- 19 Kasım 2013
- 18.735
- 33.774
- 798
- Konu Sahibi choccywhoccydoodah
- #1
Merhaba,
Son zamanlarda herşeyi kafama takıp,ufacık şeyleri büyütüp dert eder bir kafadaydım.
Ta ki bir akşam eşim işten erken gelip evde fenalaşana kadar. Sıradan bir gündü,aklımın ucundan dahi geçmezdi yaşayacaklarımız. Kendi rutininde devam ediyordu hayat ben ve ailem için ama o akşam herşey değişti.
Eşim eve geldiğinde rengi bembeyazdı. İstifra ediyordu,iş yemeğinde yediği yemeğin ağır geldiğini söylüyordu ama içimden bir ses öyle değil diyordu ,eşimi doktora götürmeye ikna edemedim,ta ki istifra etmekten tansiyonu yerlere inipte bayılma raddesine gelene kadar.
Üzerimizde pijamalar,sadece kızıma mont giydirerek eşimi kızımı alıp attım kendimi evden dışarı,arabayı biraz uzağa parketmişim,arabaya giderken o dağ gibi adam yere devrildi,kızım ağlıyor,eşim yerde yatmış helallik istiyor. Yoldan geçen 3 araba durdu (Allah onlardan razı olsun)2 adam eşimi arabaya taşıdı,bayanda "yardımım dokunur belki çocukla ilgilenebilirim isterseniz,geleyim sizinle"dedi sağolsun. (Evet bu devirde kimseye güven olmaz ama iyi inasanlarda hala var,hep olsunlar,hep iyi olsunlar inşallah ) Teşekkür ettim gönderdim zira kızım kimsede durmaz. Ben hala midesi yıkanır eve döneriz diye kendimi kandırıyordum o sıralarda zira insan konduramıyor kötüyü. Evin yakınındaki tıp merkezine ulaştım,acile aldılar eşimi ve ben kızımla beklemeye koyuldum.
Doktor,"tansiyonu çok düşük,kalp atışları düzensiz biz burada yeterli olamayız 112'yi arıyorum sevk edilsin"dediğinde,korkuma korku eklendi ve ben kızımla ilgilensinler diye ailemi aradım,eşimin kardeşini aradım. Ambulans geldi tam teşekküllü bir araştırma hastahanesine götürmek üzere ambulans önde ben kızımla arkada hastanenin yolunu tuttuk. O yol bitmek bilmedi.
Hastaneye ulaştık,eşim acil müşahade odasında ben elimde eşimden alınan kanlar,kucağımda kızım bir yukarı bir aşağı koşturmaya başladım. Bir tüpü bırakıyorum geliyorum bir diğeri veriliyor elime,şuraya bırak deniyor,tekrar gidiyorum. O ara elimde kan tüpü ve kızım giderken annem geldi,kızımı derin bir oh çekerek bıraktım annemin yanına,koşturmaya devam ettim. Kanlar verildi sonuçlar alındı ve bütün bir gece böyle geçti ama teşhis konulamadı bir türlü. Bu arada 6 ünite kan,sayısını hatırlamadığım kadar serum ve morfin verilmeye devam edildi ama teşhis yok.
Soruyorum ne yapacağız,tedavimiz yol haritamız ne diye,verilen cevap 3 gün gözlemleyelim oluyor. Sabahı ettik. Her gelen doktor başka birşey söyledi ama güvenilir kesin bir cevap alamadik. Bu arada eşimin ağrısı verilen morfinlere rağmen durmuyordu. Sabah doktorla konuştum hatta tartıştım,birşey yapmayacaksanız sevk yazın ben hastamı götüreceğim diye ve zar zor hallettim. O günün alşamına doğru özel ambulans çağırıp eşimi özel hastaneye götürdüm ve aynı akşam teşhis konuldu.
Yoğun bakıma alındı ve eğer acil bir gelişme olursa gece,olmazsa sabah operasyon geçireceği söylendi. O gece orada bekledim ,sabahı sabah ettim ve sabah operasyona alındı. Iyi geçti çok şükür,operasyon sonrası 3 günü yoğun bakımda olmak üzere tam 9 gün hastanede kaldık.
Gün gün takipleri yapıldı,gün gün yeni doğmuş bebek gibi adım adım ilerlemesi beklendi,yürümesi ,ufak ufak oral yolla beslenmesi vs derken,9 günün sonunda çıktık hastaneden ,evimizdeyiz.
Hala bağımız kopmadı hastaneden,takiplerimiz devam edecek ama iyiyiz,sadece sebebi bulunamadı,o araştırılıyor ve tabiki tekrarı olmaması için takip ediliyor.
Bu 9 gün bana ne mi öğretti?
Hayat çok kısa,insan ufacık şeylere sinirlenince en çok kendine zarar veriyor.
Sevdiklerimizi her an kaybedebiliriz,bunu bilip,bu doğrultuda hareket etmek gerekiyor.
Ben an itibariyle yeniden doğdum,artık küçücük şeyler dert olmaktan çıktı benim için. Aldığım her nefes için şükredip ,hayatın bana sunulmuş bir armağan olduğunun farkında olup ona göre yaşayacağım.
Sizlerlede paylaşmak istedim.
Çok mutsuz olsanızda,kötü günler geçirsenizde,herşey üstünüze üstünüze gelsede, sağlığınız yerindeyse sükredin,sevdiklerinize sarılın,sevdiğinizi söylemekten asla vazgeçmeyin.
Son zamanlarda herşeyi kafama takıp,ufacık şeyleri büyütüp dert eder bir kafadaydım.
Ta ki bir akşam eşim işten erken gelip evde fenalaşana kadar. Sıradan bir gündü,aklımın ucundan dahi geçmezdi yaşayacaklarımız. Kendi rutininde devam ediyordu hayat ben ve ailem için ama o akşam herşey değişti.
Eşim eve geldiğinde rengi bembeyazdı. İstifra ediyordu,iş yemeğinde yediği yemeğin ağır geldiğini söylüyordu ama içimden bir ses öyle değil diyordu ,eşimi doktora götürmeye ikna edemedim,ta ki istifra etmekten tansiyonu yerlere inipte bayılma raddesine gelene kadar.
Üzerimizde pijamalar,sadece kızıma mont giydirerek eşimi kızımı alıp attım kendimi evden dışarı,arabayı biraz uzağa parketmişim,arabaya giderken o dağ gibi adam yere devrildi,kızım ağlıyor,eşim yerde yatmış helallik istiyor. Yoldan geçen 3 araba durdu (Allah onlardan razı olsun)2 adam eşimi arabaya taşıdı,bayanda "yardımım dokunur belki çocukla ilgilenebilirim isterseniz,geleyim sizinle"dedi sağolsun. (Evet bu devirde kimseye güven olmaz ama iyi inasanlarda hala var,hep olsunlar,hep iyi olsunlar inşallah ) Teşekkür ettim gönderdim zira kızım kimsede durmaz. Ben hala midesi yıkanır eve döneriz diye kendimi kandırıyordum o sıralarda zira insan konduramıyor kötüyü. Evin yakınındaki tıp merkezine ulaştım,acile aldılar eşimi ve ben kızımla beklemeye koyuldum.
Doktor,"tansiyonu çok düşük,kalp atışları düzensiz biz burada yeterli olamayız 112'yi arıyorum sevk edilsin"dediğinde,korkuma korku eklendi ve ben kızımla ilgilensinler diye ailemi aradım,eşimin kardeşini aradım. Ambulans geldi tam teşekküllü bir araştırma hastahanesine götürmek üzere ambulans önde ben kızımla arkada hastanenin yolunu tuttuk. O yol bitmek bilmedi.
Hastaneye ulaştık,eşim acil müşahade odasında ben elimde eşimden alınan kanlar,kucağımda kızım bir yukarı bir aşağı koşturmaya başladım. Bir tüpü bırakıyorum geliyorum bir diğeri veriliyor elime,şuraya bırak deniyor,tekrar gidiyorum. O ara elimde kan tüpü ve kızım giderken annem geldi,kızımı derin bir oh çekerek bıraktım annemin yanına,koşturmaya devam ettim. Kanlar verildi sonuçlar alındı ve bütün bir gece böyle geçti ama teşhis konulamadı bir türlü. Bu arada 6 ünite kan,sayısını hatırlamadığım kadar serum ve morfin verilmeye devam edildi ama teşhis yok.
Soruyorum ne yapacağız,tedavimiz yol haritamız ne diye,verilen cevap 3 gün gözlemleyelim oluyor. Sabahı ettik. Her gelen doktor başka birşey söyledi ama güvenilir kesin bir cevap alamadik. Bu arada eşimin ağrısı verilen morfinlere rağmen durmuyordu. Sabah doktorla konuştum hatta tartıştım,birşey yapmayacaksanız sevk yazın ben hastamı götüreceğim diye ve zar zor hallettim. O günün alşamına doğru özel ambulans çağırıp eşimi özel hastaneye götürdüm ve aynı akşam teşhis konuldu.
Yoğun bakıma alındı ve eğer acil bir gelişme olursa gece,olmazsa sabah operasyon geçireceği söylendi. O gece orada bekledim ,sabahı sabah ettim ve sabah operasyona alındı. Iyi geçti çok şükür,operasyon sonrası 3 günü yoğun bakımda olmak üzere tam 9 gün hastanede kaldık.
Gün gün takipleri yapıldı,gün gün yeni doğmuş bebek gibi adım adım ilerlemesi beklendi,yürümesi ,ufak ufak oral yolla beslenmesi vs derken,9 günün sonunda çıktık hastaneden ,evimizdeyiz.
Hala bağımız kopmadı hastaneden,takiplerimiz devam edecek ama iyiyiz,sadece sebebi bulunamadı,o araştırılıyor ve tabiki tekrarı olmaması için takip ediliyor.
Bu 9 gün bana ne mi öğretti?
Hayat çok kısa,insan ufacık şeylere sinirlenince en çok kendine zarar veriyor.
Sevdiklerimizi her an kaybedebiliriz,bunu bilip,bu doğrultuda hareket etmek gerekiyor.
Ben an itibariyle yeniden doğdum,artık küçücük şeyler dert olmaktan çıktı benim için. Aldığım her nefes için şükredip ,hayatın bana sunulmuş bir armağan olduğunun farkında olup ona göre yaşayacağım.
Sizlerlede paylaşmak istedim.
Çok mutsuz olsanızda,kötü günler geçirsenizde,herşey üstünüze üstünüze gelsede, sağlığınız yerindeyse sükredin,sevdiklerinize sarılın,sevdiğinizi söylemekten asla vazgeçmeyin.