Diğer konularınızı bilmiyorum. Sanırım kocanız biraz anne düşkünü ve bu aranızda sürtüşmelere yol açmış. Dünkü yalan olayına gelince, yalan hoş bir şey değil ama ben kendi tecrübelerimden dolayı yalancıyı yalana iten hafifletici sebep var mı diye bakarım. Erkek milletinin dikkati çabuk dağılıyor. Arkadaşı gelmiş, çay içilmiş, ha şimdi çıkarım, zaten ev iki dakika uzaklıkta derken size laf anlatmak yerine çıkıyorum, çıktım deyivermiş. O konuyu gerçekten uzatmışsınız. Zaten annesine düşkün olmasına sinir olduğunuzu bilirken hemen o kavganın üzerine sahur vakti inat gibi annesini araması, ertesi gün erken erken annesine gitmeye çalışması düşüncesizlik olmuş. Biz kadınlar bir adım atacakken beş adım sonrasını hesaplayabiliyoruz. Siz olsanız 'zaten siniri tepesinde, şimdi bir de anamı arayıp üzerime zıplatmayayım' dersiniz. Kocanıza sorsanız 'eve yarım saat geç gelmemle anacığımı aramanın ne alakası var canım' deyiverir. Beyindeki nöronlar olayları birbirine bağlamaktan aciz.
Eğri oturalım doğru konuşalım. Yalan, geç kalma, iftar bahane. Siz kocanızın ailesine tahammül edemiyorsunuz. Bu adam değişmeyecek. Siz böyle razı mısınız, değil misiniz? Aileniz arkanızda, maddi sorununuz yok, çocuğunuz yok. Artık bir karar verin. Boşanma zilini bir defa çaldınız mı geri alamazsınız. Aileleriniz de haklı.