Selamlar Hanımlar,
Dün akşam işten çıktıktan sonra ne zamandır almayı istediğim türk kahvesi fincanlarını ve su bardaklarını almaya gittim. Oradan İpek'i alıp eve geçtim. Yemek hazır olduğu için Ela ve eşim gelene kadar oyun oynadık. Yemek ve bulaşık faslından sonra İpek'i uyutma işlerine başladım. 20:00-21:00 arası küçük hanımla uğraştım. Pijama giydir, kitap oku, oyun oyna derken uyudu.
Sonra Ela'nın yanına geçtim. Babası hediye olarak barbie'nin kahveci dükkanını almış. Bu oyuncağın barbie'si epey kilolu. Nihayet dayatılan vücut ölçülerinde olmayan bir barbie evimize teşrif ettiği için çok mesudum:) Onunla oynadık, kitap okuduk, sohbet ettik derken saat 22:30 oldu
Elayı yatırdıktan sonra cilt bakımı, eşimle biraz oturalım derken bir baktım saat 00
KK57: Tam hazırlandım uyuyacağım, İpek uyandı. Onu geri uyut derken yatmam 01:30'u buldu. 04:30 ve 05:30'da 2 kere daha uyandı.
06:30'da da ben sürünerek kalktım yataktan. Sabah kahvaltı ve bir sürü krizin ardından İpek'i kreşe bırakmayı başardığımda saat 09:30'du.
Tükenmiş bir şekilde bindim arabaya. Neredeyse 1 saat araba kullanarak işe gitmek zorunda olduğum için, arabayı çalıştırmadan önce biraz oturdum içerde. Kendime dedim ki
"Bitecek, günü gelecek ve bir daha gece uyanmayacak, günü gelecek evden sakince çıkıp arabaya binebileceksiniz, günü gelecek ve bir daha okula girerken ağlamayacak, daha önce gördün o günleri, yine gelecek." Sonra kendime spotfy'dan 90'lar listemi açtım:) Şarkıları dinlerken iyileşen ruh halimi fark ettim. Sonra düşündüm ki, bir psikolog ile düzenli görüşmek gerçekten çok iyi bir fikir ama aynı zamanda kendimizin terapisti olabilmemiz gerekiyor. Yaşadıklarımıza, hissettiklerimize en yakından tanık olan, dolayısıyla kendimizi en iyi tanıyan, neyin iyi geleceğini bilen yine biziz aslında.