Sevgili neferalem ve polanegri; ben de sizler gibi çalışma hayatından çekinenlerdenim. Okulu bitireli 2 yıl oldu ve ben aslında çok kolay atanabilecek bir bölümdeyken bilerek çalışmadım ve hep düşük puanlar aldım. Ve işin garibi de ne biliyor musunuz kızlar? Ben psikolojik danışmanlık bölümünü bitirdim. Bu problemlerin nereden kaynaklanabileceğini ve nasıl tedavi edilebileceğini aslında biliyorum. Ama hiçbir çaba sarfedemiyorum, hep günü güne satıyorum. Evet, bu da ayrı bir problem; öğrenilmiş çaresizlikten kaynaklanan atalet hali. Aslında kendimi iyi hissettiğimde(bazen nadir de olsa kendime güvenim gelebiliyor) işte o zaman gayet iyi güzel işler yapıp mutlu olabiliyorum.Ki bu güven nerden geliyor diye düşünürsek kesinlikle bir ortama girerek güzel vakit geçirmiş oluyorum. Ama çok uzun sürmüyor tabi. Çünkü karşılaştığım en ufak bir hoşnutsuzlukta pes edip tekrar kendi kabuğuma çekiliyorum.
Aslında yapmamız gereken şey sabırlı olmak ve yılmamak... Düşüncelerimizi kontrol etmeyi öğrenebilmek... Hissettiğimiz duyguların altında aslında hangi düşüncelerin olduğunu keşfedebilmek... Korkularımız neler mesela, evet topluma girmekten korkuyoruz ama neden topluma girmekten korkuyoruz? Bu problemin de genelde en temelinde öz güven eksikliği yatar. Kendimizi çok fazla küçümser,yargılar ve biz,bize hiçbir şans vermeyiz. İşte biz böyle hissedince bu hisler beden dilimize, davranışlarımıza da yansır. İnsanlar da bizi, bizim kendimizi gördüğümüz şekilde görmeye başlar. Onlar bizi öyle gördükçe, biz daha da aşağılık olduğumuzu düşünüp kendimizi daha çok hırpalarız. Bu durum böööyle kısır bir döngü halini alır ve çığ gibi büyüdükçe büyür. Bu döngüyü bozmak için neler yapmalıyız mesela. Bunları tartışmaya ne dersiniz? Böyle olduğumuz yerde dertlenip hiçbirşey yapmadan, kendimizi daha da kabuğumuza çekerek hiçbir gelişme katedemiyoruz işte, bu ortada. Yıllar geçti ama ne birşey değişti ne de bizi bu çaresizliğin içinden çıkaran bir kahraman imdadımıza yetişti. Bi<im tek kahramanımız biziz, kendimiziz...
Hadi bu sayfa bizim günlüğümüz olsun, ne dersiniz? Birbirimize sözler verelim yapacaklarımız ile ilgili, ortak kararlar alalım ve uygulayalım. Sonra gelip burda başımızdan geçen olayları anlatıp tartışalım. Birbirimizi motive edelim, ne dersiniz dostlar?