Canım buarada sen tok karnına mı yürüyorsun? açken bir parça karbonhidrat bir parça protein ve yağ tüketip yürümeyi öneriyordu doktorlar.. mesela 3-4 üzüm, bir parça peynir, birkaç zeytin, biraz da su gibi... o zaman hem güzel yağ yakarmışsın, hem de spordan yarım saat kadar sonra rahat rahat yemek yermişsin, ama sanırım senin saatlerde uymuyor ama tok karnına (vücut zaten sindirim aşamasında ciddi bir efor sarf ederken) yürüyorsan o çok halsizlik yapabilir.... çünkü sen sindirim esnasında yürürken, vücut aldığın yemeklerin ne kadarını kullanacağını hesap ediyor ve: 'daha yeni yemek yedi ama yürüyor, koşuyor, demek ki enerjiye ihtiyacımız var, ben bunları depolayayım, en azından metabolizmayı yavaşlatayım' diyormuş... yemekten en az 3-4 saat sonra bir parçacık her kaynaktan yiyerek, ya da sabah aç karnına yine azıcık bir şey yiyerek spor yapılırsa zihin, daha fazla yemek bulmak için çaba harcadığını düşünerek metabolizmayı full çalıştırıyormuş
bilmem ki sen nasıl ne zaman yürüyorsun canım, ama aklında olsun...
Atkinse gelince, ana hatlarıyla karatay ile aynı canım, karattay o konuda da eleştirildi, atkinsi aldı, türkiyeye uyarkadı adını karatay yaptı diye... ama yağ konusunda kesinlikle karatay'a diyecek sözüm yok, çok haklı... zaten iyi yağ öneriyor, riveria bile değil sızma zeytinyağı ve köy tereyağı öneriyor... ona diyecek sözüm yok ama karbonhidrat da olmalı diyette, en büyük eleştiriyi buradan alıyor..
Evet protein de lazım ama ketozis diye de bir hastalık var... protein fazlasından oluyor.. bir de bir makalede yine atkins ya da diğer protein ağırlıklı diyetlerin uzun vadede böbrek yetmezliğine neden olduğunu, böbrek yetmezliğinin de %80'inin gerçekleşmeden belirti vermeyeceğini o saatten sonra da geri dönüşü olmadığını okudum yine.. yani açıkçası ben karatay gibi tek tip diyetlerden korkuyorum, en fazla 1 ay yapıp bırakılması gerekir diye düşünüyorum. orta glisemik indeks ve iyi yağlarla ve kaliteli karbonhidratlarla güzel ve dengeli bir beslenme programı hazırlanabilir... sporcuların forumlarında bile gezdim bu konuda, yoğun proteini günde 3-4 saat vücut çalışanlar alıyormuş, yanında da halsizlik olmaması için mutlaka iyi akronhidrat, meyve vs... çalışamadıkları zaman dengeli, hem normal protein hem karbonhidrat içeren, ama abur cubur içermeyen öğünle tüketirlermiş...
Ben de doktora gittiğimden beri çok katı olmamakla beraber buğdayı kestim, ama günde 1-2 dilim ekmek tüketiyorum, önceden bir peynir canavarıyken normalin altına indirdim.. hemen ödemimden ve halsizlikten kurtuldum canım. sabah 58 akşam 59 tartıyorum normal insanlar gibi artık 1 kilo farkım oluyor sadece
şişkiliğim, ağrılarım vs gitti çok şükür.. bu arada benim sabah kilom 61,5 civarıydı kilo vermeye karar verdiğimde, 40 45 gün önce. trambolin yapamıyorum ama aburcubur bile yesem acıkmayı bekliyorum, 40 günde 3,5 kilo gitmiş
işe yaradığından da herkese tavsiye ediyorum...
Ne olur halsizliğin oluyorsa sen de en azından erikti, ayvaydı, yeşil elmaydı, bunları ye olmaz mı, tam diyet meyveleri bunlar.. ben pirinç pilavına da başladım, az limon sıkıyorum pişirirken, Glisemik indeksi düşürüyormş,, iyi yağla da yapıyorum... bir de prinç çok zararlı olsa uzak doğudakiler her öğün tüketiyor, onlar kilolu olurdu diye düşünüyorum... yine de mesela pişmiş havucu çok yemiyorum, az miktar salatalarda çiğ, zeytinyağı ve limonla tüketiyorum.. yine de güzel kilo veriyorum... Hatta 10günde bir baya baya pasta börek canım ne isterse yiyorum :) ama doyunca ve tokken hiç atıştırmıyorum. böyle 10 günde bir her istediğimi yeme nedenim de vücut metabolizmasına hız vermek ve kıtlkta olmadığımızı anlatmak...
Ben dengeden yanayım açıkçası, böreği dışarda yemek yerine evde iyi yağ ile yapınca gönlüm rahat yiyorum, spor yapamıyor olsam da kilo veriyorum. ama kesinlikle canım omega 3'ün de yağların da çok fayda ettiğini düşünüyorum, sen söyledikten sonra çifter çifter alıyorum omega 3'ümü de