unutma günlüğüm

antonie

bahtım saçlarımdan karadır
Kayıtlı Üye
13 Eylül 2016
2.882
5.857
158
çok düşündüm nereye konu açsam nereye yazsam ne yapsam diye. zaten ne zaman ayrılsak ben yazı yazma isteğiyle dolup taşıyordum. ya blog yazmayı düşünüyordum ya da twitter. onlarla uğraşacağıma burda kendi kendime yazayım dedim

yorum morum beklemiyorum. forumun bu kısmında takılan da pek yok zaten. kendi kendime vakit geçiririm burda işte. her gün ne hissettiğimi yazarım. ona yazmaktan daha iyi.

bugün ayrıldı benden. daha doğrusu dün ayrıldı. ama ben inanmadım. bugün geri döndürmek için, uzatma demek için mesaj attım da anca inandım.

nasılsa burası günlük. çekinmeden her şeyi yazabilirim. o yüzden başlıyorum;
mesaj atmayacaktım normalde. o da uzatmaz 2 güne bırakır inadı diyordum. ama ne zaman aramız kötü olsa fal attığım bir falcı vardı. 2 kere baktırmıştım sanırım. kadın ikisinde de iletişim tarihini bildi bende. başka da bir şey bilmiyor. zaten bedava krediyle baktırıyordum, sırf tarih bilsin diye atıyordum.

dün gece yine attım. sabah yorumlamış. baktım 10 dakika fal atmış, dinlerken üff dedim içimden sadede gel. ne zaman bitecek bu inadı, tarih ver geri kalan boş yorumlarını bırak. "üzgünüm canım ama geri dönüş yok bu sefer" demiş. öncekilerde bildi ya, tutuştum ben. hayır ya dedim olamaz. korktum.

hemen mesaj attım. dün "özür dilemezsen barışmam" demişti. özür diledim ki barışsın. zaten dileyecektim ki ben normalde, zaten hatalıydım ama o tavrı hoş değil, böyle rest çekti diye dilememiştim. çünkü o kavgada onun da hatası vardı ama ben ona öyle rest çekip özür sırası koymamıştım. o koyunca gurur yapıp "bu resti bırakmadığın sürece dilemem" demiştim. bir daha bu tavrı bana yapamasın, bir daha böyle rest çekemesin diye "hatalıyım ama sen böyle yaptığın sürece özür dilemem" demiştim. ama bu sabah ayrılmasın diye diledim

kabul etmedi. geçmiş. ilişkimiz sorunluymuş ve artık sorunlu ilişkimize devam etmek istemiyormuş.
daha 1 hafta önce neler neler duydum ben bu adamın ağzından. bugün söylediklerinin tam tersiydi.

onları hatırlattım. senin cümlelerin bunlar dedim. hatamı affettirmeye çalışırken de onları kullandım. o bir hatasını affettirmeye çalışırken onları demişti çünkü. aynılarını yazdım. "sana seni dediklerini diyorum, insan 1 haftada 180 derece değişemez ki. 1 hafta da değil hatta, bir tek şu 2 gün var, ne oldu bu kadar değişecek?" dedim.

artık inanmıyormuş. barışsak da ben yine aynı hatayı yaparmışım (duyan da büyük bir şey yaptım sanacak! kavga ederken boş boş konuştum sadece). ama diyorum bak bu laflar senindi. artık vazgeçmiş, düşünceleri değişmiş, 1 hafta fikir değişmesi için yeterli bir süreymiş, sorunlu bir ilişkiye daha fazla devam etmek istemiyormuş (kendi ağzıyla biz sorunlarımızı çözdük, düzeldik artık diyordu kaç aydır. şimdi bir anda sorunlu olduk ama tekrar!). bundan sonra ne yapacağı beni ilgilendirmezmiş. 2 ay sonra da birini bulabilirmiş ertesi gün de. ben de ona daha fazla yazmayı kesmeliymişim. bugün ilk gün psikolojisiyle kötüymüşüm, kendime süre vermeliymişim, en azından 1 hafta yazmamak için kendimi tutmalıymışım. onun tercihi hiç yazmamam yönündeymiş, ama illa yazacam diyorsam kendime böyle süre koymalıymışım. zaten yazın yurt dışında olmak bana iyi gelirmiş, düzelirmişim, yani düzelirim diye umuyormuş. laflara bak, bir de beni teselli ediyor haspam.

hele bir de ağır bir laf etti ki.
zaten ben dün ona kendimi engelletmiştim. ben demiştim "engelle, özür dilemem ama sabah akşam yazarım" diye. engellemişti. bugün arkadaşıma grup açtırtıp öyle konuştum.

normalde yalvarma moduna geçmem. daha önce de oldu bu, gitme diye yalvarmadım. ama daha yakın zamanlarda o büyük bir hata yapmıştı ve ben yeter artık diye çıldırdığımda "antonie beni terk etme", "lütfen ayrılmayalım", "ayrılmak istemiyorum" diyip durmuştu. hatta "beni böyle bir zamanda terk edemezsin" bile deyip acıtasyon yapmıştı. ben de bundan güç aldım. o bana "beni terk etme" demekten utanmadıysa ben de diyebilirim diye düşündüm, e tabi bir de 2 senelik ilişkide gurur olmaz dedim.

ve "ayrılmayalım, ayrılma lütfen, ayrılmak istemiyorum" vs yazdım. bunun üstüne hayvan herif bana dedi ki;

"yalvarma. değerli bir şeyler dediysen bile yalvarmalarınla değersiz hale geliyor"

bunu yazıp gruptan çıktı. kalakaldım.

o bana çekinmeden dedi diye ben de ayrılma, gitme demekten çekinmemiştim. ama ne olursa olsun çekinmek gerekirmiş.

o bana gurur yapmadı diye ben de ona yapmamıştım. ama hak etmiyormuş. ne biçim laf etti öyle.

hala inanamıyorum bu ayrılığa. bu kurduğu cümleye. ama yasın evreleri var ya sonuçta, daha inkar kısmındayım. çok normal.

bir daha yazmam ona asla. gider gün sayarım. gelirim ona yazacaklarımı buraya yazarım.

günlük tutmak, buraya yazmak iyi gelecek.
bir süre sonra da buraya bakar gülerim. ne aptalmışım, kimin için acı çekmişim derim

ama bir insan 2 günde nasıl değişir ya?
1 hafta önce duyduğum o sözlerin hepsinin içi boş muydu?

fal yolu bekliyorum yine. bu sefer parayla attım.
yazın bir ara fal bağımlısı olmuştum. ne paralar harcadım. ne umutlar bağladım. bu sefer bağımlı olmak istemiyorum.

tek fal yetsin bana.
yetmiyorsa da ayda 2 falla yetineyim mesela.
günde 2 fal yolladığım saçma zamanlara dönmeyeyim.

öyle işte günlük.
dün ayrıldık ama bugünü gün 1 saymak istiyorum.

ben çok mutsuzum.
kandırılmış hissediyorum.
unutmak istemiyorum.
her şey bir rüya olsun istiyorum.
dünkü kavgaya dönelim ve o kadar saçma saçma, boş boş konuşmayayım, o hatayı yapmayayım istiyorum.
ama bir yandan da iyi ki yaptım, ilk hatamda beni terk ettiğini gördüm, 1 haftaki önceki laflarının içi boş olduğunu gördüm diyorum.

zamanla unutacağım. az kaldı.
zaten 3 hafta sonra gidiyorum.

az kaldı. çok az kaldı.
3 hafta dişimi sıkayım.
orda aşk acısı çekmeye bile zamanım olmaz.
 
Son düzenleme:
aklım almıyor. inanamıyorum.
daha 3 gün önceyi düşünüyorum. cuma günü ya daha 3 gün önce.
birlikte almanyaya yerleşmenin planını yapıyorduk. giden kişileri soruşturduk, sorduk.

3 günde nasıl bu kadar değişebilirsin?
3 günde hayatımız nasıl bu kadar değişebilir?
3 gün sadece
 
ben burayı bir günde 10 sayfaya çeviririm. daha yazacak çok şeyim var.
kabullenemiyorum. değişir mi diye düşünüyorum. taş gibi, duvar gibi durdu. nasıl terk eder, nasıl yapar, anlamıyorum. anlamlandıramıyorum. bir şey yoktu ortada.

vazgeçer mi diye düşünüyorum. pişman olur mu?
o kadar o kadar o kadar kesin konuştu ki. olmaz gibi geliyor. pişman olmaz. olsa da gururundan dönmez sırf gibi.

zaten tutup 1-2 ay sonra dönecekse pişman da olmasın. araya o kadar zaman girmesini kaldıramam artık.

ama ayrılmak istemiyorum.
bitsin istemiyorum.
allah kahretsin

akşama pişman olmaz mı
bir ses, bir anı, bir hayal, bir anda bir düşünce…
etkilemez mi? tüm fikirlerini değiştirmez mi?

bana oldu ya.
buz gibi soğumuşken allahın pis, iğrenç cami tuvaletinde aklıma onunla ilgili bir şey geldi diye tüm sinirimin geçtiği oldu.

ona neden olmasın?
niye böyle bir mucize olmasın ki? olabiliyor demek ki.

lütfen olsun.
beklemek istemiyorum.
beklersem affetmem
hatasını fark etsin
bugün yarın hatasından vazgeçsin. lütfen.
 
Seni fal topiginden taniyorum. Günlügünü okudum kusura bakma :) Cevap vermem umarim sorun olmaz. Benimde yaklasik 20 aylik bir iliskim var. 10 ay kadar sorunlu bir zaman gecirdik iki kere ayrildik. Maddi sorunlar, ailevi sorunlar ama hep destek olmaya calistim. Düskündüm ona. Cok sevmeme ragmen birgün öyle bir tastimki "oofff yeterrrrr beee" dedim ayrilip engeledim. Asla beklemedigi birseydi ama öyle dolmusumki. Bazen insan savasmaktan yoruluyor, ne kadar sevsede gitmenin en dogru olani düsünüyor. Belkide erkek arkadasin tartismaktan yoruldu yada hayatindaki s1k1ntilarida varsa üstüne tuz biber oldu. Ilk sorunda gitmek tabiki dogru bir davranis degil ama erkekler kacak oynar, gücsüzler. Iliskinizin dinamigini gidisatini bilmedigim icin yorum yapmak güc. Ama bence onun dedigini yap ve yazmamaya calis. Kendini oyalayacak seyler bul, zaten 3 hafta sonra gidiyormussun. Ingiltere iyi gelir sana.

Fal konusuna gelince. Bence zamaninda cok baktirmistim. 5 aydir baktirmiyorum ne zaman biraktim birseyler yoluna girmeye basladi simdi zaten gerek bile duymuyorum. Öbür ikisi cikti diye buda cikacak diye birsey yok.

Bu arada ben ona rest cektikten sonra akli basina geldi benimkinin simdi hersey yolunca sükür.

Bu arada bence nasil desem cidden üstüne gitme ayrilmak istemiyorum diye söylenip yalvarma genelde ters tepiyor kendi halina birak yoksa hatasini zaten anlamaz. Ben hakliyimda yalvariyor der kendi kendine
 
Son düzenleme:
Seni fal topiginden taniyorum. Günlügünü okudum kusura bakma :) Cevap vermem umarim sorun olmaz. Benimde yaklasik 20 aylik bir iliskim var. 10 ay kadar sorunlu bir zaman gecirdik iki kere ayrildik. Maddi sorunlar, ailevi sorunlar ama hep destek olmaya calistim. Düskündüm ona. Cok sevmeme ragmen birgün öyle bir tastimki "oofff yeterrrrr beee" dedim ayrilip engeledim. Asla beklemedigi birseydi ama öyle dolmusumki. Bazen insan savasmaktan yoruluyor, ne kadar sevsede gitmenin en dogru olani düsünüyor. Belkide erkek arkadasin tartismaktan yoruldu yada hayatindaki s1k1ntilarida varsa üstüne tuz biber oldu. Ilk sorunda gitmek tabiki dogru bir davranis degil ama erkekler kacak oynar, gücsüzler. Iliskinizin dinamigini gidisatini bilmedigim icin yorum yapmak güc. Ama bence onun dedigini yap ve yazmamaya calis. Kendini oyalayacak seyler bul, zaten 3 hafta sonra gidiyormussun. Ingiltere iyi gelir sana.

Fal konusuna gelince. Bence zamaninda cok baktirmistim. 5 aydir baktirmiyorum ne zaman biraktim birseyler yoluna girmeye basladi simdi zaten gerek bile duymuyorum. Öbür ikisi cikti diye buda cikacak diye birsey yok.

Bu arada ben ona rest cektikten sonra akli basina geldi benimkinin simdi hersey yolunca sükür.

Bu arada bence nasil desem cidden üstüne gitme ayrilmak istemiyorum diye söylenip yalvarma genelde ters tepiyor kendi halina birak yoksa hatasini zaten anlamaz. Ben hakliyimda yalvariyor der kendi kendine
cevap gelince resmen utandım, ben burayı kimsecikler okumaz diye düşünüyordum:oops:

yazmam zaten, bir daha asla. hani o en sonki lafı demeden bitirseydi belki ben pes etmezdim, tekrar yazardım. ama ben aramızda gurur murur yok, o zamanında benden çekinmedi diye düşünerek ayrılmayalım diyince "yalvarma bana" dedi ya… yerin dibine girsem keşke diye düşündüm… gururumu çiğnetmem bir daha, yazmayı aklımdan bile geçirmem…

eminim bennimki de senin yaşadığın gibi oldu. bir anda taştı. hem tartışmaktan yoruldu hem de ciddi ailevi sıkıntıları vardı. ama işte bunu kabul etmek istemiyorum. çünkü 1 hafta önce neler neler demişti. "biz düzeldik artık. çözemediğimiz çok ufak 1-2 şey kaldı, psikoloğa gideceğiz onlar da çözülür, tartıştığımız zamanlarda bile ayrı olduğumuz zamanlara göre çok daha mutluyum… sensiz olmak istemiyorum. bazen bazı sorunlarımıza "düzelmiyor!" diyorsun ama yavaş yavaş düzeliyorum bir anda olmaz, sabret. zamanla çözüyoruz her şeyi.." falan filan. daha ne laflar neler neler söyledi bir duysan… hepsini hatırlattım… psikoloğa artık kendisi için tek başına gidecekmiş (halbuki önceden ben 'ben olmasam da kendin için git' dediğimde 'sen olmasan gitmem, ben senle iyi olabilmek için istiyorum' demişti), ben şimdi özür dilemişim ama barışınca yine öyle boş boş konuşurmuşum, ilişkimiz sorunluymuş, yavaş yavaş düzelecekse de artık istemiyormuş… her şey tam tersine döndü yani inanamadım…

öyle… teşekkür ederim yazdığın için. ben de fal topiğinden hatırlıyordum seni, tanıdık bir isim görmek iyi geldi :)

siz ne kadar süre ayrı kaldınız bu arada? affetmeye nasıl karar verdin?
 
zorladım kendimi duşa soktum. bir güzel ağladım. çıkınca rahatladım

mis gibi koktum. pijama giymek yerine evin içinde güzelce giyindim

tam bu havalarda giyilecek bir tişörtüm vardı. böyle kısa bi tişört ama kolları fakir kol. incecik. tam rüzgarlı bahar/yaz havalarında giymelik.

"belin gözüküyor:(" demişti. belimin görünmesini istemezmiş.
kıyafetime karıştırmam ya normalde. öyle mahsun mahsun karışamayacağı halde üzülerek söyledi diye "tamam, havalar soğuyunca atletle giyerim" demiştim. kendi kendime fedakarlık yapmıştım yani. kendim kaşınmıştım.

onu giydim bugün.
özellikle seçmedim, temiz bir o kalmış. denk geldi.
yakışıyormuş da kıyafet.
giydiğimde kendimi güzel hissettiğim çok az kıyafet var. bu bunlardan biri. gerçekten yakıştırıyorum. iyi hissettim

giyince aklıma başka fedakarlıklarım geldi.

ingiltereye gitme demişti bana. kıyafet meselesi gibi değildi bu, bu sefer açık açık karışmıştı. gitme demişti. bana neden sormuyorsun demişti.

karışamazsın buna demiştim.
iyi ki bir aptallık etmemişim. iyi ki karıştırtmamışım.

ayrılmasak da gitmediğime pişman olurdum.
ama böyle gitmeme 3 hafta kala terk edilince… iyice pişman olurdum. kim için ne yaptım bari birlikte olsaydık bari değseydi diye zırlardım.


yarına plan yaptım.
öğlen çıkıp kendimi çikolataya boğacam.
kendi başıma çay içip kitap okuyacağım sonra. kafamı dinleyeceğim.

yazın ayrıldıktan sonra barışma konuşmamızı yaptığımız kafeye gitmeyi düşünüyorum.
sanki böyle anıları zorlarsam daha çabuk iyileşirmişim gibi geliyor. anılardan kaçmak istemiyorum.

akşam yemeğine de arkadaşımla buluşacağım.
biraz onun kafasını şişiririm.

zamanla geçecek.
yazınca iyi hissediyorum.
keşke gerçek bir deftere yazabilsem.
ama evde "özel hayata saygı" diye bir kavram olmadığından buraya muhtacım.
en azından okuyanlar kim olduğumu bilmiyor.
 
şimdi de en sevdiğim çikolatayı aldım

1,5 sene önce, daha ilişkinin başlarında gidip 2 tane almıştım
"bak bu benim en sevdiğim çikolata" diyip vermiştim, daha önce hiç yememiş

sonra yeriz diye çantasına koymuştuk
unutmuştuk yemeyi

ertesi gün "sana bir hediyem vaar" diye gelmişti
ben de bir şey aldı sanmıştım. unuttuğumuz çikolataları geri getirmiş, hediyesi buymuş :)

bunları hatırlamaktan nefret ediyorum.
bu çikolata benim kaç senedir en sevdiğim çikolata.
ama görünce "aa en sevdiğim çikolata!" demek yerine onunla ilgili anıları hatırlıyorum. o gün neler yaptığımızı hatırlıyorum

halbuki ben o çikolatayı ondan önce de seviyordum. o yokken de çikolata vardı, ama artık her şey onunla ilgili.

lise tişörtüm var mesela
ona baktığımda lisemi hatırlayıp duygulanmıyorum

daha en başta, flörtleşirken, yazışma esnasında tutturmuştu "şimdi bi resim çek" diye
anlamamıştım sebebini ama ısrarcı olunca peki demiştim. hiç gülmeden çek demişti.
üzerimde lise tişörtüm, ifadesiz bir biçimde bakarak saçma sapan çirkin bir resim çekilmiştim

abisine beni göstermek için çektirmiş o resmi
bunu söylediğinde aşırı heyecanlanıp "yaaa o da benden hoşlanıyoooorrr:oops::oops:" diye tepinmiştim evde.

şimdi işte o tişörtü giyince lisemi değil, onu hatırlıyorum

hayatıma o kadar müdahil ettim ki onu
baktığım her nesneden bir anı çıkarabilirim
ki ben, melankolik olmayı severim :)

yesyeni bir hayata geçiş yapsam keşke.
yesyeni insanlarla, yepyeni kıyafetlerle.
 
şimdi de en sevdiğim çikolatayı aldım

1,5 sene önce, daha ilişkinin başlarında gidip 2 tane almıştım
"bak bu benim en sevdiğim çikolata" diyip vermiştim, daha önce hiç yememiş

sonra yeriz diye çantasına koymuştuk
unutmuştuk yemeyi

ertesi gün "sana bir hediyem vaar" diye gelmişti
ben de bir şey aldı sanmıştım. unuttuğumuz çikolataları geri getirmiş, hediyesi buymuş :)

bunları hatırlamaktan nefret ediyorum.
bu çikolata benim kaç senedir en sevdiğim çikolata.
ama görünce "aa en sevdiğim çikolata!" demek yerine onunla ilgili anıları hatırlıyorum. o gün neler yaptığımızı hatırlıyorum

halbuki ben o çikolatayı ondan önce de seviyordum. o yokken de çikolata vardı, ama artık her şey onunla ilgili.

lise tişörtüm var mesela
ona baktığımda lisemi hatırlayıp duygulanmıyorum

daha en başta, flörtleşirken, yazışma esnasında tutturmuştu "şimdi bi resim çek" diye
anlamamıştım sebebini ama ısrarcı olunca peki demiştim. hiç gülmeden çek demişti.
üzerimde lise tişörtüm, ifadesiz bir biçimde bakarak saçma sapan çirkin bir resim çekilmiştim

abisine beni göstermek için çektirmiş o resmi
bunu söylediğinde aşırı heyecanlanıp "yaaa o da benden hoşlanıyoooorrr:oops::oops:" diye tepinmiştim evde.

şimdi işte o tişörtü giyince lisemi değil, onu hatırlıyorum

hayatıma o kadar müdahil ettim ki onu
baktığım her nesneden bir anı çıkarabilirim
ki ben, melankolik olmayı severim :)

yesyeni bir hayata geçiş yapsam keşke.
yesyeni insanlarla, yepyeni kıyafetlerle.

ah keşke olmuyor ama olmuyor yapamıyor insan ne kadar zman geçerse geçsin tarih bi yerde onu hatırlatıyor allah kahretsin aşk acısından önümü göremiyorum :(
 
ah keşke olmuyor ama olmuyor yapamıyor insan ne kadar zman geçerse geçsin tarih bi yerde onu hatırlatıyor allah kahretsin aşk acısından önümü göremiyorum :KK43:
ben üniversite öğrencisiyim.
biz aynı okuldayız

hele bir de seneye aynı grupta olacağım onunla
okula her gittiğimde göreceğim

şurda sadece 3 ayım var. sonra hep görmek zorundayım
okul başladığında daha kötü olacağıma eminim
 
sen en azından onu görebiliyorsun , onunla konusma fırsatın var.
ben 4 senenin sonunda onun başka bir ilde , başka biriyle mutluluğunu izliyorum
hiç bir şekilde bana dönmüyor. Fırsatın varken kaybetme onu sonra çok pişman oluyor insan
sahte gülücüğümü yüzüme takınıp rol ypmak zorundayım yaşarken ölüyorum kısaca
 
merhaba ben ayrılık acımı hatırla sevgili dizisi izleyrek ve aynı senin gibi yazarak atlatmıştım
ona yazma kendi kendne yaz böyle daha iyi gelecek
bir de hatırla sevgili izlerken deli gibi ağlardım zaten bunlar hep filmlerde olur böyle diye...
insana iyi geliyor ama rahatlatıyor..sen de rahatlayacaksın br gün hepsi geçip gidecek
 
merhaba ben ayrılık acımı hatırla sevgili dizisi izleyrek ve aynı senin gibi yazarak atlatmıştım
ona yazma kendi kendne yaz böyle daha iyi gelecek
bir de hatırla sevgili izlerken deli gibi ağlardım zaten bunlar hep filmlerde olur böyle diye...
insana iyi geliyor ama rahatlatıyor..sen de rahatlayacaksın br gün hepsi geçip gidecek
teşekkür ederim…
ben bu bölümü kimse okumuyor zannediyordum :)
ne kadar sürdü unutmanız? bu sabah şey düşündüm, sanki hayatıma başka birisi girmeden onu tamamen unutamazmışım gibi.
ama onu tamamen unutmadan da hayatıma başka birini sokmak istemiyorum
 
bence ayrılığın en zor geçen zamanları uyandıktan sonraki ilk 1-2 dakika.
çünkü uykunda her şey yolunda zannediyorsun. uyanınca bir anda "aaa biz ayrılmıştık dimi?"patt. gerçekler suratına vuruyor.

gece yatmadan önce düşündüm. acaba bunu bana bir ders vermek için yapmış olabilir mi diye.

çünkü ayrılmadan önceki tartışmamızda ben sanki ayrılacak gibi konuşan taraftım. direkt ayrılık lafını söylemedim ama imasını yapmıştım. o da benden ayrılırken "kaç kere ayrılık lafını ağzımıza almayalım dedik ama sen yine uymadın. sen beni kaybetmekten korkmuyorsun. şimdi ilk günün psikolojisiyle ayrılmayalım diyorsun ama biraz bekle, düzelirsin, istersin ayrılmayı" demişti.

bunun üstüne dedim acaba ayrılık iması yaptım diye bana ders mi vermeye çalışıyor… hani sanki dönüp "gördün mü bak, ciddi değilsen bunu bir daha ağzına alma" diyecekmiş gibi.

ama bu çocuğun huyu değil bu, 2 senedir hiç böyle bir şey yapmadı.
yapmış olsaydı da bu kadar uzamazdı.

sabah uyanınca telefona koştum böyle bir mesaj görebilir miyim diye.
ama görmedim.
demek ki ders mers değil. zaten saçma bir düşünceydi.

burda bdv'de "2 gün önce seviyorum diyen adam beni terk etti" tarzı konuları görürdüm de inanmazdım. nasıl ya nasıl böyle olabilir diye.
başıma geldi ya resmen.

1 hafta önce söylediği şeyler öyle 2 günde 2 kavgayla değişecek şeyler değiller.
madem değişti, demek ki bana söylediğinde içi boşmuş.
öylesine konuşmuş.
kandırmış.
iyi halt etmiş.

beyoğlu sineması da kapanıyor.
ona da hüzünlendim zaten.
oranın kafesinde, ilk kez elini dizime koymuştun.
ben saniyelik bir şeydi, çekersin diye beklerken çekmemiştin. hep öyle konuşmuştuk.
senin çocukluk resimlerine bakmıştık.

ben neden bu kadar melankolik bir insanım ya?

ben bir de fal yolu gözlüyorum ya.
3 hafta önce baktırmıştım, bana enerjisi uyan bir kadın.
demişti ki "sen yurt dışından dönene kadar 1-2 günlük ayrılıklar görüyorum, ciddi bir şey yok"

bu diyorum acaba buna dahil mi?
1-2 gün geçti artık ama.
dahil olabilir mi?
bugün yarın dönüp bir aptallık ettim antonie diyebilir mi? derse ben affetmeli miyim?
bana bu kadar dengesizce davranabilir mi?

falların gözü kör olsun.
o kadın bir daha perşembe günü bakacak, bekliyorum. hadi bakalım.

o da diğeri gibi "yok canım, bu sefer kesin bitmiş" desin de rahatlayayım.
 
cevap gelince resmen utandım, ben burayı kimsecikler okumaz diye düşünüyordum:oops:

yazmam zaten, bir daha asla. hani o en sonki lafı demeden bitirseydi belki ben pes etmezdim, tekrar yazardım. ama ben aramızda gurur murur yok, o zamanında benden çekinmedi diye düşünerek ayrılmayalım diyince "yalvarma bana" dedi ya… yerin dibine girsem keşke diye düşündüm… gururumu çiğnetmem bir daha, yazmayı aklımdan bile geçirmem…

eminim bennimki de senin yaşadığın gibi oldu. bir anda taştı. hem tartışmaktan yoruldu hem de ciddi ailevi sıkıntıları vardı. ama işte bunu kabul etmek istemiyorum. çünkü 1 hafta önce neler neler demişti. "biz düzeldik artık. çözemediğimiz çok ufak 1-2 şey kaldı, psikoloğa gideceğiz onlar da çözülür, tartıştığımız zamanlarda bile ayrı olduğumuz zamanlara göre çok daha mutluyum… sensiz olmak istemiyorum. bazen bazı sorunlarımıza "düzelmiyor!" diyorsun ama yavaş yavaş düzeliyorum bir anda olmaz, sabret. zamanla çözüyoruz her şeyi.." falan filan. daha ne laflar neler neler söyledi bir duysan… hepsini hatırlattım… psikoloğa artık kendisi için tek başına gidecekmiş (halbuki önceden ben 'ben olmasam da kendin için git' dediğimde 'sen olmasan gitmem, ben senle iyi olabilmek için istiyorum' demişti), ben şimdi özür dilemişim ama barışınca yine öyle boş boş konuşurmuşum, ilişkimiz sorunluymuş, yavaş yavaş düzelecekse de artık istemiyormuş… her şey tam tersine döndü yani inanamadım…

öyle… teşekkür ederim yazdığın için. ben de fal topiğinden hatırlıyordum seni, tanıdık bir isim görmek iyi geldi :)

siz ne kadar süre ayrı kaldınız bu arada? affetmeye nasıl karar verdin?


cok icten ve samimi yaziyorsun gercekten üzüntünü hissedebiliyorum. Bizim ayrilimiz pek uzun sürmedi sanirim 4 gündü. Hemen affetmedim tabiki ona acikcada söyledim. Samimiyetine ve pismanligina inandigim icin bir sans verdim.

Buraya yazmak sana iyi geliyorsa yaz bol bol. Birak o da kafasini dinlesin. Fevri davrandigini fark eder sonunda.
 
cok icten ve samimi yaziyorsun gercekten üzüntünü hissedebiliyorum. Bizim ayrilimiz pek uzun sürmedi sanirim 4 gündü. Hemen affetmedim tabiki ona acikcada söyledim. Samimiyetine ve pismanligina inandigim icin bir sans verdim.

Buraya yazmak sana iyi geliyorsa yaz bol bol. Birak o da kafasini dinlesin. Fevri davrandigini fark eder sonunda.
yazmak iyi geliyor.
yazın ayrıldığımızda telefonumun notlar kısmına yazıyordum, yüzlerce şey birikmişti.
ama onlar düzensizdi.
ve ben onların hepsini saklamak istiyordum. neler yaşadığımı, hissettiğimi unutmayayım diye. fakat barışınca silmek zorunda kaldım, görürdü çünkü.
buradan yazmaya devam ederim herhalde.

fark eder mi bilmiyorum.
birbirimizi çok yiyorduk. ayrı kalmak hayırlısı olabilir.
hayırlısı olsun
 
İlişkinizin boyutunu ya da eski erkek arkadaşının sınırlarını, karakter yapısını bilmiyorum.
Ama bu iki günde değişen erkek olayı için birkaç ihtimal oluyor hep.
Birincisi, erkek biriktirir biriktirir, ne düşündüğünü çaktırmaz, o an sallamaz sonra ilerleyen zamanlarda çok ufak görünen bir sebeple patlar ve bıçak gibi keser. Kadın küçücük bir sebeple nasıl ayrıldıklarını sorgular ama o sebep buzdağının görünen kısmıdır, temel diplerdedir.

İkincisi sevgi azalmış böylece tahammül de azalmıştır, erkek soğur, bir anda yabancı gibi olur.

Üçüncüsü, araya 3. bir şahıs girmiştir. Daha öncesinde, yani ayrılmadan önce erkeğin bu yeni kızla arkadaşça diyaloğu başlamıştır, ufaktan ısınmaya başlamıştır bu kıza erkek. Taze bir başlangıç, yeni bir nefes gibi. Erkek farkında olmadan bu yeni filizlenen ilişkiye güvenerek o anki ilişkisini düzeltecek gemileri yakar. Karşı tarafı da bir güzel ezer, hatalarının çetelesini kızın yüzüne fırlatır, kendini haklı çıkarır, temiz vicdanla yeni ilişkinin temellerini oturtmaya başlar.

Sizinki hangi ihtimal içinde bilemiyorum..

Umarım bu süreçten kazançlı çıkan o değil sen olursun.
 
İlişkinizin boyutunu ya da eski erkek arkadaşının sınırlarını, karakter yapısını bilmiyorum.
Ama bu iki günde değişen erkek olayı için birkaç ihtimal oluyor hep.
Birincisi, erkek biriktirir biriktirir, ne düşündüğünü çaktırmaz, o an sallamaz sonra ilerleyen zamanlarda çok ufak görünen bir sebeple patlar ve bıçak gibi keser. Kadın küçücük bir sebeple nasıl ayrıldıklarını sorgular ama o sebep buzdağının görünen kısmıdır, temel diplerdedir.

İkincisi sevgi azalmış böylece tahammül de azalmıştır, erkek soğur, bir anda yabancı gibi olur.

Üçüncüsü, araya 3. bir şahıs girmiştir. Daha öncesinde, yani ayrılmadan önce erkeğin bu yeni kızla arkadaşça diyaloğu başlamıştır, ufaktan ısınmaya başlamıştır bu kıza erkek. Taze bir başlangıç, yeni bir nefes gibi. Erkek farkında olmadan bu yeni filizlenen ilişkiye güvenerek o anki ilişkisini düzeltecek gemileri yakar. Karşı tarafı da bir güzel ezer, hatalarının çetelesini kızın yüzüne fırlatır, kendini haklı çıkarır, temiz vicdanla yeni ilişkinin temellerini oturtmaya başlar.

Sizinki hangi ihtimal içinde bilemiyorum..

Umarım bu süreçten kazançlı çıkan o değil sen olursun.
Çok doğru bir yorum olmuş duhacan'im.Benimki o sonucusuydu mesela..
 
İlişkinizin boyutunu ya da eski erkek arkadaşının sınırlarını, karakter yapısını bilmiyorum.
Ama bu iki günde değişen erkek olayı için birkaç ihtimal oluyor hep.
Birincisi, erkek biriktirir biriktirir, ne düşündüğünü çaktırmaz, o an sallamaz sonra ilerleyen zamanlarda çok ufak görünen bir sebeple patlar ve bıçak gibi keser. Kadın küçücük bir sebeple nasıl ayrıldıklarını sorgular ama o sebep buzdağının görünen kısmıdır, temel diplerdedir.

İkincisi sevgi azalmış böylece tahammül de azalmıştır, erkek soğur, bir anda yabancı gibi olur.

Üçüncüsü, araya 3. bir şahıs girmiştir. Daha öncesinde, yani ayrılmadan önce erkeğin bu yeni kızla arkadaşça diyaloğu başlamıştır, ufaktan ısınmaya başlamıştır bu kıza erkek. Taze bir başlangıç, yeni bir nefes gibi. Erkek farkında olmadan bu yeni filizlenen ilişkiye güvenerek o anki ilişkisini düzeltecek gemileri yakar. Karşı tarafı da bir güzel ezer, hatalarının çetelesini kızın yüzüne fırlatır, kendini haklı çıkarır, temiz vicdanla yeni ilişkinin temellerini oturtmaya başlar.

Sizinki hangi ihtimal içinde bilemiyorum..

Umarım bu süreçten kazançlı çıkan o değil sen olursun.
3. ihtimal olduğunu düşünmüyorum.
kimse bunu düşünmek istemez zaten ama değildir gibime geliyor ya.
ailesi, bütün arkadaşları beni biliyordu. biz sürekli buluşuyorduk. hiç öyle ihmal edildiğim de olmadı.
telefonunu hiç karıştırmazdım ama hiç saklamazdı.
tabi ki bunların hiçbiri "aldatma engelleyici" bir şey değil, ruhum duymadan da yapmış olabilir ama demek istediğim benim şüphelendiğim hiçbir şey olmadı bu zamana kadar…

bizde de her şey birikti muhtemelen. dediğiniz gibi "buz dağının görünen kısmı"ydı bu.
yoksa kimse tartışırken sinirle "bir daha sana hiç güvenmeyeceğim, senden her şeyi beklerim artık, terbiyesiz adam!" dedim diye ayrılmaz. sonrasında özür dilediysem bir de hele…

ama işte ben bu birikmeyi kaldıramıyorum.
çünkü daha 1 hafta önce kendi ağzıyla söyledi bana ya. ben değişmeyen bir huyundan şikayet ettim de abartıyorsun dedi. bizim bir sorunumuz yok dedi. ufak tefek şeyler kaldı onun için de psikoloğa gideceğiz dedi. iyiyiz, birbirimizi seviyoruz dedi.

e ne oldu, 2 günde 2 kavga ettik diye mi bir anda bir buzdağı birikti :(

demek ki o buzdağı 1 hafta öncesinde de vardı.
demek ki o zaman bana söylediği tüüüüm bu sözlerin içi boşmuş. hepsi yalanmış.
içten içe dolmuş ama tersini söylemiş.

sevgisi de azaldı muhtemelen…
gidemezdi yoksa…
 
Back