin olabilmesi bir avantaj bir hediye bir şans. Olaya öyle bak. Bir şey soracağım bebek diyazem yüzünden mi alındı yoksa sen çok paniksin diye mi ?? Yani devam etseydi korkularının üstüne üstüne gitseydin sonuç ne olurdu acaba diye düşündüm. Neyse artık geçmişte kalmış herşey .Yeni yeni sayfalara bak ama sakinn oll. Demesi kolay diyeceksin de en azından olmaya çalış.
bir şey daha eklemek istiyorum. bir çocuğu evlat edindiğinizde bulaşıcı hastalık testleri dahil tüm sağlık raporu size veriliyor. diyelim ki bir süre sonra çocuğun sakatlık, zihinsel engellilik gibi tedavi edilemeyecek bir durumu ortaya çıktı o zaman çocuğu geri verip (bu ne kadar etik tartışılır tabii, ben kendi adıma yapamayacağımı düşünüyorum) yediden başka bir çocuk için sıraya girebiliyorsunuz. ama tedavi edilebilir bir çocuğu hastalığı nedeniyle geri verirseniz evlat edinme hakkınız kalmıyor.
simdi leylakbaby arkadaşımıza soruyorum siz bir çocuk doğursaydınız ve (allah korusun) o çocukta tedavi edilemeyen bir hastalık olsaydı yukarıdaki gibi bir şansınız olacak mıydı?
selam papatya, benim ansiyete bozukluğum var ve panik atak da ansiyete bozukluğunun bir türü sanırım. ben daha önceleri sadece düşünsel olarak sıkıntıya giriyordum yani bu sıkıntıların anlattığım gibi fiziksel etkileri ilk kez başıma geldi. daha önce okuduklarım, duyduklarım vardı ama bu kadar kötü olabileceğini hiç tahmin etmezdim. insan bazı şeyleri ancak yaşayınca analayabiliyor. bebeğin alınması her iki nedenle de oldu. diazemin gebelik kategorisi D yani bu gruptaki ilaçlarda insan fetusu üzerine olumsuz etki bulunmuştur. doktor dedi ki ilacın riskini göze alsak bile (benim zaten anksiyetem bebeğin zarar görmüş olma olasılığı olduğu için bunu kabullenmem zaten imkansızdı) sen bu halde gebeliği devam ettirebilecek gibi görünmüyorsun, daha gebeliğin ilk ayı sekiz ay bu şekilde idare edemezsin, ben almaktan yanayım. ben sanırım hamileliği hafife aldım. yani daha önce hiç psikolojik rahatsızlık geçirmeyenler bile bu dönemde hormonların etkisiyle depresyona girebiliyor. ben yıllardır ilaçla idare etmişim hangi kafayla doktora danışmadan ilacı hop diye bırakıp, bir de acil durumlarda yardım alabileceğim birini ayarlamadan bu işe kalkıştım. ben iyi bir doktor bulup durumu anlatıp hamilelikte ona her an ulaşabilmek istediğimi bildirip kontrollü olarak ilacı bırakıp sonra hamile kalmam gerekiyordu. neyse herşey deneyim işte hayat deneyimlerden ibaret zaten.