internette dolaşırken önüme düştü. 8 aylık evlilikte ne hale geldiğimi yaşadıklarımı bir türlü anlamlandıramıyordum. taa ki bu yazıya denk gelene kadar. biliyorum ki bunu yoğun ya da hafif yaşayan bi çok kadın var. sadece bilinçlendirmek ve farkındalığınızı artıemak istedim. çünkü ben beni ne hale getirdiğini görünce içim daha da soğudu. umarım yardımcı olur
Tam olarak Türkçe bir karşılığı olmayan Gaslighting, karşıdaki insana çeşitli oyunlar oynayarak zamanla kendisinden şüphe etmesini sağlamasına yönelik olan bir psikolojik işkence/manipülasyon yöntemi olarak biliniyor. Genellikle narsistler ve sosyopatlar tarafından uygulanan bu yöntemin korkunç olan tarafıysa kurban tarafından fark edilmesinin neredeyse imkansıza yakın olması. Bunun nedenlerinden biri de sevdiğimiz insanlara güvenmemiz ve sözlerine inanma eğiliminde olmamız. Daha da kötüsü, çoğumuz bir dönemler farkında bile olmadan böyle bir manipülasyona maruz kalmış olabiliriz; küçük çaplı olsa bile.
Bu eylemi yapan insanların genelde tek bir amacı oluyor: Karşı tarafı kendisine bağımlı hale getirmek. Gözlemleri ve düşünceleri sürekli yalanlanan kurban, belli bir zaman sonra kendi zihnine düşman haline geliyor. Her yapacağı hareketin, her kuracağı cümlenin, her düşüncesinin yanlış olacağını düşünmeye başlıyor ve karar alma yetisini kaybediyor. Zamanla kendine olan şüphesi iyice artan kurban, bütün kontrolü karşı tarafa bırakıp iyiden iyiye kendi köşesine çekiliyor. İşler bu noktaya kadar geldiğinde geri dönülmesi iyice imkansızlaşan bir yola girmiş olan kişi, çevresinde güvenebileceği tek insan olarak karşısındakini görüyor ve o ne isterse onları yapmaya başlıyor.
Temelde yatan üç ana yöntem bulunuyor. Bunlardan birincisi, sözlü şekilde bir şeyleri ifade edip bu bilgileri her seferinde tekrardan, bu sefer farklı şekillerde anlatmak. Böylece karşıdaki kişinin algılarını allak bullak etmek amaçlanıyor. İkinci yöntem ise fiziksel; sürekli evde bulunan şeylerin yerlerini değiştirmek ve bir süre sonra olması gereken yerlerine tekrar koymak. Böylece eşyayı ilk başta ait olduğu yerde göremeyen ama bir süre sonra tam orada bulan kurban, bu durumdan bahsettiğinde "Ne saçmalıyorsun, hep oradaydı o" tepkisi alıyor. Bu durum zamanla yine kendisinden şüphe etmesine yol açıyor. Üçüncü yöntem ise bir olayın detaylarından bilinçli olarak bahsetmemek, daha sonrasındaysa önceden bahsetmiş gibi konuşmak ve karşıdaki insana hafıza kayıpları yaşadığı vurgusunu yaparak aklını bulandırmak üzerine.
Kurban için bu durumu fark etmenin oldukça zor olduğunu söyleyelim öncelikle, özellikle böyle bir manipülasyon türünün bilincinde değilse. Bu konu hakkında bilgisi olan bir kişinin böyle bir oyuna getirilmesi ihtimali kısmen daha düşük oluyor, ancak tehlike yine de ortadan kalkmıyor. Dışarıdan bir gözün fark etmesiyse daha kolay olabilir. Manipülasyona uğrayan kişide gözlemlenebilecek ana problemleri şöyle sıralayabiliriz:
Sürekli özür dileme: Kurban diğer insanlara ve manipüle eden kişiye karşı sürekli bir özür dileme halinde olacaktır, yanlış yaptığı bir şey yoksa bile.
Karar alamama: Seçim şansı sunulduğunda kurban ne seçerse seçsin yanlış olacağını düşünecek ve kendi başına bir seçim yapamayacaktır. Bu durum zamanla manipüle eden kişiye daha büyük bir otorite ve güç sağlayacaktır.
İçe kapanıklık: Hem morali, hem de kendine saygısı yerle bir olan kurban zihnen sürekli yorgun hissedecek ve sosyalleşmeye daha az zaman harcamaya başlayacaktır. Böylece zamanla ailesiyle ve arkadaşlarıyla arasındaki mesafe artacak, bu da manipüle eden kişiye kurban üzerinde daha çok etkili olma şansı tanıyacaktır.
Özellikle karşıdaki kişi bu davranışları sergiliyorsa bir manipülasyonla karşı karşıya olmanız olası:
- Söylediği bir şeyi söyledikten sonra, cümleleri ile yüzleştirilince "Ben asla öyle bir şey demedim" demesi,
- Defalarca belli bir olaydan veya söylemden kırıldığınızı anlatmanıza rağmen sizi üzüp kırdıktan sonra "Çok abartıyorsun, fazla dramatiksin" demesi,
- Size hakaret ettikten sonra "Hep sen beni sinirlendirip bu hale getiriyorsun" demesi,
- Suçlanacak çok şeyi olmasına rağmen "Hep beni suçluyorsun, sanki sen suçsuzsun" demesi,
- Sizi üzüp, ağlatıp, kırıp "Sen histeriksin, başkaları görse bu halini bana acırdı, senin deli olduğunu düşünürdü" demesi.
- Sizin için çok önemli olmasına rağmen bir konu için "Bir daha bu saçmalığı dinlemeyeceğim" diyip, sizi söyledikleriniz veya inandıklarınızın saçmalık olduğuna inandırması,
- Emin olduğunuz bir hatıra konusunda "Hayır sen yanlış hatırlıyorsun" demesi,
- "Hep negatifsin", "Çok kötümsersin", "Daha önce de kız/erkek arkadaşlarım oldu, hiç biri senin gibi değil" diyerek inanç, his ve fikirleriniz konusunda sizi şüpheye düşürmesi.
Ayrıca şu durumları da yaşıyorsanız bir problem olması olası: - Kafanız hep karışık mı, "Ben ne yaptım, yanlış mı davrandım" gibi sorular kafanızı devamlı kurcalıyor mu?
- Durumu kurtarmak, anlık huzur bulmak için yalan söylediğiniz oluyor mu?
- Hır çıkmasın diye sustuğunuz, doğruluğunuzu savunacak, savaşacak gücü bile bulamadığınız oluyor mu?
- Mutlu bir hayat için ümidiniz kalmadı mı?
- Devamlı yeterince iyi bir insan, iyi bir sevgili, iyi bir arkadaş olup olmadığınızı sorguluyor musunuz?
- Ne yaparsanız yapın yeterince iyi olmadığını, hatta hep kötü yapıyor olduğunuz hissine kapılıyor musunuz?
- Sanki eskiden daha özgüvenli, mutlu ve geleceğe karşı ümidiniz vardı da şimdi yokmuş gibi düşünüyor musunuz? Kendinizi tanımadığınız hissine kapılıyor musunuz?