hanımlar selam, gece gece konu açıp sizlere sorasım geldi.
işim gereği hafta içi mesaiye ek olarak hafta sonları da etkinliklere gitmem gerekiyor yani yoğun çalışan bir insanım aslında. fakat işim stressiz, rahat, mobbing yok, keyifli, maaşım zamanında yatar, sigortam sorun değil vs. fakat meslekte yeni olmanın getirdiği dezavantaj her yerde olduğu gibi burada da var benim için. henüz 2 senelik deneyimi dahi olan bir personel değilim, 1,5 senedir falan çalışma hayatındayım. günlerimiz geçiyor gidiyor. mesele şu:
hafta sonları etkinliklerine gittiğim müşterimiz yılbaşı gecesi de etkinlik düzenleyecek ve bizim ekipten birinin yılbaşı gecesi etkinlik alanında olmasını istiyor. normalde hafta sonu etkinliklerine ben gittiğim için hafta içi etkinliklerine benden daha deneyimli, eski bir personel var erkek, o gidiyor. ismi hasan olsun. tabii hasan koca yazı her hafta sonu başka yerde tatil yaparak ve ben çalışarak geçirdim :) yılbaşı hafta içine denk geldiği için normalde yılbaşı gecesi etkinliğe hasan'ın gitmesi lazım. aslında bana düşmüyor bile. fakat hasan bana geçen gün şöyle bir teklifle geldi: aralık ayındaki hafta sonu etkinliklerine ben gideyim ama yılbaşı gecesi etkinliğe sen git, dedi. yani yılbaşı gecesi kabak kendi başına patlamasın diye o kabağı bende patlatmak istedi. açıkçası bu konuya sinir oldum hanımlar çünkü hafta içi etkinliği benim görevim olmamasına rağmen bir de yılbaşı gecesi kadın başıma gece bilmem kaçlara kadar dışarıda olması gerekenin ben olduğuma karar vermiş. eh, herkes kendini düşünür. iyi tarafı da en azından aralık ayındaki hafta sonu etkinliklerini benim üstümden alacak olması... yani hem iyi hem kötü.
ben tabii direkt şey dedim, ben yılbaşında şehir dışında olacağım muhtemelen. fakat aralık ayı geldiğinde yeniden konuşup planlayabiliriz dedim. hasan da tamam o zaman, planda değişiklik olursa haber verirsin dedi. sonra konuşmak üzere şimdilik konu kapandı.
yani kesin giderim demedim ama gitmem de demedim. eğer gidersem eve dönüşüm taksi ile olacak şirketten. saat kaça kadar sürer bilmiyorum, 22:00'de de bitebilir, uzaya da bilir. ve aslında yılbaşı için özel bir planım yok yani evde ailemle oturup içeceğim muhtemelen. sıradan akşamlardan çok bir farklı olmayacak.
bir yanda yılbaşı gibi özel bir günde diğerleri nasıl çalışmak istemiyorsa benim de hakkım çalışmak istememek. düşündükçe sinir oluyorum yani yılbaşı. ailem bozulur zaten onlara söylemedim bile. hasan'a da hak veriyorum çünkü o da bir çalışan sonuçta ve o da bunu kendi üstünden atmak istiyor. bence bu etkinlik hiçbir çalışanın üstüne kalmamalı. bir yanım diyor ki aralık ayı boyunca hafta sonların sana kalsın, rahat et sadece yılbaşı geceni feda et. diğer yanım da kabul etme, kırmızı çizgilerin olsun diyor. fakat belki de kırmızı çizgi koyabilmek için daha fazla deneyim kazanmam gereklidir? sonuçta hasan 4-5 senelik, deneyimli ve nitelikli biri ve sözü geçiyor. ben de onun bilgi ve deneyimine ulaştığımda benim de sözüm geçecek. siz olsanız ne yapardınız?
işim gereği hafta içi mesaiye ek olarak hafta sonları da etkinliklere gitmem gerekiyor yani yoğun çalışan bir insanım aslında. fakat işim stressiz, rahat, mobbing yok, keyifli, maaşım zamanında yatar, sigortam sorun değil vs. fakat meslekte yeni olmanın getirdiği dezavantaj her yerde olduğu gibi burada da var benim için. henüz 2 senelik deneyimi dahi olan bir personel değilim, 1,5 senedir falan çalışma hayatındayım. günlerimiz geçiyor gidiyor. mesele şu:
hafta sonları etkinliklerine gittiğim müşterimiz yılbaşı gecesi de etkinlik düzenleyecek ve bizim ekipten birinin yılbaşı gecesi etkinlik alanında olmasını istiyor. normalde hafta sonu etkinliklerine ben gittiğim için hafta içi etkinliklerine benden daha deneyimli, eski bir personel var erkek, o gidiyor. ismi hasan olsun. tabii hasan koca yazı her hafta sonu başka yerde tatil yaparak ve ben çalışarak geçirdim :) yılbaşı hafta içine denk geldiği için normalde yılbaşı gecesi etkinliğe hasan'ın gitmesi lazım. aslında bana düşmüyor bile. fakat hasan bana geçen gün şöyle bir teklifle geldi: aralık ayındaki hafta sonu etkinliklerine ben gideyim ama yılbaşı gecesi etkinliğe sen git, dedi. yani yılbaşı gecesi kabak kendi başına patlamasın diye o kabağı bende patlatmak istedi. açıkçası bu konuya sinir oldum hanımlar çünkü hafta içi etkinliği benim görevim olmamasına rağmen bir de yılbaşı gecesi kadın başıma gece bilmem kaçlara kadar dışarıda olması gerekenin ben olduğuma karar vermiş. eh, herkes kendini düşünür. iyi tarafı da en azından aralık ayındaki hafta sonu etkinliklerini benim üstümden alacak olması... yani hem iyi hem kötü.
ben tabii direkt şey dedim, ben yılbaşında şehir dışında olacağım muhtemelen. fakat aralık ayı geldiğinde yeniden konuşup planlayabiliriz dedim. hasan da tamam o zaman, planda değişiklik olursa haber verirsin dedi. sonra konuşmak üzere şimdilik konu kapandı.
yani kesin giderim demedim ama gitmem de demedim. eğer gidersem eve dönüşüm taksi ile olacak şirketten. saat kaça kadar sürer bilmiyorum, 22:00'de de bitebilir, uzaya da bilir. ve aslında yılbaşı için özel bir planım yok yani evde ailemle oturup içeceğim muhtemelen. sıradan akşamlardan çok bir farklı olmayacak.
bir yanda yılbaşı gibi özel bir günde diğerleri nasıl çalışmak istemiyorsa benim de hakkım çalışmak istememek. düşündükçe sinir oluyorum yani yılbaşı. ailem bozulur zaten onlara söylemedim bile. hasan'a da hak veriyorum çünkü o da bir çalışan sonuçta ve o da bunu kendi üstünden atmak istiyor. bence bu etkinlik hiçbir çalışanın üstüne kalmamalı. bir yanım diyor ki aralık ayı boyunca hafta sonların sana kalsın, rahat et sadece yılbaşı geceni feda et. diğer yanım da kabul etme, kırmızı çizgilerin olsun diyor. fakat belki de kırmızı çizgi koyabilmek için daha fazla deneyim kazanmam gereklidir? sonuçta hasan 4-5 senelik, deneyimli ve nitelikli biri ve sözü geçiyor. ben de onun bilgi ve deneyimine ulaştığımda benim de sözüm geçecek. siz olsanız ne yapardınız?
is icin gidicekseniz de bahane bulunabilir
açıkçası burada hak verilmesi ya da verilmemesi gereken kişi hasan değil, sanırım ben de değilim. hasan da çalışan ben de çalışanım. patron gitsin 
Eğer yılbaşında planım yoksa tabi.
