kriterleriniz çok mu yüksek kızlar? yani tabii herkes kendisi için en iyisini ister ama gerçekçi olmak da lazım. gerçeklere dayanarak hayaller kurmak lazım. kendini de az çok bilmek lazım. nasıl ki sizin kriterleriniz yüksekse istediğiniz erkeklerinki de yüksek oluyor. o zaman da şöyle oluyor. beni beğenenleri ben beğenmedim, benim beğendiklerim de beni beğenmedi.
ben de öyleydim çünkü. açıkçası kimseyi beğenmezdim. kendime layık görmezdim. ya da kendimi mütevazi sanıyordum ama kimi gösterseler beğenmiyordum. aslında farkında değildim ama gözüm yükseklerdeymiş. 39 yaşımda ameliyat oldum. sağlık sorunlarımı hallederken kendimi de check ettim. aklımı başıma aldım. kendime uygun erkek kriterlerimi güncelledim.
hep yazıyorum okuyanlar bilir. benim benle yaşıt bekar bir kaynım var. şöyle bakıyorum adama inanın ki bu devirde zor bulunur. memur. zengin değil ama evi arabası var. sigara bile içmez. hayata dair belli bir duruşu var. asla yalan söylemez mesela şakayla karışık bile. namaz kılar. yobaz değil ama dindar. buna rağmen o kadar umudunu kaybetmiş ki, açık kadınla bile evlenecek bulsa. benim için güler yüzlü iyi niyetli ve iyi bi anne olsun yeter diyor. tam güvenli liman. dövmez sövmez aldatmaz. çünkü kayınpederim de öyle. babalarına çekmiş oğulları. onlarda kadına yüksek ses kullanılmıyor. kadın baskın bir anlamda. şunu diyeceğim. bu kaynım lisans mezunu saf salak sessiz bir adam da değil bayağı popüler, konuşkan, eşi dostu çok. ama kız bulamıyor. yaş kriteri düşük değil. aman şöyle güzel böyle güzel olsun bile demiyor. hatta çalışıyorsa isterse işi bıraksın ev hanımı olsun ben onu rahat yaşatırım diyor. bulamıyor anlamadım. ben de kızları düşündüm yani kızlar ne istiyor ne bekliyor da kaynımı beğenmiyor. bir kızla konuştu 2 ay kadar. kız fazlaca açık giyiniyormuş. kaynım da ben eşimin giyimine çok karışmam ama bu kadar açık giyinmesine de razı olamam demiş. orta yolu bulurdu aslında eminim. ama kız kısa kesmiş. senle biz anlaşamayız demiş gitmiş. ona kısa kes bunu kısaca bitir ne bileyim. orta yolu aramaz mı insan. demez mi madem mutlu yuvam olacak bazı şeyleri de değiştireyim. adam sana çarşafa gir dememiş ki girsen de istemez. askılı giyme tişört giy demiş. daha iyisini bulacağını ya da yüzde yüz anlaşacağını sanıyor insanlar. öyle olmuyor maalesef.
zaman geçtikçe karşımıza daha iyisi çıkmıyor kızlar. hatta reddettiklerimiz için pişman olmaya başlıyoruz. bu öylesine bir örnekti. ben de çok yaşadım. biriyle konuşurdum. o bana uymadı bu beni sarmadı vs diyerek boşuna çok zaman kaybettim. sonra kendimce belli başlı olmazsa olmazları sıraladım. ona göre yaptım seçimimi. temelde benim için önemli olan kriterleri sağladıktan sonra diğerlerini tolere edebilir miyim diye çok düşündüm. neticede de mutluluk için tolere ediliyor bunu anladım.
bu devirde her şeyden önce sosyal medyada sürekli arayışta olmayan, sağlıklı ruh haline sahip, dürüst ve sağlam erkek bulmak inanılmaz zor. kaşı gözü oynamayan, arkadan iş çevirmeyen, gerçekten seven sayan erkek olsun da.. diyor insan bir saatten sonra. benim olmazsa olmazlarım bunlardı mesela. ağzı çok laf yapan, daha ilk günden sizin için dağları delen ya da aynı anda sizle beraber en az 2 kadınla daha flörtleşen erkekler kol geziyor ortalıkta. insanın ruhu duymuyor. ilk hafta aşkından ölüyor. ikinci hafta amacına ulaşırsa yatak. üçüncü hafta araki bulaki. içim şişti. çok zor ya.
Konu sahibinin bu tavsiyelere hiç kulak asmasını önermiyorum.
Herkes kendine göre birini beğenir eksisiyle artısıyla. Erkek bulmak ne çeşit bir lütuf ki kadınlar olarak erkeklerin isteklerine göre şekillenelim?
İlle de bir erkek bulalım diye beğenmediğimiz insanları neden zorla sevmeye çalışalım?
Erkek bulmak harika bir şey değil. Erkeğin ya da kadının, doğru insanı, ruh eşini bulması harika bir şey.
Bu devirde zor bulunur denilen özelliklerin çoğu şart değil. Memurmuş, evi arabası varmış.
Ben birey olarak kendi mesleğimi edinip kendi arabamı alabilirim. Bir erkeğin bağışına neden bakayım, hazırcı mıyım? Bence hiçbir kadın olmamalı. Yarın bir gün o adamın hayatında olmadığı durumda elinde hiçbir şey kalmaz kendi çabanla kazanmazsan. Kendim kazanmadan bir şeye sahip olmayı zaten doğru bulmuyorum.
Para, mal, mülk çabayla gayretle alınır, kurulur. Birlikten kuvvet doğar biz eşimle ikimizde sıfırdan başlayıp aldık her şeyimizi. Buzdolabımızın olmadığı günler vardı.
Dürüst olması, şiddete başvurmaması, aldatmaması zaten olması gereken şeyler. Muhteşem bir iyilikmiş gibi göstermek kadar saçma bir şey duymadım. Eşinizle bir hayat paylaşıyorsunuz, karakterinizin, zevklerinizin, hayata bakış açınızın uyumlu olması gerekir. "Yakın arkadaş" olabilmeniz gerekir bir kere. Sohbet edebiliyor olmanız gerekir. Dürüstlük, iyilik bunlar zaten olacak. Sonrasına bakmanız lazım.
"Açık kadınla bile" tanımı da hiç hoş değil.
Kızı da takdir ettim. Kimse, kimse için kendinden ödün vermesin bir zahmet. Bu hem kadın hem de erkek için geçerli. Herkes kendi dengine göre birini bulsun.
Tölere etmek ayrı yasak konulması ayrı bir şey.
Dışarıda yemek yemeyi çok seversin eşin ise hiç keyif almaz ancak tölere edip dışarıda seninle yer mesela. Ya da sevmediğin bir film türünü eşin için izlersin. "Şunu giyemezsin, şunu yapamazsın" kabul edilebilir şeyler değil. Sırf bir erkek bulacağım diye baskılanmayı kabul etmek doğru değil.