Türbelerimiz ve Hikayeleri



Yirmi İki Sultan Türbesi (Merkez)




Manisa il merkezinde bulunan Yirmi İki Sultan Türbesi’nin kitabesi bulunmamaktadır. Bu bakımdan yapımı ile ilgili bazı çelişkiler bulunmaktadır. Bazı kaynaklar türbeyi XV.yüzyıla tarihlendirilmektedir. Bununla beraber Sultan II. Mahmut (1808-1839) zamanında yapıldığı da ileri sürmektedir. Manisa’da ölen 22 Osmanlı Sultanı için bu türbe yapılmıştır.

Kesme taştan sekizgen planlı türbenin üzeri kubbe ile örtülmüştür. Giriş ve mihrap duvarı dışında kalan duvarlara birer pencere açılmıştır. Kuzey yönünden içeriye girilen yuvarlak taş kemerli kapısı bulunmaktadır. Türbe içerisinde dışarı taşkın olmayan basit, yuvarlak bir mihrap bulunmaktadır. İçeride sekizi kavuklu, olmak üzere yirmi iki sanduka bulunmaktadır
Türbenin yanında daha önce bulunduğu söylenen cami Manisa yanağını sırasında yanmıştır. Sonra da onarılmayıp yıktırılmıştır.
 

Yedi Kızlar Türbesi (Merkez)



Manisa Dere Mahallesi’nde Çaybaşı Deresi’nin yakınında bir çıkmaz sokak içerisinde bulunan Yedi Kızlar Türbesi’ne bu isim halk tarafından yakıştırılmış ve XIV. Yüzyıldan bu yana ziyaretgâh olmuştur. Günümüzde genç yaşta ölen kız ve gelinlerin çeyiz ve duvaklarından bazı parçalar sandukaların üzerine örtülmektedir. Türbede gömülü olan kişilerin kime ait oldukları bilinmemekle beraber Saruhanoğulları’nın eşlerinin burada yattığı, ön sıradaki sandukanın Gülgün Hatun’a ait olduğu sanılmaktadır.

Türbe yontma taş ve karışımı bir duvar işçiliği göstermektedir. Türbenin önünde 1.60x6.15 m. ölçüsünde kubbeli bir giriş sahanlığı bulunmaktadır. Türbenin içerisi 6.15x6.15 m. ölçüsünde kare planlıdır üzeri çatı ile örtülüdür. Türbenin içerisi biri kapı üzerinde diğerleri de kuzey, güney ve batı yönlerinde birer pencere ile aydınlatılmıştır.

Türbe içerisinde ön sırada üç, arka sırada da dört tane olmak üzere toplam yedi sanduka bulunmaktadır.
 


Revak Sultan Türbesi (Merkez)




Manisa Dere Mahallesi’nde, Grek Mitolojisinde Niobe olarak ismi geçen kayanın karşısında bulunan türbe, Halveti Şeyhi Revak Sultan’a ait olup 1371 yılında yaptırılmıştır.

Selçuklu kümbetlerini andıran türbenin kuzey yönündeki kapısı üzerinde kitabesi bulunmaktadır. Bu kitabede “Bat fi şehir safer sene” yazısı ile Ayetelkürsi’nin son bölümü ve “Ya Alim” sözcüğü yazılıdır. Kitabede Revak Sultan’ın ismi geçmediği gibi tarih de bulunmamaktadır.

Türbe muntazam taş ve tuğladan yapılmış, üzeri duvarla ile köşe üçgenleri üzerine oturan dik ve sivri bir külahla örtülmüştür. İç mekân 5.07x5.24 m ölçüsünde olup içerisi doğudaki bir pencere ile aydınlatılmıştır. Köşe üçgenleri üzerinde de Allah, Muhammed, Ebubekir, Ömer yazıları bulunmaktadır.

Türbe içerisinde ortada Revak Sultan’ın türbesi bulunmaktadır. Diğer iki mezarın kime ait olduğu bilinmemektedir.

Türbe 1963 yılında onarılmış, sandukalar betona dönüştürülmüştür. Halveti tarikatına bağlı kişilerin gömüldüğü mezarlığın içerisinde bulunan bu türbe ile dergâh ile ilgili bir vakfiye düzenlenmiştir. Ancak dergâhtan hiçbir iz günümüze gelememiştir.
 


Saruhan Bey Türbesi (Merkez)




Manisa il merkezinde, İzmir Caddesi üzerinde, Sultan Camisinin karşısında ve Muradiye külliyesinin batısındaki meydanda bulunan türbenin Saruhan Beye ait olduğu sanılmaktadır. Bu türbenin ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Kuzey yönündeki giriş kapısı üzerinde kitabe yeri bulunuyorsa da kitabe günümüze gelememiştir. Evliya Çelebi de Seyahatnamesinde bu kitabeden söz etmediği dikkate alınırsa kitabenin onun Manisa’ya gelişinden önce kaybolduğu sanılmaktadır.

Saruhan Beyliğinin kurucusu olan Saruhan Bey’in 1345-1346 yılında öldüğü dikkate alırsa türbenin de XIV. yüzyıl ortalarında, torunu İshak Bey tarafından yapıldığı sanılmaktadır.

Türbe kaba yontma taş, tuğla ve çevredeki antik yapılardan toplanmış malzeme ile yapılmıştır. Dikdörtgen planlı türbenin kuzey yönünde giriş kapısı bulunmaktadır. Kapının iki yanındaki birer küçük pencere açıklıkları tuğla örgülü, yuvarlak sağır kemerlerle çevrilmiştir. Giriş kapısını ve bu pencerelerin bütününü, cephenin tümüne hâkim tuğla örgülü sivri bir kemer çevirmektedir.

Türbenin iç mekânı iki bölüme ayrılmıştır. Girişteki sivri tonoz örtülü bölüm ile kubbeli lahdin bulunduğu bölüm birbirlerinden mimari bir eleman ile ayrılmamıştır. Ancak lahit odası ön mekândan daha geniş ve yüksek tutulmuş ve üst örtüde de bir farklılık göze çarpmaktadır. Lahdin bulunduğu odanın doğu duvarında açılmış kapının türbenin başka bir yapı ile bağlantısı olduğunu göstermektedir. Bu konuda araştırma yapan İlhami Bilgin;”Buradaki duvar izlerinin türbeye bitişik bir yapının varlığından başka, türbe ile ek yapının, inşa edilirken birlikte planlanıp yapılmadıklarını; türbenin inşasından sonraki bir tarihte yapılan ek yapıyla türbe arasındaki bağlantıyı sağlamak üzere türbenin doğu pencerelerinden birinin kapı haline dönüştürüldüğü” sonucunu çıkarmaktadır. Buradaki ek binanın ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı da bilinmemektedir.

Türbenin altında bir mumyalık kısmı bulunmaktadır. Ayrıca üzeri de tromplu bir kubbe ile örtülmüştür. Girişin iki yanındaki pencereler dışında diğer üç kenarında ikişer düz lentolu pencere bulunmaktadır. Ancak türbe birkaç kez onarım geçirdiğinden bu pencerelerin orijinal olup olmadıkları da kuşkuludur. Türbe 1974 yılında onarılmıştır. Türbenin yanındaki meydana Manisa Ticaret Odası tarafından 1974’ yılında Saruhan Bey’in heykeli dikilmiştir.
 


Gülbaba Türbesi (Tomarza)




Kayseri Tomarza ilçesi, Gülveren Mezarlığı içerisinde bulunan bu türbenin Gül Baba’ya ait olduğu söylenmektedir.

Gül Baba ile ilgili halk arasında bir çok söylence bulunmaktadır. Savaşlarda askerlere görünerek onlara su dağıttığı, nereli olduğu sorulduğunda; Tomarza’nın Gülveren Köyü’nden olduğunu söylemektedir. Ayrıca bu kişinin Melik Gazi’nin askerleri arasında olduğuna da inanılmaktadır.
 



Esma Hanım Türbesi (Talas)


Kayseri, Talas ilçesi, Bahçelievler Mahallesi, Talas Mezarlığının içerisinde Ali Saib Paşa’nın annesi Esma Hanım’ın Türbesi bulunmaktadır. Kitabesinde Esma Hanım’ın 1866 yılında öldüğü, türbenin de ölümünden 24 yıl sonra 1890’da yapıldığı belirtilmiştir. Türbenin doğu cephesinde bulunan dört satır halindeki talik yazı ile kitabesinin mealen anlamı şöyledir:

Rahmet-i endüs-i ezel Hazret-i Esma Hanım
Mihriban mader-i İsmet-ver-i Sa’ib Paşa

Bu cihandan ikiyüzsekseniki salında
El çekip kıldı nihan hane-i kabri me’va

Zade ismet-i ser asker Sa’ib-i himmet
İstüne türbe yapub ruhunu etti ihya

Bi bedel yazdı bu tarih-i selisi Muhtar
Yaptı bu türbe-i ul-ya Ali Saib Paşa
1307 (1890).

Esma Hatun Türbesi XIX.yüzyıl batı mimarisi üslubunda tamamen kesme taştan yapılmıştır. Sekizgen planlı türbenin üzeri kubbe ile örtülü olup, kubbe uzantısı üzerine alem yerleştirilmiştir. Türbenin cepheleri dışarı taşkın beyaz mermer kornişlerin üzeri birbirleri ile yuvarlak kemerlerle bağlanmıştır. Bu kemerlerin kornişlerle birleştiği yerler ince bir şeritle dış cepheyi ikiye bölmüş, bunların üzerine de yuvarlak pencereler açılmıştır. Alt kısımda da dikdörtgen söveli, kafesli pencereler bulunmaktadır.
 


Melikgazi Türbesi (Pınarbaşı


Kayseri Pınarbaşı ilçesi, Melikgazi Köyü’nde bulunan Melikgazi Türbesi yüksek bir tepenin yamacındadır. Kitabesi bulunmamakla beraber Melik Gazi’nin yaşadığı dönem ve türbenin mimari yapısı ve bezemeleri dikkate alındığında XII.yüzyılda yapıldığı anlaşılmaktadır.

Türbe kare kesitli bir plan üzerine kaide kısmı kesme taştan, tamamı tuğladan yapılmıştır. Klasik Selçuklu türbelerinde olduğu gibi iki bölümden meydana gelmiştir. Türbenin alt katında mumyalık, üst katında da sandukaların yer aldığı bölüm bulunmaktadır. Mumyalık kısmına türbe girişinin altındaki kapıdan girilmektedir. Sonraki yıllarda yapının içerisinden de buraya açılan bir geçit yapılmıştır. Mumyalık kısmı çapraz tonozlu ve haç planlıdır. Bu bölümün dışı kesme taştan, içerisi de tuğla moloz taş karışımı ile yapılmıştır. Mumyalığın üzerinde, sandukanın bulunduğu üst kat ince ve yassı tuğlalardan örülmüştür. Türbenin üzeri içten tromplu kubbe, dıştan da altıgen bir kasnak üzerine sivri külah şeklindedir.

Türbenin bütün dış yüzeyi zengin tuğla dekorasyonu ile kaplanmıştır. Burada birbirinden farklı geometrik motifler, baklava ve zikzak şekilleri iç içe geçerek bütün yüzeyi kaplamıştır. Son derece itinalı bir işçilikle duvarlar bezenmiştir. Bunun yanı sıra türbenin dört cephesine birer mazgal pencere açılmıştır. Bu mazgal pencerelerin bulunduğu cepheler dikdörtgen çerçeve içerisinde sivri kemerli, kabartma silmelerle bölümlere ayrılmıştır.

Türbe içerisinde yedi sanduka bulunmaktadır. Bu türbe Meraga’da Kümbeti Kırmız, Niksar’da Kırkkızlar, Sivas’ta Keykavus I’in türbesi ile yakın benzerlik göstermektedir.
 


Ebce Sultan Türbesi (Develi)

Kayseri Develi ilçesinin 15 km. güneydoğusunda, Ebce Köyü’nde bulunan bu türbe, yanındaki mescit ile birlikte yapılmıştır. Yapım tarihini belirten kitabesi bulunmamakla beraber, kaynaklarda 1317 yılında onarıldığı belirtilmektedir. XIII.-XIV.yüzyıla tarihlendirilen bu yapı, geçirdiği onarımlar sonucunda mimari özelliğini bütünüyle yitirmiştir.

Türbe kare planlı, yanındaki mescit dikdörtgen planlıdır. Moloz taştan yapılan türbenin üzeri sonraki dönemlere tarihlendirilen kubbe ile örtülmüştür. Giriş kapısı oldukça küçük ve dar olan türbe üç büyük pencere ile aydınlatılmıştır. Türbenin altında mumyalık kısmı bulunmakta olup, üzerindeki bölümde ahşap sandukası vardır.
 


Hızır İlyas Türbesi (Develi)


Kayseri Develi ilçesi, Eski Develi’de yerleşim alanının güneydoğu ucundaki bir tepe üzerinde bulunan bu türbenin kitabesi bulunmamaktadır. Bununla beraber yapı üslubundan ve Seyyid Şerif Türbesi’ne olan benzerliğinden XIII.yüzyılın sonlarında yapıldığı anlaşılmaktadır.

Türbe kesme taştan, kare planlı olarak yapılmıştır. Üzeri kubbe ile örtülüdür. Türbenin kuzey cephesindeki giriş kapısı dikdörtgen şekilde kubbeye kadar ulaşmaktadır. Bunun içerisindeki yuvarlak kemerli bir nişte beyaz mermer söveli giriş kapısı bulunmaktadır. Giriş kapısı üzerindeki beyaz mermerden kitabelik kısmında yazı ve süsleme bulunmamaktadır. Giriş kapısını sınırlayan burmalı sütunçeler rumi ve palmetlerden oluşan bir bordürle kuşatılmıştır.

Türbenin güney duvarındaki mihrap Seyyid Şerif Türbesi’nde olduğu gibi, türbenin en süslü bölümüdür. Burada bulunan üçgen kesitli beş sıra yivle derinleştirilen mihrap nişi bir yazı frizi ile kuşatılmıştır. Mihrabı kuşatan iki bordürden dışta olanı taç yaprakları, basit Rumiler ve üç dilimli palmetlerle çevrelenmiştir. Ayrıca bitkisel kompozisyonlar da onları tamamlamıştır. Diğer bordür yatay zikzaklardan oluşmuş mihrap mukarnaslarının üzerinde, köşelerinde düğümler oluşturmuştur. Ayrıca birbirleri ile geçmeler yapan palmetler, Rumilerden oluşan bitkisel kompozisyonlar da onları tamamlamıştır.
 



Dev Ali Türbesi (Develi)

Kayseri, Eski Develi’de, yerleşime hakim bir yerde bulunan türbenin kitabesinde Dev Ali isimli bir kişiye ait olduğu yazılı ise de yapım tarihi belirtilmemiştir. Türbenin batısındaki kapı ve yan taşları üzerinde bazı yazılar bulunuyorsa da bunla okunamamıştır. Bununla beraber türbenin mimari üslubu XIII. Yüzyılın sonlarına ait olduğunu göstermektedir.

Türbe sekizgen kaide üzerinde sekizgen gövdelidir. Üzeri içten kubbe dıştan sekiz satıhlı piramidal bir külahla örtülmüştür.Muntazam düzgün taştan yapılmış olan türbenin mumyalık ve mescit bölümleri bulunmaktadır. Bunların kapıları batıya açılmakta olup aynı cephededir.Mumyalık kısmı içeriden dikdörtgen planlı olup üzeri tonozla örtülmüştür. İçerisi doğu, batı,güney ve kuzey duvarlarına açılan mazgal pencerelerle aydınlatılmıştır. İç mekanın güneyinde yarım daire bir niş içerisine mihrap yerleştirilmiştir. Ayrıca türbe içerisinde Dev Ali’nin sandukası bulunmaktadır. Türbe içerisinde ve kapı girişinde diğer Selçuklu kümbet ve türbelerinde olduğu gibi bezeme bulunmamaktadır.

Türbe onarılmış ve günümüze iyi bir durumda gelmiştir.
 


Döner Kümbet (Melikgazi)


Kayseri Talas yolu üzerinde bulunan türbe, Büyükşehir Belediyesi’nce yapılan parkın içerisinde olup, çevresindeki yapıların temizlenmesi ile ortaya çıkarılmıştır. Kayseri’deki Selçuklu eserlerinin en güzel örneklerinden olan bu türbe Prenses Şah Cihan Hatun adına 1276-1279 yıllarında yapılmıştır. Bu kümbete Döner Kümbet denilmesinin nedeni de eserin çok köşeli oluşundan kaynaklanmıştır.

Kümbet kare bir kaide üzerine oniki köşeli bir gövdesi olup, üzeri konik bir çatı ile örtülmüştür. Yöredeki sarımtırak kesme taştan yapılmıştır. Türbe kaidesinin dört köşesindeki iki dilimli kırma şevlerle oniki köşeye dönüştürülmüştür. Kümbetin altında kare planlı bir mumyalık bulunmaktadır. Gövdenin oniki köşesi yuvarlak kemerli bölümlere ayrılmış ve her bir bölümün üzeri geometrik şekiller grifonlar ile kabartma olarak bezenmiştir. Kümbetin giriş kapısı basık kemerlidir. Girişin iki tarafında küçük nişler bulunmaktadır. Bu nişler mukarnaslı yarım kubbeler halindedir. Kümbetin ana yapısının doğu ve batı duvarlarında iki pencere ve güneyinde de mihrap nişi bulunmaktadır. Mihrap nişi çok köşeli olup, iki köşesinde yarım yuvarlak sütunçeler bulunmaktadır. Mihrap mukarnaslı olarak sona erer. Bunun yanı sıra mihrap geometrik silmeli bir çerçeve içerisine alınmıştır. Kubbenin iç kısmı taş örgülüdür.
 


Sırçalı Kümbet (Melikgazi)

Kayseri il merkezinde Birinci Endüstri Meslek Lisesi bahçesinde bulunan Sırçalı Kümbet’in XIV.yüzyılın ortalarında yapıldığı sanılmaktadır. İsmini konik kubbesinde bulunan çini kabarmalardan almıştır.

Kümbet dört köşe bir kaide üzerine oturtulmuş olup, aynı zamanda yuvarlak planlı bir mescide ve mumyalık kısmına sahiptir. Kuzeydeki merdivenli bir girişteki basık kemerli kapısı oldukça sadedir. Girişin iki yanında sütunçeler bulunmaktadır. Giriş kapısı üzerine mermer bir kitabe konmuş ancak, bu kitabenin üzeri yazılmamıştır. Bu bakımdan kümbetin kime ait olduğu da kesinlik kazanamamıştır. Kümbet son derece muntazam kesme taşlardan yapılmış silindirik bir yapıdır. Giriş kapısı ve pencereleri bu yuvarlak kitle ile kaynaştırılmıştır. Giriş kapısı pencere çerçevelerinden daha yüksek tutulmuştur. Kümbetin sade silmeli üç penceresi vardır.

Uzun yıllar harap bir halde bulunan bu yapı, 1940 yılında Y.Mimar Macit Kural tarafından restore edilmiş ve yıkık olan üst örtüsü yarım kubbe şeklinde düzenlenmiştir.
 


Çalışlar Türbesi (Eflani)



Karabük Eflani ilçesi’nde bulunan Çalışlar Türbesi’nin kitabesi bulunmadığından ne zaman yaptırıldığı bilinmemektedir. Türbe içerisinde 12 mezar bulunmaktadır. Söylentiye göre bu mezarlar Buhara veya Horasan’dan gelmiş kişilere aittir.

Türbe moloz taştan yapılmıştır. Günümüzde ziyaret yeri olduğundan bakımlı ve iyi bir durumdadır.

Eflani ilçesinde bu türbeden başka Küre Türbesi ve Günnüce (İmam Köyü) Türbesi de bulunmaktadır.
 


Himmet Dede Türbesi (Seyitgazi)

Eskişehir, Seyitgazi Kümbet Köyü’nde bulunan bu türbenin kime ait olduğu bilinmemektedir. Selçuklu kümbetleri şeklinde yapılan türbenin 1229’da yapıldığı bilinmektedir. Ancak Himmet Dede’nin de kim olduğu bilinmemektedir. Büyük olasılıkla Selçuklu dönemi ahilerinden birisidir.

Türbe moloz taş ve tuğladan yapılmış olup yuvarlak gövdelidir. Üzerini sekizgen konik bir külah örtmektedir. Cephesinde herhangi bir bezemeye rastlanmamıştır.
 


Kasım Dede Türbesi (Bolu)

İl Merkezine 7 km. uzaklıkta Çamyayla Köyündedir. Türbe, altı köşeli planlı olarak kesme taştan, 1510 yılında vefat eden Kasım Efendi adına zamanın kadısı tarafından yaptırılmıştır.
 


Ömer Sekkin Türbesi (Bolu)


Göynük ilçe merkezindedir. Hacı Bayram Veli’nin müridi ve Akşemseddin’in arkadaşı olan Ömer Sekkin’e ait olan türbenin 1449 yılında yapıldığı ileri sürülmekte ise de; bu tarih kesin değildir. Yüksek bir platform üzerine tamamen kesme taştan inşa edilmiştir. Sekizgen planlı türbe, kubbe örtülüdür. Giriş kapısı önünde iki sütuna oturan, kubbeli bir revak yer almaktadır. Türbe cephelerinde bir atlamalı olarak sivri kemer alınlıklı, dikdörtgen çerçeveli pencerelere yer verilmiştir. Giriş kapısı sivri kemer alınlıklı ve basık kemerlidir. Kemer üzerinde boş bir kitabe kartuşu yer almaktadır. Türbe içerisinde Ömer Sekkin’e ait bir sanduka bulunmaktadır.
 

Akşemseddin Türbesi (Bolu)

Fatih Sultan Mehmet’in Hocası olan ve 1459 yılında vefat eden Akşemseddinin Türbesi, Göynük İlçesinde Gazi Süleyman Paşa Camii’nin avlusunda bulunur. Osmanlı ilim dünyasının bu büyük şahsının 1459 ‘da vefatından sonra, 1464 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan türbe altıgen planlı ve kubbeyle örtülü olup, dış yüzü küfeki taşlarla kaplıdır. Her yüzeyde sivri kemerli, iki katlı pencere düzenlemesine sahiptir. Kapısı sivri kemerli bir niş içerisinde olup; üzerinde inşa kitabesi bulunmaktadır. Türbe içerisinde Akşemseddin ve oğulları Fakih ile Nurihüda Çelebilerin sandukaları vardır. Akşemseddine ait olan sanduka, kapıdan girince sağda yer almaktadır. 2.50 x 0.50 m boyutlarındaki sanduka ceviz ağacındandır. Üzeri, kabartma yazı ve çiçek motifleriyle işlenmiş olan sanduka, ahşap işçiliğin çok değerli bir örneğidir. 1987 yılında restorasyonu yapılmıştır. Akşemsettin’in Türbesi her yıl binlerce kişi tarafından ziyaret edilmektedir.

1387 – 1459 yılları arasında yaşayan Akşemsettin’in tasavvuf ve din alimliği yanında zamanının önemli bir tıp bilgini olması ve Pastör’den 4 asır önce mikrobu keşfetmesi çeşitli kaynaklarca ortaya konulmuştur.
 


Zeynel Bey Türbesi (Hasankeyf)

Hasankeyf’te Akkoyunlular dönemine ait olan Zeynel Bey Türbesi üzerindeki kitabeden bu türbenin Uzun Hasan’ın oğlu Zeynel Bey’e ait olduğu anlaşılmaktadır. Zeynel Bey türbesi tuğla ve sırlı tuğladan yapılmış duvar işçiliği ile tanınmaktadır. Dicle Nehri’nin sol yanında açık alanda yükselen bu türbe harap durumda olup, uzun süre samanlık olarak kullanılmıştır.

Türbe, dışarıdan silindirik olup, üzeri kubbe ile örtülü sekizgen bir mezar odasını kapsamaktadır. Türbenin altında mumyalık olup, sembolik lahit hücresi üst kısımda iki yöne açık bir konumdadır. Aynı zamanda türbeye kaide görevi yapan mumyalık türbenin bodrum katını oluşturmaktadır. Bu katın üzerine dıştan silindirik, üst kat için de yayvan kubbeli sembolik sandukanın bulunduğu kısım oturtulmuştur.

Türbenin kuzeyinde bir kapısı, güneyinde de bir penceresi bulunmaktadır. Alt bölümü düzgün kesme taşlardan yapılan türbenin asıl bölümü tuğladandır. Duvarların içerisine yapıyı sağlamlaştırmak amacı ile ahşap taban kirişleri yerleştirilmiştir. Dış kısımda kullanılan tuğlalar kızıl kahverengi, basit tuğlalar olup, bir bölümü de turkuvaz mavisi ve lacivert sırlıdır.

Türbe kapısının ve pencerelerin üzerindeki alınlık ve kemer uçlarındaki köşe taşları çini mozaik bir kuşakla kaplanmıştır. Bunların bir bölümü bugün dahi görülebilmektedir. Kapının üzerindeki kemerler ve çerçevesi arasında kalan bezemeler oldukça iyi bir durumdadır.
 



Şirvani Türbesi (Amasya)

Amasya’da Şamlar Mezarlığı’nın üst tarafında yer alır. Türbenin batısı, mescide ayrılmış olup, her ikisinin üzerinde de birer kubbesi vardır.

Bu türbeyi Sadrazam Şirvanizade Mehmed Rüştü Paşa 1869’da yaptırmış, 1873’te de vakıflarını düzenlemiştir.

Türbe içerisinde Mehmet Rüştü Paşa’nın babası es Şeyh İsmail Seraceddini Şirvani, kardeşi eski İstanbul Kadısı es Seyyid Ahmed Hulusi Efendi ile eniştesi El Hac İsa Ruhi Efendi gömülüdür.
 



Torumtay Türbesi (Amasya)

Gök Medrese karşısında, Gıyaseddin II. Keyhüsrev zamanında Amasya valiliği yapmış olan Seyfeddin Torumtay tarafından, 1279 yılında kendisi için inşa ettirilmiştir. Türbe içinde Seyfettin Torumtay’ın kendisi ve ailesi gömülüdür.

Selçuklu mezar mimarisinin eyvan tipli türbelerinden olup, dikdörtgen planlı türbeye, kuzey doğu kenarına yakın bir yerindeki merdivenle çıkılır. Her cephesinde birer penceresi bulunan türbe, içten beşik tonozla örtülüdür. Üstünün konik bir çatıyla kaplı olduğu bilinmektedir. Tamamen kesme taştan yapılmış olan türbenin güney cephesinde palmet ve rûmilerden oluşan panolar yer almaktadır. Böylece Selçuklu mimarisinde görülen cephe süslemeleri, yapıya hareket getirmek amacıyla burada da tekrarlanmıştır.

Bu türbe diğer Selçuklu türbeleri gibi, iki katlıdır. Alt kat ölünün gömüldüğü mahzen olup, buraya içeriden bir merdivenle inilir. Aynı zamanda bu merdivenle çatıya da ulaşılmaktadır. İkinci kattaki beşik tonozlu sahanda sandukalar bulunmaktadır.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…