- 12 Ocak 2017
- 171
- 261
- 34
Bir şarkı var böyle radyo da denk geldim. İş görüşmelerine giderken kendi kendime diyorum ki, eski iş yerinde gereğinden fazla tırmaladın da ne oldu ? Hayat şartları beni katılaştırıp daha dik durarak güçlenmemi sağlayacağı yerde özgüvenim yerle bir oldu. Beynim uyuşmuş durumda. Mücadele etmek, bir işte çalışmak istemiyorum.
que sera sera herşey olacağına varır demekmiş . Ya hiç bir şey olmayacaksa ? Ya da olacak olan şey koca bir 'hiçlikse' , 'hiçse'. İçimde çalışma azmi yok. Ayın 8 inde cuma sabahı istifamı verdim çıktım. Ödemelerim de var çalışmalıyım. İnsan yaşamak için çalışmalı. Ne o öyle günde 12 saat uyuyorsun diye kendime telkinde bulundum. Ayrılmadım internetin başından. İş ilanı veren sitelerde özgeçmişimi ağlayarak düzelttim. Bir yere adapte olmak, işi kavramak , kendini ispat etmek yeni insanlar tanımak yine yeniden...Canım istemiyor.
İki firmaya başvurdum. İkisi de güzel firmalardı aslında. Bir tanesi 300 kişinin çalıştığı Bursa nın en güzel otomotiv firmalarından. İki tane arkadaşım orada çalışıyor. O iki arkadaşımla da ayrıldığım işyerinden tanıştık. İkisi de güzel insanlardı. Çık diye direten onlardı haftada iki üç kez firma ziyaretimize gelirlerdi. Bayan olan arkadaşım, hamile kendisi ile aynı yaştayız 27. Bana her konuda yardımcı olan maddi manevi hamile diye içimden kıskandım. Yo sadece hamile diye değil, iyi bir eş ve işe sahip olduğu için de. Yalnız kendisi hakkında tüm mutlulukların onun olmasını dilerim. Kalbi de kendi de güzel bir kızdır.
Diğer arkadaşım erkek. Masmavi gözleri , buğday teni, 1.90 boyu var. Kendi halinde , ağırbaşlı, tevazu sahibi. İşe alınmam için çok uğraştı. Sanayide kayboldum pzt sabahı. Taksiyle geldim. Taksinin o kadar çok tutacağını bilemedim, leyla gibiydim taksi ücretini verdiler nasıl küçük düştüm. Sonra ben de dün verdim altta kalmadım. Görüşme sonrası konuşurken burası olmazsa bil ki patronlarımız çok samimi o yüzden almazlar dedi. Senin asla üzülmeni istemem. Bu firmada çalışmak senin için bir gömlek düşük olsa da , bir bayan için ideal yerdir senin burada olmana çok sevinirim lillium dedi.
Konuşurken gözlerime asla bakmazdı. Ben ona bakmıyorken bana bakardı.
Sabahleyin bayan arkadaşımı aradım. Olmadı cnm bnm , eski işyerin iyi referans veriyor ama müdür samimiyetten dolayı almadı dedi. Nasıl bir kafa yapısı , ben sıradan bir işçiyim orada çalışmak arkadaşlıklarına nasıl zarar verebilirdi ki ? Hiç profesyonelce gelmedi bana.
Yıkıldım adeta. O firmaya 3 defa mail atmıştım. Düşük bir pozisyona beni kabul etmemelerini gururuma yediremedim. Orada huzur dolu bir çalışma ortamım olacaktı. Rahat olacaktım. Arkadas ortamı da cici.
Yine olacagına varması gerekenler olmadı. Olduramadım. Zaten kendime demiştim boşuna umutlanıyorsun. Sen bu kadar şanslı olamazsın.
Başka bir firmaya çağırıldım. Benden bir gömlek yüksek . Mesleki açıdan yeterli olduğuma inanmıyorum diye işverene de müdüre de söyledim. 32 kişinin çalıştığını 38 yıllık bir firma. İhracat da yapıyorlar. Sana işi gösteririz, yalnız olmayacaksın. Yapamazsan yolumuzu ayırırız dedi.
Kabul. Yollarını ayırmakta haklılar. Ama ben aşırı yorgunum. Kapı önüne konduğum zaman yine mi yeniden başlayacağım ? Üstelik işten çıkarılmak, çıkmaktan daha kötü. Korkak bir tavuğum ben, kendimi geliştirme yeni şeyler öğrenme imkanına sahipken üstüne para da alacak iken...canım istemiyor o firmaya gitmek. Nedenini bilmiyorum. Çalışma saatleri, insanların eğitim seviyesi , ücret vs. hiç bir sıkıntı yok. Sorun benim. Küçük bir firma ama hayatım boyunca hiç yapmadığım, yapmam gereken şeyler. Yerimde saydığımı fark ettim eski iş yerimde. Referans bizim için çok önemli dediler eski iş yerinden kiminle görüşelim şefiniz var mı dediler. Direkt patronumun adını soyadını numarasını ezberimde vardı kağıda yazdım verdim. O ne cesaret der gibi baktılar.
Kapıdan çıkarken kendi kendime dedim ki, beni işe almayın benim kapasitem yetmez. Lütfen bu iş olmasın Allah'ım, diğer firma olsun. Riske girmek istemiyorum. Çok korkuyorum.
Evden çıkmasam. Sadece nutella yesem. Pijamalarımla internet başında home office çalışsam. Kimseyle tanışmasam. Kalbim kırılmasa azar işitmesem.
Zaten ben neyi istersem tam tersi olur ! 27 yıldır böyle.
que sera sera herşey olacağına varır demekmiş . Ya hiç bir şey olmayacaksa ? Ya da olacak olan şey koca bir 'hiçlikse' , 'hiçse'. İçimde çalışma azmi yok. Ayın 8 inde cuma sabahı istifamı verdim çıktım. Ödemelerim de var çalışmalıyım. İnsan yaşamak için çalışmalı. Ne o öyle günde 12 saat uyuyorsun diye kendime telkinde bulundum. Ayrılmadım internetin başından. İş ilanı veren sitelerde özgeçmişimi ağlayarak düzelttim. Bir yere adapte olmak, işi kavramak , kendini ispat etmek yeni insanlar tanımak yine yeniden...Canım istemiyor.
İki firmaya başvurdum. İkisi de güzel firmalardı aslında. Bir tanesi 300 kişinin çalıştığı Bursa nın en güzel otomotiv firmalarından. İki tane arkadaşım orada çalışıyor. O iki arkadaşımla da ayrıldığım işyerinden tanıştık. İkisi de güzel insanlardı. Çık diye direten onlardı haftada iki üç kez firma ziyaretimize gelirlerdi. Bayan olan arkadaşım, hamile kendisi ile aynı yaştayız 27. Bana her konuda yardımcı olan maddi manevi hamile diye içimden kıskandım. Yo sadece hamile diye değil, iyi bir eş ve işe sahip olduğu için de. Yalnız kendisi hakkında tüm mutlulukların onun olmasını dilerim. Kalbi de kendi de güzel bir kızdır.
Diğer arkadaşım erkek. Masmavi gözleri , buğday teni, 1.90 boyu var. Kendi halinde , ağırbaşlı, tevazu sahibi. İşe alınmam için çok uğraştı. Sanayide kayboldum pzt sabahı. Taksiyle geldim. Taksinin o kadar çok tutacağını bilemedim, leyla gibiydim taksi ücretini verdiler nasıl küçük düştüm. Sonra ben de dün verdim altta kalmadım. Görüşme sonrası konuşurken burası olmazsa bil ki patronlarımız çok samimi o yüzden almazlar dedi. Senin asla üzülmeni istemem. Bu firmada çalışmak senin için bir gömlek düşük olsa da , bir bayan için ideal yerdir senin burada olmana çok sevinirim lillium dedi.
Konuşurken gözlerime asla bakmazdı. Ben ona bakmıyorken bana bakardı.
Sabahleyin bayan arkadaşımı aradım. Olmadı cnm bnm , eski işyerin iyi referans veriyor ama müdür samimiyetten dolayı almadı dedi. Nasıl bir kafa yapısı , ben sıradan bir işçiyim orada çalışmak arkadaşlıklarına nasıl zarar verebilirdi ki ? Hiç profesyonelce gelmedi bana.
Yıkıldım adeta. O firmaya 3 defa mail atmıştım. Düşük bir pozisyona beni kabul etmemelerini gururuma yediremedim. Orada huzur dolu bir çalışma ortamım olacaktı. Rahat olacaktım. Arkadas ortamı da cici.
Yine olacagına varması gerekenler olmadı. Olduramadım. Zaten kendime demiştim boşuna umutlanıyorsun. Sen bu kadar şanslı olamazsın.
Başka bir firmaya çağırıldım. Benden bir gömlek yüksek . Mesleki açıdan yeterli olduğuma inanmıyorum diye işverene de müdüre de söyledim. 32 kişinin çalıştığını 38 yıllık bir firma. İhracat da yapıyorlar. Sana işi gösteririz, yalnız olmayacaksın. Yapamazsan yolumuzu ayırırız dedi.
Kabul. Yollarını ayırmakta haklılar. Ama ben aşırı yorgunum. Kapı önüne konduğum zaman yine mi yeniden başlayacağım ? Üstelik işten çıkarılmak, çıkmaktan daha kötü. Korkak bir tavuğum ben, kendimi geliştirme yeni şeyler öğrenme imkanına sahipken üstüne para da alacak iken...canım istemiyor o firmaya gitmek. Nedenini bilmiyorum. Çalışma saatleri, insanların eğitim seviyesi , ücret vs. hiç bir sıkıntı yok. Sorun benim. Küçük bir firma ama hayatım boyunca hiç yapmadığım, yapmam gereken şeyler. Yerimde saydığımı fark ettim eski iş yerimde. Referans bizim için çok önemli dediler eski iş yerinden kiminle görüşelim şefiniz var mı dediler. Direkt patronumun adını soyadını numarasını ezberimde vardı kağıda yazdım verdim. O ne cesaret der gibi baktılar.
Kapıdan çıkarken kendi kendime dedim ki, beni işe almayın benim kapasitem yetmez. Lütfen bu iş olmasın Allah'ım, diğer firma olsun. Riske girmek istemiyorum. Çok korkuyorum.
Evden çıkmasam. Sadece nutella yesem. Pijamalarımla internet başında home office çalışsam. Kimseyle tanışmasam. Kalbim kırılmasa azar işitmesem.
Zaten ben neyi istersem tam tersi olur ! 27 yıldır böyle.