- 5 Mart 2018
- 74
- 61
- 8
- 39
Çocuğuma iyi bir anne olmaya çalışırken, kadınlığımı, insanlığımı unutmamak için kendimi beslemeye, kendime bakmaya, hayata sıkı sıkı tutunup, kürekleri çekmeye devam ediyorum. Hayattaki ana hedefim “Daha az tüketmek. Daha mutlu yaşamak.” olarak özetlenebilir. Bu hedefi gerçekleştirmek için günlük rutinimde, aşağıda belirttiğim konu başlıklarında kendimi geliştirmeye, yeni şeyler öğrenmeye ve bu öğrendiklerimi uygulamaya gayret ediyorum.
Burada paylaşacaklarım, bu hedeflere ulaşma yolculuğumun, 34 yılda öğrendiğim ve deneyimlediğim şeylerin bir dökümü. Ayrıca bir şeylerin konsantrasyonumu bozmasına izin vermeden “bugün”ü üretken, amaçlarım doğrultusunda ve keyifli geçirmek için gün içerisinde yaptıklarım.
- Sağlıklı Yaşam
- Mümkün Olduğunca İyi Annelik
- Düzenli ve Sade Bir Ev
- İyi Görünmek
- Verimli İş Hayatı
- Para Yönetimi
- Toplumsal Fayda
Sadece gündelik hayatlarımızın değil, dünyanın da gidişatı gösteriyor ki sorgulamadan kabul ettiğimiz doğrular, belki de sandığımız kadar doğru değil. Doğrunun ve yanlışın ötesinde başka türlü bir şey isteyenler için temiz bir sayfa açabilmek umuduyla...
Güne Başlarken
Güne iki ayağım bir pabuca girmiş başlamak yerine sakin ve huzurlu olmayı hedefliyorum. Sakin bir sabah ritüeli için 07:00’de kalkmış olmam gerekiyor. Bunun önündeki en önemli engel ise alarmın “ertele” düğmesi. Ne zaman o erteleme düğmesine basarak kendimi 5 dakikalık anlamsız uykularla avutursam o günüm yorgun ve keyifsiz geçiyor. Koşturmalı ve gergin bir sabah yaşıyorum ve bu durum tüm güne yansıyor.
Bedenimiz kendi isteğiyle uyanacağı zaman vücut ısısını ona göre dengeliyor ve uykuyu hafifletiyor ancak alarmla uyandığımızda bu doğal yolu sabote etmiş oluyoruz. Bir de üzerine erteleme düğmesine bastığımızda bedenimize kalkmasına gerek olmadığı mesajını veriyoruz, bu da o güne başlamak için bedenen ve ruhen kendimizi hazır hissetmemizi daha da imkansız kılıyor. Erteleme sayısı arttıkça beden ve beyin iyice karışıyor. “Kalkıyor muyuz yoksa uykuya mı dönüyoruz?” İşte bu karmaşa tüm gününüzü etkiliyor. O yüzden “ertele” düğmesini bir an önce hayatımdan çıkarmaya karar verdim. Benim için günün ilk hedefi “ertlele” düğmesine basmadan 07:00’de kalkmak.
Kalktıktan sonra öncelikle dişlerimi ve dilimi fırçalıyorum. Gece boyunca ağzımda biriken bakterilerin, sindirim sistemine girmesini engellemek amacı ile yapıyorum bunu. Dilimi diş fırçası ile fırçalıyorum. Florür içermeyen bir diş macunu kullanıyorum. Dil fırçası daha önce kullanmadım. Bu ay alıp denemeyi düşünüyorum.
Ağız temizliğinden sonra, mutfağa gidip koca bir bardak ılık suyun içerisine limon sıkıp, yavaş yavaş içiyorum. Sindirim sistemim temizlensin ve rahatlasın, güne yavaştan bir başlangıç yapsın diye. Daha sonra kahvaltıyı hazırlamaya başlıyorum. Karatay kahvaltısı yapmaya gayret ediyorum. Sabah kahvaltımızda haşlanmış yumurta veya tereyağında omlet, peynir, zeytin, ceviz, mevsim yaz ise domates ve salatalık, kış ise havuç bulunuyor. Kahvaltı bitiminde 1 tatlı kaşığı soğuk sıkım zeytinyağının içerisine D3+K2 damlasından damlatıp içiyorum. Bunun amacı bu vitaminlerin yağda çözünüyor olması ve her sabah içilen zeytinyağının kabızlığı önlüyor olması.
Giyinme ve Makyaj
Kahvaltıdan sonra işe uygun giyinme kısmı başlıyor. Geçen yıla kadar dolabın karşısına geçip boş boş yığınla kıyafetime bakıp, giyecek hiçbir şeyim olmadığına karar verirdim. Elim sürekli aynı kıyafetlere gider, hızlıca bir şeyleri kombinleyerek evden çıkardım.
2016 yılı içerisinde bu konuda epey çaba sarf ettim ve şu an 5 dakika içerisinde kıyafetime karar verip, hazırlanabilir duruma geldim. Bu konuda yaptıklarımı ayrıca detaylı olarak yazacağım.
İşe Gidiş
Havaalanında çalışıyorum ve gidiş-geliş toplam 130 km araba kullanıyorum. Sabah ve akşam 50’şer dakikalık zaman dilimini araba sürerek geçiriyorum. Bu zaman zarfını değerlendirmek için araştırmalarım devam ediyor. Sesli kitapları ve Adem Güneş’in pedagoji okulu videolarını telefonuma indirip yol boyu dinlemeyi düşünüyorum. İki tane de müzik klasörü oluşturdum. Biri slow diğeri hareketli parçalardan oluşuyor. En sevdiğim şarkıları bu klasörlere kaydediyorum ve yol boyu dinliyorum. Bir de çocuk şarkıları klasörüm var. Kızımla bir yerlere giderken eline telefon/tablet vermek yerine usb’den çocuk şarkıları dinlemek iyi bir alternatif bence.
İş Hayatı ve Zaman Yönetimi
Havaalanının içerisinde bir uçak bakım merkezinde Kalite ve Uçuş Emniyeti Müdürü olarak görev yapıyorum. Oldukça fazla parametrenin ye aldığı ve hataya yer olmayan bir iş kolu olduğu ve ben de tüm prosesslerin düzgün yürüdüğünden emin olması gereken kişi olduğum için iş saatlerimi verimli bir şekilde kullanmak için bazı yöntemler geliştirdim.
Ne kadar çok iş yaparsa o kadar iyi mantığını bir kenara bırakarak gün içerisinde kafası kesik tavuk misali ordan oraya koşturmak yerine “Pareto Prensibi” ni hayatıma soktum. Bu prensibi iş-başarı temelinde yorumlarsak “Yaptığın işlerin %20’si başarının %80’inin oluşturuyor.”
Burada ilk adım olarak öncelikleri belirlememiz gerekiyor.
- Acil ve önemli işler
Her gün kendime bir “en önemli iş” seçiyorum ve günün kaosuna dalmadan önce tamamlamak için elimden geleni yapıyorum. Biliyorum ki, yapamazsam beynim onu iyice büyütecek ve ben bırakın o işi bitirmeyi, yapmam gereken diğer şeyleri de yarım yamalak bir konsantrasyonla yapmaya çalışacağım. Çok net söyleyebilirim ki, hiçbir işi yapmanın yorgunluğu bitmemiş işlerin insana yüklediği ağırlığı geçemez.
- Acil fakat önemli olmayan işler
- Acil olmayan önemli işler
- Acil olmayan ve önemsiz işler
Günün en önemli işini, 50 dakikalık çalışma seansları ve 10 dakikalık molalarla tamamladığımda (bu işin türüne göre 2 seans olabildiği gibi 5 seans da olabiliyor) diğer işlerime geçiyorum. Güne bunu yaparak başladığımda, bir şey başarmış olmanın verdiği tarifsiz duyguyu gün boyu yaşıyorum.
Diğer küçük işler içinse çoğunlukla 10, 20, 30 tekniğini kullanıyorum. Yapmam gereken maksimum 4 işi yazıp yanlarına 10, 20, 30 yazıyorum. Telefonumun kronometresini 10 dakikaya ayarlayıp listemdeki ilk işe konsantre oluyorum. Bu tekniği hayata ilk geçirdiğimde 10 dakika neye yetecek diye düşünmüştüm (birçoğunuzun aklından geçirdiği gibi). Oysa uzun süre ses çıkmayan kronometrenin bozuk olduğundan endişelenerek telefonu kontrol ettiğimde yalnızca 4 dakika geçmiş olduğunu gördüm. Evet dört. Sanırım zaman algımın başka bir boyut kazandığı andı bu. İşte bu yüzden dakikaları hiçbir zaman küçümsememeyi ve bir işi yapmak için “birkaç saat boşluğum olduğunda yaparım” yanılsamasına bir daha düşmemeyi öğrendim.
Tekniğe dönersek, listenizdeki ilk işe 10 dakika ayırdıktan sonra kronometrenin sesiyle birlikte her ne yapıyorsanız bırakıyor ve listedeki 2. işe geçiyorsunuz. 10 dakika ona ayırıp, 3. ve 4. iş için de aynı şekilde devam edip listenizdeki ilk işe dönüyor ve bu defa kronometreyi 20 dakikaya ayarlıyorsunuz. Uzun zamandır aklınızda dönüp dolaşan o iş için yarım saatin (konsantrasyon dolu 10+20 dakika) size yettiğini fark edip şaşırabilirsiniz. Yetmiyorsa da üzülmeyin, her birine ayıracak bir 30 dakikanız daha var. Yine bitmemiş olursa, her bir iş için yüksek konsantrasyonla tam 1 saat çalışarak yol katetmiş olmanın tadını çıkarın ve ardından bir tur daha yapın.
Hangi tekniği kullanırsanız kullanın, zaman yönetiminin kilit noktası konsantrasyondur. Örneğin bir yazı yazmaya çalışırken onu 2 e-mail, 3 whatsapp mesajı, 1 telefon konuşması gibi etkinliklerle bölerseniz günü bitirip iki kelimeyi bir araya getiremediğinizi farkedebilirsiniz. Konsantrasyonunuz bir yerden bir yere geçtiğinde normalde harcayacağınız enerjinin neredeyse iki katını boşa harcamış olursunuz.
Zaman yönetimi size kaliteli işler getirdiği gibi keyif çatacak vakit de bırakır. Bundan sonra “zamanım yok” cümlesini kullanırken, bir daha düşünün, var olanın hakkını gerçekten verebildiniz mi?
eşinin eğlenceli olması neden kaynaklanabilir hiç düşündün mü roasanayma:) ben biraz ciddi bir insanım galiba(hatta bazen fazla-hele iş anlamında). sempatik bulunmama rağmen bunu nasıl başarıyorum ben de anlamıyorum, da senin gözlemlerinden kendi adıma pay biçmek isterim:)
sade ve basit ve mutlu yaşam kitaplarını okumadım. açıkçası Türk yazarlar beni kişisel gelişim alanındaki kitaplarıyla çekmiyor, bu yüzden sanırım okumadım. minimalizm anlamında bana katacağı şeyleri kaçırmış olabilir miyim diye de size sormadan edemedim arkadaşlar:) ne dersiniz bu konuda? kitapları kısaca bir değerlendirirseniz memnun olurum
2,5 aydır oda oda, çekmece çekmece evi elden geçirdim. Bu süreçte aklıma gelen yerleri telefonumdaki listeye ekledim, yaptıkça tikledim. Çok eşyası olmayan bir insandım sözde. Ama torba torba eşya çıkardım bu süreçte. Listedeki son yeri bugün hallettim. 3 defa aşağı indim çıktım, elden çıkarttım yine 6 torba eşya. Şu an kendimi çok huzurlu ve rahatlamış hissediyorum. Listemi bitirdiğim için çok mutluyum.
Şimdi ikinci tura başlayacağım kısmetse.
Merhaba,elecda sen ne güzel bir kadınsın,ne mükemmelsin eşin ,kızların ve biz çok şanslıyız,iyiki varsın:)
Sevgilielecda sana bir şey danışmak istiyorum.
46 aylık bir kızım var ve anaokuluna gidiyor,5- 6 aydır (benim hatırladığım bu belki daha geçmiş zamandır) her akşam yemeğimiz kavga içerisinde geçiyor.
kızım sandalyeye poposunun bir kısmını koyuyor tam oturmuyor,bir ara kaşık çatalı sürekli fırlatıyordu, yemeği döküyordu,(kilosu da iyi zayıf bir çocuk değil ) uyarınca da ağlıyor beni sevmiyormusun annecim lütfen mutlu ol diyerek ağlıyor.Sofrada sürekli mızırdama halinde ,sofra dışındada bişey soylesin ve anlamayım ya da istediği şekilde cevap vermeyim hep kavga ve ağlamayla bitiyor bu süreç.
benim için de çok yıpratıcı olmaya başladı.Sürekli kendimi sorguluyorum neyi yanlış yapıyorum diye,vicdan azabı çekiyorum kızıyorum diye.
bu konuda bir tavsiyen olur mu?
Çok teşekkür ederim. Sevgilerbağlılık,sevgi,insanlık akıyor yazdıklarınızda.....ne mutlu...ikielecda daha büyüyor..
Fena gitmiyor aslında. Benzer bir sistemi iş için excelde kurup, insanlar ile paylaşabilir miyim gibi çalışma içerisindeyim. Ortak bir iş planı gibi. Böylece hangi iş yapıldı, hangisi ertelendi, ilgli taraflar ile beraber takip edebiliriz.elecda journal bullet nasıl gidiyor ?
Faydam olabildiyse ne mutlu banaAynen bende de etkisi büyük oldu. Hayatımıza dokundu resmen elecda
Çok teşekkürler
Hoş geldinizHerkese merhaba:)
Oncelikleelecda ya verdigi faydali bilgiler icin tesekkur ederim. Ozellikle zaman yonetimi yontemlerini uygulamaya calisacagim. Benin sıkıntim telefonla
Topige bir goz attim cok guzel paylasimlar varbastan okumaya baslayip hepinizin deneyinlerinden faydalanacagim insallah.
Son olarak da bu topigi tavsiye eden @sahra8482 ye de tesekkur ederim
Bayağıdır okuyorum.Çok teşekkür ederim. Sevgiler
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?