işte takıldığım konulardan biri de bu aslında. amacım hasan'ı düşünmek falan değil. bu teklifi kabul etmek bana ne kazandırıp ne kaybettirir, kabul etmezsem ben ne kaybederim ne kazanırım onu düşünüyorum sadece. normalde uyumlu biriyimdir. hasan'a zaman zaman mesai dışında ulaşamazlar ama acil bir iş olduğunda bana ulaşabilirler. hasan'ın yapamadığı işleri de ben yapıyorum. ulaşamıyorlar ben yapıyorum mesela. ben yapamadığımda da o benimkini yapıyor. aramızda bir dönüşüm var tabii. kimse uyumsuz diyemez benim için ama yılbaşı aslında pratikte değil de teoride önemli. yılbaşı gecesinde çalışmaya razı olan insan olarak biz ona her şeyi yaptırırız izlenimi vermek istemiyorum kimseye. yılbaşı akşamı işi kabul etmek karşı tarafa ben her işi yaparım köleyim zaten ben algısı verir mi aslında ona takılıyorum... yoksa mesele yılbaşı gecesi çalışmak ya da evde takılmak da değil. algı meselesi...ben olsam giderdim. böyle ani değişikliklerin niyeyse hep karşıma güzel fırsatlar çıkaracağını düşünürüm. sanki herşey dümdüz giderken benim güzel bişeyle karşılaşmam, bir deneyim yaşamam için birden planda bir değişiklik oluverir :) tabi bu benim polyannacılığım da olabilir. bilemiyorum. ben olsam giderdim ama. hem senden daha deneyimli birine daha uyumlu hale gelmiş olursun. bundan sonra böyle bir teklifle geldiğinde reddetmen de daha kolay olur hem. çünkü bunu kabul etmiş olacaksın. senin hakkında uygun olduğunda değişiklik yapıyor, uyum sağlıyor. şimdi bunu reddettiğine göre cidden müsait değil diye düşünebilir.
Kırmızı çizgilerini en baştan koymak bazen zarar ettirebilir. herkes uyumlu ve rahat insanları sever unutma