Merhaba bayanlar. Yıllardır içimi acıtan, sürekli kendime neden diye sorduğum bir şeyi anlatmak istiyorum. Öncelikle 3 yıllık evliyim, 38 haftalık hamileyim. Normalde çalışıyorum ancak şuan doğum iznindeyim. Eşimin de benim de ailelerimizden farklı bir şehirde yaşıyoruz.
Biz üç kardeşiz. En büyükleri benim. Annem 17 yaşındayken babamla evlenmiş ve 18 yasında ben doğmuşum. Yaşından dolayı mı tecrübesizlik mi desem bilmiyorum annem ve babam yüzünden çok kötü bir çocukluk geçirdim. Annem zaten en ufak şeye bağırırdı. Bağırmasını da geçtim çoğu zaman vururdu. Yaramaz bir çocuk değildim halbuki. Her çocuğun olduğu kadardı yaptığım şeyler. Hatta çocukluğumda yaşıma göre çok olgun oldığumu söyler şimdilerde annem. Ama çocukken bana veya kardeşlerime her kızdığında acısını benden çıkarırdı en büyük olduğum için sanırım. Her kızdığında benden artık bıktığını, beni istemediğini ve sevmediğini, beni çocuk esirgeme yurduna vereceğini söyler ve beni evden kovardı. Çok zaman kolumdan tutar dışarı çıkarır evin kapısını kapatırdı. Bende babaanneme gider birkaç gün orada kalır babamın beni almaya gelmesini beklerdim. Tabi o anki ağlamalarım üzülmelerimi tahmin edersiniz.
Babam da çok sinirli bir adamdı. Çok korkardım babamdan da annemden de. Babam kuş beslerdi. Birgün kuşları kümeslerine kapatamadım diye ağaç dalıyla defalarca bacağıma vurdu bacağım yarıldı , hala izi durur. Sadece bu değil tabi. Saçma sapan sebeplerden defalarca dayak yedim.
Bu şekilde bir çocukluğum geçti ama annem ve babam dışarıya karşı kendilerini çok iyi gösterirlerdi. Bu yazdıklarımı bir akrabaya anlatsam inanmaz mesela. Kısacası sevgisiz bir çocukluk geçirdim. Sonra yaşım büyümeye başlayınca sevgiyi dışarıda aradım sanırım. 15 yaşındayken bir sevgilim oldu. Ama sadece mesaj ve mektup yazıyorduk birbirimize. İlk görüşmemizde de babam beni onunla gördü ve sonra olanları tahmin edersiniz. Eve hapis hayatı yaşamaya başladım. Lisedeydim ama okula hergün babam götürmeye başladı. Okul hariç dışarı adım atmak yok, telefonum da elimden alındı. 2 sene o şekilde geçti. Hiç arkadaşım olmadı tabi. Babam sürekli okulun içinde de beni takip ettirdiğini söylerdi. Sonra bunca psikolojik baskıya rağmen ben üniversitede ailemden farklı bir şehirde çok iyi bir bölümü kazandım. Ben üniversiteye gidince annem de babam da değişti. Artık ikiside eskisi gibi sinirli veya şiddet eğilimli değildi. Üniversite yıllarımda ailemle herhangi bir problemim olmadı ama lisedeyken filan beni kısıtlamalarından dolayı üniversitede de arkadaşlık ilişkilerim kötüydü. Üniversiteyi bitirip ailemin yanına geldim. Okuduğum bölüm ile alakalı olarak farklı bir şehirde çalışmak istediğimi söyledim. Onların yanında kalmak istemiyordum çünkü içten içe soğukluk vardı hep. Bu fikrimi söylediğimde annem önce sinir krizi geçirdi, sonra babama bırak defolup gitsin dedi. Onlar böyle üzülürken gitmedim. Bir yıl sonra filan farklı bir şehre gittim çalışmaya. Eşimle tanıştım. Kısa süre içinde evlenme kararı aldık (6 ay). Ailemle tanıştırdım. Annem eşime benimle geçinmenin çok zor olduğunu, kendilerinin bile benimle geçinemediğini söyledi. Tabi sonra eşim tarafından bu söz bana her kavgada söylendi. Düğün zamanı ailemi herşeyime çok karıştırmak istemedim , bu yüzden suçlu oldum. Ama annemler çoktan unutmuşlardı çocukluk anıları yüzünden onlardan soğuduğumu. Eşimle evliliğimizin ilk yılında çok kavga ettik. Ben kendi aileme uzak durduğum gibi eşimin de ailesine uzak durmak ve eşimin de uzak durmasını istedim hep. Eşim ise bunu mantıksız buldu çünkü onun ailesi normal bir aileydi. İlk yıldan sonra kavgalarımız çok çok azaldı. Şuan aramız iyi. Ama ben aileme takmış durumdayım. Eşimle sorunlarımız ilk sene olduğunda bunları ailem duyduğunda hep eşimi savundular.
Ailemin özellikle çocukluğumda yaptığı şeyleri hiç unutamıyorum. Annem hala en ufak bir şeyde surat asar. Uç gün misafirliğe gideriz bir şeye kızdıysa uç gün surat astığı olur. Ama dışarıdaki insanlara karşı hala çok iyi gösterir kendini. Sanırım tüm bu sebepler yüzünden aileme karşı çok soğuğum ve onlarla iki günden fazla zaman geçiremiyorum çok sıkılıyorum. Eşimin ailesiyle de öyle. Bugün yarın doğum yapacağım annem geleceğim diyor ama inanın onun gelmesini bile istemiyorum. Sadece eşim baksın istiyorum bana. Ama bunu söylesem asla kabul etmez. Gelip 20 gün kalacağını söylüyor. Ben şimdiden strese girdim 20 gün annemle aynı evde asla kalamam. Annem gidince de kayınvalidemler gelecek iki hafta kadar da onlar kalacak. Ama ben hiçkimsenin gelmesini istemiyorum. Sanırım çocukluğumda yaşadığım şeylerden dolayı ben sadece yalnızlığı seviyorum. Evimde yada ben onlara gittiğimde iki günden fazla görüşmek istemiyorum. İki günü geçince çok bunalıyorum ve aklıma çocukluğumda yaşadığım kötü şeyler geliyor ve bunları zihnimden silemiyorum. Belki annemle bunları konuşup içimi boşaltmalıyım bilemiyorum ama bunlar aklıma gelince çok mutsuz oluyorum. Benimde çocuğım olacak çok kısa bir süre sonra, ama insan çocuğunu nasıl sokağa atar, nasıl ağaç dalıyla bacağını yaracak kadar döver, nasıl ben seni çocuk esirgeme yurduna vereceğim der aklım almıyor. Bunlar aklıma geldikçe ailemden daha da soğuyorum. Mesela onları hiç özlemiyorum. 6 ay görmesem özlemem. Bana bize soğuksun diyorlar ama yaptıklarını onlar unutmuş olsa da ben unutmadım. Yani suçlu ben oluyorum mesafeliyim diye ama kimse düşünmüyor bu kız neden mesafeli diye. Mutsuzum. Kimseyi istemiyorum yanımda. Siz olsanız ne düşünürdünüz?