Uyaran eksikliği demek çocuğun sağlıklı gelişimi için ihtiyaç duyduğu ilgiyi almaması, yeterli uyarana maruz kalmaması demek. Örneğin bebek ilk doğduğunda renkli göremez. Siyah beyaz yüksek kontrastlı resimler göstermek o dönem için kuvvetli bir uyarandır. Beyinde yeni sinir hücrelerinin oluşmasını sağlar. Hücreler arası bağlantılar artar. Onunla konuşmak, şarkı söylemek, sarılmak, kucaklamak, değişik mimikler yapmak, ellerini ayaklarını sevmek bunların hepsi uyarandır. Farklı dokuları hissetmesi için ona fırsat vermek uyarandır.
Bebeği arabasına koyup avm'de gezmek ve onunla hiç bir iletişimde bulunmamak minimum düzeyde uyarı sağlar. Öteki tarafta bebeği arabasına koyup bir parka götürüp bak gök yüzü masmavi, kuş seslerini duyuyor musun, şu lavantayı kokla ne güzel kokuyor değil mi, çimlere dokunmak ister misin bak ıslaklar.... vs diyerek gezdirmek, duyularını keşfetmesine imkan vermek hep uyarandır. Yaşına göre bu uyaranlar çeşitlenir.
TV yapay bir uyarandır. Sesler ve ışıklar beynini uyarır. Bir şeyler öğrense de izlediği süre boyunca gerçek dünyadan uzaklaştığı için yine sosyal uyaran eksikliği olur.
Uyaranlar çocuğun beyninin gelişmesinde, sosyal becerilerinin gelişmesinde çok büyük fayda sağlar. Uyaran eksikliğinde aslında çocukta zeka geriliği olmasa da sanki varmış gibi bir tablo oluşur. Otizme de benzer. Ama çocuk kreşe gidince kreşteki hocalarının ve arkadaşlarının katkısıyla sosyal uyaranlar artar ve birden çocuk gelişmeye başlar. Çünkü altta yatan tek sebep evdeki ortamının yetersizliğidir. Ne kadar çabuk evdeki ortamını ve kendi yaklaşımızı, ilginizi düzeltirsiniz çocuk o kadar çabuk düzelir. Çocuğun sizden öğrenmeye ihtiyacı var. Ben mesajınızdan hiç bir şey öğrenemedim; bunu ifade etmeye çalışmıştım.
Ama eğer altında yatan başka bir sebep varsa; zeka geriliği yada otizm gibi ilgi veya kreşle çözülmez. Özel eğitim gerekir.