Uşak Yöresel Örf Ve Adetleri

Nevreste

Yeniden ☀
Yönetici
Editor
16 Ağustos 2010
293.071
602.982
43
İL İSMİ NEREDEN GELİYOR?

Çocuk veya genç adının halk dilinden söylenişidir. Bazı rivayetlere göre ise uşak (ayınla söylenişi) aşık kelimesinden geldiği söylenmiştir.

ÖRF-ADET-GELENEK-GÖRENEKLERİ

Târih boyunca çeşitli medeniyetler ve milletler bu bölgeden gelip geçmiştir. 1071’den beri her bakımdan Türk olan bu bölgede Türk-İslâm kültürü örf ve âdetleri tam olarak yerleşmiştir.


DOĞUM :

Hamile kadınların doğumlarına kadar yediklerine ve içtiklerine dikkat etmesi gerektiğine inanılır.Eğer kadın günden güne güzelleşiyorsa doğacak çocuğun erkek,günden güne çirkinleşiyorsa kız olduğuna inanılır.İlk doğumlar oğlan ve kız evleri için en önemli olaylardan biri sayılır.Kız evi tarafından çocuğa beşik,yatak,yorgan ve iç çamaşırı gibi hediyeler alınır ve törenle oğlan evine götürülür.

EVLENME :

Eskiden Uşak’ta evlilik görücü usulü ile olurdu.Beğenilen gelin adayı kızın evine oğlan tarafı münasip kişilerle birlikte “Dünür gider” Allah’ın emri, peygamberin kavli ile kız istemeye geldiklerini belirtirler.Kız tarafı düşünmek, araştırmak ve danışmak için süre ister.

Oğlan tarafının daha sonraki ziyaretinde uygun bulunursa söz kesilir.Nişan konur,nişan töreni yapılır.Bu törende misafirlere nişanlanan çiftlerin ömür boyu işleri beyaz, günleri aydınlık olsun diye süt içirilir.Düğün sırasında kız kendini kardeşlik oğlanda sağdıç tutar.Düğünler genelde Perşembe veya Pazar gecesi esas alınarak başlar.Üç,beş gün önceden eşe dosta akrabalara oku denilen davetiyeler gönderilir.Düğün gününden bir iki gün önce davul zurna getirilir,yemek hazırlıklarına başlanılır,etlik hayvanlar kesilir,keşkekler dövülür,büyük kazanlarla yemekler pişer,misafirlere ikram edilir.

Gerdekten bir gün önceki gece kına gecesidir.Oğlan evi tarafından hazırlanan “kına heybesi” kız evine götürülür.O gece kız evinde şenlikler yapılır.Kına gecesi günü oğlan tarafının aldığı “çeyiz” davul zurna eşliğinde kız evine götürülür.Kız tarafının çeyizi ile birlikte sergilenir.Düğün günü bütün çeyizler toplanır.Tekrar oğlan evine yeni çiftlerin eşyaları olarak gider.Gelin alma günü Perşembe veya Pazar günüdür.Bugünlerde eğlence yapılmaz gelin hazırlanır,süslenir,giydirilir.Herkesin görebileceği bir odada bekletilir.Oğlan evinde güvey hazırlanır ve öğleden sonra davul zurna eşliğinde arabalı düğün halayı konvoy halinde gelin almaya gider.

Kız evinde fazla beklenilmez gelin çıkarılır.Daha sonra oğlan evine dönülür.Gelin inince damadın babası tarafından avluya kadar götürülür.Burada gelin oturur.Oyunlar oynanır.Aynı gün kız evinden sinilerle baklava, börek, tavuk eti vb. yiyecekler gelir eğlenceler akşama kadar devam eder.Gelin gerdek odasına girmeden önce kapıya bir parmak yağ çalar,çivi çakar,gelinin eline ekmek verilir.Gelin ekmekleri omzundan geri atar.Orada bulunanlar ekmekleri toplarlar.

Gerdek gecesi akşamı hoca çağrılır.Daha önce kıyılmış resmi nikaha ilaveten dini nikah kıyılır.Damat sağdıcı tarafından yumruklanarak gelin odasına konulur.Damat gelini konuşturmak için çeşitli hediyeler verir.Kız evinden gelen tavuk eti ve baklavalar yenir.Damat önde gelin arkada iki rekat namaz kılarlar.Ertesi gün evdekilerin eli öpülür.Kızın annesine haber gönderilerek bahşiş alınır.Aynı gün kız ve oğlan evinin birlikte katıldığı “yan günü” eğlencesi yapılır.Yemekler yenilir.

Kız Arama :

Askerliğini bitirmiş olan oğlanların anneleri tanıdıkları yoluyla kızaramaya başlar, Kız bulunduktan sonra ailesine haber gönderilir.


Yavuklu Olmak:

Oğlan evinden kız evine birkaç ihtiyar kadın görücülüğe gider kız beğenilirse aynı eve birkaç gün dünürcülüğe gidilir. Oğlanın annesi kız evinin pis ya da temiz olduğunu anlamak için divanın altına beyaz bir ip atar. Ağzı kokuyor mu diye kızı öperler. İyi duyuyor mu diye kısık sesle bir şey sorarlar.

Kız isteme:

Dünürcüler, Allah’ın Emri Peygamber’in Kavli ile kızı isterler. Kız evinden olumlu cevap alınırsa, kız evi oğlan evine yemek davetinde bulunur. böylece kız evinden söz alınmış olur. Dünürcülere kız verilmek istenmezse oğlanın kahvesine tuz atılır Ayakkabısına tuz veya su konur

Küçük ve Büyük Nişan:

Nişan çalgılı ya da çalgısız olarak kız evinde yapılır.oğlan evi gelin kızın büyük nişanda giyeceği ve takacağı altınları hazırlayarak, akrabalarına ve komşularına nişan davetinde bulunur. Kız evi de kendi çevresini davet eder. Nişan günü aile büyüklerinin elleri öpülerek karşılama yapılır. Ardından yenilir, içilir ve eğlenilir. İsteyen gelin kıza nişan günü hediye getirir

Gelin Kız Hamamı:

Oğlan evi tarafından kız evi hamama davet edilir. Evlilik hayatında mutlu olan bir kadın tarafından gelin kızın başı sabunlanır. Bütün akrabaları kızın başına su dökerek hamam havlusu ile onu kurular. Yıkanma ve kurulanma bittikten sonra türküler söylenir ve kahve içilir. Hamam sefası bittikten sonra kız evinden oğlan evine börek, pide ve dürüm gider.

Kına Gecesi:

Düğün gecesi ve düğüne davet eder. Bu arada oğlan evi resmi Nikah hazırlıklarını tamamlamıştır. Kız evinde çalgılı olarak yapılan kına gecesinde Türküler söylenir. Gelin kızın ellerine ve ayaklarına kınalar yakılır.

Oturtma:

Kına gecesi günü oğlan evinde, damat ve arkadaşları toplanarak İçki içilir.

Düğün:

Düğün sabahı gelin kız hazırlanırken, oğlan evinde de geleneksel güvey giydirme içkili ve çalgılı eğlenti sırasında damadın hazırlanması yapılır. Hazırlıklar bitince fayton, at ya da arabayla gelin almaya gidilir.

Gelin Alma:

Düğün günü kız evinden oğlan evine türlü hediyeler götürülür. Düğün eğlencesi ailelerin durumuna göre salonda ya da avlu da yapılır. Genellikle akşama doğru son bulan düğün eğlencesinden sonra herkes yemeğe oturur. Yemekten sonra damat ve arkadaşları yatsı namazına giderler. Damat namazdan geldikten sonra yumruklanarak gelin odasına girer. Damat gelinle biraz konuşup görüştükten sonra kendilerine getirilen baklavayı yerler. Daha sonra ikişer rekat namaz kılarlar zifaf gecesinin ardından ertesi gün büyüklerin elleri öpülür.

ÖLÜM

Ölüm olayının hemen ardından ölen kişinin çenesi bağlanır.Ve gözleri yumulur.Daha sonra ölü soyularak ince bir örtü ile örtülür.Çeşitli dualar okunur. Duadan sonra ölüye şişmemesi için karnının üzerine demirden yapılmış bir eşya konulur.Ve elleri iki yanlarına uzatılır.Ölü yıkanıncaya kadar yanında Kuran okumak mekruhtur.Ölünün gömülme hazırlıkları vakit geçirmeden yapılır.Ölü temiz bir koku ile kokulandırılmış ve tütsülenmiş bir teneşir üzerine konulur.Sonra avret yerleri örtülür ve abdest aldırılır.Üzerine sabunlu su dökülerek başı ve yüzü yıkandıktan sonra sol yanına çevrilir.İlk önce sağ yanı yıkanır daha sonrada sağ tarafına çevrilerek sol tarafı aynı şekilde yıkanır.

Bütün bunların ardından bir havlu veya bezle kurulanarak ölü kefene sarılır.Cenaze götürülürken tabutu dört kişinin omuzlaması sünnettir.Tabutu ne kadar çok kişi taşırsa ölen kişiye o kadar çok sevap yazılacağına inanılır.Mezara varıldığında kabir yarım adam boyu veya göğüse varılacak derinlikte kazılır.Kıble yönüne lahit yapılarak ölü kıble yönünde içine konulur.Sonra kefenin düğümü çözülür.Kerpiç ile lahtin üstü kapatılır ve kamışlarla örtülür.Sonra da kabrin üzerine toprak atılarak deve hörgücü gibi tümsek yapılır.Kimileri ölünün çok değer verdiği eşyasını (eşarp,şapka vb.)mezarının başına koyar.

YÖRESEL YEMEKLER:

Tarhana Çorbası ,Çömlek Eti ,Tahin Helva ,Katmer , Gediz güveci, pelvaze, erkeç, çepleme, çömlek eti, alacatane ve döndürmedir.

Katmer


Malzemeler
1 Çorba Kaşığı Sıvı Yağ
5 Su Bardağı Un
Yeterince Su
Tuz
İçi İçin
1/2 Paket Margarin
3 Çorba Kaşığı Tahin


Yemeğin Tarifi

5 su bardağı unu genişce bir kaba alalım ve una bir tutam tuz ilave edelim. Ortasını havuz gibi açarak yavaş yavaş su ve sıvı yağ ilave edelim. Yumuşak bir hamur haline gelene dek yoğuralım. Hamuru 15-20 dakika kadar ılık bir yerde dinlendirelim.

Hazırladığımız hamurdan yumurta büyüklüğünde parçalar koparıp, eşit büyüklükte bezeler hazırlayalım. İlk bezeyi hafifçe unlanmış bir zeminde oklava ile mantı yufkası inceliğinde açalaım.

Tahin ve erittiğimiz margarini hazırladığımız yufkaların üzerine sürerek rulo yapalım. Bu ruloyu kendi etrafında döndürerek gül böreği yapar gibi saralım. Bütün bezeleri bu şekilde hazırlayalım. Yufkaları, yağının donması için bir süre buzdolabında bekletelim.

Yufkanın açıkta kalan ucunu içe doğru döndürelim. Buzdolabından çıkardıktan sonra çok fazla inceltmeden açalım. Bütün rulolar bitene dek devam edelim. Katmeri saç veya teflon tavada pişirerek servis yapalım.

YÖRESEL GİYİM:

Kadınlar altınlarla süslü başlıklar, uzun etekli gömlekler, “girikli” denilen yırtmaçlı entariler, ayaklara yün çorap ve “lâçin” denilen ayakkabı giyerler. Erkeklerin giyimleriyse başlık, desenli poşular, işlemeli mintan, çepken, kara şalvar veya pantolondur. Ayaklara çizgili yün çorap ve kundura giyilir. Uşaklı kadınlarımızın önceleri yuvarlak yakalı,uzun etekli,gömlek,bunların altına giydikleri ayaklarına kadar uzanan kalçadan lastikli dizlik ve iç zıbın denilen önden bele kadar arkadan da kalçayı örtecek şekilde bir iç giyimleri vardı.Erkeklerinde iç giyimi kadınlarınkine benzerdi fakat yalnızca gömlek eteği kısa olurdu.Kadınlar dışarıya çıkacakları vakit önleri ve yanları yırtmaçlı,kolları uzun ve bol elbiseler giyerlerdi.Bunların üzerine de işlemeli bir kemer takılırdı.

Ayrıca yine uzun,bel kısmından büzgülü koyu renkli olan bir başka sokak giysileri de vardı.Yeni gelinlerin bu elbiselerinin büzgülü olan kısımları süslü ( pul ve boncuk işlemeli) olurdu. Erkekler ise kemerli,dizlerine kadar bolca uzanan sonra ayak bileklerine kadar daralan,düğmeli kilot pantolon veya şalvar giyerdi.İşlemeli,uzun kollu cepken,bele bağlanan bir poçu ve yün çoraplar giysilerini tamamlayan diğer unsurlardı.Kadınlarımız başlık olarak,altın ile süslenmiş yazmayla tutturulmuş başa geçirilen bir başlık kullanırdı.Bu başlıkla saç bir bütün oluştururdu.Erkekler ise başlarına pamuklu veya ipekli bir poçu bağlardı.Kadınlar aksesuar olarak,altın bilezik,yüzük,bele kadar sarkan kolye,altın inci karışımlı küpe,siyah eldiven ve içi aynalı sedefli çanta taşırdı.

Kadınlar evde nalın dışarıda keçmeli (kilitli) ponponlu sivri burunlu bir ayakkabı,bunların içine de yün ve kıl çorap giyerdi.Bunlardan başka evde mest de kullanılırdı.Erkekler daha çok kabaralı ve demirden yapılmış ayakkabı giyerdi.Ancak belirtilen bütün bu özellikler 1940 yıllara kadar devam edebilmiştir.

HALK OYUNLARI VE FOLKLOR:


Uşak halk oyunları ve halk mûsikisi bakımından çok zengindir. Melodiler hareketlidir. Müzik ve halk oyunları İzmir bölgesine dâhildir. Başlıca oyunları: İslâmoğlu Zeybeği, Sallama Oyunu, Uşak Sürmelisi, Köroğlu, Gediz, Konyalı, Tek Zeybek, Çift Zeybek, Genç Ali Zeybeği ve Soğukkuyu Zeybeğidir.

Uşak’ın konumu iç batı Anadolu eşiğinde olduğundan zeybek oyunlarından ve teke yöresinden etkilenmiştir.Teke ve zeybek yöresinin beşiğindedir.Geçiş yöresi olduğu için oyunları bol ve zengindir.
Zeybek oyunlarından daha çok Yörük zeybeğinden etkilenerek oynanmıştır. Kadınların oynadıkları zeybek oyunlarınada “efeleme” adı verilmiştir. Zeybek havalarının usulü dokuz zamanlıdır. Uşak yöresinde de en çok 9/8 zamanla oynanır. Oyunlar önce yavaştan gezinleme ile başlar,müzikli bir sergileme yaptıktan sonra nara atarak (haydi efeler,haydi efem,hayda vb.) oyuna başlanır.Oyun nakarat süresince döndürülür.Sonra yeniden gezinmeye geçilir.Kadın oyunlarında gezinme yoktur. Kadınların oynadıkları oyunlar efelemeden sonra kadın oyunları ve düz oyunlar diye adlandırılır.

A-ZEYBEKLER

• İslamoğlu Zeybeği
• İslice Zeybeği
• Takmak Zeybeği
• Gediz Zeybeği
Bu oyunlar davul zurna eşliğinde kadın ve erkeklerin oynadığı kaşıkla oynanan oyunlardır.

B-DİĞER OYUNLAR

• Karataş
• Karanfil
• Ormandan Gel
• Elmanın İrisi
• Üzüm Sereriz.
• Ho tin tin (Banaz yöresinde kadınların tefle oynadığı bir oyundur.)

:Oyunların geneli düğünlerde,kına gecelerinde,oturmada (Oturma erkek tarafından bir önce gece yaptığı eğlence) yan gününde (düğün gününün ertesi günü sabahtan yapılan eğlence)gençlerin toplantılarında ve özel günlerde oynanır.

NELERİ İLE ÜNLÜ:

Deri, Kilim ve Battaniye Sanayii, Şeker Fabrikası ( Türkiye’deki İlk Şeker Fabrikası ), Akse Çamlığı, Hamam Boğazı Şifalı Suları,Karun hazineleri. Uşak, halı sanâtının Anadolu’da ilk merkezdi. Halıcılık Anadolu’ya Oğuz Türkleri ile Orta Asya’dan gelmiştir. Uşak halısı, dünyâca meşhurdu. Halı “kalı”dan gelir. Gelin çeyizlerinin içinde en kalıcı eşyâ olduğu için bu isim takılmıştır. Her evde halı dokunurdu. Uşak için halıcılık, ocakta bulgur tenceresi ve tandırda yufka ekmeği gibi tabiî bir işti. Halının çözgüsüne, atkısına eli varmayan Uşaklı yok gibiydi. Uşak halılarının ilk örneklerindeki geometrik süsler (Orta Asya modelleri) ile Kızılderililerin dokumalarındaki geometrik süsler aynıdır. Günümüzde halı dokumacılığı eski önemini kaybetmiş olup, makina halıcılığı gelişmektedir.
ALINTIDIR...
 
X