Lütfen beni linç etmeyin bana mantıklı bi şeyler söyleyerek yardım edin demişsiniz demesine ama şuraya uzun uzun yazdığınız, göz kanatan, beyin kızartan dramın özeti 3 satır.
Adam ulaşabildiği kadar çok kadına aynı anda ulaşıp hepsine aynı senaryoyu satmaya çalışıyor. Kime ne kadarını yedirebilirse ya da nereye kadar giderse umrunda değil.
Korkunç bi boşluk ve doyumsuzluk hali bu. Yaşamında dolu, anlamlı, gerçek, elle tutulur hiçbi şey yok belli ki. Hayatında varolabildiği kadınları mesai haline getirmiş, keyif alabildiği tek şey de bu mesai zaten.
Bi adam düşünün sabah kalkıyor, kahvaltı için bi cafeye gidiyor, kahvesini başka bi cafede içiyor, öğle yemeği için günlük bi lokanta buluyor, 5 çayı ve tatlı için bi pastane, akşam şık bi restoranda yer ayırıyor, gece bi pub'da birasını yudumluyor. Her mekanda en şirin ve en güler yüzlü haliyle ve aynı cümlelerle sipariş veriyor.
Ne güler yüzünün, ne sevimli tavrının, ne kurduğu cümlelerin ne de masadaki yemeğin bi değeri var mı? Yok. Düşünmeden hissetmeden yapılan kalıplaşmış davranışlar ve doyuma ulaşmak için tüketilen bi araç olarak yemek.
Hah işte şimdi mekanları tinder, instagram, twitter ile, yemekleri de kadın isimleriyle değiştirin, sonra da sorununuzu çözün. Zira mecaz olmaksızın şu hikayedeki kadınlardan (ne yazık ki siz dahil) daha çok duruş sahibi ve daha çok değer gören hamburgerler gördüm ben.