- 3 Haziran 2009
- 7.445
- 29.180
- 1.073
- 41
Selamlar Hanımlar,
Haftaya 5 gün Fransa'da bir eğitime online olarak katılmam gerekiyor. Aradaki saat farkından kaynaklı olarak buradan sabah 08:00'de bağlanmam gerekecek. İpek'i eşim hiçbir şekilde evden çıkarmayı başaramadığı ve kreşi de 08:00'de açıldığı için benim götürmem gerekiyor kreşe. Az önce eğitmen ile bu durumu görüştüm. Anlayışla karşıladı sağ olsun. Sabahları bir yarım saat rötarlı katılacağım eğitime artık.
Çalışan kadın olmak bile yeterince zorken, çalışan anne olmanın zorluk seviyesini ölçülemez buluyorum. 2006'dan beri tam zamanlı çalışıyorum. Sadece doğum izinlerimde ara verdim ancak, iş yerim emzirme döneminde, çocuklar hastalandığında, kreş alıştırma süreçlerinde destek olup, anlayışlı yaklaşmasaydı, kariyerimi bir yerde noktalamak durumunda kalabilirdim. Bir kadın bu noktaya gelmek zorunda bırakılmamalı. Çocuğu ve kariyeri arasında seçim yapmak zorunda kalmamalı. Bu haksızlık çünkü.
Bir tarafta senelerce emek edip, okuyup, dişinle tırnağınla kazıyarak geldiğin bir işin, bir tarafta canın evladın. İnsan yetiştirmek, dünyadaki en önemli ve en zor işken ve anne hayatının bir sürü alanında zaten çeşitli fedakarlıklar yaparken bir de işini kaybetmek durumunda kalmamalı.
Ben şimdilik böyle bir seçim yapmak zorunda kalmadım. Ama işyerinde değişiklik olması durumda yaşayabilirim de. Benim şansım, Genel Müdürümün eşinin de çalışan bir kadın olması ve zamanında benzer şeyler yaşadıkları için empati kurabiliyor olması. Eşleri ev hanımı olan bazı iş arkadaşlarım yaşadıklarımı anlamlandırmakta zorlanıyorlar, çünkü senelerce sabah ceketini alıp evden çıkmış bu insanlar. Evde kalan kadın ne yaşıyor, bu çocuklar nasıl bir emek ve zahmet ile büyüyor hiç tanık olmamışlar.
Dilerim toplum, iş hayatında anneye pozitif ayrımcılık yapacak şekilde bir davranışa evrilir. Bizim de üstümüze düşen, benzer deneyimler yaşayan kadınlara destek olmak. En azından benim işyerime, böyle bir çalışma arkadaşı gelecek olursa, bana verilen desteği kendisine de vererek üzerime düşeni yapmış olacağım.
Haftaya 5 gün Fransa'da bir eğitime online olarak katılmam gerekiyor. Aradaki saat farkından kaynaklı olarak buradan sabah 08:00'de bağlanmam gerekecek. İpek'i eşim hiçbir şekilde evden çıkarmayı başaramadığı ve kreşi de 08:00'de açıldığı için benim götürmem gerekiyor kreşe. Az önce eğitmen ile bu durumu görüştüm. Anlayışla karşıladı sağ olsun. Sabahları bir yarım saat rötarlı katılacağım eğitime artık.
Çalışan kadın olmak bile yeterince zorken, çalışan anne olmanın zorluk seviyesini ölçülemez buluyorum. 2006'dan beri tam zamanlı çalışıyorum. Sadece doğum izinlerimde ara verdim ancak, iş yerim emzirme döneminde, çocuklar hastalandığında, kreş alıştırma süreçlerinde destek olup, anlayışlı yaklaşmasaydı, kariyerimi bir yerde noktalamak durumunda kalabilirdim. Bir kadın bu noktaya gelmek zorunda bırakılmamalı. Çocuğu ve kariyeri arasında seçim yapmak zorunda kalmamalı. Bu haksızlık çünkü.
Bir tarafta senelerce emek edip, okuyup, dişinle tırnağınla kazıyarak geldiğin bir işin, bir tarafta canın evladın. İnsan yetiştirmek, dünyadaki en önemli ve en zor işken ve anne hayatının bir sürü alanında zaten çeşitli fedakarlıklar yaparken bir de işini kaybetmek durumunda kalmamalı.
Ben şimdilik böyle bir seçim yapmak zorunda kalmadım. Ama işyerinde değişiklik olması durumda yaşayabilirim de. Benim şansım, Genel Müdürümün eşinin de çalışan bir kadın olması ve zamanında benzer şeyler yaşadıkları için empati kurabiliyor olması. Eşleri ev hanımı olan bazı iş arkadaşlarım yaşadıklarımı anlamlandırmakta zorlanıyorlar, çünkü senelerce sabah ceketini alıp evden çıkmış bu insanlar. Evde kalan kadın ne yaşıyor, bu çocuklar nasıl bir emek ve zahmet ile büyüyor hiç tanık olmamışlar.
Dilerim toplum, iş hayatında anneye pozitif ayrımcılık yapacak şekilde bir davranışa evrilir. Bizim de üstümüze düşen, benzer deneyimler yaşayan kadınlara destek olmak. En azından benim işyerime, böyle bir çalışma arkadaşı gelecek olursa, bana verilen desteği kendisine de vererek üzerime düşeni yapmış olacağım.