Popüler Konu Verimli Rutin

Bilingual olması için 5 yaş sınır. Sonrasında ne kadar iyi bir eğitim alırsa alsın native speaker-like olabilir ancak. İmkanınız varsa kaçımayın bu fırsatı derim ben bir İngilizce öğretmeni olarak
. işin uzmanı olarak değerli görüşün için teşekkür ederim canım ☺️
 
Günaydın 🌱
-
Ocak ayı bi hayli koşturmalı, hızlı, bazen düzenin kaçıp bazen birebir ilerlediği bir aydı. ( bitmiş gibi konuştum ama şubata sadece8gün kaldı )

Bu hafta itibariyle biraz daha yavaş , dingin ilerlemek istiyorum.

• Telafi sınavlarım 12-13 şubata ertelendi. (Düzenli çalışmaya devam)

• Ara tatilin ilk haftası eşim ikinci haftası ben izinliyim. Bu süreçte evi dipköşe temizlemek, gardropaları elden geçirmek , oğlumun oyuncaklarını steril etmek niyetindeyim. (Bazı işleri ilk hafta eşime paslayacağım/aile olarak iyi bir ekip olduğumuzu düşünüyorum)

• İki hafta içersinde bitirip yorumuna hazırlanmam gereken iki kitabım var. (Elim telefona her gittiğinde okuyarak kısa zamanda bitirebileceğimi düşünüyorum)

• Tatilde bol bol temiz hava alıp, farklı deneyimler yaşamak istiyoruz.

• Kredi kartımın toplam borcu sadece 4bintl. Bu ay 3bin tl ekstrem. Kalanlar 2 ay taksit. Artık gerçekten bitsin istiyorum.
+ maaşımla 3bintl kredi kartı ödemesi
+ 2.500 tl araba bakım gideri ödemesi
Şu an görünenler.

Az a ihtiyaç duymak büyük bir ilerleme. Aksi halde istekler hiç bitmiyor. 🤣 Hele de ortamınızda sürekli alışveriş yapan birileri varsa bu daha da zor 😂
—————-/
Ayrıca hepinizin çocuklarının başarıları daim olsun, kendilerini bi adım ileye taşıyacakları bir ömürleri olsun. Sağlıkla neşeyle nice yılları olsun. Hepsini kucaklıyorum😍
 
Günaydın 😃

Günlerdir hava soğuk ve yağmurlu; üç gündür düzenli olarak ders çalışıyorum. 3dersim bitti. Bugün oğlum biraz rahatsız olduğu için izin aldım. Ev işlerine kendimi kaptırmaya değil 2 ders daha bitirme niyetim var.
Şimdiyse çalışma masama doğru gidiyorum.
Herkese verimli bir gün diliyorum.


Not. Salona kitaplığımı yerleştirdim. Görselini ekliyorum. Sizce boş kalan kitaplık önüne ne yapabilirim ? Aklımda bikaç fikir var ancak sizlerin de düşüncelerini almak istedim. İlgilenen herkese teşekkür ederim 🤩
Bos kalmasi en güzeli. Kitaplarin önünü hicbir sey kesmemeli. Bu arada tebrik ederim yeniden ögrenciligini 🤗 basarilar dilerim azimli kadin 💕
 
Slmlar herkese,
Sizden bir konuda fikir almaya geldim.
Oğluş bu sene anaokuluna başladı,bilenleriniz var, seneye için erken kayıt yaptırmayı düşünüyoruz. Bi kolejin anaokulu, seneye çift dilli (bilingual education) eğitim sınıfı olacakmış 1 tane, bu uygulamayı ilk kez başlatacaklar, sınıfta 1 tane Türk öğretmen ve bir de İngilizce öğretmeni olacak tüm dersler bu şekilde işlenecekmiş. Bir de normal 5 yaş grubu sınıfları olacak, ingilizce dersleri yine yabancı ve Türk öğretmenle yapılacak, bu senede öyleydi. Sorum şu normal sınıfa mı göndersek çift dilli eğitim sınıfına mı kararsızım. Evet ingilizce önemli ama Henüz küçük muhtemelen zorlanacak okuldan soğusun, sıkılsın istemiyorum. Uygulama yeni nasıl olur orasını da bilemiyorum. İlkokulda da bu şekilde sınıf oluşturulacakmış bu uygulama ile, Ücreti de farklı tabi.
Oğluş İngilizceyi seviyor gözlemlediğim kadarıyla, baya ilerleme de kaydetti. Yarın anaokulu müdürü ile görüşeceğim, belki ingilizce öğretmeni ile de görüşebilirim oğluş hakkındaki düşüncelerini sormak için. Sizler ne düşünüyorsunuz? Kiminle görüşsem diye düşünürken burası geldi aklıma🥰😊
Merhabalar,
Benim cocuklarim bir bucuk yasindan beridir ciftdilli krese gidiyorlar, biz yurtdisindayiz. Benim calisma alanim cokdillilik zaten. Tavsiyem (dil literatürü bu sekilde der) ne kadar erken ne kadar cok dile maruz kalirsa o kadar iyi. Teorik olarak burda anlatmam uzun olur. Kisacasi Chomsky der ki 'universal grammar'a dogariz yani beynimiz butun dillere acik dogar ve esnektir zamanla bu esneklik kapanir ve yeni dilleri daha zor ögreniriz. Buna firsat penceresi denir. Yani bu pencere gitgide kapanir. Ne kadar erken o kadar iyi. 1960 lara kadar dünyada bircok yerde erken yasta cok dilliligin kafa karistirdigina inanilirmis. Malesef toplum icinde hala buna inananlar var. Aman diyim sen inanma. Ben bu isin uzmaniyim (mütavazi biriyimdir yanlis anlasilmasin lütfen uzmanlik alanim) bir kütüphane kitap okudum ve akademik yazilar yazdim, yayinladim bu konu üzerine. Benimkiler simdi 3 dilli cocuklar ve 5 yasindalar. 3 dili de harika konusuyorlar. 4. dile gectik bile.
 
Son düzenleme:
Merhabalar,
Benim cocuklarim bir bucuk yasindan beridir ciftdilli krese gidiyorlar, biz yurtdisindayiz. Benim calisma alanim cokdillilik zaten. Tavsiyem (dil literatürü bu sekilde der) ne kadar erken ne kadar cok dile maruz kalirsa o kadar iyi. Teorik olarak burda anlatmam uzun olur. Kisacasi Chomsky der ki 'universal grammar'a dogariz yani beynimiz butun dillere acik dogar ve esnektir zamanla bu esneklik kapanir ve yeni dilleri daha zor ögreniriz. Buna firsat penceresi denir. Yani bu pencere gitgide kapanir. Ne kadar erken o kadar iyi. 1960 lara kadar dünyada bircok yerde erken yasta cok dilliligin kafa karistirdigina inanilirmis. Malesef toplum icinde hala buna inananlar var. Aman diyim sen inanma. Ben bu isin uzmaniyim (mütavazi biriyimdir yanlis anlasilmasin lütfen uzmanlik alanim) bir kütüphane kitap okudum ve akademik yazilar yazdim, yayinladim bu konu üzerine. Benimkiler simdi 3 dilli cocuklar ve 5 yasindalar. 3 dili de harika konusuyorlar. 4. dile gectik bile.
Tebrik ederim hem sizi hem çocuklarınızı.
Peki Öğrenmede nasıl bi yol izlediniz?
Sadece kreşte dile maruz kalmaları mı etkiledi?
 
Bu arada geçen gün Nilay Örnek'in Türker Kılıç ile yaptığı podcasti dinlerken, Türker Bey şöyle bir şey söyledi: "Bizim evde akşam yemekleri beraber yenir. Her akşam çocuklarıma bugün ne öğrendin diye sorarım. Zamanla çocuklarda bana aynısını sormaya başladı. Öyle olunca hepimiz akşam için bir cevap hazırlar olduk" dedi. Fikri inanılmaz beğendim. Eşimle ve Ela ile paylaştım ve dün akşam biz de başladık. Kendime her gün bir bilgi öğrenmek ve bunu tarihi ile not etmek için bir defter alacağım.

Mesela dün taş hastalıkları diye bir şey öğrendim. Meğer taşlar da hastalanırmış. Ayrıca doğada kanserojen veya radyoaktif madde içeren taşlar varmış. Bunlara temas etmek, tozunu solumak ciddi hastalıklara sebep oluyormuş.
Türker Kılıç ı ben de geçen hafta dinledim:) 2 gunde bitirdim sohbeti, bittiği gun kızlara hergun bana ogrendiğiniz birseyi öğretir misiniz dedim, kabul gordu:) kitaplarına da göz atmayı dusunuyorum
 
Tebrik ederim hem sizi hem çocuklarınızı.
Peki Öğrenmede nasıl bi yol izlediniz?
Sadece kreşte dile maruz kalmaları mı etkiledi?
Tesekkürler. Aciklayayim kisaca. Kres disinda evde anne ayri baba ayri dille konusuyor cocuklarla. Bu asla sasmiyor. Literatürde oldukca destekli bir yöntemdir. Anne kendi dilinde baba kendi dilinde konusuyor yani cocuklarla. 2 ayri dilde kitaplari var, anne ayri baba, ayri okuyor. Televizyon zamanlari da öyle cok dilli. Kresteki dillerden biri (cocuklarin 3. dili) evde nerdeyse hic yok ama kreste cocuklarla ortak dil oldugu icin cok hizli ögrendiler.
 
Tesekkürler. Aciklayayim kisaca. Kres disinda evde anne ayri baba ayri dille konusuyor cocuklarla. Bu asla sasmiyor. Literatürde oldukca destekli bir yöntemdir. Anne kendi dilinde baba kendi dilinde konusuyor yani cocuklarla. 2 ayri dilde kitaplari var, anne ayri baba, ayri okuyor. Televizyon zamanlari da öyle cok dilli. Kresteki dillerden biri (cocuklarin 3. dili) evde nerdeyse hic yok ama kreste cocuklarla ortak dil oldugu icin cok hizli ögrendiler.
Harika! tebrik ediyorum sizi
 
Selamlar Hanımlar,

Geçen hafta başında kendime sadece hafta içi 5 günü kapsayan bir plan yapmıştım. Bu plana göre, aşağıdaki hedefleri koymuştum.

- 5 gün para harcamayacağım
- 5 gün yürüyüş yapacağım
- 5 gün duş alıp bakım yapacağım

Hepsini yaptım. En çok para harcamamak zorladı. Bunun da nedeni, hemen halledeyim, aklımdan gitsin düşüncesi. Ancak kendimi tutup, cumartesi gününe kadar hiç bir şey almadım. Almak istediğim her şeyi telefona yazdım. Cumartesi de o liste üzerinden alınacakları belirledim. Dikkatimi çeken, cumartesi günü listeyi gözden geçirdiğimde, listenin tamamının gerekli olmadığını fark etmemdi. Ara ara bunu tekrarlayabilirim.

Bu hafta ve önümüzdeki hafta okullar tatil olduğu için benim de günlük rutinlerimde geçici bir değişiklik olacak. Bu hafta eşim işten izin aldı. Kızlarla 3 gün evde vakit geçirecek. Perşembe günü Eskişehir'e gideceğiz. Pazar günü de kayınvalidemi alıp geleceğiz kısmetse.

Önümüzdeki hafta kızlar ile kayınvalidem kalacak. Kendisinden gelmesini ben rica ettim. İşlerim kızların hastalıklarından kaynaklı birikti ve denetim dönemi başlıyor. Bu iki haftayı biriken işlerimi halletmek için kullanacağım. Sabah erken çıkıp akşam 6 gibi eve dönmeyi planlıyorum.

Ayrıca diyetisyene 23 Aralık tarihinde 77 kg olarak başlamıştım. Bugün 1 ay doldu ve 73 kiloyum. Kendimi kısıtlanmış ve aç hissetmeden geçen bir süreydi. Cildim de epey toparladı. Şubat ayının ilk haftası yüzüm için son lazer randevum var.

Semih Saygıner'in ig'da bir konuşmasına denk geldim. "Herkes benim en yetenekli olduğum şeyin bilardo olduğunu düşünür ama benim en yetenekli olduğum konu yol almaktır. Ben yol alan biriyim. Mesela İngilizce öğrenmeyi hedefliyorsam her gün 1 kelime öğrenirim" dedi.

Ben de kendimi "yol alan" biri olarak tanımlayabilirim sanırım. Bu konunun en başında tanımladığım 7 konuda küçük küçük adımlar ile yol alma gayretindeyim. Bu konuyu 2017'de açmıştım. O zamandan beri çok büyük yollar kat ettiğim konular oldu, bir arpa boyu yol kat edemediğim konular oldu. Ama çabadayım ve gayretteyim. Hani diyorlar ya önemli olan varış noktası değil, yolculuğun kendisidir diye. Benim için gerçekten öyle. Yolculuğun kendisi bana keyif veriyor.
 
BASİT YAŞAMA SANATI

Sabah Havasını İçinize Çekin

Sabah havasını içimize çekerek zihnimizi ve bedenimizi beslemiş oluruz. Ben her sabah 05:00'te kalkarım ve ilk yaptığım şey sabah havasını ciğerlerime doldurmak olur.


Bu, benim de sabahları yaptığım bir şey. Mutfağa geldiğimde balkon camını açıp, dayanabildiğim kadar nefes alıp veriyorum. Bu soğuklarda üç nefes kadar dayanabiliyorum. Yazın sabahlar ise balkona çıkıp, açık havada güneşin doğuşunu seyretmeye bayılıyorum.
 
Selamlar Hanımlar,

Geçen hafta başında kendime sadece hafta içi 5 günü kapsayan bir plan yapmıştım. Bu plana göre, aşağıdaki hedefleri koymuştum.

- 5 gün para harcamayacağım
- 5 gün yürüyüş yapacağım
- 5 gün duş alıp bakım yapacağım

Hepsini yaptım. En çok para harcamamak zorladı. Bunun da nedeni, hemen halledeyim, aklımdan gitsin düşüncesi. Ancak kendimi tutup, cumartesi gününe kadar hiç bir şey almadım. Almak istediğim her şeyi telefona yazdım. Cumartesi de o liste üzerinden alınacakları belirledim. Dikkatimi çeken, cumartesi günü listeyi gözden geçirdiğimde, listenin tamamının gerekli olmadığını fark etmemdi. Ara ara bunu tekrarlayabilirim.

Bu hafta ve önümüzdeki hafta okullar tatil olduğu için benim de günlük rutinlerimde geçici bir değişiklik olacak. Bu hafta eşim işten izin aldı. Kızlarla 3 gün evde vakit geçirecek. Perşembe günü Eskişehir'e gideceğiz. Pazar günü de kayınvalidemi alıp geleceğiz kısmetse.

Önümüzdeki hafta kızlar ile kayınvalidem kalacak. Kendisinden gelmesini ben rica ettim. İşlerim kızların hastalıklarından kaynaklı birikti ve denetim dönemi başlıyor. Bu iki haftayı biriken işlerimi halletmek için kullanacağım. Sabah erken çıkıp akşam 6 gibi eve dönmeyi planlıyorum.

Ayrıca diyetisyene 23 Aralık tarihinde 77 kg olarak başlamıştım. Bugün 1 ay doldu ve 73 kiloyum. Kendimi kısıtlanmış ve aç hissetmeden geçen bir süreydi. Cildim de epey toparladı. Şubat ayının ilk haftası yüzüm için son lazer randevum var.

Semih Saygıner'in ig'da bir konuşmasına denk geldim. "Herkes benim en yetenekli olduğum şeyin bilardo olduğunu düşünür ama benim en yetenekli olduğum konu yol almaktır. Ben yol alan biriyim. Mesela İngilizce öğrenmeyi hedefliyorsam her gün 1 kelime öğrenirim" dedi.

Ben de kendimi "yol alan" biri olarak tanımlayabilirim sanırım. Bu konunun en başında tanımladığım 7 konuda küçük küçük adımlar ile yol alma gayretindeyim. Bu konuyu 2017'de açmıştım. O zamandan beri çok büyük yollar kat ettiğim konular oldu, bir arpa boyu yol kat edemediğim konular oldu. Ama çabadayım ve gayretteyim. Hani diyorlar ya önemli olan varış noktası değil, yolculuğun kendisidir diye. Benim için gerçekten öyle. Yolculuğun kendisi bana keyif veriyor.
Para konusunda bende çok sıkıntı çekiyorum şu sıralar sürekli para harcıyorum gereksiz şeylere bile. dediğiniz çok mantıklı kesinlikle uygulayacağım.
 
İyi geceler.

Eşim 3 gündür hasta, bugün yapılan test sonucu pozitif. Onu izole ettik. Umarım oğlum ile bana bulaşmamıştır ve tabi hiç kimseye. (2020ağustosda oğlum ve ben geçirmiştik- o zaman karantina 14 gündü-hastalık yeni ve aşı henüz yoktu- zor günlerdi)
İyi geceler Sahihuban Sahihuban .
Rabbim şifa versin eşine. İnşaallah kolaylıkla atlatır. Hiç görmemiş gibi olursunuz. İlginç bir süreçten geçiyoruz dünya olarak. Rabbim kolaylaştırsın.
 
Merhabalar,
Benim cocuklarim bir bucuk yasindan beridir ciftdilli krese gidiyorlar, biz yurtdisindayiz. Benim calisma alanim cokdillilik zaten. Tavsiyem (dil literatürü bu sekilde der) ne kadar erken ne kadar cok dile maruz kalirsa o kadar iyi. Teorik olarak burda anlatmam uzun olur. Kisacasi Chomsky der ki 'universal grammar'a dogariz yani beynimiz butun dillere acik dogar ve esnektir zamanla bu esneklik kapanir ve yeni dilleri daha zor ögreniriz. Buna firsat penceresi denir. Yani bu pencere gitgide kapanir. Ne kadar erken o kadar iyi. 1960 lara kadar dünyada bircok yerde erken yasta cok dilliligin kafa karistirdigina inanilirmis. Malesef toplum icinde hala buna inananlar var. Aman diyim sen inanma. Ben bu isin uzmaniyim (mütavazi biriyimdir yanlis anlasilmasin lütfen uzmanlik alanim) bir kütüphane kitap okudum ve akademik yazilar yazdim, yayinladim bu konu üzerine. Benimkiler simdi 3 dilli cocuklar ve 5 yasindalar. 3 dili de harika konusuyorlar. 4. dile gectik bile.
Çoook teşekkür ederim canım, detaylı anlatımın için, gayet aydınlatıcı oldu. çocukları ve seni tebrik ederim 😍😘
 
İyi geceler.

Eşim 3 gündür hasta, bugün yapılan test sonucu pozitif. Onu izole ettik. Umarım oğlum ile bana bulaşmamıştır ve tabi hiç kimseye. (2020ağustosda oğlum ve ben geçirmiştik- o zaman karantina 14 gündü-hastalık yeni ve aşı henüz yoktu- zor günlerdi)
geçmiş olsun acil şifalar diliyorum.
 
selamlar arkadaşlar, çok yoğun günler geçiriyorum. İşte çok yoğun bir dönemdeyim, bu ilave olarak bir süredir okul arayışındayız. Kızlar eylülde 1. sınıf olacak, o kadar üzgünüm ki keşke bi 5 daha kreşe devam etseler :) Resmen büyütürken bu kadar yorulmadım, zihnim çok dolu, süreç cidden yıpratıcıymış. İlkokul çağında Ankara'da okullundan memnun olan anneler öneri yazabilir mi? Temel kriterlerim; eve yakınlık, ingilizce eğitim ve biraz sosyal aktivitesi olan bir okul.
 
merhabalar,
ilk bu sayfada duyup takip ettiğim kişilerden biri: rüzgar mira okan. uzun zamandır video çekmiyordu, yine başlamış çekmeye

hadi en büyük pişmanlığımız ne sorgulayalım :)
 
Avustralya’da yıllar boyunca evlerinde ölümü bekleyen hastalarla çalışan hemşire Bronnie Ware, emekli olduktan sonra deneyimlerinden yararlanarak yazdığı kitapta insanların hayatlarının son günlerinde en çok neye pişman olduğunu listeledi.

Ware, “The Top Five Regrets of the Dying - A Life Transformed by the Dearly Departing” adlı kitabında ölüm yatağında insanların en çok pişmanlık duyduğu şeyin diğer insanlarla ilişkilerindeki ihmalkarlık olduğunu ileri sürdü. İnsanların ölümlü olduğu gerçeğiyle yüz yüze geldiklerinde çok önemli değişimler geçirdiğini belirten Ware, ölmek üzere olan hastaların inkar, korku, öfke, pişmanlık ve sonunda kabullenme gibi aşamalardan geçtiğini söyledi. Hastalarına en çok ne için pişmanlık duyduğunu soran Ware, aldığı yanıtların temelde benzer olduğunu ve beş başlık altında toplandıklarını keşfetti:

1. “Keşke başkalarının benden beklediği hayat yerine düşlerimi gerçekleştirseydim”

Ware’e göre insanlar, yaşamlarının sona erdiğinin farkına varıp geriye döndüklerinde düşledikleri şeylerin çok büyük bir kısmını gerçekleştirmediklerini görüyor ve pişman oluyor.

2. “Keşke bu kadar çok çalışmasaydım”


Ware’e göre erkek hastaların büyük bir kısmı, işleri nedeniyle ailelerine ve dostlarına yeterince vakit ayıramadıkları için pişman oluyor. Ware, erkek hastaların büyük bir kısmının eğer bir şansları daha olsa dönüp çocuklarının kaçırdıkları anlarını yaşamak istediklerini gözlemledi.

3. “Keşke duygularımı dile getirseydim”

Birçok insanın diğerleri ile ilişkilerini belirli bir düzeyde tutmak için duygularını bastırdığını söyleyen Ware, bastırılan duyguların insan sağlığı üzerinde son derece olumsuz etkileri olduğunu ileri sürdü.

4. “Keşke arkadaşlarımdan kopmasaydım”

İnsanların kendi yaşamlarına çok fazla odaklanıp arkadaşlarıyla ilişkilerini yitirdiğini ancak ölüm yatağında fark ettiğini söyleyen Ware, ölmekte olan insanların en çok eski arkadaşlarını özlediğini söyledi.

5. “Keşke daha çok mutlu olsaydım”

Çoğu insanın mutluluğun aslında bir seçim olduğunu ölüm anı gelene dek fark etmediğini söyleyen Ware, insanların rahat yaşamak uğruna eski alışkanlıklarına sıkı sıkıya bağlı kaldığını belirtti. Alışkanlıklarından vazgeçmek istemeyen insanların değişme korkusu yaşadığını ve daha fazla mutlu olma şansını kendi kendilerine yok ettiğini belirten Ware, ölüm yatağındaki hastalarının “Keşke daha çok gülseydim, keşke aptalca şeyler yapmaktan bu kadar korkmasaydım” diyerek pişmanlıklarını dile getirdiğini sözlerine ekledi.
 
X