Bebek istiyorsaniz ve belli bir suredir olmuyorsa yaptirabiliyorsunuz diye biliyorum. Ama devlet karsiliyor mu bilemiyorum, onu bir tup bebek merkezine sorun isterseniz.Peki normalde bebegi olan aileler ikiz yada ucuz icin yumurta gelismesini yapabiliyor mu
Bebek istiyorsaniz ve belli bir suredir olmuyorsa yaptirabiliyorsunuz diye biliyorum. Ama devlet karsiliyor mu bilemiyorum, onu bir tup bebek merkezine sorun isterseniz.Peki normalde bebegi olan aileler ikiz yada ucuz icin yumurta gelismesini yapabiliyor mu
Ah ne demek, empati kurabildigimize, duygulariniza hitap ettigime cok sevindim.Bende tüp bebek tedavisine başlıyorum duygularım çok karışık yazdıklarınızı okuyup çok ağladım ama iyi geldi... Çok çok tşklr yaşadıklarınızı paylaştığınız için
Ben Centrum'da yaptirdim yazdigim gibi ve cok memnun kaldim. Ama Ankara'da bir kac merkez daha var, icinize hangisi sinerse. Forumlarda birkac yerdeki tecrubelerini paylasanlar vardi. Ozelden donenler olmustur umarim.Arkadaslar hangı merkezde yaptırdıgınızı , memnun kalıp kalmadıgınızı da yazın lutfen kafam cok karısık. Ankaranın yabancısıyım hangı merkez hangı doktor nasıl bulacagımı bılmıyorum , cok yardımınız olur
Faydali olduguna cok sevindim canim. Ben bir universite hastanesinden aldim heyet raporuyla, cikmasi birkac hafta aldi. Ama bir cok hastane veriyor, artik cok yayginlasti. Bence once tup bebek doktoruna git, o seni yonlendirsin bildikleri bir yere.canım bu guzel yazın bana cok faydalı oldu. Ankaranın yabancısıyım. hangı hastaneden raporu cıkardıgını yazar mısın , bende orada ugrasayım
Yok yok olur mu, hepsi tek tek kayitli ve devlete de bildiriliyor. Hatta kullanmamaya veya suresini uzatmamaya karar verirsen Saglik Bakanligindan kisiler gelip imha ediyormus. Icin rahat olsun, bilinen guvenilir merkezlere git sen de.Bende yumurta dondurma işlemi yaptırmak istiyorum ama güvenemiyorum merkezlere sitelerinde yumurta donasyonu yazısını görünce.
Sanki yumurta dondurma işleminden hemen sonra veya çözdürmek istediğim zaman bikaç yumurtama iyi çıkmadı deyip başkalarına satacaklar şüphesi kemiriyor beni
Aminhayırlısıyla nasip etsin
Teşekkür ederim güzel sözleriniz içinYa beni cok duygulandirdiniz. Sizi oyle iyi anliyorum ki. O guzel yureginiz hic solmasin.
Ben de evliyken esimden cocuk istememistim zaten cok ciddi sorunlarimiz oldugundan. Bosandiktan sonra uzun sure de o taraflara kafa hic yormadim ama sonra cocuk istedigime karar verdim. Bu defa da yumurta dondurma isleminden korktum, cunku bilinmezlik vardi isin ucunda. Yaziyi yazmamin nedeni de tam da buydu: ben korkudan ve bilinmezlikten kac sene bekledim, baska hemcinslerim de benzer durumlari yasamasin.
Embriyonun tutma olasiligi cok daha yuksek, bence iyi yapmissiniz. Eger evliliginizden suphe duymaya devam ederseniz de yumurta dondurursunuz ayrica. Bence siz en buyuk adimi atmissiniz zaten, daha fazla kendinize yuklenmeyin. Ve ne zaman hazir hissederseniz de embriyoyu kullanirsiniz. Biliyorum biz kadinlarin zaman baskisi var biyolojik saatten dolayi ama sizin fiziksel ve ruhsal sagliginiz herseyin ustunde. Siz ne zaman hazir hissederseniz. Sevgiler
Çok teşekkür ederim. Çok güzel bir bilgilendirme olmuş.Tüm Ayrıntılarıyla bir Yumurta Dondurma Tecrübesi
Motivasyon nedenim
38 yaşındayım ve yumurta dondurma işlemine karar vermem senelerimi aldı. Çevremde fiziken ve zihnen beğenilen biri olmama ve birçok evlilik teklifi almama rağmen eskiden travmatik bir evlilik yaşadığımdan sütten ağzım yanarak evliliğe içgüdüsel olarak mesafe koydum ve bu bariyeri istesem de maalesef henüz aşamadım. Diğer yandan yaşla birlikte doğurganlık olasılığının azalması zihnimde geri planda duran, görmezden gelip çözüm bulmayı ertelediğim ama son yıllarda beni strese sokan bir durumdu. Yumurta dondurmaya ilişkin bir bilgim olmadığı gibi, en fazla izlediğim gördüğüm şey bu konuda BBC’nin yakın zamandaki programıydı. Ve yumurta dondurtmaktan da dondurtmamaktan da korkuyordum. Ve geçen sene sonunda gözümü karartıp bu yola çıktım, sonra keşke daha önce çıksaymışım dedim.
İlk muayene tecrübesi ve yumurta dondurma şartları
Cesaretimi toplayıp, çok güvendiğim arkadaşımın tavsiyesiyle Ankara Çankaya’daki Centrum Tüp Bebek Merkezinde Doç. Dr. Emre Pabuçcu’ya gittim. Babası Prof Dr. Recai Pabuçcu’nun da kadın doğum konusunda çok hatrısayılır bir doktor olduğunu ve kendisinin de yanında yetiştiğini ve işin ehli olduğunu biliyordum. Üstelik, Doktor Emre Beyin sizi yargılayan ve kısa cevaplar verip çabucak odasından çıkmanızı bekleyen gözü kapıda bir tavrı asla yoktu. Aksine çok bilgilendirici ve cana yakındı. Kendisi önce kısa bir bilgilendirici konuşma yaptı, sonra alttan muayene ile yumurta foliküllerime baktı ve rezervlerin azaldığını fark etti. Bunun üzerine kan ve hormon testleri istedi. Bunlarda da rezervlerim düşük çıktı. Bir devlet hastanesinden heyet raporuyla yumurta dondurma işlemi yapılabilir raporu aldım, ki bu hemen de çıkmıyor.
Öncelikle yumurta dondurma işlemi için, ki ülkemizde kanser hastaları dışında bu iznin verilmesi daha çok yeni, ve işlem devlet iznine bağlı ve bunun için hastaneden heyet raporu isteniyor, ya rezervlerinizin belli bir seviyesinin altına inmesi (Amh hormonu vs bakılıyor) ya da yumurta kapasitesine zarar veren kanser vb bir durumunuzun olması gerekiyor. Şimdi bu kendi içinde çelişkili bir durum çünkü zaten yumurtalık kapasiteniz azalmışsa yumurta dondurma işlemi daha az etkili çünkü yumurta sayınız ve kalitesi düşmüş oluyor. Asıl olay erken yaşta ve kapasiteniz yüksekken dondurabilmek ki ileride çözüldüğünde hamile kalma olasılığınız yüksek olsun ama ona da ülkemizde izin verilmiyor. Çünkü yumurtanızı hangi yaşta dondurduğunuz ileride onları kullandığınızda hamilelik olasılığını direkt etkiliyor. 35’inden sonra yumurta kaliteniz ve sayısı ciddi düşüşe geçiyor, asıl kırılma noktasını da 37 yaş olarak görüyor doktorlar. Kaldı ki genç ya da evli bile olsanız, farkında olmadan erken menopoz, kanser, genetik, kaza vs gibi riskleri taşıyabiliyorsunuz, o yüzden tedbirli olup gençken dondurmakta fayda var diye düşünüyorum. Benim eski hormon tahlillerim vardı ve gerçekten her sene ne kadar düştüğünü, bir senede bile nasıl fark ettiğini şaşkınlıkla gördüm. Neyse buna da şükür diyorum, bu izin bile yakın zamanda çıktı ama inş devlet istismara izin vermeyecek düzenlemeler çerçevesinde heyet raporu sınırlamasını kaldırır ve kadınlar kendi bedenlerinden çıkacak bir yumurtayı dondurma özgürlüğüne yakın zamanda kavuşur.
Dondurma sürecine girişim ve iğneler
Tetkikler ve detaylı olarak sürecin konuşulmasından sonra, bir sonraki adetimin ikinci ya da üçüncü gününde görüşmek üzere sözleştik, bu arada doktor bey düşük çıkan bazı değerlerim için ilaçlar yazdı toparlamam için. Adetimin 3. Günü gittiğimde yine alttan muayene yapılıp folikül sayısına bakıldı. Birkaç yumurtam gözüküyordu, daha doğrusu içi sıvı dolu kesecik. Benim bildiğim yumurta tek olur ve her ay adet dönemiyle atılırdı, peki nasıl birden fazla oluyordu? Durum şöyleymiş: kadın vücudunda ergenliğe girildiğinden itibaren sayısı düşmeye başlayan sayısız yumurta varmış ve her ay da potansiyel yumurtalar olurmuş rahimde ama bunlardan sadece bir tanesi olgunlaşıp döllenmeye hazır hale gelirmiş, gerisi o süreçte atılırmış ve o tek yumurta da döllenmezse o da adetle atılırmış bildiğiniz üzere. İşte o potansiyel yumurta kesecikleri atılmadan, onlara içinde belli hormonları uyaran içerikte iğnelerle uyarıp diğer yumurta gibi büyümesini sağlıyorlar ve sonra da yine iğnelerle onları vücutta tutup atılmadan mini bir operasyonla alıyorlar. Yumurta dondurmanın özeti tam da bu.
Muayene ve test sonrası Dr. Emre Bey bana karından yapılan iğneler için reçete yazdı. Bunlar aslında tüp bebek tedavisi gören hastalara verilen ilaçlarla aynı ve sonunda döllenme işlemi harici süreç tamamen aynı. Piyasada birkaç çeşit bulunmakta ve doktorunuz hangisinin size iyi geleceğine göre çeşidine ve dozajına kendisi karar veriyor. Ve bunları devlet ödemiyor (tüp bebekte belki ödeniyordur bilemiyorum.). Ancak karından iğne olma fikri beni çok geriyordu, üstelik bunu her akşam kendimin yapacak olması fikri beni dehşete düşürüyordu. Ama hemşire Tuğba hanım çok anlayışlı ve sabırlı şekilde bana nasıl yapmam gerektiğini anlattı, üstüne bir de internetten videolar izledim. Yine de ilk gün çok zordu, bana refakat eden ve tüm süreçte destek olan canım arkadaşımın yardımıyla ilk gün iğnemi zorlukla yaptım ve inanılmaz acemiydim. Ama 3. Günden sonra pratikleşmiş ve adeta bir hemşireye dönüşmüştüm.:) ve şırıngaya tüm ilacı ve sıvıyı çektikten sonra enjektörün ucunu ince bir iğne ile değiştirdiğinizden (aynen diabetlilerin vurulduklarından) doğru düzgün bir acı hissetmiyorsunuz zaten. Lütfen korkup da bundan dolayı vazgeçmeyin, benim gibi hassas bir kişi bile yaptıysa siz hayli hayli yaparsınız. İğne de önemli olan verilen saati geçirmemeniz ve her gün aynı saatte yapmanız. Ve çok büyük yan etkilerle karşılaşırsanız doktorunuzu bilgilendirmeniz de önemli, ona göre ilaçların çeşidini ve dozajını değiştirir.
Hassas bir bünyeye sahip olduğumdan ilaçların etkisini fiziksel ve duygusal olarak hissettim ve resmen romantik bir ergene döndüm. Romantik komedi içi boş Hollywood filmlerine kadar izledim.:) Bu süreçte verilen hormonlardan dolayı östrojen hormonunuz tavan yapıyor ve duygusallaşıyorsunuz (ki zaten öyleyimdir normalde de); adet öncesi sendromunu daha uzun dönemde ve daha yoğun yaşadığınızı düşünün. Arada ağladığım zamanlar da oldu ama depresif düzeyde değildi. Sakın kendinizi koşullamayın şöyle zor bir süreçmiş, böyle kötü geçecek diye: herşeyden önce geçici bir süreç ve herkes kendi hikayesini yaşar ve en önemlisi sonunda elde edeceğinize değiyor ve abartıldığı gibi de bir zorluğu yok.
Ara kontroller
5 gün iğne olduktan sonra, sözleştiğimiz gibi 6. gün doktora gittim ve kontrol etti (ama ne zaman çağıracağı vs tamamen kişisel seyrinize bağlı). Bu arada söylememe gerek yok herhalde doğum kontrol hapı kullanıyorsanız kesiyorsunuz, cinsel birlikteliğiniz varsa ara veriyorsunuz, ekstra kullandığınız ilaçlar varsa doktora iletiyorsunuz, ben de bunların hiç biri yoktu ama bilginiz olsun diye. Ağrı kesici sadece Parol alabilirsiniz gerekirse ama dayanılmayacak bir ağrı olmadığından onu da almadım. Bu arada yürüyüş dışında spor da yasak, ya da ağır kaldırmak, kendinizi yormak vs. Bol bol su içeceksiniz, kabız olmaz zararlı ve kendinizi yoracak ya da strese sokacak şeylerden uzak durmanız tavsiye diliyor.
6. gün muayene edildiğinde yumurtalarımın hızla büyüdüğü görüldü ve olduğum iğnelerin yanına çatlatmama iğnesi de yazıldı ve üç gün sonraya randevu verildi. Tüm yumurtalar aynı hızla büyümüyor ve çatlatmama iğnesi belli bir milimetrenin üzerine çıkan büyümekte olan yumurta adayının vücuttan atılmasını engelliyor. Çatlatmama iğnesini sabah oluyordum ki dozajı çok daha yüksek ve iğnesi daha büyük, ilk gün beni bir hayli etkiledi ve hep yattım kasıklarımdaki ağrıdan ve yorgunluktan, akşama da yine diğer iğnemi oldum yumurtalarımı büyüten. Neyse ki ertesi sabah vurulduğumda artık öyle bir yan etkisi kalmamıştı vücudum adapte olduğundan. Ama diğer yandan aynı gün içerisinde vücuduna yumurtayı büyüt ama diğer yandan onu atma diyen karşıt iki komut veren bir tedavi süreci insanı biraz etkiliyor.
3 gün sonra doktor kontrolüne gittiğimde yumurtaların baya büyüdüğü görüldü ve akşam vurulduğum iğneden hemen yapmam, akşama da çatlatma iğnesi denilen yumurtayı olgunlaştıran almaya hazır hale getiren iğneyi yapmam söylendi. Bu iğnenin çok kesin bir saati vardı dakikası dakikasına ve yumurtaların 36 saat sonra da operasyonla alınması gerekiyordu vücutta serbest dolanırken vücuttan atılmasınlar diye. Son günlerde bir hayli ağırlaşmış ve hamile gibiydim, sürecin isminden de müstesna kendimi yumurtalamak üzere bir tavuk gibi hissediyordum:), sanki altım düşecek gibiydi. Ayrıca kokulara karşı çok hassaslaşmıştım, parfümdü sigaraydı direkt midemi bulandırıyordu. Sanıyorum hamileler son aylarında böyle oluyor, yürürken bile karnımda baskı hissediyordum ve yavaşlıyordum, dik de oturamıyordum; işyerindekilere başka bir rahatsızlık diye söyledim, bu mahrem sürecimi anlatmama hakkımı kullanarak. Sonuçta nasıl akşam eşinizle, sevgilinizle seviştiğinizde sabah bunu herkese anlatmıyorsanız, bu mahreminizi de kendinize saklamanız sizin en doğal hakkınız. Ve eğer etrafınızda yumurta dondurma veya tüp bebek sürecinde olan tanıdıklarınız varsa onlara karşı anlayışlı olun ve baskı yapmayın.
Yumurta toplama günü
İstenilen testlerin sonuçları ve evraklarımı alarak verilen saatte arkadaşımla birlikte sonunda merkezin yolunu tuttum (haftasonu pandemi karantinasında denk gelirse öncesinden merkezden imzalı bir kağıt isteyin sizin ve refakatçinizin ismini yazan ve bir tetkik için o gün randevunuz olduğunu belirten ki polis durdurursa ceza yemeyin.). Bu süreçte bu özelinizi anlatabileceğiniz, güvenebileceğiniz birinin yanınızda olması gerçekten çok kıymetli. Tüp bebek merkezlerinde yüzde doksan çiftler var ve bu süreçte bekar biri olarak kendinizi yalnız hissediyorsunuz, toplum baskısı da cabası. Beni tanıyan durak taksiye binmeyip, yoldan durdurduğum taksiye binip merkezin ilerisinde durdurup yürüdüğümü biliyorum, beni anlayanlarınız olacaktır eminim. Ya da danışmada ismim sorulup kayıt girileceğinde kimse duymasın diye alçak sesle yanıt verdiğimi, parmağımda yüzük yok diye. Aslında kimse kimseyi yargılamıyor da, o sıradaki psikolojiniz hassas oluyor işte.
Yumurta toplama günü merkeze gidip girişimi yaptırdık ve ardından bizi bir odaya aldılar, tertemizdi yatak ve çarşaflar, banyo, gardrop ve refakatçi koltuğu bulunmaktaydı. Arkadaşımla sohbet edip stresimi biraz yatıştırdım. Hemşire gelip damar yolumu açtı, bir süre sonra hastabakıcı almaya geldi ve operasyonun yapılacağı kata çıktık. O kadar şiş ve garip hissediyordum ki karnımın altında, oturamayıp ayakta bekledim, eğilince ya da kıvrılınca acıyordu çünkü yumurtalarımın hareketliliğini hissediyordum ki bu iyi bir şeydi, yumurtaların olgunlaştığına işaretti. Benden önceki hasta çıktı, çok gençti ve sedyedeydi ve halen anestezi etkisi altındaydı. Beni gördü ve ben de geçmiş olsun dedim, o da bana diledi ve tam alana girecekken arkamdan hafifçe seslendi ve “Allah sağlıkla bebeğini kucağına almayı nasip etsin” dedi. Hayatım boyunca unutamayacağımı düşündüğüm bu an içime çok dokundu: belli ki evliydi ve bebeği olmadığından tüp bebek tedavisi görüyordu bu çok genç yaşta ve halen anestezi etkisindeyken bile bunu bana söyleyebildi empati kurup, bir kadını en iyi bir kadın anlar yine. Aynısını ona diledim (sana dua edeceğim güzel yürekli kadın), kendime de evlenince. Sonra beni içeri aldılar, masaya yattım. Çok gergindim. Anestezist doktorumuz halimi görünce ve ben de ağrımı ve korkumu söyleyince önce elimi tutup moral verdi (böyle anlarda verilen destek hiç unutulmuyor gerçekten) ve benimle sohbet ederken rahatlatıcı ve ağrı kesici bir iğne sıktı damar yoluma. Ve tabii ki o andan itibaren kafam güzel oldu. Sonra bir iki dakika daha konuştuktan sonra tamamen anesteziyi verdi.
Uyandığımda odamızdaydık (yaklaşık 15-20 dakika geçmiş), arkadaşım hemşireyle konuşuyordu, bir süre daha uyudum uyandım, sonra hemşire geldi kontrol etti, yapmamız gerekenleri söyledi. Yiyecek bir şeyler geldi, sağolsun arkadaşım yedirdi vs ve çok iyi geldi kendime geldim, sonra yürüttü (tüm bu süreç 1 saat kadar sürüyor, kendinize çabuk geliyorsunuz.). Arada hemşire bir kağıt getirdi ve içinde kaç yumurtam olduğu yazıyordu ve de yapmam gerekenler bu süreçte. 6 yumurtam çıkmıştı ve ilk denemeye göre güzeldi ama toplam rezerv için yeterli değildi tabii. Daha sonra görüştüğüm doktorumdan ve laboratuvardan bunun 1 tanesinin uygun olmadığını (boyutu, kalitesi uygun olmayabiliyor ya da içi boş çıkabiliyor.) ve 5’inin dondurulduğunu öğrendim, çok kaybım da yoktu, çok sevindim. Bu arada Centrum Tüp Bebek Merkezi yumurtaları kristallenmeden çok hızlı şekilde donduran vitrifikasyon yöntemini kullanıyor ve yumurtalar dondurulurken de çözülürken de minimum hasar görüyor, ilk günkü tazeliğini koruyor (evet farkındayım çok ironik bir ifade:)). Doktor operasyonun başarılı geçtiğini, yaklaşık 1 hafta 10 gün sonra adet olacağımı ama (çok hassas bünyem var ve fazla etkileniyorum) bu defayı pas geçeceğini, dinlendireceğini ve ondan sonraki adette tekrar başlayacağımızı söyledi. Eve gittim, dinlendim. Hem zinde hem de mutlu hissediyordum kafamdaki endişe gittiği, ayrıca ağrılarım geçtiği ve hormonlarım da normale dönmeye başladığı için.
Maliyetler
Maliyete gelirsek: tüp bebek merkezinden tüp bebek merkezine fiyatlar çok değişiyor ama fark ettiğim Ankara’da ücretler İstanbul’a nazaran çok daha düşük. Ayrıca hangi ilaçlardan ne kadar ve kaç gün kullandığınız da toplam maliyeti çok fark ettiriyor çünkü pahalılar, belki eczaneyle konuşup biraz indirim isteyebilirsiniz. Bir defalık bu süreç bana her şey dâhil 10.000’nin altında bir maliyete geldi. Karşılığındaki güven duygusu ise paha biçilmez gerçekten. Elbette bu süreç belli bir uzmanlık ve tecrübe gerektiriyor ki bunu özveriyle yapan tüm merkezlere ve çalışanlarına çok teşekkürler. ve dondurma maliyetleri vs var ama fahiş ücretler isteyen yerlerin zaten bu işlemi yaptırmakta zorlanan ve çaresiz kalmış kişileri bu kadar zorlamaması gerektiğini düşünüyorum; biraz empati kurun ve zor durumda olana bir de siz vurmayın lütfen.
Operasyonun ardından
Sonuç olarak dünya için küçük benim için büyük bir adım ve pişman değilim, keşke daha önce yaptırsaydım yumurtalık sayım ve kalitem daha yüksekken (gerçi o zaman da rapor alamazdım yaptırmak için). Daha genç yaşta yaptırsaydım bir defada çok daha fazla sayıda ve kalitede yumurta toplayabileceklerdi ve bu da hamilelik olasılığını yükseltiyor. Olasılığı yükselten başka bir etmen de hamilelik yaşı. Yani bu yumurtaları dondurdum, oh istediğim yaşta çocuk yaparım kafam rahat diye bir rehavete düşmeyin sakın, buna güvenip yine ertelemek kendinize yapacağınız bir kötülük olur. Çünkü dondurduğunuz bu yumurtalarla ne kadar erken yaşta hamilelik denemesi yaparsanız, başarı şansı da, düşük yapmama ve çocukta anomali gelişmeme olasılığı da o kadar yüksek oluyor. Bu arada hamileliğe karar verdiğinizde, önce normal yoldan, belli bir süre olmazsa o zamanki taze yumurtanızı kullanarak tüp bebek yöntemiyle, o da olmazsa dondurduğunuz yumurtanızla yapmaya çalışıyorlar ki yeni dondurma teknikleriyle taze yumurtaya yakın bir kalitede oluyormuş dondurulmuşlar da. Türkiye’de evli olmayana dondurulmuş yumurtayı embriyoya çevirme işlemi yapılmıyor ya da donör de yasak, bunları düşünüyorsanız Kıbrıs’ı öneriyorlar forumlarda. Ancak dondurttuysanız da önce 1 yıl, sonra 5 yıl süreyle saklama süresini uzatabiliyorsunuz ve her şey titiz bir şekilde devlete iletiliyor ve kontrolleri yapılıyor.
Yumurta donduranların sonradan bunu kullanma yüzdesini ve hamile kalma oranını bilmiyorum; zaten Türkiye’de çok yeni bir süreç, bu konuda bir çalışma var mı da bilemiyorum ama geç yaşta da bu yolla hamile kalanlar olduğunu duydum. Diğer yandan hassas bir bünyem var, o yüzden ilaçların yan etkisi de hissettiğim acı da ortalamaya nazaran daha fazla oldu ama yine de dayanılmayacak bir süreç değildi kesinlikle, adet öncesi sendromuna benziyordu. Bu pandemi dönemi ve iğne sürecinde işe bile gittim kendimi çok yormamaya ve aşırı hareketli olmamaya çalışarak, tempomu düşürünce sorun olmadı, akşamları uzandım dinlendim hep. Zaten zararlı alışkanlıklarım yoktu (özellikle sigara içiyorsanız bırakın, doğurganlığa çok zarar veriyor; alkol kullanıyorsanız da ara verin). Pandemi döneminde de düzenli spora ve sağlıklı beslenmeye çok dikkat etmeye başlamıştım. Yapılan kan testlerinde sonuçlarını da gördüm ve yumurtanın kalitesine etkisinin olduğunu düşünüyorum.
Operasyon üzerine neredeyse 1 haftam doluyor ve çok az ağrım var (adet döneminin ilk günleri gibi), arada Parol aldım sadece ve güzelcene de dinlendim ve arada işe gittim. Size kendi yaşadıklarımı samimiyetle ve ayrıntısıyla anlatmaya çalıştım ki (bu benim kişisel sürecim oldu, başkası farklı yaşamış ya da yaşayacak olabilir tabii) endişelerinizi gidereyim ve karar vermeniz halinde az çok yaşayacaklarınızı okuyun: insan en çok bilmediğinden korkuyor ve erteliyor çünkü. İster yaptırın ister yaptırmayın, bu sadece sizin kararınız olmalı ve kimseye hesap vermek zorunda değilsiniz. Tek istediğim ileride pişman olmayacağınız seçeneği seçmeniz. Toplum baskısı, etrafta konuşulanlar, yanlış bilgiler boş verin bunları! Siz değerlisiniz ve kendi geleceğinizi kendiniz yönetin, geleceğinizde kendiniz için ne istiyorsanız o yolda zamanında yatırım yapın. Çünkü ileride üzüldüğünüzde, şu an kendisine göre davrandığınız o yargılayan kişiler yanınızda olup sizi teselli etmeyecek ve iyi ya da kötü kendi kararlarınızın sonuçlarıyla baş başa kalacaksınız. Çocuk istemek zorunda da değilsiniz ve bu da en doğal hakkınız. Ya da evlat da edinebilirsiniz ya da koruyucu ailelik, doğuran mı bakan mı değil mi. Ama bir olasılık çocuk yapma isteğiniz varsa ve halen doğurganlığınız devam ediyorsa bu imkânı kaçırmayın bence. Yapabileceğim bir şey olursa DM’den yazabilirsiniz. Hepinize güzel günler güçlü kadınlar.
Not: Değerli Doktorum Doç. Dr. Emre Pabuçcu’ya, değerli Anestezi Uzmanımıza, Centrum Tüp Bebek Merkezinin laboratuvar çalışanları, hemşireleri ve hasta bakıcıları ile idari görevlileri dâhil tüm çalışanlarına, ayrıca beni bu süreçte yalnız bırakmayan canım arkadaşıma (kadın kadının dostudur.) ve internetteki forumlarda deneyimlerini paylaşan tüm hemcinslerime sonsuz teşekkürlerimle.
Yaşadıkların için üzüldüm. Fakat müthiş anlatmışsın durumu. Şu soru cevap kısmında ilk cevaba kaynak var mı? Bana merkezde yapılır demişlerdi. Ayrıca gerekçesi tüylerimi diken diken etti. Çocuk edinme hakkı nedir dursun ilerde senle ya da sensiz şahsi olarak yumurtamı saklamak istiyorum. Düşünsene kansersin kocanla aran kötü o sırada boşanmaya çalışıcaksın belki yeni evlendin, bir sene beklemen lazım ayrılmak için ama son yumurtalarrın vs vs yüzlerce senaryo. Azospermiden sonra üç tane spermi bulunan adama da spermı saklayamazsın diyolar mı acaba? Cidden sinir bozucu. Herkes başk birine sonsuz minnet etmeden bu kadar ameliyat ve emek gerektiren bir konuda şahsi kanaatine göre tavır alabilmelidir. Erkek bu hareketi tasvip etmiyorsa, anlamıyorsa boşansın bu onun bileceği iş. Ama bunun gibi bir kural olması akla vicdana uygun değil. Sanıyorum doğru da değil. En azından over yetmezliğinde doğru değil.Herkese Merhaba,
Öncelikle bu kadar detaylı bir yazı yazmış olduğunuz için hem çok mutluyum hem de biraz olsun kıskandım.
Geçen yaz dondurma işlemi için Zeynep Kamil hastanesine gittim. Zaten yumurta dondurma tedavisini keşfetmek diğer devlet hastanelerinde en az 5 yıl süründükten sonra oldu.
26 yaşında bekar biriyim. Evliliği zamanında düşününen ve hayatımın her zaman bir noktasında olacağını bekleyen biriydim. Tabii ki insanın hayatına giren kişiler ve yaşadığı ilişkiler her zaman bununla sonuçlanmaz. E çocukta evlendiğin zaman olacak bir şeydir. O yüzden insan sonsuza kadar yalnız kalacağı gerçeği ile Türkiye şartlarında pek karşı karşıya kalamıyor. Her neyse..
Kendimi bildim bileli aşırı regl kanamaları olan, her zaman regl en az 10 gün süren stres topu biriydim. İnsanın hormonları bozulduğu zaman sinirleri de aynı oranda bozuk oluyor. Sinirler bozuk olunca hormon da tekrar bozuluyor. Bu uzun yıllar sürünce de henüz 21 yaşında dandik bir devlet hastanesindeyken size yapılan FSH 12'nin üzerinde çıkıyor ama orası devlet olduğu için yine kurbanlık koyun muamelesi yapılarak bir AMH sonucunuza bile bakılmıyor. İşin sonunda 26 yaşında elinizde AMH sonucunuzun 0.02 olduğunu gösteren bir kağıt ile baş başa kalıp. Koştura koştura çözüm aramaya başlıyorsunuz.
Öncelikle edindiğim bilgiler başlığı yazan arkadaşım gibi detaylı değil çünkü vardiyalı bir işten koşa koşa hastaneye gidip bana o gün için verilen doz ilaçları gece acilde vurdurmaya çalışırken zaman ve olay örgüsünü yitirmiştim.
Tüp bebek merkezinde herkes eşi ile bir umut beklerken sizin tutunduğunuz hiçbir dal olmayışı da zorluyor.
Zeynep kamile ilk gittiğimde o telaş ile çok gergin olduğum için kısırlık polikliniğinden aldığım randevunun bekarlar için geçerli olmadığını öğrendiğimde gerginlik ve geç kalmışlık hissinden dolayı ağlamıştım. Orada bir çalışan memur sağolsun beni yatıştırmıştı. Daha sonra başka bir gün gelip muayene oldum ve AMH oranımın düşük olmasından dolayı bana hızlı bir şekilde 5 doktor onaylı yumurta dondurabilir raporu verildi. Bu rapor özelde de bu işlemi yapmak isteyenler için çıkartılması gerekli. Zaten devlet hastanesinde bu işe giristikten sonra sizinle ilgili yapılan her şey dosyanıza yazılıyor. Yumurtalık rezerv düşüklüğü, kanser tedavisi vb. durumda olan hastalar Tüp bebek tedavisi gören hastalara nazaran daha hızlı şekilde işleme alınıyor. Çünkü zaten tükenmiş :)
Tüp bebek tedavisi gören kişilerin rapor işlemlerinin bu kadar uzun sürmesinin sebebi ise devlette 3 defa ücretsiz yararlanma hakları olması.
Yumurta donduran ile tüp tedavisi gören kişiler aslında aynı ilaçları kullanıyor fakat bizim ilaç ücreti karşılanmıyor. Sanki bu durumu biz secmişiz gibi...
Başlık sahibi gibi tüm süreçleri ben de aynı şekilde yaşadım. Günler vs. Yapılan iğneler doz falan filan onların hepsi kişiye göre değişir. Mesela E2 hormonunuzun 50 den düşük olması gerekir. Benim yüksek olduğu için ve kist olduğu için (genelde kist bu sayıyı yükseltiyor) 1 ay doğum kontrol hapı kullanmıştım. Ertesi ay kist geçti, E2 hormon seviyem normale döndü.
Dediğim gibi bu ilaç ve toplama aşamaları herkes için neredeyse standart. Fakat hayatımın en büyük hatasını devlette bunu yapmaya çalışarak yaptım.
İlaçları kullandıktan sonra 3 yumurtam gelişti. Ki benim 5 yıldır sağ tarafımda yumurtalık küçülme durumu vardı orada da gelişti. (Öncesinde anestezi pol randevu alınıp anesteziye uygunsuz durumun olmadığına dair kağıt almalısınız. Bu zorunlu.)
Operasyon günü işlem için annemle hastaneye gittik, yatmadan önce covid testi falan filan. (dünya yok oluyor biz hala yumurtlama derdinde)
Hemşire gelmeden duş alınması ve en son dün akşam yemek yenmiş olması gerektiğini su bile içilmemesini iletmişti.
O şekilde gittim, anneme benim için ayran ve tost almasını söyledi. Üstümü çıkartmak için odaya geçtim orada o gün o islemi yapacak 15 kişi olacaktı. Hepimize siyah muşamba gibi bir önlük verildi. İlk ya da ikinci sirada girmiştim o sürede giyinmiş olarak beklerken diğer gelenlerle beraber aynı odada en son 6 kişi falandık. Her neyse op. için hemşire çağırdı ayağımdaki ayakkabıları kapıda çıkarttım tam o noktadan sonra buzhane gibi olan odaya geçerken terlik giydirildi. Oda duvarları soluk sarı, kürtaj koltuğu ve cihazların ekranları acıktı.
Koltuğa oturdum, bacaklarım iki yana açıldı önce kollarım bağlandı, sonra bacaklarım, bu gerçekten insana berbat hissettiren bir duygu. Alt bölgem örtü ile yarı açık arkadan doktor, anestezi uzmanı o bu geçiyor. Her neyse doktor geldi. Bana daha anestezi verilmemişti, alt bölgeme halka gibi bir şey sokulduğunu hissettim. Doktor içimi temizlediğini söyledi. Orada ki ağrı cidden kötüydü. Sonra anestezi verilmeye başlandı ve burnuma gelen o garip koku ile yavaştan gittiğimi anlayıp gözlerimi kendim kapattım. Bana seslendikleri zaman uyandım ve beni sedyeye aldılar. Sedyeye alırken açıkçası rulo börek gibi yuvarlandım. Odaya geldim beni yatağa cidden inşaata kum atar gibi attılar. Halime içten içe gülmüştüm. Daha sonra ilk beklediğim odaya beni tekrar getirdiler. Annemin aldığı tost odaya gelmiş (VIP hizmet) hemen onu yememi istediler. Yerken benden sonra gelenlerde benimle aynı durumdaydı. Odada 6 kişi olana kadar falan yine toplu halde sonuç bekledik. Herkesin işlemi bittikten sonra hemşire geldi. Hepimiz için tek tek şu kadar yumurtan çıktı şu kadarı alındı vs vs dedi. Sıra bana geldiğinde senin 2 yumurtan toplandı ikisi de boş olduğu için tedavin iptal edildi dedi. :)
Ne denir bilmiyorum. Benim için berbat bir süreçti. Buraya kadar okuyan kim varsa helal olsun diyorum. Bunları yazarken aynı hisleri tekrar yaşadım. Umarım kimse yaşamak zorunda kalmaz.
Şimdi sorulmuş olan bazı sorular var onlara cevap vereyim.
1.si evli ciftlerde eşin çocuk edinme hakkının ihlali söz konusu olduğu için yumurta dondurma yasak.
2.si yumurta dondurma işleminden sonra saklanması için adli tıp raporu isteniyor. Yani başka birinin yumurtasını alıp sizinki diye saklayamazlar.
3.tüm bu süreç için masraflar devlet hastanesinde ilaçlar 3500-4000 dondurma ücreti 1500, her yıl bakım bedeli 250 tl diye hatırlıyorum.
Tedavi iptal olduğu zaman 990tl geri iade edilmişti.
Selam,Yaşadıkların için üzüldüm. Fakat müthiş anlatmışsın durumu. Şu soru cevap kısmında ilk cevaba kaynak var mı? Bana merkezde yapılır demişlerdi. Ayrıca gerekçesi tüylerimi diken diken etti. Çocuk edinme hakkı nedir dursun ilerde senle ya da sensiz şahsi olarak yumurtamı saklamak istiyorum. Düşünsene kansersin kocanla aran kötü o sırada boşanmaya çalışıcaksın belki yeni evlendin, bir sene beklemen lazım ayrılmak için ama son yumurtalarrın vs vs yüzlerce senaryo. Azospermiden sonra üç tane spermi bulunan adama da spermı saklayamazsın diyolar mı acaba? Cidden sinir bozucu. Herkes başk birine sonsuz minnet etmeden bu kadar ameliyat ve emek gerektiren bir konuda şahsi kanaatine göre tavır alabilmelidir. Erkek bu hareketi tasvip etmiyorsa, anlamıyorsa boşansın bu onun bileceği iş. Ama bunun gibi bir kural olması akla vicdana uygun değil. Sanıyorum doğru da değil. En azından over yetmezliğinde doğru değil.
Böyle bir haber vardı kadın kanser tedavisi öncesi embriyo dondurmuş. Boşanmışlar sonra vs şimdi hiç yumurtası yok adam da kullandırmıyor. Bitti gitti tek şansın. Hof neys şu konudan uzaklaşayım. Telefondan yazamıyorum donuyor.
Tekrar deneyecek misin, dhea vs kullanıp, özelde mümkünse?
Anladım. Bir tür rapora bağlı deniyor buradakiler de. Dr lardan mail aldım biri olur biri olmaz diye. ben daha çok kim dedi anlamında sormak istedim kaynağı yoksa bekarken araştırma niye yapasınız tabi. Ben eşimle zor günler geçiriyorum ve benzer fikirlerde olacağımız gibi bir sezgiye kapılıp yazmıştım o konuda.Selam,
Açıkçası dondurma işlemi için evliyken izin verilmemesi vs konuları arkasında ne barındırır bilmiyorum. Ama kesin olarak izin verilmediğini oradaki memurdan öğrenmiştim. Ekstra kaynak araştırması yapmadım.
Deneyimimin üzerinden 1 yıl geçti. Hala ultrasona girip tekrar baktırma olayına girmedim. Özel için sigorta yaptıracaktim ama ayni zamanda bir kaç doktora sosyal medyadan yazdığım zaman bana dönüşleri hep olumsuz ve denemek lazım minvalinde olunca. Bomboş bir umut için kendimi tek başıma yormak istemedim. Onun yerine tatile gittim denizin güneşin tadını çıkarttım. Çünkü asıl iş dondurduktan sonra başlıyor. O tek bir yumurtaya güvenip ilerde evlendiğinizi düşünün. Tutmadığı zaman tamamen umutlarınızda bitmiş oluyor. Açıkçası artık istiyor muyum ondan bile emin değilim. Dhea vs kullanmistim ama bir şeye yaramamıştı.
Ne kadar güzel ve detaylı anlatmışsınız, konuyu her açıdan paylaşmışsınız. Ben de 3 sene önce yumurta dondurdum, 2 seferde toplam 8 adet yumurtam oldu. Geçen sene de evlendim (43 yaşındayım), şu anda tüp bebek denemesi yapıyorum. Dondurduğum yumurtaları yedek o
size bir sey sorabilir miyim. donmus yumurtalari kullanmamak doktorunuzun mu onerisiyidi , evetse neden ? cunku ben de bekarken yumurta dondurdum ve 42 yasinda simdi tup bebek tedvisine baslayacagiz henuz randevu almadik amaMerhaba, 8 yumurtam donduruldu, ama ben tüp bebekte onları kullanmadım. Baştan tüp bebek tedavisi oldum, ilk seferinde sadece 1 tane yumurta çıktı, o da embriyo oldu ve transferim oldu ama malesef tutmadı. Şimdi ikinci seferi deniyorum, bu sefer iki yumurta çıktı, ikisi de embriyo oldu ve ikisi de transfer oldu, ilk hamilelik testlerim pozitif, şimdi pazartesi günü ultrasona gideceğiz, çok heyecanlıyım.
Eğer bu tüp bebek denemeleri olmazsa, dondurulmuşları 2şer 2şer kullanmayı düşünüyorum, yani 4 kerede transfer olurlar - inşallah gerek kalmaz.
cok guzel anlatmisiniz tebrik ederim hele duygularinizi ben de 37 yasinda bekarken dondurdumTüm Ayrıntılarıyla bir Yumurta Dondurma Tecrübesi
Motivasyon nedenim
38 yaşındayım ve yumurta dondurma işlemine karar vermem senelerimi aldı. Çevremde fiziken ve zihnen beğenilen biri olmama ve birçok evlilik teklifi almama rağmen eskiden travmatik bir evlilik yaşadığımdan sütten ağzım yanarak evliliğe içgüdüsel olarak mesafe koydum ve bu bariyeri istesem de maalesef henüz aşamadım. Diğer yandan yaşla birlikte doğurganlık olasılığının azalması zihnimde geri planda duran, görmezden gelip çözüm bulmayı ertelediğim ama son yıllarda beni strese sokan bir durumdu. Yumurta dondurmaya ilişkin bir bilgim olmadığı gibi, en fazla izlediğim gördüğüm şey bu konuda BBC’nin yakın zamandaki programıydı. Ve yumurta dondurtmaktan da dondurtmamaktan da korkuyordum. Ve geçen sene sonunda gözümü karartıp bu yola çıktım, sonra keşke daha önce çıksaymışım dedim.
İlk muayene tecrübesi ve yumurta dondurma şartları
Cesaretimi toplayıp, çok güvendiğim arkadaşımın tavsiyesiyle Ankara Çankaya’daki Centrum Tüp Bebek Merkezinde Doç. Dr. Emre Pabuçcu’ya gittim. Babası Prof Dr. Recai Pabuçcu’nun da kadın doğum konusunda çok hatrısayılır bir doktor olduğunu ve kendisinin de yanında yetiştiğini ve işin ehli olduğunu biliyordum. Üstelik, Doktor Emre Beyin sizi yargılayan ve kısa cevaplar verip çabucak odasından çıkmanızı bekleyen gözü kapıda bir tavrı asla yoktu. Aksine çok bilgilendirici ve cana yakındı. Kendisi önce kısa bir bilgilendirici konuşma yaptı, sonra alttan muayene ile yumurta foliküllerime baktı ve rezervlerin azaldığını fark etti. Bunun üzerine kan ve hormon testleri istedi. Bunlarda da rezervlerim düşük çıktı. Bir devlet hastanesinden heyet raporuyla yumurta dondurma işlemi yapılabilir raporu aldım, ki bu hemen de çıkmıyor.
Öncelikle yumurta dondurma işlemi için, ki ülkemizde kanser hastaları dışında bu iznin verilmesi daha çok yeni, ve işlem devlet iznine bağlı ve bunun için hastaneden heyet raporu isteniyor, ya rezervlerinizin belli bir seviyesinin altına inmesi (Amh hormonu vs bakılıyor) ya da yumurta kapasitesine zarar veren kanser vb bir durumunuzun olması gerekiyor. Şimdi bu kendi içinde çelişkili bir durum çünkü zaten yumurtalık kapasiteniz azalmışsa yumurta dondurma işlemi daha az etkili çünkü yumurta sayınız ve kalitesi düşmüş oluyor. Asıl olay erken yaşta ve kapasiteniz yüksekken dondurabilmek ki ileride çözüldüğünde hamile kalma olasılığınız yüksek olsun ama ona da ülkemizde izin verilmiyor. Çünkü yumurtanızı hangi yaşta dondurduğunuz ileride onları kullandığınızda hamilelik olasılığını direkt etkiliyor. 35’inden sonra yumurta kaliteniz ve sayısı ciddi düşüşe geçiyor, asıl kırılma noktasını da 37 yaş olarak görüyor doktorlar. Kaldı ki genç ya da evli bile olsanız, farkında olmadan erken menopoz, kanser, genetik, kaza vs gibi riskleri taşıyabiliyorsunuz, o yüzden tedbirli olup gençken dondurmakta fayda var diye düşünüyorum. Benim eski hormon tahlillerim vardı ve gerçekten her sene ne kadar düştüğünü, bir senede bile nasıl fark ettiğini şaşkınlıkla gördüm. Neyse buna da şükür diyorum, bu izin bile yakın zamanda çıktı ama inş devlet istismara izin vermeyecek düzenlemeler çerçevesinde heyet raporu sınırlamasını kaldırır ve kadınlar kendi bedenlerinden çıkacak bir yumurtayı dondurma özgürlüğüne yakın zamanda kavuşur.
Dondurma sürecine girişim ve iğneler
Tetkikler ve detaylı olarak sürecin konuşulmasından sonra, bir sonraki adetimin ikinci ya da üçüncü gününde görüşmek üzere sözleştik, bu arada doktor bey düşük çıkan bazı değerlerim için ilaçlar yazdı toparlamam için. Adetimin 3. Günü gittiğimde yine alttan muayene yapılıp folikül sayısına bakıldı. Birkaç yumurtam gözüküyordu, daha doğrusu içi sıvı dolu kesecik. Benim bildiğim yumurta tek olur ve her ay adet dönemiyle atılırdı, peki nasıl birden fazla oluyordu? Durum şöyleymiş: kadın vücudunda ergenliğe girildiğinden itibaren sayısı düşmeye başlayan sayısız yumurta varmış ve her ay da potansiyel yumurtalar olurmuş rahimde ama bunlardan sadece bir tanesi olgunlaşıp döllenmeye hazır hale gelirmiş, gerisi o süreçte atılırmış ve o tek yumurta da döllenmezse o da adetle atılırmış bildiğiniz üzere. İşte o potansiyel yumurta kesecikleri atılmadan, onlara içinde belli hormonları uyaran içerikte iğnelerle uyarıp diğer yumurta gibi büyümesini sağlıyorlar ve sonra da yine iğnelerle onları vücutta tutup atılmadan mini bir operasyonla alıyorlar. Yumurta dondurmanın özeti tam da bu.
Muayene ve test sonrası Dr. Emre Bey bana karından yapılan iğneler için reçete yazdı. Bunlar aslında tüp bebek tedavisi gören hastalara verilen ilaçlarla aynı ve sonunda döllenme işlemi harici süreç tamamen aynı. Piyasada birkaç çeşit bulunmakta ve doktorunuz hangisinin size iyi geleceğine göre çeşidine ve dozajına kendisi karar veriyor. Ve bunları devlet ödemiyor (tüp bebekte belki ödeniyordur bilemiyorum.). Ancak karından iğne olma fikri beni çok geriyordu, üstelik bunu her akşam kendimin yapacak olması fikri beni dehşete düşürüyordu. Ama hemşire Tuğba hanım çok anlayışlı ve sabırlı şekilde bana nasıl yapmam gerektiğini anlattı, üstüne bir de internetten videolar izledim. Yine de ilk gün çok zordu, bana refakat eden ve tüm süreçte destek olan canım arkadaşımın yardımıyla ilk gün iğnemi zorlukla yaptım ve inanılmaz acemiydim. Ama 3. Günden sonra pratikleşmiş ve adeta bir hemşireye dönüşmüştüm.:) ve şırıngaya tüm ilacı ve sıvıyı çektikten sonra enjektörün ucunu ince bir iğne ile değiştirdiğinizden (aynen diabetlilerin vurulduklarından) doğru düzgün bir acı hissetmiyorsunuz zaten. Lütfen korkup da bundan dolayı vazgeçmeyin, benim gibi hassas bir kişi bile yaptıysa siz hayli hayli yaparsınız. İğne de önemli olan verilen saati geçirmemeniz ve her gün aynı saatte yapmanız. Ve çok büyük yan etkilerle karşılaşırsanız doktorunuzu bilgilendirmeniz de önemli, ona göre ilaçların çeşidini ve dozajını değiştirir.
Hassas bir bünyeye sahip olduğumdan ilaçların etkisini fiziksel ve duygusal olarak hissettim ve resmen romantik bir ergene döndüm. Romantik komedi içi boş Hollywood filmlerine kadar izledim.:) Bu süreçte verilen hormonlardan dolayı östrojen hormonunuz tavan yapıyor ve duygusallaşıyorsunuz (ki zaten öyleyimdir normalde de); adet öncesi sendromunu daha uzun dönemde ve daha yoğun yaşadığınızı düşünün. Arada ağladığım zamanlar da oldu ama depresif düzeyde değildi. Sakın kendinizi koşullamayın şöyle zor bir süreçmiş, böyle kötü geçecek diye: herşeyden önce geçici bir süreç ve herkes kendi hikayesini yaşar ve en önemlisi sonunda elde edeceğinize değiyor ve abartıldığı gibi de bir zorluğu yok.
Ara kontroller
5 gün iğne olduktan sonra, sözleştiğimiz gibi 6. gün doktora gittim ve kontrol etti (ama ne zaman çağıracağı vs tamamen kişisel seyrinize bağlı). Bu arada söylememe gerek yok herhalde doğum kontrol hapı kullanıyorsanız kesiyorsunuz, cinsel birlikteliğiniz varsa ara veriyorsunuz, ekstra kullandığınız ilaçlar varsa doktora iletiyorsunuz, ben de bunların hiç biri yoktu ama bilginiz olsun diye. Ağrı kesici sadece Parol alabilirsiniz gerekirse ama dayanılmayacak bir ağrı olmadığından onu da almadım. Bu arada yürüyüş dışında spor da yasak, ya da ağır kaldırmak, kendinizi yormak vs. Bol bol su içeceksiniz, kabız olmaz zararlı ve kendinizi yoracak ya da strese sokacak şeylerden uzak durmanız tavsiye diliyor.
6. gün muayene edildiğinde yumurtalarımın hızla büyüdüğü görüldü ve olduğum iğnelerin yanına çatlatmama iğnesi de yazıldı ve üç gün sonraya randevu verildi. Tüm yumurtalar aynı hızla büyümüyor ve çatlatmama iğnesi belli bir milimetrenin üzerine çıkan büyümekte olan yumurta adayının vücuttan atılmasını engelliyor. Çatlatmama iğnesini sabah oluyordum ki dozajı çok daha yüksek ve iğnesi daha büyük, ilk gün beni bir hayli etkiledi ve hep yattım kasıklarımdaki ağrıdan ve yorgunluktan, akşama da yine diğer iğnemi oldum yumurtalarımı büyüten. Neyse ki ertesi sabah vurulduğumda artık öyle bir yan etkisi kalmamıştı vücudum adapte olduğundan. Ama diğer yandan aynı gün içerisinde vücuduna yumurtayı büyüt ama diğer yandan onu atma diyen karşıt iki komut veren bir tedavi süreci insanı biraz etkiliyor.
3 gün sonra doktor kontrolüne gittiğimde yumurtaların baya büyüdüğü görüldü ve akşam vurulduğum iğneden hemen yapmam, akşama da çatlatma iğnesi denilen yumurtayı olgunlaştıran almaya hazır hale getiren iğneyi yapmam söylendi. Bu iğnenin çok kesin bir saati vardı dakikası dakikasına ve yumurtaların 36 saat sonra da operasyonla alınması gerekiyordu vücutta serbest dolanırken vücuttan atılmasınlar diye. Son günlerde bir hayli ağırlaşmış ve hamile gibiydim, sürecin isminden de müstesna kendimi yumurtalamak üzere bir tavuk gibi hissediyordum:), sanki altım düşecek gibiydi. Ayrıca kokulara karşı çok hassaslaşmıştım, parfümdü sigaraydı direkt midemi bulandırıyordu. Sanıyorum hamileler son aylarında böyle oluyor, yürürken bile karnımda baskı hissediyordum ve yavaşlıyordum, dik de oturamıyordum; işyerindekilere başka bir rahatsızlık diye söyledim, bu mahrem sürecimi anlatmama hakkımı kullanarak. Sonuçta nasıl akşam eşinizle, sevgilinizle seviştiğinizde sabah bunu herkese anlatmıyorsanız, bu mahreminizi de kendinize saklamanız sizin en doğal hakkınız. Ve eğer etrafınızda yumurta dondurma veya tüp bebek sürecinde olan tanıdıklarınız varsa onlara karşı anlayışlı olun ve baskı yapmayın.
Yumurta toplama günü
İstenilen testlerin sonuçları ve evraklarımı alarak verilen saatte arkadaşımla birlikte sonunda merkezin yolunu tuttum (haftasonu pandemi karantinasında denk gelirse öncesinden merkezden imzalı bir kağıt isteyin sizin ve refakatçinizin ismini yazan ve bir tetkik için o gün randevunuz olduğunu belirten ki polis durdurursa ceza yemeyin.). Bu süreçte bu özelinizi anlatabileceğiniz, güvenebileceğiniz birinin yanınızda olması gerçekten çok kıymetli. Tüp bebek merkezlerinde yüzde doksan çiftler var ve bu süreçte bekar biri olarak kendinizi yalnız hissediyorsunuz, toplum baskısı da cabası. Beni tanıyan durak taksiye binmeyip, yoldan durdurduğum taksiye binip merkezin ilerisinde durdurup yürüdüğümü biliyorum, beni anlayanlarınız olacaktır eminim. Ya da danışmada ismim sorulup kayıt girileceğinde kimse duymasın diye alçak sesle yanıt verdiğimi, parmağımda yüzük yok diye. Aslında kimse kimseyi yargılamıyor da, o sıradaki psikolojiniz hassas oluyor işte.
Yumurta toplama günü merkeze gidip girişimi yaptırdık ve ardından bizi bir odaya aldılar, tertemizdi yatak ve çarşaflar, banyo, gardrop ve refakatçi koltuğu bulunmaktaydı. Arkadaşımla sohbet edip stresimi biraz yatıştırdım. Hemşire gelip damar yolumu açtı, bir süre sonra hastabakıcı almaya geldi ve operasyonun yapılacağı kata çıktık. O kadar şiş ve garip hissediyordum ki karnımın altında, oturamayıp ayakta bekledim, eğilince ya da kıvrılınca acıyordu çünkü yumurtalarımın hareketliliğini hissediyordum ki bu iyi bir şeydi, yumurtaların olgunlaştığına işaretti. Benden önceki hasta çıktı, çok gençti ve sedyedeydi ve halen anestezi etkisi altındaydı. Beni gördü ve ben de geçmiş olsun dedim, o da bana diledi ve tam alana girecekken arkamdan hafifçe seslendi ve “Allah sağlıkla bebeğini kucağına almayı nasip etsin” dedi. Hayatım boyunca unutamayacağımı düşündüğüm bu an içime çok dokundu: belli ki evliydi ve bebeği olmadığından tüp bebek tedavisi görüyordu bu çok genç yaşta ve halen anestezi etkisindeyken bile bunu bana söyleyebildi empati kurup, bir kadını en iyi bir kadın anlar yine. Aynısını ona diledim (sana dua edeceğim güzel yürekli kadın), kendime de evlenince. Sonra beni içeri aldılar, masaya yattım. Çok gergindim. Anestezist doktorumuz halimi görünce ve ben de ağrımı ve korkumu söyleyince önce elimi tutup moral verdi (böyle anlarda verilen destek hiç unutulmuyor gerçekten) ve benimle sohbet ederken rahatlatıcı ve ağrı kesici bir iğne sıktı damar yoluma. Ve tabii ki o andan itibaren kafam güzel oldu. Sonra bir iki dakika daha konuştuktan sonra tamamen anesteziyi verdi.
Uyandığımda odamızdaydık (yaklaşık 15-20 dakika geçmiş), arkadaşım hemşireyle konuşuyordu, bir süre daha uyudum uyandım, sonra hemşire geldi kontrol etti, yapmamız gerekenleri söyledi. Yiyecek bir şeyler geldi, sağolsun arkadaşım yedirdi vs ve çok iyi geldi kendime geldim, sonra yürüttü (tüm bu süreç 1 saat kadar sürüyor, kendinize çabuk geliyorsunuz.). Arada hemşire bir kağıt getirdi ve içinde kaç yumurtam olduğu yazıyordu ve de yapmam gerekenler bu süreçte. 6 yumurtam çıkmıştı ve ilk denemeye göre güzeldi ama toplam rezerv için yeterli değildi tabii. Daha sonra görüştüğüm doktorumdan ve laboratuvardan bunun 1 tanesinin uygun olmadığını (boyutu, kalitesi uygun olmayabiliyor ya da içi boş çıkabiliyor.) ve 5’inin dondurulduğunu öğrendim, çok kaybım da yoktu, çok sevindim. Bu arada Centrum Tüp Bebek Merkezi yumurtaları kristallenmeden çok hızlı şekilde donduran vitrifikasyon yöntemini kullanıyor ve yumurtalar dondurulurken de çözülürken de minimum hasar görüyor, ilk günkü tazeliğini koruyor (evet farkındayım çok ironik bir ifade:)). Doktor operasyonun başarılı geçtiğini, yaklaşık 1 hafta 10 gün sonra adet olacağımı ama (çok hassas bünyem var ve fazla etkileniyorum) bu defayı pas geçeceğini, dinlendireceğini ve ondan sonraki adette tekrar başlayacağımızı söyledi. Eve gittim, dinlendim. Hem zinde hem de mutlu hissediyordum kafamdaki endişe gittiği, ayrıca ağrılarım geçtiği ve hormonlarım da normale dönmeye başladığı için.
Maliyetler
Maliyete gelirsek: tüp bebek merkezinden tüp bebek merkezine fiyatlar çok değişiyor ama fark ettiğim Ankara’da ücretler İstanbul’a nazaran çok daha düşük. Ayrıca hangi ilaçlardan ne kadar ve kaç gün kullandığınız da toplam maliyeti çok fark ettiriyor çünkü pahalılar, belki eczaneyle konuşup biraz indirim isteyebilirsiniz. Bir defalık bu süreç bana her şey dâhil 10.000’nin altında bir maliyete geldi. Karşılığındaki güven duygusu ise paha biçilmez gerçekten. Elbette bu süreç belli bir uzmanlık ve tecrübe gerektiriyor ki bunu özveriyle yapan tüm merkezlere ve çalışanlarına çok teşekkürler. ve dondurma maliyetleri vs var ama fahiş ücretler isteyen yerlerin zaten bu işlemi yaptırmakta zorlanan ve çaresiz kalmış kişileri bu kadar zorlamaması gerektiğini düşünüyorum; biraz empati kurun ve zor durumda olana bir de siz vurmayın lütfen.
Operasyonun ardından
Sonuç olarak dünya için küçük benim için büyük bir adım ve pişman değilim, keşke daha önce yaptırsaydım yumurtalık sayım ve kalitem daha yüksekken (gerçi o zaman da rapor alamazdım yaptırmak için). Daha genç yaşta yaptırsaydım bir defada çok daha fazla sayıda ve kalitede yumurta toplayabileceklerdi ve bu da hamilelik olasılığını yükseltiyor. Olasılığı yükselten başka bir etmen de hamilelik yaşı. Yani bu yumurtaları dondurdum, oh istediğim yaşta çocuk yaparım kafam rahat diye bir rehavete düşmeyin sakın, buna güvenip yine ertelemek kendinize yapacağınız bir kötülük olur. Çünkü dondurduğunuz bu yumurtalarla ne kadar erken yaşta hamilelik denemesi yaparsanız, başarı şansı da, düşük yapmama ve çocukta anomali gelişmeme olasılığı da o kadar yüksek oluyor. Bu arada hamileliğe karar verdiğinizde, önce normal yoldan, belli bir süre olmazsa o zamanki taze yumurtanızı kullanarak tüp bebek yöntemiyle, o da olmazsa dondurduğunuz yumurtanızla yapmaya çalışıyorlar ki yeni dondurma teknikleriyle taze yumurtaya yakın bir kalitede oluyormuş dondurulmuşlar da. Türkiye’de evli olmayana dondurulmuş yumurtayı embriyoya çevirme işlemi yapılmıyor ya da donör de yasak, bunları düşünüyorsanız Kıbrıs’ı öneriyorlar forumlarda. Ancak dondurttuysanız da önce 1 yıl, sonra 5 yıl süreyle saklama süresini uzatabiliyorsunuz ve her şey titiz bir şekilde devlete iletiliyor ve kontrolleri yapılıyor.
Yumurta donduranların sonradan bunu kullanma yüzdesini ve hamile kalma oranını bilmiyorum; zaten Türkiye’de çok yeni bir süreç, bu konuda bir çalışma var mı da bilemiyorum ama geç yaşta da bu yolla hamile kalanlar olduğunu duydum. Diğer yandan hassas bir bünyem var, o yüzden ilaçların yan etkisi de hissettiğim acı da ortalamaya nazaran daha fazla oldu ama yine de dayanılmayacak bir süreç değildi kesinlikle, adet öncesi sendromuna benziyordu. Bu pandemi dönemi ve iğne sürecinde işe bile gittim kendimi çok yormamaya ve aşırı hareketli olmamaya çalışarak, tempomu düşürünce sorun olmadı, akşamları uzandım dinlendim hep. Zaten zararlı alışkanlıklarım yoktu (özellikle sigara içiyorsanız bırakın, doğurganlığa çok zarar veriyor; alkol kullanıyorsanız da ara verin). Pandemi döneminde de düzenli spora ve sağlıklı beslenmeye çok dikkat etmeye başlamıştım. Yapılan kan testlerinde sonuçlarını da gördüm ve yumurtanın kalitesine etkisinin olduğunu düşünüyorum.
Operasyon üzerine neredeyse 1 haftam doluyor ve çok az ağrım var (adet döneminin ilk günleri gibi), arada Parol aldım sadece ve güzelcene de dinlendim ve arada işe gittim. Size kendi yaşadıklarımı samimiyetle ve ayrıntısıyla anlatmaya çalıştım ki (bu benim kişisel sürecim oldu, başkası farklı yaşamış ya da yaşayacak olabilir tabii) endişelerinizi gidereyim ve karar vermeniz halinde az çok yaşayacaklarınızı okuyun: insan en çok bilmediğinden korkuyor ve erteliyor çünkü. İster yaptırın ister yaptırmayın, bu sadece sizin kararınız olmalı ve kimseye hesap vermek zorunda değilsiniz. Tek istediğim ileride pişman olmayacağınız seçeneği seçmeniz. Toplum baskısı, etrafta konuşulanlar, yanlış bilgiler boş verin bunları! Siz değerlisiniz ve kendi geleceğinizi kendiniz yönetin, geleceğinizde kendiniz için ne istiyorsanız o yolda zamanında yatırım yapın. Çünkü ileride üzüldüğünüzde, şu an kendisine göre davrandığınız o yargılayan kişiler yanınızda olup sizi teselli etmeyecek ve iyi ya da kötü kendi kararlarınızın sonuçlarıyla baş başa kalacaksınız. Çocuk istemek zorunda da değilsiniz ve bu da en doğal hakkınız. Ya da evlat da edinebilirsiniz ya da koruyucu ailelik, doğuran mı bakan mı değil mi. Ama bir olasılık çocuk yapma isteğiniz varsa ve halen doğurganlığınız devam ediyorsa bu imkânı kaçırmayın bence. Yapabileceğim bir şey olursa DM’den yazabilirsiniz. Hepinize güzel günler güçlü kadınlar.
Not: Değerli Doktorum Doç. Dr. Emre Pabuçcu’ya, değerli Anestezi Uzmanımıza, Centrum Tüp Bebek Merkezinin laboratuvar çalışanları, hemşireleri ve hasta bakıcıları ile idari görevlileri dâhil tüm çalışanlarına, ayrıca beni bu süreçte yalnız bırakmayan canım arkadaşıma (kadın kadının dostudur.) ve internetteki forumlarda deneyimlerini paylaşan tüm hemcinslerime sonsuz teşekkürlerimle.
Yaşadığınız süreci çok ayrıntılı anlattınız... Bi an gözlerim doldu... Ben Yaptıracam yumurta dondurmayı ama korkuyorum. Korkum iğne hormonlar değil yeteri sayıda yumurtam olaçak mı onu dişümüyorum....Tüm Ayrıntılarıyla bir Yumurta Dondurma Tecrübesi
Motivasyon nedenim
38 yaşındayım ve yumurta dondurma işlemine karar vermem senelerimi aldı. Çevremde fiziken ve zihnen beğenilen biri olmama ve birçok evlilik teklifi almama rağmen eskiden travmatik bir evlilik yaşadığımdan sütten ağzım yanarak evliliğe içgüdüsel olarak mesafe koydum ve bu bariyeri istesem de maalesef henüz aşamadım. Diğer yandan yaşla birlikte doğurganlık olasılığının azalması zihnimde geri planda duran, görmezden gelip çözüm bulmayı ertelediğim ama son yıllarda beni strese sokan bir durumdu. Yumurta dondurmaya ilişkin bir bilgim olmadığı gibi, en fazla izlediğim gördüğüm şey bu konuda BBC’nin yakın zamandaki programıydı. Ve yumurta dondurtmaktan da dondurtmamaktan da korkuyordum. Ve geçen sene sonunda gözümü karartıp bu yola çıktım, sonra keşke daha önce çıksaymışım dedim.
İlk muayene tecrübesi ve yumurta dondurma şartları
Cesaretimi toplayıp, çok güvendiğim arkadaşımın tavsiyesiyle Ankara Çankaya’daki Centrum Tüp Bebek Merkezinde Doç. Dr. Emre Pabuçcu’ya gittim. Babası Prof Dr. Recai Pabuçcu’nun da kadın doğum konusunda çok hatrısayılır bir doktor olduğunu ve kendisinin de yanında yetiştiğini ve işin ehli olduğunu biliyordum. Üstelik, Doktor Emre Beyin sizi yargılayan ve kısa cevaplar verip çabucak odasından çıkmanızı bekleyen gözü kapıda bir tavrı asla yoktu. Aksine çok bilgilendirici ve cana yakındı. Kendisi önce kısa bir bilgilendirici konuşma yaptı, sonra alttan muayene ile yumurta foliküllerime baktı ve rezervlerin azaldığını fark etti. Bunun üzerine kan ve hormon testleri istedi. Bunlarda da rezervlerim düşük çıktı. Bir devlet hastanesinden heyet raporuyla yumurta dondurma işlemi yapılabilir raporu aldım, ki bu hemen de çıkmıyor.
Öncelikle yumurta dondurma işlemi için, ki ülkemizde kanser hastaları dışında bu iznin verilmesi daha çok yeni, ve işlem devlet iznine bağlı ve bunun için hastaneden heyet raporu isteniyor, ya rezervlerinizin belli bir seviyesinin altına inmesi (Amh hormonu vs bakılıyor) ya da yumurta kapasitesine zarar veren kanser vb bir durumunuzun olması gerekiyor. Şimdi bu kendi içinde çelişkili bir durum çünkü zaten yumurtalık kapasiteniz azalmışsa yumurta dondurma işlemi daha az etkili çünkü yumurta sayınız ve kalitesi düşmüş oluyor. Asıl olay erken yaşta ve kapasiteniz yüksekken dondurabilmek ki ileride çözüldüğünde hamile kalma olasılığınız yüksek olsun ama ona da ülkemizde izin verilmiyor. Çünkü yumurtanızı hangi yaşta dondurduğunuz ileride onları kullandığınızda hamilelik olasılığını direkt etkiliyor. 35’inden sonra yumurta kaliteniz ve sayısı ciddi düşüşe geçiyor, asıl kırılma noktasını da 37 yaş olarak görüyor doktorlar. Kaldı ki genç ya da evli bile olsanız, farkında olmadan erken menopoz, kanser, genetik, kaza vs gibi riskleri taşıyabiliyorsunuz, o yüzden tedbirli olup gençken dondurmakta fayda var diye düşünüyorum. Benim eski hormon tahlillerim vardı ve gerçekten her sene ne kadar düştüğünü, bir senede bile nasıl fark ettiğini şaşkınlıkla gördüm. Neyse buna da şükür diyorum, bu izin bile yakın zamanda çıktı ama inş devlet istismara izin vermeyecek düzenlemeler çerçevesinde heyet raporu sınırlamasını kaldırır ve kadınlar kendi bedenlerinden çıkacak bir yumurtayı dondurma özgürlüğüne yakın zamanda kavuşur.
Dondurma sürecine girişim ve iğneler
Tetkikler ve detaylı olarak sürecin konuşulmasından sonra, bir sonraki adetimin ikinci ya da üçüncü gününde görüşmek üzere sözleştik, bu arada doktor bey düşük çıkan bazı değerlerim için ilaçlar yazdı toparlamam için. Adetimin 3. Günü gittiğimde yine alttan muayene yapılıp folikül sayısına bakıldı. Birkaç yumurtam gözüküyordu, daha doğrusu içi sıvı dolu kesecik. Benim bildiğim yumurta tek olur ve her ay adet dönemiyle atılırdı, peki nasıl birden fazla oluyordu? Durum şöyleymiş: kadın vücudunda ergenliğe girildiğinden itibaren sayısı düşmeye başlayan sayısız yumurta varmış ve her ay da potansiyel yumurtalar olurmuş rahimde ama bunlardan sadece bir tanesi olgunlaşıp döllenmeye hazır hale gelirmiş, gerisi o süreçte atılırmış ve o tek yumurta da döllenmezse o da adetle atılırmış bildiğiniz üzere. İşte o potansiyel yumurta kesecikleri atılmadan, onlara içinde belli hormonları uyaran içerikte iğnelerle uyarıp diğer yumurta gibi büyümesini sağlıyorlar ve sonra da yine iğnelerle onları vücutta tutup atılmadan mini bir operasyonla alıyorlar. Yumurta dondurmanın özeti tam da bu.
Muayene ve test sonrası Dr. Emre Bey bana karından yapılan iğneler için reçete yazdı. Bunlar aslında tüp bebek tedavisi gören hastalara verilen ilaçlarla aynı ve sonunda döllenme işlemi harici süreç tamamen aynı. Piyasada birkaç çeşit bulunmakta ve doktorunuz hangisinin size iyi geleceğine göre çeşidine ve dozajına kendisi karar veriyor. Ve bunları devlet ödemiyor (tüp bebekte belki ödeniyordur bilemiyorum.). Ancak karından iğne olma fikri beni çok geriyordu, üstelik bunu her akşam kendimin yapacak olması fikri beni dehşete düşürüyordu. Ama hemşire Tuğba hanım çok anlayışlı ve sabırlı şekilde bana nasıl yapmam gerektiğini anlattı, üstüne bir de internetten videolar izledim. Yine de ilk gün çok zordu, bana refakat eden ve tüm süreçte destek olan canım arkadaşımın yardımıyla ilk gün iğnemi zorlukla yaptım ve inanılmaz acemiydim. Ama 3. Günden sonra pratikleşmiş ve adeta bir hemşireye dönüşmüştüm.:) ve şırıngaya tüm ilacı ve sıvıyı çektikten sonra enjektörün ucunu ince bir iğne ile değiştirdiğinizden (aynen diabetlilerin vurulduklarından) doğru düzgün bir acı hissetmiyorsunuz zaten. Lütfen korkup da bundan dolayı vazgeçmeyin, benim gibi hassas bir kişi bile yaptıysa siz hayli hayli yaparsınız. İğne de önemli olan verilen saati geçirmemeniz ve her gün aynı saatte yapmanız. Ve çok büyük yan etkilerle karşılaşırsanız doktorunuzu bilgilendirmeniz de önemli, ona göre ilaçların çeşidini ve dozajını değiştirir.
Hassas bir bünyeye sahip olduğumdan ilaçların etkisini fiziksel ve duygusal olarak hissettim ve resmen romantik bir ergene döndüm. Romantik komedi içi boş Hollywood filmlerine kadar izledim.:) Bu süreçte verilen hormonlardan dolayı östrojen hormonunuz tavan yapıyor ve duygusallaşıyorsunuz (ki zaten öyleyimdir normalde de); adet öncesi sendromunu daha uzun dönemde ve daha yoğun yaşadığınızı düşünün. Arada ağladığım zamanlar da oldu ama depresif düzeyde değildi. Sakın kendinizi koşullamayın şöyle zor bir süreçmiş, böyle kötü geçecek diye: herşeyden önce geçici bir süreç ve herkes kendi hikayesini yaşar ve en önemlisi sonunda elde edeceğinize değiyor ve abartıldığı gibi de bir zorluğu yok.
Ara kontroller
5 gün iğne olduktan sonra, sözleştiğimiz gibi 6. gün doktora gittim ve kontrol etti (ama ne zaman çağıracağı vs tamamen kişisel seyrinize bağlı). Bu arada söylememe gerek yok herhalde doğum kontrol hapı kullanıyorsanız kesiyorsunuz, cinsel birlikteliğiniz varsa ara veriyorsunuz, ekstra kullandığınız ilaçlar varsa doktora iletiyorsunuz, ben de bunların hiç biri yoktu ama bilginiz olsun diye. Ağrı kesici sadece Parol alabilirsiniz gerekirse ama dayanılmayacak bir ağrı olmadığından onu da almadım. Bu arada yürüyüş dışında spor da yasak, ya da ağır kaldırmak, kendinizi yormak vs. Bol bol su içeceksiniz, kabız olmaz zararlı ve kendinizi yoracak ya da strese sokacak şeylerden uzak durmanız tavsiye diliyor.
6. gün muayene edildiğinde yumurtalarımın hızla büyüdüğü görüldü ve olduğum iğnelerin yanına çatlatmama iğnesi de yazıldı ve üç gün sonraya randevu verildi. Tüm yumurtalar aynı hızla büyümüyor ve çatlatmama iğnesi belli bir milimetrenin üzerine çıkan büyümekte olan yumurta adayının vücuttan atılmasını engelliyor. Çatlatmama iğnesini sabah oluyordum ki dozajı çok daha yüksek ve iğnesi daha büyük, ilk gün beni bir hayli etkiledi ve hep yattım kasıklarımdaki ağrıdan ve yorgunluktan, akşama da yine diğer iğnemi oldum yumurtalarımı büyüten. Neyse ki ertesi sabah vurulduğumda artık öyle bir yan etkisi kalmamıştı vücudum adapte olduğundan. Ama diğer yandan aynı gün içerisinde vücuduna yumurtayı büyüt ama diğer yandan onu atma diyen karşıt iki komut veren bir tedavi süreci insanı biraz etkiliyor.
3 gün sonra doktor kontrolüne gittiğimde yumurtaların baya büyüdüğü görüldü ve akşam vurulduğum iğneden hemen yapmam, akşama da çatlatma iğnesi denilen yumurtayı olgunlaştıran almaya hazır hale getiren iğneyi yapmam söylendi. Bu iğnenin çok kesin bir saati vardı dakikası dakikasına ve yumurtaların 36 saat sonra da operasyonla alınması gerekiyordu vücutta serbest dolanırken vücuttan atılmasınlar diye. Son günlerde bir hayli ağırlaşmış ve hamile gibiydim, sürecin isminden de müstesna kendimi yumurtalamak üzere bir tavuk gibi hissediyordum:), sanki altım düşecek gibiydi. Ayrıca kokulara karşı çok hassaslaşmıştım, parfümdü sigaraydı direkt midemi bulandırıyordu. Sanıyorum hamileler son aylarında böyle oluyor, yürürken bile karnımda baskı hissediyordum ve yavaşlıyordum, dik de oturamıyordum; işyerindekilere başka bir rahatsızlık diye söyledim, bu mahrem sürecimi anlatmama hakkımı kullanarak. Sonuçta nasıl akşam eşinizle, sevgilinizle seviştiğinizde sabah bunu herkese anlatmıyorsanız, bu mahreminizi de kendinize saklamanız sizin en doğal hakkınız. Ve eğer etrafınızda yumurta dondurma veya tüp bebek sürecinde olan tanıdıklarınız varsa onlara karşı anlayışlı olun ve baskı yapmayın.
Yumurta toplama günü
İstenilen testlerin sonuçları ve evraklarımı alarak verilen saatte arkadaşımla birlikte sonunda merkezin yolunu tuttum (haftasonu pandemi karantinasında denk gelirse öncesinden merkezden imzalı bir kağıt isteyin sizin ve refakatçinizin ismini yazan ve bir tetkik için o gün randevunuz olduğunu belirten ki polis durdurursa ceza yemeyin.). Bu süreçte bu özelinizi anlatabileceğiniz, güvenebileceğiniz birinin yanınızda olması gerçekten çok kıymetli. Tüp bebek merkezlerinde yüzde doksan çiftler var ve bu süreçte bekar biri olarak kendinizi yalnız hissediyorsunuz, toplum baskısı da cabası. Beni tanıyan durak taksiye binmeyip, yoldan durdurduğum taksiye binip merkezin ilerisinde durdurup yürüdüğümü biliyorum, beni anlayanlarınız olacaktır eminim. Ya da danışmada ismim sorulup kayıt girileceğinde kimse duymasın diye alçak sesle yanıt verdiğimi, parmağımda yüzük yok diye. Aslında kimse kimseyi yargılamıyor da, o sıradaki psikolojiniz hassas oluyor işte.
Yumurta toplama günü merkeze gidip girişimi yaptırdık ve ardından bizi bir odaya aldılar, tertemizdi yatak ve çarşaflar, banyo, gardrop ve refakatçi koltuğu bulunmaktaydı. Arkadaşımla sohbet edip stresimi biraz yatıştırdım. Hemşire gelip damar yolumu açtı, bir süre sonra hastabakıcı almaya geldi ve operasyonun yapılacağı kata çıktık. O kadar şiş ve garip hissediyordum ki karnımın altında, oturamayıp ayakta bekledim, eğilince ya da kıvrılınca acıyordu çünkü yumurtalarımın hareketliliğini hissediyordum ki bu iyi bir şeydi, yumurtaların olgunlaştığına işaretti. Benden önceki hasta çıktı, çok gençti ve sedyedeydi ve halen anestezi etkisi altındaydı. Beni gördü ve ben de geçmiş olsun dedim, o da bana diledi ve tam alana girecekken arkamdan hafifçe seslendi ve “Allah sağlıkla bebeğini kucağına almayı nasip etsin” dedi. Hayatım boyunca unutamayacağımı düşündüğüm bu an içime çok dokundu: belli ki evliydi ve bebeği olmadığından tüp bebek tedavisi görüyordu bu çok genç yaşta ve halen anestezi etkisindeyken bile bunu bana söyleyebildi empati kurup, bir kadını en iyi bir kadın anlar yine. Aynısını ona diledim (sana dua edeceğim güzel yürekli kadın), kendime de evlenince. Sonra beni içeri aldılar, masaya yattım. Çok gergindim. Anestezist doktorumuz halimi görünce ve ben de ağrımı ve korkumu söyleyince önce elimi tutup moral verdi (böyle anlarda verilen destek hiç unutulmuyor gerçekten) ve benimle sohbet ederken rahatlatıcı ve ağrı kesici bir iğne sıktı damar yoluma. Ve tabii ki o andan itibaren kafam güzel oldu. Sonra bir iki dakika daha konuştuktan sonra tamamen anesteziyi verdi.
Uyandığımda odamızdaydık (yaklaşık 15-20 dakika geçmiş), arkadaşım hemşireyle konuşuyordu, bir süre daha uyudum uyandım, sonra hemşire geldi kontrol etti, yapmamız gerekenleri söyledi. Yiyecek bir şeyler geldi, sağolsun arkadaşım yedirdi vs ve çok iyi geldi kendime geldim, sonra yürüttü (tüm bu süreç 1 saat kadar sürüyor, kendinize çabuk geliyorsunuz.). Arada hemşire bir kağıt getirdi ve içinde kaç yumurtam olduğu yazıyordu ve de yapmam gerekenler bu süreçte. 6 yumurtam çıkmıştı ve ilk denemeye göre güzeldi ama toplam rezerv için yeterli değildi tabii. Daha sonra görüştüğüm doktorumdan ve laboratuvardan bunun 1 tanesinin uygun olmadığını (boyutu, kalitesi uygun olmayabiliyor ya da içi boş çıkabiliyor.) ve 5’inin dondurulduğunu öğrendim, çok kaybım da yoktu, çok sevindim. Bu arada Centrum Tüp Bebek Merkezi yumurtaları kristallenmeden çok hızlı şekilde donduran vitrifikasyon yöntemini kullanıyor ve yumurtalar dondurulurken de çözülürken de minimum hasar görüyor, ilk günkü tazeliğini koruyor (evet farkındayım çok ironik bir ifade:)). Doktor operasyonun başarılı geçtiğini, yaklaşık 1 hafta 10 gün sonra adet olacağımı ama (çok hassas bünyem var ve fazla etkileniyorum) bu defayı pas geçeceğini, dinlendireceğini ve ondan sonraki adette tekrar başlayacağımızı söyledi. Eve gittim, dinlendim. Hem zinde hem de mutlu hissediyordum kafamdaki endişe gittiği, ayrıca ağrılarım geçtiği ve hormonlarım da normale dönmeye başladığı için.
Maliyetler
Maliyete gelirsek: tüp bebek merkezinden tüp bebek merkezine fiyatlar çok değişiyor ama fark ettiğim Ankara’da ücretler İstanbul’a nazaran çok daha düşük. Ayrıca hangi ilaçlardan ne kadar ve kaç gün kullandığınız da toplam maliyeti çok fark ettiriyor çünkü pahalılar, belki eczaneyle konuşup biraz indirim isteyebilirsiniz. Bir defalık bu süreç bana her şey dâhil 10.000’nin altında bir maliyete geldi. Karşılığındaki güven duygusu ise paha biçilmez gerçekten. Elbette bu süreç belli bir uzmanlık ve tecrübe gerektiriyor ki bunu özveriyle yapan tüm merkezlere ve çalışanlarına çok teşekkürler. ve dondurma maliyetleri vs var ama fahiş ücretler isteyen yerlerin zaten bu işlemi yaptırmakta zorlanan ve çaresiz kalmış kişileri bu kadar zorlamaması gerektiğini düşünüyorum; biraz empati kurun ve zor durumda olana bir de siz vurmayın lütfen.
Operasyonun ardından
Sonuç olarak dünya için küçük benim için büyük bir adım ve pişman değilim, keşke daha önce yaptırsaydım yumurtalık sayım ve kalitem daha yüksekken (gerçi o zaman da rapor alamazdım yaptırmak için). Daha genç yaşta yaptırsaydım bir defada çok daha fazla sayıda ve kalitede yumurta toplayabileceklerdi ve bu da hamilelik olasılığını yükseltiyor. Olasılığı yükselten başka bir etmen de hamilelik yaşı. Yani bu yumurtaları dondurdum, oh istediğim yaşta çocuk yaparım kafam rahat diye bir rehavete düşmeyin sakın, buna güvenip yine ertelemek kendinize yapacağınız bir kötülük olur. Çünkü dondurduğunuz bu yumurtalarla ne kadar erken yaşta hamilelik denemesi yaparsanız, başarı şansı da, düşük yapmama ve çocukta anomali gelişmeme olasılığı da o kadar yüksek oluyor. Bu arada hamileliğe karar verdiğinizde, önce normal yoldan, belli bir süre olmazsa o zamanki taze yumurtanızı kullanarak tüp bebek yöntemiyle, o da olmazsa dondurduğunuz yumurtanızla yapmaya çalışıyorlar ki yeni dondurma teknikleriyle taze yumurtaya yakın bir kalitede oluyormuş dondurulmuşlar da. Türkiye’de evli olmayana dondurulmuş yumurtayı embriyoya çevirme işlemi yapılmıyor ya da donör de yasak, bunları düşünüyorsanız Kıbrıs’ı öneriyorlar forumlarda. Ancak dondurttuysanız da önce 1 yıl, sonra 5 yıl süreyle saklama süresini uzatabiliyorsunuz ve her şey titiz bir şekilde devlete iletiliyor ve kontrolleri yapılıyor.
Yumurta donduranların sonradan bunu kullanma yüzdesini ve hamile kalma oranını bilmiyorum; zaten Türkiye’de çok yeni bir süreç, bu konuda bir çalışma var mı da bilemiyorum ama geç yaşta da bu yolla hamile kalanlar olduğunu duydum. Diğer yandan hassas bir bünyem var, o yüzden ilaçların yan etkisi de hissettiğim acı da ortalamaya nazaran daha fazla oldu ama yine de dayanılmayacak bir süreç değildi kesinlikle, adet öncesi sendromuna benziyordu. Bu pandemi dönemi ve iğne sürecinde işe bile gittim kendimi çok yormamaya ve aşırı hareketli olmamaya çalışarak, tempomu düşürünce sorun olmadı, akşamları uzandım dinlendim hep. Zaten zararlı alışkanlıklarım yoktu (özellikle sigara içiyorsanız bırakın, doğurganlığa çok zarar veriyor; alkol kullanıyorsanız da ara verin). Pandemi döneminde de düzenli spora ve sağlıklı beslenmeye çok dikkat etmeye başlamıştım. Yapılan kan testlerinde sonuçlarını da gördüm ve yumurtanın kalitesine etkisinin olduğunu düşünüyorum.
Operasyon üzerine neredeyse 1 haftam doluyor ve çok az ağrım var (adet döneminin ilk günleri gibi), arada Parol aldım sadece ve güzelcene de dinlendim ve arada işe gittim. Size kendi yaşadıklarımı samimiyetle ve ayrıntısıyla anlatmaya çalıştım ki (bu benim kişisel sürecim oldu, başkası farklı yaşamış ya da yaşayacak olabilir tabii) endişelerinizi gidereyim ve karar vermeniz halinde az çok yaşayacaklarınızı okuyun: insan en çok bilmediğinden korkuyor ve erteliyor çünkü. İster yaptırın ister yaptırmayın, bu sadece sizin kararınız olmalı ve kimseye hesap vermek zorunda değilsiniz. Tek istediğim ileride pişman olmayacağınız seçeneği seçmeniz. Toplum baskısı, etrafta konuşulanlar, yanlış bilgiler boş verin bunları! Siz değerlisiniz ve kendi geleceğinizi kendiniz yönetin, geleceğinizde kendiniz için ne istiyorsanız o yolda zamanında yatırım yapın. Çünkü ileride üzüldüğünüzde, şu an kendisine göre davrandığınız o yargılayan kişiler yanınızda olup sizi teselli etmeyecek ve iyi ya da kötü kendi kararlarınızın sonuçlarıyla baş başa kalacaksınız. Çocuk istemek zorunda da değilsiniz ve bu da en doğal hakkınız. Ya da evlat da edinebilirsiniz ya da koruyucu ailelik, doğuran mı bakan mı değil mi. Ama bir olasılık çocuk yapma isteğiniz varsa ve halen doğurganlığınız devam ediyorsa bu imkânı kaçırmayın bence. Yapabileceğim bir şey olursa DM’den yazabilirsiniz. Hepinize güzel günler güçlü kadınlar.
Not: Değerli Doktorum Doç. Dr. Emre Pabuçcu’ya, değerli Anestezi Uzmanımıza, Centrum Tüp Bebek Merkezinin laboratuvar çalışanları, hemşireleri ve hasta bakıcıları ile idari görevlileri dâhil tüm çalışanlarına, ayrıca beni bu süreçte yalnız bırakmayan canım arkadaşıma (kadın kadının dostudur.) ve internetteki forumlarda deneyimlerini paylaşan tüm hemcinslerime sonsuz teşekkürlerimle.
Geçmiş olsun.sormak istediğim lu AMH değeriniz kaçtı. 8 yumurta dondurdu uz..Merhaba, 8 yumurtam donduruldu, ama ben tüp bebekte onları kullanmadım. Baştan tüp bebek tedavisi oldum, ilk seferinde sadece 1 tane yumurta çıktı, o da embriyo oldu ve transferim oldu ama malesef tutmadı. Şimdi ikinci seferi deniyorum, bu sefer iki yumurta çıktı, ikisi de embriyo oldu ve ikisi de transfer oldu, ilk hamilelik testlerim pozitif, şimdi pazartesi günü ultrasona gideceğiz, çok heyecanlıyım.
Eğer bu tüp bebek denemeleri olmazsa, dondurulmuşları 2şer 2şer kullanmayı düşünüyorum, yani 4 kerede transfer olurlar - inşallah gerek kalmaz.
Merhaba,Tüm Ayrıntılarıyla bir Yumurta Dondurma Tecrübesi
Motivasyon nedenim
38 yaşındayım ve yumurta dondurma işlemine karar vermem senelerimi aldı. Çevremde fiziken ve zihnen beğenilen biri olmama ve birçok evlilik teklifi almama rağmen eskiden travmatik bir evlilik yaşadığımdan sütten ağzım yanarak evliliğe içgüdüsel olarak mesafe koydum ve bu bariyeri istesem de maalesef henüz aşamadım. Diğer yandan yaşla birlikte doğurganlık olasılığının azalması zihnimde geri planda duran, görmezden gelip çözüm bulmayı ertelediğim ama son yıllarda beni strese sokan bir durumdu. Yumurta dondurmaya ilişkin bir bilgim olmadığı gibi, en fazla izlediğim gördüğüm şey bu konuda BBC’nin yakın zamandaki programıydı. Ve yumurta dondurtmaktan da dondurtmamaktan da korkuyordum. Ve geçen sene sonunda gözümü karartıp bu yola çıktım, sonra keşke daha önce çıksaymışım dedim.
İlk muayene tecrübesi ve yumurta dondurma şartları
Cesaretimi toplayıp, çok güvendiğim arkadaşımın tavsiyesiyle Ankara Çankaya’daki Centrum Tüp Bebek Merkezinde Doç. Dr. Emre Pabuçcu’ya gittim. Babası Prof Dr. Recai Pabuçcu’nun da kadın doğum konusunda çok hatrısayılır bir doktor olduğunu ve kendisinin de yanında yetiştiğini ve işin ehli olduğunu biliyordum. Üstelik, Doktor Emre Beyin sizi yargılayan ve kısa cevaplar verip çabucak odasından çıkmanızı bekleyen gözü kapıda bir tavrı asla yoktu. Aksine çok bilgilendirici ve cana yakındı. Kendisi önce kısa bir bilgilendirici konuşma yaptı, sonra alttan muayene ile yumurta foliküllerime baktı ve rezervlerin azaldığını fark etti. Bunun üzerine kan ve hormon testleri istedi. Bunlarda da rezervlerim düşük çıktı. Bir devlet hastanesinden heyet raporuyla yumurta dondurma işlemi yapılabilir raporu aldım, ki bu hemen de çıkmıyor.
Öncelikle yumurta dondurma işlemi için, ki ülkemizde kanser hastaları dışında bu iznin verilmesi daha çok yeni, ve işlem devlet iznine bağlı ve bunun için hastaneden heyet raporu isteniyor, ya rezervlerinizin belli bir seviyesinin altına inmesi (Amh hormonu vs bakılıyor) ya da yumurta kapasitesine zarar veren kanser vb bir durumunuzun olması gerekiyor. Şimdi bu kendi içinde çelişkili bir durum çünkü zaten yumurtalık kapasiteniz azalmışsa yumurta dondurma işlemi daha az etkili çünkü yumurta sayınız ve kalitesi düşmüş oluyor. Asıl olay erken yaşta ve kapasiteniz yüksekken dondurabilmek ki ileride çözüldüğünde hamile kalma olasılığınız yüksek olsun ama ona da ülkemizde izin verilmiyor. Çünkü yumurtanızı hangi yaşta dondurduğunuz ileride onları kullandığınızda hamilelik olasılığını direkt etkiliyor. 35’inden sonra yumurta kaliteniz ve sayısı ciddi düşüşe geçiyor, asıl kırılma noktasını da 37 yaş olarak görüyor doktorlar. Kaldı ki genç ya da evli bile olsanız, farkında olmadan erken menopoz, kanser, genetik, kaza vs gibi riskleri taşıyabiliyorsunuz, o yüzden tedbirli olup gençken dondurmakta fayda var diye düşünüyorum. Benim eski hormon tahlillerim vardı ve gerçekten her sene ne kadar düştüğünü, bir senede bile nasıl fark ettiğini şaşkınlıkla gördüm. Neyse buna da şükür diyorum, bu izin bile yakın zamanda çıktı ama inş devlet istismara izin vermeyecek düzenlemeler çerçevesinde heyet raporu sınırlamasını kaldırır ve kadınlar kendi bedenlerinden çıkacak bir yumurtayı dondurma özgürlüğüne yakın zamanda kavuşur.
Dondurma sürecine girişim ve iğneler
Tetkikler ve detaylı olarak sürecin konuşulmasından sonra, bir sonraki adetimin ikinci ya da üçüncü gününde görüşmek üzere sözleştik, bu arada doktor bey düşük çıkan bazı değerlerim için ilaçlar yazdı toparlamam için. Adetimin 3. Günü gittiğimde yine alttan muayene yapılıp folikül sayısına bakıldı. Birkaç yumurtam gözüküyordu, daha doğrusu içi sıvı dolu kesecik. Benim bildiğim yumurta tek olur ve her ay adet dönemiyle atılırdı, peki nasıl birden fazla oluyordu? Durum şöyleymiş: kadın vücudunda ergenliğe girildiğinden itibaren sayısı düşmeye başlayan sayısız yumurta varmış ve her ay da potansiyel yumurtalar olurmuş rahimde ama bunlardan sadece bir tanesi olgunlaşıp döllenmeye hazır hale gelirmiş, gerisi o süreçte atılırmış ve o tek yumurta da döllenmezse o da adetle atılırmış bildiğiniz üzere. İşte o potansiyel yumurta kesecikleri atılmadan, onlara içinde belli hormonları uyaran içerikte iğnelerle uyarıp diğer yumurta gibi büyümesini sağlıyorlar ve sonra da yine iğnelerle onları vücutta tutup atılmadan mini bir operasyonla alıyorlar. Yumurta dondurmanın özeti tam da bu.
Muayene ve test sonrası Dr. Emre Bey bana karından yapılan iğneler için reçete yazdı. Bunlar aslında tüp bebek tedavisi gören hastalara verilen ilaçlarla aynı ve sonunda döllenme işlemi harici süreç tamamen aynı. Piyasada birkaç çeşit bulunmakta ve doktorunuz hangisinin size iyi geleceğine göre çeşidine ve dozajına kendisi karar veriyor. Ve bunları devlet ödemiyor (tüp bebekte belki ödeniyordur bilemiyorum.). Ancak karından iğne olma fikri beni çok geriyordu, üstelik bunu her akşam kendimin yapacak olması fikri beni dehşete düşürüyordu. Ama hemşire Tuğba hanım çok anlayışlı ve sabırlı şekilde bana nasıl yapmam gerektiğini anlattı, üstüne bir de internetten videolar izledim. Yine de ilk gün çok zordu, bana refakat eden ve tüm süreçte destek olan canım arkadaşımın yardımıyla ilk gün iğnemi zorlukla yaptım ve inanılmaz acemiydim. Ama 3. Günden sonra pratikleşmiş ve adeta bir hemşireye dönüşmüştüm.:) ve şırıngaya tüm ilacı ve sıvıyı çektikten sonra enjektörün ucunu ince bir iğne ile değiştirdiğinizden (aynen diabetlilerin vurulduklarından) doğru düzgün bir acı hissetmiyorsunuz zaten. Lütfen korkup da bundan dolayı vazgeçmeyin, benim gibi hassas bir kişi bile yaptıysa siz hayli hayli yaparsınız. İğne de önemli olan verilen saati geçirmemeniz ve her gün aynı saatte yapmanız. Ve çok büyük yan etkilerle karşılaşırsanız doktorunuzu bilgilendirmeniz de önemli, ona göre ilaçların çeşidini ve dozajını değiştirir.
Hassas bir bünyeye sahip olduğumdan ilaçların etkisini fiziksel ve duygusal olarak hissettim ve resmen romantik bir ergene döndüm. Romantik komedi içi boş Hollywood filmlerine kadar izledim.:) Bu süreçte verilen hormonlardan dolayı östrojen hormonunuz tavan yapıyor ve duygusallaşıyorsunuz (ki zaten öyleyimdir normalde de); adet öncesi sendromunu daha uzun dönemde ve daha yoğun yaşadığınızı düşünün. Arada ağladığım zamanlar da oldu ama depresif düzeyde değildi. Sakın kendinizi koşullamayın şöyle zor bir süreçmiş, böyle kötü geçecek diye: herşeyden önce geçici bir süreç ve herkes kendi hikayesini yaşar ve en önemlisi sonunda elde edeceğinize değiyor ve abartıldığı gibi de bir zorluğu yok.
Ara kontroller
5 gün iğne olduktan sonra, sözleştiğimiz gibi 6. gün doktora gittim ve kontrol etti (ama ne zaman çağıracağı vs tamamen kişisel seyrinize bağlı). Bu arada söylememe gerek yok herhalde doğum kontrol hapı kullanıyorsanız kesiyorsunuz, cinsel birlikteliğiniz varsa ara veriyorsunuz, ekstra kullandığınız ilaçlar varsa doktora iletiyorsunuz, ben de bunların hiç biri yoktu ama bilginiz olsun diye. Ağrı kesici sadece Parol alabilirsiniz gerekirse ama dayanılmayacak bir ağrı olmadığından onu da almadım. Bu arada yürüyüş dışında spor da yasak, ya da ağır kaldırmak, kendinizi yormak vs. Bol bol su içeceksiniz, kabız olmaz zararlı ve kendinizi yoracak ya da strese sokacak şeylerden uzak durmanız tavsiye diliyor.
6. gün muayene edildiğinde yumurtalarımın hızla büyüdüğü görüldü ve olduğum iğnelerin yanına çatlatmama iğnesi de yazıldı ve üç gün sonraya randevu verildi. Tüm yumurtalar aynı hızla büyümüyor ve çatlatmama iğnesi belli bir milimetrenin üzerine çıkan büyümekte olan yumurta adayının vücuttan atılmasını engelliyor. Çatlatmama iğnesini sabah oluyordum ki dozajı çok daha yüksek ve iğnesi daha büyük, ilk gün beni bir hayli etkiledi ve hep yattım kasıklarımdaki ağrıdan ve yorgunluktan, akşama da yine diğer iğnemi oldum yumurtalarımı büyüten. Neyse ki ertesi sabah vurulduğumda artık öyle bir yan etkisi kalmamıştı vücudum adapte olduğundan. Ama diğer yandan aynı gün içerisinde vücuduna yumurtayı büyüt ama diğer yandan onu atma diyen karşıt iki komut veren bir tedavi süreci insanı biraz etkiliyor.
3 gün sonra doktor kontrolüne gittiğimde yumurtaların baya büyüdüğü görüldü ve akşam vurulduğum iğneden hemen yapmam, akşama da çatlatma iğnesi denilen yumurtayı olgunlaştıran almaya hazır hale getiren iğneyi yapmam söylendi. Bu iğnenin çok kesin bir saati vardı dakikası dakikasına ve yumurtaların 36 saat sonra da operasyonla alınması gerekiyordu vücutta serbest dolanırken vücuttan atılmasınlar diye. Son günlerde bir hayli ağırlaşmış ve hamile gibiydim, sürecin isminden de müstesna kendimi yumurtalamak üzere bir tavuk gibi hissediyordum:), sanki altım düşecek gibiydi. Ayrıca kokulara karşı çok hassaslaşmıştım, parfümdü sigaraydı direkt midemi bulandırıyordu. Sanıyorum hamileler son aylarında böyle oluyor, yürürken bile karnımda baskı hissediyordum ve yavaşlıyordum, dik de oturamıyordum; işyerindekilere başka bir rahatsızlık diye söyledim, bu mahrem sürecimi anlatmama hakkımı kullanarak. Sonuçta nasıl akşam eşinizle, sevgilinizle seviştiğinizde sabah bunu herkese anlatmıyorsanız, bu mahreminizi de kendinize saklamanız sizin en doğal hakkınız. Ve eğer etrafınızda yumurta dondurma veya tüp bebek sürecinde olan tanıdıklarınız varsa onlara karşı anlayışlı olun ve baskı yapmayın.
Yumurta toplama günü
İstenilen testlerin sonuçları ve evraklarımı alarak verilen saatte arkadaşımla birlikte sonunda merkezin yolunu tuttum (haftasonu pandemi karantinasında denk gelirse öncesinden merkezden imzalı bir kağıt isteyin sizin ve refakatçinizin ismini yazan ve bir tetkik için o gün randevunuz olduğunu belirten ki polis durdurursa ceza yemeyin.). Bu süreçte bu özelinizi anlatabileceğiniz, güvenebileceğiniz birinin yanınızda olması gerçekten çok kıymetli. Tüp bebek merkezlerinde yüzde doksan çiftler var ve bu süreçte bekar biri olarak kendinizi yalnız hissediyorsunuz, toplum baskısı da cabası. Beni tanıyan durak taksiye binmeyip, yoldan durdurduğum taksiye binip merkezin ilerisinde durdurup yürüdüğümü biliyorum, beni anlayanlarınız olacaktır eminim. Ya da danışmada ismim sorulup kayıt girileceğinde kimse duymasın diye alçak sesle yanıt verdiğimi, parmağımda yüzük yok diye. Aslında kimse kimseyi yargılamıyor da, o sıradaki psikolojiniz hassas oluyor işte.
Yumurta toplama günü merkeze gidip girişimi yaptırdık ve ardından bizi bir odaya aldılar, tertemizdi yatak ve çarşaflar, banyo, gardrop ve refakatçi koltuğu bulunmaktaydı. Arkadaşımla sohbet edip stresimi biraz yatıştırdım. Hemşire gelip damar yolumu açtı, bir süre sonra hastabakıcı almaya geldi ve operasyonun yapılacağı kata çıktık. O kadar şiş ve garip hissediyordum ki karnımın altında, oturamayıp ayakta bekledim, eğilince ya da kıvrılınca acıyordu çünkü yumurtalarımın hareketliliğini hissediyordum ki bu iyi bir şeydi, yumurtaların olgunlaştığına işaretti. Benden önceki hasta çıktı, çok gençti ve sedyedeydi ve halen anestezi etkisi altındaydı. Beni gördü ve ben de geçmiş olsun dedim, o da bana diledi ve tam alana girecekken arkamdan hafifçe seslendi ve “Allah sağlıkla bebeğini kucağına almayı nasip etsin” dedi. Hayatım boyunca unutamayacağımı düşündüğüm bu an içime çok dokundu: belli ki evliydi ve bebeği olmadığından tüp bebek tedavisi görüyordu bu çok genç yaşta ve halen anestezi etkisindeyken bile bunu bana söyleyebildi empati kurup, bir kadını en iyi bir kadın anlar yine. Aynısını ona diledim (sana dua edeceğim güzel yürekli kadın), kendime de evlenince. Sonra beni içeri aldılar, masaya yattım. Çok gergindim. Anestezist doktorumuz halimi görünce ve ben de ağrımı ve korkumu söyleyince önce elimi tutup moral verdi (böyle anlarda verilen destek hiç unutulmuyor gerçekten) ve benimle sohbet ederken rahatlatıcı ve ağrı kesici bir iğne sıktı damar yoluma. Ve tabii ki o andan itibaren kafam güzel oldu. Sonra bir iki dakika daha konuştuktan sonra tamamen anesteziyi verdi.
Uyandığımda odamızdaydık (yaklaşık 15-20 dakika geçmiş), arkadaşım hemşireyle konuşuyordu, bir süre daha uyudum uyandım, sonra hemşire geldi kontrol etti, yapmamız gerekenleri söyledi. Yiyecek bir şeyler geldi, sağolsun arkadaşım yedirdi vs ve çok iyi geldi kendime geldim, sonra yürüttü (tüm bu süreç 1 saat kadar sürüyor, kendinize çabuk geliyorsunuz.). Arada hemşire bir kağıt getirdi ve içinde kaç yumurtam olduğu yazıyordu ve de yapmam gerekenler bu süreçte. 6 yumurtam çıkmıştı ve ilk denemeye göre güzeldi ama toplam rezerv için yeterli değildi tabii. Daha sonra görüştüğüm doktorumdan ve laboratuvardan bunun 1 tanesinin uygun olmadığını (boyutu, kalitesi uygun olmayabiliyor ya da içi boş çıkabiliyor.) ve 5’inin dondurulduğunu öğrendim, çok kaybım da yoktu, çok sevindim. Bu arada Centrum Tüp Bebek Merkezi yumurtaları kristallenmeden çok hızlı şekilde donduran vitrifikasyon yöntemini kullanıyor ve yumurtalar dondurulurken de çözülürken de minimum hasar görüyor, ilk günkü tazeliğini koruyor (evet farkındayım çok ironik bir ifade:)). Doktor operasyonun başarılı geçtiğini, yaklaşık 1 hafta 10 gün sonra adet olacağımı ama (çok hassas bünyem var ve fazla etkileniyorum) bu defayı pas geçeceğini, dinlendireceğini ve ondan sonraki adette tekrar başlayacağımızı söyledi. Eve gittim, dinlendim. Hem zinde hem de mutlu hissediyordum kafamdaki endişe gittiği, ayrıca ağrılarım geçtiği ve hormonlarım da normale dönmeye başladığı için.
Maliyetler
Maliyete gelirsek: tüp bebek merkezinden tüp bebek merkezine fiyatlar çok değişiyor ama fark ettiğim Ankara’da ücretler İstanbul’a nazaran çok daha düşük. Ayrıca hangi ilaçlardan ne kadar ve kaç gün kullandığınız da toplam maliyeti çok fark ettiriyor çünkü pahalılar, belki eczaneyle konuşup biraz indirim isteyebilirsiniz. Bir defalık bu süreç bana her şey dâhil 10.000’nin altında bir maliyete geldi. Karşılığındaki güven duygusu ise paha biçilmez gerçekten. Elbette bu süreç belli bir uzmanlık ve tecrübe gerektiriyor ki bunu özveriyle yapan tüm merkezlere ve çalışanlarına çok teşekkürler. ve dondurma maliyetleri vs var ama fahiş ücretler isteyen yerlerin zaten bu işlemi yaptırmakta zorlanan ve çaresiz kalmış kişileri bu kadar zorlamaması gerektiğini düşünüyorum; biraz empati kurun ve zor durumda olana bir de siz vurmayın lütfen.
Operasyonun ardından
Sonuç olarak dünya için küçük benim için büyük bir adım ve pişman değilim, keşke daha önce yaptırsaydım yumurtalık sayım ve kalitem daha yüksekken (gerçi o zaman da rapor alamazdım yaptırmak için). Daha genç yaşta yaptırsaydım bir defada çok daha fazla sayıda ve kalitede yumurta toplayabileceklerdi ve bu da hamilelik olasılığını yükseltiyor. Olasılığı yükselten başka bir etmen de hamilelik yaşı. Yani bu yumurtaları dondurdum, oh istediğim yaşta çocuk yaparım kafam rahat diye bir rehavete düşmeyin sakın, buna güvenip yine ertelemek kendinize yapacağınız bir kötülük olur. Çünkü dondurduğunuz bu yumurtalarla ne kadar erken yaşta hamilelik denemesi yaparsanız, başarı şansı da, düşük yapmama ve çocukta anomali gelişmeme olasılığı da o kadar yüksek oluyor. Bu arada hamileliğe karar verdiğinizde, önce normal yoldan, belli bir süre olmazsa o zamanki taze yumurtanızı kullanarak tüp bebek yöntemiyle, o da olmazsa dondurduğunuz yumurtanızla yapmaya çalışıyorlar ki yeni dondurma teknikleriyle taze yumurtaya yakın bir kalitede oluyormuş dondurulmuşlar da. Türkiye’de evli olmayana dondurulmuş yumurtayı embriyoya çevirme işlemi yapılmıyor ya da donör de yasak, bunları düşünüyorsanız Kıbrıs’ı öneriyorlar forumlarda. Ancak dondurttuysanız da önce 1 yıl, sonra 5 yıl süreyle saklama süresini uzatabiliyorsunuz ve her şey titiz bir şekilde devlete iletiliyor ve kontrolleri yapılıyor.
Yumurta donduranların sonradan bunu kullanma yüzdesini ve hamile kalma oranını bilmiyorum; zaten Türkiye’de çok yeni bir süreç, bu konuda bir çalışma var mı da bilemiyorum ama geç yaşta da bu yolla hamile kalanlar olduğunu duydum. Diğer yandan hassas bir bünyem var, o yüzden ilaçların yan etkisi de hissettiğim acı da ortalamaya nazaran daha fazla oldu ama yine de dayanılmayacak bir süreç değildi kesinlikle, adet öncesi sendromuna benziyordu. Bu pandemi dönemi ve iğne sürecinde işe bile gittim kendimi çok yormamaya ve aşırı hareketli olmamaya çalışarak, tempomu düşürünce sorun olmadı, akşamları uzandım dinlendim hep. Zaten zararlı alışkanlıklarım yoktu (özellikle sigara içiyorsanız bırakın, doğurganlığa çok zarar veriyor; alkol kullanıyorsanız da ara verin). Pandemi döneminde de düzenli spora ve sağlıklı beslenmeye çok dikkat etmeye başlamıştım. Yapılan kan testlerinde sonuçlarını da gördüm ve yumurtanın kalitesine etkisinin olduğunu düşünüyorum.
Operasyon üzerine neredeyse 1 haftam doluyor ve çok az ağrım var (adet döneminin ilk günleri gibi), arada Parol aldım sadece ve güzelcene de dinlendim ve arada işe gittim. Size kendi yaşadıklarımı samimiyetle ve ayrıntısıyla anlatmaya çalıştım ki (bu benim kişisel sürecim oldu, başkası farklı yaşamış ya da yaşayacak olabilir tabii) endişelerinizi gidereyim ve karar vermeniz halinde az çok yaşayacaklarınızı okuyun: insan en çok bilmediğinden korkuyor ve erteliyor çünkü. İster yaptırın ister yaptırmayın, bu sadece sizin kararınız olmalı ve kimseye hesap vermek zorunda değilsiniz. Tek istediğim ileride pişman olmayacağınız seçeneği seçmeniz. Toplum baskısı, etrafta konuşulanlar, yanlış bilgiler boş verin bunları! Siz değerlisiniz ve kendi geleceğinizi kendiniz yönetin, geleceğinizde kendiniz için ne istiyorsanız o yolda zamanında yatırım yapın. Çünkü ileride üzüldüğünüzde, şu an kendisine göre davrandığınız o yargılayan kişiler yanınızda olup sizi teselli etmeyecek ve iyi ya da kötü kendi kararlarınızın sonuçlarıyla baş başa kalacaksınız. Çocuk istemek zorunda da değilsiniz ve bu da en doğal hakkınız. Ya da evlat da edinebilirsiniz ya da koruyucu ailelik, doğuran mı bakan mı değil mi. Ama bir olasılık çocuk yapma isteğiniz varsa ve halen doğurganlığınız devam ediyorsa bu imkânı kaçırmayın bence. Yapabileceğim bir şey olursa DM’den yazabilirsiniz. Hepinize güzel günler güçlü kadınlar.
Not: Değerli Doktorum Doç. Dr. Emre Pabuçcu’ya, değerli Anestezi Uzmanımıza, Centrum Tüp Bebek Merkezinin laboratuvar çalışanları, hemşireleri ve hasta bakıcıları ile idari görevlileri dâhil tüm çalışanlarına, ayrıca beni bu süreçte yalnız bırakmayan canım arkadaşıma (kadın kadının dostudur.) ve internetteki forumlarda deneyimlerini paylaşan tüm hemcinslerime sonsuz teşekkürlerimle.