Ya hiç bir şey olmayacaksa ? Ya da olacak olan şey koca bir 'hiçlikse'?

Adigenart

Geçici Olarak Hesap Pasiftir !
tek ayak cezası
Kayıtlı Üye
12 Ocak 2017
171
261
34
Bir şarkı var böyle radyo da denk geldim. İş görüşmelerine giderken kendi kendime diyorum ki, eski iş yerinde gereğinden fazla tırmaladın da ne oldu ? Hayat şartları beni katılaştırıp daha dik durarak güçlenmemi sağlayacağı yerde özgüvenim yerle bir oldu. Beynim uyuşmuş durumda. Mücadele etmek, bir işte çalışmak istemiyorum.
que sera sera herşey olacağına varır demekmiş . Ya hiç bir şey olmayacaksa ? Ya da olacak olan şey koca bir 'hiçlikse' , 'hiçse'. İçimde çalışma azmi yok. Ayın 8 inde cuma sabahı istifamı verdim çıktım. Ödemelerim de var çalışmalıyım. İnsan yaşamak için çalışmalı. Ne o öyle günde 12 saat uyuyorsun diye kendime telkinde bulundum. Ayrılmadım internetin başından. İş ilanı veren sitelerde özgeçmişimi ağlayarak düzelttim. Bir yere adapte olmak, işi kavramak , kendini ispat etmek yeni insanlar tanımak yine yeniden...Canım istemiyor.

İki firmaya başvurdum. İkisi de güzel firmalardı aslında. Bir tanesi 300 kişinin çalıştığı Bursa nın en güzel otomotiv firmalarından. İki tane arkadaşım orada çalışıyor. O iki arkadaşımla da ayrıldığım işyerinden tanıştık. İkisi de güzel insanlardı. Çık diye direten onlardı haftada iki üç kez firma ziyaretimize gelirlerdi. Bayan olan arkadaşım, hamile kendisi ile aynı yaştayız 27. Bana her konuda yardımcı olan maddi manevi hamile diye içimden kıskandım. Yo sadece hamile diye değil, iyi bir eş ve işe sahip olduğu için de. Yalnız kendisi hakkında tüm mutlulukların onun olmasını dilerim. Kalbi de kendi de güzel bir kızdır.

Diğer arkadaşım erkek. Masmavi gözleri , buğday teni, 1.90 boyu var. Kendi halinde , ağırbaşlı, tevazu sahibi. İşe alınmam için çok uğraştı. Sanayide kayboldum pzt sabahı. Taksiyle geldim. Taksinin o kadar çok tutacağını bilemedim, leyla gibiydim taksi ücretini verdiler nasıl küçük düştüm. Sonra ben de dün verdim altta kalmadım. Görüşme sonrası konuşurken burası olmazsa bil ki patronlarımız çok samimi o yüzden almazlar dedi. Senin asla üzülmeni istemem. Bu firmada çalışmak senin için bir gömlek düşük olsa da , bir bayan için ideal yerdir senin burada olmana çok sevinirim lillium dedi.
Konuşurken gözlerime asla bakmazdı. Ben ona bakmıyorken bana bakardı.
Sabahleyin bayan arkadaşımı aradım. Olmadı cnm bnm , eski işyerin iyi referans veriyor ama müdür samimiyetten dolayı almadı dedi. Nasıl bir kafa yapısı , ben sıradan bir işçiyim orada çalışmak arkadaşlıklarına nasıl zarar verebilirdi ki ? Hiç profesyonelce gelmedi bana.

Yıkıldım adeta. O firmaya 3 defa mail atmıştım. Düşük bir pozisyona beni kabul etmemelerini gururuma yediremedim. Orada huzur dolu bir çalışma ortamım olacaktı. Rahat olacaktım. Arkadas ortamı da cici.

Yine olacagına varması gerekenler olmadı. Olduramadım. Zaten kendime demiştim boşuna umutlanıyorsun. Sen bu kadar şanslı olamazsın.

Başka bir firmaya çağırıldım. Benden bir gömlek yüksek . Mesleki açıdan yeterli olduğuma inanmıyorum diye işverene de müdüre de söyledim. 32 kişinin çalıştığını 38 yıllık bir firma. İhracat da yapıyorlar. Sana işi gösteririz, yalnız olmayacaksın. Yapamazsan yolumuzu ayırırız dedi.

Kabul. Yollarını ayırmakta haklılar. Ama ben aşırı yorgunum. Kapı önüne konduğum zaman yine mi yeniden başlayacağım ? Üstelik işten çıkarılmak, çıkmaktan daha kötü. Korkak bir tavuğum ben, kendimi geliştirme yeni şeyler öğrenme imkanına sahipken üstüne para da alacak iken...canım istemiyor o firmaya gitmek. Nedenini bilmiyorum. Çalışma saatleri, insanların eğitim seviyesi , ücret vs. hiç bir sıkıntı yok. Sorun benim. Küçük bir firma ama hayatım boyunca hiç yapmadığım, yapmam gereken şeyler. Yerimde saydığımı fark ettim eski iş yerimde. Referans bizim için çok önemli dediler eski iş yerinden kiminle görüşelim şefiniz var mı dediler. Direkt patronumun adını soyadını numarasını ezberimde vardı kağıda yazdım verdim. O ne cesaret der gibi baktılar.

Kapıdan çıkarken kendi kendime dedim ki, beni işe almayın benim kapasitem yetmez. Lütfen bu iş olmasın Allah'ım, diğer firma olsun. Riske girmek istemiyorum. Çok korkuyorum.
Evden çıkmasam. Sadece nutella yesem. Pijamalarımla internet başında home office çalışsam. Kimseyle tanışmasam. Kalbim kırılmasa azar işitmesem.

Zaten ben neyi istersem tam tersi olur ! 27 yıldır böyle.
 
Küçük bir birikiminiz varsa en güzeli 1 ay yatmak olurdu aslında.

Ama bu kadar drama kapılmayın. Evet ne olacaksa olacak, ama ne olacağını kimse tam bilemediğine göre, elimizden gelen en iyi çabayı sarfetmek lazım.

27 yıldır hiç bir istediğim olmadı, yine olmaz yanlış bir tutum...en azından ilk 7 'si de mi huzurlu değil di?

O iş olur inşallah..yaparsınız. Öğrenirsiniz. Kendinizi küçümsemeyin. İhracat/ithalat çok komplike şeyler değil.
 
çok fazla "yapamam, benden bir gömlek üstün, aşağı pozisyon olsun tanıdığımın yanı olsun" moduna girmişsiniz.. kendinizi çok fazla eziyorsunuz ve ezdikçe dibe batıyorsunuz.. önce bir destek alın, o işe girin ve başarılı olun.. başarılı olanların sizden fazla bir yanı yok ki.. 10 sene önce neredeyse sıfıra yakın dil ve iş tecrübesi ile hiç alakam olmayan bir dalda Amerikada ki bir firmaya seçilen biri olarak söylüyorum, yaparsınız.. yepyeni bir çevre, yepyeni bir arkadaş grubu size çok iyi gelecek bence.. ikinci iş yerinde yükselmeniz de çok olası lütfen kabul edin, yenilenirsiniz..
 
Bir şarkı var böyle radyo da denk geldim. İş görüşmelerine giderken kendi kendime diyorum ki, eski iş yerinde gereğinden fazla tırmaladın da ne oldu ? Hayat şartları beni katılaştırıp daha dik durarak güçlenmemi sağlayacağı yerde özgüvenim yerle bir oldu. Beynim uyuşmuş durumda. Mücadele etmek, bir işte çalışmak istemiyorum.
que sera sera herşey olacağına varır demekmiş . Ya hiç bir şey olmayacaksa ? Ya da olacak olan şey koca bir 'hiçlikse' , 'hiçse'. İçimde çalışma azmi yok. Ayın 8 inde cuma sabahı istifamı verdim çıktım. Ödemelerim de var çalışmalıyım. İnsan yaşamak için çalışmalı. Ne o öyle günde 12 saat uyuyorsun diye kendime telkinde bulundum. Ayrılmadım internetin başından. İş ilanı veren sitelerde özgeçmişimi ağlayarak düzelttim. Bir yere adapte olmak, işi kavramak , kendini ispat etmek yeni insanlar tanımak yine yeniden...Canım istemiyor.

İki firmaya başvurdum. İkisi de güzel firmalardı aslında. Bir tanesi 300 kişinin çalıştığı Bursa nın en güzel otomotiv firmalarından. İki tane arkadaşım orada çalışıyor. O iki arkadaşımla da ayrıldığım işyerinden tanıştık. İkisi de güzel insanlardı. Çık diye direten onlardı haftada iki üç kez firma ziyaretimize gelirlerdi. Bayan olan arkadaşım, hamile kendisi ile aynı yaştayız 27. Bana her konuda yardımcı olan maddi manevi hamile diye içimden kıskandım. Yo sadece hamile diye değil, iyi bir eş ve işe sahip olduğu için de. Yalnız kendisi hakkında tüm mutlulukların onun olmasını dilerim. Kalbi de kendi de güzel bir kızdır.

Diğer arkadaşım erkek. Masmavi gözleri , buğday teni, 1.90 boyu var. Kendi halinde , ağırbaşlı, tevazu sahibi. İşe alınmam için çok uğraştı. Sanayide kayboldum pzt sabahı. Taksiyle geldim. Taksinin o kadar çok tutacağını bilemedim, leyla gibiydim taksi ücretini verdiler nasıl küçük düştüm. Sonra ben de dün verdim altta kalmadım. Görüşme sonrası konuşurken burası olmazsa bil ki patronlarımız çok samimi o yüzden almazlar dedi. Senin asla üzülmeni istemem. Bu firmada çalışmak senin için bir gömlek düşük olsa da , bir bayan için ideal yerdir senin burada olmana çok sevinirim lillium dedi.
Konuşurken gözlerime asla bakmazdı. Ben ona bakmıyorken bana bakardı.
Sabahleyin bayan arkadaşımı aradım. Olmadı cnm bnm , eski işyerin iyi referans veriyor ama müdür samimiyetten dolayı almadı dedi. Nasıl bir kafa yapısı , ben sıradan bir işçiyim orada çalışmak arkadaşlıklarına nasıl zarar verebilirdi ki ? Hiç profesyonelce gelmedi bana.

Yıkıldım adeta. O firmaya 3 defa mail atmıştım. Düşük bir pozisyona beni kabul etmemelerini gururuma yediremedim. Orada huzur dolu bir çalışma ortamım olacaktı. Rahat olacaktım. Arkadas ortamı da cici.

Yine olacagına varması gerekenler olmadı. Olduramadım. Zaten kendime demiştim boşuna umutlanıyorsun. Sen bu kadar şanslı olamazsın.

Başka bir firmaya çağırıldım. Benden bir gömlek yüksek . Mesleki açıdan yeterli olduğuma inanmıyorum diye işverene de müdüre de söyledim. 32 kişinin çalıştığını 38 yıllık bir firma. İhracat da yapıyorlar. Sana işi gösteririz, yalnız olmayacaksın. Yapamazsan yolumuzu ayırırız dedi.

Kabul. Yollarını ayırmakta haklılar. Ama ben aşırı yorgunum. Kapı önüne konduğum zaman yine mi yeniden başlayacağım ? Üstelik işten çıkarılmak, çıkmaktan daha kötü. Korkak bir tavuğum ben, kendimi geliştirme yeni şeyler öğrenme imkanına sahipken üstüne para da alacak iken...canım istemiyor o firmaya gitmek. Nedenini bilmiyorum. Çalışma saatleri, insanların eğitim seviyesi , ücret vs. hiç bir sıkıntı yok. Sorun benim. Küçük bir firma ama hayatım boyunca hiç yapmadığım, yapmam gereken şeyler. Yerimde saydığımı fark ettim eski iş yerimde. Referans bizim için çok önemli dediler eski iş yerinden kiminle görüşelim şefiniz var mı dediler. Direkt patronumun adını soyadını numarasını ezberimde vardı kağıda yazdım verdim. O ne cesaret der gibi baktılar.

Kapıdan çıkarken kendi kendime dedim ki, beni işe almayın benim kapasitem yetmez. Lütfen bu iş olmasın Allah'ım, diğer firma olsun. Riske girmek istemiyorum. Çok korkuyorum.
Evden çıkmasam. Sadece nutella yesem. Pijamalarımla internet başında home office çalışsam. Kimseyle tanışmasam. Kalbim kırılmasa azar işitmesem.

Zaten ben neyi istersem tam tersi olur ! 27 yıldır böyle.
Okurken en az 15-20 yıldır çalışıyor olmalı, 40 yaş üstü vs diye düşündüm de yaş 27!
Çok şaşkınım su anda... insanlar sizin yaşlarınızda daha yeni iş hayatına atılmış oluyor, kaç senede bu kadar yıprandınız? Kendinizi geliştirmekten korkar oldunuz?
Bence yardım almalısınız. Diğer iş için yapılabilecek bir şey varsa, peşini bırakmayın. Şartları size uygun ve yeni şeyler öğrenebileceğiniz bir yermiş... işverenlerde motive edici konuşmuş..
 
Dışardaki dünyadan fazla korkmuşsunuz. Korunması gereken bir kedi yavrusu kıvamına gelmişsiniz. Keşke iş olayına azcık ara verebilme lüksünüz olsaydı, bu kadar kaygı yaşamayacaktınız. Yine de cesaretinizi toplayın, biraz kendinize güvenin ve o işe başlayın bence. Belki de çok kısa sürede öğreneceksiniz işi o kadar gözünüzde büyütmeyin.
 
Daha 2 mülakat geçirmişsin, içine sinmediyse devam et görüşmelere. Biraz ara da iyi gelir, yazı atlatabilecek maddi birikimin varsa biraz kafayı dağıt, sonra devam et iş arayışına
 
Que sera, sera
Whatever will be, will be diyor site kurallarını hatırlatıyorum:



Konulara başlık yazılırken dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır;

5.1- Konu başlıkları konunun içeriğini açık bir şekilde ifade etmelidir.

5.2- Konu başlıkları, açık ve anlaşılır bir Türkçe ile yazılmalıdır.

 
Benim bir tanıdığım var şu an 40'lı yaşlarında ve mesleğinin en iyilerinden biri. Mesleğinin ilk 10 senesinde kendisine verilen her iş için verdiği ilk tepki 'ben bunu yapamam' olmuş. Yeri gelmiş günlerce ağlamış ben bu işi yapamıyorum, beceremiyorum, beni işten çıkaracaklar, yapamıyorsun diyecekler falan filan diye kendine ve ailesine dünyayı dar etmiş. Üstelik yaptığı meslek çocukluk hayali. Yapamam, edemem, bana fazla, bana büyük diye diye geldiği nokta şu an çok çok iyi. Şimdi kendi yolunda ilerleyen gençlere örnek oluyor, onları eğitiyor. O çok istediği mesleğine kavuşmak için de çok fazla zorluk çekmiş elbette. Hiçbir şey 'olmasını istediği zamanda' olmamış, sonradan olmuş. Bence silkelenip kendinize gelin.
 
Bir şarkı var böyle radyo da denk geldim. İş görüşmelerine giderken kendi kendime diyorum ki, eski iş yerinde gereğinden fazla tırmaladın da ne oldu ? Hayat şartları beni katılaştırıp daha dik durarak güçlenmemi sağlayacağı yerde özgüvenim yerle bir oldu. Beynim uyuşmuş durumda. Mücadele etmek, bir işte çalışmak istemiyorum.
que sera sera herşey olacağına varır demekmiş . Ya hiç bir şey olmayacaksa ? Ya da olacak olan şey koca bir 'hiçlikse' , 'hiçse'. İçimde çalışma azmi yok. Ayın 8 inde cuma sabahı istifamı verdim çıktım. Ödemelerim de var çalışmalıyım. İnsan yaşamak için çalışmalı. Ne o öyle günde 12 saat uyuyorsun diye kendime telkinde bulundum. Ayrılmadım internetin başından. İş ilanı veren sitelerde özgeçmişimi ağlayarak düzelttim. Bir yere adapte olmak, işi kavramak , kendini ispat etmek yeni insanlar tanımak yine yeniden...Canım istemiyor.

İki firmaya başvurdum. İkisi de güzel firmalardı aslında. Bir tanesi 300 kişinin çalıştığı Bursa nın en güzel otomotiv firmalarından. İki tane arkadaşım orada çalışıyor. O iki arkadaşımla da ayrıldığım işyerinden tanıştık. İkisi de güzel insanlardı. Çık diye direten onlardı haftada iki üç kez firma ziyaretimize gelirlerdi. Bayan olan arkadaşım, hamile kendisi ile aynı yaştayız 27. Bana her konuda yardımcı olan maddi manevi hamile diye içimden kıskandım. Yo sadece hamile diye değil, iyi bir eş ve işe sahip olduğu için de. Yalnız kendisi hakkında tüm mutlulukların onun olmasını dilerim. Kalbi de kendi de güzel bir kızdır.

Diğer arkadaşım erkek. Masmavi gözleri , buğday teni, 1.90 boyu var. Kendi halinde , ağırbaşlı, tevazu sahibi. İşe alınmam için çok uğraştı. Sanayide kayboldum pzt sabahı. Taksiyle geldim. Taksinin o kadar çok tutacağını bilemedim, leyla gibiydim taksi ücretini verdiler nasıl küçük düştüm. Sonra ben de dün verdim altta kalmadım. Görüşme sonrası konuşurken burası olmazsa bil ki patronlarımız çok samimi o yüzden almazlar dedi. Senin asla üzülmeni istemem. Bu firmada çalışmak senin için bir gömlek düşük olsa da , bir bayan için ideal yerdir senin burada olmana çok sevinirim lillium dedi.
Konuşurken gözlerime asla bakmazdı. Ben ona bakmıyorken bana bakardı.
Sabahleyin bayan arkadaşımı aradım. Olmadı cnm bnm , eski işyerin iyi referans veriyor ama müdür samimiyetten dolayı almadı dedi. Nasıl bir kafa yapısı , ben sıradan bir işçiyim orada çalışmak arkadaşlıklarına nasıl zarar verebilirdi ki ? Hiç profesyonelce gelmedi bana.

Yıkıldım adeta. O firmaya 3 defa mail atmıştım. Düşük bir pozisyona beni kabul etmemelerini gururuma yediremedim. Orada huzur dolu bir çalışma ortamım olacaktı. Rahat olacaktım. Arkadas ortamı da cici.

Yine olacagına varması gerekenler olmadı. Olduramadım. Zaten kendime demiştim boşuna umutlanıyorsun. Sen bu kadar şanslı olamazsın.

Başka bir firmaya çağırıldım. Benden bir gömlek yüksek . Mesleki açıdan yeterli olduğuma inanmıyorum diye işverene de müdüre de söyledim. 32 kişinin çalıştığını 38 yıllık bir firma. İhracat da yapıyorlar. Sana işi gösteririz, yalnız olmayacaksın. Yapamazsan yolumuzu ayırırız dedi.

Kabul. Yollarını ayırmakta haklılar. Ama ben aşırı yorgunum. Kapı önüne konduğum zaman yine mi yeniden başlayacağım ? Üstelik işten çıkarılmak, çıkmaktan daha kötü. Korkak bir tavuğum ben, kendimi geliştirme yeni şeyler öğrenme imkanına sahipken üstüne para da alacak iken...canım istemiyor o firmaya gitmek. Nedenini bilmiyorum. Çalışma saatleri, insanların eğitim seviyesi , ücret vs. hiç bir sıkıntı yok. Sorun benim. Küçük bir firma ama hayatım boyunca hiç yapmadığım, yapmam gereken şeyler. Yerimde saydığımı fark ettim eski iş yerimde. Referans bizim için çok önemli dediler eski iş yerinden kiminle görüşelim şefiniz var mı dediler. Direkt patronumun adını soyadını numarasını ezberimde vardı kağıda yazdım verdim. O ne cesaret der gibi baktılar.

Kapıdan çıkarken kendi kendime dedim ki, beni işe almayın benim kapasitem yetmez. Lütfen bu iş olmasın Allah'ım, diğer firma olsun. Riske girmek istemiyorum. Çok korkuyorum.
Evden çıkmasam. Sadece nutella yesem. Pijamalarımla internet başında home office çalışsam. Kimseyle tanışmasam. Kalbim kırılmasa azar işitmesem.

Zaten ben neyi istersem tam tersi olur ! 27 yıldır böyle.
Senden tam 11 yaş büyüğüm...yukarıda yazdıklarını anlıyorum..yorulmuşsun sürekli bir mücadele.
Bence 10 veya 15 gün kendine vakit ayır.kisa bir mola ver.toparlan ve hayata tekrar başla
İnsanlar hayalletikleri her şeyi yaşayabilir
 
Bir şarkı var böyle radyo da denk geldim. İş görüşmelerine giderken kendi kendime diyorum ki, eski iş yerinde gereğinden fazla tırmaladın da ne oldu ? Hayat şartları beni katılaştırıp daha dik durarak güçlenmemi sağlayacağı yerde özgüvenim yerle bir oldu. Beynim uyuşmuş durumda. Mücadele etmek, bir işte çalışmak istemiyorum.
que sera sera herşey olacağına varır demekmiş . Ya hiç bir şey olmayacaksa ? Ya da olacak olan şey koca bir 'hiçlikse' , 'hiçse'. İçimde çalışma azmi yok. Ayın 8 inde cuma sabahı istifamı verdim çıktım. Ödemelerim de var çalışmalıyım. İnsan yaşamak için çalışmalı. Ne o öyle günde 12 saat uyuyorsun diye kendime telkinde bulundum. Ayrılmadım internetin başından. İş ilanı veren sitelerde özgeçmişimi ağlayarak düzelttim. Bir yere adapte olmak, işi kavramak , kendini ispat etmek yeni insanlar tanımak yine yeniden...Canım istemiyor.

İki firmaya başvurdum. İkisi de güzel firmalardı aslında. Bir tanesi 300 kişinin çalıştığı Bursa nın en güzel otomotiv firmalarından. İki tane arkadaşım orada çalışıyor. O iki arkadaşımla da ayrıldığım işyerinden tanıştık. İkisi de güzel insanlardı. Çık diye direten onlardı haftada iki üç kez firma ziyaretimize gelirlerdi. Bayan olan arkadaşım, hamile kendisi ile aynı yaştayız 27. Bana her konuda yardımcı olan maddi manevi hamile diye içimden kıskandım. Yo sadece hamile diye değil, iyi bir eş ve işe sahip olduğu için de. Yalnız kendisi hakkında tüm mutlulukların onun olmasını dilerim. Kalbi de kendi de güzel bir kızdır.

Diğer arkadaşım erkek. Masmavi gözleri , buğday teni, 1.90 boyu var. Kendi halinde , ağırbaşlı, tevazu sahibi. İşe alınmam için çok uğraştı. Sanayide kayboldum pzt sabahı. Taksiyle geldim. Taksinin o kadar çok tutacağını bilemedim, leyla gibiydim taksi ücretini verdiler nasıl küçük düştüm. Sonra ben de dün verdim altta kalmadım. Görüşme sonrası konuşurken burası olmazsa bil ki patronlarımız çok samimi o yüzden almazlar dedi. Senin asla üzülmeni istemem. Bu firmada çalışmak senin için bir gömlek düşük olsa da , bir bayan için ideal yerdir senin burada olmana çok sevinirim lillium dedi.
Konuşurken gözlerime asla bakmazdı. Ben ona bakmıyorken bana bakardı.
Sabahleyin bayan arkadaşımı aradım. Olmadı cnm bnm , eski işyerin iyi referans veriyor ama müdür samimiyetten dolayı almadı dedi. Nasıl bir kafa yapısı , ben sıradan bir işçiyim orada çalışmak arkadaşlıklarına nasıl zarar verebilirdi ki ? Hiç profesyonelce gelmedi bana.

Yıkıldım adeta. O firmaya 3 defa mail atmıştım. Düşük bir pozisyona beni kabul etmemelerini gururuma yediremedim. Orada huzur dolu bir çalışma ortamım olacaktı. Rahat olacaktım. Arkadas ortamı da cici.

Yine olacagına varması gerekenler olmadı. Olduramadım. Zaten kendime demiştim boşuna umutlanıyorsun. Sen bu kadar şanslı olamazsın.

Başka bir firmaya çağırıldım. Benden bir gömlek yüksek . Mesleki açıdan yeterli olduğuma inanmıyorum diye işverene de müdüre de söyledim. 32 kişinin çalıştığını 38 yıllık bir firma. İhracat da yapıyorlar. Sana işi gösteririz, yalnız olmayacaksın. Yapamazsan yolumuzu ayırırız dedi.

Kabul. Yollarını ayırmakta haklılar. Ama ben aşırı yorgunum. Kapı önüne konduğum zaman yine mi yeniden başlayacağım ? Üstelik işten çıkarılmak, çıkmaktan daha kötü. Korkak bir tavuğum ben, kendimi geliştirme yeni şeyler öğrenme imkanına sahipken üstüne para da alacak iken...canım istemiyor o firmaya gitmek. Nedenini bilmiyorum. Çalışma saatleri, insanların eğitim seviyesi , ücret vs. hiç bir sıkıntı yok. Sorun benim. Küçük bir firma ama hayatım boyunca hiç yapmadığım, yapmam gereken şeyler. Yerimde saydığımı fark ettim eski iş yerimde. Referans bizim için çok önemli dediler eski iş yerinden kiminle görüşelim şefiniz var mı dediler. Direkt patronumun adını soyadını numarasını ezberimde vardı kağıda yazdım verdim. O ne cesaret der gibi baktılar.

Kapıdan çıkarken kendi kendime dedim ki, beni işe almayın benim kapasitem yetmez. Lütfen bu iş olmasın Allah'ım, diğer firma olsun. Riske girmek istemiyorum. Çok korkuyorum.
Evden çıkmasam. Sadece nutella yesem. Pijamalarımla internet başında home office çalışsam. Kimseyle tanışmasam. Kalbim kırılmasa azar işitmesem.

Zaten ben neyi istersem tam tersi olur ! 27 yıldır böyle.



Tam olarak böyleyim. Bir an bunu ben mi yazdım diye düşündüm...
 
canım cok üst üste gelmiş

dünya iste oyun oyalamaca ama yasamak için mecbur calısmamaız lazım bbirazcık kendini topla sonra devam edersin insallah
 
Psikolojik destek almalısınız. Konunun içinde eski is arkadaşlarınizin boyu post masmavi gözlü olması da ne alakaysa..
 
X