Kişisel Misyon Bildirgesi Kendi cenaze töreninize katılıyorsunuz. Törende dört kişi konuşacak. İlk konuşmacı ailenizden biri. İkinci konuşmacı dostlarınızdan biri, üçüncü konuşmacı iş yerinizden ya da mesleğinizden biri. 4. Konuşmacı ise hizmet verdiğiniz bir kurumdan.
Şimdi iyi düşünün: Bu konuşmacıların her birinin sizinle ve sizin yaşamınızla ilgili ne söylemesini isterdiniz?
Bu sonu iyice düşünüp, açıkça aklınızda tutarsanız, belirli bir gün içerisinde ne yaparsanız yapın, bunların önem verdiğiniz kıstaslara aykırı olmamasını sağlarsanız. Böylece her gününüz bir bütün olarak yaşamınızla ilgili vizyonunuza anlamlı bir katkıda bulunur.
Sonunu düşünerek işe başlamak, varacağınız yeri iyice belirleyerek işe başlamak demektir. Şu anda nerede bulunduğunuzu daha iyi anlama ve attığınız adımların her zaman doğru yönde olmasını sağlamak için nereye gittiğinizi bilmektir.
Şimdi ben, hayalimizde canlandırdığımız o cenaze töreninde olsaydım ve çocuğum konuşmaya hazırlanıyor olsaydı, onun hayatının yıllar boyu sürdürülen öğretim, eğitim, ve sevgiyle verilen disiplinin zaferini yansıtmasını isterdim; her şeyi çabucak çözmek için girişilen çarpışmaların yaralarını değil. Yüreğinin ve aklının, birlikte geçirilen anlamlı, güzel zamanların anılarıyla dolu olmasını isterdim. Beni, büyümenin getirdiği neşe ve acıyı paylaşan, sevecen bir baba olarak hatırlamasını isterdim. Sorunları ve kaygılarıyla birlikte bana geldiği günleri hatırlamasını isterdim. Dinlemiş, sevmiş ve yardım etmiş olmak isterdim. Kusursuz olmadığımı ama elimden gelen her şeyi denediğimi bilmesini isterdim. Onu bu dünyada herkesten çok benim sevdiğimi de bilsin isterdim.
Bütün bunları istememin nedeni, içimin derinliklerinde çocuklarıma değer vermemdir. Onları seviyor ve yardımcı olmak istiyorum. Babalık görevime değer veriyorum.
Ama bu değerleri her zaman göremiyorum. Olayların akışına kapılıyorum. En önemli şeyler, acil sorunların, beklenmedik durumlar ve dış davranışlardan oluşan tabakaların altında gömülü kalıyor. Reaktif oluyorum. Çocuklarımla gündelik etkileşim tarzım çoğu zaman onlara karşı duyduğum derin duyguları pek yansıtmıyor ancak değişebilirim.
Sonunu düşünerek işe başlamak, hem babalık rolüme hem de yaşam boyu üstlendiğim diğer rollere, değerlerimi ve yönümü netleştirerek yaklaşmak demektir. Güne başlarken değerlerimi sıkı sıkıya aklımda tutarsam, değişiklikler ve zorluklar baş gösterdiğinde, kararlarımı o değerlere dayanarak verebilirim. Duygulara, koşullara tepki göstermem gerekmez. Gerçekten de değerlerin yönettiği biri olabilirim, çünkü değerlerim bellidir.
Sonunu düşünerek işe başlamanın bildiğim en etkili yolu, bir kişisel misyon bildirgesi geliştirmektir. Burada odak noktası ne olmak istediğiniz, ne yapmak istediğiniz ve olmanın, yapmanın temelindeki değerler ya da ilkelerdir.
Ben kendi misyon bildirgemi hazırlayınca buradan paylaşacağım. Bu yazı doğrultusunda, sizlerin de hazırlamanızı tavsiye ediyorum.
Sevgiler