konu sahibinin olayi muhafazakarlikla kaliba sokmasi sorun olmadi benim aydinim demem mi mesele oldu onu anlayamadim benim kocam bakmazda dovmezde cunku baski ve siddetle korkutmayla buyumemis psikolojisi allah yakar gunah yazar gibi terimlerle bozulmamis kadina saygi ve deger kavramlari ogretilmis
konu sahibin olaya ben ve eşim muhafazakar insanlarızla başlaması da alakasız, sizin buradan aydınlıkla bağdaştırmanız da. şiddet hem sosyolojik hem de kişisel bir olgudur. en modern yetiştirilmiş bir erkek bile yapısında varsa psikolojik ya da fiziki şiddet kullanabilir ve sebebe de ihtiyaçları yoktur. karısı yemeği yakmış, ya da akşam eve geç gelmiş, ya da sesini yükseltmiş, din böyle emretmiş.. pek çok bahane bulabilir kendine. buna karşı dağın başında yalnızca din ve ananeyle büyümüş bir köylünün eşine, çocuklarına hatta başka çocuklara nasıl saygıyla davrandığını görüp şaşırabilirsiniz.
ama dediğiniz şu açıdan doğru,dini devamlı ceza kavramıyla ilişkilendirip, bunu çocuklarına aşılayan bir toplumda nihai sonuç; şiddetin, kaba kuvvetin doğru ve uygulanabilir bir şey olduğudur. ama bunun gerçek dinle ya da dindarlıkla alakası yoktur. o kişilerin din algısındaki bozukluktan kaynaklanır ve dine mal edilemez.
toplum girift bir oluşum sonuçta; din, ekonomik yapı, tarihsel örüntü, siyasal olaylar hepsi birbirinin içine girer ve toplumsal yapıyı oluşturur.aydın kesim ve muhafazakar kesim diye cetvelle bölünemez. ben kk yı biraz da bu yüzden seviyorum. dertleşmenin ötesinde toplumsal nüveler veriyor kişisel olayların içinde.
cetvelle bölmek kolonyalistlerin afrika da ülkeler arasında sorun çıkarmak için yaptığı şeydir. çünkü toplum cetvelle, jiletle keser gibi bölündüğünde kaos oluşur ve insanlar kavram karmaşası içinde tartışmaktan birleşemezler. halbuki amerika, bütün dünyaya küçülmeyi empoze ederken kendisi bir sürü farklı milletten ve dinden oluşan nüfusunu AMERİKALI sıfatında birleştirir ve nereden geldiğini arka planda bırakıp beyin göçü için kucak açar. müslüman bir bilim adamıyla, hristiyan veya budist, ateist olanı aynı emel için çalışır.
muhafazakarlık ve entellektüel merak benim hayatımda iki önemli şey, her ne kadar aydın oldum ben artık diyeceğim bilgi birikimine henüz sahip olduğumu düşünmesem de. yine de çocuğumu ve ailemi hem dini hem bilimsel temeller üzerine yetiştirmeye çalışıyorum. ama mesela henüz 5 yaşındayken allah yakar demiyorum, hatta allah böyledir de demiyorum. çünkü yaşından dolayı, henüz somut dönemde ve bunları algılayamaz henüz. yalnızca bize verdikleri için allah a şükredelim diyorum, sen bana allah ın en güzel emanetisin diyorum, eşim de benim için aynı şeyi söylüyor. eşler allah ın bize emanetleridir diye bakıyoruz, içimizdeki şiddeti boşaltabileceğimiz kum torbaları olarak değil. ve çocuğumuza eşimle birbirimizi sevdiğimizi , fikirlerimize saygı duyduğumuzu göstererek şefkatle doldurmaya çalışıyoruz şu anki hayatını. biz elimizden geleni yapıyoruz, eksiğimizi de allah bağışlasın ve nasib etsin tamamlamayı diye bakıyoruz.
uzun yazdım biliyorum ama muhafazakarlık ve aydınlık deyince konuya bir de buradan bakalım diye düşündüm. muhafazakarlık çocuğu allah yakar diye büyütmek olmadığı gibi; aydın olmak da siyasal bilim okumak değildir.